Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1678 E. 2023/1239 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1678
KARAR NO: 2023/1239
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/670 Esas
KARAR NO: 2020/17
KARAR TARİHİ: 20/01/2020
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin 9 yıldır … müşterisi olarak davalıdan akaryakıt ihtiyacını karşıladığını ve 29.11.2016 tarihinde davalı ile sözleşme yenilemesi yaptığını, sözleşme ilişkisi başladığında ve ilişki devam ederken, davalının müvekkilinin fabrikasının bitişiğinde ve yakın çevresinde bayilerinin bulunduğunu, son sözleşmenin de davalının bayisinin müvekkilinin bitişiğinde olmasından dolayı yenilendiğini, yenilenen sözleşmeden kısa bir süre sonra bitişikte yer alan dava dışı … istasyonundan müvekkili şirket araçlarına akaryakıt bulunmadığı veya … sisteminde arıza olduğu gerekçesi ile yakıt verilmemeye başlandığını, ancak aynı istasyondan nakit ödeme yaparak akaryakıt alımı yapılmak istendiğinde ise yakıt verildiğini, bu durum davalı şirkete e-mail ile bildirildiğini, verilen cevapta bu sorunun giderilmeye çalışıldığı bildirildiğini, ancak müvekkil şirketin yaşamış olduğu problemler, davalı şirket tarafından çözümlenemediğini, … firması … müşterilerine yakıt satışı yapmadığını ve bilahare de davalının bayiliğini bıraktığı gibi bundan başka müvekkilinin yakınında hizmet eden diğer … istasyonlarının da kapandığını, (… – … Mah. … Cad, N:… Tuzla İST/ …-… Cad. … Mah. Tuzla/İST) … istasyonları kapandıktan sonra müvekkiline en yakın … istasyonu Kocaeli sınırları içinde yer alan Şekerpınar ve Balçık’ta yer almakta olup müvekkilinin iş yerine/fabrikaya gidiş-dönüş 11,8 km uzaklıkta olduklarını, davalının müvekkiline taahhüt ettiği hizmeti verecek alt yapıyı sözleşme boyunca hazır bulundurması gerekirken, bayilerini kapatarak sözleşmedeki edimini yerine getiremediğinden müvekkilinin bu hizmetten faydalanmasının çok zorlaştığından, müvekkil şirketin Kadıköy … Noterliğinin 19.06.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, müvekkilinin sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesine rağmen davalı şirket 61 araç üzerinden Automatic sözleşme fesih bedeli adı altında 54.025,27 TL ‘yi … Bankası’ndan davalı şirkete tanımlanan Doğrudan Tahsilat Sistemi (56.000 TL limitli-kredili hesap) kullanılarak tahsil ettiğini, davalı 61 araç üzerinden fesih bedeli hesaplamış ise de ancak aktin feshedildiği tarih itibariyle müvekkili şirkette yer alan 36 adet … bulunduğunu, sözleşmenin haksız feshedildiği kabul edilse dahi feshi halinde 36 adet … üzerinden fesih bedeli hesaplanması gerekirken davalının 61 … üzerinden fesih bedeli hesaplayarak davalı müvekkilden fazla bedel tahsil ettiğini, sonuç olarak 26.11.2016 tarihli … müşteri sözleşmesinin haklı nedenle fesih edildiğinin tespiti ile davalı tarafından tahsil edilen 54.025,27 TL ‘nin avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının her ne kadar … Müşteri Sözleşmesinin düzenlenip imzalanma sebebini davacı şirketin hemen bitişiğinde bayi bulunması olarak ifade etse de işbu iddianın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşme imzalayan tarafın özellikle belirli bayilerden hizmet alma konusunda talebi söz konusuysa bunun ayriyeten ve açıkça imza öncesi belirtilmesi gerektiğini, davacı tarafından bu yönde beyanda bulunulmadığı gibi, müvekkili tarafından da özellikle davacı şirketin bitişiğindeki bayiden hizmet verileceği yönünde bir taahhütte bulunulmadığını, imzalanan sözleşme gereğince davacıya ait araçların Türkiye genelindeki tüm … istasyonlardan hizmet alabileceğini, davacı şirketin yakınında bulunan bayi ile sorun yaşanmaya başlandığında sorunu tarafımıza Email yoluyla ulaşarak dile getirdiğini, müvekkilinin hemen devreye girerek sorunun çözülmesini sağladığını, bu hususun taraflar arasındaki Email yazışmalarından da belli olacağını, davalı vekili sorunların tekrar yaşandığını davacı tekrardan iletişime geçerek ifade etse de söz konusu istasyonun o süreçte müvekkili şirketin bayiliğini bırakmış olması yaşanan sorunun tespit edilip herhangi bir davranış sergilenmesini engellediğini, çünkü istasyon artık kendi bayisi olarak faaliyet göstermediğinden müvekkilinin söz hakkının kalmadığını, müvekkili şirketin Türkiye genelinde çok fazla sayıda bayisi olduğu ve varsa sorunlar çözülene kadar diğer bayilerden de hizmet alına bilineceğinden, davacının bunu göz ardı ederek sadece bir bayide yaşanan sorunu belirterek sözleşmeyi feshetmesinin haksız olduğunu ve etrafında bayi kalmadığı yönündeki iddiasının da yersiz olduğunu belirterek, taraflar arasında imzalanan … Müşteri sözleşmesi Madde 8’de “…, işbu sözleşmenin herhangi bir nedenle süresinden önce sona ermesi halinde, sona erme tarihi itibariyle kendisine ariyeten teslim edilmiş tüm …’ler başına 250 dolar cezai şartı, işlemin yapıldığı tarihteki döviz karşılığı tahsil hakkına sahip olduğunu..”, Cezai şartın … başına uygulandığını, davacının her ne kadar 36 adet … bulunduğunu iddia etmiş olsada … numaralarının listelendiği cihaz listesinden görüleceği üzere toplamda 61 adet … takılı olduğundan iş bu sayı doğrultusunda cezai şart uygulandığını belirterek, davanın reddi ile yargılama gider ve vekalet ücretinin davacıya bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” … 29.11.2016 tarihli sözleşmenin Fesih Başlıklı 8.maddesi gereğince “…. …, iş bu sözleşmenin süresinden önce sona ermesi halinde, sona erme tarihi itibariyle kendisine ariyeten teslim edilmiş tüm …’ler başına 250 dolar cezai şartı, işlemin yapıldığı tarihte TL karşılığı ve KDV ile birlikte talep ve tahsil hakkında haizdir,….” hükmünün bulunduğu, ancak ilgili sözleşme gereği gerekli alt yapı oluşturularak davacı tarafın mağdur edilmeme koşulu ile sözleşme süresince kesintisiz hizmetin verilmesi gerektiği, bu kapsamda taraflar arasında yapılan yazışmalarda davalı … Şirketi tarafından davacı şirketin mağdur edildiğinin beyan edilerek çözüm bulmaya çalıştıkları, davacı şirketin yapmış olduğu işte sürekliliğin sağlanması maksadıyla yakıta ihtiyaç duyduğu ve bu yakıtın davalı şirket tarafından sözleşme gereği temin edilmesi gerektiği, yerinde yapılan incelemede yakında bulunan … Şirketinin kapanmış olduğu, bu istasyonlar kapandıktan sonra davacı şirketin konumu gereği en yakın … istasyonunun Şekerpınar ve Balçıkta bulunduğu ve bu İstasyonların Kocaeli sınırlan içerisinde yer aldığı, söz konusu istasyonlann davacı şirket merkezine uzaklığının harita üzerinde yapılan değerlendirmede yolun gidiş ve dönüşün yaklaşık 12 km olduğunu, davacı şirketin konumu itibari ile çalışma izninin İstanbul il sınırları ile sınırlı olduğu ve bu kuralın ihlali durumunda cezai sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenle davacı şirket açısından sözleşmenin fesh edilmesinin mücbir sebep olarak değerlendirilebileceği ” gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının haklı nedenler ile davalı ile … müşteri sözleşmesinin feshedildiğinin tespitine, 54.025,27 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili tarafından cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, sözleşmenin feshi nedeniyle tahsil edilen ceza-i şartın iadesi istemine ilişkindir.Dosya kapsamına göre, taraflar arasında, davacıya ait araçların akaryakıt ihtiyacının automatic yöntemiyle karşılanması amacıyla geçmişten beri süregelen bir ticari ilişki bulunduğu, en son sözleşmenin 29/11/2016 tarihinde yenilendiği, ancak sözleşme yenilendikten sonra davacı şirketin bitişiğinde yer alan davalıya ait petrol istasyonlarının automatic sistemi ile akaryakıt satışı yapamaması ve daha sonra yakındaki istasyonların kapanması nedeniyle sözleşmenin süresinde önce davacı tarafından tek taraflı feshedildiği, sözleşmenin haksız nedenle feshedildiği iddiası ile sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca davalı tarafça cezai şart bedeli olarak 54.025,27 TL tahsil edildiği konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.Dosyaya ibraz edilen 29.11.2016 tarihli sözleşmenin Fesih Başlıklı 8. Maddesi “……, iş bu sözleşmenin herhangi bir nedenle süresinden önce sona ermesi halinde, sona erme tarihi itibariyle kendisine ariyetten teslim edilmiş tüm …’ler başına 250 USD cezai şartı, işlemin yapıldığı tarihte TL karşılığı ve KDV ile birlikte talep ve tahsil hakkına haizdir…” hükmü bulunmaktadır. O halde, davacının iddiaları gözetildiğinde uyuşmazlık, 6098 sayılı TBK’nın 138. maddesi uyarınca taraflarca ön görülemeyen olağanüstü durum nedeniyle sözleşme ifasının imkansız hale gelip gelmediği ve davacının sözleşmeden dönme hakkı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Bir başka söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Gerçekten de sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturmaktadır. Ancak bu ilke, özel hukukun diğer bir takım istisnai ilkeleriyle sınırlandırılmıştır.TBK’nın 138. maddesi ile getirilen “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı yeni düzenleme, öğreti ve uygulamada sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesinin istisnalarından biri olarak kabul edilen “işlem temelinin çökmesi”ne ilişkindir. Ancak “sözleşmeye bağlılık” ilkesi esas olup sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai nitelikte bir kurum olmakla yasa koyucu tarafından da bu kurumun uygulanması ancak anılan maddede belirtilen dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlanmıştır. Bunlar (1) sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü durum ortaya çıkması, (2) bu durumun borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkması yine (3)bu durumun sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmesi ve (4) borçlunun, borcunu henüz ifa etmemiş olması veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olması halidir. Bu dört koşulun birlikte gerçekleşmesi halinde ise borçlunun, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır. ( Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 27/06/2019 tarih 2019/2379 E. 2019/7997 K. Sayılı ilamı)Somut olayda; davacı yan, davalı şirketin yakıt bayisinin, davacı fabrikasının hemen bitişiğinde olması nedeniyle uzun yıllardır devam eden ticari ilişkinin devam ettirildiğini, sözleşmesinin yenilenmesindeki amacın, davacıya ait araçların yakıt alımının kolaylığı olduğunu, sözleşmenin yapıldığı tarihte müvekkilinin yanında bayinin bulunduğu için iş bu sözleşmenin yenilendiğini, sözleşmenin esaslı unsuru bayinin müvekkilinin fabrikası yanında olmasından dolayı araçların yakıt almasının kolaylığı olduğunu, ancak sözleşme yenilendikten sonra bitişikteki istasyondan automatic sistemi ile akaryakıt alımında sorunlar olması ve sonrasında istasyonun kapanması ve en yakın istasyonun Kocaeli sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 12 km uzaklıkta bulanması nedeniyle sözleşmenin devam ettirilmesi davacı için uygulanamaz hale geldiğini belirterek sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini iddia etmiş ise de davaya konu sözleşmede, davalının, davacı şirketin bitişiğindeki bayiden hizmet verileceği yönünde bir taahhüdü bulunulmadığı gibi davacıya ait araçların Türkiye genelindeki tüm … istasyonlardan hizmet alabileceği kararlaştırıldığı, davacı, tacir olup basiretli davranma yükümlülüğü gözetildiğinde, sonradan gelişen bu durum TBK 138. Maddesi kapsamında öngörülmeyen yada öngörülmesi beklenmeyen olağanüstü bir hal olarak değerlediremeyeceği gibi davacı yönünden aşırı ifa güçlüğü oluşturmadığından TBK 138. Maddesinin uygulama imkanı bulunmamaktadır. O halde taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından tek taraflı feshedilmesi nedeniyle davalının sözleşmenin Fesih Başlıklı 8. Maddesi uyarınca cezai şart talep etme hakkı bulunmaktadır.Tazminat bedelinin hesaplanması noktasında; davalı tarafça 61 araç üzerinden toplam 54.025,27 TL cezai şart bedeli tahsil edildiği konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak davacı yan, sözleşmenin haksız feshedildiği kabul edilse dahi fesih tarihi itibariyle müvekkil şirkette 36 adet … bulunduğunu, bu nedenle 36 adet … üzerinden fesih bedeli hesaplanması gerektiğini ileri sürmüştür. Makine Mühendisi …’nun sunmuş olduğu 09/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda; şirket otoparkında yapılan incelemede 36 adet …’nin sökülmüş olduğu, söz konusu araçlarda yeni sözleşme yapılan … tarafından verilen …’lerin takılmış olduğu, takıldığı iddia olunan kalan 25 adet aracın davacının envanterinde olup olmadığının mali müşavir tarafından değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiş ise de davaya konu sözleşmede, kaç adet araç için … sözleşmesi yapıldığı belirtilmemiştir. O halde, ilave 25 adet …’nin davacı şirkete teslim edildiği davalı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre, fesih tarihi itibariyle davacı şirkete ariyeten teslim edilmiş 36 adet … bulunduğu, ilave 25 adet …’nin davacıya teslim edildiği, davalı tarafça ispatlanamadığından, davalının 36 adet … üzerinden hesaplanan KDV dahil 31.883,76 cezai şart talep talep hakkı bulunmasına rağmen fazladan tahsil edilen 22.141,51 TL’nin iadesine karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilmesi cihetine gidilmiştir.Açıklanan tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE,2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/670 Esas, 2020/17 Karar sayılı ve 20/01/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,Davanın KISMEN KABULÜ ile, a-31.883,76 TL’nin dava tarihi olan 25/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,b-Alınması gereken 2.117,92 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 922,62 TL harcın mahsubu ile eksik alınan bakiye 1.255,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaytına, c-Davacı tarafından yatırılan 922,60 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun haricinde 31,40 TL başvurma harcı ile tebligat posta gideri; 171,95 TL, bilirkişi ücreti; 1.500,00 TL olmak üzere toplam 1.703,35 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre %59’nu isabet eden 1.005,00 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,ç-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,d-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,e-HMK’nun 333. Maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde kalan gider avansının davacıya iadesine,İstinaf İncelemesi Yönünden;3-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL’nin istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 923,00 TL’nin harcın mahsubu ile arta kalan 653,15 TL’nin karar kesinleştiğinde istemi halinde davalı tarafa iadesine,5-Davalı tarafça sarf edilen 418,45 TL istinaf harcı, 36,50 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 454,95 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilemesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/09/2023