Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1661 E. 2023/1076 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1661
KARAR NO: 2023/1076
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/287
KARAR NO: 2019/946
KARAR TARİHİ: 22/10/2019
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket, 13.08.2007 tarihli Seri … Sıra No:… sayılı fatura ile … Marka … Tipi … Model Siyah renkli … plaka sayılı … Şasi ve … Motor nolu aracı … Tic. Ltd. Şti.’den kullanılmamış, sıfır araç olarak 112.000,00-USD bedelle satın alındığını, araç satın alımı nedeniyle müvekkili şirketin … Bankası A.Ş.’de yer alan banka hesaplarından 07.08,2007 tarihinde 100.000,00 USD ve 09.08.2007 tarihinde 12.000,00 USD araç bedeli davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait banka hesaplarına havale edildiğini, … Bankası A.Ş, Hadımköy Şubesi tarafından düzenlenen 12.11.2012 tarih ve … muh. numaralı belge ile 112.000,00-USD bedelin davalı şirket hesaplarına ödendiğinin sabit olduğunu, davalı diğer … Tic. Ltd. Şti. ise davaya konu bahsedilen … Marka … plakalı aracı yurtdışından getiren ithalatçısı olduğunu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/137823 soruşturma sayılı dosyası ile davalı şirketler ve yetkilileri hakkında devam eden söz konusu aracın ithalat ve gümrük işlemleri ile ilgili ceza soruşturması kapsamında, İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/613 D. İş nolu 17.10.2012 tarihli alınan “El Koyma Kararı” gereğince müvekkili şirkete ait araca CMK. M. 127 gereğince 15/11/012 tarihinde el konulduğunu, sözleşmeden döndüklerini belirterek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin sözleşmeden döndüğünün tespitini, sözleşme bedeli olan 112.000,00-USD’nin el konulma tarihinden itibaren işleyecek azami faizi ile tahsilini müvekkil şirketin araca el konulma tarihinden bu yana araç üzerinde tasarrufu bulunmamasına rağmen ödemek zorunda kaldığı 17.030,00-TL ve yargılama süresince ödeyeceği tüm vergiler ile yasal faizin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalının … Tic. Ltd. Şti. aracın ithalatçısı olmadığını, TBK bağlamında ayıba karşı tekeffülü sorumluluğunda müvekkili ithalatçı … Tic. Ltd. Şti.’nin sorumluluğu da bulunmadığını, davacının ithalata ilişkin Mahkemeyi yanıltmaya yönelik beyanlarının davanın konusu olmadığını, davacının ithalat sürecine ilişkin beyanlarının dikkate alınmaması gerektiğini, davacı dava dilekçesinde müvekkilinin ağır kusurlu olduğundan bahisle sözleşmeden dönme beyanında bulunduğunu, soruşturma dosyası kapsamında araca el konulması sebebiyle davalıların kusurunun bulunmadığını, davacının davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğunu ve satıcı şirketin de malın ayıplı olduğunu belirttiğini, fakat şirketlerin bağımsız ve müstakil şirketler olduğunu ve her birinin ayrı tüzel kişilikleri olduğunu, dolayısıyla davacının haksız taleplerinin her iki şirket arasında bağ kurarak tahsil etme isteğinin hukuk dışı olduğunu, davacının 242,502,40-TL fahiş talebinin kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, davacının yabancı paraya uygulanacak en yüksek faiz talep ettiğini ve, bu talebin kabulü de mümkün olmadığını, davacının haksız ve hukuka aykırı taleplerinin 142.474,14 -TL bedelli faturaya dayanmakta olup yabancı paraya uygulanacak faiz türünün uygulanmasına ilişkin talebin reddedilmesi gerektiğini ve davacının ödediği KDV bedelinin de iadesinin talep edilmesi gerektiğini, davacının MTV borcunu zaten ödemekle yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Islah Dilekçesi Davacı vekili tarafından sunulan bila tarihli dilekçe ile talep sonuçlarından bir tanesi ıslah edilerek davacı tarafından ödenen 17.030,00 -TL Motorlu Taşıtlar Vergisi ödemelerini, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faaliyetiyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu aracın tekrar iktisap edilmesi adına davacı tarafından yapılan 17.263,00 -TL tutarında ödemenin yapıldığı 17/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Yargılama aşamasında, dava konusu aracın üzerindeki el koyma kararının İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/333 Esas sayılı 11/09/2017 tarihli kararı ile kaldırılması nedeniyle, davaya konu aracını teslim alan davacı talebini ıslah ederek, sadece ödemiş olduğu Motorlu Taşıtlar Vergisi ve diğer ödemelerin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, her ne kadar davacı mevcut durumda dava konusu aracın maliki olsa dahi el koyma kararı verildiği ve el koyma kararının kalktığı tarihler arasından haklarını kullanamadığından; davalı şirketlerin, davaya konu araca el konulduğu 12/11/2012 tarihi ile aracın mülkiyetinin kamuya geçtiği 15/09/2014 tarihleri arasında davacının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gebze Gümrük Müdürlüğü hesabına ödemiş olduğu toplamda 17.038,01-TL tutarında Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden ve el konulan aracın iadesi amacıyla 17/08/2017 tarihinde davacı tarafından ödenen 09/05/2017 tarihli 30061 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre Gümrük Vergilerinin Eksik Ödenmesi Nedeniyle El Konulan Kara Taşıtlarının Sahiplerine İadesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 5. maddesinin 7. fıkrasına göre hesaplanan Özel Tüketim Vergisi’nin %25’lik tutarına tekabül eden 17.263,00-TL den sorumlu oldukları anlaşıldığından, davacı tarafından ödenen 17.030,00-TL Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin ve el konulan aracın iadesi amacıyla ödenen 17.263,00-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacıya iadesi yönünde” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ 1-Davalı Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ağır ceza yargılamasında görülen dava dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, aracın davacı tarafta teslim alındığından dolayı davanın konusuz kaldığını, davalının kusurunun henüz ispatlanamadığını, her iki davalı şirketten ayrı ayrı bedelin tahsil edilmeye çalışılmasının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. 2-Davalı Müflis … Tic. Ltd. Şti. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça yapılan ıslahın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ÖTV ve MTV ödemelerine sebebiyet verenin müflis şirketi olmadığını, davacının aracına kavuşmuş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığını davalarının hiçbir kusuru bulunmadığını, belirlenen miktarın müteselsilen müştereken tahsiline dair bir ibare yer verilmediğini de ayrı ayrı tahsil edilmesi halinde hak kayıplarına sebebiyet verileceği, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde;Dava, davacı tarafından satın alınan araçla ilgili olarak kullanılamayan dönemde ödenen vergi bedelleri ve aracın tekrar iktisap edilmesi amacıyla yapılan ödemelerin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.Uyuşmazlığa … plakalı aracın … San. A.Ş adına kayıtlı olduğu, hususi kullanım amacı olduğu, araç üzerine 23/10/2012 tarihinde İstanbul Kaçakçılık Bürosu tarafından ihtiyati tedbir kararı verildiği tespit edilmiştir. Davalılardan … San. Tic. Ltd. Şti.’nin ünvan değişikliği ile yeni unvanının … San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu ve tasfiye sürecine girdiği ve şirket unvanının Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak değiştiği dosyada mübrez İstanbul Ticaret Sicil Gazetesi örneğinden anlaşılmaktadır. Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/200 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; sanıklar …, …, …, …, …, … aleyhine Zincirleme 5607 Kaçakçılıkla Mücadele Yasasına Aykırılık, Zincirleme Resmi Belgede Sahtecilik suçları nedeniyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 2014/333 E. sayısına tevzisinin yapıldığı ve İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/333 Esas nolu dosyasında sanıklar aleyhine Zincirleme 5607 Kaçakçılıkla Mücadele Yasasına Aykırılık, Zincirleme Resmi Belgede Sahtecilik suçları nedeniyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Ceza dosyasına sunulan dava konusu aracın da yer aldığı araçlarda kıymet noksanlığı olduğu, davalı … yetkilisi sanık …’in eksik ödemede bulunduğu, diğer sanıklar …, …, …’ın …’e ait şirketlerin çalışanları olduğu yönünde rapor sunulmuştur. Yargılama sonucunda 11/09/2017 tarihinde davaya konu … plakalı aracın kurum tarafından hak sahibine iadesine el koyma kararının kaldırılmasına karar verildiği belirtilmiştir. Uyuşmazlığa konu ve 15.11.2012 tarihinde el konulan araçla ilgili olarak yapılan ödemelere ilişkin incelemede; davacı tarafından 31/01/2013 tarihinde 4.175,50-TL, 31/07/2013 tarihinde 4.175,50-TL, 31/01/2014 tarihinde 4.339,50-TL, 04/08/2014 tarihinde 4.347,61-TL MTV ödeme yaptığı ve 17/08/2017 tarihli … Bankası’na ait dekontta ‘2014/333 Esas sayılı dosyaya konu’ açıklamasıyla 17.263,00-TL ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Muhasebe Finas uzmanı …, Makine Yük. Müh. Prof.Dr. …, Gümrük mevzuat ve ithalat uzmanı … ve Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi Prof.Dr … tarafından 12/04/2016 tarihinde düzenlenen kök raporda özetle; davacının davalı …’dan, dava tarihi itibariyle, 120.000,00-USD tutarında iade alacağının bulunduğu; bu alacağın, davacının talebi gibi, el koyma tarihi olan 15.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek, döviz yasal faizi (3095 sayılı Kanun md.4/a) ile birlikte tahsili gerektiği; davacının, davalı/…’dan ayrıca, dava tarihi itibariyle, 17.030,00-TL tutarında vergi ödemesi alacağı bulunduğu; bu alacağın, talebi gibi ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek, talebi gibi yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiği; davacının, diğer davalı …’dan da, haksız fiil hükümlerine istinaden aynı taleplere hak kazandığı; fakat 1 yıllık normal haksız fiil zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmuş olduğu; davalı …’ın Gümrük Mevzuatına aykırı şekilde ülkeye dava konusu aracı ithal etmesi, aynı zamanda ceza kanunlarında düzenlenmiş bir suç niteliğindeyse ve bu suçun ceza zamanaşımı süresi 1 yıldan daha uzunsa, davacının, davalı …a yönelik bu davadaki talebinin, işbu ceza zamanaşımı süresine tabi olacağı; ne var ki, davalının bu davranışının suç olup olmadığı ve eğer suç ise ceza zamanaşımı süresinin ne olduğu uzmanlık alanımıza girmediğinden, bu konuda takdirin Mahkemeye ait olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda ise; davacının davalılardan dava tarihi itibariyle 84.000,00-USD tutarında iade alacağının bulunduğunu, bu alacağın talep gibi el koyma tarihi olan 15/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek döviz yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiği, davacının davalılardan 17.030,00-TL tutarında vergi ödemelerinden kaynaklanan zarar alacağı bulunduğu, bu alacağın talep gibi ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiği, dava tarihi itibariyle her iki davalı bakımından da davada zamanaşımı süresinin dolmamış olduğu, davacı alacağından davalıların müteselsilen sorumlu olduklarını, görüş ve kanaati rapor edilmiştir. İTÜ Mak. Fak. Öğr üyesi Prof. Dr. … tarafından 06/03/2019 tarihinde sunulan raporun sonuç kısmında ise; davacı şirketin aracına el konulduğu 12/11/2012 tarihinden aracın mülkiyetinin kamuya geçtiği 15/09/2014 tarihine kadar ödemiş olduğu Motorlu Taşıtlar Vergileri toplamının 17.038,01-TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılaması sonunda davalı yönünden ayrı ayrı hesaplama yapılarak davanın kabulüne dair karar verildiği belirtilmiş davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Dairemizce HMK’nin 355. maddesi uyarınca yapılan inceleme: İstanbul … İcra Dairesi’nin 28.04.2017 tarihli yazısında, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … Sicil sayısında (vergi No: …) Kayıtlı Müflis … Limited Şti.’nin (… Mah. … sokak … ticaret Merkezi,K…, ….Blok No: …/Şişli-İSTANBUL) İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/177 Esas sayılı dosyasından 23/12/2016 günü saat: 13,48’den itibaren iflasın açılmasına karar verildiği, İflas tasfiye işlemleri İİK’nin 218 maddesi gereğince Basit Tasfiye olarak dairemizce yürütülmekte olduğu, davacı … Valf San. A.Ş. tarafı vekili Av. … tarafından 28/04/2017 günü 512.908,06-TL alacak talebinde bulunduğu ve Kayıt no 5 olarak dosyaya kaydedildiği ancak, alacak talebinin kabul yada reddi hakkında henüz bir karar verilmediği belirtilmiştir. Bu halde davacı tarafça davalı müflis şirket yönünden açılan alacak davasının kayıt kabul davasına dönüştüğü, alacak davası ile kayıt kabul davasının yargılama usullerindeki farklılıklar nazara alındığında; bu davalı yönünden kayıt kabul davasının tefrik edilerek mahkemenin ayrı esasına kaydedilmesi ve kayıt kabul davası olarak yargılamanın yapılması gerektiği ancak bu hususun gözardı edildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili tarafından sunulan ıslah dileksine yönelik itirazların değerlendirilmesi:Davanın açıldığı tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüktedir. Islah müessesesi kanunun altıncı ayrımı olan “ıslah ve maddi hataların düzeltilmesi” başlığı altında 176 ile 182. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Islah, iddia ve savunmayı genişletme ve değiştirme yasağının istisnası olup, iddia ve savunmayı genişletme ve değiştirme sayılmayan hallerde yahut karşı tarafın buna rıza gösterdiği hallerde ıslaha başvurulmasına gerek yoktur. (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, B.2, Ankara, 2014, s.346) HMK’nin 176. maddesi gereğince taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir ve aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Islah tamamen veya kısmen olabilir. Maddenin gerekçesinde de davacının dava dilekçesinde belirttiği dava sebebini değiştirebileceği, örneğin; daha önce belirttiği ödünç sözleşmesi sebebini değiştirip, sebepsiz zenginleşme sebebine dayanabileceği, daha önce istediği Ellibin Türk Lirasını Yüzbin Türk Lirası’na çıkarması mümkün olduğu gibi, aynen talep ettiği otomobilden vazgeçip, ıslah yolu ile değerini isteyebileceği yahut otomobilden tümüyle vazgeçip, ıslah yolu ile bilgisayar istemesinin mümkün olduğu belirtilmiştir. Kanun’un davanın tamamen ıslahını düzenleyen 180. maddesine göre; davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi halde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir. Davacı, davasını değiştirmek için tam ıslah yoluna başvurmakla, ıslahla talep sonucu yahut dava sebebi değiştirilebilir. Talep sonucunun veya dava sebebinin kısmen genişletilmesi yahut değiştirilmesi tam ıslah olmayıp HMK 181. madde kapsamında kısmen ıslahtır (KURU, Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, 2016). Bilindiği üzere, ıslah 2 çeşit olup, bunlardan biri davanın tamamen ıslahı (m.180), diğeri ise kısmen ıslahtır (m.181) Davacı, davasını değiştirmek için davalı tarafın açıkça muvafakat etmediği durumlarda tamamen ıslah yoluna başvurur. Davacı davasının tamamen ıslah ederek talep sonucunu değiştirebileceği gibi, davasını tamamen ıslah ederek dava sebebini yani davasının dayanağı olarak gösterdiği vakıaları değiştirebilir. Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde, sözleşme bedeli olan 112.000,00-USD’nin (242.502,40 TL) ve ödemek zorunda kaldığı 17.030,00-TL (MTV) davalılardan tahsilini talep etmiş, sunulan ıslah dilekçesinde de 17.030,00-TL Motorlu Taşıtlar Vergisi ödemelerini, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faaliyetiyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu aracın tekrar iktisap edilmesi adına davacı tarafından yapılan 17.263,00-TL tutarında ödemenin yapıldığı 17/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ettiği nazara alındığında, sunulan tam ıslah dilekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu ve aksi yöndeki istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ceza Dosyasının bekletici mesele yapılması yönünde yapılan inceleme: Dosya kapsamına göre; 13.08.2007 tarihli Seri .. Sıra No:… sayılı fatura ile … Marka … Tipi … Model Siyah renkli … plaka sayılı … Şasi ve … Motor nolu aracı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’den 112.000,00-USD bedelle satın alındığı, araç üzerine 23/10/2012 tarihinde İstanbul Kaçakçılık Bürosu tarafından ihtiyati tedbir kararı verildiği, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/333 Esas sayılı dosyası ile davalı şirketlerin yetkilileri hakkında dava konusu araç ve başkaca araçlarla ilgili olarak Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na aykırılık ve sahtecilik suçlarından kamu davasının açıldığı, 11/09/2017 tarihinde davaya konu … plakalı aracın kurum tarafından hak sahibine iadesine ve el koyma kararının kaldırılmasına karar verildiği sabittir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2022/5113 Esas, 2022/6499 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere satım sözleşmesinin yerine getirilmesi için geçirilen hakkın, objektif bir hukuk kuralından ötürü sakatlanmış bulunması, satılanın objektif bir hukuk kuralı nedeniyle öngörülen amaca hizmet edememesi “hukuki ayıp” olarak nitelendirilmektedir. Davacı ile satıcı davalı arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanunu’nun 214. (BK 189) ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen TBK’nin 214. maddesinde, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir 3. kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcının, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. TBK’nin 217. maddesinde (BK 192) “satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa, satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş sayılır ve alıcı satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir.Satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek, ödemiş olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesini isteyebilir” hükmü yer almaktadır. ”…. Aynı yasa maddesinin devam eden bentlerinde de alıcının talep edebileceği diğer hakları sıralanmıştır. Anılan yasa maddeleri hükmünce satıcı kusursuz olsa dahi aracın zaptedilmesinden dolayı alıcı (davacı)ya karşı sorumludur. (bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/6196 E., 2019/2796 K. sayılı ilamı) Emsal nitelikte yer alan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2015/35790 E 2016 /7916 K sayılı ilamında da ”… Hemen belirtilmelidir ki; alıcının, satılanın tamamen zaptı halinde satıcıya karşı ileri sürebileceği bu istemlerin kabul edilebilmesi için, satıcının kusurlu olup olmaması, sonuca etkili değildir. Zira satıcının bu konudaki sorumluluğu, kusursuz sorumluluktur. Bununla beraber satıcı, menfi zarar dışında, hiç bir kusurun kendisine yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alıcının, satılanın zaptı yüzünden uğradığı diğer her türlü zararlarını da ödemekle yükümlüdür. (Borçlar Kanunu Madde 192/son fıkra). Belirtilmektedir. İş bu içtihatlar birlikte değerlendirildiğinde, ceza yargılamasının sonucunun bekletici mesele yapılması yönündeki istinaf sebeplerinin dosya kapsamına uygun düşmediği açıktır. Yukarıda yer alan bilgilerden de anlaşılacağı üzere, satıcı, satılan şeye bir üçüncü kişi tarafından, satım sırasında varolan bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen elkonulmasından alıcıya karşı sorumlu olup, davacı yani alıcı zaptan doğan seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanılabilecektir. Sunulan ıslah dilekçesi ile davacı davasını tamamen ıslah ettiğini belirterek aracı kullanmadığı dönemde ödediği MTV ile aracın tekrar iktisap edilebilmesi adına yapılan masraflardan oluşan zararının davalılardan tazminini talep etmiştir. -Bu haliyle, davalılardan satıcı firma olan Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti. (eski unvan … San. Tic. Ltd. Şti.) yönünden; MTV ödemesinin tahsili talep edilmiş ise de; iş bu ödemenin aracın kullanılma veya kullanılmama durumuna bağlı olmadığı ve bu ödemenin alıcı tarafa düştüğü nazara alındığında, bu talep yönünden davanın reddi gerektiği göz ardı edilmemelidir. Davacının, satıcı firmaya yöneltilen diğer talebi yönünden ise, yukarıda belirtildiği üzere Türk Borçlar Kanunu’nun 214. (BK 189) ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davalı satıcı firmanın sorumluluğuna gidilmesi gerekmektedir. -Davalılardan ithalatçı firma olan müflis şirket … Tic. Ltd. Şti.’nin (… Tic. Ltd. Şti), yönünden ise, Yukarıda gerekçesi belirtildiği üzere iş bu davalıya yöneltilen talepler ile ilgili olarak davanın kayıt kabul davası olarak görülebilmesi için iş bu davalı yönünden dosyanın tefriki ile mahkemece ayrı esasa kaydı yapılarak yargılama yapılması ve yargılama aşamasında iş bu davalının aracın satıcısı değil ithalatçısı olduğu, satıcı ile ithalatçı firmaarasında müteselsil sorumluluk bulunmadığı nazara alınarak satım sözleşmesi nedeniyle sorumlu tutulması gerekip gerekmediği noktasında tespit yapılarak varılacak sonuç dairesinde karar verilmelidir. Tüm dosya kapsamı ve dairemizce yapılan değerlendirmeler bir bütün olarak birlikte ele alındığında; yukarıda yazılı gerekçelerle davalı vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6, 355. maddeler uyarınca kaldırılmasına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalıların istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2014/287 Esas, 2019/946 Karar sayılı ve 22/10/2019 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 ve 355. madde uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine iadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davalılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/07/2023