Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1611 E. 2021/90 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1611
KARAR NO: 2021/90
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2020
NUMARASI: 2016/2 Esas – 2020/17 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Hayat Sigortasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’un 26/05/2015 tarihinde vefat ettiğini, vefatından evvel … Bankası T.A.O. Bozüyük/Bilecik Şubesi’nden …, …, …, …, …, … numaralı sözleşmeler ile kredi kullandığını, …’un vefatı ile riskin gerçekleşmesi nedeniyle, sigorta poliçe bedelinin ödenmesi amacıyla davalıya yapılan başvurunun “sigorta başlangıç tarihinden önce gelen/mevcut bulunan kanser hastalığı vefat teminatı kapsamı dışında olduğu” gerekçesiyle reddedildiğini, müteveffanın akut miyokard enfarktüsü(kalp krizi) nedeni ile vefat ettiğini, ölüm belgesinden de anlaşılacağı üzere … ani gelişen hastalık nedeni ile 10 dakika gibi kısa bir sürede vefat ettiğini, müvekkilde kanser hastalığı bulunmadığını, müvekkiline ait hasta kayıtları istendiğinde de kanser rahatsızlığı bulunmadığının ve buna ilişkin tedavi görmediğinin de anlaşılacağını, kaldı ki müteveffanın bildirmekle yükümlü olduğu bir kanser rahatsızlığı bulunmamakla birlikte, ölümünün de kanser hastalığı ile bağlantısı olmayan kalp krizi nedeniyle gerçekleştiğinden, davalının poliçe bedelini ödemekten kaçınmasının haksız, usul ve yasalara aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle … risk numaralı 05/12/2013 başlangıç 05/12/2016 bitiş tarihli 35.500,00 TL vefat teminat tutarlı, … risk numaralı 30/07/2013 başlangıç 30/07/2016 bitiş tarihli 25.000,00 TL vefat teminat tutarlı, … risk numaralı 03/12/2013 başlangıç 03/12/2016 bitiş tarihli 35.000,00 TL vefat teminat tutarlı … risk numaralı 24/12/2013 başlangıç 24/12/2018 bitiş tarihli 63.500,00 TL vefat teminat tutarlı, … risk numaralı 06/03/2014 başlangıç 06/03/2017 bitiş tarihli 25.000,00 TL vefat teminat tutarlı, … risk numaralı 09/10/2014 başlangıç 09/10/2018 bitiş tarihli 40.000,00 TL vefat teminat tutarlı poliçelerden kaynaklı toplamda 224.000,00 TL’nin fazlaya dair hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açıldığını, dava konusu uyuşmazlığın davacıların murisinin tüketici işlemi olan banka kredisi ile birlikte imzalanan hayat sözleşmesinden kaynaklandığını, bu nedenle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, sigortalıya ait sağlık raporları incelendiğinde sigorta başlangıcından evvel kanser hastalığının mevcut olduğunun tespit edildiğini, sigorta ettirenin sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmesi gerektiğini, sigorta öncesinden gelen kanser hastalığına bağlı vefat halinin teminat kapsamı dışında olduğunu, davacıların murisi olan müteveffa sigortalı …’ un sigortanın başlangıcından önce mevcut olan ve uzunca bir süre de tedavi gördüğü kanser hastalığını beyan etmeyerek gizlemek suretiyle şirketlerini yanılttığını, bu nedenle davacılara herhangi bir ödeme yapılması hukuken de mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesini, dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/2 E. 2020/17 K. sayılı 15/01/2020 tarihli kararı ile; “….Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporu ve ek raporunun birlikte değerlendirilmesinde; dava dışı … tarafından davacılar murisi …’a 6 adet kredi kullandırıldığı, ölümü tespit edilen kurum tarafından davacılar murisi …’un ölüm tarihinin 26/05/2015 olarak belirlendiği, uzman bilirkişiden alınan raporda davacılar murisinin ölüm nedeninin ” akut miyokard enfarktüsü ” olarak belirtildiği, akciğer kanseri ön tanısı ile tetkikler yapılmış ise de kanser bulgusuna rastlanılmadığını ve vefat ile akciğer kanser arasında illiyet bağının bulunmadığını tespit etmiş olup, davalının TTK’nın 1435-1539 maddelerine dayanarak sigorta şirketinin beyan edilmeyen kanser hastalığı nedeniyle ölüm ve bu nedenle ödememe iddiasının yerinde olmadığı, murisin bankadan kullanmış olduğu 6 adet Taksitli Ticari Kredi için 6 adette toplam 224.000,-TL’ lık Teminatlı Hayat Sigortası Poliçesi düzenlendiği ve poliçe vadeleri 2016-2017-2018 yılları içerisinde dolmakta olup, murisin 26.05.2015 tarihinde vefat etmiş olmakla, davacılar tarafından sigorta şirketinden talep edilebilecek vefat teminatı miktarının 13.09.2015 tarihi itibariyle 224.000,00-TL olduğu, davacıların bu miktardan 611,21 TL lık pirim alacağını borçlanmış olduğu, bu miktarın 13.09.2015 tarihi itibariyle 224.000,-TL lık tazmin borcundan mahsup edilerek alacak miktarının 223.388,79 TL olduğu anlaşılmakla davacının, davasının kısmen kabulü ile 223.388,79 TL’nin dava tarihi olan 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilşkin taleplerin reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu uyuşmazlık, davacılar murisinin tüketici işlemi olan banka kredisi ile birlikte imzalanan hayat sözleşmesinden kaynaklandığından görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sigortalının akut myokard enfarktüsü nedeniyle vefat ettiği ve hastanın vefatı ile akciğer kanseri arasında illiyet bağı bulunmadığı yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda CD içerisindeki raporların detaylarından bahsedilmediğini, ”malign neoplazm” tespitine dair herhangi bir açıklama ve değerlendirmede bulunulmadığını, malign kötü huylu tümör anlamına geldiğinden ve kötü huylu malign tümörlerin geliştikleri organa göre farklı kanser türlerini oluşturduğundan hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönüyle bir değerlendirme ve tespitte bulunulmaması nedeniyle eksik inceleme ile karar verildiğini, sigortalının sigorta öncesinden gelen kanser hastalığı bulunup bulunmadığının tespiti ve sigortalının sigorta öncesinden gelen kanser hastalığının, ölüm sebebi olan akut myokard enfarktüsüne sebep olup olmayacağının değerlendirilmesi için Yargıtay içtihatları uyarınca dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi talep edilmesine rağmen bu talebin ilk derece mahkemesince reddedilerek savunma haklarının kısıtlandığını, sigortalının poliçe tanzim edilmeden önce mevcut olan kanser hastalığını müvekkili şirkete bildirmeyerek sözleşmenin değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte önemli olan bu konudaki bildirim yükümlülüğünü TTK 1435. maddesine aykırı olarak ihlal ettiğini, sigortalı murisin ölüm rizikosu ile sözleşme anında bildirmediği kanser hastalığı arasında bağlantı olduğundan TTK 1439/2 fıkrası gereğince beyan edilmeyen hastalık nedeniyle müvekkili şirketin tazmin borcu bulunmadığını ve davanın reddinin gerektiğini ayrıca davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, sigortalının … numaralı poliçeye ilişkin 103,98 TL prim borcu hesaplamaya dahil edilmeden hüküm kurulduğunu, 224.000,00 TL toplam teminattan müvekkili şirketin prim alacağı olan 715,19 TL mahsup edildiğinde kalan miktarın 223.284,79 TL olduğunu, faiz başlangıç tarihinin de yanlış değerlendirildiğini, davacıların müvekkili şirkete 02/09/2015 tarihinde başvurduğunun kabulü halinde 10 iş günlük sürenin son gününün 16/09/2015 tarihi olduğunu belirterek İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/01/2020 tarih, 2016/2 E. 2020/17 K. sayılı kararının davanın kabul edilen kısmı için kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, dava dışı banka tarafından açılan krediye teminat olarak düzenlenen hayat sigortası poliçeleri kapsamında, sigorta teminat tutarlarının ödenmesi istemine ilişkindir. Davacıların murisi …’un, dava dışı … Bankası A.Ş. Bozüyük Şubesinden çeşitli tarih ve miktarlarda kredi kullanmış ve bu krediler nedeniyle davalı tarafından … Grup Sigorta Sertifikaları düzenlenmiştir. Davacılar murisinin; -30/07/2013 tarihinde 36 ay vadeli, 25.000,00 TL ticari taksitli kredi kullandığı, bu kredi nedeniyle … numaralı, 30/07/2013-2016 vadeli, 25.000,00 TL vefat teminat tutarlı poliçe düzenlendiği, poliçenin prim bedeli olan 375,00 TL’nin peşin olarak sigortalıdan tahsil edildiği, -03/12/2013 tarihinde 36 ay vadeli, 35.000,00 TL ticari taksitli kredi kullandığı, bu kredi nedeniyle … numaralı, 03/12/2013-2016 vadeli, 35.000,00 TL vefat teminat tutarlı poliçe düzenlendiği, poliçenin prim bedelinden 15,17 TL’nin peşin olarak sigortalıdan tahsil edildiği,-05/12/2013 tarihinde 36 ay vadeli, 35.500,00 TL ticari taksitli kredi kullandığı, bu kredi nedeniyle … numaralı, 05/12/2013-2016 vadeli, 35.500,00 TL vefat teminat tutarlı poliçe düzenlendiği, poliçenin prim bedelinden 15,38 TL’nin peşin olarak sigortalıdan tahsil edildiği, -24/12/2013 tarihinde 60 ay vadeli, 63.500,00 TL ticari taksitli kredi kullandığı, bu kredi nedeniyle … numaralı, 24/12/2013-2018 vadeli, 63.500,00 TL vefat teminat tutarlı poliçe düzenlendiği, poliçenin prim bedelinden 27,52 TL’nin peşin olarak sigortalıdan tahsil edildiği, -06/03/2014 tarihinde 36 ay vadeli, 25.000,00 TL ticari taksitli kredi kullandığı, bu kredi nedeniyle … numaralı, 06/03/2014-2017 vadeli, 25.000,00 TL vefat teminat tutarlı poliçe düzenlendiği, poliçenin prim bedelinden 10,83 TL’nin peşin olarak sigortalıdan tahsil edildiği, -09/10/2014 tarihinde 48 ay vadeli, 40.000,00 TL ticari taksitli kredi kullandığı, bu kredi nedeniyle … numaralı, 09/10/2014-2018 vadeli, 40.000,00 TL vefat teminat tutarlı poliçe düzenlendiği, poliçenin prim bedelinden 17,33 TL’nin peşin olarak sigortalıdan tahsil edildiği anlaşılmıştır. Muris … 26/05/2015 tarihinde vefat etmiş, ölüm belgesinde murisin ölüm sebebi ”akut miyokard enfarktüsü” olarak belirtilmiştir. … Bankası A.Ş. Bozüyük Şubesinin 02/03/2017 tarihli yazısı gereğince kredilerin tüm taksitleri ödenmiş olduğundan, krediler nedeniyle bakiye borç bulunmadığından, davacıların aktif dava ehliyetinin bulunduğu sabittir. Somut olayda uyuşmazlık, hangi mahkemenin görevli olduğu, davacılar murisinin kredili hayat sigortası düzenlendiği sırada sağlık durumu ile ilgili gerçek dışı beyanda bulunup bulunmadığı, davalının vefat teminatından sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı noktalarında toplanmaktadır. Murisin kullandığı dava konusu tüm krediler ticari taksitli kredidir. Sigorta poliçelerine konu krediler tüketici kredisi olmadığından, somut uyuşmazlığa ilişkin görevli mahkeme Ticaret Mahkemesidir. Bu nedenle davalı vekilinin görev itirazı yerinde değildir. Muris … ile davalı arasında … Grup Sigorta Sertifikalarında sigorta beyanı bölümünde “Kanser hastalığımın bulunmadığını, sigortaya kabul edilmem halinde sigorta sertifikasının düzenlenmesini, sigorta öncesinden gelen kanser hastalığımın teminat kapsamı dışında olduğunu bildiğimi beyan ederim, sigorta süresi içinde vefatım halinde ödenecek tazminattan o tarihte borçlu bulunduğum bakiye kredi ve faiz miktarımın dain-i mürtein olan … Bankası T.A.O’na ödenmesinden sonra geriye kalan meblağın lehtarlarıma ödenmesini, hayat sigortası genel şartları ve özel şatlarının teslim alındığını kabul, beyan ve taahhüt ederim.” beyanı muris tarafından imzalanmıştır. Muris …’un dava dışı bankadan kullandığı krediye ilişkin kayıtlar, hayat sigortası kayıtları ile murisin tedavi gördüğü hastanelerden hastane evrakları celp edilerek bilirkişiler İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. …, Bankacı …’den alınan kök ve ek raporda; murisin akciğer kanseri ön tanısı ile tetkikleri yapılmak suretiyle araştırıldığı ancak kanser bulgusuna rastlanmadığı, akut miyokard enfarktüsü nedeniyle vefat ettiği, vefat olayı ile akciğer kanseri arasında illiyet bağı bulunmadığı, murisin kullandığı krediler nedeniyle toplam teminat bedelinin 224.000,00 TL olduğu, davalının miktardan davalının poliçeler nedeniyle 611,21 TL (247,68 TL + 119,13 TL + 123,04 TL + 121,36 TL) pirim alacağının bulunduğu, 224.000,00 TL’den prim borcu olan 611,21 TL’nin mahsubu gerektiği, davacılar vefat tazminatının ödenmesi için davalı sigorta şirketine belgelerini tamamlayarak 02/09/2015 tarihinde müracaat etmiş olup, sigorta sertifikası şartları gereği davalının teminat bedelini 10 iş günü içerisinde (yani en geç müracaat tarihinden 10 gün sonrası itibariyle) 13/09/2015 tarihinde (13 ü resmi tatil gününe rastlamakla 14/09/2015’te) ödemesi gerektiği yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur. Alınan rapor uzman bilirkişi tarafından, murise ait tüm tedavi evraklarının incelenmesi neticesinde düzenlenmiş olduğundan hükme elverişlidir. Bu nedenle davalı vekilinin Adli Tıp Kurumundan rapor alınması talebi ve dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. 6102 sayılı TTK’nın 1435, 1439. maddelerine göre sigorta ettiren, sigortacı tarafından sözleşme yapılırken gerçek durumları bildirdiği takdirde sözleşmeyi yapmamasını ya da daha ağır şartlarda yapmasını gerektiren bütün hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü tutulmuştur. Şayet sigorta ettiren veya sigortalı sorulan sorulara karşı susmuş veya eksik bildirimde bulunmuş veya gerçeğe aykırı ihbarda bulunmuş ise bu durumları bildirmemesi sebebiyle sigorta sözleşmesi yapan sigortacıya sigorta sözleşmesinden cayma hakkı tanınmış bulunmaktadır. Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder. Somut olayda, murisin davalı sigorta şirketinin red gerekçesinde belirttiği gibi kanser hastalığı nedeniyle vefat etmediği, murise kanser ön tanısı ile tetkikler yapılmış ise de kanser bulgusuna rastlanmadığı, vefat sebebinin akut miyokard enfarktüsü (kalp krizi) olduğu alanında uzman doktor bilirkişinin raporu ile tespit edilmekle, murisin beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğinden bahsedilemeyecektir. Açıklanan nedenlerle ölüm sebebinin teminat kapsamında olmadığına ilişkin davalı vekilinin istinaf sebepleri de yerinde değildir. Murisin … numaralı 30/07/2013-2016 vadeli 25.000,00 TL vefat teminat tutarlı poliçenin prim bedeli olan 375,00 TL’yi peşin olarak ödediği ve bakiye prim borcu olmadığı, … numaralı 03/12/2013-2016 vadeli 35.000,00 TL vefat teminat tutarlı poliçenin ödenmemiş prim borcunun 121,36 TL olduğu, … numaralı 05/12/2013-2016 vadeli 35.500,00 TL vefat teminat tutarlı poliçenin ödenmemiş prim borcunun 123,04 TL olduğu, … numaralı 24/12/2013-2018 vadeli 63.500,00 TL vefat teminat tutarlı poliçenin ödenmemiş prim borcunun 247,68 TL olduğu, … numaralı 06/03/2014-2017 vadeli 25.000,00 TL vefat teminat tutarlı poliçenin ödenmemiş prim borcunun 119,13 TL olduğu, … numaralı 09/10/2014-2018 vadeli 40.000,00 TL vefat teminat tutarlı poliçenin ödenmemiş prim borcunun 103,98 TL olduğu dosya kapsamında yer alan kayıtlarla tespit edilmiştir. Bu durumda ödenmeyen toplam prim borcu 715,19 TL (121,36 TL + 123,04 TL+ 247,68 TL + 119,13 TL + 103,98 TL)’dir. Toplam teminat miktarı olan 224.000,00 TL’den prim borcu 715,19 TL tenzil edildiğinde bakiye teminat miktarı 223.284,81 TL olup bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken 223.388,79 TL üzerinden kısmen kabul kararı yerinde değildir. Sigorta sertifikasında “…sigortacı, sözleşme hükümlerine göre gereken kesinleşmiş teminatı 10 (on) iş günü içinde hak sahiplerine öder.” düzenlemesi yer almaktadır. Mahkemece 04/01/2016 tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Karar gerekçesinde yer alan “vefat teminatı miktarının 13/09/2015 tarihi itibariyle 224.000TL olduğu” şeklindeki ifadenin hatalı olduğu yönündeki davalı vekilinin iddiası hükme etkili olmadığından bu yönde bir değerlendirme yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince kaldırılarak, yargılamada eksiklik olmaması nedeniyle yeniden hüküm tesisine ve davanın kısmen kabulü ile 223.284,81 TL’nin 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/2 E. 2020/17 K. sayılı 15/01/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 223.284,81 TL’nin 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilşkin taleplerinin reddine, a-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 15.252,58 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça yatırılan 3.825,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.427,22 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, (İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/2 E. sayılı dosyasında 2020/143 Harç No’lu ve 13/03/2020 tarihli harç tahsil müzekkeresinin denetlenerek dikkate alınmasına) b-Davacılar tarafından peşin yatırılan 3.825,36 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, c-Davacılar tarafından başlangıçta yapılan 35,90 TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 267,40 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.803,30 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.797,52 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, ç-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 24.079,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, d-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 715,19 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, e-HMK’nın 333. Maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, 3-İstinaf yargılama giderleri yönünden, a-Davalı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının, davalı tarafça yatırılan 3.814,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.755,63 TL harcın davalıya iadesine, c-Davalı tarafın yapmış olduğu 207,90 TL harç (istinaf başvuru ve karar harcı toplamı) ve 32,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 240,50 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ç-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyizi kabil olarak oy birliği ile karar verildi. 03/02/2021