Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/168 E. 2021/476 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/168
KARAR NO : 2021/476
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1142 Esas
KARAR NO : 2017/790
KARAR TARİHİ: 23/11/2017
DAVA: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 28/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 1081 meskenli bina inşaatını yaptıran davalı kooperatifin yönetim kurulunun 12/11/2015 tarih ve 759 sayılı kararı ile ortaklıktan çıkarıldığının ve kooperatifle arasındaki sözleşmenin feshedilmiş olduğunun bildirildiğini, kooperatifin yönetiminin ana taşınmazın ortak yerlerini meskene çevirdiğini ve vatandaşa sattığını, kooperatifin kaç üyesinin olduğunun belli olmadığını, 14/06/2015 tarihli genel kurula 380 üyenin çağırıldığını, bazı ortakların genel kurula çağırılmasının önlendiğini, usulsüz üye kayıtlarının yapıldığını, üyelerin tamamına çağrı yapılmadığından genel kurulun usulsüz toplandığını, toplantı nisabının oluşmadan genel kurul yapıldığını, sabit fiyat ve ortak sayısının belli olmadığını, alınan ibra kararlarının ve seçimlerin geçerli olmadığını, divan heyetine toplantı tutanaklarının imza yetkisinin verilmediğini, 16/11/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamede bağımsız bölüm satın almadan ve satış bedelinden bahsedildiğini, ve sözleşmenin feshinden ve üyelikten çıkarılmaktan bahedildiğini, bu ifadelerin çelişkili ve anlamsız olduğunu, bu şekilde ihraç kararının verilemeyeceğini, üyelikten çıkartmak için daha önce üyelik kaydının yapılmış olması gerektiğini, üye kaydı olmadan üyelikte çıkartma olmayacağını, mahkemece verilen üye olduğuna dair kararın davalıca temyiz edildiğini, kooperatifin üyelikten çıkartma kararı mı verdiği veya sözleşmeyi fesih kararı mı verdiğinin belli olmadığını 14/06/2015 tarihli son genel kurul kararının da iptali için dava açıldığını, bu genel kurul iptal edilmesi halinde ihraç kararı veren yönetim kurulunun da yetkisiz olacağının belirleneceğini, yönetim kurulunun kendine karşı husumeti olduğunu, bu husumetin kooperatif aleyhine çeşitli davalar açmasından kaynaklandığını, ödemesini aksatan ortağın bir tek kendisi olmadığını, başka ödeme aksatan üyelere aynı işlemin yapılmadığını, imar durumunda ve ruhsatlarda sahte işlemler yapıldığını, ortak yerlerin bağımsız bölüm gibi satıldığını, binaların projeye uygun hale getirilmesinin mümkün olmadığını, kooperatifin keşide ettiği ihtarların usule uygun olmadığını, ihtarların bazılarında sözleşmenin feshi bazılarında ortaklıktan çıkarılma tabirlerinin kullanıldığını, irade bütünlüğünün olmadığını, 03/03/2015 tarihli ihtarnamede kooperatifler yasasında olmayan 10 günlük süre verildiğini, diğer ihtarlarda 30 günlük süre verildiğini ve kooperatif üyeliğinden çıkarılma ihtar ve ikazının yeralmadığını, hem sözleşmenin feshi hem üyelikten çıkarma şeklinde karar alınamayacağını, ihtarların yetkisiz vekil tarafından gönderildiğini, gösterilen borç miktarının doğru olmadığını, genel kurul tutanaklarının olağan mı yoksa olağanüstü mü olduğunun belli olmadığını, verilen önergelerin açıklanmadığını, bilanço gelir gider ve tahmini bütçenin olmadığını, 30/06/2013 tarihli genel kurulunda nisap olmadan yapıldığını ve iptal edildiğini, muhalif olan kişilerin genel kurula katılımlarının önlendiğini, inşaatlar hakkında yıkım kararlarının olduğunu, para cezaları ve yıkım kararlarının genel kuruldan gizlendiğini, sonuç olarak yönetim kurulunun 12/11/2015 tarihli 759 sayılı üyelikten çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının genel kurul gereği C2 Blok Bodrum katta 1,2,3 ,4 nolu 4 adet bapımsız bölümü sabit fiyatla satın aldığını, 180.000 TL peşin kalanı ise her ay 2.000,00 TL taksitler halinde ödeneceğinin kabul edildiğini, kendisine 30/10/2011 tarihli tahsis belgesi ve ortaklık senedinin verilmiş olduğunu, 1,2,3 nolu dükkanların tapularının verildiğini, 4 nolu dükkan tapusunun kooperatif üzerinde olduğunu, sabit fiyatla dükkan satın aldığı için genel kurullara çağırılmadığını, 30/06/2013 tarihli genel kurula da istemesine rağmen kabul edilmediğini, İstanbul 11. ATM’nin 2013/221 esas sayılı dosyasında açılan davasında bu kişilerin sabit fiyatla ortak olduklarını ve genel kurula çağırılmaları gerektiği yönünde karar verildiği, bu tarihten sonra herkesin genel kurula çağırıldığı, bu sırada Belediye ile kooperatif arasında bazı ihtilafların çıktığını, davacı ve arkadaşlarının belediye lehine faaliyette bulunduklarını, davacının 2014 yılı Nisan ayından itibaren borçlarını ödemediğini, 28/02/2015 tarihi itibariyle 22.000,00 TL borcunun olduğunu, bu borç dolayısıyla K.K gereğince işlem yapıldığını, Eyüp …. Noterliğinden 03/03/2015 tarihli … yevmiye nolu 1. İhtarın gönderildiğini, ve borcun 10 gün içinde ödenmesinin istenildiğini, borcun ödenmemesi üzerine 13/04/2015 tarih 5458 sayılı ikinci ihtarın gönderilerek borcun 30 gün içinde ödenmesinin istenildiğini, bu ihtarın tebliğ edilememesi sebebiyle bu kz 04/08/2015 tarihli 11507 sayılı 30 günlük ikinci ihtarın gönderildiğini, borçluya 20/082015 tarihinde tebliğ edildiğini ve borcun ödenmediğini, bu sebbeple yönetim kurulunun 12/01/2015 tarihli 759 nolu kararla davacının 4 nolu dükkan üyeliğinden çıkartılması kararının verildiğini, davacının kooperatif ortaklarının sayısı ve genel kurul toplantılarının usulsüz yapıldığı yönündeki iddialarının dava konusu ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacının ortak kaydı bulunmadığı yönündeki iddialarının doğru olmadığını, kooperatiften konutunu ve tapusunu teslim alan kişilerin kooperatifle bir ilişkisi kalmadığından genel kurula çağırılmalarına söz konusu olamayacağını, davacının da 4 bağımsız bölüm için kooperatife ortak olduğunu, toplantıtutanaklarının usulsüz düzenlendiği şeklindeki iddialarının davayla bir ilgisinin bulunmadığını, genel kurul kararları iptal edilse bile böyle bir karara davacının borçlarına etkisi olmayacağına, davacının iyi niyetli olmadığını, kooperatif yönetiminin davacıya karşı husumetinin olduğu iddiasının da bu davayla bir ilgisinin olmadığını, projeye aykırılı inşaat iddiasının da bu davayla bir ilgisinin olmadığını, sabit fiyatlı ortaklardan hiçbir ek ödemenin istenilmediğini, gönderilen ihtarnamelerin hukuk kurallarına uygun olduğunu, verilen sürelerin de hukuka uygun olduğunu , davalı kooperatifin istek halinde davacının ödemiş olduğu dükkan paralarını geri iadeye hazır olduğunu, istifa etmesi halinde de bu paraları geri alabileceği savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Bilirkişinin isabetle belirttiği üzere davalı kooperatif aidat borcunun ödenmesi ile ilgili 10 günlük süre tanımış ancak istenen borçların içinde Şubat 2015 yılına ait aidat borcunun bulunduğu, yüksek yargıtay uygulamasına göre 1. ihtarda istenilen borç miktarının ödenmesi için en az 30 gün ödenmemiş borcun olması gerektiği, ancak somut olayda olan borcun ödemesi ayın son günü yapılacak bir ödeme olup, her ayın 1-30 günü arasında yapılacağı, bu sebeple her ayın 30 una kadar ödeme yapma hakkına sahip olup, ödemenin gecikme 30 günden sonra 31 Mart olacağı, alacağın da o tarihten sonra muaccel hale geleceğinden 1.ihtarda henüz muaccel olmayan bir alacak talep edilmiş olduğundan, bu ihtarın yani birinci ihtarın geçerli sayılmayacağı Yargıtay 11. HD.nin 21/09/2011 tarih 10012-9004 sayılı kararında belirtilmiştir. Davalı kooperatifin ana sözleşmenin 14.maddesinde parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktirmeleri üzerine yönetim kurulunca yapılacak ihtarı takip eden 30 gün içinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklıktan çıkarılacağı düzenlenmiş olup, dolayısıyla parasal yükümlülüklerin 30 gün geciktirmeden önce keşide edilen ihtarnamelerin geçersiz olduğu ve ihraç kararı verilemeyeceği Yargıtay 11. HD.nin 05/04/2010 tarih 3523-3702 sayılı kararında belirtildiği , ihtarnamenin Ağustos ayında tebliğ edilmiş olup, Ağustos ayı da 30 çeken bir ay olmadığından gönderilen 2.ihtarda yasada yazılı ödeme süresi içermeyen bir ihtar olduğundan geçerli bir ikinci ihtarname de sayılmayacağı bu konuda Yargıtay 11. HD.nin 12/02/1996 540-988 sayılı kararında belirtildiği, keza aynı dairenin 25/02/1997 tarih 262-1113 sayılı kararında da 31 gün çeken Ekim ayında tebliğ edilen ikinci ihtarda 1 ay yerine 30 gün süre tanınmış olmasının bu ihtarı geçersiz kıldığı, davacıya çıkarılan birinci ve ikinci ihtarların bu itibarla geçersiz olduğu ” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Bahsi geçen ihtarnamede 30 günlük sürenin geçmemiş olması nedeniyle şubat ayı için ihtarnamenin şartları taşımadığı doğru olduğunu, ancak bahsi geçen ihtarnamede şubat ayı öncesi 2014 yılı nisan ayından itibaren her ay için ödenmesi gerekin 2.000,00 TL’den olmak üzere toplam 20.000,00 TL ödenmemiş borç olup şubat ayı ile birlikte borç 22.000,00 TL olduğunu, borçlu şubat ayı öncesine ilişkin 20.000,00 TL borcunu ödemiş olsa idi mahkemenin gerekçesi haklı olacağını ancak ihtara konu edilen borçlardan şubat ayı için ihtarnamenin geçersiz olması önceki ayların borcu için ihtarnameyi geçersiz kılmayacağını zira talep edilen borç bölünebilen ve kısımlara ayrılabilen borç olduğunu, öyleyse şubat ayı için sonuç doğurmayan ihtarname şubat öncesi aylar için geçerli olup hukuki sonuç doğuracağını,Kooperatifler Kanununun 27. Maddesine göre 2. ihtarnamede süre belirtme zorunluluğu dahi olmadığını, yasa gereği bir ay içinde ödeme yapılmaması durumunda ortaklığın sona ereceğine ilişkin hükmün 2. ihtarnamenin tebliğinden itibaren bir ay geçmeden ortaklıktan çıkarma işleminin yapılamayacağına ilişkin olduğunu, davalı kooperatif hiçbir zaman fırsat yakaladım mantığı ile hareket etmediğini, süreler geçtikten sonra borçlarını ödeyen ortaklar hakkında bile hiçbir işlem yapmadığını, ortaklıktan çıkarma kararı ise 13.11.2015 tarihi olup aradan geçen süre 53 gün olduğu, böylece davacının, bir aylık süre içinde ödeme yapmadığı anlaşıldığından mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkin ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ortaklıktan çıkarılma esasları ve itirazı düzenleyen 16.maddesinde;”Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içerisinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içerisinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.Üç aylık süre içerisinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir…” hükmü düzenlenmiştir.Aynı Kanun’un 27.maddesi; “Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” düzenlemesine yer vermiştir.Davalı kooperatif anasözleşmenin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında ise, ihraç kararı verilmeden önce parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortakların noter aracılığıyla yapılacak ihtarı takip eden 10 gün içinde bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde ikinci kez ihtar edileceği, ikinci ihtarı takip eden bir ay içerisinde yükümlülükleri yerine getirmeyenlerin ihraç edileceği düzenlenmiştir.Özetlemek gerekirse 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14/2. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, ihtarnamelerde ödenmesi gereken borç miktarlarının da birbirini tutup tutmadığı tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 30/12/2015 tarih 2015/5149 E. 2015/8619 K. Sayılı ilamı)Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; öncelikle davalı kooperatif yönetim kurulunun 12/11/2015 tarih ve 759 sayılı, davacı ile kooperatif arasındaki sözleşmenin feshine ve davacının kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin karar Eyüp … Noterliğinin 16/11/2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ekinde davacıya tebliğe çıkartıldığı, 27/11/2015 tarihinde davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Dosya kapsamına göre; davacının, davalı kooperatif yönetim kurulunun 19/10/2011 tarih 373 sayılı kararı ile 4 adet dükkan için sabit fiyatlı olarak ortaklığa kabul edildiği, 30/10/2011 tarihli ortaklık senedi ve 4 adet dükkan için tahsis belgesi düzenlendiği, kooperatifin, 01/03/2015 tarih ve 715 sayılı kararına istinaden davacı ortağa Eyüp …. Noterliğinden 03/03/2015 tarihli … yevmiye nolu birinci ihtarname gönderilerek 28/02/2015 tarihi itibariyle birikmiş toplam 22.000,00 TL aidat borcunun 10 gün içinde ödenmesi istendiği, borcun ödenmemesi nedeniyle Eyüp …. Noterliğinden 04/08/2015 tarih … yevmiye nolu ikinci ihtarname gönderilerek aynı borcun 30 gün içinde ödenmesi istendiği, 30 günlük sürede borcun ödenmemesi nedeniyle kooperatif yönetim kurulunun 12/11/2015 tarih 759 sayılı kararı ile 4 numaralı bağımsız bölümle ilgili olarak davalının kooperatif ortaklığından çıkarılmasına karar verildiği görülmüştür. Kooperatif ana sözleşmenin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında ve emsal yargıtay kararlarında ifade edildiği üzere birinci ihtarda istenilen borç miktarının en az 30 gün gecikmiş olması gerekmektedir. Davacıya gönderilen 03/03/2015 tarihli birinci ihtarnamede Şubat 2015 dönemine ait 2.000,00 TL aidat borcu da bulunmaktadır. Ancak şubat dönemine ait aidat borcunun son ödeme tarihinden itibaren 30 günlük süre geçmediğinden birinci ihtarda şubat dönemine ait aidat borcunun yer alması haksız olmuştur. Nitekim, yönetim kurulu kararı ve keşide edilen ihtarnamede yer alan borcun gerçeği göstermesi ve üyenin ödemek zorunda olduğu borç miktarını içermesi zorunludur. Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurul 10/07/2013 tarih 2013/23-3 Esas 2013/1054 Karar sayılı ilamında ” Parasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi için ortağa yapılan ihtarnamelerin gerçek borç miktarı ile uyumlu olması gerektiği için, gerçek borç miktarının eksik veya fazla belirtildiği ihtarlara dayalı olarak verilen ihraç kararı da geçersiz olacaktır.” şeklinde ifade edilmiştir. Davacıya gönderilen 04/08/2015 ikinci ihtarnamade borcun ödenmesi için 30 günlük süre verilmiş ise de Kooperatifler Kanunun 27. Maddesi, ana sözleşmenin 14 maddesi ve emsal yargıtay kararları uyarınca bu sürenin bir ay olması gerekir. Bu itibarla ihtarnamenin tebliğ edildiği ay 30 gün çeken bir ay olması halinde ödemenin son günü değişmemiş olacağından bu durum 30 günlük süre ihtarını sakatlamayacaktır. Ancak ihtarname ağustos ayında tebliğ edilmiş olup Ağustos ayı 30 çeken bir ay olmadığından gönderilen ikinci ihtarda yasada yazılı ödeme süresini içermeyen bir ay olduğundan geçerli bir ihtarnameden söz edileyemeyecektir.Açıklanan nedenlerle davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen ihtarnamelerin ve ihraç kararının Kooperatifler Kanunu 16. ve 27. maddesi ile kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesine aykırı olduğundan bir hüküm ifade etmeyeceği, bu geçersiz ihtarnamelere dayanılarak alınan üyelikten ihraç kararının da yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Sonuç olarak mahkemece verilen kararın dosya içerisinde mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’ nin istinaf eden davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-Davalı yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.