Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1679 E. 2020/118 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1679
KARAR NO: 2020/118
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2020
NUMARASI: 2020/46 esas, 2020/98 karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/01/2020
KARAR TARİHİ: 14/10/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili Av. … dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın ilaç sektöründe çeşitli eğitim organizasyonlarını koordine eden, toplantı organizasyon bedellerini, katılımcıların, sponsor firma yetkililerinin, eğitmenlerin konaklama ve havaalanı transfer bedellerini ödeyen anlaşmalı şirket olduğunu, davalı firma tarafından 12/10/2019 tarihinde İstanbul’da … ilaç firması sponsorluğunda verdiği … Nöroloji Araştırmaları Eğitimi ile 19/10/2019 tarihinde … ilaç firmasının sponsorluğunda … Onkoloji Araştırması ve Araştırmacısı Eğitimlerinin katılımcılarının, sponsor firma yetkililerinin, eğitmenlerinin organizasyon bedelinin ve eğitimcilerin konaklama bedelinin davacı firma tarafından ödendiğini, konaklama ve havaalanı transfer bedellerinin davacı firma tarafından ödendiğini, bu hizmetlere karşılık 18/11/2019 tarihli ve KDV dahil 30.090,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini, ancak davalı tarafından fatura bedelinin ödenmediğini, arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığını belirterek 30.090,00 TL alcağın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Davacı şirket yetkilisi … dosyaya sunmuş olduğu 07/02/2020 tarihli dilekçesinde, vekili Av. …’ı azlettiklerini ve açmış oldukları davadan kayıtsız ve şartsız olarak feragat ettiklerini, bu yönde karar verilmesini talep etmiştir. Davacı şirket yetkilisi …’in beyan dilekçesi ile davacı şirketin 2 yetkilisi olduğunu, vekalet verilen avukatın diğer şirket yetkilisi olan … tarafından haksız ve yersiz olarak azledildiğini, davacı şirketin davalı tarafla muvazaalı olarak anlaşma ihtimali olduğunu, bu bağlamda iş bu dava ile ilgili şirketin diğer yetkilisinin feragat, davanın geri alınması, sulh başta olmak üzere tüm işlemlere muvafakatı olmadığını belirtmiştir. Davacı şirketin sicil kaydının tetkiki sonucunda; davacı şirket yetkililerinin münferiden yetkili oldukları anlaşılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı taraf mahkememize vermiş olduğu 07/02/2020 tarihli dilekçesi ile davalı aleyhine açmış olduğu davadan kayıtsız ve şartsız olarak feragat ettiği anlaşıldığından feragat nedeniyle davanın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili olarak Av. …’nin 24/02/2020 tarihinde dosyaya vekalet sunduğu ve UYAP sistemine davacı vekili olarak kaydını talep ettiği, Ankara … Noterliğinin 20/02/2020 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamenin incelenmesinde, … tarafından davacı … Ltd Şti ‘ni temsilen vekil tayin edildiği, İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davacı vekili Av. …’ye 15/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı şirket yetkilisi …’in ise 16/03/2020 tarihinde istinaf dilekçesi sunduğu, davalı şirket yetkilisi süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin iki yetkilisi olduğunu, …’in kardeşi olup, aralarında husumet olduğunu, dosyada kendisi tarafından vekalet verilen avukatın, şirketin diğer yetkilisi … tarafından haksız azledildiğini ve davadan muvazaalı olarak feragat edildiğini, 28/01/2020 tarihinde yerel mahkemeye sunduğu dilekçe ile davacı şirketin diğer yetkilisi …’in davalı tarafla muvazaalı olarak anlaşma ihtimali söz konusu olduğu için işbu dava ile ilgili şirketin diğer yetkilisinin veya görevlendireceği vekilinin davadan feragat, davanın geri alınması, sulh başta olmak üzere tüm işlemlerine muvafakatinin olmadığını açıkça belirttiğini, davadan feragati öğrendikten sonra 25/02/2020 tarihli dilekçe ile muvazaalı feragatin geçersiz olduğuna karar verilmesi için mahkemeye müracaat ettiğini ancak yerel mahkeme tarafından bu beyanlarının dikkate alınmadığını, davadan feragate muvafakatinin olmadığını beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Davacı … Ltd Şti ‘nin sicil kayıtlarının yapılan incelemesinde; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, 25/11/2008 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde Ankara … Noterliğinin 18/11/2008 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanan 17/11/2008 tarihli 04 numaralı ortaklar kurulu kararına göre, şirketin tüm hissesine sahip olan …’ün, hisselerini … ve …’e devri neticesinde, … ve …’in eşit hisselerle şirkete ortak oldukları ve şirketi amaçları doğrultusunda tam bir yetki ile temsil ve ilzam konusunda şirket müdürü olarak müştereken veya ayrı ayrı münferiden 30 yıl süre ile yetkili kılındıkları ilan edilmiştir. 04/12/2012 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ise Ankara … Noterliğinin 08/11/2012 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanan 08/11/2012 tarihli 06 numaralı ortaklar kurulu kararına göre, şirket merkezinin İstanbul iline nakledildiği ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarasına kaydedildiği, şirket sicil kaydında yetki değişikliğine ilişkin herhangi bir karar alınmadığından, 17/11/2008 tarihli 04 numaralı ortaklar kurulu kararına göre her iki ortağın şirket müdürü olarak müştereken veya ayrı ayrı münferiden şirketi temsil konusunda yetkilerinin devam ettiği tespit edilmiştir. Davacı şirket adına davayı açan Av. … Ankara … Noterliğinin 20/11/2019 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davacı … Ltd Şti’nin yetkilisi olan … tarafından vekil tayin edilmiş ve dava 16/01/2020 tarihinde açılmıştır. Davacı şirket yetkilisi …, mahkemeye gönderdiği 28/01/2020 tarihli dilekçe ile “davacı şirketin iki yetkilisi mevcuttur. … ve … … kardeşim olup, aramızda husumet mevcuttur. Dosyada tarafımca vekalet verilen avukatım diğer şirket yetkilisi olan … tarafından haksız ve yersiz olarak azledilmiştir. Davacı şirketin diğer yetkilisi olan …’in davalı tarafla muvazaalı olarak anlaşma ihtimali söz konusudur. Bu nedenle, iş bu dava ile ilgili şirketin diğer yetkilisinin ve/veya görevlendireceği vekilin davadan feragat, davanın geri alınması, sulh başta olmak üzere bilumum tüm işlerine muvafakatim yoktur. Diğer şirket yetkilisinin bu işlemlerine karşılık şahsına karşı tazminat davası ve diğer tüm yasal yollara başvuru hakkımı saklı tutuyorum” şeklinde beyan sunmuştur. Kartal … Noterliğinin 27/01/2020 tarih ve … yevmiye numaralı azilmanesi ile davacı … Ltd Şti’nin yetkilisi olan … tarafından Av. …’ın azledildiği, azilnamenin mahkemeye 07/02/2020 tarihinde davadan feragat beyanı ile birlikte davacı … Ltd Şti’nin yetkilisi … tarafından ibraz edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince 12/02/2020 tarihli karar ile; davacı … Ltd Şti’nin yetkilisi … tarafından verilen 07/02/2020 tarihli dilekçenin davadan kayıtsız ve şartsız olarak feragat niteliğinde olduğu gerekçesiyle feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı … Ltd Şti’nin yetkilisi … ise 25/02/2020 tarihli dilekçesi ile; 28/01/2020 tarihinde mahkemeye göndermiş olduğu dilekçede; avukatının haksız yere azledildiğini, davacı şirketin diğer yetkilisi olan …’in davalı tarafla muvazaalı olarak anlaşma ihtimalinin söz konusu olduğunu, bu nedenle iş bu dava ile ilgili şirketin diğer yetkilisinin ve/veya görevlendireceği vekilin davadan feragat, davanın geri alınması, sulh başta olmak üzere bilumum tüm işlerine muvafakatinin olmadığını açıkça belirttiğini, diğer şirketi vekilinin muvazaalı olarak davadan feragati nedeniyle hileye maruz kaldığını, hile ve muvazaa ile irade bozukluğu oluştuğunu, davadan feragati öğrendiği tarihin bu dilekçeyi sunduğu tarih olduğunu, feragatin geri alındığını belirterek ilk derece mahkemesinden bu yönde karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Dava konusu uyuşmazlığa emsal nitelikte Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 05/12/2019 tarih, 2019/2119 Esas, 2019/5452 Karar sayılı ilamı; “…Davacı şirketin … ve … isimli iki ortağı olduğu ve her iki ortağında şirketi münferiden temsile yetkili olduğu anlaşılmaktadır. İşbu dava, davacı şirket adına şirket temsilcisi … tarafından görevlendirilen avukat tarafından açılmış ve açılan bu davadan şirket temsilcisi … tarafından görevlendirilen vekil aracılığıyla feragat edilmiştir. Görüldüğü gibi şirketi münferiden temsile yetkili olan ve aynı zamanda şirkette eşit pay sahibi olan ortaklar arasında işbu dava nedeniyle menfaat uyuşmazlığı bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizce yapılan bozmada bu hususa işaret edilmiş, ancak mahkemece temsil sorunu çözülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, bu davayı açtıran davacı şirketin münferit yetkili temsilcisi …’ye, şirketin diğer münferit yetkili temsilcisi B. B.’a karşı işbu davanın şirket adına takip edilmesi için bir kayyım tayini amacıyla dava açması hususunda mehil verilip, mahkemece tayin edilecek kayyım tarafından işbu davaya devam edilmesi sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir…”, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10/05/2017 tarih, 2015/13070 Esas, 2017/2813 Karar sayılı ilamı; “…Bir şirket müdürü iradesiyle şirket adına, şirketin zarara uğratıldığı iddiasıyla dava açılırken diğer bir şirket müdürü tarafından bu davadan feragat edilmiştir. Böylece davacı şirketi tek başına temsile yetkili müdürler arasında davanın sürdürülüp sürdürülmemesi konusunda görüş ayrılığı oluşmuş bulunmaktadır. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu’nun 2.maddesi gereği, dava dışı müdür …’nin azil ve feragat beyanları geçerli kabul edilmemiş ise de, şirketin temsili konusunda menfaat çatışması doğduğu gözardı edilmiştir. Davanın sürdürülüp sürdürülmemesi konusunda davacı şirketin ortak ve müdürleri arasında menfaat çatışması doğduğuna göre, şirketi münhasıran bu davada temsil etmek üzere bir temsil kayyumu atanması ve kayyumun beyanına göre bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde davadışı müdür …’nin azil ve feragat beyanı geçersiz kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” şeklindedir. Davacı … Ltd Şti’nin yetkilisi … 28/01/2020 tarihli dilekçesinde, şirketin diğer ortağı … ile arasında husumet olduğunu ve …’in davadan feragat etme ihtimali olduğunu, …’in davadan feragat etmesi halinde muvafakatinin bulunmadığını açık olarak beyan etmesine rağmen, bu beyan dilekçesinin ardından davacı … Ltd Şti’nin yetkilisi … tarafından verilen 07/02/2020 tarihli feragat dilekçesi dikkate alınarak, ilk derece mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 05/12/2019 tarih, 2019/2119 Esas, 2019/5452 Karar sayılı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10/05/2017 tarih, 2015/13070 Esas, 2017/2813 Karar sayılı emsal ilamlarında belirtildiği gibi ortaklar arasında işbu dava nedeniyle menfaat uyuşmazlığı bulunduğundan, davacı … Ltd Şti’nin yetkilisi olan …’e, davanın şirket adına takip edilmesi amacıyla kayyım tayini dava açması hususunda süre verilip, tayin edilecek kayyım tarafından davaya devam edilmesi sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, davacı şirket yetkilisi …’in istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/46 E., 2020/97 K., sayılı 12/02/2020 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının davacı tarafından yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 119,50 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.6 bendi ve 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/10/2020