Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1624 E. 2023/1088 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1624
KARAR NO: 2023/1088
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/809
KARAR NO: 2019/935
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 22.12.2016 tarihli Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşme gereğince müvekkilinin 1 yıl boyunca davalı markasının tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini yerine getireceğini ve sözleşmenin 3.maddesinde belirtilen hizmetlere danışmanlık edeceğini, bunun karşılığında müvekkiline hizmet bedeli olarak aylık 5.000,00 TL + %18 KDV ödeme yapılacağı konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin sözleşme mucibinde üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiği halde davalı şirket yetkilisinin gönderdiği e-posta ile çalışmayı sonlandırdıklarının bildirildiğini, bu sonlandırma sürecinin sözleşmeye aykırı olduğunu ve sözleşmeden kaynaklanan haklarını talep ettiklerini, sözleşme haklı bir sebep olmaksızın sonlandırıldığından sözleşme gereği yıllık 60.000,00-TL +KDV olan sözleşme bedelinin tamamlanmamış kısmının ödenmesi gerektiğini, bu hak ediş sebebiyle davalı şirkete sözleşmeyi haksız ve mesnetsiz bir şekilde feshetmesinden dolayı Beyoğlu 24. Noterliği kanalı ile ihtarname keşide edilerek kalan 8 aylık tutar olan 47.200,00-TL ile birlikte muhtelif faturalardan kaynaklanan bakiye 3.000,00 TL ile toplamda 50.200,00 TL ödeme talebinde bulunulduğunu, sözleşmenin tamamlanmamış 7 aylık bakiyesi olan 41.300,00 TL + işlemiş faiz için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştikleri icra takibine borçlu-davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin sözleşme ile belirlenen hükümleri gereği gibi yerine getirmediği nedenle sözleşme ilişkisinin çekilmez hale geldiğini, müvekkilinin yetersiz tanıtım, gecikme ve sair aksaklıklar üzerine davacının çeşitli kereler yazılı ve sözlü olarak uyarıldığını, ancak bu uyarılara rağmen hiçbir iyileşme olmadığını bu sebeple zorunlu olarak sözleşmenin iptali yönünde karar alındığını, davacının sözleşmenin devam ettiği ilk 4 ay boyunca önemli hiçbir faaliyette bulunmadığını, oysa müvekkilinin pazarlama ve tanıtım açısından büyük avantajlar taşıyan bir anlamda davacı şirketin işini kolaylaştıracak markaları temsil ettiğini, buna rağmen tanıtım yapmakta yetersiz kalındığını, davacıya sözleşmenin 1/4 kadar süre verildiğini, bu süre zarfından sözleşmeden kaynaklı sorumluluklarını müvekkilinin eksiksiz yerine getirdiğini ancak davacının her şeye rağmen yetersiz kaldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”…, taraflar arasında 22.12.2016 tarihli “İletişim Sözleşmesi” akdedildiği, sözleşmenin 5. maddesinin, müşterinin herhangi bir haklı sebep göstermeksizin sözleşmeyi feshetmesi halinde, 4. maddede belirtilen tutarın 1 yıllık karşılığı olan 60.000,00 TL+KDV’nin tamamlanmamış kısmını cezai şart olarak ödemeyi taahhüt ettiği, ancak … çalışmalarını gerektiği gibi takip etmeyip anlaşma şartlarına uymaz ise …’nun, … 3 kez yazılı uyarıda bulunacağı, buna rağmen iş talepleri uymaz ve gereken yapılmaz ise …’nun, sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceği şeklinde düzenleme içerdiği, sözleşmenin davalı tarafça fesih edildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin sözleşme serbestisi ilkesi kapsamında akdedildiği, ancak hukukumuzda, sözleşme serbestisi ilkelerinin yanında sözleşmeye bağlılık ilkesinin de (Ahde Vefa- Pacta Sunta Servanda) kabul edildiği, bu kurala göre, sözleşmenin yapıldığı andaki gibi aynen uygulanması ve hükümlerine riayet edilmesi gerektiği, sözleşmeye bağlılık ilkesinin, hukuki güvenlik, doğruluk ve dürüstlük kuralının da bir gereği olarak, sözleşme hukukunun temel ilkelerinden birisi olduğu, ancak somut olayda, hükme esas alınmasına karar verilen ve ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılan bilirkişi raporunda davacının, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan görev ve sorumluluğunun gereğini yerine getirmediği, davalının davacıya bu hususta bir çok kez mail gönderdiğinin tespit edildiği, davacı tarafından davalı hakkında her ne kadar aralarında akdedilen 22.12.2016 tarihli “İletişim Sözleşmesi”nin 5. maddesine dayanarak cezai şart talep edilmiş ise de, madde metninde sözleşmenin herhangi bir haklı sebep göstermeksizin feshi halinde cezai şart alacağının doğacağının hüküm altına alındığı, ancak somut olayda davalı tarafından sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının TBK’nin 112. maddesi uyarınca kusursuz olduğunu ispatlayamadığı, davalı tarafça sözleşmeye aykırı olarak fesih beyanında bulunulduğu, 3 kere yazılı ihtar gönderilmediği, davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz biçimde ifa ettiği, sunulan delillerin incelenmediği, … Markasının ilgili dergide gerçekleşen tanıtımlarının davacının şahsi bağlantıları sayesinde yapılabildiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin davalı tarafça haksız yere fesih edildiği gerekçesiyle, sözleşmenin 5. maddesine göre talep olunan cezai şart alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 41.300,00-TL asıl alacak ve 948,49-TL sözleşme işlemiş faizi olmak üzere toplam, 42.248,49-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca, faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında akdedilen 22.12.2016 tarihli “İletişim Sözleşmesi”nin incelenmesinde: Davalının müşteri olarak belirtildiği, 01.03.2016 tarihinden itibaren 1 yıl boyunca müşterinin … markasının 1 yıl boyunca tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine 3. madde kapsamında belirtilen hizmetleri danışmanlık etmesi ve çalışmaları kapsamasına yönelik düzenlenen sözleşmede müşterinin markanın varlığının duyurusu ile başlayıp mağaza açılışları, özel gün ürün tanıtımı, ürün deneyimi, marka odaklı yeni projeler, her türlü konsept çalışmanın yapılması, markaya artı değer katacak ve sinerji yaratacak aktivitelerin, yaratıcı fikir ışığında sunulması, medya iletişim stratejilerinin belirlenmesi, gerekli görülen etkinliklerde bütçe çalışmalarının yapılarak onayına sunulmasını kapsamaktadır. Sözleşme bedeli ve ödeme koşullarına belirlendiği 4. maddede, sözleşme kapsamındaki hizmet bedelinin aylık 5.000,00 TL +%18 KDV olduğu ve faturanın iletişimin başladığı her ayın 20’sinde kesilerek bir sonraki ayın 1-4′ u arasında ödeme yapılacağı belirlenmiştir. Sözleşmenin “Özel Hükümler” başlıklı 5. maddesinin 3 nolu bendinde; “Müşterinin herhangi bir haklı sebep göstermeksizin sözleşmeyi feshetmesi halinde müşteri 4. maddede belirtilen tutarın 1 yıllık karşılığı olan 60.000-TL+KDV’nin tamamlanmamış kısmını cezai şart olarak, …’a ödemeyi taahhüt eder.Ancak … çalışmalarını gerektiği gibi takip etmeyip anlaşma şartlarına uymaz ise … 3 kez yazılı uyarıda bulunacaktır. Buna rağmen iş talepleri uymaz ve gereken yapılmaz ise …, sözleşmeyi tek taraflı feshedebilir” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Davalı şirket yetkilisi olduğu belirtilen … tarafından davacı şirket yetkilisi …’na gönderilen 03.05.2017 tarihli e posta da, yönetiminin Ocak ayından bu zamana kadar yapılan Pr çalışmasının yetersiz ve yapılan dergi çalışmalarının çok zayıf olduğu düşüncesinde olduğu bu nedenle çalışmanın sonlandırılması kararı verildiği belirtilmiştir. Beyoğlu … Noterliği vasıtasıyla davalı şirket aleyhine keşide edilen 16.05.2017 tarih ve … yevmiye sayıda ihtarname de davalı müşterinin herhangi bir haklı sebep göstermeksizin sözleşmeyi feshetmesi halinde yıllık hizmet bedeli olan 60.000,00 TL+KDV (70.800,00 TL) tamamlanmamış kısmını cezai şart olarak ödeyeceği hüküm altına alındığında bakiye 8 aylık tutar olan 47.200,00 TL ile ve ayrıca 4 ayda muhtelif faturalardan kaynaklanan 3.000,00 TL bakiye borcu olmak üzere toplam 50.200,00 TL’nin 3 gün içerisinde ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Davalı tarafın taraflar arasında düzenlenen sözleşme nedeniyle süreç yönetimi ile davacı taraf gönderdiği mailler; – Davalı şirket çalışanının 4 Nisan 2017 tarihinde mailine davacı tarafından 2 gün geçmesine rağmen 6 Nisan 2017 tarihinde dönüş yapılmadığı belirtilerek, 6 Nisan 2017 tarihli mailde ”… hm aşağıdaki mailim ulaşmadı galiba size” cümlesiyle başlayarak 4 Nisan tarihine ait mail tekrar gönderilmiştir. -Davalı tarafından yapılması talep edilen işlere ilişkin olarak 10 günü aşkın bir süre geçmesine rağmen davacı tarafından cevap verilmediğini belirten ve davalı tarafça gönderilen mailde ”… günaydın, Biz ürünleri 10 gün evvel seçtik ve size Duygu mail atmıştı bununla ilgili. Hiçbir dönüş almadık ona …” şeklindedir. -11 Nisan 2017 tarihli ”… İşbirliği” konulu mailde ise, davacı tanıtımın geç yapıldığını kabul etmiştir.
Tanık beyanları: Davacı tanığı … beyanında: ben davacı şirkette 4 yıldır fiilen çalışmaktayım davalı yanla olan sözleşmede de fiilen çalıştım tarafların üzerinde anlaştıkları her hususta hizmet anlaşıldığı şekilde yerine getirildiği, eksik veya ayıplı bir hizmet verilmedi ancak bir mail ile sözleşme feshedildi bu aşamaya gelene kadar henüz hayata geçmemiş ancak kendilerine fikir olarak önerdiğimiz bir takım fikirlerin anlaşmadan sonra başka markalarla iş birliği halinde hayata geçirildiğini gördük özellikle bir çiçek firması önermiştir. … isimli firma ile bir konsept önerisi yapmıştık sözleşme feshedildikten sonra önerdiğimiz konsepti … isimli başka firma ile birebir uyguladıklarını gördük (bu uyguluma Şubat 2018 oldu) ayrıca her iki şirket yetkilisinin samimiyeti nedeniyle davalı yanın işlerinde daha hassas çalışıldığını biliyorum. Tanık … beyanında; Ben davalı firmadan E- Ticaret yönetici olarak çalışmaktayım davacı şirket ile anlaşılırken toplantıda bulundum ve beklentilerimizi dile getirdim beklentilerimiz daha ziyade firmanın markasını ön plana çıkaracak her türlü çalışma idi ancak sözleşme imzalanıp birlikte çalışmaya başlanınca 1-2 ay içerisinde dergilerde fiyat marka açıklamalarıyla sınırlı kalan bir çalışma olduğunu gördük ve bu konuda da beklentimizin bundan daha fazla olduğunu sözlü olarak dile getirdik, zira dergilerde ürünlerin fiyat bilgileri ile birlikte yer alması dergilerin direk firmayla da bağlantı kurularak yapılan bir işlemdir bunun dışında sevgililer günü nedeniyle ünlülere hediye gönderme projemiz gecikti ve bu proje anneler gününde gerçekleşti bilgi ve onayımız dışında davacının kartvizitleri bizim hediye kutularımıza konuldu ve hediyeyi alan ünlüler bizim firmamız yerine davacı firmayı etiketleyerek fotoğraf paylaştılar bunu farkettikten sonra henüz gönderilmeyen paketlerden davacı yanın kartlarını çıkarttık yine ünlüler ile yapılması planlanan ev çekimleri ile ilgili olarak firmamızın hitap ettiği yaş ve müşteri hedefine uygun olmayan … isimli ünlünün evinde bizim ürettiğimiz ürünlerle çekim önerisi geldi bu öneriyi ünlünün yaşı ve hitap ettiği kesim yüzünden kabul etmedik zira bir odasının döşenmesini maliyeti ve bu maliyetin tamamen bizim bütçemizde kalacak oluşu nedeniyle yarar beklentimizi karşılamayacaktı dedi yine davacı yanın … yer almamız önerisi getirildi ancak bu organizasyon daha ziyade takı ve giyim sektörüne hitap eden bir organizasyon olmakla bizim sektörümüzde ilgisi yoktu bu nedenle davacı yan ile çalışmaya son verdik” Tanık … diğer davalı tanığı …ın beyanına benzer beyanda bulunmuş ve devamında ‘…. ayrıca hediyeleri instagram sayfasında bizim etiketimizle paylaşan ünlülerin paylaşımlarını sildirildiğini biliyorum taraflar arasındaki toplantılarda sözlü olarak bu eksiklikler dile getirildi ancak yazılı uyarı yapıp yapmadığımızı hatırlamıyorum” belirtmişlerdir. Bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilerek dosyaya ibraz olunan 08/04/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; “… Tanıtım Ticaret … İle … arasında 22.12.2016 tarihli İletişim Sözleşmesi adı altında bir hizmet akdi yapıldığı, sözleşmenin 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiği ve bir yıl süre ile olduğu, Sözleşme başlangıcı itibariyle Davalının yoğun bir iletişim yürütmekte olduğu ancak Davacının bu iletişimlere geri dönme, cevap verme ve talepleri karşılama konusunda eksik kaldığına dair, sunulan deliller ışığında Önemli bîr vurguya ve kanaate işaret ettiği, davacının talep edilen etkinlikleri kaçırdığı ve bunları 3 ay sonraki bir başka etkinliğe kaydıracak önermeler getirdiği ancak kaçırılan dönem ve geçecek olan 3 aylık dönem için herhangi bir çalışma planı sunmadığı, önermediği, rantabl bir çalışma sunmadığı, davalı adına yapılması talep edilen 3 ay gecikmeli hediye ürün gönderiminde de bu sefer davacının kendi hediye gönderiyormuşcasına ürün gönderimi yaptığı bu durumunda hizmet sözleşmesinden kaynaklanan görev ve sorumluluğun gereğini yerine getirmediğini, davacının dosyaya ibraz ettiği tüm evrakın davalının hizmet sözleşmesini fesh etme iradesini gösterdikten sonraki tarihlere ait olması nedeniyle geçen 3 aylık dönemdeki memnuniyetsizliği açıklamaya yeterli olmadığı ve davacı tarafından açıklanmaya muhtaç olduğu, Hizmet yükümüne dair önemli adımların gerçekleştirilmediği keza dosyaya ibraz edilen dergi içeriklerine dair delillere dair tüm yazışmaların ilgili dergi ve yazı işleri ile davalı (arasındaki kotanldığı, davacının dahlinin olmadığına dair bir kanaat oluşturduğu görüldüğünden, Sayın Mahkeme tarafından yapılacak değerlendirme ile neticelendirmek üzere; davalının haklı gerekçelerle sözleşmeyi tek taraflı feshettiği, davacının alacak talebine hak kazanacak bir sunum ve delil dosyada bulunamadığından böyle bir hak kaybı bulunmadığı, davacının sözleşmenin 5. maddesine göre cezai şart talebinin yerinde olmadığı…” şeklinde tespitler yapılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair karar verilmiş olup, davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davaya konu somut olayda, taraflar arasında davalıya ait … markasının tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini alan 1 yıl süreli sözleşme düzenlenmiştir. İş bu sözleşmede, 3 kez yazılı uyarıda bulunulmasına rağmen iş talepleri uymaz ve gereken yapılmaz ise …’nun sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği hüküm altına alınmıştır. Sözleşmenin feshine yönelik itirazların incelenmesi: Yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere, davalı taraf 06.04.2017, 11.04.2017 tarihli maillerde davacıdan alınan hizmetten ve özellikle süreç yönetiminden memnuniyetsizlik belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da süreç yönetiminin ağırlıklı olarak davalı tarafça yapıldığı tespit edilmiştir. Nitekim davacının dosyaya sunduğu tüm çalışmaların, sözleşmenin feshedildiği belirtilen 03.05.2015 tarihli mailden sonraki döneme ilişkindir. 14.02.2017 tarihinde yapılması planlanan Sevgililer Günü organizasyonunun davacının süreci yönetememesi nedeniyle kaçırıldığı iddia edilmiştir. Bilirkişi raporunda aynı zamanda bugüne ilişkin çalışmaya dair davalı tarafın kusurlu yahut bir takım görsel ve materyeli davacıya geç iletmesi nedeniyle gecikmenin yaşandığına dair tespitinde yer almadığı belirtilmiştir.Sevgililer Günü’nde markanın tanıtımının yapılması için ünlü kişilere hediye gönderme projesi ile Anneler Günü projesi olarak hedeflenmiştir. Ancak 3 ay gecikmeli hediye ürün gönderiminde, ünlü kişileri gönderilen kutuların içinde davacı şirket sahibi … adına kartvizitlerin konulduğu anlaşılmıştır. Markaların kendi reklamını hazırlayan firmanın reklam ve halkla ilişkiler çalışması içerisinde bulunmasını kabul etmesini beklemek hayatın olağan akışına aykırılık teşkil eder. İş bu durumun varlığı da sözleşme ilişkisinde davacı ediminin gereği gibi yerine getirilmediğine bir örnektir.Her ne kadar istinaf yasa yolu başvuru dilekçesinde davacı tarafın 3 kez yazılı olarak uyarılmadığı ve bu durumu sözleşme ilkesine aykırılık teşkil ettiği belirtilmiş ise de, yukarıda belirtilen maillerde davalının ”işin geciktiği”, ”geri dönüş sağlanmadığı” şeklindeki yazışmaları bir uyarı/ikaz şeklinde algılanmalıdır. Davacı tarafça davalı tarafından sözleşmenin 5. maddesine aykırılık teşkil edecek şekilde ve ortada geçerli bir sebep yok iken tek taraflı/haksız edildiği belirtilerek sözleşmenin tamamlanmamış 7 aylık bakiyesi +işlemiş faiziadar istinaf yasa yolu başvuru dilekçesinde davacı tarafın 3 kez yazılı olarak uyarılmadığı ve bu durumu sözleşme ilkesine aykırılık teşkil ettiği belirtilmiş ise de, yukarıda belirtilen maillerde davalının ”işin geciktiği”, ”geri dönüş sağlanmadığı” şeklindeki yazışmaları bir uyarı/ikaz şeklinde algılanmalıdır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 148,60 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/07/2023