Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1714 E. 2023/1244 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1714
KARAR NO: 2023/1244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/536
KARAR NO: 2017/729
KARAR TARİHİ: 26/09/2017
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı taraf davalı tarafa iş yerlerinde kanunen bulundurması zorunlu olunan iş yeri hekimliği A ve C sınıfı iş yeri güvenlik uzmanlığı hizmetini aralarında imzalanan 3 adet hizmet sözleşmesi gereği davalıya eksiksiz sunduğunu, bu nedenle sözleşme şartlarını yerine getirdiğini ve davaya konu edilen faturaların da bu hizmet nedeni ile düzenlenerek davalıya tebliğ edildiğini, davalının icra takibine itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında her ne kadar sözleşme bulunsa da davacının sözleşmede belirtilen edimleri fiiliyatta yerine getirmediği gibi verilmiş herhangi bir hizmetinde bulunmadığını, davanın haksız olduğunu bu nedenle reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” davacının davalıdan alacaklı olduğu miktar tespit edilmiş özellikle de davalı yanca davacı tarafından düzenlenen faturalara süresinde itirazda bulunulmadığı dikkate alınarak davanın asıl alacak yönünden kabulüne bununla birlikte takip öncesi davalının temerrüte düşürüldüğünün ispat edilememesi nedeniyle işlemiş faiz talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının edimini gereği gibi yerine getirmediği, davalı şirket yetkilisinin bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi’ne şikayette bulunduğu, davacı şirket hakkında 95 ihtar puanı uygulandığını, ek rapor ve tanık dinletme taleplerinin haksız olarak reddedildiği, davacı şirketin davalı şirketin çalışanlarına hiçbir konuda eğitim vermediğini belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, OSGM hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile davacı tarafından davalı hakkında 7.873,00 TL asıl alacak, 347,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.220,98 TL alacağın tahsili istemiyle 07/05/2015 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibine ilişkin davalı vekili tarafından takibe 18/05/2014 tarihinde itiraz edilmesi üzerine davacı tarafından 25/05/2015 tarihinde İİK 67. maddesi gereğince yasal süre içerisinde dava açılmıştır.İcra takip dosyasında yer alan ve takibe dayanak kılınan faturaların incelenmesinde Yardımcı Sağlık Personeli Hizmeti, İşyeri Hekimliği Hizmeti, İş Güvenliği Uzmanlığı Hizmeti açıklamalı olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Takibe dayanak kılınan faturalar; ,-23.11.2014 tarihli seri A no:… fatura ile toplam 425,000 TL-30.12.2014 tarihli seri A no:… fatura ile toplam 1.700 TL -29.01.2015 tarihli seri A no:.. fatura ile toplam 1.862 TL-27.02.2015 tarihli seri A no:… fatura ile toplam 1.862 TL-30.03.2015 tarihli seri A no:… fatura ile toplam 1.012 TL-29.04.2015 tarihli seri A no:… fatura ile toplam 1.012 TL Taraflar arasında düzenlenen 24 Kasım 2014 tarihli OSGB ile Hizmet Alan İşyeri Arasındaki İş Güvenliği Uzmanlığı Sözleşmesi’nde, davalının hizmet alan işyeri olarak belirtildiği ve dava dışı … A sınıfı iş güvenliği uzmanı, 28.02.2015 tarihli sözleşmede dava dışı … C sınıfı iş güvenliği uzmanı, 04.12.2014 tarihli sözleşmede dava dışı … İşyeri Hekimi olarak yer aldığı tespit edilmiştir.Davacı vekili tarafından sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davalı firmanın dava dışı ….. Ltd. Şti.’nin alt işvereni olduğu ve …. tarafından inşaatı devam eden … İnşaatında elektrik işlerine devam edildiği, davacının yükümlü olduğu hizmeti … şantiyesinde , iş güvenlik uzmanı … ve iş yeri hekimi … tarafından verildiği belirtilmiş ve … Yemekhane Salonunda yapılan 30.04.2015-15.11.2014-16.04.2015 tarihli İSG Kurulu Toplantı Tutanakları sunulmuştur. Davalı tarafça sunulan cevaba cevap dilekçesinde, davacıdan hizmet alınmadığı tekrar edilmiş ve sunulan belgelerin davalı şirket çalışanlarının … Projesi şantiyesine girilebilmesi amacıyla düzenlenen belgelerin davalı şirkete hizmet verildiğini belgeler şekilde sunulmasının kabul edilemez olduğunu beyan edilmiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından mahkemeye gönderilen yazı cevabında, davacı şirketin onaylı defter suretlerinin bulunmadığı, yıllık çalışma planı ve yıllık değerlendirme raporlarının bulunmadığı, diğer sağlık personelinin hizmetine dair kesilen 4 adet fatura tarihi itibari ile İSG-Katip sistemi üzerinde sözleşmelerinin bulunmadığı, 28.02.2015 tarihinde İSG-Katip sistemi üzerindeki örneğini uygun olarak düzenlenen iş güvenliği ( …) sözleşmesini karşılıklı olarak en geç 5 gün içerisinde sistem üzerinden onaylanmadığı tespit edildiğinden 95 ihtar puanı uygulandığı belirtilmiştir.SGK uzmanı ve mali müşavir bilirkişinden oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle: davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde, … ve … seri numaraları faturaların yasal defterine kayıt edildiği, davacının ticari defterine göre toplam 7.873,00 TL alacak bakiyesinin bulunduğu ve bu haliyle 7.873,00 TL asıl alacak, 45,29 TL işlemiş faiz olmak üzere davacının takip tarihi itibariyle toplam 7.918,29 TL talep edebileceği belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne (asıl alacak yönünden davanın kabulüne faiz talebinin ise reddine) karar verilmiş olup, davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Sunulan istinaf sebeplerinin incelenmesi:Davalı tarafça, davacının sözleşmeye konu hizmetleri sağlamadığı iddia edilmiştir.Hukuki uyuşmazlıkta nazara alınması gereken kanun amir hükümleri incelendiğinde;-İspat yükü:6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Davaya konu somut olayda, takip dosyasına konu edilen faturanın davalının ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda tespit edilmiştir. Bu bu faturalar yönünden hizmetin verilmediğini iddiasını davalının ispatlaması gerekmektedir. Tüm dosya kapsamı yukarıdaki bilgilerle birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında hizmet sözleşmesi düzenlendiği ve takibe dayanak kılınan 5 adet faturaların hem davacı hem davalı ticari defterinde kayıt altına alındığı, davalı kayıtlarında yer alamayan 29.04.2015 tarihli seri … no:… fatura ile toplam 1.012 TL bedelli faturaya istinaden hizmetin verildiğinin sunulan toplantı tutanaklarıyla ispatlandığı nazara alındığında, mahkemece verilen kararın dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 85,70 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 141,40 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 128,45 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/09/2023