Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1681 E. 2020/245 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1681
KARAR NO: 2020/245
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2020
NUMARASI: 2020/167 E. 2020/175 K.
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 11/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; konkordato talebinde bulunan davacılarının ülkenin ve dünyanın ekonomik daralmasından kaynaklanan darboğaz neticesinde bir konkordato projesi çerçevesinde faaliyetlerini değişen şartlara göre uyarlama ve yeni koşullara uyum sağlayarak daha sağlıklı bir şekilde faaliyetlerine devam etme kararı aldığını, davacı … Şirketi’nin 31.08.2019 tarihi itibariyle tescilli sermayesinin 37.000.000,00 TL olup tamamının ödenmiş olduğunu, ortakların sermaye taahhütlerinden dolayı borçları bulunduğunu, şirketin temsil ve ilzamı yönetim kurulu başkanı … tarafından münferiden sağlandığını, şirketin faaliyet konusunun her türlü tarım ürünlerinin yetiştirilmesi ıslahı işlenmesi ve değerlendirilmesi vb. olduğunu, grup şirketi olan … Anonim Şirketi’ne ait üretim sahalarında üretilen tarımsal ürünleri zincir mağazalara sattığını, şirketin önemli müşterileri arasında …, … ve … bulunduğunu, şirketin öz kaynakları kaydi değerlere göre 2016 yılında 20.320.384,69 TL, 2017 yılında 21.659.528,86 TL ve 2018 yılında 20.325.469,96 TL olup şirketin borca batık durumda olmadığını, müvekkili … Anonim Şirketi’nin 31.08.2019 tarihi itibariyle tescilli sermayesinin 1.250.000,00 TL olup tamamının ödenmiş olduğunu, şirketin temsil ve ilzamı yönetim kurulu başkanı … tarafından münferiden sağlandığını, şirketin faaliyet konusunun her nevi sebze meyve ve diğer tarım ürünlerinin alım satım yetiştirilmesi ithali ve ihracatını yapmak vb. olduğunu, kendi üretim sahalarında üretmiş olduğu, tarımsal ürünleri grup şirketlerine satmakta, grup şirketlerinin ise zincir marketlere sattığını, şirketin zincir marketlerde satılan birçok sebze ve meyve ürününün üreticisi ve tedarikçisi konumunda olduğunu, şirketin öz kaynakları kaydi değerlere göre 2016 yılında 313.963,42 TL, 2017 yılında 586.791,67 TL ve 2018 yılında 1.474.410,09 TL olup şirketin borca batık durumda olmadığını, müvekkili …’nın konkordato talep eden … Anonim Şirketi ve … Anonim Şirketi’nin ortağı ve münferit imza yetkilisi olduğunu, bu şirketlerin banka kredi borçları ile diğer finans kurumlarına olan borçlarına müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, müvekkili …’in konkordato talep eden … Anonim Şirketi ve … Anonim Şirketi Tarafından verilen çeklere aval verdiğini, davacılarının şirketin içinde bulunduğu ekonomik durum ve konkordatoya başvuru nedenlerinin ayrıntılı olarak açıklandığı, ön projenin vade ve tenzilat konkordatosu teklifini içerdiğini, 1,5 yıl geri ödemesiz sonraki 5 yılda eşit paylı ödeme şeklinde borçların ödeneceğini, İİK. 287. maddesi uyarınca 3 ay geçici mühlet verilerek geçici komiser ataması yapılmasına ve yasadan kaynaklanan tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”…Komiser heyetince sunulan 19.02.2020 tarihli rapor ile … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.’nin konkordato teklifini başarıya ulaşması mümkün olduğu ve bu nedenle 1 yıl kessin mühlet verilmesinin uygun olduğu ve ancak davacılar … ve …’in konkordato ön projesindeki tekliflerinin uygulanabilir olmadığı ve başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle mahkememizin 02.03.2020 tarihli kararı ile … A.Ş., … A.Ş., ve birleşen davanın davacıları … A.Ş. ve … A.Ş. lehine 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmiş olduğu halde davacılar … ve … bakımından dosyanın tefrikine karar verilmiştir. 2004 sayılı İİK. m. 285 düzenlemesi ile borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi halinde bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebileceği, m. 286’da konkordato isteminde bulunan borçlunun talebine eklemesi gereken belgeler öngörülmüştür. Bu kapsamda konkordato talebinde buluna borçluların borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceği, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacakları, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağı, gerekli mali kaynağı ne şekilde elde edeceğini gösteren belgeleri, mal varlığı durumun gösteren belgeleri, alacaklıları ve alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumuna ilişkin listeyi ibraz etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. … tarafından hazırlanan 23.10.2019 tarihli bilirkişi raporu tefrik dosyası davacıları … ve …’in konkordato ön projesini destekleyici belgeleri sunmadığı tespit edilmiştir. Komiser heyetince sunulan 19.02.2020 tarihli rapor ile de tefrik dosyası davacıları … ve …’in konkordato ön projesindeki tekliflerinin uygulanabilir olmadığı ve başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı, bu nedenle bu kişiler bakımından kesin mühlet kararının verilmesine gerek olmadığı yönünde kanaat belirtilmiştir. Tefrik dosyası davacıları her ne kadar borçlarının ortağı veya yöneticisi oldukları şirketlerin borçlarına kefaletten kaynaklandığı, konkordato projeleri kapsamında şirket borçları ödendiğinde kendi borçlarının da sona ereceği ve bu şirketlerin başarısı ile kendi başarılarını paralel olduğu yönünde bayanda bulunmuşlar ise de adı geçen şirketlerin ayrı tüzel kişiliğe ve malvarlığına sahip olmaları nedeni ile şirketler ile ortakları davacıların aynı kişilermiş gibi değerlendirilmesi hukuken mümkün değildir. Bu nedenle davacılar … ve …’in konkordato kessin mühlet talebinin reddine kara vermek gerekmiştir. ”gerekçesi ile Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ; ”Davacılar … ve …’in kesin mühlet talebinin Reddine ve bu doğrultuda konkordato telebinin de Reddine, Geçici komiser heyetinin Görevlerine Son Verilmesine, Geçici mühlet kararıyla verilen tüm Tedbirlerin Kaldırılmasına, İİK. 288/son maddesi uyarınca geçici mühletin kaldırıldığı ve komiserlerin görevlerine son verildiği, ayrıca tüm tedbirlerinde kaldırıldığı hususunun ilgili kurumlara bildirilmesine ve bu hususun İİK. 166. maddesindeki usulle İlanına, ”dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekilince süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde özetle; tefrik olunan dosyadaki şirketler yönünden borçların ödeneceği açıkça belli iken aynı borçlardan sorumluluğu paylaşan davacılar yönünden hukuki koruma sağlanmamasının hakkaniyetle bağdaşmadığı, konkordatonun sekteye uğramaması için mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.Konkordato yapılış biçimine göre, tenzilat , vade ve karma konkordato olarak üçe ayrılmaktadır .Borçlunun borçlarını tam olarak ödemekle birlikte borçların vadesini yeniden düzenleyerek daha sonraki bir tarihe ertelenmesinde veya taksitlere bağlanması durumunda vade konkordatosu gündeme gelir. İstanbul 1. Asliye ticaret Mahkemesinin 2019/597 Esas sayılı dava dosyasında; davacılar … A.Ş., … A.Ş., … ve … yönünden konkordato tasdiki talebinde bulunulmuş, birleşen (İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/875 Esas sayılı dosya ile davacılar … A.Ş. Ve … Lehine konkordato talebinde bulunulmuştur. Mahkemece yapılan yargılama aşamasında , davacılar … ve … yönünden dosyanın tefrikine karar verilmiş olup iş bu davacılar yönünden yargılamaya 2010/167 Esas Sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmiştir. Somut olayda, davanın, davacıların yerleşim yeri (davacılardan … in Fatih/İstanbul, davacılardan …’nın Sarıyer/İstanbul) bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, davacıların vermiş olduğu vekaletnamede konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davacılardan …’nın … A.Ş.’ nin (tefrik olunan dosyada konkordato talebinde bulunan şirket ) ortağı ve münferit imza yetkilisi olduğu, diğer davacı … in … A.Ş. nin (tefrik olunan dosyada konkordato talebinde bulunan şirket) ortağı ve münferit imza yetkilisi olduğu ve bu şirketlerin borçlarına kefil olması nedeni ile borçları olduğunu, şahsı ve şirketler adına talep ettikleri konkordatonun başarıya ulaşması için çaba sarf ettiğini, şirketin konkordato projesinin başarıya ulaşması ve bu kapsamda şirket borçlarını ödenmesi halinde kendisinin de borçları ödemekten kurtulacağını bu nedenle borçlarını ödemek için, 1,5 yıl ödemesiz, 5 yılda ödeme şartı ile konkordato teklifinde bulundukları görülmektedir. Uyuşmazlık, davacıların konkordato taleplerinin yerinde olup olmadığı, konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Mahkemece 23.10.2019 tarihli ara karar ile; İİK 288.madde yollamasıyla İİK 287.madde gereğince 23.10.2019 tarihi saat 15.30′ dan itibaren 3 ay geçici mühlet kararı verilmiştir. Ön proje 1- … yönünden: davacının Sivas/Zara’da toplam bedelli 15.000,00 TL yi bulunan 3 adet taşınmazı bulunduğu, … A.Ş. , … Gıda Ltd, … ve … şirketlerinde hissedar olduğu, bu şirketlerdeki hisse bedelinin 11.600.000,00 TL olduğu, konkordato talep eden … A.ş.’nin öz kaynağının (-) 2.465.197,28 TL ve …Şti nin (+) 29.066.960,30 TL olduğu, …Şti’nin bankalardan kullandığı tüm kredi borçlarına tüm malvarlığı ile şahsen kefil olunduğu ve toplam kefalet borcunun 17.772.470,45 TL olduğu, ayrıca ortağı olduğu şirketlerle ilgili olarak aval verilen 2 adet çekten dolayı borcun 500.000,00 TL olduğu, iş bu davacının şahsi borcu olarak ise 139.477,94 TL kredi borcu bulunduğu, kefaletten doğan borçların sahibi olduğu gayrimenkuller ve ortaklık hisseleri satılarak ödeneceğini şirketin konkordatosu başarılı olup borçlar ödendiğinde iş bu davacının da borcunun ödeneceği belirtilerek tüm borçlarının 1,5 yıl geri ödemesiz olarak 5 yılda tenzilat olmadan tamamını taksitle ödemeyi teklif ettiği anlaşılmaktadır. 2- … yönünden: davacının konkordato talep eden … A.Ş. İle … A.Ş. tarafından verilen çeklere aval verdiği aynı zamanda ortağı ve münferit yetkilisi olduğu … A.Ş.’nin tüm banka borçlarına müteselsil kefil olduğu, Sivas/Gölova da toplam bedelli 150.000,00 TL’yi bulunan 1 adet taşınmazı bulunduğu, … A.Ş. İle … A.Ş. şirketlerinde hissedar olduğu, bu şirketlerdeki hisse bedelinin5.550.000,00 TL olduğu, konkordato talep eden … A.Ş.’nin özkaynağının (-) 2.465.197,28 TL ve …Şti nin (+) 29.066.960,30 TL olduğu, aval verdiği çeklerin toplam bedelinin 35.795.057,29 TL olduğu, kefaletten doğan borçların sahibi olduğu gayrimenkuller ve ortaklık hisseleri satılarak ödeneceğini ancak şirketin konkordatosu başarılı olup borçlar ödendiğinde iş bu davacının da borcunun ödeneceği belirtilerek tüm borçlarının 1,5 yıl geri ödemesiz olarak 5 yılda tenzilat olmadan tamamını taksitle ödemeyi teklif ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama ile 14.01.2020 tarihli celsede davacılar yararına verilen geçici mühletin 14.01.2020 tarihinden itibaren 2 ay uzatılmasına karar verilmiştir. Tefrik olunan dosyada davacı sıfatı bulunan … A.Ş. yönünden revize konkordato ön projesi sunulmuştur. İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/597 Esa sayılı dava dosyasında 02.03.2001 tarihli celsede alınan karar ile davacılar … ŞTİ, … ŞTİ., … A.Ş. İle … A.Ş. Yararına 02.03.2020 tarihinden itibaren 1 yıl kesin mühlet kararı verilmesine ve davacılar … ile … yönünden açılan dava dosyasının tefrikine karar verilmiştir. Bilirkişi Raporu 1-Bilir kişi Prof.Dr … 23.10.2019 tarihli raporu ile davacılar … ve …in ise konkordato ön projesini destekleyici belgeleri sunmadığı tespit edilmiştir. 2-06.01.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda : davacıların şirket ortağı olduğu kendi adlarına herhangi bir ticari faaliyetlerinin bulunmadığı ve mali tablolarının da mevcut olmadığı belirtilmiştir. 3-19.02.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda: davacılar dan …’nın toplam 3 adet gayrimenkullerin değerinin 55.261,76 TL olacağı, 4 ayrı şirketteki hisse bedelinin 10.350.000,00 TL olduğu, kefil olduğu borç miktarının 17.772.470,45 TL ve aval verilen çeklere ilişkin borç toplamının 500.000,00 TL , şahsi borçlarının 139.477,94 TL olması nedeniyle konkordato projelerinin uygulanabilir olmadığı ve başarıya ulaşmanın mümkün olmadığı belirtilmiştir. Davacılardan … yönünden, 150.000,00 TL bedeli gayrimenkulü , 2 adet şirketteki hisse bedelinin toplamda 2.447.790,00 TL ve aval verdiği çek bedelinin toplamının 35.795.057,29 TL olması nedeniyle aval verilen çeklerden dolayı ödenmesi gereken muaccel borç miktarı nazara alındığında iş bu davacının tüm varlıklarının borcu ödemeye yetmeyeceğinden bahisle iş bu davacının konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı belirtilmiştir. İİK’nın Geçici mühlet başlığını taşıyan 287/1. fıkrasında, mahkemenin konkordato talebi üzerine 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297. maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı düzenlenmiştir. Yasanın 288/1. fıkrasında, geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına yer verilmiş, İİK 294. maddesinde, kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları, 297. maddesinde ise, kesin mühletin borçlu bakımından sonuçlarına ilişkin düzenleme yer almıştır. Kanun koyucu, 7101 sayılı Kanunda, uygulama alanını genişleterek konkordatoyu, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulabilmek için başvurabileceği bir hukuki çare olarak betimlemiştir. İİK 285. maddesinde konkordato talebi düzenlenmiştir. Konkordato öncelikle borçlu tarafından talep edilmektedir. Borçlu ise, iflasa tabi olan veya olmayan bir gerçek veya tüzel kişi olabilmektedir. 15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanunun 65. maddesi ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 179/ a,179/ b ,179/c, 298/a ve 329/a maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Konkordato bir borçlunun teklifinin alacaklıların nitelikli çoğunluğu tarafından kabul edilmesi ve mahkemenin tasdiki ile oluşan, borçluya borçlarını daha elverişli koşullarda ödemesini sağlayan hukuki imkandır. Yukarıda ifade edildiği üzere, konkordatoyu tacir olsun olmasın her borçlu talep edebilir (İİK m.285). Alacaklı da talep edebilir. Konkordato teklif eden gerçek veya tüzel kişinin borca batık olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Konkordato teklif eden gerçek veya tüzel kişinin, borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemiyorsa, vadesinde ödeyememe tehlikesi varsa, borçlarını ödeyebilmesi veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Konkordato talep eden borçlunun mutlaka borca batık olması yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır. Somut olayda olduğu gibi, konkordato teklif eden gerçek kişinin borçlarının kaynağı ne olursa olsun konkordato teklif edebilir. Gerçek kişinin borcu ister kefaletten, isterse üçüncü şahsın fiilini taahhütten kaynaklansın, isterse 6183 sayılı kanuna göre kefaletten kaynaklansın, konkordato teklif edebilir. Konkordato talep eden gerçek veya tüzel kişinin sadece kefaletten borcu olması da konkordato talep etmesine engel bir durum değildir. Konkordato talep eden borçlunun dilekçesine konkordato ön projesini eklemesi gerekmektedir. Konkordato talebinin esasını konkordato ön projesi oluşturur. Borçlu ön projesini geçici mühlet ve kesin mühlet zarfında değiştirebilir ve böylece alacaklılar toplantısına başlangıçtaki ön projeden farklı bir konkordato projesi sunabilir. Somut olayda, davacı gerçek kişiler ile ortağı olduğu şirket hakkında konkordato talep edilip, mahkemece hem şirket hem de dosyası tefrik edilen davacı gerçek kişiler için geçici komiser atandığı ancak konkordato ön projesinin uygulanabilir olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Konkordato talep eden gerçek kişilerin iddiası, ortağı oldukları şirketin konkordato talebinin başarıya ulaşması halinde kendi taleplerinin de başarıya ulaşılacağıdır. Davacıların ortağı olduğu şirketin konkordato projesinin başarısı, hiç kuşkusuz davacı şirket ortaklarının projelerini de olumlu etkileyecektir. Ancak, bu iddia veya varsayım, İİK 285 vd düzenlemeye uygun değildir. Yasa koyucu, borçlu şirket ve / veya ortaklarının, kefalet veya ipotek nedeniyle borçlu olmaları durumunda, aynı anda konkordato talep etmelerini öngörmediği gibi kefaletten kaynaklı borçlar yönünden bir ayrım da yapmamıştır. Kaldı ki, TBK‘nun ifade edilen düzenlemelerinde de, müteselsil kefalette alacaklı, borçluyu takip etmeden kefili takip edebilir. İİK 286/1- a bendinde, borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılarına ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi, konkordato talebine eklenecek belgeler arasında ilk sırada yer almıştır. Bu anlamda, asıl borçlu şirketin konkordato projesinin başarı ihtimali üzerine, projenin başarıya ulaşacağı iddiaları üzerine oluşturulan ön projenin başarıya ulaşması mümkün ve yeterli görülmemektedir. Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde ifade ettiği, borçlu şirketin sermaye artışı ile ilgili ortakların kabul ve taahhüdü, ancak borçlu şirketin mali kaynaklarındandır. Diğer yandan, geçici mühletin düzenlendiği İİK‘nun 287. maddesinde, 291’nci ve 292. maddelerin, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir. Yasanın, 291. maddesinde, borçlunun mali durumunun düzelmesi nedeniyle kesin mühletin kaldırılması, 292. maddesinde ise, kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile İflasın açılması düzenlenmiştir. İş bu yasal düzenleme kapsamında, belirli şartların varlığı halinde, mühletin sona ermesi beklenmeden karar verilebilmektedir. Mühletin sonuna kadar mahkemece beklenmesi gerektiğine dair yasa da bir düzenleme mevcut değildir. İİK 289 /3.fıkrada, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya kesin mühlet verileceği ifade edilmiştir. Somut olayda ise, kıyasen uygulanması gereken İİK‘nun 292/1- b bendi gereğince, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşıldığından mahkemece davanın red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu durumda dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere; yasaya uygun gerektirici nedenlere; İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre: Mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK’nun 353/(1)-b.1. maddesi gereğince, konkordato talep edenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacıların istinaf başvurularının HMK’ nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılarca yatırılan toplam 196,20TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince yatırılan toplam 108,80 TL harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK ‘nun 293/2 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/11/2020