Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1646 E. 2023/1079 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1646
KARAR NO: 2023/1079
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/487
KARAR NO: 2019/949
KARAR TARİHİ: 23/10/2019
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların, davacının kiralama veya satın alma yapması kapsamında 06/08/2014 tarihli bir Danışmanlık Anlaşması imzaladıklarını, anılan sözleşme ile müvekkilinin tek yetkili kılınmış olduğunu, bir kira/satış anlaşması imzalanıncaya kadar sözleşmenin geçerli olacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin davalıya sözleşmede öngörülen tüm hizmetleri sunduğunu, davalının herhangi bir gerekçe göstermeksizin 31/12/2015 tarihi itibariyle sözleşmeyi feshettiğini, feshedilen sözleşmenin 6.3 bendinde yer alan hükme göre davalının fesih tarihinden itibaren bir sene içerisinde (01/01/2016-01/01/2017 tarihleri arasın dönem)davacının kendisine sunduğu gayrimenkullerden birini kiralaması veya satın alması halinde, müvekkilinin kiralanan gayrimenkulün bir yıllık kira bedelinin %6’sı oranında hizmet bedeline hak kazanacağının, anılan ödemenin ise ilgili anlaşmanın imzalanmasını takiben 30 işgünü içerisinde davacı şirkete yapılacağının kararlaştırıldığını, davalının, davacının şirketin kendisine göstermiş olduğu ..’de kiralama işlemi yaptığını ve böylelikle anılan sözleşme gereğince müvekkili şirkete, yıllık kira tutarı üzerinden %6 oranında hizmet bedeli ödeme borcu altına girdiğini, davalı bahse konu kiralama hususunda hiçbir bilgilendirmede bulunmadığı gibi sözleşme gereği kiralama/satın alma işlemini takip eden 30 günlük süre içerisinde de herhangi bir ödeme yapmadığını, sözleşmeyi ihlal ettiğini, davalının bu nedenle müvekkiline sözleşme uyarınca cezai şart ödemesi gerektiğini, yargılama sürecinde tespit olunacak hizmet bedelinin iki katı değerindeki cezai şart tutarının tespiti ve tahsili ile şimdilik harca esas olmak üzere 5.000,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan, dava tarihinden işleyecek T.C. Merkez Bankası’nca kısa vadeli krediler için öngörülen avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 06/08/2014 tanzim tarihli danışmanlık anlaşmasının mevcut olduğunu, anlaşmanın 31/12/2015 tarihinde ve gerekçe göstermeksizin feshedildiğine ilişkin beyanın doğru olmadığını, zira sözleşmenin 24/12/201 tarihinde feshedildiğini, bu fesihle ilgili hususların, davacının ricası üzerine mektup ve noter yoluyla da tekrar bilgilendirme amacıyla davacıya gönderildiğini, fesih tarihi 31/12/2015 olmayıp 24/12/2015 tarihi olduğunu, davacıyla yapılan sözleşmede herhangi bir taşınmaz portföyü veya listesi bulunmadığını, …’de müvekkilinin ihtiyacını karşılayacak bir ofis alanı davacı tarafından müvekkiline sunulmuş olup da müvekkilinin bunu reddetmediğini, aksine davacının, …’de uygun yer olmadığını açıkça belirttiğini beyanla haksız ve dayanıksız olan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… taraflar arasında 06/08/2014 tarihinde danışmanlık anlaşması imzalandığı, bu anlaşma ile davacının, davalıya müşteri temsilciliği ve gayrimenkul danışmanlığı hizmeti vermeyi üstlendiği, sözleşmenin 4.3. maddesinde, davacının gösterdiği gayrimenkullerden birinin davalı tarafından kiralanması veya satın alınması halinde davacının sözleşmenin 6.1-A maddesi uyarınca gayrimenkulun 1 yıllık kira bedelinin %6’sı orasında hizmet bedeli talep edebileceğinin, sözleşmenin 6.3. maddesinde, sözleşmenin feshedilmiş olması halinde davacının sunduğu gayrimenkullerden birinin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde davalı tarafından kiralanması veya satın alınması halinde davacının hizmet bedeline hak kazanacağının ve kira veya satış anlaşmasının imzalanmasını takip eden 30 iş günü içerisinde davalı tarafından bu bedelin ödenmemesi halinde davacının sözleşmenin 7. maddesinde yer alan cezai şartı talep edebileceğinin kabul edildiği, sözleşmede davacının portoföyünde olan gayrimenkullerin belirtilmediği, taraflar arasında e-posta yoluyla görüşmeler yapıldığı, davalı tarafından kuriş kulede 28/12/2016 tarihinde bağımsız bir bölümün kiralandığı hususunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, ihtilafın sözleşmenin hangi tarihte feshedildiği ve söz konusu gayrimenkulün davacı tarafından sözleşme içerisinde davalıya teklif edilip edilmediği hususunda toplandığı, incelenen yazışma içeriklerine göre davacı her ne kadar kuriş kulede davalıya teklifte bulunmuş ise de, tek bir katta istediği büyüklükte bir gayrimenkul teklifinde bulunmadığı ve bu nedenle davalı tarafından davacının kuriş kuledeki, teklifinin değerlendirilmediği, davacının, sözleşme gereği hizmet bedeline hak kazanabilmesi için davacının kiralamış olduğu bağımsız bölümle aynı vasıfta bir teklifi yapmış olması gerektiği, aksi halde herhangi bir gayrimenkulün tamamının bu kapsamda kabul edilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olacağı ve hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirileceği, bu nedenle davalı tarafından anlaşmanın feshinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde kuriş kulede bağımsız bir bölüm kiralanmış ise de kiralanan yerin davacının teklif ettiği yer olarak kabulü mümkün olmadığından davacının talep ettiği hizmet bedeli ve cezai şarta hak kazanmadığı anlaşıldığından davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; sözleşme hükümlerine göre davacı şirketin cezai şart bedelini hak kazandığı, davalı lehine yorum yapılmasını akde vefa ilkesine aykırılık teşkil ettiği, davalıya sözleşme gereği tüm edimlerin yerine getirildiği, simsarlık faaliyeti ile davalının taşınmaz kiralaması arasında nedensellik bağı bulunduğu ve davacının ücrete hak kazandığının kabulünü gerektiği, mahkemenin davalının kiraladığı taşınmaz ile davacının sunduğu taşınmazların vasfının aynı olmadığından bahisle verdiği ret kararının hukuken uyarlılık bulunmadığı, sözleşmenin feshinin 1 yıldan ama yine kiralamanın da 1 yıllık süre dolmadan önce yapıldığı. Davacı şirket tarafından tek katlı taşınmazlar davalıya sunulmuş ise de, davalının 13.11.2015 tarihli mailde ”şu an hem 1,5 kat hem 2 kat gündemde …30 Kasım tarihine kadar hem 1,5 kat +eğitim alanı hem 2 kat +eğitim alanında seçeneklerinin bizim için tutulmasını rica ediyoruz” şeklindeki ibare ile taşınmazın özelliklerinin belirtilerek davacı şirketten bu özelliklere ilişkin yer sunulmasının istenildiği ve davacının tazminata hak kazandığı belirtilmiş.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, 6098 sayılı TBK’nun 520 vd maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 06/08/2014 tarihli “Danışmanlık Anlaşması” başlıklı sözleşmede; davacı “Danışman”, davalı ise “Müşteri” sıfatıyla yer aldığı anlaşılmaktadır. Anlaşmanın Konusu başlıklı 2.maddesinde; “Bu anlaşma, danışmanı müşteriye sunacağı müşteri temsilciliği ve gayrimenkul danışmanlığı hizmetlerinin kapsamına ve danışman ile müşterinin çalışma şartlarını içermektedir.”, İşin Kapsamı başlıklı 3.maddesinde; “Danışman ,müşterinin gayrimenkul ihtiyaçlarına uygun alternatifleri müşteriye sunacak ,alternatifleri değerlendirilecek, ticari görüşmeleri yürütecek ve bir kira /satış sözleşmesini imzalanmasına kadar müşteriye hizmet verecektir” Danışmanın Hak ve Yükümlülükleri başlıklı 4.1maddesinde “danışman, iş bu sözleşmenin taraflarca usulüne uygun şekilde imzalanmasından sonra müşterinin ihtiyacına uygun gayrimenkulleri liste halinde e-posta ile (e-mail yolu ile) müşteriye sunacaktır. Müşterinin ihtiyacına uygun olarak danışman tarafından sonrasında bulunan gayrimenkullerde yine ayrıca e-posta yolu ile müşteriye bildirilecektir” 4.2 bendinde; “danışmanı tarafından sunulan gayrimenkullerden birinin kiralanması veya satın alınması için müşteri tarafından uygun görülmesi halinde danışman müşteri ile gayrimenkul sahibini bir araya getirecektir. 4.3 bendinde; ”danışmanın gösterdiği gayrimenkullerden birinin müşteri tarafından kiralanması veya satın alınması halinde danışman aşağıda yer alan madde 6.1’deki hizmet bedelini hak kazanır ”. Müşterinin Hak ve Yükümlülükleri başlıklı 5.1. maddesinde ”müşterinin danışmanı tarafından gösterilen gayrimenkul kiralaması veya satın alması halinde müşteri iş bu sözleşmenin 6.1 maddesinde belirtilen hizmet bedeli tutarını danışmanın süresinde tam ve eksiksiz olarak ödemekle yükümlü olacaktır. 5.2. maddesinde ”Müşteri anlaşması süresince gayrimenkul ihtiyacına yönelik başka kişilerle, kurumlarla ve bireysel olarak işlemde bulunmayacak ve her türlü temasını danışmana yönlendirecektir” Hizmet Bedeli başlıklı 6. maddesinin a bendinde; “müşteri danışman tarafından kendisine e-posta yoluyla sunulan binalardan herhangi birini;
A) kiralaması halinde, müşterinin kiraladığı gayrimenkulün, 1 yıllık kira bedelinin %6 (altı)’sı, …danışman almaya hak kazanacaktır. …6.3. maddesinde; ”bu anlaşma müşteri tarafından fesh edilmiş olsa dahi, danışmanın sunduğu gayrimenkullerden birinin, anlaşmanın feshi tarihinden 1 (bir) sene içerisinde müşteri tarafından kiralanması veya satın alınması halinde danışman; madde 6.1’de belirtilmiş olan hizmet bedeline hak kazanacaktır. Böyle bir durumda mal sahibi ile müşteri arasında kira /satış anlaşmasının imzalanmasını takip eden 30 (otuz) iş günü içerisinde danışmana müşteri tarafından hizmet bedelinin ödenmemesi halinde danışman, madde 7 de yer alan cezai şart ödemesine hak kazanmış olacaktır.” Cezai şart başlıklı 7. maddesinde; “Danışman tarafından müşteriye sunulan bir gayrimenkulün danışmanın devre dışı bırakılarak kiralanması veya satın alınması halinde; müşteri her bir ihlal başına (bu şekilde imzalanmış her bir kira ya da satış sözleşmesi) hizmet bedeli iki (2) katı değerinde cezai şart tutarını danışmanın ilk talebi üzerine danışmana ödemekle yükümlü olacaktır. Bu cezai şart hiçbir talep ve/veya davaya gerek olmaksızın müşterinin ihlali halinde muaccel hale gelecektir. Söz konusu cezai şart seçimlik nitelikte olmayıp, danışmanın zararları karşılığı ayrıca talep ve dava hakları saklıdır. Cezai şart hükmü, iş bu sözleşmenin fesinden itibaren 1 (bir) yıl süreyle geçerliliğini koruyacak ve belirtilen ihlalin oluşması halinde müşteri tarafından danışmana ödenecektir” Anlaşmanın Süresi başlıklı 9.maddesinde; ”iş bu anlaşma imza tarihinden itibaren müşterinin bir mal sahibi ile kira /satış anlaşması imzalanmasından veya fesih tarihine kadar geçerli olacaktır.” Anlaşmanın Feshi başlıklı 10. maddesinde; ”taraflar, dilediği herhangi bir tarihte 15 (onbeş) gün öncesinden yazılı tebligat yolu ile bildirimde bulunmak kaydı ile anlaşmayı feshetme hakkına sahiptir.” hükümleri yer almaktadır. Davacı tarafça davalıya Beyoğlu … Noterliği vasıtası ile 02.03.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede taraflar arasındaki danışmanlık anlaşmasının … A.Ş. tarafından 31.12.2015 tarihinde feshedildiği ve anlaşmanın 6.3 maddesi uyarınca davacı tarafça davalıya sunulan gayrimenkulenin liste halinde sıralandığı (iş bu sıralamada 14. maddede … Kartal belirtilmekle), listede yer alan gayrimenkullerden birinde /bir kaçında kiralama ya da satın alınma olması durumunda anlaşmada belirtilen yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi aksi halde yasal yollara başvuracağı ihtar edilmiştir. Davacı tarafça davalıya Beyoğlu …. Noterliği vasıtası ile 08.02.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede ise, sözleşmenin 6.3 maddesi uyarınca kiralama yapılan gayrimenkulün 1 yıllık kira bedelinin %6’sı tutarını kira anlaşmasının imzalanma tarihini takip eden 30 iş günü içerisinde hizmet bedeli olarak davacıya ödenmesi gerektiği aksi halde hukuki yollara başvuracağı belirtilmiştir. Sözleşmenin fesih tarihi ile ilgili tespitler: -Davacı vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde, sözleşmenin fesih tarihinin 26.01.2016 olduğu belirtilmiş ve 11.01.2016 tarihli PTT posta alındısı örneği dosyaya sunulmuştur. İlgili posta alındısı incelendiğinde göndericinin davalı, alıcının davacı olarak belirtildiği ve bu gönderinin davacı tarafından 11.01.2016 tarihinde alındığı ancak söz konusu gönderi içeriğinin fesih ile ilgili olup olmadığının tespit edilemediği anlaşılmıştır. İşbu gönderinin içinde fesih yazısı olduğunu kabul edilmesi durumunda ise, düzenlenen sözleşmenin onuncu maddesi uyarınca, fesih yazısının tebliğinden itibaren 15 gün sonra, feshin yürürlüğe gireceği nazara alındığında 26.01.2016 tarihi fesih tarihi olarak kabul edilecektir. – dosyada yer alan genel bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davalı tarafça 24.12.2015 tarihli mailde ”gelinen noktada uzun soluklu arayışa rağmen davacının portföyünde sadece bir alternatifin kalması ve sonuç olarak onun da elenmesi” nedeniyle sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği ve davalı tarafından gönderilen 25.12.2015 tarihli mailde ”bilgilendirme için teşekkür ederiz ancak dün (24.12.2015 ) iletmiş olduğumuz mail nihai kararımızdır” denilmek suretiyle 24.12.2015 tarihinde feshin bir kez daha teyit edildiği belirtilmiştir. Sözleşmenin onuncu maddesi uyarınca 24.12.2015 tarihine 15 günlük süre eklendiğinde sözleşmenin 08.01.2016 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. Kira Sözleşmesi: Davalı ile dava dışı Kuriş… A.Ş. arasında düzenlenen …. Yan Yol No:… K:… kartal İstanbul adresinde yer alan ve ana taşınmazın 15. Katında bulunan, bağımsız bölüm 135 -136 -137 -138 -139 -140 -141 -142 nolu ve ekli planda gösterilen 871 m karelik brüt alanlı yerin kiralanmasına ilişkin 28.12.2015 tarihli sözleşme düzenlenmiştir. Davacı tarafça kartal projesine ilişkin davalı tarafa gönderilen 06.12.2015 tarihli mailde ”…. …: kira rakamları 15S/m/ay+KDV seviyesinde. Üst katlarda gereken ofis alanı sağlanabiliyor. Ancak Refinish için gereken kat yüksekliği ve güvenlik sebebiyle sunulamıyor. Bodrum katlarda yükseklik 3,5 m brüt” belirtilmiştir. Yine, 04/09/2015 tarihinde davacı tarafça davalıya email de “Sabah da belirttiğim gibi …’te uygun alan sağlanamıyor ne yazık ki” şeklindedir.Ticari Sözleşmeler, Borçlar Hukuku bilirkişisi Prof. Dr. … ile gayrimenkul Danışma uzmanı … Tarafından düzenlenen heyet raporunda özetle; sözleşme ister 26.01.2016 tarihinde isterse 08.01.2016 tarihinde feshedilmiş sayılsın her halükarda davalının ihtilaf konusu taşınmazı 28.12.2016 tarihinde kiralaması nedeniyle sözleşmenin 7 nolu maddesinde belirtilen 1 yıllık süre dolmadan önce kiralanmış olduğu, davalının 28.12.2016 tarihinde 871 m2’lik yeri kiraladığı, sözleşme uyarınca davacının hizmet bedeli ve cezai şart alacağına hak kazanabilmesi için bu bağımsız bölümlerin sözleşme süresi içinde davacı tarafından davalıya sunulmuş olmasının gerektiği ancak dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden bu hususun ispatlanamadığı ve davacının söz konusu alacakları hak kazanamadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair karar verilmiş olup davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. TBK’nin 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı “… simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde yapılmıştır. Simsarın ücrete hak kazanma alacağını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 521. maddesine göre “simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır” belirtilmektedir. TBK’nin 520. maddesi uyarınca; simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı bir sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Simsarlık sözleşmesi simsar ile sözleşme yapan arasında kurulur. Simsarlık sözleşmesi yapılabilmesi için malikin rıza ve simsara yetki vermesine gerek yoktur. Simsarlık ücretini talep hakkı, hemen simsarlık sözleşmesinin kurulmasıyla doğmaz. TBK’nin 521. maddesi gereğince; simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Şu halde simsarın, simsarlık ücretini isteyebilmesi için simsarlık sözleşmesinde sözü edilen taşınmaz kiralanmasının simsarın aracılığıyla ve çalışması ile gerçekleşmiş olması gerekir. Davaya konu somut uyuşmazlıkta, tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde taraflar arasında 06.08.2016 tarihli danışmanlık sözleşmesi düzenlendiği ve iş bu sözleşmenin TBK md. 520 v.d. maddeleri uyarınca simsarlık sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin ”anlaşmanın feshi” başlıklı 10. maddesinde taraflardan herhangi birinin dilediği bir tarihte 15 gün öncesinden yazılı tebligat yoluyla bildirimde bulunmak şartıyla anlaşmayı feshetme hakkına haiz olduğu belirtilmiştir. TTK m. 18/3 maddesi uyarınca davalı tarafça gönderilen iadeli taahhütlü bir mektubun fesih yazısı olduğu ve davacının bu fesih yazısını 11.01.2016 tarihinde aldığı nazara alındığında, sözleşmenin 10. maddesi uyarınca 26.01.2016 tarihi fesih tarihi olarak kabul edilecektir. Ancak dosyaya ibraz edilen PTT içeriği bilinemediğinden, işbu posta alındısı içerisinde fesih yazısı bulunduğunu kabul edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davalının 24.12.2015 tarihinde davacıya gönderdiği elektronik posta ile fesih bildirimini yapıldığı Kabul edilmelidir. Bu haliyle sözleşmenin 10. maddesi gereğince fesih yazısının tebliğinden itibaren 15 gün sonra fesih gerçekleşeceğinden feshin 08.01.2016 tarihinde gerçekleşmiş olduğu kabul edilmelidir. Davacının hizmet bedeli ve cezai şart alacağının oluşup oluşmadığı yönünde yapılan incelemede ise, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin hizmet bedeli ve cezai şart ilişkin hükümlerinin yer aldığı maddeler dairemizce değerlendirilmiştir. Buna göre sözleşme davalı yani müşteri tarafından fesh edilse dahi danışmanın yani davacının sunduğu gayrimenkullerden birinin anlaşmanın fesih tarihinden sonraki 1 sene içerisinde davalı tarafından kiralanması halinde davacının hizmet bedelini hak kazanacağı sözleşmenin 6.1 ve 6.3. maddelerinde belirtilmiştir. Ödenecek hizmet bedelinin miktarı ise yine sözleşmenin 6. maddesinde tanımlanmıştır. Dava konusu somut olayda ise davalı ile dava dışı … arasında 28.12.2016 tarihli kira sözleşmesi düzenlenmiştir. Bu haliyle düzenlenen kira sözleşmesinin fesih tarihi 26. 01.2016 olarak kabul edildiğinde 1 yıllık süre (26.01.2017) dolmadan düzenlendiği açıktır. Ancak yukarıda belirtilmiş olduğu üzere davaya konu somut olayda, davacının hizmet bedeli ve cezai şart alacağına hak kazanabilmesi için davalının 1 yıllık süre içerisinde kiraladığı taşınmazın davacı tarafından davalıya sunulmuş yani gösterilmiş olması gerekmektedir. Davalı tarafından kira sözleşmesi ile kiralanan …Kulenin ana taşınmazının 15. Katında bulunan , bağımsız bölüm 135 -136 -137 -138 -139 -140 -141 -142 nolu ve ekli planda gösterilen 8 71 m karelik brüt alanlı yerin davalıya sunulduğunu (tanıtıldığını/gösterildiğini) ispatlayan herhangi bir belge (yer gösterme belgesi -elektronik posta gibi) mahkemeye ibraz edilmemiştir. Bu haliyle TBK m. 520/1, 521/1 maddeleri ile taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 6.3 ve 7. maddeleri nazara alındığında davacının komisyon alacağı ve cezai şart alacağının doğduğunu söylemek mümkün değildir. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 148,60 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,4‬5 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/07/2023