Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1756 E. 2023/1313 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1756
KARAR NO: 2023/1313
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/05/2018
ESAS NO: 2017/267
KARAR NO: 2018/606
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 20/03/2017
KARAR TARİHİ: 27/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı özel hukuk tüzel kişiliğini haiz iştirak şirket olduğunu, anılan şirket bünyesinde çalışan dava dışı işçi … 01.01.2014-28.12.2016 tarihleri arasında davacı şirkette çalıştığını, davacı şirketin işçinin çalıştığı son işyeri olması sebebiyle 25.2.2010 -31.12.2013 tarihleri arasında alt işverenlere ait işyerlerinde çalışmış olduğu dönemlere ilişkin kıdem tazminatının davacı şirket tarafından ödendiğini, dava dışı işçi … davalı alt işveren şirketlerde çalıştığı dönemlere ilişkin kıdem tazminatı tutarı olan 12.669,82 TL’nın davalı şirketlerden yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı … san.tic.ltd.şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın işçi-işveren ilişkilerine ilişkin olduğundan iş mahkemesinin görevli olduğunu bu sebeple husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı ve davalı şirket arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacı şirketten emekli olan şahsın kesintisiz olarak davacı şirkette çalıştığından dolayı 1 numaralı davalı şirketin sorumluluğu ve borcu olmadığını, iş bu nedenle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalılar … ltd.şti, … ltd şti, … tic ltd. şti vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirketler arasında imzalanan ihale idari şartnamesinde teklif fiyatın içinde işçilere ödenecek kıdem tazminatının yer almadığını dolayısıyla kıdem tazminatının sözleşme bedeline dahil olan bir gider olmadığını, davacının rücuan bunu istemesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, ayrıca alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatının ilgili kamu kurumu tarafından ödeneceğini öngören 4857 sayılı iş kanununun 112. maddesine aykın olduğunu, davacı ve davalı şirketler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin olduğunu, bu açıklamalarının mahkemece kabul edilmemesi halinde; BK m. 167 uyarınca davacının rücu hakkı sınırlı olup işçiyi istihdam ettiği tarihteki brüt ücret seviyesi ile ve eşit paylarla sorumlu tutulabileceğini, bu sebeple davacının rücu hakkının davalı şirketlere karşı sınırlı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı özel hukuk tüzel kişiliğini haiz iştirak şirket olan Davacı … San, ve Tic. Ltd. Şti’nin, anılan şirket bünyesinde çalışan dava dışı işçi … 01.01.2014-28.12.2016 tarihleri arasında davacı şirkette çalıştığı son işyeri olması sebebiyle 25.2.2010 -31.12.2013 tarihleri arasında alt işverenlere ait işyerlerinde çalışmış olduğu dönemlere ilişkin kıdem tazminatının davacı şirket tarafından ödenmesinden dolayı ödenen 12.669,82 TL’nın davalı şirketlerden yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili davasıdır. Dava dışı işçi … SGK Tescil ve Hizmet Dökümü kayıtlarının incelenmesi sonucunda; 25.2.2010 -31.12.2013 tarihleri arasında davalı alt işveren olarak … Tic. Ltd. Şti. ile … Tic. Ltd. Sti. bünyesinde dava dışı işçinin çalıştığı görülmektedir. … Tic. Ltd. Şti.’de dava dışı işçinin işe giriş tarihinin 25.02.2010 işten çıkış tarihinin ise 31.12.2012 olduğu buna göre, dava dışı işçinin bu işyerinde;25.2.2010-31.12.2012 tarihleri arasında 1041 gün hizmeti olduğu, … Tic. Ltd. Şti. yönünden dava dışı işçinin işe giriş tarihinin 01.01.2013, 31.12.2013 işten çıkışına göre dava dışı işçinin bu işyerinde 1.1.2013-31.12.2013 tarihleri arasında 365 gün hizmeti olduğu ve SGK kayıtları resmi belge olduğundan hizmet döküm cetveline göre sigortalılık sürelerine itibar edilerek 4857 sayılı iş Kanunun 120. Maddesinin mülga 1475 sayılı yasanın 14. Maddesinde belirtilen kıdem tazminatı alacağını ödeyen davacının rücuan alacak davasının kısmen kabulü ile 4.779,99 TL kıdem tazminatının … ltd. Şti.’den, 1.669,30 TL kıdem tazminatının …. Şti. ‘den, dava tarihi olan 20/03/2017 ‘den itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte alınak davacıya verilmesine, … Şti. Ve … Ltd. Şti ‘ne karşı açılan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ”Yüklenici firmaların, ihale dokümanları ve müvekkil şirket ile akdedilen Hizmet Alımı Sözleşmelerinden kaynaklanan yükümlülükleri nedeniyle adı geçen kişiye yapılan ödemeden sorumlu olduğu ve söz konusu alacaklar bakımından İsper’in sözleşmeden dolayı sorumlu olan yüklenici şirketlere Borçlar Kanununun genel hükümleri uyarınca rücu edebileceği açıktır.Davalı şirketler, müvekkil şirketlerden farklı yıllarda ihale ile İlaçlama Çalışmalarına İlişkin Hizmet Alımı işini üstlenmiş firmalardır. Taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmelerinde ve bu hizmet sözleşmelerinin atıf yaptığı teknik şartnamelerde, yüklenici firma tarafından çalıştırılan personel ile müvekkil şirket arasında hiçbir kanuni bağ ya da sorumluluk ilişkisinin olmadığı, yüklenicinin bu personelin işvereni olduğu, tüm yükümlülüklerin (aylık ücret, fazla mesai, kıdem, ihbar tazminatı, izin ücreti, SSK primler, işçi ve işveren primleri, vergi mevzuatından doğan ödemeler vs.) yüklenici tarafından yerine getirilmesi öngörülmüştür.Davalı şirketlerin de kabulünde olduğu üzere dava dışı işçi;25.02.2010-31.01.2012 tarihleri arasında davalı …San.Tic.Ltd.Şti.’nde 01.02.2012-31.12.2012 tarihleri arasında davalı … Ltd. Şti.’nde 01.01.2013-31.01.2013 tarihleri arasında davalı … Tic. Ltd. Şti.’de 01.02.2013-31.12.2013 tarihleri arasında davalı … Ltd. Şti.’de hizmet vermiştir. Nitekim dava dışı işçinin hizmet verdiği “İlaçlama Hizmetleri”nin belirtilen tarihlerde söz konusu hizmetleri verdiği, dava dosyası kapsamında mevcut sözleşmelerle sabittir. Davalı şirketlerin kabulünde olan ve söz konusu hizmetin bu şirketler tarafından verildiğini gösterir sözleşmeler dosya kapsamında mevcut iken bilirkişi raporundaki 1. Seçeneğin hükme esas alınması hukuka aykırıdır. Taraflar arasındaki sözleşme ile personele yapılacak ödemelerin kim tarafından karşılanacağı, sorumluluğun kimde olduğu yönünde düzenlemeler mevcut olduğundan burada %50 sorumluluktan bahsedilemeyecektir. Kabul anlamına gelmemek kaydıyla- sözleşmede böyle bir düzenlemenin bulunmaması durumunda dahi Personel Alımına İlişkin yapılan ihale sonucunda yapılacak işte personele yapılacak ödemelerden yüklenicinin sorumlu tutulmaması abesle iştigaldir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği gereği de dava dışı işçiye yapılan ödemeden davalı şirketlerin sorumlu olması gerekmektedir. Davalı … Ltd.şti vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ”İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki işleri yine kendine bağlı şirketi olan Davacı üzerinden yürütmekte olup; üst iş veren konumundadır. Dava dışı işçi, Müvekkil şirkette hiç çalışmamıştır. Davacı Şirket, Dava dışı işçinin, iş ilişkisinden kaynaklanan ücretleri kendisine ifa ederek iş sözleşmesini sonlandırmıştır. Dava dışı işçi, çalıştığı dönem boyunca emir ve talimatları Davacı Şirketten almıştır. Bunun yanında, İşçinin yıllık izin düzenlemeleri ile birlikte bütün işçilik hak ve sorumlukları Davacı Şirket nezdinde takip edilmiştir. Hal böyle iken; Dava dışı İşçi; Davacı Şirkete ve/veya Müvekkil Şirket aleyhine herhangi bir iş davası açmamış, öte yandan, Müvekkil Şirkete yönelik herhangi bir ihbarda bulunmamıştır. Davacı Şirket tarafından işçiye yapılan ödemenin neye ilişkin ve hangi nitelikte olduğu belirli değildir. Davacı Şirketin dava dışı işçiye yapmış olduğu tazminat ödemesi Müvekkil Şirket’in savunma hakkını ihlal etmiştir. Niteliği belirli olmayan ödemeler üzerinden savunma hakkı ihlal edilen Müvekkil Şirkete işbu davanın yöneltilmesi haksız ve mesnetsizdir. Çalışma sahası, iş, talimatlar ve yönetim hakkı tamamen İ.B.B bünyesindeki Davacı Şirkete aittir. Bu durumda Davacı Şirket ile Müvekkil Şirket arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi mevcut değildir, İhale idari şartnamesinde de teklif fiyata dahil olan giderler başlığı altında işçilerin sadece aylık ücretleri, yol, yemek ve giyecek ücretlerinin, K.İ.K. payı, vergilerin teklif fiyatın içerisinde olduğu ifade edilmiştir. Hizmet Alım İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 10. maddesinde personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihalelerinde teklif fiyata dahil olan giderlerin nelerden ibaret olacağı sayılmıştır. Fiyatın içerisinde işçilere ödenecek kıdem tazminatı yer almamaktadır. Sözleşme bedeline dahil olmayan ve ödeme zamanı belirlenebilir nitelikte bulunmayan bir tazminatın müvekkil şirkettten rücu ile istenmesi sözleşmeye aykırıdır.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştırılan işçiye ödenen kıdem tazminatında sözleşme hükümleri kapsamında davalı şirketlerin sorumlu olduğu iddiası ile ödenen bedellerin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. Davacı taraf, dava dışı işçi … son çalıştığı işyeri olması sebebi 28/02/2017 tarihinde 12.669,82 TL kıdem tazminatını ödemiştir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda özetle; yargıtay kararlarına göre işçiye yapılan ifadan her bir alt işverenin kendi dönemiyle sınırlı olarak ve yarı yarıya sorumlu olacağı sonucuna varılmıştır. Davacı …, ve … San. ve Tic. A. S, Dava dışı işçinin alt işverenler yanında çalıştığı dönemlere ilişkin kıdem tazminatını ödediğinden, SGK Tescil ve Hizmet Dökümü kayıtlarının incelenmesi sonucunda; 25.2.2010 -31.12.2013 tarihleri arasında davalı alt işveren olarak … San. Tic. Ltd. Şti. ile … Tic. Ltd. Sti. bünyesinde dava dışı işçinin çalıştığı, … San. Tic. Ltd. Şti.’ de dava dışı işçinin işe giriş tarihinin 25.02.2010, işten çıkış tarihinin ise 31.12.2012 olduğu buna göre, dava dışı işçinin bu işyerinde;25.2.2010-31.12.2012 tarihleri arasında 1041 gün hizmeti olduğu, … Tic. Ltd. Şti. Yönünden Dava dışı işçinin işe giriş tarihinin 01.01.2013,31.12.2013 işten çıkışına göre, dava dışı işçinin bu işyerinde; 1.1.2013-31.12.2013 tarihleri arasında 365 gün hizmeti olduğu,2,3 ve 4 numaralı davalılar vekili cevap dilekçesine göre ise … San. Tic. Ltd. Şti.’nde; dava dışı işçinin 25.2.2010-31.1.2012 tarihleri arasında 706 gün hizmeti olduğu, … Ltd. Şti’nde; dava dışı işçinin 1.2.2012-31.2.20l2 tarihleri arasında 335 gün hizmeti olduğu, … Tic. Ltd. Şti’nde; dava dışı işçinin 1.1.2013-31.1.2013 tarihleri arasında 31 gün hizmeti olduğu, … Ltd. Şti’nde; Dava dışı işçinin 1.2.2013-31.12.2013 tarihleri arasında 334 gün hizmeti olduğu anlaşıldığı, Kıdem Tazminatına Esas Alınacak Ücretin tespitinde davacı … Tic. A.Ş Dava dışı işçiye kıdem teminatını son brüt giydirilmiş ücret olarak 3.338,60 TL üzerinden hesaplayıp ödendiğinden asıl işveren ile alt işverenler arasında kıdem tazminatından sorumluluk hesaplanırken her bir alt işverenin kendi dönemindeki hizmet süresinden sorumlu olması, buna karşılık tüm hizmet süresine ilişkin kıdem tazminatı hesabı en son brüt ücret üzerinden hesaplandığından dolayı, her bir alt işverenin ödemesi gereken kıdem tazminatının hesabında da en son brüt ücret esas alınarak alternatifli hesap yapılmıştır. 1.Seçenek olarak; SGK Hizmet Dökümü Kayıtlarına Göre: …San. Tic. Ltd. Şti., Dava dışı işçinin bu işyerinde 25.2.2010-31.12.2012 tarihleri arasında 1041 gün ( 2 yıl, 10 ay, 11 gün) hizmeti olduğu tespit edildiğinden, davalı … San. Tic. Ltd. Şti. nin ödemesi gereken kıdem tazminatı miktarı (kendi dönemi ve % 50 oranıyla); 4.779,99 TL. (3.338,60 TL üzerinden; kıdem süresi * ücret)(2 yıl için 6.667,20TL 10 ay için 2.782,17TL 11 gün için 100,62TL Toplam 9.559,98TL / 2=4.779,99) … Tic. Ltd. Şti.; Dava dışı işçinin bu işyerinde 1.1.2013- 31.1.2013 tarihleri arasında 365 gün hizmeti olduğu tespit edildiğinden, davalı … Tic. Ltd. Şti’nin ödemesi gereken kıdem tazminatı miktarı (kendi dönemi ve % 50 oranıyla); 1.669,30 TL olarak ( 1 yıl için 3.338,60TL==> yarısı= 1.669,30TL)2. Seçenek olarak; 2.3 ve 4 Numaralı Davalılar Vekili Cevap Dilekçesine Göre: …San. Tic. Ltd. Şti.’nde; Dava dışı işçinin bu işyerinde 25.2.2010-31.1.2012 tarihleri arasında 706 gün (1 yıl, 11 ay, 11 gün) hizmeti olduğu tespit edildiğinden, davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin ödemesi gereken kıdem tazminatı miktarı (kendi dönemi ve % 50 oranıyla);3.249,80 TLDava dışı işçinin bu işyerinde 1.1.2013-31.1.2013 tarihleri arasında 31gün hizmeti olduğu tespit edildiğinden, davalı … Tic. Ltd. Şti’nin ödemesi gereken kıdem tazminatı miktarı (kendi dönemi ve % 50 oranıyla); 139,11 TL… Ltd. Şti’nde; Dava dışı işçinin bu işyerinde 1.2.2012-31.12.2012 tarihleri arasında 335 gün hizmeti olduğu tespit edildiğinden, davalı … Ltd. Şti’nin ödemesi gereken kıdem tazminatı miktarı (kendi dönemi ve % 50 oranıyla); 1.553,06 TL … Hiz. Ltd. Şti’nde; Dava dışı işçinin bu işyerinde 1.2.2013-31.12.2013 tarihleri arasında 334 gün hizmeti olduğu tespit edildiğinden, davalı …. Ltd. Şti’nin ödemesi gereken kıdem tazminatı miktarı (kendi dönemi ve % 50 oranıyla); 1.548,49 TL olarak hesaplanmıştır.Davacı, hizmet alım ihalesinin davalılar tarafından üstlenildiğini, sözleşme ve teknik şartname hükümlerine göre davalı yüklenicilerin çalıştırdığı işçinin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ve tazminatlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçiye ödenen bedelden hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduğuna ilişkindir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda davacı ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak İş Kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusudur ve işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla getirilmiş olan sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. maddesi “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklinde düzenleme mevcut olup, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümü için taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi, teknik şartname ve genel şartnamelerinin sorumluluğa yönelik hükümleri ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmesi gerekmektedir. Tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümlerinde işçi alacaklarından kimin, ne kadar sorumlu olduğuna ilişkin hüküm varsa bu hükümler tarafları bağlar. Hizmet sözleşmelerinde, ihale evraklarında teknik ve idari şartnamelerde ve taraflar arasında karşılıklı düzenlenen diğer belgelerde yüklenici şirketin sorumluluğuna ilişkin açık hüküm olan hallerde, asıl işveren ödemiş olduğu miktarın tamamını, ilgili alt işverenden rücuen tahsilini talep edebilirken alt işverenin, asıl işverenden rücu imkanı yoktur. Sözleşme değerlendirilirken işçinin çalıştığı dönemlere ilişkin sözleşme hükümleri dikkate alınmalıdır. Buna göre, son alt işverenin alacağın tamamından sorumlu tutulamayacağı, tamamından sorumlu olmasının İş Kanunu gereği yalnız işçiye karşı olduğu, işçiyi çalıştırmış olan alt işverenlerin her birinin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı dikkate alınmalı ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti yönünden de alt işverenlere rücu edilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının alt işverenlerden bu alacak kalemleri ile ilgili talep edebileceği miktar açıkça belirlenmelidir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2018 tarihli 2015/38873 E. 2018/6205 K., yine aynı Daire’nin 31/05/2018 tarihli 2016/2779 E. 2018/6452 K., 11/05/2017 tarihli 2016/7790 E. 2017/5936 K. sayılı ilamları) Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 25/01/2021 tarihli 2019/2330 E. 2021/175 K. sayılı kararı; ”İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. …Yükleniciler aleyhine açılan rücü davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.” şeklindedir. Emsal kararda da ifade edildiği gibi yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatından son yüklenici sorumlu iken, diğer alacaklardan ise her bir yüklenici işçiyi çalıştırdıkları süreyle sınırlı olacak şekilde sorumludur. Ücret alacağı yönünden de sorumluluk son işverene aittir. Bu ücretlerden asıl işveren ve alt işverenin sorumlulukları yönünden ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7 ve 14. Hukuk Daireleri arasında çıkan uyuşmazlıkta Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2023 tarihli 2023/1118 E. 2023/1683 K sayılı kararı ile; “…Somut olaya gelince; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7’nci Hukuk Dairesi ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14’ncü Hukuk Dairesi arasındaki uyuşmazlık, az yukarıda yer verilen emsal Yargıtay ilâmı doğrultusunda giderilmelidir. Dairemiz’in istikrar kazanan uygulamalarında da belirtildiği gibi, hizmet alımına ilişkin sözleşmelerde, hizmetin yüklenicinin (alt işveren) işçileri tarafından yerine getirilmesi kabul edildiğinden, asıl işverenin yüklenicinin (alt işveren) işçileri ile herhangi bir organik bağı bulunmamaktadır. Hizmet alımına ilişkin tip sözleşmelerde, işçilik ücretleri arasında işçilere ait özlük haklarının tümü belirlenmekte ve bu şartlarla sözleşme imzalanmaktadır. İş Kanunu’nda, işçiyi korumak amacıyla düzenlenmiş olan asıl işveren ve alt işverenin (yüklenici) müteselsil sorumluluğuna ilişkin düzenlemenin taraflar arasındaki hizmet sözleşmelerinde iç ilişki bakımından uygulanması mümkün değildir. Hizmet alım sözleşmelerinde, işçilerin özlük hakları ile ilgili olarak yüklenici (alt işveren) lehine herhangi bir hüküm bulunmaması durumunda, yüklenicinin (alt işveren) işçisi ile organik bir bağı olmayan asıl işveren, işçilerin özlük haklarından sorumlu tutulmamalıdır. Bu itibarla, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7’nci Hukuk Dairesi ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14’üncü Hukuk Dairesi arasındaki uyuşmazlığın, asıl işverence yüklenicinin (alt işveren) işçilerine ödenen ücretlerden yükleniciyi (alt işveren) tamamen sorumlu tutan Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin uygulaması doğrultusunda giderilmesi gerekmiştir…” şeklindeki uyuşmazlığın giderilmesine karar verilmiştir. Emsal karar, TBK’nın 167. maddesinde yer alan “…borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça…” hükmü çerçevesinde değerlendirildiğinde, kararda da ifade edildiği gibi hizmet alımına ilişkin tip sözleşmelerde, işçilik ücretleri arasında işçilere ait özlük haklarının tümü belirlendiği ve bu şartlarla sözleşme imzalandığı için sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça asıl işverenin sorumluluğuna gidilemeyecektir. Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri, eki niteliğinde şartnameler incelendiğinde; işçiye ödenen dava konusu bedellerden asıl işverenin de sorumlu olduğuna dair bir hüküm yer almadığı anlaşılmakla, bu durumda davalıların dava konusu kıdem tazminatından işçiyi çalıştırdığı süreyle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece asıl işverenin sorumluluğu bulunmadığı halde ödenen bedelin yarısına hükmedilmesi hatalı olmuştur. Bu bağlamda davacının bu husustaki istinaf itirazı yerindedir, davalının istinaf itirazlarının ise reddi gerekmektedir.Somut davada, dava dışı işçi … SGK tescil ve hizmet döküm cetveli incelendiğinde, işçinin davalılardan …Tic. Ltd. Ştinde 25.2.2010-31.12.2012 tarihleri arasında 1041 gün ( 2 yıl, 10 ay, 11 gün) hizmeti olduğu; … Ltd. Şti.’nde 1.1.2013- 31.12.2013 tarihleri arasında 365 gün hizmeti olduğu tespit edilmiş, kıdem tazminatı olarak son giydirilmiş ücret olarak 3.338,60 TL üzerinden hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yer alan bilgilerden anlaşılacağı üzere, kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yani, her bir alt işveren kendi dönemindeki hizmet süresinden sorumlu tutulmaktadır. -… Tic. Ltd. Şti. yönünden;2 yıl, 10 ay, 11 gün üzerinden 3.338,60 TL hesaplama yapıldığında, 9.559,98 TL-…Tic. Ltd. Şti. yönünden, 1 yıl üzerinden Hesaplama yapıldığında, 1.669,30 TL olarak tespit edilmiştir. Ancak hizmet döküm cetveli incelendiğinde, 1111872-1118310- 1123585 işyeri numaralı davacıda (01.01.2014-31.12.2014 dönemi arası 365 gün) , (01.01.2015-31/12/2015 dönemi arası 365 gün), (01.01.2016-28/12/2016 dönemi arası 362 gün) hizmeti bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle ; toplam ödenen 12.669,82 TL’nin her şirketin çalıştırdığı dönemle sorumluluğu esas alınarak hesaplama yapıldığında; (12.669,82/toplam gün sayısı olan 2498 = 5,07TL) olduğu nazara alınarak, davalılardan … Tic. Ltd. Şti.’nin 5.277,87 TL,… Tic. Ltd. Şti.’nin 1.850 TL den sorumlu kılınması gerektiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar, diğer davalıların sunduğu cevap dilekçesine göre, hizmet sağladığı belirtilmiş ise de; dava dışı işçinin bu davalılarda çalıştığı dönemlerin davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ile …Tic. Ltd. Şti.’nde çalışılan dönem içerisinde bulunması nazara alınarak, SGK hizmet döküm kayıtları uyarınca hesaplama yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğuna karar vermek gerekmiştir. HMK’nin 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen karar hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü, davalı vekilinin istinaf talebinin reddi ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KABULÜNE, Davalı … Ltd.şti vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince REDDİNE,2)İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/267 Esas, 2018/606 Karar sayılı ve 18/05/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve DAİREMİZCE YENİDEN HÜKÜM TESİS EDİLMESİNE, 3) a-DAVANIN DAVALILAR … LTD. ŞTİ. VE … LTD. ŞTİ YÖNÜNDEN KISMEN KABUL İLE 5.277,87 TL kıdem tazminatının … Ltd. Şti.’den; 1.850,00 TL kıdem tazminatının … Ltd. Şti.’den, dava tarihi olan 20/03/2017 ‘den itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair talebin Reddine, b-… Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’ne karşı açılan Davanın Reddine,İlk derece mahkemesi yönünden:1-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 216,37 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 53,48 TL’nin davalılardan …. Şti. ve …. Şti. tahsili ile (davalı … Şti. 17,83 TL’den sorumlu olmak üzere) hazineye İRAT KAYDINA,2-Davacı tarafından yatırılan 216,37 TL peşin harcın davalılardan …. Ltd. Şti. ve … Ltd.şti’nden alınarak davacıya verilmesine,3-Davacı tarafından toplam 844,50 TL yargılama gideri sarf edildiği anlaşıldığından, yargılama giderinden kabul edilme oranına isabet eden 354,69 TL’nin davalı … Şti.’nden 126,67 TL’nin …. Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine ve bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13/2 maddesi uyarınca göre tayin ve takdir olunan 7.127,87TL vekalet ücretinin 5.277,97 TL’sinin davalı … Şti. ve … Şti.’nden; 1.850,00 TL’sinin davalı … Şti.’den tahsili ile davacıya ödenmesine, 7-Davalılardan … Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13 /2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 7.391,85TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,8-Davalılardan … Şti., vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13 /2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 10.819,82 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,9- … Şti. ve … Şti. vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 3/2 ve 13 /2 maddeleri uyarınca tayin ve takdir olunan 12.669,82 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,İstinaf İncelemesi Yönünden;1-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,2-Davalı … Ltd.şti tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL’nin davalılar … Şti. ve … Şti. tahsili ile Hazineye gelir kaydına,4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, Davalı … Ltd.şti tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL’nin davalı … Ltd. Şti’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,5-Davacı tarafça sarf edilen 268,50 TL (istinaf harç ve posta masrafı) istinaf yargılama giderinin davalılar … Şti. ve … Şti. alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı … Ltd.şti tarafça sarf edilen istinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iade edilmesine,8-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/09/2023