Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/171 E. 2021/174 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/171
KARAR NO : 2021/174
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİİstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/191 Esas
KARAR NO : 2017/1063
KARAR TARİHİ: 24/10/2017
DAVA: TAZMİNAT (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın öğretmen olduğu Şırnak ilinde bulunan Milli Eğitim Lojmanlarında ikamet ettiği, 15.03.2016 tarihinde … poliçe nolu Akkorut paket sigorta poliçesi ile ev eşyalarını … A.Ş.’ye sigorta ettirdiği, müvekkilinin sigorta primlerinin tamamını ödediği, 3713 sayılı terörle mücadele kanunu çerçevesinde sigorta poliçesine ek teminat olarak terör klozuda eklenmiş ve 60.000 TL ye kadar teminat altına alındığı, 14.0S.2016 tarihinde 5442 sayılı il idaresi yasası çerçevesinde Şırnak valiliği tarafından il merkezinde meydana gelen terör olaylar; nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş ve hu yasak 14.11.2016 tarihine kadar devam ettiği. Şırnak valiliği çatışmaların bitmesinden sonra sokağa çıkma yasağının devam ettiği dönemde enkaz ve kullanılmaz hale gelen binaları yıkarak molozların taşınma işini hafriyat firmalarına ihale ettiği müvekkili yasağın bitmesiyle evini görmek amacıyla şehir merkezine 14.11.2016 ‘da gitmiş ve evinin terörle mücadeleden dolayı yok olduğuna şahit olduğu, Ortada düz bir araziden başka bir şey göremediğini, müvekkilin teminat altına alınan ev eşyaları sigorta ile teminat altına alınan 60.000 TL’lik meblağın üzerinde olduğu, açılan davanın kabulü ile vaki terör saldırıları nedeniyle müvekkilinin oluşan zararını davalı … şirketinden 01/01/2017 tarihinden banka reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında geçerli bir sigorta ilişkisinden bahsetmenin mümkün olmadığını, davacının elinde bulunan poliçe geçerli bir sigorta ilişkisine dayanmadığını, yanlış sigorta uygulamalarının tespiti, bildirimi, kaydı ve bu uygulamalarla mücadele usul ve esasları hakkında yönetmelik ile sigortalılar ve sigortacı aracıları bakımından getirilen fayda bulunmadığını, davacının sokağa çıkma yasağından sonra binayı terk etmiş olması, sigortalanabilir menfaatin ortadan kalmış olduğunu gösterdiğini, zira mahallin terk edilmesi sigorta ilişkisinden sigortalının menfaatinden vazgeçtiği anlamı taşımakla birlikte, sigortalanan şeyi koruma ve kollama yükümlülüğüne aykırı davranış olduğunun da göstergesi olduğunu, mahallin terk edilmiş olduğu, sigorta şirketi ile paylaşılmış olsa idi o tarih itibari ile koruma ve kollama önlemlerini almaktan aciz kalan sigortalının menfaati için düzenlenen poliçenin hükümsüz kalacağı, menfaatin ortadan kalktığının anlaşıldığını ve hasarın poliçe tanziminden sonra meydana geldiğine ilişkin ispat yükünün sigortalıda olup bu husus ispatlanamadığı, söz konusu terör olaylarının başlamasının öncesinde bölgede ülke geneli ile karşılaştırıldığında sigorta yaptırma alışkanlığının oldukça düşük olduğu ancak söz konusu operasyon ve sokağa çıkma yasağı tarihleri ile eş zamanlı olarak bölgede poliçe üretim sayılarının dikkate değer derecede artış gösterdiği görülmekte olup, buna bağlı olarak hasar ihbarlarının da anılan tarihlerden itibaren ciddi oranda arttığı görüldüğü, taraflar arasında geçerli bir sigorta sözleşmesi bulunmadığı, davacının riziko mahalli olan Şırnak’ta sigorta sözleşmesi kurulmadan önce sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş olduğuna dair önemli bilgi hakkında sigortacıya bildirimde bulunma yükümlülüğünü kasten ihlal ettiğini, haksız davanın bu nedenle reddi gerektiğini, ev eşyaları için tazminat talebinin reddi gerektiğinden açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR Mahkemece ”davanın açıldığı 15.12.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte ve davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, davanın, ZMSS kapsamında olmaksızın konut sigorta poliçesi kapsamında tazminat istemine ilişkin olduğu, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla açılan davanın usulden reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Yargılamaya ilişkin konut poliçesinin bağlı bulunduğu Yangın Sigortası Genel şartları uyarınca yetkili mahkemenin belirlendiği ve buna göre (C.9) yetkili mahkemenin davalının ikametgahının bulunduğu yerde ticaret davalarına bakmakla görevli mahkeme olduğu, yargılamaya konu uyuşmazlığın basit bir tüketici işlemi olarak görülmesinin mümkün olmadığı, sigorta uyuşmazlıklarından doğan davaların Ticaret Kanunu kapsamında ticari iş niteliğinde olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, 14.03.2016-11.11.2016 tarihleri arasında meydana gelen terör saldırıları nedeniyle sigortalı davalının zarar gören ev eşyalarının bedelinin taraflar arasında 15.03.2016 tarihinde düzenlenen …Paket Sigorta Poliçesi gereği davalı … şirketinden tazmini istemine ilişkindir. Davada HMK’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nun 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 2015/17076 e 2018/5653 K sayılı ilamı da bu yöndedir.Bu durum karşısında, davacının taraflar arasında düzenlenen poliçeye dayalı olarak açtığı tazminat davasının Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gözetilerek mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114-115 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından , davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 27,90 TL harcın davalıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,7-HMK’nun 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17/02/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.