Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1690 E. 2020/127 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1690
KARAR NO : 2020/127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET
TARİHİ : 18/12/2019
NUMARASI : 2018/71 Esas – 2019/920 Karar
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ: 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/10/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin 18/11/2018 tarihli genel kurul kararlannın kanun ve anasözleşmeye aykırı olduğu,nu genel kurul toplantısına katılması için taahütlü mektupla davet çağrısı yapılmadığını, toplantı yapılacağını şifahen öğrenmesi üzerine katıldığında ise toplantıda oy kulanmasına izin verilmediğini, muhalefetinin tutanağa şerh düşüldüğünü, toplantıda oy kullananların kooperatif ortağı olmadığını, sahte oy kullanımına ilişkin beyanları saklı kalmak kaydıyla 183 kişilik ortaktan 129’unun toplantıya katıldığını, Kooperatifler Kanununun 52.maddesi uyarınca; Ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılması veya ek ödeme yükümleri ihdası hakkında alınacak kararlar için 3/4’ünün rızası şartı olmasına rağmen bu sayının dikkate alınmadığını, kooperatif yönetiminin bu güne kadar pek çok usule aykırı ve suç teşkil eden eylemlerinin olduğunu, kooperatifçilik zihniyetinden uzak para kazanma hırsı ile ortaklarını yok saydığını, kooperatifin yapmış olduğu genel kurullarda aldığı kararlara karşı diğer ortaklar tarafından açılan davaların da mevcut olduğunu belirterek, olağanüstü genel kurula ilişkin çağrının usule aykırı olması, karar yeter sayısında hile ve usule aykırı katılım olması, ortakların aleyhine ve borç yükümlülüğü içermeye yönelik hatta ortakların ihraç edilmesine alt yapı hazırlayan kararlar alınmış olması sebebiyle 18/11/2018 tarihli genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 30/06/2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında, kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmadan tasfiye haline geçmesine karar verildiğini, ancak Tuzla Belediyesinin yaptığı uygulama imar planları ile İBB’nin hissedar olduğu parsellerdeki hissesi satın alınmadan kat irtifakı kurulması ve iskan alınması mümkün olmadığı için iskan alındıktan sonra kooperatif ana sözleşmesinin 85.maddesinin 1.paragrafına göre amacına ulaşacağından, dava konusu olağanüstü genel kurulda kooperatifin tasfiye halinden çıkması, imar barışına başvurulması, yapı kayıt ve tapu kayıt belgesi alınması, bunun için ödenmesi gereken bedellerin belirlenip üyelerden tahsili, mimarlık ofisleri ile çalışılması, kooperatifin inşaat alanı içinde olan … ada … parsel ve … ada … parseldeki İBB adına kayıtlı hisselerin satın alınması, imar uygulaması sonucu okul alanında kalan kooperatif hisselerinin satılması, yapı kayıt ve tapu kayıt harç bedellerini ödemeyenlere %5 gecikme faizi uygulanması ve üyelikten çıkartılmasına 84 asil, 45 vekaleten olmak üzere 129 ortağın katılımı ile karar verildiğini, toplantıya katılmayan, hazirun cetvelini imzalamayan davacının oy kullanmasının mümkün olmadığını, toplantıya son dakikada geldiğini, sadece muhalefet şerhini yazdırdığını, dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, 183 ortağın Pendik Postanesinden 16/10/2018 tarihinde (32 gün önce) taahhütlü mektupla genel kurula davet edildiğini, toplantıda hazirun cetvelinin ana sözleşmenin 32.maddesine göre düzenlenerek başkan, katılan ortaklar ve Bakanlık temsilcisi tarafından imzalandığını, toplantıda alınan kararların Kooperatifler Kanunu, TTK ve ana sözleşmeye uygun olduğunu ve gerekli toplantı ve karar nisaplarının sağlandığını belirterek davanın reddine ve davacının HMK 329.madddesi gereğince 5.000,00 TL disiplin cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “dava konusu genel kurul 18/12/2018 tarihinde yapılmış olup, dava süresi içerisinde açılmıştır. Alınan ve hükme yeterli görülen bilirkişi raporuna göre davacının iddialarının aksine genel kurul da alınan kararların kanun ve ana sözleşmeye uygun olduğu, her bir gündem maddesiyle ilgili alınan karar nisabının yerli olduğu, genel kurula iştirak eden Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevlilerinin de usulsüzlük yapıldığına dair bir şerhlerinin olmadığı, davacının genel kurula usulüne göre çağrılmadığını iddia etmesine rağmen usulünce çağrılmış olduğu ve genel kurula katılmış olduğu, oy kullandırılmadığı yönündeki iddiasının 10. gündem maddesinde bizzat davacının muhalefet şerhinin derç edilmiş olması karşısında hukuken yerinde olmadığı, gerçeğe uygun olmadığı, genel kurulda alınan kararların butlanla malul olduğuna yönelik bir iddia olmadığı gibi bir sebepte bulunmadığı, davacının ileri sürdüğü iptal sebeplerinin hukuken yerinde olmadığı, bu sebeple davanın kanıtlamaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır. Her ne kadar davalı vekilince davacının kötüniyetli olduğu bu sebeple 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 329. maddesi gereğince 5.000,00 TL disiplin para cezası ile 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 164/son ve 169 maddeleri gereğince vekalet ücretinin 3. kat fazlasıyla alınmasını talep etmiş ise de davacının davasının hak arama özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle davacının kötüniyetli sayılmaması gerektiğinden bu talebe hukuken iştirak edilmemiştir.Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davacı tarafından davalı aleyhine açılan genel kurul kararının iptali davasının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davacıya 02/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili 16/03/2020 tarihinde süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu 18/11/2018 tarihli genel kurul kararı Türk Ticaret Kanununun ve Kooperatifler Kanunu’nun amir hükümlerine aykırılıklar içerdiğini, mutlak butlanla malul olduğunu, müvekkilinin 18/11/2018 tarihinde yapılan işbu Genel Kurul toplantısına esas sözleşme ve kanunlar uyarınca belirlenmiş yasal çağrı usulü uyarınca davet edilmediğini, haricen ıttılaı üzere bulunduğu toplantıda hazirun listesini imzalamadığı gerekçesi ile kendisine oy kullandırılmadığını, bilirkişi raporunda gündemin her maddesi kendi bağlamında değerlendirildiğinden sanki her gündem maddesinin oylanması ve karar nisaplarının yeterli olduğu sonucuna varılmış ise de bir bütün olarak genel kurul kararının geçerli olup olamayacağı konusunda gerekli ve yeterli bir inceleme yapmadığını, yine toplantıya çağrı davetlerinin yasaya uygun olup olmadığı, kooperatifin gerçekte kaç kişiden müteşekkil olduğu, hazirun cetvellerinin gerçeğe ve yasaya uygun tutulup tutulmadığı, hazirun cetvellerinin düzenlenmesinde ve toplantıya katılanların oy kullanma şekillerinde yasaya uyarlık olup olmadığı, gündem maddelerinin tamamının aynı genel kurul toplantısında bir arada karara bağlanmasının mümkün olup olmadığı, tasfiye halinde olan bir yapı kooperatifinin tasfiyeden çıkma gündem maddesiyle birlikte ek ödeme yükümlülükleri ve taşınmaz alımına dair gündem maddelerini tasfiye halinde bir yapı kooperatifi genel kurulu olarak oylamanın mümkün olup olmadığı ve benzeri birçok değerlendirme zorunluluğu olan hususu değerlendirmeden düzenlenmiş bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olup, hükme esas teşkil etmeyeceğini, davalı yapı kooperatifinin aldığı genel kurul kararları ve yönetiminin iş ve işlemlerin yasaya uyarlık taşımadığını, onlarca kooperatif üyesinin mağdur edildiğini, 1995’ten beri davalı yapı kooperatifinin imara ve iskana uygun bağımsız bölümler inşa etmediğini ve üyelerine teslim etmediğini, kooperatifin tapu kayıtları incelendiğinde kooperatifin üzerinde kurulu olduğu arsaların üzerinde yapıların olmadığı, halen arsa tapusu niteliğinde olduğu, kaçak yapılmış yapılardan müteşekkil olduğu, aradan geçen 25 yıllık zaman diliminde henüz kat irtifaklarının alınmamış olduğunun açıkça anlaşıldığını, buna rağmen bu hususlar çerçevesinde değerlendirme yapmayan bilirkişi raporunun bir bütün olarak genel kurul kararını ele almaması tek tek gündem maddeleri açısından toplantı ve karar nisaplarını değerlendirmesinin doğru olmadığını, yerel mahkemece müvekkiline davet çağrısının yapılmadığı iddiaları yönünden sadece taahhütlü posta mektup listesinin incelendiğini ancak listede yer almasına rağmen müvekkiline taahhütlü davet mektubunun gerçekte gönderilip gönderilmediği hususunun irdelenmediğini, müvekkilinin usulüne uygun davet edilmediği gibi birçok üyeye toplantıya davet mektubu gönderilmediğini, hazirun cetvelinde kooperatife üye olmayan hatta gerçekte varolmayan isimlerin üyeymiş gibi gösterilerek gerekli toplantı nisaplarının elde edilmeye çalışıldığını, bir an için çağrı davetiyelerinin yasaya uygun olduğu varsayılsa dahi, yapılan genel kurul toplantısında olması gerekli karar nisapları sağlanmadan gündem maddeleri oylandığını, bilirkişi raporunda da değinildiği gibi toplantı gündeminin 3. Maddesi yapı kooperatifinin tasfiye halinin kaldırılmasına dair olup yapılan oylamada hazirun cetvelindeki 183 kayıtlı ortağın 123 ünün kabul oyuyla kabul edilerek kooperatifin tasfiyeden çıkarıldığını, bilirkişi raporunda davalı kooperatifin tasfiye halinde olması nedeniyle aldığı tüm kararlarda kanunun aradığı toplantı ve karar nisaplarına uyulmasının şart olmadığı ve oylamaya katılanların salt çoğunluğunun kabul oyuyla kararların alınabileceği yönünde değerlendirme yapılmış ise de henüz 3. Maddesinin oylanarak kabul edilmesiyle davalı kooperatif tasfiye halinden çıkmış olduğundan artık tasfiye halindeki bir yapı kooperatifi niteliğini haiz olmadığından bunun akabinde yeralan gündem maddelerinin oylanmasının kanunun aradığı toplantı ve karar nisapları ile gerçekleşmesinin şart olduğunu, dolayısıyla artık tasfiye halinde olmayan davalı kooperatifin yapılan genel kurulunda özellikle gündemin ek ödeme yükümlülükleri içeren 5. Maddesi, taşınmaz alımına dair 7. Maddesinin ve gecikme faizine ilişkin 9. Maddelerinin oylanması ve kabulü için tüm kooperatif ortaklarının 3/4’ünün kabulünün elzem olduğunu, buna rağmen bu maddelerin sadece oylamaya katılan ortakların salt çoğunluğuyla karara bağlandığını, Kooperatifler Kanununun aradığı 3/4 karar nisabına uyulmadığını, bu yönüyle yapılan oylama ve alınan kararlar usul ve yasaya aykırı olup, mutlak butlanla geçersiz olduğunu, yerel mahkemenin kararı dayanak olarak kabul ettiği bilirkişi raporunda ortaklara yüklenen ek ödeme tutarlarının ferdileşmeye, ortaklara tapu intikaline ve kooperatifin tasfiyesine yönelik tasfiye masrafları olduğu bu nedenle 3/4 karar nisabının değil toplantıya katılan ortakların salt çoğunluğu ile nisabın sağlanabildiği yönündeki görüş ve tespitinin tamamen gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu, bahsi geçen gündemin 5., 7.ve 9. Maddelerinin ferdileşme ve tasfiye işlemleri ile ilgisi olmadığını, her üç maddenin de ek ödeme yükümlülükleri getirmekte olup 7. Maddenin taşınmaz alımını konu edindiğini, henüz tapu kayıtlarında gözükmeyen, kat irtifakı olmayan, kaçak halde yapılmış, imara aykırı yapılar içeren, hakkında Tuzla Belediyesinin 27/03/1997 tarihli 396 sayılı encümen kararı ile yıkımına dair karar bulunan, riskli yapı statüsü bulunan yapılardan müteşekkil işbu yapı kooperatifinin ferdileştirilmesinin, ortaklarına bağımsız bölümleri teslim edebilmesinin, tasfiyeye girebilmesinin mümkün olmadığını, tasfiyeye girmesi mümkün olmadığı için gündemin henüz 3. Maddesinin kabulü ile de tasfiyeden çıktığını, oyların salt çoğunluğuyla kabul edilen 5., 7. Ve 9. Maddelerdeki hükümlerin ise tasfiyeye yönelik olmayıp ortaklara belirsiz ve hesaplanmamış ek ödeme yükümlülükleri ve taşınmaz satın alım bedelleri yüklemeye yönelik olduğunu, karardan itibaren geçen sürede topanan paralarla bugüne kadar imar barışı çerçevesinde işlemlerin tamamlanmadığını, yapıların tapularının alınmadığını, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) …. ada … parsel ve … ada…parsel sayılı kooperatif arsalarındaki mülkiyet paylarının satın alınmasına dair hiçbir girişimde bulunulmadığını, gündemin 7. Maddesi uyarınca İBB’ne ait olan taşınmaz paylarının satın alınması usulünün kamu ihale mevzuatına göre olduğunu, ortada böyle bir ihale olmamasına rağmen sözkonusu taşınmaz paylarının satın alınmasına yönelik gündem maddesinin oluşturup oylamaya sunulmasının yasayla bağdaşır bir yanı olmadığını, ortaklara yüklenecek ek ödeme yükümleri ve taşınmaz alım satımına dair hükümler ihtiva eden kararların alınabilmesi için ödeme tutarlarının belirli, gerçeğe uygun ve belgeye dayandırılması gerektiğini ancak gündemin 7. Maddesinde alımı planlanan taşınmazın değerinin ne olduğu, bu değerin nasıl tespit edildiğinin belirtilmediği gibi, alımın olasılık dahilinde olduğu, şayet satın alma gerçekleşmezse ödemelerin iade edileceğinin belirtilmiş olmasının belirsiz bir sürecin gündeme alındığı açıkça ortaya koyduğunu, hazirun cetvelleri ile toplantı davetlerinin usulüne uygun yapılmadığını, dosyaya sunulan oylama anının görüntülerine ilişkin CD ve fotoğraflardan da anlaşıldığı üzere, toplantıya katılanların bir kısmının kendileri dışında birden fazla kişi adına da vekaleten oy kullandığını oysa kanun gereği bir kişinin kendisi dışında yetki belgesini ibraz şartıyla en fazla bir ortağı temsilen oy kullanabileceğini, toplantıda kimi ortakların dört, beş kişiye vekaleten oy kullandığını, hazirun cetvellerinde kooperatif ortağı olmayan kişilerin yer aldığını, kooperatife dair tutulması zorunlu defter ve belgelerin dosyaya sunulmadığını, bu hususların ise yerel mahkemece dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunun son kısmında ” davacının iddia ettiği gibi münferit usulsüzlükler olsa bile ve hatta vekaleten oy kullananların tamamı yok sayılsa bile, sadece asaleten oy kullananların oyu esas alınsa bile, toplantı ve karar nisaplarının yine de sağlandığının anlaşıldığını, nisap sağladığının herhalükarda anlaşıldığına göre toplantının ya da toplantıda alınan kararların iptalini gerektirecek yasal bir sebebin mevcut olmadığı sonucuna varıldığı” beyan edilmiş olup bilirkişi tarafından usulsüzlükler varsa bunların tek tek ele alınıp, genel kurul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunun ortaya konması gerektiğini, Kooperatifler Kanununun 81. Maddesi uyarınca tasfiye kararının tescilinden itibaren 6 ay geçtikten sonra kooperatifin tasfiye kararından dönmesinin mümkün olmadığını, davalı kooperatifin tasfiye kararının ise yıllar öncesinden alınarak sicile tescil edildiğini, alınan bu kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, diğer taraftan tasfiye halinde olsa bile ek ödeme yükümlülükleri ve taşınmaz alımına dair hükümler içeren kararların tüm ortakların 3/4’ünün kabul oyuyla alınabileceğini, tüm bu nedenlerle davaya konu genel kurul kararının butlanla malul olup, aynı zamanda yasanın gereklerine aykırı olduğunu belirterek İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/71 esas 2019/920 K. Sayılı kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Kooperatiflerde genel kurul toplantısına çağrının usulsüz yapılması veya yapılmaması halinin müeyyidesinin bu toplantıda alınan kararların yokluğu mu, yoksa iptal edilebilirliği mi olduğu hususuna ilişkin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. ve anasözleşmenin 28. maddesi emredici nitelikte ise de, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde çağrıda usulsüzlük halinin genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verildiğinden, kanun koyucunun çağrıda usulsüzlük halinde bunun müeyyidesini yokluk olarak kabul etmediği açık olup Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamasıda bu şekildedir. Çağrının usulsüzlüğünü iddia eden tarafın, genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırılık iddialarından birine ya da hepsine dayanması ve iddiasını ispat etmesi zorunludur. Çağrıdaki usulsüzlük, alınan kararların salt bu nedenle iptali ya da yokluğu sonucunu doğurmamaktadır. Öte yandan, genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve gelmemeleri halinde, toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın yok sayılmasını gerektirir. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava herhangi bir süreye de tabi değildir. Somut davada ise davacının 18/11/2018 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali için 18/12/2018 tarihinde bir aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açtığı anlaşılmıştır.Kooperatif ana sözleşmenin 28.maddesi; “olağan ve olağanüstü toplantılara çağrı taahhütlü mektupla ayrıca gerektiğinde gazete ile gazete olmayan yerlerde mahalli örf ve adetlerle ilan yoluyla yapılır…çağrının toplantı gününden en az 30 gün önce ve en çok iki ay içinde yapılması, toplantının gün ve saati ile yerinin ve gündem maddelerinin bildirilmesi zorunludur” şeklinde olup, davalı kooperatifin 183 ortağı olduğu ve 18/11/2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının tüm ortaklara posta yolu ile tebliğ edildiği, davacının da dava dilekçesinde bildirdiği adres ile aynı olan adresine gönderilen taahhütlü mektupla toplantıya davet edildiği tespit edilmiştir. Davalı kooperatifin 18/11/2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü temsilcileri … ile … gözetiminde toplantının başlatıldığı, toplam 183 ortaktan 84 ortağın asaleten, 45 ortağın vekaleten olmak üzere 129 ortağın katılımı ile toplantı için gerekli çoğunluğun sağlandığı belirtilerek, gündem maddelerinin görüşülmesine geçildiği; 1. gündem maddesinin açılış, divan üyelerinin seçimi, 2. gündem maddesinin divan heyetine genel kurul tutanaklarını imzalamaya yetkisi verilmesine ilişkin olup, her iki maddenin oy birliği ile kabul edildiği, 3. gündem maddesinin tasfiye halinde olan kooperatifin, tasfiye halinin kaldırılarak “Sınırlı Sorumlu …” şeklinde yeniden eski haline getirilmesine ilişkin olduğu ve 123 kabul oyu ile kabul edildiği, 4. gündem maddesinin İmar Barışı Kanunu kapsamında ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına gerekli başvuru yapma yetkisinin kooperatif yönetim kuruluna verilmesine ilişkin olduğu ve oy birliği ile kabul edildiği, 5. gündem maddesinin imar barışına başvurulması, yapı kayıt belgesi alınması, mimari avan projesinin hazırlanması, iskan belgesinin alınması, kat mülkiyeti tapusunun çıkarılması konularında, yönetim kurulunun proje şirketleri ile 1.teklif olan azami 50.000,00 TL + KDV ile anlaşma yetkisi oylamasının 7 red oyuna karşılık 120 kabul oyu aldığı, 2.teklif olarak azami 150.000,00 TL + KDV ile anlaşma yetkisinin oylamasının oy birliği ile kabul edildiği,6. gündem maddesinin imar barışına başvurulması, yapı kayıt belgesi alınması, mimari avan projesinin hazırlanması, iskan belgesinin alınması, kat mülkiyeti tapusunun çıkarılması konularında imar komisyonunun kurulmasına; ortaklar arasından 8 kişilik imar komisyonuna seçilmesine ilişkin olduğu, oy birliği ile kabul edildiği,7. gündem maddesinin kooperatifin inşaat alanı içinde olan İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi … paftası, … ada, … parsel ve … İli … İlçesi, … Mah, … paftası, … ada, … parseldeki İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait hissesini satın alınması, bedelinin tespit edilmesi hususlarında gerekli kararların alınmasına ilişkin olduğu, arsa alınmasının 1 red oyuna karşılık 108 kabul oyu ile, arsanın azami m² fiyatı 2.200,00 TL’den satın alınmasının ise 4 red oyuna karşılık 100 kabul oyu ile kabul edildiği, 8. gündem maddesinin hisseli mülkiyeti kooperatife ait olan İstanbul İli … İlçesi … ada … parsel ve … ada … parselde okul imarlı olarak görülen arsaların asgari 1.100,00 TL’den satışına ilişkin olduğu,10 red oyuna karşılık 95 kabul oyu ile kabul edildiği, 9. gündem maddesinin imar barışı kapsamındaki yapı kayıt belgesi harçlarının ve tapu harç bedellerinin 15/12/2018 tarihine kadar ödenmesinin 8 red, 78 kabul oyu ile ödemelerini zamanında yapmayan ortaklara kanuni işlem yapılması, geciken ödemeler için % 5 gecikme faizi alınması ve üyelikten çıkarılmasının oy birliği ile kabul edildiği, yine belediye arsa payının her bir ortak için 31/05/2019 tarihine kadar ödenmesinin 9 red, 66 kabul oyu ile ödemelerini zamanında yapmayan ortaklara kanuni işlem yapılması, geciken ödemeler için % 5 gecikme faizi alınması ve üyelikten çıkarılmasının oy birliği ile kabul edildiği,10. gündem maddesinin dilek ve temenni bölümü olduğu, alınan kararlara itirazı veya şerhi olanlar sorulduğunda … ve …’in şerh dilekçesi verdiklerinin tutanağa yazıldığı ve toplantının sona erdiği belirtilerek divan heyeti ile bakanlık temsilcileri tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45.maddesinde “Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” ve 51.maddesinde “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça Genel Kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.”, kooperatif ana sözleşmesinin 33.maddesinde “genel kurulun toplanması ve gündemdeki konuların görüşülebilmesi için kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır…genel kurulda kararlar ortakların en az 1/4’ünün hazır olması şartıyla oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır. Ancak kooperatifin dağılması, diğer bir kooperatifle birleşmesi veya ana sözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların çoğunluğu ile karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Davalı kooperatifin 18/11/2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında yukarıda belirtilen toplantı ve karar nisaplarının kanun ve ana sözleşmeye uygun olduğu anlaşılmıştır. Davacı, oy kullanmasına izin verilmediğini ve toplantıda oy kullananların kooperatif ortağı olmadığını iddia etmiş olup bu iddiasını her türlü delille ispat etmesi mümkün olmakla birlikte, genel kurul toplantısına iştirak eden ortaklara toplantıya katıldıklarını imzaları ile tasdik imkanı veren hazirun cetvelinde davacının imzasının bulunmadığı ve muhalefet şerhinde de oy kullanmasına izin verilmediği iddiasının bulunmadığı, bu nedenle genel kurul toplantısına sonradan katılmış olduğu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 87.maddesinde “Genel kurul toplantıları Bakanlık temsilcisinin huzuru ile açılır ve devam eder… Temsilciler, toplantının kanunlara, anasözleşmeye ve gündeme göre yürütülmesini denetleme ve temin ile görevlidirler…Genel kurul kararlarını muhtevi tutanaklar ile toplantıya katılanların listesi temsilciler tarafından imzalanır. Temsilci, genel kurulda, kanun ve anasözleşmeye aykırı olarak alınan kararlar hakkındaki görüşünü tutanakla belirtmeye mecburdur.” düzenlemesi yer almakta olup, toplantının bakanlık temsilcileri katılımı ve gözetiminde gerçekleştiği, bu nedenle iddia edildiği gibi oy kullanmasına izin verilmemesi yada toplantıda oy kullananların kooperatif ortağı olmaması gibi hallerde bu hususun bakanlık temsilcileri tarafından tutanağa yazılmasının zorunlu olduğu, davacının bu iddiasını somut delillerle ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca oy kullanmasına izin verilmediğinin kabulü halinde dahi, davacı tarafından kullanılacak oy karar nisapları dikkate alındığında karara etki etmeyecektir.1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 31.maddesinde “Anasözleşme, ortakları ek ödemelerle yükümlendirebilir. Ancak, ek ödemelerin yalnız bilanço açıklarını kapatmada kullanılması şarttır. Ek ödeme yükleme sınırsız olabileceği gibi belirli miktarlarla veya iş hacmi ile veya paylarla orantılı olarak sınırlandırılabilir.”, 52.maddesinde “Ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılması veya ek ödeme yükümleri ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızası gereklidir.” düzenlemeleri yer almaktadır. Davacı alınan kararların ortaklara ek ödeme yükümlülüğü getirdiğini, bu nedenle 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 52.maddesi uyarınca ağırlaştırılmış nisaba göre karar alınması gerektiği iddia etmiş ise de, genel kurul kararının ortaklardan ödeme alınmasına ilişkin 5. gündem maddesi imar barışına başvurulması, yapı kayıt belgesi alınması, mimari avan projesinin hazırlanması, iskan belgesinin alınması, kat mülkiyeti tapusunun çıkarılması, 7. gündem maddesi kooperatifin inşaat alanı içinde olan İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait hissenin satın alınması, 9. gündem maddesi yapı kayıt belgesi harcı, tapu harcı ve belediye arsa payının ödenmesine ilişkindir. Alınan bu kararlar bilanço açığını kapatmaya yönelik olmadığından, kooperatifte inşaatın hızlandırılması ve tapu verilmesine ilişkin olarak ortaklardan ödeme alınmasına karar verildiğinden ek ödeme yükleme mahiyetinde değildir ve nitelikli çoğunluk ile karar alınmasına gerek bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 18/01/1993 tarih, 5638/118, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 27/02/1996 tarih, 8241/1198).Kooperatifin olağanüstü genel kurul toplantısına çağrının ana sözleşmenin 28.maddesine uygun olarak yapıldığı, toplantı yeter sayısı ve karar yeter sayısının 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45.maddesi, 51.maddesi ile ana sözleşmenin 33.maddesine uygun olduğu, genel kurulda alınan 5, 7 ve 9 numaralı kararların 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 52.maddesindeki ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılması veya ek ödeme yükümleri ihdası mahiyetinde olmayıp, amacı ortaklarına konut sağlamak olan kooperatifin, bu amacını gerçekleştirmek için kooperatifte inşaatın hızlandırılması ve tapu verilmesine ilişkin olarak alınan kararlar olduğu, alınan kararların kanuna, ana sözleşmeye, iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı bu nedenle iptali gerekmediği anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-İstanbul Anadolu 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/71 Esas, 2019/920 Karar sayılı, 18/12/2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.l bendi gereğince REDDİNE,2-Harçlar Kanunun gereğince alınması gereken 148,60 TL başvuru harcı ile istinaf karar harcı 54,40 TL olmak üzere toplam 203,00 TL harcın Hazineye gelir kaydına,3-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-Kararın yerel mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1.b.1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/10/2020