Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1715
KARAR NO: 2023/1246
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/484 Esas
KARAR NO: 2020/71
KARAR TARİHİ: 10/02/2020
DAVA: Tazminat (Eser Sözleşmesine Dayalı)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı ile akdedilen 12.05.2015 tarihli asansör bakım sözleşmesi ile müvekkili şirket binasında bulunan asansör ünitelerinin bakımı, onarım ve tamirat vs. servis işlemlerinin davalı şirket tarafından yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme kapsamında bakım yapılacak asansörlerin iki adet olduğu ve bunların … ve … numaralı tesisat numaralı ve 630 kg kapasiteli yolcu tipi asansörler olduğunu, bunlara sözleşmenin 2.1. maddesi gereği ayda bir kez davalı tarafından bakım yapılacağı halde davalının 20.10.2016 tarihinde fatura kestiğini ve bu tarihten sonra bakım ve servis hizmetlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin Gebze … Noterliğinin 24.01.2017 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya ihtarname keşide ederek bakım hizmetlerinin sözleşmeye uygun yerine getirilmesini ihtar ettiğini, davalının ihtarnameye cevap vermediğinden bu kez Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/17 D.İş nolu dosyası yönünden delil tespiti yaptırdığını, delil tespiti ile alınan bilirkişi raporunda “…asansör imalatını yapan tarafından taşıyıcı kayışların sökülerek uygun malzeme ile yeniden yapılması gerektiği…” yönünde rapor verildiğini ve yapılan piyasa araştırmasına göre taşıyıcı kayışlarının yenilenmesinin 75.000,00 + KDV olduğu kanaaitine varıldığını, bilirkişi raporunda yapılan tespitler ile ilgili davalıya Beşiktaş … Nt. 04.04.2017 … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek bilirkişi raporunda belirtilen değerlerin ödenmesinin bu mümkün olmadığı takdirde aynı özellikte iki adet asansörün yeniden yapılmasının ihtar edilmesine rağmen dönüş yapılmadığını ileri sürerek davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle bütün masraflar davalıya ait olmak üzere, dava konusu asansörlerin ücretsiz olarak onarılmasına, ücretsiz olarak onarılmaması halinde, dava konusu asansörlerde meydana gelen ayıpların giderilmesi için 75.000,00 TL +KDV bedelin 05.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine, iş bu bedellerin ödenmemesi halinde ve ayıpların giderilmemesi durumunda, asansörlerin ayıpsız benzerleri ile değiştirilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Müvekkili ile davacı arasında 01.05.2015-30.12.2020 tarihleri arasında geçerli olacak beş yıllık asansör bakım sözleşmesi akdedildiğini ve söz konusu sözleşme ile …-… tesisat numaralı 2012 yapım yılı 630 kg. kapasiteli yolcu tipi asansörün aylık bakımlarının üstlenildiğini, uyuşmazlık konusu asansörlerin 09.04.2014 ve 05.06.2014 tarihinde davalıya teslim edilmiş olduklarını, müvekkili şirketin davacı şirkete 11.05.2016 tarihinde ”… Binanıza firmamız tarafından tesis edilen ve servis hizmetleri de firmamızca sürdürülen asansörlerinizin taşıyıcı kayışları deforme olmuştur. Yapılan teknik inceleme sonucunda taşıyıcı kayışlarınızda lif atmaların olduğu tespit edilmiş olup değiştirilmesi gerekmektedir…” bildirimi ile taşıyıcı kayışlarının değiştirilmesine ilişkin teklifin 17.12.2015 tarihinde bildirilmiş olmasına rağmen herhangi bir dönüş alamadıklarını ve bu durumda da yüksek emniyet riski taşıyan asansörlerin kapatılmasını rica ettikleri gibi, asansörlerin kullanılması durumunda oluşabilecek olan herhangi can ve mal kaybından sorumlu olmayacağının bilgisinin verildiğini ve akabinde söz konusu bilgilendirme ışığında davacı tarafından üniteler için kayış değişimlerine onay verilmediğinden, yaşanması muhtemel emniyet riskleri sebebiyle 03.11.2016 tarihli yazı ile sözleşmenin askıya alınarak ve ilgili yazının davacı tarafa gönderilerek servis hizmetinin müvekkili tarafından sonlandırıldığını, sözleşmenin 2.11. maddesinin b bendinde değiştirilmesi gerekli parçaların tutarının 200 TL’den yüksek olduğu hallerde işe başlanılmadan önce bu durumun bir yazıyla müvekkilince davacı şirkete bildirileceğinin ve davacı şirketin yazılı onayını takiben parça değişim işlemi programına geçileceğinin belirtildiğini, müvekkili şirketin taşıyıcı kayışlarının değiştirilmesi için davacı şirkete teklif sunduğunu ve uyarı yazıları gönderdiğini, ayrıca iki adet asansörün taşıyıcı kayıtlarının değişimi için 22.000,00 TL fiyat teklifi verdiği halde davacının taşıyıcı kayışlarının değişmesine onay vermediği gibi herhangi bir girişimde de bulunmadığını, Asansör Bakım Sözleşmesinin Garanti Koşulları başlıklı 5. maddesinde müvekkili şirket tarafından temin, imal ve montajı gerçekleştirilen ünitelerin ilk teslim tarihinden itibaren iki yıllık garanti kapsamında olduğunu, aynı maddenin a bendinde ayrıca garanti şartlarının geçerli olabilmesi için teslim tarihinden itibaren müvekkili şirket ile servis sözleşmesinin imzalanması gerektiğini, söz konusu olayda 06.06.2014 tarihinde asansörler davacı şirkete teslim edilmiş iken 12.05.2015 tarihinde davacı ile asansör bakım sözleşmesinin akdedildiğinden kayışların değişmesinin garanti kapsamında olamayacağını, Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/17 D.İş dosyasındaki bilirkişi raporuna katılmalarının mümkün olmadığını ve raporda asansör taşıyıcı kayışlarının yenilenmesi maliyetinin 75.000,00 TL +KDV olduğu kanaatine varıldığını ancak bu miktarın kabul edilemez olduğunu ve müvekkili şirketin taşıyıcı kayışlarının değişimi için davacıya 22.000,00 TL fiyat teklifinde bulunduğunu beyan ederek, davanın reddi ile yargılama ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “… aldırılan bilirkişi raporunda kesin sonuca ulaşabilmek için kayışların yetkili bir laboratuvarda incelenmesi gerektiği belirtildiğinden bu inceleme yaptırılarak mahkememize inceleme talebinde bulunulduğu hususunda bilgi sunulması için davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmaması halinde gizli ayıp bulunmadığının kabul edileceğine, davacı tarafın TSE aracılığı ile analiz yapılması hususundaki talebinin mahkememizce bu hususta inceleme yaptırılması mümkün olmadığından reddine karar verilmiş, davacı tarafça dava konusu kayışların yetkili bir laboratuvarda incelenmesi ne ilişkin başvuruda bulunulduğuna dair bilgi ve belge sunulmamış, bu durumda mahkememizce gizli ayıp bulunmadığı kabul edilmiştir.Taraflar arasında 01.05.2015-30.12.2020 tarihleri arasında geçerli olacak beş yıllık asansör bakım sözleşmesi akdedildiği ve davalı tarafça … tesisat numaralı 2012 yapım yılı 630 kg. kapasiteli yolcu tipi asansörün aylık bakımlarının üstlenildiği, uyuşmazlık konusu asansörlerin 09.04.2014 ve 05.06.2014 tarihinde davalıya teslim edilmiş oldukları, davalı şirketin davacı şirkete 11.05.2016 tarihinde “Binanıza firmamız tarafından tesis edilen ve servis hizmetleri de firmamızca sürdürülen asansörlerinizin taşıyıcı kayışları deforme olmuştur. Yapılan teknik inceleme sonucunda taşıyıcı kayışlarınızda lif atmaların olduğu tespit edilmiş olup değiştirilmesi gerekmektedir.” bildirimi ile taşıyıcı kayışlarının değiştirilmesine ilişkin teklifin 17.12.2015 tarihinde bildirilmiş olduğu, davacı taraftan dönüş yapılmadığı, davalı tarafça 03.11.2016 tarihli yazı ile davacı tarafa gönderilerek sözleşmenin askıya alındığı ve servis hizmetinin sonlandırıldığı, sözleşmenin 2.11. maddesinin b bendinde değiştirilmesi gerekli parçaların tutarının 200 TL’den yüksek olduğu hallerde işe başlanılmadan önce bu durumun bir yazıyla davalının davacıya şirkete bildirileceği ve davacı şirketin yazılı onayını takiben parça değişim işlemi programına geçileceğinin belirtildiği ancak davacının taşıyıcı kayışlarının değişmesine onay vermediği anlaşılmaktadır. Teknik bilirkişilerce asansörlerin inşa tarihi ile taşıyıcı kayışların yıpranma tarihi arasındaki kısa süre dikkate alındığında bu seviyede bir yıpranmanın normal kullanım şartlarında mümkün olmaması gerektiği ancak asansörlerin aşırı kullanımı, yük taşıma amacıyla kullanılması durumunda da aşırı yıpranma oluşabileceği tespit edilmiştir. Asansörlerin kullanım yoğunluğu hususunda bir bilgi edinilemediği, 14.03.2017 tarihli rapor içeriğinden, yıpranan kayışlar üzerinde herhangi bir teknik inceleme ve laboratuvar analizi yapılmadığı, gizli ayıp kanaatinin çıplak gözle kontrole dayalı olduğunun anlaşıldığı, kesin bir bilgi için anılan kayışların yetkili bir laboratuvarda incelenmesi gerektiği tespit edilmiştir. Mahkememizce verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça kayışların yetkili bir laboratuvarda incelenmesi için gerekli olan başvuruda bulunulmadığından gizli ayıp bulunmadığı ve davalı şirketin kusurlu olmadığı kabul edilerek davanın reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; eksik inceleme ile hazırlanan bilirkişi raporuna dayanarak davanın reddine karar verildiğini, halbuki bilirkişi heyeti tarafından yerinde inceleme yapılmadan, teknik incelemeden yoksun şekilde rapor hazırlandığını, keşif yapılmadan dosya üzerinden hazırlanan iş bu rapor usul ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, müvekkil şirket tarafından dava konusu asansörlerin kullanıldığı bina, personellerinin bulunduğu bina olup insan taşıma amaçlı olarak kullanıldığını, bu asansörlerde müvekkil şirket tarafından yük taşınmadığını, dava konusu asansörlerde imalattan kaynaklı gizli ayıp bulunduğunu, bu durum Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/17 D. İş dosyasında hazırlanan bilirkişi raporu ile de açıkça ortaya konduğunu, bu tespit raporuna rağmen, davanın reddine karar verilmesi hukuka açıkça aykırı olduğunu, Ayrıca, mahkemece 01.07.2019 tarihli celsede, mahkemece alınan bilirkişi raporunda kesin sonuca ulaşılabilmesi için kayışların yetkili bir laboratuvarda incelenmesi gerektiğini, bu incelemenin yaptırılarak mahkemeye bildirmesini hususunda tarafımıza iki haftalık kesin süre verilmiş ve bu husustan gerekçeli kararında da söz ettiğini, bu kapsamda mahkemeye sunmuş olduğumuz beyanlarımız, müvekkil şirket tarafından yapılan araştırama neticesinde, laboratuvarlarda bu tarz analizlerin yapılmadığı, ilgili analizlerin sadece TSE aracılığı ile yapıldığının tespit edildiğinin ve ayrıca halihazırda bu kayışlar üzerinde böyle bir inceleme yapılmasının da imkansız olduğunu, kayışların laboratuvarda incelenmesi için kayışların sökülmesi gerektiği bildirildiğini, bu beyanımıza rağmen sayın mahkeme hiçbir inceleme yapmadan davanın reddine karar verildiğini, Davalı taraf ayıbı zaten kabul ettiğini, ayrıca alınan ilk tespit raporunda ayıp ve ayıbın nedeni zaten net bir şekilde tespit edildiğini, bu tespit raporunu dosyada mevcut olduğunu, ayrıca asansörlerin mevcut durumunu gösteren resimleri ve asansör arıza bakım formu ile tespit edilen kayışlarda mevcut eksiklikleri gösterir tespit forumu da mahkemeye sunulduğunu, bu yönüyle de mahkeme kararı eksik ve hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporu ile gebze 2.sulh hukuk mahkemesi’nin 2017/17 D. İş dosyasından yer alan 14.03.2017 tarihli bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, ayrıca davalı şirketin, müvekkil şirket ile arasında bulunan sözleşme hükümlerine uygun davranmadığını, dava konusu asansörlere ait bakım ve servis hizmetleri gereği gibi yerine getirmediği hususu da mahkeme tarafından dikkate alınmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, asansör bakım sözleşmesinden kaynaklı ayıplı ifaya dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; davaya konu yolcu tipi asansörlerin, davalı tarafından 09/04/2014 ve 05/06/2014 tarihinde montaj ve teslimi yapıldıktan sonra taraflar arasında düzenlenen 01.05.2015-30.12.2020 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde 12/05/2015 asansör bakım sözleşmesi ile asansörlerin aylık bakımları davalı tarafından üstlenildiği, akabinde asansörlerin taşıyıcı kayışlarının deforme olması ve lif atması tespit edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Davacı yan, dava konusu asansörlere ilişkin bakım hizmetinin sözleşmeye uygun şekilde gereği gibi yerine getirilmediğini ve alınan tespit raporundaki “arızanın malzemenin imalatındaki gizli ayıp nedeni ile gerçekleştiği ” tespiti üzerine meydana gelen zarardan davacı yanın sorumlu olduğunu iddia etmiştir. Davalı yan ise imalat hatası bulunmadığını, kayışlardaki yıpranmanın davacı tarafın kullanımdan kaynaklandığını, deforme olan kayışların değişmesinin garanti kapsamında olmadığından ücretsiz değişim yapılamayacağını savunmuştur.Somut olayda uyuşmazlık ; sözleşmeye konu asansörlerin taşıyıcı kayışlarındaki arızanın, imalat hatasından kaynaklı gizli ayıp ve bakım hizmet sözleşmesinin gereği gibi yerine getirilmemesinden mi yoksa kullanıcı hatasından mı kaynaklandığı noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar alınan tespit dosyasında alınan 14/03/2017 bilirkişi raporunda, arızanın malzemenin imalatındaki gizli ayıp nedeni ile gerçekleştiği şeklinde tespiti yapılmış ise de delil tespiti davalının yokluğunda hasımsız olarak gerçekleştirildiği, raporun davalıya tebliğ edilmediği anlaşılmakla alınan raporun tek başına ispata elverişli olmadığından mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Mali müşavir, makine mühendisi ve sözleşme uzmanından oluşan üçlü bilirkişi heyetinin sunmuş olduğu 01/03/2019 tarihli raporda ” …dosyaya sunulan 14.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda, asansörlerin taşıyıcı kayışlarında yıpranma olduğu, bunların gizli ayıplı olduğu ve bundan da davalı şirketin sorumlu olduğu hususlarının belirtildiği, asansörlerin inşa tarihi ile taşıyıcı kayışların yıpranma tarihi arasındaki kısa süre dikkate alındığında bu seviyede bir yıpranmanın normal kullanım şartlarında mümkün olmaması gerektiği ancak asansörlerin aşırı kullanımı, yük taşıma amacıyla kullanılması durumunda da aşırı yıpranma oluşabileceği, dosya içeriğinden asansörlerin kullanım yoğunluğu hususunda bir bilgi edinilemediği, anılan 14.03.2017 tarihli rapor içeriğinden, yıpranan kayışlar üzerinde herhangi bir teknik inceleme ve laboratuvar analizi yapılmadığı, gizli ayıp kanaatinin çıplak gözle kontrole dayalı olduğunun anlaşıldığı, kesin bir bilgi için anılan kayışların yetkili bir laboratuvarda incelenmesi gerektiği, bu nedenle dava konusu kayışlarda gizli ayıp olduğu yönündeki kesin kanaate katılmanın mümkün olamadığı, asansörlerin taşıyıcı kayışlarına uygulanacak herhangi bir bakım onarım işlemi olmayıp, belirli seviyede yıprandığında değiştirilmeleri gerektiği, dolayısıyla dosya içeriğine göre asansörlerin taşıyıcı kayışlarının 06.06.2014 teslim tarihinden itibaren nispeten kısa sürede yıpranmaları imalattan kaynaklanabileceği gibi kullanım kaynaklı da olabileceğinden ve dosya içeriğinde kesin bir bulgu olmadığından bu konuda davalı şirkete yüklenebilecek bir kusur oranı mevcut olmadığı ” yönünde görüş bildirilmiştir.Bilirkişi heyeti raporundan anlaşıldığı üzere; tespit dosyasından alınan 14/03/2017 tarihli raporun aksine asansörlerin inşa tarihi ile taşıyıcı kayışların yıpranma tarihi arasındaki kısa süre dikkate alındığında bu seviyede bir yıpranmanın normal kullanım şartlarında mümkün görülmemekle birlikte asansörlerin aşırı kullanımı, yük taşıma amacıyla kullanılması durumunda da aşırı yıpranma oluşabileceği, bu nedenle arızanın imalat hatasından kaynaklı gizli ayıptan mı yada kullanım hatasından mı kaynaklandığı konusunda kesin sonuca ulaşabilmek için kayışların yetkili bir laboratuvarda incelenmesinin zaruri olduğu görülmüştür. Mahkemece, kayışların laboratuvar ortamında incelenmesi gerektiğinden, davacı vekiline bu hususta müvekkili ile görüşüp beyanda bulunması için süre verilmiş, kesin süreye uyulmaması halinde gizli ayıp bulunmadığının tespitine karar verileceği ihtar edilmiş olup davacı vekili sunmuş olduğu beyan dilekçesinde, laboratuvar ortamında bu tarz analizlerin yapılmadığı, ilgili analizlerin TSE aracılığı ile yapıldığı, bu sebeple itirazları kapsamında numune getirmek kaydı ile dava konusu asansörler üzerinde TSE aracılığı ile gerekli analizlerin yapılmasını talep edilmesi karşısında mahkemece bu hususta inceleme yaptırılması mümkün olmadığından talebin reddine karar verilmiş ise de, laboratuvar incelemesinin nerede, ne şekilde yapılacağı, alınacak masraf ve görevlendirilecek bilirkişiler konusunda mahkemece gerekli araştırma yapılmadan ve bu hususta davacı taraf bilgilendirilmeden yapılan ihtarın usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece, laboratuvar incelemesinin nerede, ne şekilde yapılacağı, alınacak masraflar ve görevlendirilecek bilirkişiler usulüne uygun belirlendikten sonra davacı tarafa usulüne uygun çıkartılacak ihtar sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, ihtilafa konu asansör kayışlarının yetkili bir laboratuvar ortamında incelemesi yönteminde usule aykırılık bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353.1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, bu aşamada esasa ilişkin itirazlar incelenmeksizin dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/484 E. 2020/71 K. Sayılı 10/02/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/09/2023