Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1612 E. 2022/359 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1612
KARAR NO: 2022/359
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/533 Esas
KARAR NO: 2019/1146
KARAR TARİHİ: 06/12/2019
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müflis … A.Ş. tarafından İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/706 E. sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesinin talep edildiğini, yerel mahkeme tarafından 10.02.2016 tarihinde … AŞ’nin iflasına karar verildiğini, iflas kararı gereğince şirketin tasfiyesinin İstanbul Anadolu .. İcra ve İflas Müdürlüğü’nce yürütülmeye başlandığını, ilgili iflas dosyasına toplam 990.784,00 TL tutarındaki (İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı takip dosyası dolayısıyla) müvekkili şirket alacağı için 15.06.2016 tarihli kayıt dilekçesi sunulduğunu, İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğünce kendilerine gönderilen kararda, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasında kesinleşmeye dair derkenar olmadığı ve alacağın yargılamayı gerektiğinden bahisle taleplerinin reddedildiğini, iflas müdürlüğünün kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilgili takibin kesinleştiğini, müvekkilinin iflas erteleme yargılamasında müdahil olduğunu ve müdahilliğine müflis şirket ve diğer alacaklılardan herhangi bir itiraz olmadığını belirterek müvekkili şirket alacağının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın İİK m. 235’de sözü edilen süreler içinde açılıp açılmadığının re’sen gözetilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının iflas masasına sunmuş olduğu belgelerde, alacağın miktar ve varlığı yönünden kesinleştiğini gösterir yeterli belge bulunmadığını, alacağın miktar ve varlığının yargılamayı gerektirdiğini, davacının ibraz ettiği belgelerle alacak kaydının mümkün olmadığını, iflas müdürlüğünün (İİK m. 233 hariç) masaya başvurulan alacakları araştırma görevinin olmadığını, alacağın doğup doğmadığı hususundaki ispat yükümlülüğünün alacaklı olduğunu savunarak; davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” … Davacı vekili, bilirkişi raporuna itirazlarında, davalı müflis şirketin kayyımlarının da onaylarının bulunduğu 31/08/2015 tarihli ana protokol ve 28/12/2015 tarihli revize protokol gereğince, davalı müflisin müvekkilinin alacağını kabul ettiğini, bu protokollere göre, protokolde kararlaştırılan taksitlerin ödenmemesi halinde temerrüt faizi işletileceğinin kararlaştırıldığını, ödenmeyen protokolden kaynaklı faiz alacaklarının muhasebe kayıtlarından anlaşılamayacağını, bunun için protokollerde yer alan faiz hükümleri çerçevesinde bir hesaplama yapılması gerektiğini belirtmiştir. Yukarıdaki bentte belirtildiği üzere, davacının talebine dayanak yaptığı 31/08/2015 tarihli ana protokol bulunamamış, davacıya yukarıdaki bentte yazılı olduğu şekilde usulünce ihtar yapılmasına rağmen davacı vekili tarafından ana protokol mahkememize sunulmamış ve nerede olduğu da bildirilmemiştir. Mahkememizce ceza dosyası dahil yapılan aramada da bu ana protokole ulaşılamamıştır. Yine, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğüne … İflas sayılı dosyanın gönderilmesi için yazı yazılmış ve neticede İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyası incelenmek üzere Mahkememiz Kalemine getirilmişse de, söz konusu iflas dosyasının içerisinde ana protokolün bulunamadığı anlaşılmıştır. Bu noktada belirtmek gerekir ki, 31/08/2015 tarihli ana protokolün temin edilmesinin işbu dava bakımından pek bir önemi de bulunmamaktadır. Zira davacı tarafın iddia ettiği gibi, ana protokolde, taksitlerin ödenmemesi halinde ödenmeyen taksitlere temerrüt faizi işletileceğine dair bir hüküm bulunsa dahi, somut olayda protokol gereğince ödenmesi gereken ilk taksidin vadesi gelmeden davalının iflasına karar verildiğinden, ortada faiz hesabı yapılabilecek bir zaman aralığı bulunmamaktadır. Kayıt kabul davalarında ancak iflas tarihine kadar işleyen faizler hüküm altına alınabilir. Fakat elbette iflas tasfiyesinin sonunda bir bakiye kalırsa davacı taraf, İİK m.196/III hükmüne göre, iflas tarihinden sonra işleyen yasal faiz alacağının ödenmesi için iflas masasına talepte bulunabilir. Bu nedenle davacı vekilinin asıl alacağın miktarına yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir. Sonuç olarak, yukarıda belirtilen nedenlerle, davacının, Tasfiye Halinde Müflis … A.Ş.’den, iflas tarihi itibariyle 790.678,00 TL alacağının olduğunun tespiti ile iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin 200.106,00 TL’lik talebin reddine karar ” verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; alacağın eksik hesaplandığı, taraflar arasında düzenlenen revize protokolünde alacakların yanı sıra protokolde belirtilen taksitlerinin ödenmemesinden doğan faiz alacağının da bulunduğu, müflis tarafından protokolde belirtilen taksit tutarlarının ödenmediği ve bu nedenle faiz alacağı doğduğu belirtilerek mahkemece kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 16/05/2017 tarihli cevabı yazıda, müflis … A.Ş hakkında İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/706 Esas sayılı dosyasında 10/02/2016 tarihinden geçerli olmak üzere iflas kararı verildiği, düzenlenen sıra cetveli 23/04/2017 tarihli Sözcü Gazetesi ile 11/05/2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyasına konu edilen toplam 990.784,00 TL alacak kaydı yaptırıldığı, iflas idaresince talebin tamamının reddine karar verildiği, red kararının 26/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 05/05/2017 tarihinde, yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde: davalı müflis şirket ve müteselsil kefil olarak belirtilen dava dışı …, … aleyhine 17.02.2015 tanzim, 18.06.2015 vade tarihli 3.000. 000 TL bedelli bononun takibe konulan 2.054.116,59 TL lik kısmına yönelik 2.054.116,59 TL senet alacağı, 590,91 TL takip öncesi faiz ve 9.000 TL komisyon ücreti alacağı olmak üzere toplam 2.063.707,50 TL alacağın tahsiline yönelik 19.06.2016 tarihli kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte bulunulduğu anlaşılmaktadır. Mali müşavir … tarafından düzenlenen raporda özetle, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümleri uyarınca süresi içerisinde yaptırıldığı, davacı ticari defter kayıtlarına göre davalı borçlu şirket arasındaki borç- alacak ilişkisinin detaylarının kayıt altına alındığı ve buna göre iflas tarihi olan 10.02.2016 tarihi itibariyle davacının 879.860,24 TL alacaklı durumda bulunduğu, davalı davalı müflis şirket ticari defter kaydı üzerine yapılan sınırlı incelemede iflas tarihi itibariyle davacı şirketin 3.987,28 TL borçlu durumda bulunduğunun tespit edildiği ve mevcut duruma göre davacı ticari defter kayıtlarında kayıtlı olduğu tespit edilen 879.860, 24 TL alacağın davalı müflisin iflas masasına kaydının gerekeceği tespit edilmiştir. Dosya arasına alınan 20.11.2015 tarihli borç tasfiye protokolünde: alacaklı … A.Ş. ile borçlu … Limited Şirketi arasında düzenlenen bu protokolde, alacaklının müşterisi … A.Ş. ile faktoring sözleşmeleri ve ekleri çerçevesinde alacaklı devir olunan alacaklarının ödeme vasıtası olarak faturalarıyla birlikte usulüne uygun olarak devredilen çekleri keşidecisi borçlu (… A.Ş. ) tarafından vadelerinde ödenemeyeceği ikrar edilmekle borçlu ve kefilinin yapacağı ödemelerin tarih ve miktarı ile tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerin düzenlendiği belirtilmiştir. 28.12.2015 tarihli davacı ve davalı arasında düzenlenen borç tasfiye protokolünde ise; konusunun taraflar arasında yapılan 31.08.2015 tarihli protokolün ödemeye ilişkin şartlarını düzenleyen ‘ayrıntılar ‘ başlıklı 3. maddesinde yer alan ödeme planı ve borç tutarının revize edilmesine ilişkin olduğu, borçlu firma ve kefilin 31.08.2015 tarihinde imzalanan protokoldeki bakiye kalan borçlarının toplam 790.678 TL olarak, taksitlerin zamanda ve tam olarak ödenmesi şartıyla 31.03.2016 tarihinden başlayan ve 30.12.2018 tarihine kadar 31.03.2016 7.000,00, 29.04.2016 7.000,00, 30.05.2006 7.000,00, 30.06.2016 7.000,00, 29.07.2016 7.000,00, 31.08.2016 7.000,00, 30.09.2016 7.000,00, 31.10.2016 7.000,00, 30.11.2016 7.000,00, 30.12.2016 7.000,00, 31.01.2017 13.000,00, 28.02.2017 13.000,00, 31.03.2017 13.000,00, 28.04.2017 13.000,00, 31.05.2017 13.000,00, 30.06.2017 13.000,00, 31.07.2017 13.000,00, 31.08.2017 13.000,00, 29.09.2017 13.000,00, 31.10.2017 13.000,00, 30.11.2017 13.000,00, 29.12.2017 13.000,00, 31.01.2018 47.056,00, 28.02.2018 47.056,00, 30.03.2018 47.056,00, 30.04.2018 47.056,00, 31.05.2018 47.056,00, 29.06.2018 47.056,00, 31.07.2018 47.056,00, 31.08.2018 47.056,00, 28.09.2018 47.056,00. 31.10.2018 47.056,00, 30.11.2018 47.056,00, 30.12.2018 47.062,00 TOPLAM 790.678,00 ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama aşamasında revize borç tasfiye protokolü başlıklı 28.12.2015 tarihli protokolde atıf yapılan 31.08.2015 tarihli ana protokolün sunulması için davacı vekiline süre verilmiş ve ayrıca stanbul Anadolu … İcra Müdürlüğüne yazı yazılmış ise de, ana protokole ulaşılamadığı yönünde bilgi verilmiştir. Mali müşavir bilirkişi için düzenlenen ek raporda; davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 879.860,24 TL, 28.12.2015 tarihli revize borç tasfiye protokolüne göre ise 790.678 TL davalının iflas tarihi olan 10.02.2016 tarihi itibarı ile davalı müflis şirketten alacaklı durumda bulunduğu, ancak ticari defter kayıtlarındaki alacağın mı yoksa 28.12.2015 tarihli protokolde belirtilen alacağın mı nazara alınması gerektiğinin mahkemenin takdirinde olduğu, davalı müflis şirketin iflas tarihi olan 10.02.2016 tarihi nazara alındığında protokol gereğince ilk ödenmesi gereken tarih 31.03.2016 olarak belirtilmekle, vadesi gelmemiş bir borca dayalı olarak faiz alacağının olmayacağı tespitinde bulunulmuştur. Bilirkişi Doç. Dr. … tarafından düzenlenen raporda özetle; davanın süresi içerisinde açıldığı, davacının alacak tutarının belirlenmesinde taraflar arasında düzenlenen 28.12.2015 tarihli revize proje protokolün dikkate alınması gerektiği ve bu protokol gereğince davacının müflis şirketten 790.678 TL alacaklı olduğu, iflasın çıldığı 10.02.2016 tarihi itibariyle bu protokolde karara bağlanmış taksitlerinin muaccel olmadığı bu nedenle faiz işletilerek yapılacak hesaplamanın masaya kayıt edilemeyeceği, iflas masasına kaydına karar verilebileceği tutarının 790.678 TL olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi Doç. Dr. … ve mali müşavir … tarafından düzenlenen bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; müflisin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyası incelenmek üzere mahkeme kalemle getirtilmiş ise de söz konusu iflas dosyasının içerisinden ilgili protokolün bulunmadığı, ancak bu protokolün huzurdaki iş davada pek öneminde bulunmadığı, zira ana protokolde taksitlerin ödenmemesi halinde ödenmeyen taksitlere faiz işletileceğine dair bir hüküm bulunsa dahi, somut olayda protokol gereğince ödenmesi gereken ilk taksitin vadesi gelmeden davanın iflasına karar verildiği, bu nedenle ortada faiz hesabı yapılabilecek bir zaman aralığında bulunmadığı ve netice itibariyle davacı vekilinin faiz yönündeki itirazlarının dosya kapsamı incelendiğinde kök raporda varılan sonuçtan farklı bir sonuca ulaşmanın mümkün bulunmadığı görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile davacının, müflis irketten iflas tarihi itibariyle 790.678 TL alacağının olduğu tespitiyle iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin 200.106 TL’lik talebinin reddine dair karar verilmiş olup işbu karara yönelik davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf dilekçesinde alacağın eksik hesaplandığı ve taksitlerin ödenmemesinden doğan faiz alacağı bulunduğu iddia edilmiştir. Alacağa yönelik inceleme: Davacıya ait ticari defter e kayıtlarına göre iflas tarihi olan 10.02.2016 tarihi itibariyle davacının davalı müflis şirketten 879.860,24 TL alacağı, müflis şirketin icari defterlerin incelenmesi sonucunda ise iflas tarihi itibarıyla davalı yönünden davacıya 3.987,28 TL borçlu durumunda bulunduğunun anlaşıldığı, ancak dosya arasına alınan 28.12.2015 tarihli revize protokol gereğince davalı şirketin davacının alacağını kabul ettiği, protokolde kararlaştırılan hükme göre taksitlerin ödenmemesi halinde temerrüt faizi işletileceğinin kararlaştırıldığı, 31.08.2015 tarihli ana protokolün temin edilemediği, somut olayda 28.12.2015 tarihli revize borç tasfiye protokolü gereğince ödenmesi gereken ilk taksitin 31.03.2016 olarak belirtildiği , davalı müflis şirketin iflasına ise ilk taksidin vadesi gelmeden önce 10.02.2016 tarihinde İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/706 esas sayılı dava dosyası ile karar verildiği ve bu haliyle mahkemece revize borç tasfiye protokolünde yer alan toplam 790.678 TL alacağın tespitine yönelik kararın dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin alacağın miktarına ilişkin yapılan itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Faize yönelik inceleme: İflasın açılmasıyla birlikte, iflas masasına giren alacaklarda faiz işlemeye devam eder. rehinle temin edilmemiş alacaklarda ticari olmayan işlerdeki faiz oranı uygulanır. Ancak, bu maddeye göre alacaklara tahakkuk edecek faiz ödemeleri, İİK’nun 195’inci maddesine göre hesaplanan ana paralar ödendikten sonra bakiyesi üzerinden yapılır .(İİK .m.195) İflasın açılması ile iflas masasına giren alacaklar da faiz işlemeye devam eder. Ancak, faiz oranı ve faizin ödeme zamanı rehinli alacaklar ve adi alacaklar da farklıdır. Adi alacaklarda, iflasın açılması ile 3095 sayılı kanunun 1. maddesine göre tespit edilecek yasal faiz işlemeye devam eder. İflas alacağı ”ticari nitelikteki işten” kaynaklansa bile yasal faiz uygulanır. Müflis ile birlikte borçlu olanlar ve kefiller, ticari alacaklar için avans faiz oranına göre faiz ödemeye devam ederler. İflas kaldırılırsa, ticari alacaklar için yasal faiz oranının uygulanması da kalkar, alacaklılar iflasın açılmasından sonraki dönem içinde ticari alacakları için avans faiz oranına göre faiz isteyebilirler. (Mahmut Coşkun, Hacizde ve iflasta Sıra Cetveli, Ankara, 1.baskı, s: 969) Davaya konu somut olayda, revize borç tasfiye protokolünde belirlenen ilk taksitin vadesi gelmeden davalı şirketin iflasına karar verildiği ve kayıt kabul davalarında iflas tarihine kadar işleyen faizlerin hüküm altına alınabileceği anlaşılmakla, mahkemece iflas tarihi itibari ile davacının alacağının hesaplanmasında faizin dahil edilmemesi yönündeki tespitin usul ve yasaya uygun olduğu ve davacı vekilinin faize yönelik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. İş bu nedenle, HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporuna, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 121,20 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, İİK’nun 164. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere y birliği ile karar verildi.23/03/2022