Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1657 E. 2023/1014 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1657
KARAR NO: 2023/1014
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1042
KARAR NO: 2018/1331
KARAR TARİHİ: 25/12/2018
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete Yangın Sigortası Poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait … Mah. … San. Sitesi …Blok No:.. Gaziosmanpaşa/İst. adresinde bulunan işyerinin, davalıların kullanıcısı ve sigortacısı olduğu bir üst kattaki işyerinin atık su borularında kaçak olması sebebiyle sızan suyun sigortalı işyerine sirayet etmesi neticesinde hasar meydana geldiğini, oluşan hasar nedeniyle sigortalı işyerinde 13.567,50 TL tutarında hasar oluştuğunu, işbu hasar miktarının 21.11.2014 tarihinde müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödendiğini, meydana gelen hasardan davalıların %100 oranında sorumlu olduklarını, işbu hasarın tahsili için davalılar aleyhine İst. Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosya ile icra takibi başlattıklarını, davalıların takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, davalıların itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … Sig. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafın delillerinin kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini, dava konusu hasarın meydana geldiği depo alanının sigortalısının kontrolünde bir alan olmadığından bu boruların bakımı ve ek yerlerinin sabitlenmesi işlemlerinin mağdur işletme tarafından yapılması gerektiğini, sigortalının buraya müdahale etmesinin mümkün olmaması nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun olmadığı, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın talebinin fahiş olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; maddi olayın meydana geldiği depo alanının müvekkili şirkete ait bir alan olmayışından ve söz konusu boruların bakım ve sabitleme işlemlerinin … San. tarafından yapılması gerektiğinden ve bu hususların ilgili şirketçe ihmal edildiğinden müvekkili şirketin maddi hasarlı olay ile hiçbir hukuki bağının ve kat’i surette sorumluluğunun olmadığını, dolayısıyla müvekkili şirketin ilgili maddi hasarlı olaydan sorumlu tutulabilmesi için gerçekleşmesi gereken “illiyet bağı”nın mevcut olmadığını, bu durumda müvekkili şirketin hiçbir ilgi ve bağının olmadığı bir olayda sorumluluğuna gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının talebinin fahiş olduğunu, faiz sorumluluğunun ise dava tarihi itibariyle yasal faizle sorumlu olduklarını belirterek haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… davacı sigorta şirketinin TTK 1472-1481 maddesi gereğince halefiyet nedeni ile açtığı tazminat davası niteliğinde olduğu, davacı tarafından dava dışı … San ve Tic. Ltd. Şti. arasında … nolu Yangın sigorta poliçesi düzenlendiği, davalı …… Ltd. Şti. ile dava dışı sigortalının kullandıkları işyerinin aynı binada davalının üst kat, dava dışı sigortalının alt kat kullanıcısı olduğu, diğer davalı sigorta şirketinin ise davalı … LTd. Şti.’nin … nolu poliçe ile 19.06.2014-19.06.2014 tarihleri arasında meydana gelecek riskleri teminet altına aldığı, riskin 21.08.2014 tarihinde poliçe döneminde gerçekleştiği, dosyamızda yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporlarına göre, dava dışı sigortalı kullanıcı ile davalı … Ltd. Şti.’nin işyerlerinde gerekli risk analizi yaptırmayarak, acil eylem planı yaptırmama, iş güvenliği uzmanı çalıştırmamaktan dolayı davalı ile dava dışı sigortalının TTK 1429 maddesi gereğince – % 50 oranında kusurlu oldukları,d ava dışı sigortalı için meydana gelen hasar ödemesinin makul ve maruf olduğu, davacı sigorta tarafından 13.567,50 TL’nin 21.11.2014 tarihinde sigortalısına ödendiği, sigortalısının yerine geçerek bu bedelin kendi sigortalısına düşen pay hariç olmak üzere TTK 1481 maddesi gereğince talep edebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kubulü ile davalıların 13.567,50 TL’nin 1/1 si olan 6.783,50 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamı gerektiği, taraflar tacir olmakla bu miktara takip tarihinden itibaren 3095 S.Y’nin 2/2 maddesi gereğince avans faizi uygulanması gerektiği, davacı tarafından her ne kadar İİK 67/2 maddesi gereğince tazminat talep edilmiş ise de alacak likit olmayıp yargılama ile belirlendiğinden tazminat talibinin reddi gerektiği belirtilerek 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davalıların İst. And. … İcra Müd. … Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın 6.783,50 TL üzerinde iptali ile takibin devamına, Takip tarihinden itibaren bu miktara avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin reddine, 2-Davacının İİK 67/2 mad. Gereğince talep ettiği tazminatın şartları bulunmadığından Reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece iş sağlığı ve güvenliği uzmanından rapor alınarak dava dışı sigortalıya kusur yüklenilmesinin kabulünün mümkün olmadığı, davaya konu olayın meydana gelmesinde tamamen davalıların kusurlu olduğu takibe kadar faiz işletilmeyerek yalnızca takip tarihinden itibaren faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ödeme tarihinden itibaren avans faizi talep edilebileceği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, işyeri sigorta poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen davalıdan tazmini istemine ilişkindir. TTK’nin “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine 13.567,50 TL asıl alacak ve 808,01 TL işlemiş faiz (21.11.2014-25.05.2015) tahsiline yönelik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçlu … Sigorta A.Ş.’ye 04/06/2015 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu şirket vekilinin 04/06/2015 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Poliçe; 1. poliçe: davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 15.10.2013-2014 dönemlerini kapsar şekilde … nolu poliçe düzenlendiği ve iş bu poliçe ile … Mah. … Sit. …Blok … Gaziosmanpaşa/İstanbul riziko adresinde, faaliyet konusu yerdeki emtia ve demirbaşın sigortalandığı ve ek teminatlar kısmında dahili su hasarının 460.000,00 TL sigorta teminat bedeliyle yer aldığı anlaşılmaktadır.2. poliçe: davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 15.10.2013-2014 dönemlerini kapsar şekilde … nolu poliçe düzenlendiği ve iş bu poliçe ile … Mah. … Sit. …Blok … Gaziosmanpaşa/İstanbul riziko adresinde, faaliyet konusu yerdeki emtia ve demirbaşın sigortalandığı ve ek teminatlar kısmında dahili su hasarının 460.000,00 TL sigorta teminat bedeliyle yer aldığı anlaşılmaktadır. Ekspertiz raporu; sigortalı iş yerinin 2 dükkandan oluştuğu, No:… de ofislerin bulunduğu, No:.. de ise, paletler üzerinde istifli olarak bulunan işlenmiş susamların dip köşe tarafında tavanda üst taraftaki iş yerinin gider borularının bulunduğu, bu borulardan çuvalların üzerine sızdığı, ilk anda çuvalların görüntüyü kapatması nedeniyle durumun fark edilemediği, ancak bir süre sonra ağır koku yaymaya başladığı, sinekler oluşmaya başladığı anda çuvalların alındığı ve arka kısmında bulunan emtianın pis su ile ıslanmış, çürümeye başlamış ve kokmuş olduğunun belirlendiği, yapılmış sayımda 65 adet 25 kg çuval, 8 adet 50 kg çuvalın hasarlı olduğu ve toplamda 2025 kg susamın daha iyi olduğunu belirlendiği, hasar ve emtianın gıda olması ve atık su ile kirlenmiş olması nedeni ile sovtaj değerinin olmadığı, imha edilmesi gerektiğinin uygun bulunduğu, hasarın üst kat iş yerinin atık su borularında kaçak olması nedeniyle sızdığının belirlendiği 2 ayrı dükkan için belirlenmiş 2 ayrı poliçenin olduğu nazara alınarak toplam emtia sigorta bedelinin 747.500,00 TL, 2025 kg İşlenmiş mamul susam bedelinin toplam 13.567,50 TL olarak belirlendiği belirtilmiştir. Aktüer sigorta uzmanı … tarafından düzenlenen 06.02.2017 ön büro teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; binaların konumları ve tanımları açısından çelişki görüldüğü ve raporlar üzerinde çözülemeyen bu çelişkinin giderilmesi için yerinde keşif yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucunda Aktüer sigorta uzmanı …ve inşaat yüksek mühendisi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davalı … Şti.’nin kullandığı işyeri ile dava dışı sigortalının kullandığı iş yerinin küçük sanayi sitesi içinde aynı binada olup, davalının binanın üst katını dava dışı sigortalı ise binanın alt kısmına kullandığı, dava konusu hasara yol açan atık su borusunu davalının kullandığı ve iş yerinin wc ve diğer atık su giderlerinin bağlandığı boru olup döşeme içinden dava dışı sigortalı tarafından kullanılan işyerine indiği ve buradan bina dışındaki ana atık su borusuna bağlandığı, yapılan incelemede susam çuvallarının atık su tesisat borularına değecek şekilde tavan yüksekliği ne kadar istiflendiği ve aynı zamanda yer yer duvar yüzeyine monteli durumunda üzerine dayandırılmış olduğu, tavandan inen veya duvara monte edilmiş atık su boru hattında meydana gelebilecek sızıntı riskine karşı herhangi bir önlem alınmadığı, hasara yol açan atık su borusunun davalı şirket tarafından kullanıldığı, dava dışı sigorta şirketi tarafından da atık su tesisat borularındaki sızma riskine karşı teknik ve malzeme depolama olarak önlem bir tedbir alınmadığı, istifin tesisat borularını kontrolsüz veya kaza ile olumsuz yönde etkileyebilecek şekilde riskli yapıldığı, iş bu nedenle kullandığı işyerindeki atık su tesisat borularında gerekli kontrol ve tadilatları yaptırmada yetersizlik görülen davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %30 oranında kusurlu olduğu, davacının sigortalısı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %70 kusurlu olduğu, buna göre davacının kusur oranında davalıdan talep edebileceği hasar bedelinin 13.567,50 TL x %30=4.070,25 TL olduğu kanaatine varıldığı görüş ve tespitinde bulunmuştur. Mahkemece, taraf vekillerince sunulan itiraz dilekçeleri de nazara alınarak dava konusu sızıntı sebebiyle davacının sigortalısı dava dışı … Ltd. Şti. ile davalı … Ltd. Şti.’nin varsa kusur durumları ve oranı ve hasarlı emtianın değerinin faturalarla uyumlu ve kadri maruf olup olmadığı konusunda Bilirkişiler … ve …’dan rapor alınmış olup, düzenlenen heyet raporunda özetle; dava dışı sigortalının depolama yaptığı alanın gıda güvenliği açısından Türk Gıda Kodeksi Hijyen Yönetmeliğine Uygun olmadığı, ürünlerin tavan ve duvarla bitişik olarak istiflendiği, bu durumun ürünün rutubet değerinde yükselmelere sebebiyet verebileceği ve yükselen rutubetle birlikte mikrobiyolojik tehlikelerin (küflenme gibi) oluşacağı kanaatine varıldığı, davacı tarafın sigortacısı olduğu firmanın davalı firmaya bitişik konumda olduğu ancak kot farkı nedeniyle giriş seviyesinin daha aşağıda olduğu, hasardan hem üst kotu kullanan davalı borularında meydana gelen problemden hem de alt kotu kullanan dava dışı sigortalının hatalı malzeme istiflenmesi ve koşullarının uygun olmaması, boru hattında periyodik olarak yapılması gereken kontrol ve bakım işlemlerinin eksikliği sonucunda zaman içinde ortaya çıkabilecek yıpranma veya eskime nedeniyle olduğu, iş bu nedenle kullandığı işyerindeki atık su tesisat borularında gerekli kontrol ve tadilatları yaptırmada yetersizlik görülen ve oluşan sorunları, atık su sızıntılarını gidermesi yada işyeri sahibine bildirmesi gereken davalı ..San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin %50 oranında kusurlu olduğu, kullandığı işyerindeki atık su tesisat borularında gerekli kontrol ve tadilatları yaptırmada yetersizlik görülen, tavandan inen veya duvara monte edilmiş atık su boru hattında meydana gelebilecek sızıntı riskine karşı herhangi bir önlem almayan, Gıda mühendisinin değerlendirmeleri de göz önüne alınarak gerekli risk analizini yapmayan, malzeme depolama ve istifi tesisat borularını kontrolsüz ve kaza ile olumsuz yönde etkileyebilecek şekilde riskli yapan davacının sigortalısı …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %50 kusurlu olduğu, buna göre davacının kusur oranında davalıdan talep edebileceği hasar bedelinin 13.567,50 x %50=6.783,50 TL olduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir. Mahkemece, dosyada mevcut raporlar kusur yönünden çelişkili olduğundan çelişkinin giderilmesi, tarafların itirazları da değerlendirilmek sureti ile dosyanın bilirkişiler inşaat mühendisi … ve sigorta bilirkişisi …’ye verilerek tarafların kusuru ve hasar bedelinin maruf ve makul olup olmadığı konusunda rapor aldırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişilerden … tarafından sunulan 02/07/2018 tarihli dilekçede, kendi uzmanlık alanı ile ilgili raporunu hazırladığını ve kendi uzmanlık alanında konusunu yazması için diğer bilirkişi …’ye mail yoluyla ilettiğini, ancak … ile telefonda yaptıkları görüşmede davacı sigorta şirketini tanıdığını ve bir kısım işte bu firma ile çalıştığını bu nedenle bu dava dosyasında bilirkişi olarak çalışmasının etik olmayacağını ifade ettiğini, kendisinin dosyaya feragat yazısını vereceğini bildirmesine rağmen dosyaya böyle bir yazı sunmadığını ve kendisinin defalarca aramasına rağmen hiç bir şekilde kendisi ile irtibat kuramadığını, bilirkişi raporunu daha fazla gecikmeye mahal vermemek için sadece kendi uzmanlık alanıyla ilgili kısımları yazmak suretiyle raporunu teslim ettiğini bildirdiği ve Bilirkişi (İnşaat Mühendisi/İş Güvenliği Uzmanı) … tek başına düzenlediği 02.07.2018 tarihli raporunda özetle; olayın meydana gelmesinde riski tespit edememenin, önlem almamanın, riske karşı diğer işyerini uyarmamanın etkili olduğu, üst kat işyerinde kullanılan kimyasalların pvc borudaki hasarı arttırdığı, fotoğraflarda pvc borunun üst kat betondan ayrıldığı yerde betonda su sızmalarının olduğunun görüldüğü, bu durumanda pvc borunun montajının ve bakımının mevzuata uygun yapılmadığı sonucu olduğunu, istif hatası dolayısı ile riskli bölgenin görülmemesinin olayda maddi hasarı arttırdığı, binanın yapımında eser sahibinden rücu haklarının bu davanın konusu olmadığından işbu raporda bilirkişilerce değerlendirilmediği, işyerinde gerekli risk analizi yaptırmayan, acil eylem planı yaptırmayan, iş güvenliği uzmanı çalıştırmayan, işyeri hekimi çalıştırmayan, bunların sonucunda da dava dosyasındaki olay meydana gelen, işyerinden çıkan atıksu hattının meydana getirebileceği riskleri tespit edip önlem almayan, yukarıda yazılan mevzuata uygun hareket etmeyen, … Temizlik Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin olayın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu, işyerinde açıkça olan üst kattan gelen atıksu hattının meydana getirebileceği tehlikeyi tespit ettiremeyen, risk analizi yapmayan, iş güvenliği uzmanı çalıştırmayan, işyeri hekimi çalıştırmayan, acil eylem planı yapmayan, atıksu hattındaki tehlikeye karşı üst kat işyeri ile uyarı ve birlikte sorunu giderim yoluna gitmeyen … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin olayın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu, olayın meydana gelmesinde üst kat ve alt kat işyerlerinin kusurunun müştereken ve müteselsilen olduğu, buna göre davacının kusur oranında davalıdan talep edebileceği hasar bedelinin 13.567,50 TL x %50 – 6.783,50 TL olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir. Dosyanın Sigortacı bilirikişi …’den alınarak bilirkişi …’a rapor düzenlemesi için tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından düzenlenen 23.07.2018 tarihli raporunda özetle; Yangın Sigortası genel şartlarında bulunan ek teminatlardan dahili su hasarı teminatı dahilinde 21.08.2014 tarihinde meydana gilen olay/hasar ihbarı sonrası 21.11.2014 tarihinde yapılan 13.567,50 TL’lik tazminat ödemesi sonrası halef olma şartları dahilinde %50 kusuru/sorumluluğu bulunan davalılardan rücu etme hakkının bulunduğu, bu itibarla dava dışı sigortalıya ödemiş olduğu hasar tutarlarının %50’si olan 6.783,50 TL’yi ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep edebileceği kanaatine varıldığını bildirmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup davacı vekilleri tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş, davalılardan …… Ltd. Şti. vekili tarafından sunulan istinaf başvurusunun mahkemece incelenmesi sonucunda 06.02.2020 tarihli karar ile iş bu davalının eksik istinaf harcını 7 günlük kesin süre içerisinde yatırması için düzenlenen ihtaratlı muhtıranın 04.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği ancak kesin süreye rağmen eksik istinaf karar harcının yatırılmadığı belirtilerek HMK’nin 344. maddesi uyarınca iş bu davalı yönünden mahkeme kararının istinaf edilmemiş sayılmasına dair karar verilmiştir. Anapara Yönünden Yapılan İnceleme: Dosyada yer alan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; riskin gerçekleştiği 21.08.2014 tarihinde davacı ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen poliçenin yürürlükte olduğu, hasarın meydana gelmesinde gerek davalının ve gerekse dava dışı sigortalının kusurlu olduğu, dava dışı sigortanın malzeme depolama ve istifini tesisat borularından kontrolsüz ve kaza ile oluşabilecek riskli şekilde yaptığı, de bağlamında kendi işyerindeki atık su tesisat borularında gerekli kontrol ve tadilatları yaptırmada dikkat ve özen göstermediği, yukarıda belirtilen bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere gerek davanın ve gerekse dava dışı sigortalının % 50 oranda kusurlu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, dosyada yer alan bilgi ve belgeler, mahallinde yapılan keşif sonucunda elde edilen bulgular nazara alındığında, dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. İşlemiş faiz yönünden inceleme: Mahkemece, dava dışı sigortalının %50 oranda kusurlu olduğu kabul edilerek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalıların yapmış olduğu itirazın 6.783,50 TL nispetinde iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir. Davacı tarafça başlatılan takipte uyuşmazlığa konu icra takip dosyasında 808,01 TL işlemiş faiz talep edilmiş ise de mahkemece, bu talep yerinde görülmemiştir. Sigortacının rücu hakkı kapsamında zarar sorumlusu 3. kişiye yönelteceği tazminat alacağına ilişkin faiz talebinin yerinde olup olmadığı dairemizce incelenmiştir. Sigorta şirketi tarafından sigortalısının zararın tazmin edildiğinde ödenen tazminat için faiz talep etme hakkına sahiptir. Halefiyetin, genel ilkesi gereğince selef olan sigortalı zarar sorumlusuna karşı hangi tarihten itibaren temerrüd faizi talep edebilecekse, sigortacının da davasında bu tarihten itibaren temerrüt faizi talep edebileceği düşünebilir ise de, gerek öğretide gerekse de yargıtay uygulamasında sigortacının rizikonun gerçekleştiği andan itibaren değil, sigorta tazminatını ödediği tarihten başlayarak temerrüt faizi isteyebileceği kabul edilir. (bkz. Cahit Damar, Sigortacının Kanuni Halefiyeti ve Rücu Hakkı, Seçkin Yayınevi, s: 273-274 ) Sigortacının temerrüt faizi talep edebilmesi için zarar sorumlusuna ihtarda bulunması gerekli değildir. Ancak sigortacının zarar sorumlusunun sorumluluk sigortacısına karşı rücu davası açılması halinde, temerrüt faizi talebinde bulunabilmesi için usulüne uygun bir şekilde ihtarname çekmesi gereklidir. Aksi halde zarar sorumlusunun sigortacısı, dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılacağından, bu tarihten itibaren işleyecek faizden sorumlu olur. (Çeker, Sigorta Hukuku, s.175, Kızılsümer s.73) Yukarıdaki bilgiler ışığında, davalı sigorta şirketi yönünden yapılan incelemede takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü nazara alınarak işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, ancak diğer davalı yönünden ise, davacı sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısına yaptığı ödeme tarihinden takip tarihine geçen süre için işlemiş faiz talebinde bulunabileceği nazara alınarak bu davalı yönünden işlemiş faiz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi hatalı olmuştur. HMK’nin 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. İş bu nedenle; davacı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nin 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 355 ve 353/1.b2 maddesi uyarınca KABULÜNE, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2015/1042 Esas, 2018/1331 Karar sayılı ve 25/12/2018 tarihli kararının HMK’nin 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak;
A)Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davalıların İstanbul Anadolu … İcra Müd. … Esas sayılı dosyasına yapılan itiraz ile ilgili olarak; -Davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden 6.783,50 TL, -Davalılardan … Temizlik Mad. San. ve Ltd. Şti. yönünden ise, 6.783,50 TL+404,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.187,50 TL esas alınmak suretiyle itirazının iptali ile takibin bu miktarlar uyarınca devamına, Takip tarihinden itibaren bu miktara avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE, 2-Davacının İİK 67/2 mad. gereğince talep ettiği tazminatın şartları bulunmadığından Reddine, İlk derece mahkemesi yönünden: 1-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 490,97 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 245,50 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 245,47 TL’nin davalılardan tahsili ile (davalı … Sigortanın 217,88 TL den sorumlu olmak üzere) hazineye İRAT KAYDINA,2-Davacı tarafından yatırılan 245,50 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,3-Davacı tarafından toplam 4.101,8‬0 TL yargılama gideri sarf edildiği anlaşıldığından, yargılama giderinden kabul edilme oranına isabet eden 2172,96 TL ( davalı … Sigortanın 2.050,9‬0 TL ile sınırlı olmak üzere) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13/2 maddesi uyarınca göre tayin ve takdir olunan 7.187,50 TL vekalet ücretinin ( davalı … Sigorta’nın 6.783,50 TL kısmı ile sınırlı olarak) davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine 6-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 3/2 ve 13 /2 maddeleri uyarınca tayin ve takdir olunan 7.187,50 TL vekalet ücretinin (davalı … ‘in 6783,50 TL ile sınırlı olarak) davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,İstinaf İncelemesi Yönünden; 1-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 121,30 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,2-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’nin istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,3-Davacı tarafça sarf edilen 236,7‬0 TL istinaf yargılama giderinin davalı … Ltd . Şti den alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/06/2023