Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1725 E. 2023/1037 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1725
KARAR NO: 2023/1037
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1413 Esas
KARAR NO: 2020/47
KARAR TARİHİ: 29/01/2020
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı arasında, davalı tarafından açılan … İhale Kayıt Nolu İstanbul Anadolu Yakası PTT Başmüdürlüğüne bağlı işyerlerinde görevli personelin ikametgahların işyerine, işyerinden ikametgahlarına götürülmesi için 2017/2018 yılları kapsamında 441 gün süreli 70 adet servis aracı kiralanması hizmeti alımına ait ihaleyle ilgili sözleşme imzalandığını, güzergah listesindeki güzergah mesafelerine ait km bilgilerinin davalı idare tarafından hatalı hesaplandığını, gerçek km mesafelerinin çok daha fazla olduğunun tespit edildiğini, davalının söz konusu hatası nedeni ile müvekkili şirket açısından telafisi imkansız zararlar doğduğunu, güzergah listesindeki gerçek mesafelerin ölçülmesi ve aradaki farkın müvekkil şirkete ödenmesinin talep edildiğini, güzergah listesinin kendileri tarafından hatalı hesaplandığı kabul edilmiş olmasına rağmen hukuka aykırı gerekçelerle müvekkili şirketin talebinin reddedildiğini, sözleşme bedelinin mevcut sözleşme bedeli üzerinden devam ettirilmesi halinde müvekkil şirket açısından telafisi imkansız zararlara yol açacağını, hatta mahfına neden olabileceğini, davalının kendi hatasını kabul ettiği hususu da dikkate alınarak, güzergah listesindeki mesafelerin tespiti ile sözleşme bedelinin geçmişe dönük olarak gerçek km bilgilerine göre uyarlanmasını ve sözleşme başlangıcından itibaren oluşmuş olan fark alacağın hesaplanarak davalıdan tahsilini, sözleşme başlangıcından itibaren doğmuş olan şimdilik 1.000,00 TL fark alacağın yasal faizi ile birlikte hesaplanarak davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının sözleşme ekinde mevcut güzergah mesafelerine ait kilometre bilgilerinin hatalı hesaplandığını iddia ettiğini, ancak dava dilekçesine yanlış hesaplandığına dair herhangi bir belge sunmadığını, müvekkilinin kamu teşebbüsü olduğunu, söz konusu sözleşmenin 36.maddesinde “idare, lüzum gördüğü takdirde, taşıtların günlük yapacağı kilometrelerde 10 kilometreye kadar artırım ve güzergahlarda değişiklik yapabilir. Yüklenici tarafından kilometre değişikliğinin tebliğine uygun güzergahtan gelinmediği takdirde sözleşme bedelinin onbindeikisi oranında cezalandırılır.” ifadeleri yer aldığını, idarenin yüklenici firmaya böyle bir tebliğde bulunulmadığını, yüklenici bu duruma uymadığı takdirde cezai şart uygulanacağından bahsedildiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddi ile yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …benimsenen bilirkişi raporu itibarı ile davacının istemlerinin maddi içeriği itibarıyla davacı isteminin taraflar arasında 27.03.2017 tarihinde imzalanan sözleşmenin uyarlanmasının talep edildiği, ancak talebin TBK md. 138 bünyesinde değerlendirilemeyeceği, zira davaya konu ihaleye ilişkin güzergah, ölçülebilir aleniyet taşıdığı, TTK md. 18/2 uyarınca her tacirin (davacının) ticaretine ait faaliyetlerde basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümü karşısında, taşıma işinde uzman davacının davalı yanca verilen mesafeleri kendisinin sözleşme akdetmeye zemin oluşturan ihaleye girmeden ölçmesi ve buna göre ihaleye girmeyip bundan kaçınması ya da bu durum hakkında davalı yanı ihale öncesi uyararak baştan ona nazaran istem kurgulaması mümkün iken bunu yapmaması ve davacının da sözleşme ile bağlı olduğu, davalıya, belirlenen güzergah uzunluğunda %10 oranında sapma olması halinde, bunun sonuçlarına davacının tahammül etmesi imkanını verdiği, sözleşmenin 36. Maddesindeki düzenlemeye göre davacının fazladan yaptığını iddia ettiği km. nin de ihale şartnamesinde gösterilmiş olduğu davacının basiretli tacir olarak katlanması gereken bir husus olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin TBK 20-25 maddeleri arasında düzenlenen genel işlem koşulları yönünden yapılan irdelemesinden sözleşmenin aleniyet ilkesinin bulunduğu davacının koşulların varlığı hakkında bilgi sahibi olduğu, sözleşmenin niteliği ve işin özelliğine göre sözleşmenin 36. Maddesinin yazılmamış sayılmasının kabulünün de mümkün bulunmadığı, sözleşme taraflar arasındaki yazışmalar ve ihale evraklarından davacının isteminin koşullarının oluşmadığı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde;Huzurdaki davada ihtilaf konusu olan husus, davalının güzergah listesindeki yanıltıcı bilgiler vermesi nedeniyle bunun tazmininin gerekip gerekmeyeceğine ilişkin olduğu, ne var ki davalının ilan ettiği güzergahların mesafe bilgileri tamamen eksik ve yanıltıcı şekilde ilan edildiğini, ihaleye dahil hususların “her türlü özelliği” doğru bir şekilde verilmediğini, ekte sunulan makalede Kamu İhale Sözleşmelerinde idarelerin sözleşme görüşmelerinden sorumluluğu, yani Culpa In Contrahendo sorumluluğu oldukça ayrıntılı olarak izah edildiğini, makalede belirtilen Yargıtay kararında davalı kurumun sözleşme öncesinde sözleşme süreci hakkında aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle, sözleşme öncesi sorumluluğunu ihlal ettiğini tespit edildiğini ve eksik bilgi veren kurumun sözleşme öncesi görüşmelerden dolayı sorumlu tutulduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı talebinin TBK 138. Maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden reddine karar verilmiş ise de davacının talebinin sözleşmenin uyarlaması olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeye konu, sözleşmenin eki niteliğinde olan Güzergah listesindeki güzergah mesafelerine ait km bilgilerinin davalı tarafından hatalı hesaplandığı, gerçek km mesafelerinin çok daha fazla olduğundan uğranılan zararın tazmini talep edilmiştir. Dosya kapsamına göre; İstanbul Anadolu Yakası PTT Başmüdürlüğüne bağlı işyerlerinde görevli personelin ikametgahların işyerine, işyerinden ikametgahlarına götürülmesi için 2017/2018 yılları kapsamında 441 gün süreli 70 adet servis aracı kiralanması konusunda taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi imzalanmış olup sözleşmenin 36.maddesinde, idarenin, lüzum gördüğü takdirde, taşıtların günlük yapacağı kilometrelerde 10 kilometreye kadar artırım ve güzergahlarda değişiklik yapabileceği, kilometre artışının ücrete tabi olmadığı kararlaştırılmıştır. Davacı vekili 14/01/2019 tarihli beyan dilekçesi ile; huzurdaki dava devam ederken ihale sözleşmesinin süresi sona erdiğini ve davalı tarafından aynı güzergahlarla ilgili … İhale Kayıt Numaralı (İKN) yeni bir ihale yapıldığını, iş bu … İKN’lu yeni ihaleyle ilgili Teknik Şartname ve burada yer alan Güzergah Listesi ekli olduğunu, görüldüğü üzere davalının, güzergahlar değişmediği halde, müvekkil şirketin aldığı davaya konu … İKN’lu ihalede ilan ettiği güzergah listesindeki km bilgileri ile yeni açtığı … İKN’lu yeni ihalede ilan edilen güzergah listesindeki km bilgileri farklı olduğunu, güzergahlar değişmediği halde, yeni ihale ile eski ihale arasında toplamda 1603 km fark bulunduğunu, dolayısıyla davalı, yeni açtığı (ve başka bir şirket ile sözleşme imzaladığı) … İKN’lu ihalede, güzergah listelerindeki mesafe bilgilerini düzelttiğini, her iki ihale dökümanı incelendiğinde davalının güzergah listesindeki mesafe hatalarının dava dilekçemizde belirtilenden çok daha fazla olduğu görüldüğünü, bu husus aynı zamanda davacının, müvekkil şirketin aldığı … İKN’lu ihaledeki güzergah mesafeleriyle ilgili hatasının ikrarı ve ilanı mahiyetinde olduğunu ileri sürmüştür. Somut olayda uyuşmazlık; yukarıda ifade edildiği gibi sözleşmeye konu güzergah listesindeki güzergah mesafelerine ait km bilgilerinin, sözleşmenin 36. Maddesi gözetilerek her bir güzergah alanının 10 km’yi aşacak şekilde davalı tarafından hatalı olarak bildirilip bildirilmediği noktasında toplanmaktadır. TBK 36. Maddesinde, taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olması bile sözleşmeyle bağlı olmadığı hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar kasta dayanmayan yanlış ve hatalı açıklamalar TBK md. 36 anlamında aldatma oluşturmazsa ise de sözleşme öncesi kusur sorumluluğu dolayısıyla tazminat sorumluluğuna yol açmaktadır. ( Kılıçoğlu, Ahmet M. : Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Genişletilmiş 23. Bası, Ankara 2019, s. 273) Kapatılan Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 24/12/2018 tarih 2017/20291 Esas 2018/28025 Karar sayılı ilamında ifade edildiği gibi “Sözleşme öncesi sorumluluk (sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk-culpa in contrahendo) genel bir ifadeyle; sözleşme görüşmeleri aşamasında taraflardan birinin diğerine veya onun koruması altında bulunan kişilere karşı, aralarında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı gereğince ortaya çıkan güven ilişkisinin ihlâli sonucu meydana gelen sorumluluktur. ( Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt. III, Ankara 1990, s. 1083.; İlhan Ulusan, Culpa in Contrahendo Üstüne, Prof. Dr. Ümit Yaşar Doğanay Anısına Armağan, İstanbul 1982, s. 287). Bir kişinin davranışlarıyla, başkalarında yarattığı haklı beklentiler nedeniyle bu kişiler arasında güvene dayalı bir ilişki oluşmuştur. Kendine özgü bir sorumluluk olan güven sorumluluğu, bu güven ilişkisinden kaynaklanmaktadır ve herhangi bir sözleşme ilişkisinin varlığını gerektirmediği için taraf iradesinden bağımsız yasal bir sorumluluk sebebidir. Güven sorumluluğunun pozitif hukuktaki dayanağı Türk – İsviçre Hukuku açısından Medeni Kanun’un 2. maddesi olan dürüst davranma ilkesidir.(Gürpınar, Damla Sözleşme Dışı Yanlış Tavsiyede Bulunma Öğüt Verme veye Bilgi Vermeden Doğan Sorumluluk, İzmir ,2006 s.214)Medeni Kanun’un 2. maddesinde, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını ifa ederken dürüstlük kuralına uygun davranmak mecburiyetini getiren kanun koyucu, açık bir şekilde doğruluk ve güven kurallarına atıf yapmıştır. Ayrıca kanunun yorumlanmasında, tamamlanmasında, irade beyanlarının yorumunda, bu nedenle de hukuki işlemlerin kurulmasında ve yorumlanmasında, sözleşmelerin yeni şartlara uyarlanmasında, tamamlanmasında ve değiştirilmesinde de önemli işlevi olan doğruluk ve güven kuralları, sözleşme görüşmeleri esnasında meydana gelen culpa in contrahendo sorumluluğunun da temelini oluşturmaktadır. (Edis ,Medeni s.308) Culpa in contrahendo sorumluluğunun varlığından söz edebilmek için sözleşmenin tüm unsurları ile kurulmuş olmasının veya geçerli bir sözleşme olup olmadığınında bir önemi bulunmamaktadır. Bütün bu hukuki kurumların temelinde dürüstlük kuralı gereği korunması gereken ve bu yüzden yasal bir yükümlülük olarak da ortaya çıkan, kendine özgü bir sorumluluk vardır. Güven sorumluluğu edim yükümünden bağımsız yasal bir borç ilişkisine dayanır. Sorumluluğun doğması için zarar verenle zarar gören arasında asli edim yükümünün doğumunu sağlayacak bir sözleşme ilişkisinin kurulmuş olması gerekmez. Taraflardan birinin kendi davranışlarıyla diğer tarafta güven oluşturmasıyla, bu ikisi arasında var olan güven ilişkisinin zarar görmüş olmasından dolayı dürüstlük kuralı gereği bir sorumluluk meydana gelmektedir.(Gürpınar , s.217)” Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; olaya “sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk” kuralıyla bakılması gerekmektedir. O halde mahkemece, sözleşmeye konu güzergah mesafelerinin davalı idarece hatalı tespit edilip edilmediği araştırılarak, gerekirse davalı tarafından aynı güzergah ile ilgili sonradan yapılan ihale sözleşmeleri ve güzergah listeleri getirtilerek sözleşmenin 36. Maddesi de gözetilerek 70 araç üzerinden 10 km’ye kadar olmak üzere toplam 700 km’yi aşacak şekilde km farkı bulunması halinde, sözleşmede kararlaştırılan km üzerinden belirlenen ihale bedeline göre davacının talebi ile bağlı kalmak üzere hesaplanacak tazminat miktarına göre karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2018/1413 Esas, 2020/47 Karar sayılı ve 29/01/2020 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine,4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/06/2023