Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1642 E. 2023/1026 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1642
KARAR NO: 2023/1026
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2019
ESAS NO: 2015/1009
KARAR NO: 2019/1006
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 07/10/2015
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dünya çapında promosyon bilet, yemek kuponu vb ürünler üretiminde hizmet veren bir firma olduğunu, davalı şirkete de … petrol ile imzaladığı sözleşme gereğnice araç akaryakıt tanımlı kartı verdiğini, davalının araçlarının aldığı yakıt ücretinin ödenerek davalı yana bakiye yazıldığını, davalının bu akaryakıt tüketiminden kaynaklanan bedeli müvekkiline ödemediğini, bu sebeple oluşan alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhine İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz edilrek durdurduğunu, bunun üzerine huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili, SÜRESİNDEN SONRA SUNDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDE özetle; Davacı ile müvekkili arasında cari hesap ilişkisinin halen devam ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin tek seferlik değil uzun vadeli olduğunu, dolayısıyla cari hesap oluşmasının gayet tabi olduğunu, davalı ile davacı arasında bir cari hesap mutabakatınında yapılmadığını, davaya konu edilen faturalarında müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacınında müvekkilinin temerrüte düştüğünü ispat edemediğini, alacağın likit olmaması sebebiylede icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinin göz önünde olmasının gerektiğini, davanın reddini, davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı şirketin davalı şirkete … petrol ile imzaladığı sözleşme gereğnice araç akaryakıt tanımı kartı verdiği, davalının araçlarının aldığı yakıt ücretinin ödenerek davalı yana bakiye yazıldığı, davalının bu akaryakıt tüketiminden kaynaklanan bedeli davacıya ödemediği, alacağın davalıya fatura edildiği ancak davalı tarafından davacı şirkete ödemede bulunulmadığı, bunun üzerine İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun da belirlendiği, davacının ticari defterlerini sunmuş olması ve bu defterlerin HMK. m. 222 uyarınca sahibi lehine delil teşkil etmesi, buna karşılık davalının ticari defterlerini itraz etmemesi birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava konusu faturaları sözleşmeye uygun olarak düzenlenerek davalıya tebliğ ettiği dolayısıyla davalının bu faturalar nedeniyle dava konusu bedel oranında borçlu olduğu, … kargodan gönderilen 30.03.2018 tarihli yazıdan; 5 adet kargonun davalıya ulaştırılmış olduğu, SGK tarafından gönderilen 18.04.2018 tarihli yazıdan; kargoların bir kısmını teslim alan … ve …nin davalının çalışanları oldukları anlaşıldığı ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, davanın kabulü ile İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin aynı koşullar ile kaldığı yerden devamına, alacağın likit olması sebebiyle toplam 16.810,21 TL alacağın %20’si oraında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; bahse konu icra takibi, cari hesap dönemi henüz devam ederken başlatılmış olup, bu yöndeki itirazlarımız dikkate alınmamıştır. dava konusu cari hesabı oluşturan faturaların müvekkile tebliğ edilmediği açıkça ortadayken, yerel mahkeme bu hususta son derece hatalı bilirkişi raporunu göz önünde tutmak suretiyle haklı savlarımızı değerlendirmemiştir. Ceza bedeli olarak kesilen faturalardan borçlu olarak sorumlu tutulamayacağımız açıktır. Sözleşmede belirtildiği şekilde herhangi bir fesih bildirimi yapılmamış ancak defterlere ceza bedeli olarak 11.259,89 TL işlenmiştir. Dosya kapsamında herhangi bir fesih bildirimi olmadığı ortada olup böyle bir ceza bedelinden sorumlu olmayacağımız da sözleşme hükümlerince açıktır. Cari hesap dönemini bitmediği, davacı tarafça yapılan feshin geçerli olup olmadığı ve akaryakıt alımlarına ilişkin faturaların tarafımıza tebliğ edilmediği konularının yargılama gerektirdiği açık olup bu noktada icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceğini ayrıca belirtmek gerekir. yerel mahkeme, vermiş olduğu kararda bu hususları tamamen göz ardı etmekle; konu hakkında bilirkişinin yapmış bulunduğu, faturaların sözleşmeye uygun olarak düzenlenerek müvekkile tebliğ edildiğini varsayan hatalı hukuki yorumlamayı hükmüne esas almış, haksız ve hukuka aykırı bir hüküm ortaya koymuştur. Kaldı ki aynı bilirkişiler, dosyaya ilişkin olarak sunmuş bulundukları kök raporda davacı yanca müvekkile gönderildiği iddia edilen faturalara ilişkin olarak kargo gönderi evraklarının net bir bilgi içermediğini, bahse konu araç plakalarının taşıt tanıma sistemine dâhil edilmesine dair talep formalarının dosyada bulunmadığını tespit etmiştir. Bu doğrultuda, müvekkile tebliğ edilmeyen ve kesinleşmemiş faturaların alacağın varlığına karine teşkil edemeyeceği aşikârdır. Karşı yan, müvekkili temerrüde düşürdüğünü ispat edememiştir Takip tarihi öncesinde müvekkili temerrüde düşürmek adına herhangi geçerli bir işlem davacı yan tarafından yürütülmemiş olup; karşı yanın faize ilişkin talebi de her türlü dayanaktan yoksun durumdadır.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, itirazın iptali davasıdır. Somut olayda davalı ile dava dışı … firması arasında Taşıt Tanıma Sistemi Sözleşmesi imzalanmış, sözleşmenin devre ilişkin maddesi çerçevesinde sözleşme davacı Multinet şirketine devredilmiştir.Davacı taraf, davalının araçlarının aldığı yakıt ücretinin ödenerek davalı yana bakiye yazıldığını, davalının bu akaryakıt tüketiminden kaynaklanan bedeli davacıya ödemediğini iddia etmektedir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı vekili vasıtası ile 29.09.2014 tarihinde davalı borçlu aleyhine 16.352,34.-TL asıl alacak ve 457,87.-TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 16.810,21.-TL cari hesap alacağının takip tarihinden itibaren işleyecek aylık %4 faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olup, davalı taraf süresinde borca itiraz etmiş, işbu dava hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Davaya konu Taşıt Tanıma Sistemi Sözleşmesinin ilgili hükümleri şöyledir; … (…) ile müşteri arasında …’ın Türkiyede uyguladığı ve sözleşme metni içerisinde açıklanan taşıt tanıma sisteminin çalıştırılmasına yönelik olarak aşağıda belirtilen şartlarda imzalanmıştır.2.Tarafların Yükümlülükleri2.1 …’ın yükümlülükleri1.MÜŞTERİ’ye … akaryakıt istasyonlarından yaptığı alışverişlerde fatura verilmez. … TTS vasıtası ile müşterinin çeşitli istasyonlardan yaptığı alımlar her ayın 15’i ve ayın son günü … tarafından fatura edilir. MÜŞTERİ bu faturaların bedellerini fatura kesim tarihlerinden 15 gün sonra …’a öder. 5.”…”ın tüzel kişiliğinin değişmesi veya “…”ın herhangi bir kişi ile ortaklık tesis etmesi veya “…”ın işbu sözleşmeyi bütün hak ve yükümlülükleriyle birlikte üçüncü kişiye devretmesi halinde “Müşteri” işbu sözleşmeyi gerek değişen tüzel kişilik ile gerek kurulan ortaklık ile gerekse işbu sözleşmeyi devralan üçüncü kişi ile devam edeceğini kabul eder. 6.Fesih başlıklı maddesinde ise “Taraflardan herhangi birinin bu sözleşme ile yüklenmiş olduğu edimlere uymaması durumunda diğer taraf sözleşmeyi 3 ay önceden bildirmek şartı ile tek taraflı olarak fesih etme hakkına sahiptir. MÜŞTERİ’nin bu sözleşmedeki edimlere uymaması veya sözleşmenin zamanından önce feshi durumunda; MÜŞTERİ, taşıt başına 200 ABD doları+KDV’yi …’ a öder. Anlaşmanın süresi içinde dolması ve feshini takiben MÜŞTERİ, …’ın ariyeten vermiş olduğu ekipmanlannı …’a 1 ay içeresinde iade edecektir. Bu ekipmanların sökülme işlemleri … a aittir. Mahkemece mali müşavir bilirkişi ve öğretim görevlisi bilirkişi heyetinden alınan raporda ” Dosya Mevcudu ve Davacı ticari defterleri ve icra dosyaları ile bunlara dayanak teşkil eden belgelerin tetkiki neticesinde ve raporda açıklanan nedenlerle; Davacı şirkete ait 2014 yıllarına ait yasal defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu açılış tasdikleri yasal süresinde olduğu, aynı şekilde yasal defterlerin kapanış tasdikinin yasal süresinde yapıldığı, netice olarak Davacı şirketin 2014 yılları defterlerinin kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu Raporun 2.1 bölümünde açıklandığı üzere Davacı şirketin takip tarihi olan 29.09.2014 tarihi itibarı ile toplam 16.352.34.-TL alacaklı olduğu, söz konusu alacak tutarının Davacının icra takibine konu olan asıl alacağı ile paralellik gösterdiği.,Raporun 2.1 bölümünde açıklandığı üzere Davacı yanın, takip tutarına esas teşkil eden 4 adet faturasındaki, gerek akaryakıt alımı karşılığında düzenlenen faturalar ve gerekse sözleşme ceza bedeline konu olan faturalardaki araç plakalarının, davalının “taşıt tanıma sistemine” dahil edilmesi yönünde talep formlarının dosyaya sunulması ve son olarak Davacının, Davalının sözleşme hükümlerine hangi aykırılıkları nedeniyle ilgili cezanın kesildiği yönünde somut belgelerini sunması durumunda taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin tespit edilebileceği,” şeklinde rapor sunmuştur.Davacı taraf rapora karşı beyan dilekçesinde özetle; ”Davalının akaryakıt alımı yapmadığı yönünde bir açıklaması yoktur. O halde, davalı tarafın itiraz etmediği hususlar bakımından belge ibraz edilmesinin istenmesi doğru ve haklı bir talep değildir. Söz konusu araçların daha önce de sözleşme kapsamında akaryakıt alımı gerçekleştirdiği ve bu faturaların davalı tarafın ödenmiş olduğu nazara alındığında bu araçlara ilişkin talep formlarının dosyaya sunulmasının istenmesinin yargılama açısından bir faydasının olmadığı açıktır. Dava dilekçemizde, davalı ile dava dışı … firması arasında sözleşme imzalandığı, sözleşmenin devre ilişkin maddesi çerçevesinde sözleşmenin Multinet şirketine devredildiği açıklanmıştır. Multinet şirketi, bilirkişi raporunda yer alan araç plakalarının taşıt tanıma sistemine dahil edilmesi yönünde talep formlarının olup olmadığını … firmasından sormuştur. …, anılan araç plakalarının taşıt tanıma sistemine dahil olduğunu, bununla birlikte bilirkişi raporunda belirtildiği gibi talep formalarının düzenlenmediğini, araç plaklarının sisteme dahil edilmesi uygulamasının telefon üzerinden şifaen veya e-mail yoluyla yapıldığını bildirmiştir. Taşıt tanıma formlarının sunulmasına gerek olmadığı yönündeki beyanlarımızı yeterli görmüyor ise, bu durumda anılan araç plakalarının taşıt tanıma sitemine dahil olup olmadığının … firmasından sorulmasını talep ediyoruz. Sözleşmenin “Fesih” başlıklı 6.maddesinde, müşterinin bu sözleşmedeki edimlere uymaması veya sözleşmenin zamanından önce feshi durumunda Müşterinin taşıt başına 200 ABD Doları +KDV’yi …’ye ödeyeceği öngörülmüştür. Maddede, cezai şart faturası kesilebilmesi açısından iki ayrı durum öngörülmüştür. Bunlardan biri müşterinin sözleşmedeki edimlere uymamasıdır. Cezai şart faturası kesilebilmesi açısından sözleşmenin feshi şartı yoktur. Müşterinin sözleşmedeki edimlerine uymaması nedeniyle cezai şart talep edilebilecektir. Taraflarca yapılan itirazlarında değerlendirilerek bilirkişiye dosya tekrar verilerek ek rapor düzenlemesi istenmiş bilirkişi raporunda “… firmasının göndermiş olduğu 11.04.2018 tarihli yazıdan; … ve … plakalı araçların iptal edildiği, … vc … plakalı araçların sistemde kayıtlı olmadığı, diğer araçların ise kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır. … kargodan gönderilen 30.03.2018 tarihli yazıdan; 5 adet kargonun davalıya ulaştırılmış olduğu görülmektedir, SGK tarafından gönderilen 18.04.2018 tarihli yazıdan; kargoların bir kısmını teslim alan … ve …’nin davalının çalışanları oldukları anlaşılmaktadır.Davalının imzalamış olduğu sözleşmenin 6. maddesinde; “Müşteri ‘nin bu sözleşmedeki uymaması…durumunda; Müşteri, taşıt başına 200 ABD doları KDV’yi …’a öder, Bütün bu hususlar ile birlikte davacının ticari defterlerini sunmuş olması ve bu defterlerin HMK. m. 222 uyarınca sahibi lehine delil teşkil etmesi, buna karşılık davalının ticari defterlerini itraz etmemesi birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava konusu faturaları sözleşmeye uygun olarak düzenlenerek davalıya tebliğ ettiği dolayısıyla davalının bu faturalar nedeniyle dava konusu bedel oranında borçlu olduğu sonucuna varılmaktadır, Yukarıda ayrıntılarıyla arzettiğimiz nedenlerden dolayı, davacının, dava konusu faturaları sözleşmeye uygun olarak düzenlenerek davalıya tebliğ ettiği dolayısıyla davalının bu faturalar nedeniyle dava konusu bedel oranında borçlu olduğu sonuç vc kanaatine varmış bulunmaktayız.”şeklinde rapor sunulmuştur. Mali müşavir bilirkişi tarafından davacının icra takibine konu ettiği alacak tutarının – Davacının 31.07.2014 tarih, … ve 2.237,50.-TL tutarındaki Davalının akaryakıt alımlarına ilişkin Davacının düzenlediği faturadan, – Davacının 15.08.2014 tarih, … ve 2.436,42.-TL tutarındaki Davalının akaryakıt alımlarına ilişkin düzenlediği faturadan,- Davacının 31.08.2014 tarih, … ve 418,53.-TL tutarındaki Davalının akaryakıt alımlarına ilişkin düzenlediği faturadan, – Davacının 27.08.2014 tarih, … ve 11.259,89.-TL tutarındaki mts sözleşme ceza bedeli (22 araç 200USD+KDV) açıklamalı Davalının Sözleşmeye aykırılık nedeniyle Davacının sözleşmeden kaynaklanan ceza bedelleri karşılığına ilişkin düzenlediği fatura toplamlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.Davacı taraf, akaryakıt alımına ilişkin üç adet faturaya dayanak teşkil eden ve cezaya konu davalı araçlarının listesini ibraz etmiştir. Davacının ibraz ettiği listelerde, raporda sistemde kayıtlı olmadığı belirtilen plakalar mevcut değildir. Davacı taraf, içeriği fatura ve evrak olarak belirtilen 08/07/2014, 19/07/2014, 12/08/2014, 25/08/2014, 08/09/2014, 15/09/2014 teslim tarihli kargo evrakları ibraz etmiştir. Kargoları teslim alanların davalı çalışanı ve yetkilisi olduğu sabittir. Dava dosyasında Davacının 2 adet iadeli taahhütlü alarak Davalıya gönderdiği ihtarname mevcut olup söz konusu İhtarnameler, feshe ilişkin olmayıp, cari hesap borcunun ödenmesi yönündedir. 6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir.Davaya konu somut olayda, cari hesaba konu edilen faturaların usulüne uygun tutulan davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının faturaları davalı tarafa teslim ettiği hususunu kanıtladığı, davalının faturalara sekiz günlük sürede itirazının söz konusu olmadığı, ödemeye ilişkin iddiasının olmadığı, davacının alacağının sabit olduğu, sözleşmenin 6. Maddesi gereğince sözleşmedeki edimlerine uymayan davalının cezai bedeli ödemek zorunda olduğu, davacı tarafından düzenlenen ceza bedeli faturasının sözleşmeye uygun olduğu, sözleşmede fatura bedelinin fatura kesim tarihiden 15 gün sonra ödeneceği ve vadesinde yapılmayan ödemeler için %4 gecikme faizi işletileceği hükme bağlandığından temerrüt faiz talep edilmesinin uygun olduğu, alacağın likit olduğu anlaşılmakla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 287,07 TL den mahsubu ile bakiye 107,17 TL’nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/06/2023