Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1684 E. 2020/108 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1684
KARAR NO: 2020/108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:BAKIRKÖY2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1194
KARAR NO: 2020/65
KARAR TARİHİ: 15/01/2020
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ:14/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA Davacı vekili tarafından hasımsız olarak açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında 2004 sayılı İİK’nun 285 ve devam eden maddeleri gereğince vade konkordatosu talebi ile, İİK’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararının verilmesini, İİK 287/1, 288/1 ve 294. maddeleri gereği talepte bulunan borçlu ve müteselsil kefillerin malvarlığının korunması ve alacaklarının cebri icra tehditlerinin durdurulmasına yönelik gerekli tedbir kararlarının verilmesini, İİK287/3. maddesi gereği geçici komiser tayini, İİK 288/1. maddesi gereği gerekli ilanların yapılmasını, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme neticesinde 1 yıllık kesin mühletin verilmesini, kesin mühlet içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “….Mahkememize ibraz edilen 27/12/2019 tarihli komiser heyeti raporuna göre, şirketin kasa hesabında görünen 295.651,82 TL’lik nakit tutarın gerçekte var olmadığı, bu tutarın şirket varlıkları içerisinde fiktif olarak yer aldığı, ticari alacaklar hesap grubunun özellikle diğer dönem verileri karşılaştırıldığında azalış sürecinin devam ettiği, şirketin mali durum açısından negatif bir seyir izlediği, şirketin ticari faaliyetlerinde konkordato öncesine göre herhangi bir düzelme olmadığı, şirketin verilen sipariş avansları hesabındaki azalıştan kaynaklı olarak stoklarında 1.343.727,96 TL tutarında azalma gerçekleştiği, maddi duran varlıkların satışlarının gerçekleştirilmediği, şirketin ödeyemediği SGK prim borçlarında artış bulunduğu, şirketin satıcılara olan ticari borçları ile personele ve kamuya olan borçlarının artış trendinin devam etmesinin net işletme sermayesinin yetersizliğinin göstergesi olduğunu, şirketin planladığı ve öngördüğü sipariş, üretim ve satış faaliyetini gerçekleştiremediği, öz kaynağını arttırma olanağının oldukça zayıf olduğu, şirketin revize projede öngörülen rakamın yaklaşık % 20’lik kısmını gerçekleştirebildiğini, şirkette kaynak yaratmaktan özkaynak kaybı oluştuğu ve projenin gerçekleşme imkanının bulunmadığı belirtilmiştir. 292. maddesi ise, “İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir: a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa. b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa. c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa. d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse. Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmünü içermekte olup, mahkememize ibraz edilen komiser heyeti raporu ile konkordatonun başarıya ulaşamayacağı ve borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılmasının gerektiği anlaşılmakla açılan davanın reddine, kesin mühletin kaldırılmasına ve borca batık olan davacı borçlu şirketin iflasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile; Açılan davanın REDDİNE, İİK’nun 292.maddesi uyarınca İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nolu borçlu … LİMİTED ŞİRKETİ’nin İFLASINA, İflasın 15/01/2020 günü saat 12:23 itibariyle açılmasına, ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının sezon diye tabir edilen dönemlerde kar oranının düştüğünü, davcının iflasının alacaklılar yarına olmadığı, triko siparişlerinin ölü döneminin sonbahar ve kış ayları olduğu, rapor içeriğinde belirtilen olumsuzlukların en büyük nedeninin bu olduğunu, davacının almış olduğu siparişlerin bulunduğu, şirketin borca batık olmadığı belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir. Konkordato yapılış biçimine göre, tenzilat , vade ve karma konkordato olarak üçe ayrılmaktadır. Borçlunun borçlarını tam olarak ödemekle birlikte borçların vadesini yeniden düzenleyerek daha sonraki bir tarihe ertelenmesine veya taksitlere bağlanması durumunda vade konkordatosu gündeme gelir. 2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezinin (… Mah. …Sok. No:… Bağcılar /İst) bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, davacının vermiş olduğu vekaletname de konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirketin İstanbul Ticaret Sicilinde … sicil numarasıyla kayıtlı olduğu, 1996 tarihinde tescil edildiği, faaliyet alanının kuruluşundan itibaren 22 yıl boyunca bayan, erkek ve çocuk trikosu üretimi 31/10/2018 tarihi itibariyle SGK prim kesintisine esas tahakkuna göre çalıştırdığı personel sayısının 151 olduğu, ön projede, şirketin borca batık olduğu belirtilerek vade konkordatosu talep edildiği, konkordato sürecinde yapılacak sermaye artışları ve elde edilecek ticari karlar ile şirketin borca batıklıktan çıkabileceği ve vade konkordatosu gereği 1 yılda eşit paylı ödeme şeklinde borçların tamamen ödeneceği hedeflenmiştir. Ön proje: davacı şirketin 31/10/2018 tarihli mali durum tablosun göre özkaynakların (+)7.550.244,67 TL olduğu, şirketin ve kefil olan ortakların borçlarının 1 yıl ötelenmek şartı ve stokların değerlendirilmesi ile izleyen 1 yıl içinde bocu bitirme esası ile tüm alacaklılara ödeneceğinin plandığı, şirketin ticari faaliyetinin devam ettiği belirtilmiştir. Davacı tarafça sunulan Finansal Analiz Raporunun incelenmesinde;205,206,2017 ve 31.10.2018 dönemine ilişkin kraşılaştırmalı olarak bilançoların sunulduğu ve 2018 dönemine dair şirketin aktifinin 46.217.416,32 TL olduğu, pasif miktarının ise 46.217.416,32 TL ve özkyaynaklar toplamımnın 7.550.244,67 TL olarak belirtildiği , 31.10.2018 tarihinde kayıtlı borçlar ile iflas halinde ödeme durumunda alacaklıların vazgeçeceği tutarların incelenmesinde ise davacı şirketin iflası halinde alacaklıların haklarının % 50 ‘sinden mahrum kalacağı belirtilmiş ve şirkete ait demirbaş, menkul mallar , maddi olmayan duran varlıklar gösterilmiştir. Uyuşmazlık, davacının konkordato taleplerinin yerinde olup olmadığı, konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Mahkemece, 10/12/2018 tarihli ara kararı ile davacı şirket hakkında, 10/12/2018 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, bir kısım ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile geçici konkordato komiseri atanmasına ve geçici komiser heyetinin yapacağı işlemler ve sunacağı raporlar, verilen yetkiler belirlenmiş ve diğer usulü işlemlere ilişkin karar oluşturulmuştur. Geçici mühlet süresinin sona ereceği tarihte göz önünde bulundurularak, 06/03/2019 tarihi, duruşma tarihi olarak belirlenmiştir. 11/02/2019 tarihli celsede, geçici mühlet süresinin 12/03/2019 tarihinden itibaren iki ay uzatılmasına karar verilmiştir. Konkordato geçici komiser heyetinin dosya ibraz etmiş oldukları 10/11/2019 tarihli ön raporlarında; Konkordato Projesi ve dilekçesi ekinde usul yönünden yer alması gereken tüm belgelerin eksiksiz mevcut olduğu, alacaklılar ve borçlular listesinde yer alan firmaların alacak ve borç tutarları ile 31/10/2018 tarihli mizanda yer alan bakiyelerin uyumlu olduğu, fakat tutarların doğru olup olmadığının ancak ilgili şirketler ile yapılacak mutabakat yazışmaları ile tespit edilebileceği, Konkordato Projesi ile ekli tablolann hazırlanmasında esas alınan kaydi hesap tutarlarının şirketin 31/12/2018 tarihli mizanı ile uyumlu olduğu, şirketlerin Konkordato Projesinin 2018 yılını takip eden 3 takvim yılını kapsayacak şekilde sunulduğu, Konkordato Projesi ve ekli tablolara göre borçların tasfiyesinin; sermaye atışından (2.000,000,00 TL); yabancı kaynak girişinden (35.188.117,27 Tl ); üretilecek ticari malların satışından (207 168.538,27 TL) vc ticari alacaklardaki artıştan (7.448,366.81 Tl.) sağlanacağı, borçlu şirketlerin; Konkordato Projesine göre alacaklılardan herhangi bir tutar Iskontosu talebinin olmadığı, borçlarının tamamını (%100 oranında) İlk ödeme tarihi 2018 olmak üzere 2019-2020 yıllarında ödemek sureti ile tasfiye etmeyi planladığı, Konkordato Projesi suresinde; …Tic.Ltd.Şti’nin ticari mal satışı faaliyeti sonucu kar elde etmeyi planladıkları, Komiser Heyeti olarak görevlendirilmenin üzerinde çok kısa bir süre geçtiğinden ve şirket malvarlıklarının rayiç değerleri henüz tespit edilemediğinden (ki hu husus, şirketin malvarlıklarının borçlarını ne oranda kapatabildiğinin görülmesi bakımından önemlidir), aynea ön projenin revize edilmeye gereksinimi ön görüldüğünden, ön projenin bu şekliyle gerçekleştirilebilir olup olmadığı konusunda bu noktada yapılacak değerlendirmelerin çok da sağlıklı olmayacağı ve net bir kanaat oluşmasının mümkün bulunmadığı, fakat hali hazırdaki veriler mevcut bilgi, belgeler çerçevesinde öngörülen koşulların oluşması halinde heyetimizde oluşan ilk intiba projenin gerçekleştirilebilir olabileceği belirtilmiştir. Komiser heyetince sunulan 28/02/2019 tarihli rapor ile; davacı şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediği: demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğu, sektöründeki mevsimsel daralmaya rağmen fason üretimlerle faaliyetlerine devam ettiği, davacı Şirketin 31,12,2018 tarihi İtibariyle ve mevcut durumda kaydi değerlere göre özvarhğınm (-) 14,464.199,96 olarak tespit edildiği; TTK 376/3. maddesinde belirtilen “aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen bilançolara göre” hesap yapıldığında davacı Şirketin özvarlığının (-) 15.263,932,58 TL olduğu (bilirkişi tarafından da belirtildiği üzere entegre tesis olarak rayiç değer tespiti dikkate alındığında (-) 9.957.322,58 TL olduğu), dolayısıyla da davacı şirketin rayiç değerlere göre de borca batık durumda olduğu; ancak bilirkişi tarafından belirtildiği üzere, davacı şirketin entegre tesis olarak bir bütün halinde satılması durumunda rayiç değerinin 12.693,390,00 TL olarak değil de 18.000.000,00 TL dikkate alınması, borca batıklığı (18.000.000 – 12.693.390 =) 5,306.610,00 TL tutarında azalmakta ve (15,263.932,58 – 5.306.610 =) 9.957,322,58 TL olduğu, davacı Şirketin dosyaya sunuları Ön Projesinde yer alan satış ve karlılık hedeflerine kısmen ulaştığı, geçici mühlet içerisinde komiser onayıyla doğan borçlarını ödeyebildiği, ancak Ön Projeye esas mali tablolarında fiili duruma uygun gerçek düzeltmeler yapılması sonucunda geçmiş yıllarda biriken olumsuzlukların dönem kar zararına negatif olarak yansıdığı ve öz kaynağı çok büyük ölçüde negatif olarak etkilediği, dolayısıyla davacı şirketin Mahkemeye sunduğu ön projenin revize edilmesinin uygun olacağı, buna göre davacı Şirketin hem 3 aylık geçen süreçte göstermiş olduğu performansın sektöründeki mevsimsel daralmaya rağmen fason üretimlerle Mahkemenin takdirine bağlı olarak alınacak geçici mühlete ek 2 aylık sürede artırılacağı ve bu çerçevede kesin mühlet içerisinde doğacak borçları ile imtiyazlı borçlarını ödeyebileceği, hem de ön projede yapılacak revizyon sonucunda projeksiyonlarının daha sağlıklı ve gerçekçi olarak değerlendirilebileceği, netice itibariyle Şirketin üretim potansiyelinin, üretim makinelerinin yenilenmesi suretiyle artırılması, sektöründeki mevsimsel daralmaya rağmen fason olarak faaliyetine kesintisiz, devam etmesi, Şirketin Ön Projesinde belirtilen satış ve karlılık hedeflerine yaklaşması, Ön Projede Revizyon yapılmasının uygun olması, Şirket alacaklarının tahsiline devam edilmesi, Şirket ortağının davacı şirketin konkordatoya tabi borçlarını, özellikle de rehin gösterdiği ve sair hususlar birlikle değerlendirildiğinde konkordatoya tabı borçlarının Ön Projede belirtilen teklif kapsamında ödenebileceği ancak Ön Projenin güncel durum ve tespitlere göre revize edilmesi gerektiği, gerek mevcut durumun netleşmesi, gerek yapılan önerilerin somut sonuçlarının alınması, gerekse de “‘Kesin Mühlet” şartı olan Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun kesin olarak anlaşılmasının tespiti amacıyla komiserlerce “Geçici Mühletin” İİKTnun 287’inci maddesi kapsamında uzatılabileceğinin uygun olacağı belirtilmiştir. Komiser heyetince sunulan 05/04/2019 tarihli rapor ile; davacı şirketin geçici mühlet ve ek mühlet zarfında tüm ödemelerini Geçici Konkordato Komiser Heyetinin onayını alarak yaptığı, davacı şirketin mali tablolarına bakıldığında 28.02.2019 tarihi itibariyle toplam 125.226,56 TL tutarında net satış gerçekleştirdiği, davacı şirkette 04.04.2019 tarihi itibariyle 23 kişi çalıştığı, davacı şirketin; 28.02.2019 tarihi itibariyle -259.922,89 TL zarar raporladığı, bu durumun özellikle Triko İmalat Sektöründeki mevsimsel daralmadan kaynaklanan bir durum olduğu, Davacı Şirketin hali hazırda kapasitesinin çok altında fason üretim yapmak suretiyle faaliyette bulunduğu, davacı şirketin; 28.02.2019 tarihi itibariyle Kaydi Değerler üzerinden Öz Kaynaklarının (-) 14.701.677,10 TL negatif olduğu, davacı şirketin; halihazırda faaliyetlerine kesintisiz devam ettiği, davacı şirketin Konkordato ön Projesinde hedeflenen Net satışı Gelir Tablosu Projeksiyonunda öngörülen satış potansiyelini yakalayabilmesi ve Şirkete gerekli nakit girdisinin sağlanabilmesi açısından sektördeki sipariş alma ve üretimde bulunma dönemi olan Eylül ayından itibaren olumlu gelişmeler sağlanacağı dikkate alındığında Konkordato ön Projesini Revize etmesi ve Saym Mahkemeye ve Komiser Heyetine sunmasının uygun olacağının değerlendirildiği belirtilmiştir. Davacı vekilince komiser heyetinin raporları doğrultusunda ve mahkemece verilen arar karar uyarınca sunulan revize projesinin incelenmesinde; şirketin bazı ihracat ve bazı iç piyasa müşterileriyle ticari teamüller uyarınca anlaşmaya varıldığı, konkordato öncesi müşterilerle ilişki bozulmadan elde ve yüklemeli olan siparişlerin iade edildiği, iyileştirme stratejisi olarak da personel maliyet tasarrufu yapıldığı, ayrıca genel giderlerde tasarruf yapıldığı, finans borçlarına ilişkin olarak ayrıca bir yapılandırma yapıldığı belirtilmiştir. Komiser heyetince sunulan 30/04/2019 tarihli rapor ile; Davacı şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediği; demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğu, sektöründeki mevsimsel daralmaya rağmen fason üretimlerle faaliyetlerine devam ettiği, davacı Şirketin 31.03.2019 tarihi itibariyle ve mevcut durumda kaydi değerlere göre özvarlığının (-) 19.134.234,21 TL (Entegre Tesis Olarak Değerlendirildiğinde 24.440.844,2] TL) olarak tespit edildiği; TTK 376/3. maddesinde belirtilen “aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen bilançolara göre” hesap yapıldığında davacı Şirketin özvarlığımn (-) 14.366.668,45 TL (Entegre Tesis ülarak Değerlendirildiğinde (-) 9.060,058,45 TL) olduğu, dolayısıyla da davacı şirketin rayiç değerlere göre de borca batık durumda bulunduğu, davacı Şirketin dosyaya sunulan Ön Projesinde yer alan satış ve karlılık hedeflerine kısmen ulaştığı, geçici mühlet içerisinde komiser onayıyla doğan borçlarını ödeyebildiği, ancak Ön Projeye esas mali tablolarında duruma uygun gerçek düzeltmeler yapılması sonucunda geçmiş yıllarda biriken olumsuzlukların dönem kar zararına negatif olarak yansıdığı ve öz kaynağı çok büyük ölçüde negatif olarak etkilediği, iş bu rapor ile 31,10.2018 mali verileri ile 31.03.2019 mali verilerinin karşılaştırmalı analizini İçermekte olup davacı şirketin dosyaya sunulu Ön Proje Revizyonunda 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin 4 yıllık projeksiyonda net satış rakamlarını (11.550 BİN TL – 43.680 BÎN TL aralığında artan trendde) tutturmasının ya da yakın değere ulaşmasının, firmanın 2015-2018 dönemindeki genel satış eğilimi ile birlikte değerlendirildiğinde çok uzak olasılık olarak görülmediği; ancak proforma tablolardaki özellikle 2021-2022 döneminde projede öngörülen düzeydeki ivmeyi devam ettirmesinin ancak mali kırılganlıklarını telafi etmesi ve sektörel iyileşmenin sağlanması ile mümkün olacağı, 2018 yılında maruz kılınan yüksek fınansal maliyetler ve kambiyo zararlarının tekrar oluşmaması halinde ve ön proje revizyonunda öngörülen diğer yapılandırma ve kaynak girişleri sonucunda proje hedeflerini tutturabilmesi ya da yakın değere ulaşması kanaatinin hasıl olduğu; davacı şirketin, gerekli iş disiplinini sağlayarak maliyetlerini düşürmesi, komiser heyetinin talimatları doğrultusunda hareket ederek atılacak rasyonel adımları atması durumunda İçinde bulunulan dar boğazdan kurtulabileceği, ticari alacakların tahsil edilmesi ve hali hazırda alınan vc alınacak olan siparişlerin tamamlanması neticesinde elde edilecek nakit girişleri sayesinde borçların ödenebileceği, davacı şirket tarafından ihbar olunan SGK Aylık Sigorta Prim Hizmet Listeleri ile eki tahakkukları kapsamında 24 personel istihdam ettiğinin görüldüğü; dolayısıyla konkordato talebine esas 31.10.2018 tarihinde mevcut 129 personelin 31.03.2019 sonu itibarıyla 106 personel eksiği sonucunda 23 mevcut personel ile işletme faaliyetlerine devam ettiğinin anlaşıldığı; Triko sektörünün dünya da keskin bir şekilde dönemsellik arz etliğinin, tüketici taleplerinin her yılın eylül ayında başlatıp mart ayında sona erdiğinin, bu nedenle özellikle İhracat yapılan Firmaların siparişlerinin her yılın mayıs ayının ikinci yarısından itibaren ivme kazandığının ve haziran sonrasında hızlandığının, triko üretim sürecinin ortalama 2 ay olması nedeniyle sipariş sonrası ihracat yüklemelerinin temmuz-kasım dönemlerinde yoğunlaştığının anlaşıldığı, davacı şirketin geçici mühlet boyunca müşterilerinden aldığı fason üretim siparişlerin devam ettiği, dolayısıyla bu aşamada davacı şirketin, Konkordato ile şirkete ait işletmelerde çalışan personelin iş yerlerinin korunduğu ve düşük de olsa İstihdamının devam ettiği, ayrıca ticari faaliyetine devamı sonucu oluşacak gelirin vergilendirilebileceği; böylece kamuya ilişkin menfaatlerin dc korunmuş olduğu; davacı şirketin içinde bulunduğu finansal krizin nedenlerine bakıldığında, davacı şirketin güçlü bir “Maddi Duran Varlık” kapasitesine sahip olduğu, netice itibariyle Şirketin üretim potansiyelinin, üretim makinelerinin yenilenmesi suretiyle artırılması, sektöründeki mevsimsel daralmaya rağmen fason olarak faaliyetine kesintisiz devam etmesi, Şirketin Revize Ön Projesinde belirtilen satış ve karlılık hedeflerine yaklaşması, Şirket alacaklarının tahsiline devam edilmesi, Şirket ortağının davacı şirketin konkordatoya tabi borçlarını özellikle de rehinli borçlarını yeniden yapılandırma yönünde gerekli tüm çabayı gösterdiği ve sair hususlar birlikte değerlendirildiğinde konkordatoya tabi borçların Revize Ön Projede belirtilen teklif kapsamında ödenebileceği, arz edilen bu durum karşısında, davacı Şirketin sunmuş olduğu revize Ön projenin alacaklılarla müzakere bakımından zemin oluşturabileceği, bu sebeple kendisine kesin mühlet verilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Mahkemece, 08/05/2019 tarihli duruşmada davacı şirket hakkında, 08/05/2019 tarihinden başlamak üzere 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmiştir. Komiser heyetince sunulan 13/06/2019 tarihli rapor ile; davacı şirketin; Geçici Mühlet, Ek Mühlet ve Kesin Mühlet zarfında tüm ödemelerini Konkordato Komiser Heyetinin onayını alarak yaptığı, davacı şirketin çalışma kabiliyetine sahip olduğu, faaliyetlerine kesintisiz olarak devam ettiği, sektördeki canlanma ile birlikte yeni sipariş alımları ile olumlu yönde ilerleme kaydedeceği, 23 sigortalı çalışanı olduğu, davacı şirketin mali tablolarına bakıldığında; 30.04.2019 tarihine kadar 362.776,25 TL tutarında net satış gerçekleştirdiği, davacı şirketin 30.04.2019 tarihi itibariyle -220.103,30 TL tutarında zarar raporladığı, söz konusu zararın üretim kapasitesindeki sektördeki mevsimsel daralmanın yarattığı düşüşten ve alınacak siparişler için elde tutulmaya çalışılan kilit personel maliyetlerinden kaynaklandığı ve Öz Kaynaklan bu tutarda olumsuz etkilediği, davacı şirketin; 30.04.2019 tarihi itibariyle Kaydı Değerler üzerinden Öz Kaynaklarının (-) 13.376.277,84 TL negatif olduğu, davacı şirketin hali hazırda faaliyetlerine kesintisiz olarak devam ettiği, Konkordato İyileştirme Projesinde 2019 yılı için 11.550.000,00 TL tutarında Net Satış gerçekleştirmesinin hedeflendiği, bunun 362.776,25 TL.Tik kısmının 2019/Nisan ayı itibari ile gerçekleştiği, dolayısıyla üretim ve satış faaliyetlerinde herhangi bir olumsuzluğun söz konusu olmadığı; sektördeki mevsimsel daralmanın sona ereceği 2019 Haziran ve özellikle Eylül ayından itibaren üretim ve satış faaliyetlerinin önemli ölçüde artacağı belirtilmiştir. Komiser heyetince sunulan 18/07/2019 tarihli rapor ile; 24 sigortalı çalışanı olduğu, davacı şirketin mali tablolarına bakıldığında: 31.05.2.019 tarihine kadar 55.133.140,41 tutarında net satış gerçekleştirdiği, davacı şirketin 31.05.2019 tarihi itibariye (-) 150.292,95 TL tutarında zarar raporladığı, söz konusu zararın üretim kapasitesindeki sektördeki mevsimsel daralmanın düşüşten ve alınacak siparişler için elde tutulmaya çalışılan kilit personel maliyetlerinden kaynaklandığı ve Öz Kaynakları bu tutarda olumsuz etkilediği, davacı şirketin: 31.05.2019 tarihi itibariyle Kaydı Değerler üzerinden Öz Kaynaklarının (-) 13.506.967,44 negatif olduğu, davacı şirketin hali hazırda faaliyetlerine kesintisiz olarak devam ettiği, Konkordato İyileştirme Projesinde 2019 yılı için 11.550.000,00 TL tutarında Net Satış gerçekleştirmesinin hedeflendiği, bunun 551.351,10 TL’Lik kısmının 2019/ Mayıs ayı itibariyle gerçekleştiği, dolayısıyla üretim ve satış faaliyetlerinde herhangi bir olumsuzluğun söz konusu olmadığı, sektördeki mevsimsel daralmanın sona ereceği 2019 Haziran ve özellikle Eylül ayından itibaren üretim ve satış faaliyetlerinin önemli ölçüde artacağı belirtilmiştir. Komiser heyetince sunulan 11/09/2019 tarihli rapor ile; davacı şirketin faaliyetlerine kesintisiz olarak devam ettiği, sektördeki canlanma ile birlikle yeni sipariş alımları ile olumlu yönde ilerleme kaydedeceği. 24 sigortalı çalışanı olduğu, davacı şirketin mali tablolarına bakıldığında 30.06.2019 tarihine kadar 681.472,15 TL tutarında net satış gerçekleştirdiği, davacı şirketin 30.06.2019 tarihi itibariyle -1.025.733,64 TL tutarında zarar raporladığı, söz konusu zararın üretim kapasitesindeki sektördeki mevsimsel daralmanın yarattığı düşüşten ve alınacak siparişler için elde tutulmaya çalışılan kilit personel maliyetlerinden kaynakladığı ve Öz Kaynakları bu tutarda olumsuz etkilediği, şirketin satış potansiyelini artırarak üretim maliyetlerini bu şekilde davacı şirketin; 30.06.2019 tarihi itibariyle Kaydı Değerler üzerinden Öz Kaynaklarının (-14.181.908,18 TL negatif olduğu, davacı şirketin hali hazırda faaliyetlerine kesintisiz olarak devam ettiği, Konkordato Projesinde 2019 yılı için 11.550.000,00 TL tutarında Net Satış gerçekleştirmesinin hedeflendiği, bunun 681.472,15 TL’lik kısmının 2019/ Haziran ayı itibariyle gerçekleştiği, satış miktarının ilk altı aylık dönem için projede öngörülen rakamın altında kaldığı ve rapor içeriğinde de belirtildiği üzere Temmuz -Kasım verilerinin sektörden ve sezondan kaynaklı artışı sağlayabilme kabiliyetinin değerlendirilmesi anlamında çok önemli bir gösterge olduğu, şirketin üretim ve satış faaliyetlerinin devam ettiği, sektördeki mevsimsel daralmanın sona ereceği yukarıdaki maddede belirtilen dönemlerden sonraki satış hacminin ve nakit biriktirme kabiliyetinin ayrıca değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Komiser heyetince sunulan 07/10/2019 tarihli rapor ile 23 sigortalı çalışanı olduğu, davacı şirketin mali tablolarına bakıldığında: 31.08.2019 tarihine kadar 1,130,056,31 TL tutarında net satış gerçekleştirdiği, davacı şirketin 31.08.2019 tarihi itibariyle (-) 709.315,71 TL tutarında zarar raporladığı, söz konusu zararın üretim kapasitesindeki sektördeki mevsimsel daralmanın yarattığı düşüşten ve alınacak siparişler için elde tutulmaya çalışılan kilit personel maliyetlerinden kaynaklandığı ve Öz Kaynakları bu tutarda olumsuz etkilediği, şirketin satış potansiyelini artırarak üretim maliyetlerini bu şekilde azaltması gerektiği, davacı şirketin 31.08.2019 tarihi itibariyle Kaydı Değerler üzerinden Öz Kaynaklarının (-)13.865.490,25 TL negatif olduğu, üçüncü ara rapora göre horca batıklık rakamında 316.417,93 TL’Lik bir azalışın olduğu, davacı şirketin hali hazırda faaliyetlerine kesintisiz olarak devam ettiği, Konkordato İyileştirme Projesinde 2019 yılı için 11.500,000 TL tutarında Net Satış gerçekleştirmesinin hedeflendiği, bunun 1.150.056,21 TL’lik kısmının 2019/Ağustos ayı itibariyle gerçekleştiği, satış miktarının ilk sekiz aylık dönem için projede öngörülen rakımım alımda kaldığı ve rapor içeriğinde de belirtildiği üzere özellikle yıl sonu verilerinin sektörden ve sezondan kaynaklı artışı sağlayabilme kabiliyetinin değerlendirilmesi anlamında çok önemli bir gösterge olduğu, şirketin üretim ve satış faaliyetlerinin devam ettiği, yeni sipariş alınmasının ivedi ve zorunlu olduğu, sektördeki mevsimsel daralmanın sona ereceği, yukarıdaki maddede belirtilen dönemlerden sonraki satış hacminin ve nakil biriktirme kabiliyetinin ayrıca değerlendirilmesi gerekliliği belirtilmiştir. Komiser heyetince sunulan 20/11/2019 tarihli rapor ile; davacı şirketin; faaliyetlerine kesintisiz olarak devam ettiği, sektördeki canlanma ile birlikte yeni sipariş atımları ile olumlu yönde ilerleme kaydedeceği, 21 sigortalı çalışanı olduğu, davacı şirketin mali tablolarına bakıldığında; 30.09.2019 tarihine kadar 1.675.192,51 TL tutarında net satış gerçekleştirdiği, davacı şirketin 30.09.2019 tarihi itibariyle (-) 1.109.255,31 TL tutarında zarar raporladığı, söz konusu zararın üretim kapasitesindeki sektördeki mevsimsel daralmanın yarattığı düşüşten ve alınacak siparişler için elde tutulmaya çalışılan kilit personel maliyetlerinden kaynaklandığı ve Öz Kaynakları bu tutarda olumsuz etkilediği, şirketin satış potansiyelini artırarak üretim maliyetlerini bu şekilde azaltması gerektiği, davacı şirketin; 30,09.2019 tarihi itibariyle Kaydı Değerler üzerinden Öz Kaynaklarının (-)14.265,429,85 TL negatif olduğu, dördüncü ara rapora göre borca batıklık rakamında 399.939,60 TL’lik bir artışın olduğu, davacı şirketin hali hazırda faaliyetlerine devam elliği, Konkordato İyileştirme Projesinde 2019 yılı için 11.550.000 TL tutarında Net Satış gerçekleştirmesinin hedeflendiği, fakat gerçekleşen rakamların öngörülen rakamların altında kaldığı, satış miktarının ilk dokuz aylık dönem için projede öngörülen rakamın altında kaldığı ve rapor içeriğinde de belirtildiği üzere özellikle yıl sonu verilerinin sektörden ve sezondan kaynaklı artışı sağlayabilme kabiliyetinin değerlendirilmesi anlamında çok önemli bir gösterge olduğu, şirketin üretim ve satış faaliyetlerinin devam ettiği; yeni sipariş alınmasının ivedi ve zorunlu olduğu, sektördeki mevsimsel daralmanın sona ereceği, yukarıdaki maddede belirtilen dönemlerden sonraki satış hacminin ve nakit biriktirme kabiliyetinin aynca değerlendirilmesi gerekliliği belirtilmiştir. Komiser heyetince sunulan 27/12/2019 tarihli rapor ile; davacı şirketin; faaliyetlerini kesintisiz olarak sürdürme yeterliliğine sahip olduğu ve halen 20 sigortalı çalışanı bulunduğu, davacı şirketin mali tablolarına bakıldığında; 30.11.2019 tarihine kadar 2.215.335,76 TL tutarında net satış gerçekleştirdiği, bu rakamın revize ön projede 11 aylık döneme isabet eden kısmının 10.587,500 TL olduğu, davacı şirketin 30.11.2019 tarihi itibariyle (-)1.170.261,92 TL Tutarında zarar raporladığı, şirketin 2019 yılının kalan son bir aylık döneminde söz konusu satış potansiyelini Konkordato sürecini olumlu etkileyecek düzeyde arttırmasının olanaklı görünmediği, Özkaynak kaybının sürdüğü, davacı şirketin; tedbir tarihinde özkaynağı (-) 14.464.199,96 TL iken 30.11.2019 tarihi itibariyle Kaydı Değerler üzerinden Öz Kaynaklarının (-) 14.326.436,46 TL negatif olduğu, davacı şirketin geçici mühlet sürecinde duran varlıklara ilişkin yapılan bilirkişi değerlemesi sonucunda davacı şirketin entegre tesis olarak bir bütün halinde satılması durumunda rayiç değerinin (duran varlıklar kapsamında) 12.693.390,00 TL olarak değil de 18.000.000,00 TL olarak dikkate alınması borca batıklığı (18.000.000-12.693,390=)5.306.610,00 TL tutarında azaldığı, (14.326.436,46- 5.306.610,00=) ancak borca batıklık rakamı bu durumda da (-) 9.019.826,46 TL olduğu, şirket rayiç değerlere göre de borca batık olduğu, güncel bir değerlemede söz konusu borca batıklık rakamın duran varlıklarda değer düşüklüğünden dolayı daha fazla olacağı , davacı şirketin hali hazırda faaliyetlerine devam ettiği, ödenecek vergi borçlarının 499.819,46 TL tutarında arttığı, şirketin satıcılara olan ticari borçları ve personele ve kamuya olan borçlarının artış trendinin devam etmesinin net işletme sermayesi yetersizliğinden kaynaklandığı, şirketin mevcut sipariş durumu hakkında şirket mali müşavirinin toplantılara katılmaması nedeniyle yeterli ve net bilgiletin komiser heyetine verilmediği, aktif varlıklar toplamının (-)1.966.398,20 TL olduğu, , şirketin kasa hesabında 30.11.2019 tarihli bakiyesinin 295.651,82 TL olarak göründüğü ancak bu tutarın gerçekte olmadığı, fiktif olarak yer aldığı, bunun konkordato süreci öncesinden gelen açıktan ödemelerden kaynaklandığı’ Konkordato İyileştirme Projesinde 2019 yılı için 11.550,000 TL tutarında Net Satış gerçekleştirmesinin hedeflendiği, fakat gerçekleşen rakamların öngörülen rakamların çok altında kalarak %20 ‘si civarında gerçekleştirebildiği, 2019 yılı için hedeflenen net satış tutarını ve öngörülen nakit yaratma gücünü Konkordato sürecini olumlu etkileyecek düzeyde yakalamasının olanaklı görünmediği, satış miktarının ilk 11 aylık dönem için projede öngörülen rakamın altında kaldığı, şirketin 2019 yılının geri kalan döneminde reviz ön projesinde hedeflendiği net satış tutarını yakalayabilmesinin olanaksız olduğu, dolayısıyla şirketin 2019 yılında Konkordato sürecini olumlu etkileyecek nakit yaratma olanağını sağlayamadığı değerlendirildiği, bugüne kadar şirketin gerçekleştirdiği faaliyetleri sonucunda kaynak yaratmaktan çok şirkette öz kaynak kaybı oluştuğu, yeni sermaye girişinin bulunmadığı ve tüm bu nedenlerle revize ön projesinin gerçekleştirilebilme imkanının olmadığı belirtilmiştir. İİK’nun 287. maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı“ kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku Av. Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İİK’nun 286/1-a maddesinde “borçlunun talebiyle birlikte borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda, alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje ibraz etmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Bu şekilde borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalı ki projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığı değerlendirebilmelidir. Dolayısıyla 286/1-a bendinde, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ifadesi ile konkordatonun amacının da bir anlamda ifade bulduğunun kabülü doğru olacaktır. Mali kaynağın nasıl temin edileceği kapsamında, Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 184-185 de ifade edildiği gibi “ortakların yeni sermaye getirmeleri, kişisel malvarlıklarını paraya çevirerek şirkete getirmeleri, sermaye artırımı yaparak yeni ortak almaları, işletmenin bir bankadan kredi bulması ilk akla gelenlerdir.” Bu nedenle ön proje, maddenin 1. fıkranın a bendinde sözü edilen bütün unsurları içermelidir. Somut uyuşmazlıkta, 27/12//2019 tarihli komiser heyeti raporununda projenin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı, bu haliyle şirketin borca batık olduğu belirtilmiştir. İflas kararlarının isabetli olup olmadığının ise ayrıca değerlendirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Mahkemece, borçlu şirketin iflasına karar verilmiştir. İİK’nun 292. maddede, kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflasın açılması düzenlenmiştir. Yasada, iflasa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra belirtilen durumların gerçekleşmesi halinde komiserin yazılı raporu üzerine, mahkemenin kesin müddeti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Bu durumda, komiserin, mühletin kaldırılması veya borçlunun iflasına karar verilmesi görüşünü belirtmesine gerek yoktur. Ancak, devam eden fıkrada, hangi hallerde iflasa karar verileceği bentler halinde belirtilmiştir. İlk bentte, borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa, sonraki bentte yani mahkemenin iflas verdiği” b) “ bendinde,“ Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa “ ifadelerine yer verilmiştir. Yasal düzenlemenin, konkordato müessesinin amacı ile birlikte, bir bent veya bir madde ile sınırlı olarak değil bir bütün halinde değerlendirilerek sonuca gidilmesi isabetli olacaktır .Aksinin kabulü halinde, borçlu ile birlikte alacaklıların lehine olan konkordato uygulanamaz hale gelecektir. İflas gibi, ağır bir sonuçla karşılaşma riski olan borçlu şirketlerin, böyle bir başvuruda bulunduğunda, iflas kararı verilirken, hangi hususların gözönünde bulundurulması gerektiği mahkemece titizlikle belirlenmelidir. Bu husus, “ Yeni Konkordato Hukuku “ kitabının 317. Sayfasında ( Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara ) komiserin raporunda, borçlunun mali ve finansal verilerinin iyileşmeyi imkansız hale getirdiği anlaşılıyorsa, komiserin konkordatoyu reddedeceğini açık ve kesin şekilde ortaya koyan, alacaklıların sayısından ve öneminden hareketle konkordatonun tasdiki için gerekli çoğunluklarının hiç birinin sağlamayacağı sonucuna varırsa, konkordatonun başarıya ulaşamayacağının önceden anlaşılmış olacağı bu durumda mahkemenin kesin mühleti kaldırarak iflasa tabi olan borçlunun iflasına karar vereceği örneği ile açıklanmıştır. Somut olayda, davacı şirketin borca batık durumda olduğunu belirte komiser heyet raporu dosya kapsamına uygun olduğu şirketin ödeyemediği SGK prim borçlarında artış olduğu, personel ve kamuya olan borçları azaldığı, şirket kasasında hesabında görünen 295.651,82 TL nin şirket varlıkları içerisinde fiktif olarak yer aldığı, şirketin üretim ve satış faaliyetlerinin planlan ve öngörülen düzeyde gerçekleşmediği, net işletme sermayesinin yetersiz olduğu, Kasım ayı dönemine kadar geçen sürede planlanan satış ve üretim faaliyetini gerçekleştiremediği, özkaynak yetersizliği nedeniyle öngörülen hedeflerin gerçekleştirilmesinin olanaklı olmadığı, 30.11.209 tarihi itibariyle (-) 1.170.261,92 Tl tutarında zarar raporlandığı, şirketin rayiç değerlerine göre borca batık olduğu, tedbir tarihinde özkaynağı(-)14.464.199,96 TL iken 30.1.2019 tarihi itibariyle (-)14.326.436,46 Tl olduğu ve şirketin revize ön projesini gerçekleştirme imkanı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL’den başvuru tarihine göre alınması gereken 83,50 TL’nin mahsubu ile HAZİNEYE irat kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 148,60 TL istinaf karar harcının peşin yatırılan 54,40 ve başvuru harcından bakiye kalan 65,10 TL ki toplam 119,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 29,10 TL istinaf maktu karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 7-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile 2004 sayılı İİK’nun 293/3. Ve İİK’nın 164/2 fıkraları gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oyçokluğu ile karar verildi.14/10//2020
MUHALEFET ŞERHİ Harçlar Kanunu ve Genel Tebliğinin IV.Maddesinde Temyiz, İstinaf ve İtiraz harçları kısmında Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerine yapılacak istinaf yolu başvuru miktarının, III. Bölümde karar ve ilam harç miktarı belirtildiğinden; istinaf kanun yoluna başvurma harcının , karar ve ilam harç miktarının yer alan hesaplama uyarınca yapılması gerektiği kanaatine varılmakla ; sayın çoğunluğun hükümde belirtilen harç miktarı yönünden görüşüne katılmamaktayım