Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/165 E. 2021/214 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/165
KARAR NO: 2021/214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/276 Esas
KARAR NO: 2017/1128
KARAR TARİHİ: 06/12/2017
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/03/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil ile davalı arasında 12.10.2006 tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre, İstanbul/Tuzla Belediyesi, … Mah. … Sokak adresinde bulunan davalıya ait arsa üzerindeki 10.767,00 m2 inşaat alanı bulunan yapının, projesine uygun olarak yapılması hususunun müvekkil şirket tarafından denetleneceğini, sözleşmenin tahmini bedelinin 67.110.71 TL olarak kararlaştırıldığını, sözleşmenin maliyetinin 22.02.2014 itibariyle 316.041.78 TL’ye yükseldiğini, işin % 90’ının tamamlandığını, ancak müvekkil şirkete bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, davalıya bu hususta 24.02.2014 / … yevmiye sayılı ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhine Anadolu … icra müdürlüğünün … E sayılı dosya üzerinden takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile dava konusu 10.677,00 m2 inşaat alanı bulunan yapının davacı şirket tarafından projelerinin ve ruhsat / eklerine uygun olarak yapılmasının denetlenmesi hususunda 13.09.2006 tarihinde Yapı Denetim Sözleşmesi imzalandığını, bunun ardından belediye mevzuatı için gerekli denetim hakedişleri bedeli 15.840 TL’nin … Bankası Tuzla şubesine yatırıldığını, daha sonra mimar … tarafından … A.Ş ile 12.10.2006 tarihinde müvekkili adına bir sözleşme daha imzalandığını, ancak …’ın müvekkil şirket hissedarı olmadığı gibi şirket bünyesinde imza yetkisinin de bulunmadığını, bu nedenle 12.10.2006 tarihli sözleşmenin geçerliliğinin olmadığını,16.04.2007 tarihinde ruhsat alınmış ve 31.12.2007 tarihinde … A.Ş yetkilisi tarafından ve 31.12.2007 tarihinde … A.Ş yetkilisi tarafından düzenlenerek müvekkil şirket yetkilisi tarafından onaylanan yıl sonu tutanağı ile … A.Ş tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığına dair rapor tanzim edildiğini, 31.12.2009 tarihinde belirtilen yapının gerçekleşme oranı 31.12.2007 tarihinde olduğu gibi % 0 olmasına karşın … A.Ş.’nin … Bankası Tuzla şubesine depo edilen meblağı çekebilmek adına kendi talepleri üzerine 31.12.2009 tarihli bir rapor daha düzenlenerek yapının gerçekleşme oranın % 20 olduğuna dair bir rapor daha düzenlendiğini, ancak daha sonra … A.Ş.’nin 04.02.2008 tarihinde Tuzla Beledi Başkanlığına kesin teminat mektubu ibraz ederek yatırılan meblağı çektikleri ve yapının % 20 tamamlandığına dair raporu bu sebeple talep ettiklerinin anlaşıldığını, davacı ile akdedilen 13.09.2006 tarihli sözleşme gereğince davacı şirketin üstlendiği edimini yerine getirmediğini, sözleşme gereğince talep edildiği belirtilen 316.041.78 TL alacak iddiasının hangi sözleşmeden ve hangi alacak kalemlerinden ibaret olduğu ve ne şekilde hesaplandığının belli olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini ve % 20 kötü niyet tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporu doğrultusunda “…Tuzla Belediye Başkanlığından celp edilen dava konusu taşınmaza ilişkin imar İşlem Dosyası”na göre davacı tarafından verilen hizmetin proje incelemesi ve ruhsat alınması ile ilgili olduğu, buna göre talep edebileceği taksit oranının % 10 olarak kararlaştırıldığı, 1 nolu hak edişe göre de; 31.12.2009 tarihi itibariyle gerçekleşme oranının % 10 olduğu, buna göre KDV dahil ödenmesi gereken denetim hizmet bedelinin 15.419,85 TL olduğu, davalı tarafından da denetim bedeli olan 15.840,00 TL tutarındaki hak edişin … Bankası Tuzla Şubesine yatırıldığı, Davacının proje denetimi yaparak, ruhsat alınmasını 16.04.2007 tarihinde sağladığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesinde belirlenen 5 yılık sürenin 16.04.2012 tarihinde dolduğu, bu tarih itibariyle herhangi bir ihtira gerek kalmaksızın sözlemenin kendiliğinden sona ereceği, ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen 08.06.2016 tarihli yazı ekinde sunulan … nolu YİBF ( yapıya ilişkin bilgi formu ) işlemlerine ilişkin raporlara göre; sözleşmenin 27.02.2014 tarihinde ceza sonucu otomatik olarak feshedildiği, davacının çalışmaya devam ettiği, Tuzla Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğünün 12.01.2015 tarihli yazısına göre bu tarih itibariyle davacının proje denetimi ve ruhsat alımı ile ilgili % 10’luk dilim dışında ” kazı ve temel üst katına kadar olan kısım ” ile ilgili ikinci % 10’luk dilime ilişkin hakediş bedelinin eksiklikler nedeniyle ödenmeyeceğinin belirtildiği, davacının alacağının belediyenin tespit edeceği hak ediş seviyesine göre belirlenebileceği, eksiklikler nedeniyle hakediş bedelinin ödenmediği, davacının takip tarihi itibariyle alacağının bulunmadığı belirlenmekle kanıtlamayan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; yapı denetimi hizmet sözleşmesinin ek hükümleri değerlendirilmediğini, ek sözleşmenin 4. maddesine göre; imara ve ruhsata aykırılık bulunması durumunda yapı denetim firması sözleşmeyi feshetmekte ve tüm alacağını istemekte serbest olduğunu, ek sözleşmenin 5. maddesine göre; yapı denetim firmasının resmen tespit edilmiş ve açıkça kanuna ve sözleşmeye aykırı bir kusuru olmaksızın fesih bulunması halinde müvekkil şirket tüm hizmet bedeline hak kazanacağını, dosyaya celbedilen evraklardan imara/ruhsata aykırı işlem ve uygulamalar yapıldığını, nitekim bunun üzerine kadıköy … noterliğinin 24.02.2014 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile fesih gerçekleştirildiğini, bu nedenle sözleşme ve sözleşme ekinde bulunan yapı denetim hizmet sözleşmesi eki başlıklı sözleşme gereğince müvekkil şirket sözleşmeyi haklı olarak feshettiği için tüm bedele hak kazandığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacının sözleşme kapsamındaki edimini yerine getirmediği bizzatihi taraflarca imzalanan yıl sonu tutanağı, dosya kapsamında toplanan deliller ile sabit olduğu halde davacı tamamen haksız ve sırf müvekkil şirketi cebri icra tehdidi altında bırakmak, haksız tahsilat yapma gayesiyle soyut olarak tespit ettiği 316.041.78 TL alacak iddiası ile müvekkil hakkında önce icra takibi açtığını, dolayısıyla davacının müvekkilden talep edebileceği herhangi bir alacak söz konusu olmadığı, sözleşme konusu inşaatın tamamlanma oranının % 0 olduğu sabit iken haksız ve kötüniyetli olarak icra takibini ve itirazın iptali davasını açması tamamen mesnetsiz olup bu gerekçelerle somut olayda davacı haksız ve kötüniyetli olduğundan %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatını tarafımıza ödemekle yükümlü olduğunu belirterek mahkemenin kötüniyet tazminat talebinin reddine ilişkin kısmına yönelik kararın kaldırılmasını, talebin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava taraflar arasındaki yapı denetim hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine yapı denetim ücreti alacığına istinaden 316.041,78 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Tarafların ticari defter ve kayıtları, takip ve dava dosyası ile dosyada mevcut diğer deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, alınan kök ve ek raporda özetle; ” Davacı ticari defterlerini sunmadığından inceleme yapılamadığının, davalının ticari defterlerinde, 05.12.2006 tarihinde, davacı … Şirketi adına, “Tuzla Belediyesi Yapı Denetim” açıklamasıyla 15.840 TL para yatırdığı, bu para dışında davacı adına herhangi bir para yatırmadığı, Bilindiği üzere, Yapı Denetim firmalarına ait hakediş ödemeleri, doğrudan Yapı Denetim firması adına değil, belediyenin tespit edeceği hakediş seviyesine göre yapı denetim firmasının ücreti, ait olduğu belediyeye yatırılmakta, yapı denetim firması, belediyenin hesabından hakediş bedelini tahsil edebildiğini, Tuzla Belediye Başkanlığı tarafından imar işlem dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin tetkikinde; Yapı sahibi davalı … Ltd. Şti. ile Yapı Denetim Kuruluşu davacı … arasında düzenlenmiş bulunan 12.10.2006 tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi bulunduğu, Sözleşmenin 2 maddesinde; yapı sahibine ait İstanbul İli, Tuzla Belediyesi, … Mahallesi, … Sokağı adresindeki ve tapunun … pafta, … parsel numarasında kayıtlı arsa / arazi üzerine yapılacak bodrum katları hariç 3 kat, 10.767,00 m2 inşaat alanı bulunan yapının denetim kuruluşu tarafından projelerinin ve ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılmasının denetlenmesi hizmeti olduğu, 3. maddesinde; Hizmetin süresinin, sözleşmenin imzalandığı 12.10.2006 tarihinden yapı kullanma izninin alındığı tarihe kadar geçen süre olduğu, bu yapının bitirilmesi için öngörülen sürenin 12 ay olduğu, yapı ruhsatı alındıktan sonra iki yıl içinde inşaata başlanılmadığı veya başlanıldığı halde 5 yılda bitirilemediği durumlarda, bu sözleşmenin herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona ereceği, 4. maddesinde; Hizmet bedelinin toplam 67.110,71 TL olduğu, belirlenen bu miktarın KDV’si ile birlikte 5. maddede belirtilen taksitler veya kısmi taksitler halinde yapı sahibi tarafından yapı denetim hesabına yatırılacağı, sözleşme yılı hizmet bedeline ilave olarak her yılsonu itibariyle yapılacak tespit tutanağı esas alınmak suretiyle kalan işlere ait hizmet bedelinin, uygulama yılı yapı yaklaşık maliyeti ve hizmet bedeli oranına göre yeniden belirleneceği, bu durumda doğabilecek bedel farkının, yapı sahibi tarafından yapı denetim hesabına yatırılacağı, öngörülen yapım süresi uzadığı takdirde, uzayan sürenin her 6 ayı için hizmet bedeline esas oranın % 10’u kadar ilave hizmet bedeli ödeneceği kararlaştırıldığı, 31.12.2009 tarihli yıl sonu seviye tespit tutanağında gerçekleşme oranı %20 olduğu belirtilmiş ise de davacı … firmasının %10 hak edişi dilimin ödenmesi için Tuzla Belediye Başkanlığına yaptığı başvurunun ” kazı ve temel üst kotuna kadar olan kısım” ile ilgili ikinci % 10luk dilimine ilişkin hak ediş bedelinin eksikler nedeniyle ödenemeyeceği, eksiklikler tamamlanarak tekrar başvuru yapılması durumunda işlemlerin yürütüleceği ” bildirildiği buna göre davacı tarafından verilen hizmetin proje incelemesi ve ruhsat alınması ile ilgili olduğu ve taksit oranının % 10 olarak kararlaştırıldığı ve dosya içeriğinde, davalı tarafından da beyan edildiği üzere, denetim bedeli olan 15.840,00 TL tutarındaki hakedişin … Bankası Tuzla şubesine yatırıldığı ve ödendiği, Buna göre davacının proje denetimi yaparak, ruhsat alınmasını sağladığı tarih 16/04/2007 tarihi olup, 5 yıllık süre 16/04/2012 tarihinde dolduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 3. Maddesi uyarınca bu tarih itibariyle sözleşme herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erdiğini ancak davacı sözleşmeye istinaden hizmet vermeye devam etmiş ise, davacının verdiği bu hizmetlerin bedelini davalıdan talep edebileceği ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı işleri Genel Müdürlüğü tarafından dosyasında gönderilmiş bulunan 08.06.2016 havale tarihli yazı ekinde bulunan ve 211271 nolu YİBF işlemlerine ilişkin raporların incelenmesi neticesinde, sözleşmenin 27.02.2014 tarihinde ceza sonucu otomatik olarak fesih edildiği ve bu tarihe kadar yapılan işlemlerden; 02.07.2012 tarihi de dahil olmak üzere bu tarihe kadar davacı … firmasının sadece denetçi ve kontrol elemanları görevlendirildiği, ancak işlemleri gösteren raporda 31.12.2011 tarihi itibariyle toplam imalat seviyesi (% 10) olarak yazılmış olup daha önce düzenlenen hakediş belgesinde dikkate alındığı üzere, davacının ruhsat alınması aşamasından önce kesilen proje inceleme bedeli olarak; % 10 oranındaki taksiti hakettiği, davalı tarafından da beyan edildiği üzere, denetim bedeli olan 15.840,00 TL tutarındaki hakedişin … Bankası Tuzla Şubesine yatırıldığı, her ne kadar 31.12.2009 tarihli Yılsonu Seviye Tespit Tutanağı’nda, yapıda imalat gerçekleşme oranının % 20 olarak belirlenmiş ise de davacının ikinci % 10’luk dilime ait talebi eksiklerden dolayı belediyece reddedildiğinden davacının % 10’luk ikinci hakediş dilimine ait ücretin hak edilmediği ” tespitine ilişkin görüş bildirilmiştir. Somut olay incelendiğinde, davalı … sahibine ait arsa üzerine yapılacak yapının, projesine uygun olarak yapılmasının denetlenmesi konusunda taraflar arasında 12/10/2006 tarihli yapı denetim hizmet sözleşmesi düzenlenmiştir. Davacı taraf her ne kadar sözleşmede kararlaştırılan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, denetim görevini ifa ettiğini, hizmet bedelinin ödenmediğini iddia etmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporu ve Tuzla Belediye Başkanlığı yazısından anlaşıldığı üzere davacı … firması tarafından verilen hizmetin, hak ediş raporuna göre proje denetimi ve ruhsat alımı ile ilgili % 10’luk dilime ilişkin olduğu, 1 nolu hak ediş olarak ödenmesi gereken hizmet bedeli KDV dahil 15.419,85 TL olarak kararlaştırıldığı, %10luk hak ediş bedeli olarak 15.840,00 TL ödendiği, her ne kadar 31/12/2009 tarihli yıl sonu seviye tespit tutanağında, yapıda gerçekleşme oranı % 20 olarak belirlenmiş ise de davacının ” kazı ve temel üst kotuna kadar olan kısım” ile ilgili ikinci % 10luk dilimine ilişkin hak ediş bedelin ödenmesi için belediyeye yaptığı 22/10/2014 tarihli başvurunun, belediyenin 12/01/2015 tarihli yazısı ile ikinci %10 hak ediş dilimindeki eksiklerden dolayı ödeme yapılmadığı, öncesinde de davacı … kuruluşunun ceza alması nedeniyle sözleşmenin (YİBF) feshedildiği, sözleşmenin ceza sonucu otomatik feshedildiği tarihe kadar davacı firmanın sadece sistemde denetçi ve kontrol elamanı görevlendirdiği ancak görevlendirme dışında davacı firma tarafından verilmiş bir hizmet bulunmadığı dolayısıyla davacının %10luk hak ediş bedeli dışında başkaca ücrete hak kazandığı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmüştür. Davacı vekili istinaf nedeni olarak yapı denetimi hizmet sözleşmesinin ek hükümleri değerlendirilmediğini, ek sözleşmenin 4. maddesine göre; imara ve ruhsata aykırılık bulunması durumunda yapı denetim firması sözleşmeyi feshetmekte ve tüm alacağını istemekte serbest olduğunu, ek sözleşmenin 5. maddesine göre; yapı denetim firmasının resmen tespit edilmiş ve açıkça kanuna ve sözleşmeye aykırı bir kusuru olmaksızın fesih bulunması halinde müvekkil şirket tüm hizmet bedeline hak kazanacağını, dosyaya celbedilen evraklardan imara/ruhsata aykırı işlem ve uygulamalar yapıldığını, nitekim bunun üzerine kadıköy … noterliğinin 24.02.2014 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile fesih gerçekleştirildiğini, bu nedenle sözleşme ve sözleşme ekinde bulunan yapı denetim hizmet sözleşmesi eki başlıklı sözleşme gereğince müvekkil şirket sözleşmeyi haklı olarak feshettiği için tüm bedele hak kazandığını iddia etmiş ise de dava ve cevaba cevap dilekçesinde, sözleşmenin haklı feshine dayanılmamış bilakis sözleşmede üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, denetim görevini ifa ettiğini, işin %90’ı tamamlanmış olduğundan ücreti hak kazandığını iddia etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 141. maddesinde ise “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” denilmek suretiyle iddia ve savunmayı genişletme yasağı ve bunun istisnaları açıklanılmıştır. Dolayısıyla davacı ön inceleme duruşmasından sonra alınan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile sözleşmenin haklı feshine dayanılarak alacak talebinde bulunmuştur. Bu nedenle dava dilekçesinde açıklanmayan yeni bir maddi vakıanın (dava sebebinin) davaya sokulması; dava dilekçesinde dayanılan vakıalar terk edilerek onların yerine yeni maddi vakıalara dayanılması da iddianın genişletilmesi niteliğindedir. Bu itibarla dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra davacı tarafça ileri sürülen yeni maddi vakıanın HMK’nın 141/1 maddesinde düzenlenen iddianın ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığı ve davalının açık muvafakati bulunmadığından istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. İİK 67/2.maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almaktadır. Yasal düzenleme gereğince alacaklının aleyhine tazminata hükmedilmesi için takibinde haksız olmasının yanında kötü niyetli olması da gerekmektedir. Davacının takibinde kötü niyetli olduğunu gösteren bir delil dosyada bulunmamaktadır. Bu itibarla davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi hukuka uygun bulunmuştur. Sonuç olarak dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da tespit edilememiş olmasına göre davacılar ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvuruların esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince tarafların istinaf başvurularının esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı ve davalı tarafından yatırılan 98,10′ ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı ve davalı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’ nin istinaf eden davacı ve davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/03/2021