Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1654
KARAR NO: 2023/861
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/981
KARAR NO: 2020/96
DAVA TARİHİ: 18/12/2019
KARAR TARİHİ: 12/02/2020
DAVA: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
KARAR TARİHİ: 31/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; S.S. Eskoop Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifinin mal sahibi olduğu … Pafta … Ada, … Parselde … Blok … ve … no.lu bağımsız bölümlerin müvekkili tarafından 01/02/2009 tarihinde projeden satın alındığını, Kooperatif ana sözleşmesi ve Kooperatifler Kanunu gereği kooperatifin sahibi olduğu taşınmazda herhangi bir yolla malik sıfatı kazananların doğal olarak kooperatifin üyesi olduklarını, S.S. Eskoop Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifinin ilerleyen süreçte taşınmazların inşasını tamamlayarak teslim ettiğinden sitenin işletilmesi amacıyla ünvan değiştirerek davalı S.S. Eskoop Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifine dönüştüğünü, sonuç olarak müvekkilinin kooperatif arsası üzerinde bulunan bir taşınmazı satın almış olması nedeniyle davalı işletme kooperatifinin üyesi olduğunun kabulü gerektiğini, site yönetim planının 23.maddesi gereği bağımsız bölüm malikinin doğal olarak kooperatif üyesi olacağını, müvekkili şirket tarafından davalı kooperatife Beyoğlu … Noterliği’nin 08/08/2019 tarihli … Yevmiye No.lu ihtarnamesi gönderilerek kooperatifin ana sözleşme hükümlerinin bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul edildiği bildirilmişse de davalı tarafından anılan ihtarnameye yanıt verilmediğini, kooperatife giriş talebi üzerine yönetim kurulu tarafından bir işlem yapılmadığını, kooperatife kabul edilmemesinin “açık kapı” ilkesiyle bağdaşmadığını, müvekkili şirket 2009 yılından beri bağımsız bölümlerin maliki olmasına rağmen kooperatif üyesi olmadığı gerekçesiyle Kat Mülkiyeti Kanununa aykırı olarak toplu yapı yönetim toplantılarına alınmadığını belirterek, davalı kooperatifin üyesi olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili S.S. Eskoop Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifinin 02/11/1983 tescil tarihli Sınırlı Sorumlu Evren Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Statüsü ile kurulduğunu, 1989 yılında ise ünvan değiştirerek Eskoop Evren Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi olduğunu, sanayi sitesi kurmak amacıyla taşınmaz inşasına başlandığını, kooperatifin mal sahibi olduğu arazi üzerine 934 ortağın her birine bir adet işyeri düşecek şekilde 934 adet işyeri ve sosyal tesisler inşa edildiğini, süreç içerisinde söz konusu 934 adet ortağın aidatları ve sundukları sermaye payları ile kolektif bir mal varlığı meydana geldiğini, 30/12/1996 tarihli 4198 Sayılı Ticaret Sicil Gazetesi 355. Sayfasında yayınlanan ilan ile ana sözleşmesinde yer alan 6. Madde ile belirlenen amaç ve faaliyet konularını gerçekleştirmek üzere S.S. Eskoop Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifinin kurulduğunu ve S.S. Evren Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi’nin tüm hak ve borçlarının işletme kooperatifine devrolduğunu, dava dışı müteahhit … San. Ltd. Şti. ile kooperatif arazisi üzerine kat karşılığında inşaat yapılması ve sözleşme kapsamında inşa edilen gayrimenkullerin tamamı 100 hisse kabul edilerek %36,5 hisse kooperatife, %63,5 hisse müteahhit şirkete ait olacak şeklide anlaşıldığını, davacının ise dava dışı müteahhitten bağımsız bölüm satın alan kimselerden olduğunu, kooperatifin ortak sayısının 934 adet ile sınırlandırıldığını, yönetim kurulunun genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemeyeceğini, davacı tarafın iddialarının aksine bu durumun açık kapı ilkesinin ihlalini oluşturmadığını, davacı taraf 934 kooperatif ortağının herhangi birinden pay ve dolayısıyla ortaklık devralmadığı için ortaklık sıfatı kazanmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının celp ve tetkikinde; taşınmazın davalı kooperatif ile KKİS yapan ve yüklenici konumunda bulunan … SAN. AŞ tarafından 26/09/2013 tarihinde davacı şirkete satıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı taraf, davalı kooperatife ait sanayi sitesinde dava dışı yükleniciden satın almış olduğu iş yeri niteliğindeki taşınmazdan dolayı kooperatif üyesi olduğunu iddia etmiş ise de; davacı tarafın gerek kooperatiften gerekse kooperatif ortağından hisse devri şeklinde taşınmaz satın almadığı, davalı kooperatif ile dava dışı yüklenici arasında yapılan KKİS gereğince yükleniciye kalan taşınmazı satın aldığı, bu bağlamda kooperatifin faaliyette bulunduğu sitede iş yeri satın alma nedeniyle kooperatif üyeliğinin kazanılamayacağı mahkememizce değerlendirilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin kendi ana sözleşmesine göre üyelik koşullarının belirlendiği, davacı tarafın dava dışı yüklenici firmadan satın almış olduğu taşınmaz nedeniyle kooperatif üyeliğini kazanamayacağı, nitekim taşınmaz mülkiyetiyle kooperatif üyeliğinin farklı şeyler olduğu (Yargıtay 23.HD 2015/3678 – 8432 EK sayılı ilamında da belirtildiği üzere), kaldı ki davacı tarafın kooperatiften veya kooperatif üyesinden hisse devri şeklinde taşınmaz da edinmediği dikkate alınarak açılan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, Bakırköy … Noterliği’nin 22/01/2008 tarihli … Yevmiye No.lu satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapı kooperatifinin İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde yer alan taşınmazları üzerinde inşaat yapımı karşılığında dava dışı … San. A.Ş.’ye hisse devretmeyi taahhüt ettiğini, dava dışı müteahhit … San. A.Ş.’nin inşaat yapmayı taahhüt ettiği Eskoop Sanayi Sitesinde yer alan … Pafta … Ada, … Parselde … Blok … ve … no.lu bağımsız bölümlerin müvekkil şirket tarafından 01/02/2009 tarihinde projeden satın alındığını, Müvekkilinin kooperatifin sahibi olduğu taşınmazda malik sıfatı kazandığından kooperatif üyesi olduğunu, Eskoop Sanayi Sitesi yönetim planının bağımsız bölümler ile ilgili yükümlülükler başlıklı 23. maddesinde kooperatifteki ortaklık hakkının devredilmesi hususu özel olarak düzenlenerek kooperatif ve sanayi sitesinin birbirinden bağımsız olmayıp ikisinin de tek elden yönetildiğini gösterdiğini ve bu hüküm gereğince bağımsız bölüm malikinin doğal olarak kooperatif üyesi olacağını, müvekkili şirketin satın aldığı bağımsız bölümlerin dava dışı müteahhit firmadan alınmasının önemi olmadığını, taşınmazın devralınması yöntemi önemli olmaksızın kooperatife ait taşınmazın devredilmesinin açıkça kooperatif üyeliğinin de devri sonucunu doğurduğunu, Davalı yanın, kooperatif olağan genel kurul toplantısında ortak sayısının sınırlandırıldığı ve yönetim kurulunun genel kurulca belirlenen sayının üzerinde ortak kaydedemeyeceği yolundaki savunmasının davalı kooperatifn artık bir yapı kooperatifi değil işletme kooperatifi olması nedeniyle hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.Davacının taşınmazları kooperatif ortağı olması nedeniyle edinmediği, dava dışı … San. AŞ’den satın alındığı hususu ihtilafsızdır. Somut olayda ihtilaf, dava dışı yükleniciden taşınmazların satın alınmasının, davacıya üyelik hakkını kazandırıp kazandırmadığı noktasında toplanmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda yer alan hükümler; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “Ortaklığa girme şartları ve ortak sayısı” başlıklı 8.maddesinde; “Kooperatif ortaklığına girmek için gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerekir. Ortak olmak isteyen gerçek ve tüzelkişiler, kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar. Kooperatif, ortaklarına kendi varlığı dışında şahsi bir sorumluluk veya ek ödemeler yüklüyor ise ortak olmak isteği, bu yükümlerin yazılı olarak kabul edilmesi halinde değer taşır. Yönetim Kurulu; ortaklar ile ortak olmak için müracat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak zorundadır. Yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısı genel kurulca belirlenir. Yönetim Kurulu, genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemez.”, “Ortağın ölümü ve ortaklığın devri” başlıklı 14.maddenin 2.fıkrasında; “Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder.” hükümleri yer almaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “Ortaklık Senedi” başlıklı 18.maddesinde; “Her ortağın üyelik haklarının, ada yazılı ortaklık senedi ile temsil olunması şarttır. Bu senede kooperatifin unvanı, sahibinin adı ve soyadı, iş ve konut adresi, kooperatife girdiği ve çıktığı tarihler yazılır.Bu hususlar, senet sahibi ile kooperatifi temsile yetkisi olan kimseler tarafından imzalanır. Ortağın yatırdığı veya çektiği paralar tarih sırasiyle kaydedilir. Bu kayıtlar kooperatifin ödediği paralara ait ise ortak imza eder. İmzalı ortak senedi makbuz hükmündedir. Mezkür senet anasözleşmeyi ihtiva etmek şartiyle ortaklık cüzdanı şeklinde de düzenlenebilir. Ortaklık senetleri kıymetli evrak niteliğinde olmayıp sadece beyyine vesikası hükmündedir.” düzenlemesi ise aynı şekilde kooperatif ana sözleşmesinin 19.maddesinde de yer almaktadır. Kooperatif ana sözleşmesinde yer alan düzenlemeler;Kooperatif ana sözleşmesinin “Ortaklık Şartları” başlıklı 10.maddesinde; “Kooperatife ortak olabilmek için;1)Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip gerçek kişi veya 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 9uncu maddesinde sayılan tüzel kişilerden olmak, 2)Site dahilinde işyeri veya genel hizmet tesislerinden birinin maliki olmak gerekir”, “Ortaklığa Kabul” başlıklı 11.maddesinde; “Gerekli şartları taşıyanlar, kooperatife ortak olmak üzere yazılı olarak yönetim kuruluna başvururlar. Bu başvuruda, anasözleşmenin tüm hükümlerinin ve getirilen yükümlülüklerin kabul edildiği açıkça belirtilir.Ortaklığa kabul yönetim kurulunun kararı ile kesinleşir.Yönetim kurulu, ortaklar ile ortak olmak için başvuranların 10. maddede gösterilen şartları taşıyıp taşımadığını araştırmak zorundadır.Ortaklığa kabul veya ret kararı, ilgiliye 15 (Onbeş) gün içinde yazı ile bildirilir. İstekli, ortaklığa alındığı takdirde, kararın kendisine bildirildiği tarihten itibaren bir ay içinde sermaye taahhüdünün diğer ortaklarca ödenmiş taksiti ile diğer ortakların her birinin o tarihe kadar ödemiş oldukları paylara eşit meblağı bir defada öder.”, “Ortaklığın Devri” başlıklı 17.maddesinde; “Ortaklık, yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10’uncu maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebilir. Yönetim kurulu bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamaz.Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer, kooperatifçe bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca ödemelerde bulunmaları istenemez.” hükümleri yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 15/11/2013 tarihli 2013/5241 E. 2013/7129 K. sayılı ilamında ifade edildiği gibi; ”…Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının bu hususta alacağı açık bir kararla gerçekleşebileceği gibi, bu hususta açık bir karar olmasa bile kooperatifin bu kişi ile üyesi sıfatıyla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli bir miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsis ve teslim etmesi ve tadilata izin verilmesi şeklinde somut ilişkiler ile zımnen de gerçekleşebilir…” Bakırköy … Noterliği’nin 22/01/2008 tarihli … Yevmiye no.lu Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ve ekleri incelendiğinde; satış vaadinde bulunan arsa sahibinin Sınırlı Sorumlu Evren Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi, satın almayı vaad eden müteahhittin ise … San. Ltd. Şti. olduğu, taşınmazların tamamı 100 hisse kabul edilerek % 36,5 hissesi arsa sahibine, % 63,5 hissesi ise müteahhide ait olmak şartıyla kooperatife ait taşınmazlar üzerinde inşaat yapılmasını konu eden sözleşmenin imzalandığı anlaşılmıştır. Sözleşme hükümleri incelendiğinde, dava dışı … San. Ltd. Şti.’nin sahip olduğu hisselere ilişkin kooperatif üyesi sıfatı kazanacağı yada edindiği taşınmazları 3.kişilere satması halinde bu kişilerin kooperatife üye olarak kabul edileceklerine dair bir hükme yer verilmemiştir. Davacının ise yukarıda sözü edilen sözleşme kapsamında dava dışı yüklenici … San. Ltd. Şti.’ne isabet eden bağımsız bölümlerden 3 ve 4 no.lu bağımsız bölümü, dava dışı yüklenici … San. Ltd. Şti.’nden satın aldığı anlaşılmıştır. Davacı taşınmazları 01/02/2009 tarihinde projeden satın aldığını ve bu satış işlemi ile birlikte kooperatif üye olduğunu iddia etmesine rağmen dava tarihi olan 18/12/2019 tarihine kadar kooperatife herhangi bir aidat ödemesi olmadığı gibi genel kurul toplantılarına da çağrılmadığı, kooperatif tarafından üye olarak kabul edildiğine dair bir işlem yapılmadığı, kendisinin de süreç içerisinde kooperatife başvurusunun olmadığı açıktır. Davacının taşınmazları satın aldığı … San. Ltd. Şti.’nin kooperatif üyesi olduğuna ve satış işlemi ile birlikte üyeliğin davacıya devredildiğine dair bir iddiası da bulunmamaktadır.Açıklanan hususlar karşısında, dava konusu taşınmazların kooperatif üyeliği olmaksızın kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenicisi olan dava dışı şirketten satın alındığı tarihte kooperatif üyeliğine dair bir işlemin olmadığı, taşınmazlar 2009 yılında alınmasına rağmen dava tarihine kadar üyeliğe dair bir talebi veya bu yönde yapılan bir işlem olmadığı gibi davalı kooperatif tarafından zımnen üyeliğe kabul edildiğini gösterir bir eylemin de bulunmadığı, davacının taşınmazı satın almasıyla birlikte doğal olarak kooperatif üyesi olduğu yönündeki davasının sübuta ermediği anlaşılmakla, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu durumda davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nin 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/05/2023