Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1669 E. 2020/226 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1669
KARAR NO : 2020/226
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2020
NUMARASI : 2018/562 esas – 2020/87 karar
DAVANIN KONUSU:Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 ila 308/H))
DAVA TARİHİ: 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerin ticari kayıtları ve ödeme-konkordato projesi incelendiğinde; her ne kadar mevcut durumda şirket borçlarını ödeyemez hale gelmiş olsa da, şirketin ve şirket ortağı olan müvekkillerinin malvarlıkları, kârlılık oranı ve cirosu gözetildiğinde yaratılacak kaynak ve ek kaynaklar ile müvekkili şirketin içine düşmüş olduğu ödeme güçlüğünü yenerek faaliyetlerini sürdürebileceğini, müvekkillerinin konkordato projesinin şirketin özvarlığının ortaya çıkmasına büyük yardımının dokunacağını, ödeme projesinin öngörülen şekilde uygulandığını, gerekli tedbirlerin mahkemece alınmasını ve devam eden işlerden beklenen gelirin şirket aktifine girmesi halinde şirketin borcunu ödeyemez durumdan kurtulabileceğini, müvekkili …. Ticaret Limited Şirketi İstanbul Ticaret Odası’na … sicil numarası ile kayıtlı “… Mah. …. Sok. … Bağcılar /İSTANBUL” adresinde faaliyet gösterdiğini, şirket sermayesinin 6.000.000,00 olup bu sermayenin tamamının ödendiğini, şirket hissedarlarının %50 paya karşılık … ve %50 paya karşılık ise … olduğunu ve müvekkili şirketin tüm borçlarında da aynı zamanda müteselsil kefil olduğunu, aynı zamanda şirketin bir çok borcu içinde gayrimenkullerini ipotek olarak verdiklerini, bu nedenle de konkordatonun başarılı olabilmesi için hem müvekkili şirket hem de müvekkili şirketin ortakları içinde konkordato mühleti talep etmek zorunluluğu hasıl olduğunu, yaşanan ekonomik kriz, kur farklarının sürekli artışı, iç piyasada kendisini gösteren satış güçlükleri de müvekkili şirketin ödeme güçlüğüne düşmesinin başlıca nedenlerini oluşturduğunu, müvekkili şirketin ve şirketin ortaklarının ödeme güçlüğünden ve bu güçlük dolayısıyla müvekkili şirket aleyhine yapılan ve yapılacak olan icralardan dolayı borca batık duruma düşeceğini ve dolayısıyla iflastan kurtulmak ve yine borçlarını vadesinde ödeyememesi dolayısıyla borçlarını ödeyebilmek ve şirketin faaliyetlerini devam ettirebilmek için İİK 285 maddesi uyarınca konkordato mühleti talebinde bulunmak zarureti hasıl olduğunu, şirketin mevcut borçlarının konkordato tekliflerinde belirttikleri dört yıllık bir vadede tamamının % 100’nün ödeneceğini, iflasına karar verildiğinde ise malvarlığının cebri icra yoluyla ( iflas tasfiyesi yoluyla) satılması durumunda alacaklıların alacaklarının ancak % 40’ını alabileceğini hatta bir çok alacaklının iflas tasfiyesi neticesinde hiç bir pay alamayacağını, alacak olanlarında iflas tasfiyesine ilişkin uzun sürecin sonunda % 20 gibi alacağına kavuşacağı maddi gerçekliği karşısında müvekkili şirketin konkordato teklifinin alacaklılarca kabulü halinde alacaklılar alacaklarının %100’ünü dört yıl içerisinde elde edecekleri gibi müvekkili şirkette faaliyetlerine devam edebileceğini hem istihdam yaratacak hem de ülkemize katma değer oluşturacağını belirterek tensip kararı ile birlikte, İİK. 287. maddesi muvacehesinde müvekkili şirketler hakkında üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesini, konkortado tekliflerine ilişkin olarak prosedürün işletilmesi kapsamında müvekkili şirket ve ortaklarına bir yıl süre ile kesin mühlet verilmesini, komiser tayinine ve gerekli sürecin yürütülmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/562 E. 2020/87 K. sayılı ve 04/02/2020 tarihli kararı ile; borçlu şirket yönünden gerekli şartlar oluştuğundan konkordato talebinin kabulü ile konkordatonun İİK’nın 306 nci maddesi uyarınca tasdikine, borçlu gerçek kişiler yönünden ise konkordato projesinin 302 nci maddede belirtilen çoğunlukla kabul edilmiş olması gerekli olup İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki koşul borçlu gerçek kişiler yönünden gerçekleşmediğinden borçlular … konkordato taleplerinin ayrı ayrı reddi ile bu kişiler hakkında verilen kesin mühletin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı … AŞ vekili 20/02/2020 tarihinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kesin mühlet verildiği 05/11/2018 tarihi itibariyle davacı şirketin müvekkili bankaya 21.402.634,22 TL borcu bulunduğunu, 11/01/2020 tarihinde Alacaklılar Toplantısı yapılmışt ise de rehinli alacaklar ile ilgili bir proje oylaması yapılmadığını, rehinli alacakların konkordato kapsamında olup olmadığı hususunda İlk Derece Mahkemesi tarafından hüküm ihdas edilmediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun E. 2017/12-2454 K. 2019/839 T. 02/07/2019 sayılı kararında ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere; 6100 Sayılı HMK’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. Maddesine göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğini, bu yasal düzenleme uyarınca Mahkeme hükmünün açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde olması gerektiğini, Yerel Mahkeme kararında, rehinli alacaklılar bakımından konkordato projesi kabul edilmemiş olmasına rağmen, rehinli alacakların bağlayıcı hale gelen konkordatodan istisna olduğunun belirtilmediğini, İİK m.308/h düzenlemesine göre, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalar ve ödeme planlarının kararda gösterilmesi gerektiğinden, maddenin aksi kavramından eğer bir anlaşma olmamış ise infazda tereddüt ve şüphe doğurmamak bakımından, rehinli alacakların konkortato projesine tabi olmadığının açıkça belirtilmedi gerektiğini, İİK m.308/c f.3 hükmüne göre rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacaklılarının (rehinli alacaklar) bağlayıcı hale gelen konkordatoya tabi olmayacağı düzenlemesi mevcut olup bu ayrıksı durumun kararda belirtilmesinin yasal zorunluluk olduğunu, bu doğrultuda rehinli alacaklı statüsünde olan müvekkili açısından; alacakların takibe konu edilip edilemeyeceği, açılmış olan takiplere devam edilip edilmeyeceği ve rehinli malların cebri satışlarının yapılıp yapılamayacağı, tasdikine karar verilen konkordatonun rüçhanlı alacaklar açısında bağlayıcılığının olup olmadığı hususunun belirsizlik addettiğini belirterek rehinli alacaklar yönünden İİK m. 308/c ile m. 308/h hükümleri doğrultusunda karar ihdas edilmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının iptaline ve bağlayıcı hale gelen konkordatonun rehinli alacakları kapsamadığına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Talep, İİK’nun 285. ve devamındaki maddeler uyarınca konkordato istemine ilişkindir.Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. Konkordato yapılış biçimine göre tenzilat konkordatosu, vade konkordatosu ve karma konkordato olarak üçe ayrılmaktadır. İmtiyazsız alacaklıların, kanunda öngörülen usule göre borçludan olan alacaklarının belli bir yüzdesinden feragat etmeleri halinde tenzilat konkordatosu, alacaklıların alacaklarından feragat etmeksizin, borçların vadesinin yeniden düzenlenmesi suretiyle daha sonraki bir tarihe ertelenmesi veya ödemenin taksitlere bağlanması durumunda vade konkordatosu, hem borçtan indirim yapılması hem de vadeye bağlanması halinde ise karma konkordato gündeme gelir.2004 sayılı İİK’nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154.maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154.maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu … Mah. … Sok. Güney Plaza No:… Bağcılar/İstanbul adresindeki asliye ticaret mahkemesi, davacı gerçek kişiler … yönünden ise dava tarihi itibariyle yerleşim yerleri olan … Mahallesi … Kapı No:… Esenyurt/İstanbul adresindeki asliye ticaret mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1.f bendinde vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması dava şartları arasında sayılmış, 6098 sayılı TBK nun 504. maddesinde vekaletin kapsamı düzenlenmiş ve TBK 504/3 bendinde “Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez…” düzenlemesine yer verilmiştir. Yine davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren haller 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde düzenlenmiş olup anılan yasal düzenleme uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletnameler ile borçlu şirket ve şahıslar vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır.Borçlular vekili tarafından İİK 286.maddesi uyarınca gerekli belgeler eklenmek suretiyle 06/06/2018 tarihinde konkordato talebinde bulunulmuştur. Borçlu … Ticaret Limited Şirketinin ön projesine göre; sermayesinin 6.000.000,00 TL olup tamamının ödendiği, şirketin 30/04/2018 tarihli toplam varlıklarının 49.476.749,00 TL, borçlarının toplamının ise 41.215.720,00 TL olduğu ancak mevcut varlıklarından şüpheli hale gelmiş 9.500.000,00 TL tutarındaki alacağın ve 4.000.000,00 TL tutarındaki stok değer kaybı ile 1.100.000,00 TL tutarındaki teminat gideri düşüldükten sonra kalan aktif toplamının yaklaşık 35.000.000,00 TL civarında olacağı ve şirketin iflası halinde diğer aktif varlıklarında ciddi değer kaybı meydana geleceği, toplam aktiflerin en az %30-35 civarında bir değer kaybına tekabül edecek şekilde 10.000.000,00 TL tutarındaki değer kaybını da ilave ederek oluşacak toplam değer kaybının 24.600.000,00 TL olacağı, paraya çevrilebilen varlıklar toplamının ise 25.000.000,00 TL civarında gerçekleşecek olup ancak bu tutar kadar alacaklıların tahsil imkanının olacağı, bu halde 41.250.000,00 TL – 25.000.000,00 TL = 16.250.000,00 TL tutarında borcun ödenmemiş olacağı, ödenmeyen borcun toplam borca oranı 16.250.000,00 TL / 41.250.000,00 TL = % 40 civarında gerçekleşecek olup alacaklıların ciddi mağduriyetine neden olacağı belirtilerek borcunun tamamını 4 yıl içinde 3’er aylık taksitler halinde ödemek üzere konkordato talep ettiği anlaşılmış, 07/10/2019 tarihli revize projede ise borçların tamamının konkordatonun Mahkemece onanmasına ilişkin karar sonrasından itibaren 5 yıl içerisinde (60 Ay) 3’er aylık taksitlerle ödeneceği, mevcut ortaklarca 2020 yılı sonrası konkordato sürecinde 3 yılda toplam 1.500.000,00 TL tutarında daha nakit sermaye artışı yapılacağı, iş bu sermaye artışının konkordato projesinin tasdiki sonrasında likiditeyi artırmak için kullanılacağı, şirket aktifine kayıtlı ancak şirket ticari faaliyetiyle doğrudan ilgili olmayan bir kısım gayrimenkuller ile küçülme stratejisi çerçevesinde atıl duruma düşecek taşıt, makine, tesis ve cihazların satılarak elde edilen nakitlerin öncelikle banka kredi borç ödemelerinde ve şirketin ticari faaliyetlerinin devamında kullanılacağı, şirket ortaklarının kendi şahsi gayrimenkullerini satarak elde edilecek tutarın şirketin, özellikle banka kredi borçlarının ödenmesinde kullanılacağı, ortakların bu şekilde oluşan alacağından vazgeçecekleri, şirketin konkordato sürecinde bilançosunda kayıtlı olan gayrimenkuller ve konkordato talebinde bulunan … ait gayrimenkullerden rayiç değerin üzerinde olan ve Mahkeme ile komiser heyeti tarafından satış izni alınabilecek varlıkların bazılarının satılacağı, iş bu satışlardan şirket konkordato tasdiki sonrası 3 yıl içinde 36.000.000,00 TL’lik gelir hedeflemekte olduğunun belirtilmiştir. Mahkemece, İİK 286.maddesi uyarınca gerekli belgelerin eklendiğinin tespiti ile 08/06/2018 tarihinde İİK 287/1 maddesi uyarınca üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiştir, konkordato geçici komiserleri olarak Dr. … görevlendirilmiş, komiser heyetinden raporlar alınmış, 04/09/2018 tarihli celsede İİK 287/4 maddesi gereğince geçici mühlet süresinin 08/09/2018 tarihinden itibaren iki ay süre ile uzatılmasına, 05/11/2018 tarihli duruşmada İİK’nın 289/3.fıkrasının birinci cümlesi uyarınca 05/11/2018 tarihinden itibaren bir yıl süre ile kesin mühlet verilmesine, 04/11/2019 tarihli ara karar ile kesin mühlet süresinin 05/11/2019 tarihlerinden itibaren 3 ay süre ile uzatılmasına karar verilmiştir. Konkordato komiser heyetince 18/12/2019 tarihinde çekişmeli alacaklar yönünden rapor sunulmuş ve mahkemece aynı tarihli ara karar ile çekişmeli alacakların konkordato nisabında hangi miktar üzerinden dikkate alınacağına dair karar verilmiş olup, istinaf başvurusunda bulunan … AŞ’nin toplam 21.402.634,22 TL olan alacağının 20.000.000,00 TL’si rehinle teminat altına alınmış olduğundan, konkordato nisabında rehin alacağını aşan kısım olan 1.402.634,22 TL’nin dikkate alınmasına karar verilmiştir. Konkordato geçici komiserleri Dr. … tarafından sunulan 21/01/2020 tarihli komiser raporunda özetle; şirketin sermayesinin 6.000.000,00 TL’den 10.000.000,00 TL’ye çıkartıldığı, Mahkemeden alınan onay ile şirketin … plakalı aracının satışının gerçekleştirildiği, şirket aktifinin net +57.460.280,25 TL olduğu, borçlunun konkordatoya tabi borçlarının 23.640.950,61 TL ve rehinli (teminata bağlı) borçlarının 31.788.227,47 TL olup toplam 55.429.178,08 TL borcu olduğu, borçlunun rehinli borçlarına faiz işlemeye devam ettiği için borç rakamının büyümekte olduğu, şirket tarafından sunulan konkordato revize projesinde ödemeler için alacaklıların alacaklarının tamamının 5 yıllık vadede ödenmesi teklif edilerek, ıskonto ve benzeri bir husus teklif edilmediğinden her ne kadar şirketin rayiç değerlerle yapılan özvarlık tespiti +57.460.280,25 TL olarak belirlenmiş ise de, faiz işleyen rehinli borçlar dikkate alındığında, muhtemel bir iflas halinde varlıkların reel değerlerinden %40 – %50 değerle paraya çevrilme ihtimalinde alacaklıların alacaklarının tamamına kavuşamayacağından bahsedilebileceği, dolayısıyla (İİK 305/a md çerçevesinde) adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağı, bu sonuç karşısında borçlunun projedeki ödeme teklifinin iflasa nazaran alacaklılar açısından daha avantajlı olduğu, revize proje kapsamında satış ve karlılık hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi, revize projede öngörülen sermaye artışı ile ortaklara ve şirkete ait gayrimenkul satış taahhütlerinin yerine getirilmesine bağlı olarak (İİK 305/b md çerçevesinde) teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, konkordatoya tabi alacaklıların alacak toplamının 23.640.950,61 TL ve toplam alacaklı sayısının 129 olduğu ve toplam alacak miktarı 14.110.454,96 TL olan 80 alacaklının toplantı ve iltihak ile olumlu oy kullandığı İİK 302/3 maddesindeki “kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını” çoğunluğunun sağlandığı, İİK m. 206 birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılara ilişkin borçlu şirketin ödemediği bir borç tespit edilmediği ayrıca mühlet içerisinde komiserin onayı ile doğmuş borçların şirketin aylık sabit giderlerinden ibaret olup bu olağan işletme giderlerinin ifası bakımından şirketin mevcut mali durumu yeterli olup ödemelerin her ay düzenli olarak yapıldığı, İİK m. 305/d bendine ilişkin şirketin yerine getiremediği bir koşulun söz konusu olmadığı, konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden Harçlar Kanunu m. 51 hükmü gereğince binde 2,27 oranında konkordato tasdik harcı yatırılması gerekmekte olup bu çerçevede harcın 53.664,96 TL (konkordatoya tabi adi borç toplamı olan 23.640.950,61 TL X %o 2,27 = 53.664,96 TL) olduğu, konkordato harcı olarak hesaplanan 53.664,96 TL’nin yatırılması şartıyla davacı şirket yönünden konkordatonun tasdiki için İİK m. 305’de öngörülen tüm koşullar gerçekleştiğinden, davacı şirketin konkordatonun tasdiki konusunda olumlu görüş bildirmişlerdir. Davacı …nın korkordatoya tabi alacaklıların alacakları toplamının 295.119,48 TL ve alacaklı sayısının 9 olup, alacaklılar toplantısına hiçbir alacaklının katılmadığı, iltihak süresi içerisinde de oy kullanmadıklarından İİK m. 302/3’ün a veya b bentlerinde öngördüğü düzenlemeye uygun şartlarda bir çoğunluk sağlanamadığı ve konkordatonun tasdiki için gerekli olan İİK m. 305/c hükmündeki şart oluşmadığı, Davacı ….’nın korkordatoya tabi alacaklıların alacakları toplamının 275.484,40 TL ve alacaklı sayısının 6 olup, alacaklılar toplantısına hiçbir alacaklının katılmadığı, iltihak süresi içerisinde de oy kullanmadıklarından İİK m. 302/3’ün a veya b bentlerinde öngördüğü düzenlemeye uygun şartlarda bir çoğunluk sağlanamadığı ve konkordatonun tasdiki için gerekli olan İİK m. 305/c hükmündeki şart oluşmadığını bildirmişlerdir. Mahkemece bilirkişi ….’den alınan 03/02/2020 tarihli bilirkişi raporunu özetle; … San. ve Tic. Ltd. Şti. bakımından İİK’nın 305’inci maddesinde sayılan tüm şartların birlikte gerçekleştiği, alacaklılar tarafından tasdik edilen revize ön projeye göre konkordatoya tabi borçların tamamının faiz vb. ödemeden konkordatonun mahkemece onanmasına ilişkin karardan itibaren 5 yıl içerisinde (60 ay) 3’er aylık taksitlerle ödeneceği, … bakımından ise projenin onaylanması için İİK’nın 302’nci maddesi kapsamında gereken çoğunluğun sağlanmadığını, dolayısıyla projenin onaylanmadığı, nihai olarak anılan şahıslar yönünden İİK’nın 305’inci maddesinde yer alan tasdik şartlarının oluşmadığı belirtilmiştir. İİK 287.maddesinde, borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı” kavramı altında ifade edilmiştir. İİK 289. maddesinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği düzenlenmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme olasılığına sahip olmasıdır. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku – Av. Sümer Altay, sayfa 112, 1.Cilt). İİK’nın 286/1-a maddesinde “borçlunun talebiyle birlikte borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje ibraz etmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Konkordatonun amacı borçluyu borçlarından ve eğer iflas şartlarını taşıyorsa muhtemel bir iflastan kurtarmak, alacaklıların da belirli bir vadede ve/veya indirimle alacaklarını tahsil etmelerini sağlamaktır. Bu yapılırken özellikle alacaklıların sürece dahil edilmesi, alacaklıların, komiserin ve mahkemenin katılımı ile nihai projenin oluşturulması ve konkordatonun başarıya ulaşması için iş birliğine gidilmesi gerekir. Projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığının değerlendirilebilmesi yönünden, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalıdır. Borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ile konkordato amacına ulaşacaktır.Somut olayda borçlu şirket tarafından sunulan ön proje, komiser heyetinin tavsiyeleri, bu kapsamda yapılan değişiklikler, revize proje bir arada değerlendirildiğinde; 6.000.000,00 TL olan sermayesinin 10.000.000,00 TL’ye çıkartıldığı, yine 1.500.000,00 TL sermaye artırımı öngörüldüğü, şirketin aktifinin net +57.460.280,25 TL olduğu, borçlunun konkordatoya tabi borçlarının 23.640.950,61 TL ve rehinli (teminata bağlı) borçlarının 31.788.227,47 TL olup toplam 55.429.178,08 TL borcu olduğu, rehinli alacaklar yönünden faiz işlemeye devam ettiği için iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutarın daha az olacağı, şirketin tasdik süreci içerisinde gerek şirkete ait gerekse ortaklara ait gayrimenkulleri satarak ödemeleri yapılacağı ve konkordatoya tabi borçlarının tamamını 5 yıl içinde 3’er aylık taksitler halinde ödeyeceği, İİK 305.maddesine göre konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartlar değerlendirildiğinde yasal düzenleme uyarınca alacaklılar yönünden teklif edilen tutarın, iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, konkordato projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edildiği, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılara ödenmeyen bir borcun bulunmadığı ve mühlet içerisinde komiserin onayı ile doğmuş borçların şirketin aylık sabit giderlerinden ibaret olup bu olağan işletme giderlerinin ifası bakımından şirketin mevcut mali durumunun yeterli olduğu ödemelerin her ay düzenli olarak yapıldığı, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edildiği, bu durumda tasdik için tüm koşullarının gerçekleştiği belirlenmiş olup bu çerçevede mahkemenin davacı şirket yönünden konkordatonun tasdiki kararı yerindedir. Davacılar … ve … bakımından ise projenin onaylanması için İİK’nın 302’nci maddesi kapsamında gereken çoğunluk sağlanmadığından İİK’nın 305’inci maddesinde yer alan tasdik şartlarının oluşmadığı sabittir.15/03/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 37 maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemesi ile itiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri düzenlenmiştir. Konkordato tasdik kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında 10/02/2020 tarihinde ilan edilmiştir. Yasal düzenleme gereğince itiraz eden alacaklıların istinaf yoluna başvurabileceği son tarih 20/02/2020 tarihi olup, alacaklı …bank AŞ vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olduğu tespit edilmiştir. Rehinle temin edilmiş alacakların konkordatodaki durumu İİK’nın “Konkordatonun hükümleri” başlıklı 308/c maddesinde gösterilmiştir. Buna göre tasdik edilen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir. Ancak 206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamındaki kamu alacakları konkordatonun kapsamı dışındadır. Buna göre mülkiyeti borçluya ait bir malın rehniyle teminat altına alınmış alacaklar konkordato kapsamında olmayıp, zamanında ve tam olarak ödenir. İİK 308/h maddesi “rehinli alacaklılarla müzakere şartları ve yapılandırmanın hükümleri” başlığı ile düzenlemiştir. İİK 308/h.9 fıkrasında “Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması hâlinde uygulanır. 285 ilâ 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda borçlunun rehinli alacakların yapılandırılması yönünde bir teklifi bulunmamakta olup, yasal düzenleme gereğince rehinli alacakların konkordatoya tabi olmadığı ve İİK 285 ilâ 309/l maddelerinin açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmayacağı sabit olduğundan alacaklı …. AŞ vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Ayrıca hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ise de; konkordato tasdiki yargılamasına ilişkin İİK 285 vd maddelerinde belirlenen prosedür gereğince üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanı mevcut olmayıp, ancak anılan usul gereğince hareket etme olanağı bulunmaktadır. Yani konkordatonun tasdiki yargılaması bir “çekişmesiz yargı işi” olduğundan, bu yargılamaya alacaklıların müdahil olarak katılması mümkün değildir. Mahkemenin yargılama aşamasında, alacaklıları asli müdahil olarak kabulü ve gerekçeli karar başlığında asli müdahil olarak göstermesi yerinde olmayıp, alacaklı sıfatıyla gösterilmeleri gerektiğinden bu husus eleştiri konusu yapılmıştır. Açıklanan nedenlerle; alacaklı … AŞ vekilinin istinaf başvurusu yerinde olmadığından ve resen yapılan incelemede ise ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden alacaklı …AŞ vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince alacaklı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken başvuru harcı 148,60 TL ile istinaf karar harcı54,40 TL … AŞ tarafından yatırılmış olmakla Hazineye gelir kaydına,3-Alacaklı … AŞ’nin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK 308/a maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/11/2020