Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1636 E. 2023/836 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1636
KARAR NO: 2023/836
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
ESAS NO: 2018/666
KARAR NO: 2019/1316
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 25/07/2018
KARAR TARİHİ: 31/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı taraf arasında 27/02/2013 tarihinde davalı şirket bünyesindeki temizlik işlerinin teminini sağlamak maksadıyla hizmet sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin davalı taraf ile aralarındaki sözleşme gereği ifa etmekle yükümlü bulunduğu tüm hizmetleri eksiksiz ve kusursuz bir biçimde yerine getirmiş olmasına rağmen davalı yanın, üzerine düşen ifa borcunu yerine getirmemiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından, davalı yan hakkında 19/04/2016 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak 03/05/2016 tarihinde söz konusu takibe haksız ve hukuka olarak borçlu yan tarafından itiraz edildiğini, bu itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, borçlu şirket tarafından yapılan bu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlu şirketin imzayı ikrar etmiş olduğunu, borçlu şirketin icra takibine, dosya borcuna, faiz oranına, işlemiş faize ve tüm ferilere itiraz ettiğini, açıkça sözleşmedeki imzaya itiraz etmemiş olduğunu, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle; davanın kabulünü ve davalı tarafın yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile icra takibinin devamını, kötü niyetli olarak yapılan itiraz nedeniyle borçlu aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firma ile davalı firma arasındaki ilişkinin 2015/Aralık ayı itibariyle başlamış olduğunu, davacı firmanın bu tarihten önce müvekkili firmadan herhangi bir temizlik hizmeti satın almamış olduğunu, davacının davaya dayanak olarak ileri sürmüş olduğu 01/01/2016-31/12/2016 dönemine ilişkin cari hesap ekstresinde görülen borcu kabul etmemekle birlikte taraflarınca davacı şirkete gönderilen Beşiktaş .. Noterliği 13 Nisan 2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarname ile iade olunan 6.116,03-TL + KDV bedelli iade faturası ile Beşiktaş … Noterliğinin 25 Mart 2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade olunan 11.189,19-TL + KDV bedelli iade faturasının bu hesaba yansıtılmamış olduğunu, davalının davaya dayanak olarak ileri sürdüğü cari hesabı kabul etmemekle birlikte öncelikli olarak bu iade faturalarının hesaptan düşülmesi gerekmekte olduğunu, faturalar hesaptan düşürüldüğü takdirde de davalı müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığının görüleceğini, bahse konu kısmi iade faturalarının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda düzenlenen %5’lik teşvik primine ilişkin olduğunu, davacı alacaklının bu primleri zamanında ödemeyerek kanunun kendisine sağladığı bu olanaktan yararlanamadığını, bu nedenle de ödemek zorunda kalmış olduğu primleri davalı işverene yansıttığını, davacı tarafın kendi kusuru sebebiyle indirimden yararlanamadığını, davacının kendi kusurlu davranışı sebebiyle fazla ödediği primi müvekkiline fatura etmesinin ve bu borcu müvekkilin ödemesinin kabul edilemez olduğunu, davacı şirketin TTK m. 20/2 kaynaklı basiretli tacir gibi davranma borcuna riayet etmediğinin görüleceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Davalı taraf cari hesap borcu nedeniyle davacı tarafın kullanması gereken teşvik primini kullanmadığını, bu nedenle iade faturası kestiğini, davacının alacak talebinin %5lik işveren teşvik pirimini davacının kullanmaması nedeniyle oluştuğunu, davanın reddini talep etmiştir. Tüm dosya kapsamı, alınan ayrıntılı, açıklayıcı ve hükme esas almaya elverişli 28/08/2019 tarihli bilirkişi raporu dikkate alındığında; teşvik primi uygulamasının işverenlerin sigorta primlerini düzenli olarak ödemesinin sağlanması için yapılan bir uygulama olduğu, işverenlerin teşvik priminden yararlanma zorunluluklarının bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede alt işverenin işçi alacakları ve çalışan personellerin SSK, yıllık izin, kıdem, ihbar benzeri yasal sorumluluklarını karşılamak zorunda olduğunun kararlaştırıldığı, davalının takip tarihi itibariyle davacıya 20.490TL ödemekle sorumlu bulunduğu, davacının alacağının taraf defter ve kayıtları ile sabit olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile icra takibine itirazın iptaline, alacak likit olduğundan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; “davalı müvekkilin davacıya karşı borcu bulunmamaktadır. Davacının davasına dayanak olarak ileri sürmüş olduğu 01/01/2016-31/12/2016 tarihleri arası döneme ilişkin cari hesap ekstresinde görülen borcu kabul etmemekle birlikte, tarafımızca davacıya gönderilen Beşiktaş 19 Noterliği 13 Nisan 2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade olunan 6.116,03-TL+ KDV bedelli iade faturası ile Beşiktaş … Noterliği 25 Mart 2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade olunan 11.189,19-TL+KDV bedelli iade faturaları bu hesaba yansıtılmamıştır. Öncelikli olarak daha önce dosyaya sunulmuş olan anılı iade faturalarının hesaptan düşülmesi gerekmektedir. Müvekkil bütün borçlarını tam ve zamanında yerine getirmiştir. Bu nedenle de davalının SGK Primlerini geç ödeyerek %5’lik indirimden yararlanmaması davacının sorumluluğunu gerektirir.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava hizmet sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasının incelenmesinde; 19/04/2016 tarihili ödeme emri ile 01/01/2016-31/12/2016 dönemine ait cari hesap alacağı olan 20.490,00TL alacak için takip başlatıldığı, davalının süresinde borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın iptali için işbu davanın süresinde açılmış olduğu görülmektedir.Davacı, davalı tarafa hizmet verdiğini, davalının borcunu ödemediğini beyan etmektedir. Davalı ise, iade faturaları düzenlediklerini, iade faturalarının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda düzenlenen %5’lik teşvik primine ilişkin olduğunu, davacı alacaklının bu primleri zamanında ödemeyerek kanunun kendisine sağladığı bu olanaktan yararlanamadığını, bu nedenle de ödemek zorunda kalmış olduğu primleri davalı işverene yansıttığını iddia etmektedir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı ile davalı arasında 15/12/015 tarihinde davalı … a.ş., işveren; davacı … a.ş. yüklenici olmak üzere, yüklenici tarafından işverenin … adresinde bulunan sitesinde temizlik, mekanik ve elektrik hizmetlerini sağlanmasını kapsayan sözleşmenin imzalandığı görülmüştür. Sözleşmenin özel hükümler başlıklı 6. Maddesinin ilgili hükümleri şu şekildedir. g-Yüklenici tarafından kesilecek faturanın ekinde SGK ödeme belgelerinin ibrazında sonra banka kanalı ile yapılacaktır, imzalı ibra edilmeyen Puantaj, Ödeme makbuzu ve diğer yasal evrakların eksikliği halinde ödeme yapılmayacaktır. ı-Görev yapan personellerin kıdem ve ihbar haklarını (Yasalar doğrultusunda) elde ettiklerinde YÜKLENİCİ tarafından MÜŞTERİ’ye fatura edilecektir. Bu madde sebebiyle bir yıllık çalışma süresi dolmadan geçersiz nedenle YÜKLENİCİ’den personelin değiştirilmesinin talep edilmesi halinde personelin kıdem ve ihbar ücreti yine MÜŞTERİ’ye fatura edilecektir. o- …yüklenici çalışan personellerin SSK, yıllık izin, Kıdem, İhbar ve benzeri yasal zorunlulukları karşılamak zorunda olup bunlarla alakalı işverene belgeleri tam zamnanında ve istenildiğinde İbraz etmek ile yükümlüdür. Hakların yerine getirilmemesinden işveren mesul olmayıp kanun önünde doğacak tüm sorumluluk yükleniciye aittir. Bilirkişi Smmm … tarafından hazırlanan 28/08/2019 tarihli raporda sonuç olarak:”…”dava konusunun davacının davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2015,2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının incelenen ticari defterlerine göre; davacının takip tarihi (26/04/2016) itibariyle davalı yandan 20.491,13-TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, davalının 2015,2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının incelenen ticari defterlerine göre; davalının takip tarihi (26/04/2016) itibariyle davacı yana borcunun bulunmadığı, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde taraflar arasındaki ihtilafın; davalının düzenlemiş olduğu; 29/02/2016 tarihli … nolu “Ocak-Şubat ayı 5510 sayılı kanundan doğan indirim” açıklamalı 13.203,24-TL tutarlı iade faturası, 31/03/2016 tarihli … nolu “Mart ayı 5510 sayılı kanundan doğan indirim ” açıklamalı 7.216,91-TL tutarlı iade faturası, yine davalı defterlerinde kayıtlı olan 18/04/2016 tarihli 18/04/2016 tarihli 70,00-TL tutarlı Halbank ödemesi açıklamalı kaydın, (13.203,24-TL + 7.216,91-TL + 70,00-TL = 20.490,15-TL) davacı yan defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davacı yan tarafından dava konusu 29.09.2016 tarihli … nolu fatura Beyoğlu … Noterliğinin 31/03/2016 tairhli … yevmiye sayılı ihtarı ile, 31/03/2016 tarihli … nolu fatura ise Beyoğlu … Noterliğinin 22/04/2016 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı yana iade edildiği, ihtilaf konusu teşvik primi uygulamasının işverenlerin sigorta primlerini düzenli olarak ödemesinin sağlanması için yapılan bir uygulama olduğu, işverenlerin teşvik piriminden yararlanma gibi bir zorunluluğu bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede alt işverenin işçi alacaklı ve çalışan personelleri SSK, yıllık izin, kıdem, ihbar benzeri yasal zorunluluklarını karşılamak zorunda olduğunun belirtildiği, teşvikten yararlanma ile ilgili herhangi bir açıklama bulunmadığı, davacının dava konusu sözleşme ediminin zamanında yerine getirilmemesi sebebiyle oluşan bu zararın davalı tarafından karşılanma yükümlülüğü olup olmadığı ile ilgili olup bu husus tamamen hukuki bir konu olup Sayın Mahkemenin takdir ve kararına tabi olduğu, neticeden; Sayın Mahkeme davalının sorumlu olduğu kanaattinde ise davacının (26/04/2016) itibariyle davalı yandan 20.490,00-TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, Sayın Mahkemece davacının davasında haklı görülme ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan 20.490,00-TL asıl alacağına takip tarihinden (26/04/2016) itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği…”sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa olunmuştur. Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi taraflar arasındaki cari hesap farkı, davalının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda düzenlenen %5’lik teşvik priminden doğan indirim açıklamalı iade faturalarından kaynaklanmaktadır. Davalı vekili, davacı alacaklının bu primleri zamanında ödemeyerek kanunun kendisine sağladığı bu olanaktan yararlanamadığını, bu nedenle de ödemek zorunda kalmış olduğu primleri müvekkili işverene yansıttığını iddia etmektedir. Davacı vekilinin, davalının bilirkişi raporuna karşı sunduğu beyan dilekçesine karşı sunduğu 15/07/2019 tarihli beyanında; müvekkili şirketin, personelinin işçilik ücret ve alacaklarını vergi borçlarını gününde ve eksiksiz ödemesinden dolayı hak kazandığı söz konusu hazine primi alacaklarının müvekkilinden tahsil edilmesi için davalı tarafından 2 adet fatura düzenlendiğini, faturaların müvekkilince süresi içinde iade edildiğini, sözleşmede söz konusu prim ve teşvik alacaklarının kendisine iade edileceğine dair hüküm olmadığını beyan etmiştir. 5510 sayılı yasanın 81/ı maddesinde ise, kanunun 4. maddesinin 1. Fıkrasının a bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddenin 1. Fıkrasının a bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalı primlerinden, işveren hissesinin 5 puanlık kısmını isabet eden tutarın hazinece karşılanacağı, işveren hissesine ait primlerin hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini kısa süre içerisinde sosyal güvenlik kurumuna, muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini ise maliye bakanlığına vermeleri, sigortalının tamamını ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarının yasal süre içerisinde ödemeleri, sosyal güvenlik kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmamasının şart olduğu, ancak kuruma olan prim, idari para cezası ve buna ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının 21/7 1953 tarihli 6183 sayılı amme alacaklarının tahsil usulü hakkında kanunun 48. maddesine göre tescili ve taksitlendiren işverenler ile 29/ 07/ 2003 tarihli ve 4958 ilgili Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve 22/02/2006 tarihli ve 5458 sayılı sosyal güvenlik prim alacaklarının yeniden yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Olması Hakkında Kanun ile diğer taksitlendirme ve yapılandırma kanunlarına göre taksitlendirme ve yapılandırılan işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlanacağı, bu bent hükümlerinin vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları ile okul -aile birliklerince çalıştırılanlar hariç olmak üzere 21/04/2005 tarihli ve 5335 sayılı kanunun 30. maddesinin 2. Fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait iş yerleri ile 08/09/1983 tarihli ve 2886 sayılı devlet ihale kanununa 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı kamu ihale kanunu ve uluslararası anlaşma hükmünün istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı kanunda istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin iş yerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalar hakkında uygulanmayacağı, hazinece karşılığını prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacağı, bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatta sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde bu desteğin öncelikle uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı, davalıya hizmet vermiş olup, hizmet tarihleri itibariyle davacı şirketin sigorta primlerinin tahakkuk ve ödenmesinde 5 puanlık indirim uygulaması gerekmektedir. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 81/1-ı maddesinde düzenlenen 5 puanlık hazine teşvikinin davacı işverene tanınmış bir haktır. Yargıtay emsal kararlarında da ifade edildiği şekilde primleri ödeyen yüklenicinin kendi sorumluluğunu yerine getirmesi nedeniyle devletin ona sağladığı bu katkının, sözleşmenin diğer tarafına geçirilmesi anlamına gelen davalının düzenlediği iade faturaları ve davacının başlattığı takibe davalının itirazı haksız olup mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesi doğru olmuştur. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1.b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.31/05/2023