Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1745 E. 2023/1224 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1745
KARAR NO: 2023/1224
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/961
KARAR NO: 2019/1262
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin .. ili, … Karayolu 6. km de kurulu olan kendisine ait fındık fabrikasında 24.05.2009 tarihinde saat 23:30 sularında meydana gelen yangın sonucunda hasar meydana geldiğini, fabrikada bulunan fındıkların tamamının yandığını, fabrika binası, makine teçhizat ve emtianın davalı tarafından sigorta teminatına alınmış olduğunu, yangın sonucunda 25.05.2009 tarihinde sigortacıya ihbarda bulunulduğunu, zararın tespiti amacıyla Ordu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/52 E. nolu dosyası ile tespit talebinde bulunulduğunu, söz konusu bilirkişi raporunda zayi olan fındıkların değerinin 10.555.854,75 TL, fındık krema ilk malzemelerinin değerinin 43.418,24 TL, İnşaat değerinin 862.150,00 TL, makine ve teçhizat değerinin 2.908.063,44 TL olduğunun tespit edildiğini, sigorta poliçesinde belirlenen bedellere göre binaya ilişkin aşkın sigorta, emtia ve makineler için ise eksik sigortanın söz konusu olduğunu, yangın sebebiyle meydana gelen zarara ilişkin ödemenin sigortacı tarafından hazırlanan ekspertiz raporuna göre yapıldığını, ekspertiz raporunun kendileri tarafından kabul edilmediğini, ekspertiz raporu ile bilirkişi raporu arasında kendileri aleyhine fahiş bir fark bulunduğunu, yangın sonucu meydana gelen zararın miktarı hususunda Ordu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan tespite itibar edilmesi gerektiğini, süresinde zarar ihbarında bulunulmuş olmasına rağmen davalının sigorta bedelini geç ödediğini, davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 14.08.2009 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ödeme yapılmasının ihtar edilmesi üzerine 11.03.2010 tarihinde ödemenin gerçekleştirilebildiğini, sigorta bedelinin geç ödenmesi nedeniyle hak kazanılan faizin de tahsil edilmesini, fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, yangın sonucu meydana gelen zarardan kaynaklı olarak 10.000,00 TL tazminatın 25.06.2009 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının 25.06.2009 tarihinde yapması gereken ödemeyi 11.03.2010 tarihinde yapması nedeniyle doğan faiz farkının 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davacı vekilinin 24/05/2011 tarihli ıslah dilekçesinde; Ordu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/52 E. sayılı dosyasından yapılan bilirkişi raporu gerekse dava konusu kaza nedeniyle yapılan 11.03.2010 tarihli ödeme miktarı dikkate alınarak müvekkiline yapılması gereken ödeme miktarlarının; Yangın sonucu zarar miktarları ile ilgili farklar; fabrika binası, makine, teçhizat ve emtia için toplam 1.308.724,03 TL, davalının 25.06.2009 tarihinde yapması gereken ödemeyi 11.03.2010 tarihinde yapması nedeniyle doğan faiz farkı alacağının 647.221,92 TL şeklinde olduğunu belirtmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı dava konusu fabrikanın davacının belirttiği şekilde kendisi tarafından sigorta teminatı altına alındığını, 5,105.597,66 TL tutarındaki sigorta tazminatından 3.533.612,00 TL’nin daini mürtehin sıfatıyla …Bankası AŞ’ye 489.485,60 TL’nin ise dava dışı … San. ve Tic. A.Ş.’ye ve 1.082,500,06 TL’nin davalıya ödendiği, ödemelerin Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmekte olan iflasın ertelenmesi davasındaki kararlara göre yapılmış olduğunu, davacıya ödenen bedel karşılığında davacının kendisini her türlü borçtan ibra ettiği, ibranamenin amacının taraflar arasındaki borç ilişkisini tasfiye etmek olduğunu, ibranamenin bu sonucu doğurmadığı kabul edilse bile bu kabulün ancak dava dışı …Tic. A.Ş. bakımından geçerli olabileceği ve bunun sebebinin anılan ödemenin ilişkin olduğu fındık emtiasının mülkiyetinin ihtilaflı olması olduğu, sigorta bedelinin geç ödenmesinin sebebinin ilgili mahkemece verilen tedbir kararları olduğunu, haksız ve mesnetsiz ikame edilmiş davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… taraflar arasındaki poliçeyle toplam sigorta bedelinin 9.163,000 TL olarak kararlaştırıldığı, davalı sigorta tarafından, davaya konu yangın nedeniyle belirlenen 5.105,597,66 TL hasar tutarının davacıya ve davacı adına dain-i mürtehine ödendiği, ödemeye karşılık davacı tarafça başkaca bir alacak ve taleplerinin kalmadığının, hasarlarının tümünün karşılandığının ibranamede yer verildiği, yukarıda anılan İçtihatlar gözetildiğinde, anılan ibranamenin açık oransızlık halinde, ibra mahiyetinde değil, makbuz hükmünde değerlendirilmesi gerektiği, nitekim davacı vekilince de mahkememize sunulan 05/11/2014 tarihli beyan dilekçesi ile; ibra edilen miktar ile ödenmesi gereken arasında fahiş fark varsa ibranamenin ödenen kısım ile ilgili olarak makbuz olabileceği, davalarının da bu fahiş fark nedeniyle açıldığı yönündeki beyanları birlikte değerlendirilmiş, tespit edilen hasar değerleri kendi içinde farklı olmakla birlikte toplam sigorta teminatı ve yapılan ödeme göz önünde bulundurulduğunda dahi yukarıda anılan Hukuk Genel Kurul kararında vurgulanan bir misli veya daha fazla fark kadar bir oransızlığın raporların hiçbirinde tespit edilmemiş olması karşısında, davacının ibranamenin makbuz hükmünde olduğu, karşılanmamış zararlarının tazmini gerektiği yönündeki görüşlerine itibar edilmemiş, açık oransızlık bulunduğu ispat olunamayan ibraname gereğince başkaca alacağının bulunmadığı kanaatiyle davanın reddine”ne dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ekspertiz raporu ile bilirkişi raporları arasında fahiş fark bulunduğu, Ordu 2. Hukuk Mahkemesi’nin yaptığı tespite itibar edilmesi gerektiği davalı sigorta şirketi tarafından 14.08.2009 tarihli ihtarname ile ödeme yapılması ihtar edilmiş iken geç ödeme nedeniyle faiz alacağının oluştuğu, davacının dosyanın tamamını temlik etmediğinden davayı takip etmekte hukuki kararının bulunduğu mahkemenin dosyadaki ibranameyi geçerli olarak kabul ederek davanın reddine karar verilmiş ise de ibranamede yer alan itirazı kaydın değerlendirilmediği, tazmin edilmesi gereken miktar yönünden dosyadaki raporlar arasında aşırı oransızlık bulunduğu ve bu nedenle ibranamenin makbuz hükmünde olduğu, davalı sigorta şirketinin davacının düştüğü zor durumdan yararlanmak suretiyle dosyadaki iddianameyi davacıya imzalattığı ve davacının kısmi ödemeyi almak için beyannameyi imzalamak mecburiyetinde olduğu, davalının eksik sigorta yönündeki itirazlarının savunmanın genişletilmesi kapsamında olduğu ve izin verilmediği ayrıca davalının ücretine yönelik itirazında haksız olduğu belirtilmiştir. Davacı … vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ibranamenin fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak imzalandığı, raporları arasında fahiş fark bulunduğu, sigorta şirketinin geç ödemeyi yapması nedeniyle faiz alacağının oluştuğu, ibranamenin sadece ödeme yapılan miktarla ilgili olarak makbuz niteliğinde kabul edilmesi gerektiği, mahkemesince 21.01.2015 tarihli celsede ibranamenin sadece ödenen miktar için geçerli olacağına dair karar verildiği ve bu yönüyle verilen hükmün çelişki yarattığı belirtilmiştir. Davalı …. A.Ş. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı yararına eksik vekalet ücreti takdir edildiği, dava vekalet ücretinin 79.539,19 TL olması gerektiği belirtilerek bu yön itibariyle talep doğrultusunda karar verilmesi istenilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesine dayalı olarak eksik ödendiği belirtilen hasar bedeli ile hasar ödemesinin geç yapılması nedeniyle oluştuğu iddia olunan faiz farkı alacağının tazmini istemine ilişkindir. Sigorta Sözleşmesi: … numaralı Davacılardan …. A.Ş. ile davalı arasında, Ordu … köyü … Karayolu 6.km riziko adresini ve 14/01/2009-2010 tarihlerini kapsayan, Klasik Yangın Sigorta Poliçesi imzalanmış olup, sigorta teminatları kısmında;- bina 2.700.000,00 TL-demirbaş 130.000,00 TL-makine 2.000.000,00 TL-emtia 3.000.00,00 TL belirtilmiştir.İş bu sigorta poliçesinin ”notlar” başlıklı kısmında … Bankasının dain-i mürtehin sıfatının bulunduğu yazılıdır. Yangın Ekspertiz Raporu’nda; 24.05.2009 tarihinde yangın nedeniyle oluşan tahmini toplam hasar bedelinin 6.550.000,00 TL (bina 700.00,00 TL, demirbaş 20.000,00 TL, makine tesisat 2.000.000,00 TL, emtia 3.500.000,00 TL ve enkaz kaldırma 330.000,00 TL) olduğu, sigortanın tesiste fındık içi, fındık ezmesi ve çikolata üretimi üzerine faaliyet gösterildiğini, firma sahibinden alınan bilgiye göre tesisinin kurulum aşamasında birçok bankadan kredi kullanıldığına ve kredi kullandıkları … Bankası ile anlaşamadıklarını, iflas erteleme kararı aldıklarını ve firmalarını kayyuma devredildiğini, tesiste bulunan hasara konu emtianın büyük kısmının mamul halde olduğunu, ekspertiz tarafından sigortalı yetkililerinin yaklaşık 2000 ton civarında emtianın zayi olduğunu ifade edildiğini, yangının meydana geldiği tesis içerisindeki emtianın tamamının yandığını, sundurma altında bulunan emtianın ise büyük bir kısmının yandığının öğrenildiğini, yapılan hesaplamalar neticesinde resmi kayıtlara göre mahalde yaklaşık 2100 ton emtianın bulunduğunun tespit edildiğini belirtmiştir.Buna göre;- bina hasar tazminatı 773.593,50 TL-Demirbaş hasar tazminatı 52.847,42 TL-Makina tesisat hasar tazminatı 1.440.047,88 TL-Emtia hasat tazminatı 2.839.108,16 TL olarak (genel toplam 5.105.597,66 TL) belirlenmiştir.
İflas Erteleme Dosyası ve Tedbir Kararı:…. A.Ş.’nin iflas erteleme davasının görüldüğü Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davalı sigorta şirketine yönelik 2009/278 Esas sayılı dosyayla ilgili olarak 22.10.2009 tarihinde gönderilen müzekkerede dava dışı … A.Ş. tarafından talep edilen ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği ve iş bu nedenle … A.Ş. dain-i mürtehinin … Bankası A.Ş. olan … sigorta poliçesinden kaynaklı sigorta alacağından dava değeri olan 489.485,60 TL kısım yönünden ödemenin … Bankası A.Ş. ve … A.Ş. ile herhangi bir üçüncü şahsa yapılmaması yönünde tedbir konulduğu belirtilmiş olup, yine mahkemece davalı sigorta şirketine gönderilen 08. 03.2010 tarihli müzekkerede iş bu ihtiyati tedbir kararının 01.03.2010 gün ve 2008/297 E. 2009/37 sayılı kararıyla kaldırılmasına ve …Bankası A.Ş.’ye ödenen rakam dışındaki miktarın kayyum onayı ile …. A.Ş.’ye ödenmesine karar verildiği belirtilmiştir .Ordu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2009/3647 soruşturma numaralı dosyada uyuşmazlığa konu yangın olayıyla ilgili olarak kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir. Yangın Tazminat Makbuzu ve İbraname:Davalı vekilince 11/03/2010 tarihli yangın tazminat makbuzu ve ibraname başlıklı belge de “… … A.Ş, … A.Ş.’nin bu defa 1.082.500,06 TL tutarındaki tazminatı hasar ödemesi olarak …Tic A.Ş.’nin aşağıda belirtilen hesabına ödemekle kendisini konu hasara ilişkin ve bu bedele kadar doğmuş/doğacak tüm alacak ve taleplerden beri kıldığını, öncelikle alacaklı başka kimse veya kurumlar varsa onların da muvaffakatı olduğunu, konu hasara ilişkin Ordu 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin üzerinde tedbir kararı bulunan ve … A.Ş tarafından kabulü ve/ya ödeme taahhüdü bulunmayan 489.485,60 TL haricinde doğmuş ve doğacak başkaca bir alacak taleplerinin kalmadığını ve herhangi bir hak/alacak talebinde bulunmayacaklarını, işbu hasardan dolayı kendilerine teveccüh eden bilcümle vecaip ve taahhütten şartsız ve gayrikabili rücu olarak ibra eylediklerini; işbu tazminat ile bildirilen talep ve hasarların tümünün karşılandığını, söz konusu olay neticesinde hasarlanan her nevi tazminat ile ilgili 3. şahıslardan gelebilecek her türlü taleplerden … A.Ş’yi beri kıldıklarını ve doğrudan ve dolaylı tüm taleplerin taraflarınca karşılanacağını, işbu tazminata istinaden 3.şahıslara karşı yasal talep ve dava haklarını … A.Ş’ye devir ve temlik ettiklerini ve … A.Ş. zimmetini her türlü hak ve alacaktan ibra eylediklerini kabul, beyan ederler.” ibarelerine yer verildiği görülmüştür. İş bu ibranamede kalem kalem hasar tutarı belirtmiş olup buna göre;-Eksper raporunda belirlenen toplam hasar bedeli 5.105.597,66 TL … Bankası A.Ş. ödenen hasar bedelinin 3.533.612,00 TL,-Tedbir kararı bulunan ve ihtilaflı olan 489.485,60 TL, -Sigortalıya ödenen hasar bedeli 1.082.500,00 TL olduğu kayıt altına alınmıştır. İbranamenin sol alt kısmında fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla imzalandığı yazılıdır. … Bankası A.Ş. tarafından davalı sigorta şirketine hitaben yazılan 04 Mart 2010 tarihli yazıda, kredi müşterisi dava dışı sigortalının 04.03.2010 tarihli TCMB döviz satış kuru esas alınarak hesaplanan ve banka hesaplarına girmesi halinde geçerli olan 3.533.612 TL’nin bankada yazıda belirtilen hesaba EFT olarak gönderilmesi istenilmiştir.Alacağın Temliki Devir Sözleşmeleri:1-Temlik eden … A.Ş. ile temellük eden/devir alan …. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 14.10.2014 tarihli sözleşmede sözleşme konusunun temlik edenin borçludan İstanbul Anadolu 6. ATM 2014/961 E. sayılı dava dosyasına konu doğacak hak ve alacaklarının toplamına karşılık, taraflarca müzakere edilerek belirlenen 420.000,00 TL’nin kararının kesinleşmesi akabinde ödenerek, belirtilen rakam üzerinden alacak ve haklarının temellük eden’e devredilmesine/temlik edilmesine ilişkin koşulları içerdiği belirtilmiştir.2- Temlik eden … A.Ş. ile temellük eden/devir alan … arasında düzenlenen 28.10.2014 tarihli sözleşmede sözleşme konusunun temlik edenin borçludan İstanbul Anadolu 6. ATM 2014/961 E. sayılı dava dosyasına konu doğacak hak ve alacaklarının toplamına karşılık, taraflarca müzakere edilerek belirlenen 1.100.000,00 TL’nin kararının kesinleşmesi akabinde ödenerek, belirtilen rakam üzerinden alacak ve haklarının temellük eden’e devredilmesine /temlik edilmesine ilişkin koşulları içerdiği belirtilmiştir.3-Temlik eden … A.Ş. ile temellük eden/devir alan …San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 17.12.2015 tarihli sözleşmede sözleşme konusunun temlik edenin borçludan İstanbul Anadolu 6. ATM 2014/961 E. sayılı dava dosyasına konu doğacak hak ve alacaklarının 1.200.000,00 TL miktarını alacak ve haklarının temellük eden’e devredilmesine /temlik edilmesine ilişkin koşulları içerdiği belirtilmiştir.Bilirkişi Raporları:1-Ordu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/52 D.İş sayılı dosyasında düzenlenen fındık eksperi tarafından düzenlenen raporda özetle; yangın mahallinde yapılan tespitler sonucunda bahçede ve kırım fabrikasının depo kısmında bulunan hasarsız stoklar dışında tüm emtianın tamamen yanlış olmasından dolayı mali müşavirlerin yapmış olduğu raporda esas alınarak inceleme yapıldığı ve buna göre firmanın kapasite raporu, işçi sayıları ,depolama alanına ilişkin yapılan incelemeler sonucunda de zayi olan malların 36,507 kg iç fındık, 438,551 kg fındık unu, 457,378 kg kıyılmış fındık, 491,291 kg kavrulmuş fındık, 319,100 kg fındık ezmesi, 5,000 kg dilimli fındık, 1,739 kg kakaolu fındık kreması, 575 kg krokantlı fındık kreması olduğu kayıtların ve fiili stokların incelenmesinden tespit edildiği ve firmanın toplam 1,750,141 kg mamul olmak üzere toplam tutarının 10.555.854,75 TL olduğu, ayrıca kakaolu fındık kreması üretimine ait madde ve malzemelerin zarar gördüğü ve 16,050.92 kg 43,418.34 TL tutarında malzemenin yangında zayi olduğunun tespit edildiği bu haliyle yangın sonucunda 1,750, 141 kg fındık mamülün yanarak zayi olduğu ve zayi olan malların değerinin 10.555. 854,75 TL olduğu, kakaolu fındık kremanın zayi olan değerinin ise 43.418,34 TL olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.-makine mühendisi tarafından düzenlenen raporda ise; yangın sonucu hurda haline gelen makine ve teçhizatın amortismansız bedeli toplamının 3.231.181,60 TL olduğu, yıpranma (amortisman) bedelinin 323.118,16 TL ve sonuç olarak sigortalıya ait fındık entegre fabrikasındaki makine ve teçhizat hasar bedelinin 2.908.063,44 TL olabileceği görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.Mali müşavir tarafından düzenlenen raporda ise özetle; 24.05.2008 hasar tarihi itibari ile Ordu Ticaret Borsasının belirlediği fiyatlara göre 120.000 kg fındığın değerinin 838.560,00 TL olduğu belirlenmiştir.2-Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan talimat sonucunda inşaat mühendisi tarafından düzenlenen raporda özetle; sigortalıya ait fındık entegre tesisi ile sundurmaların 24.05.2009 tarihinde çıkan yangın sonucunda tamamen yandığı ve yangından dolayı binada 811.996,50 TL, binanın enkazından kaldırması için gereken bedelin ise 121.799,48 TL olabileceği tespitinde bulunulmuştur. Gıda Mühendisi, Makine Mühendisi, İnşaat mühendisi, Yangın Uzmanı ve Elktrik Mühendisi tarafından mahallinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen ek raporda özetle; -Enkaz kaldırma bedeli: davacı tarafından dava dilekçesinde bu konuda herhangi bir talebi bulunmadığı sigorta poliçesinde enkaz kaldırma teminatının yer aldığı, raporda yaklaşık olarak enkaz kaldırma bedelinin hesaplandığı, -Arka Cephe Sundurma bedeli; Dosya içerisindeki fotoğraflardan sundurmanın demir profilleri ile oluklu sac örtüsünün yangından etkilendiği ve kullanılamaz hale geldiğinin anlaşıldığı, binanın ön tarafında bulunan sundurma ile arka tarafındaki sundurmanın aynı özelliklere haiz olmadığı ve 1. Sınıf B grubu yapı sınıfına girdiği bu nedenle hasarın 12.755,10 TL,-Toplam hasar gören yapı değeri: tespit dosyasındaki raporlar ve yapılara ait resimler nazara alınarak yapılan hesaplamada fındık fabrikasında meydana gelen hasara ilişkin tespit edilen tutarın 811.996,50 TL,-Makina kısmı için yapılan değerlendirmede; fırça makinesinin 2 adet yazılmış olmasına rağmen 6 adet olarak hesaplanmasının gözden kaçtığı ve ekspertiz raporunda 560,00 TL gibi bir hesap fazlalığının olduğu, ekspertiz raporlarındaki farklılıklar olmasına yangın mahallenin makine ve ekipmanın ayıklamaya müsait olmaması sebebiyle eksperlerin makine ve teçhizat değerlendirirken eksik yazmış olabileceği bu nedenle ortalama bir tespiti yapıldığı, Elektrik aksamı için yapılan değerlendirmede ise hasar gören makine teçhizat ve buna bağlı aksamlara ilişkin ilave edilmesi gereken hasar bedelinin yaklaşık olarak 300.000,00-325.000,00 TL olabileceği belirlenmiştir.Bilirkişi heyetince düzenlenen 2. ek raporda özetle; işletmede kullanılan madde ve malzemelerin yangına sebebiyet verebilecek özelliklerinin bilinmemesi ve çalışanların yangınlar konusunda eğitim almamış olmasından dolayı kaynaklandığı, yani yangının çıkış nedeninin ve sebebinin bilgisizlik olduğu, yangın sonucu hurda haline gelen 1.199.484,68 TL net defter değerde makine ve tesisatın, 23.636,93 TL net defter değerde demirbaşın, 676.917,76 TL net defter değerde binanın yangın hasarına uğradığı görüş ve tespitinde bulunmuştur. Bilirkişi heyetince düzenlenen 3. ek raporda özetle; hasar gören yapılara ait ekspertiz raporu ile hazırlanan raporda içindeki farkın entegre tesisi yapı sınıfından kaynaklandığı , ekspertize göre entegre tesisi III. Sınıf B gurubu yapılar sınıfına girmekte iken kendilerince yapılan incelemede IV. Sınıf A grubu yapılar sınıfına girebileceği ve yapılara ait 799.241,40 TL hasar değerinin hakkaniyet çok makul bir bedel olduğu, emtiaların yangın sonrası fiziken tartma imkanı bulunmadığından muhasebe kayıtlarının esas alınması gerektiği, bu nedenle yapılan inceleme sonucunda maul-yarı mamul halde fındık ürününün yanması sonucunda oluşan hasarın 10.249.883,87 TL, 10 muhtelif nitelikte yardımcı hammaddenin yanması sonucunda 43.419,37 TL olmak üzere toplam 10.293.303,24 TL emtia zararının oluştuğu görüş ve tespitinde bulunmuştur. 3- Borçlar Hukuku Uzmanı, Sigorta Uzmanı ve banka işlemleri uzmanı bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; rizikonun sigorta poliçe döneminin vadesi içinde ve teminat kapsamında değerlendirilebileceği; sigortacılık yönünden işbu dava bünyesindeki esas ihtilaf noktasının dosya münderecatındaki tespit ve değerlendirmeleri havi bilirkişi raporları ve sigorta ekspertiz raporu arasındaki ciddi farktan ibaret olduğu; ve fakat hakkaniyet çerçevesinde sigortalının mağduriyetine ve zararına sebep olmayacak şekilde Yargıtay içtihatlarıyla paralel olarak dosya bünyesindeki muhtelif tarihli bilirkişi raporlarından ve sigorta ekspertiz raporundan hangisindeki tespitlerin esas alınacağı ve bu bağlamda hangisinin gerçek zararı yansıttığı noktasında nihai takdir ve değerlendirmenin mahkeme’ye ait olduğu; aynı şekilde eksik sigorta hususunda da nihai takdir ve değerlendirme mahkemede olmakla beraber, dava konusu emtianın hususi niteliğinden dolayı miktarının ve dolayısıyla değerinin muhtelif dönemlerde değişkenlik gösterebilecek olmasından hareketle, makine teçhizatına ilişkin olarak da sigorta şirketinin poliçe teminatına alma aşamasından evvel gerekli ekspertizi yaptırmış olması ve yüksek değerdeki makine teçhizatı bakımından sigortalıdan anılan teçhizatın değerine ilişkin fatura ya da cari değer göstergesine ilişkin kesin delil teşkil edecek bir rapor isteme imkanından faydalanmamış olması dolayısıyla emtia ve makine için eksik sigorta hususunun söz konusu olmayabileceği bildirilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair karar verilmiş olup taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Alacağın temliki yönünden inceleme:6100 sayılı HMK’nin 125/2 maddesi uyarınca davanın açılmasından sonra, dava konusunun davacı tarafından devredilmesi halinde, devralmış kişinin görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden devam edeceği hüküm altına alınmıştır.HMK m. 125/2 madde 2. Fıkrasında ise dava konusunun davacı tarafından üçüncü bir kişiye devredilmesi halinde i devralan üçüncü kişinin , hukuk gereği (ipso iure) davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği esası getirilmiştir ”.Davacı, dava konusunun bir bölümünü dava sırasında üçüncü bir kişiye devrederse ne olacaktır? Mesela davacı, dava konusu alacağın bir bölümünü üçüncü bir kişiye devretmiştir. Bu halde de, üçüncü kişi (devraldığı bölüm için) Davacı yerine geçer (m.125/2) ve dava konusunun bir bölümünü devreden (davacı) ile birlikte (davacı tarafta) İhtiyari dava arkadaşı (m. 57/a) olarak davaya devam ederler. (bkz. Baki Kuru, Medeni Usul El Kitabı, Cilt II, S:1174)Dava konusunun davacı tarafından üçüncü bir kişiye devredilmesi halini düzenleyen HMK’nın 125/2. maddesi hükmü, devralan üçüncü kişinin hukuk gereği (ipsojure) davacı sıfat ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği gerekçesiyle devralan kişinin kendiliğinden davacı yerine geçerek davaya kaldığı yerden devam olunacağı esasını getirmiştir. Bu hükme göre dava, davayı devralan üçüncü kişi ile davalı arasında devam edecektir. Bunun için davalının bu konuda karar vermesi veya devralan üçüncü kişinin davacı yerine geçmesi için onayı aranmaz (Medeni Usul Hukuku, Yetkin Hukuk Yayınları 1. baskı Prof. Dr. Ramazan Arslan, Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Prof. Dr. Sema Taşpınar Ayvaz sayfa 511 ve devamı).Dava konusunun temlik edilmesinden sonra mahkemece verilecek hükümde temlik eden ile temellük eden yönünden kurulacak hükümde talep hakkı yönünden hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği yönünden ise Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2015/5502 E. 2016/1303 K. sayılı ilamında yer alan bilgiler nazar alınmalıdır. Anılan Yargıtay içtihadında ”… 6100 sayılı HMK’nın 125/2. maddesinde “Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder”, TTK’nın 1472/1. maddesinde de “Sigortacı, sigorta tazminatı ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikâl eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Somut olayda dava konusunun halefiyet kuralına göre kısmî olarak devir ve temliki söz konusu olduğundan sigorta şirketinin davaya katılma talebinin yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca kabul edilerek, hükmün dava konusunun devir ve temlik edilen kısmı yönünden sigorta şirketi hakkında temlik dışında kalan kısım yönünden ise davacı şirket hakkında kurulması gerekirken yasaya uygun düşmeyen gerekçelerle sigorta şirketinin davaya katılma talebinin reddedilerek yazılı şekilde hükmün yalnızca davacı şirket hakkında kurulması ve karar başlığında sigorta şirketinin adına temlik alan davacı olarak yer verilmemesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması uygun görülmüştür.” belirtilmiştir.Davaya konu somut olayda ise, ıslah edilen da nazara alındığında 1.308.724,03 TL hasar bedeli ile 647.221,92 TL geç ödemeden kaynaklı faiz alacağı olmak üzere toplam 1.955.945,95 TL alacağın tahsili talep edilmiştir. Yukarıda yer alan alacağın temlik sözleşmeleri incelendiğinde, dava konusu alacağın … Ltd. Şti, … ve … Ltd. Şti.’ne devredildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, yargılama sırasında yapılan bu temlikler maddi hukuk bakımından alacağın temliki sözleşmesi ise de usul hukukuna yansıyan sonucu dava konusunun devridir. Bu durumda temlik alan, temlik edilen alacak kadar devreden davacı yerine geçmiş olduğundan devredilen kısım için devredilen kişiler hakkında hüküm kurulması gerekir. Bu nedenle uyuşmazlığa konu alacağı devren … A.Ş.’nin temlik eden sıfatında olduğunun gerekçeli karar başlığında belirtilmesi gerekmekle, iş bu maddi hatanın gerekçeli karar başlığında düzeltilmesi yoluna gidilmiştir.İbraname yönünden inceleme:İbra; alacaklının borçludaki hakkının tamamından veya bir kısmından sözleşme veya tek taraflı irade beyanı ile vazgeçmesidir.Gerçek anlamda bir ibranameden söz edebilmek için, tazmin edilecek tutar ile buna karşılık alınan tutar arasında açık bir oransızlığın bulunmaması gerekir. Açık oransızlığın bulunduğu durumda belge ibraname değil, ancak makbuz niteliğindedir. Maddi zararın karşılanması amacıyla düzenlenen ibranamede bir bedele yer verilmesi halinde, bu bedel ile ibranamenin düzenlendiği tarihteki verilere göre belirlenen zarar arasında açık bir oransızlık yoksa, hak sahiplerinin iradesinin de ibra yönünde oluştuğunun kabulü gerekir. İş bu nedenle, düzenlenen ibranamedeki tutarın, neredeyse tazminat borcunun tamamına yakın bir miktarı içermesi gerekmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/18504 E. 2015/3181 K. sayılı ilamında ”…Dava, sigorta bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, ekspertiz raporunda ve davalı sigortacı tarafından hazırlanan zarar cetvelinde davalının zarar miktarı 35.550 TL olarak tespit edilmesine rağmen, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 28.890 TL ödenmiş ve davalı ibra edilmiştir. Zarar miktarı ile yapılan ödeme arasında aşırı oransızlık bulunduğu hallerde ibraname kısmi ödeme karşılığı verilmiş makbuz niteliğindedir. Bu itibarla, davacının gerçek zararı bilirkişi incelemesiyle tespit edilerek varlığı iddia edilen müzayaka şartlarının olayda mevcut olup olmadığı, davacının bakiye zararı bulunup bulunmadığı kararda tartışılıp değerlendirilmeden yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeye dayalı olarak davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.” yer almaktadır. İlk derece mahkemesince de değinildiği üzere Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/02/2019 tarih 2015/21-1323 Esas, 2019/128 Karar sayılı ilamında açık oransızlık durumunun hangi halde gerçekleşmiş sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre açık oransızlık ”…Gerçek anlamda ibranameden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Başka bir anlatımla, açık oransızlığın bulunduğu durumlarda anılan belge ibraname değil, ancak makbuz niteliğindedir. Bu yön ise, ibranamenin verildiği tarih göz önünde tutularak zarar görenin gerçek zararının uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanması suretiyle belirleneceği hukuksal gerçeği ortadadır. Yeri gelmişken açık oransızlık (açık nispetsizlik- fahiş fark) kavramını da açıklamak gerekmektedir.İsviçre Federal Mahkemesine göre açık oransızlık, karşılıklı edimler arasında “göze çarpan aşırı bir fark” anlamına gelir. Normal bir kimsenin hayat, bilgi ve görgüsüne göre, edimler arasında olağanüstü ve aşırı bir farkın bulunması durumunda açık oransızlığın oluştuğu kabul edilir.Açık oransızlık, edimler arasında bir misline yakın, bir misli veya daha fazla fark bulunmasıdır.Gerçek anlamda bir ibranameden söz edebilmek için tanzim edilecek tutar ile buna karşılık alınacak tutar arasında açık bir oransızlığın bulunmaması gerekir.Açık oransızlığın bulunduğu durumda belge ibraname değil, ancak makbuz niteliğindedir. Bu nedenle sigortalı işçi veya hak sahipleri tarafından verilen ibranamenin gerçek ibra veya kısmi ödemeyi içeren makbuz niteliğinde olup olmadığının saptanması önem taşır.” halinde gerçekleşmiş sayılacaktır. Yukarıda yer alan bilgiler dosyada yer alan bilgiler ışığında değerlendirildiğinde ise,davalı ile davacılardan … A.Ş. arasında düzenlenen 11/03/2010 tarihli yangın tazminat makbuzu ve ibraname başlıklı belge de 489.485,60 TL haricinde doğmuş ve doğacak başkaca bir alacak taleplerinin kalmadığı belirtilmiştir. Sunulan ıslah dilekçesinde ise, fabrika binası, makine, teçhizat ve emtia için toplam 1.308.724,03 TL, faiz farkı alacağı olarak 647.221,92 TL talep edilmiştir.Davacı tarafça, uyuşmazlığa konu hasar nedeniyle oluşan zararın tazminine yönelik Beyoğlu … Noterliğinin 14.08.2009 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile ödeme talebi ihtar edilmiş ve düzenlenen ekspertiz raporunda toplam 5.105.597,66 TL hasar bedeli tespit edilmiştir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; işbu tespit dosyasında, bina yönünden 1.111.147,20 TL, demirbaş yönünden 52.847,42 TL, makine yönünden 1.820.785,04 TL ve emtia yönünden 3.429.841, 33 TL olmak üzere toplam 6.414.620,99 TL zarar bedeli tespit edilmiş, davalı sigorta şirketi de hazırlanan ekspertiz raporuna uygun olarak 11.03.2010 tarihinde 5.105.597,66 TL hasar bedelini ödemiştir. Bu haliyle, ilk derece mahkemesi tarafından da belirtildiği üzere açık bir oransızlığın bulunduğundan söz edilemez. Talep edilen faiz alacağı yönünden inceleme: Davacı tarafça 647.221,92 TL faiz farkı alacağı talep edilmiş ise de, yukarıda da belirtmiş olduğu üzere alacaklı … A.Ş. yönünden iflas erteleme davası nedeniyle Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davalı sigorta şirketine yönelik 2009/278 Esas sayılı dosyada verilen tedbir kararı ile davalı sigorta şirketine ödeme yapılmaması yönünde müzekkere yazıldığı, tedbir kararının 01.03.2010 tarihinde kaldırılmasına karar verildiği tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafa zararın tazminine yönelik Beyoğlu … Noterliği’nin 14.08.2009 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname gönderilmiş ise de; davalı sigorta şirketi tarafından tedbir kararı nedeniyle ekspertiz raporuna uygun olarak 11.03.2010 tarihinde 5.105.597,66 TL hasar bedelinin ödendiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle sigorta tazminatının geç ödenmesi nedeninin mahkemece verilen tedbir kararı olduğundan sigortanın faiz talebinin yerinde olmadığına karar vermek gerekmiştir.Vekalet ücreti yönünden inceleme:Davaya konu somut olayda, karar tarihinde (2020) yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinin dördüncü fıkrası, “Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” hükmüne haizdir.Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde göre asliye mahkemelerinde takip edilen davalar için ödenecek vekalet ücreti “3.400,00 TL” olarak belirlenmiştir.Bu durumda ilk derece mahkemesince karar tarihinde (2020) yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi nazara alınarak davalı yararına “3.400.00 TL” vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 39.838,88 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı ise de; bu husus davacı tarafça istinaf sebebi yapılmamıştır. İş bu nedenle, davalının vekalet ücretinin 79.539,19 TL olması yönündeki istinaf sebebinin yerinde olmadığına karar vermek gerekmiştir. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurularının esastan reddine dair karar verilmiştir.Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Taraflarca istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca ayrı ayrı yatırılan 148,60 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince ayrı ayrı alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, taraflarca ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45‬ TL’nin istinaf eden taraflarca ayrı ayrı tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/09/2023