Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1599 E. 2023/864 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1599
KARAR NO: 2023/864
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/525
KARAR NO: 2019/694
DAVA TARİHİ: 02/06/2017
KARAR TARİHİ: 01/10/2019
DAVA: Tazminat (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Rücu)
KARAR TARİHİ: 31/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sigortalısı olan … Mahallesi … Caddesi Gaziosmanpaşa/ İstanbul adresinde bulunan … Tic.ve San. A.Ş.’ye ait fabrikada 02/07/2016 tarihinde İSKİ yer altı su ihale hattının patlaması sonucu hasar meydana geldiğini, hasar sonrasında yapılan ekspertiz incelemesi ile poliçe kapsamında tespit olunan 54,663,00 TL hasar bedelinin 03/01/2017 tarihinde sigortalısına ödediğini ve TTK 1472.maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, itfaiyenin hazırladığı görgü zaptı tutanağında ana yol üzerinde su borusunun patlaması sonucu işyerini su bastığı, işyerinde iplik, kumaş boyama makineleri ve motorları, elektrik panoları, kumaş ve iplikler paketlenmiş çeşitli imalat ürünlerinin tamamen ıslanmak suretiyle zarar gördüğünün tespit edildiğini, davalıya ödenen tazminat için başvurulduğunu, davalının ödeme yapmadığı ve cevap vermediğini belirterek davacı tarafından ödenen 54.663,00 TL tazminatın ödeme tarihi 03/01/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, ayrıca yargı yolu itirazlarının yanı sıra adli yargı yolu açısından da görev ve yetkili mahkemenin Gaziosmapaşa Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın zamanaşımı süresi ve hak düşürücü süre içinde açılmadığını, müvekkili ile olay ve zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının zarar iddiasını ve sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat etmesi gerektiğini, davacının yaptırdığı ekspertiz raporunun tek taraflı düzenlendiğini ve davayı ispat gücünün olmadığını, itfaiyenin yazısının davalı kuruma tebliğ edilmediğini, zararı meydana getiren sebeplerin ve kusur durumunun tespiti için binaya ait yapı ruhsatı ve projelerin getirilmesi, binanın projesine uygun yapılıp yapılmadığı, işyeri açılması ve işletilmesi için gerekli izinlerin alınıp alınmadığı, çalışma ruhsatının olup olmadığı, iskan izni olup olmadığı hususlarının tespit edilmesinin gerektiğini, tazminat sorumluluğunun doğması için zarara neden olayla tazminat talep edilen tarafın eylemi arasında bir illiyet bağının bulunması gerektiğini, zararın bina dış cephe izolasyonunun inşaat tekniğine aykırı olmasından ve drenaj sisteminin bulunmamasından kaynaklandığını, sigortalının kusur durumunun irdelenmesi, sigortalı ve sigortacının kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın ve faiz isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…İddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi heyet raporunun kapsamı tümüyle birlikte değerlendirilmiş, alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden,mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır. Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen 09/07/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunun birlikte değerlendirilmesinde; dosyada … Ekpertiz firmasının yaptığı tespitlerin bilirkişi heyetince de uygun görüldüğü, tespit edilen tutarların piyasa rayicinde olduğu, meydana gelen su baskını neticesinde, sigortalı işyerinde meydana gelen hasar bedelinin koasürans ve muafiyet sonrası 54.663,05 TL olduğu, davacı .. Sigorta A.Ş.’ nin 02.07.2016 hasar tarihi itibarı İle sigortalı ”.. A.Ş” nin, … Mah. … Cad. No:… Gaziosmanpaşa İstanbul adresindeki iş yerine Yangın Sınai İşletme Sigorta Poliçesi ile teminat verdiği, İBB Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü tarafından hazırlanan 02.07.2016 günlü raporda hasarın “yol üzerindeki şebeke borusunun patlaması sonucu” olduğunu belirlendiği, uyuşmazlık konusu hasarın, ” Yangın Sigortası Genel Şartlar” sel ve su baskını, klozu ,teminatı dışında kalan haller olduğu bu nedenle davacı … Sigorta A.Ş’ nin 54.663.TL lık hasar ödemesi nedeniyle davacıya TTK 1274.maddesine kapsamında kanuni halefiyet hakkı vermesede sigortalı … A.Ş, 28.12.2016 günlü ” İbra, Mutabakat, Temlik, Tazminat Makbuzu” başlıklı belge ile olaydan doğan üçüncü şahıslara karşı olan rücu, dava ve takip haklarımı ödediği tazminat miktarına kadar … Sigorta A.Ş’ ne temlik ettiğimizi beyan ile kabul ve taahüt ederiz” diyerek haklarını Davacı … Sigorta A.Ş.’ne TBK 183 ve devamı maddelerine göre temlik ettiği, yapılan temliğin geçerli olduğu ve davacı … Sigorta A.Ş.’nin TBK 183 ve devamı maddelerine göre temlik alacaklısı (akdi halef) sıfatı ile aktif husumet ehliyetine sahip olduğu, davacı sigorta şirketinin davalıya gönderdiği 06.03.2017 günlü ihtarda, 54.663,00.TL’sının ihtarın tebliğinden itibaren on gün içinde ödenmesini ihtar ettiği, bu ihtar davalıya 08/03/2017 gününde tebliğ edildiği, bu halde davalının 18/03/2017 günü temerrüde düştüğü anlaşılmış olmakla, haklı bulunan davacının davasının kabulü ile 54.663,00 TL ‘nın 18/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu hasarın poliçe teminatı kapsamında olmadığı için halefiyet prensibi uygulanamayacağını, fakat bilirkişilerin görev sınırını aşarak dava dışı sigortalı ile davacı şirket arasında temlik bulunduğundan bahsederek davacının akdi halefiyete dayalı istemde bulunabileceğinden bahsettiğini, davacının talebinde dayanmadığı bir hakkı bilirkişilerin takdir edemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere bu beyanın hukuki yanı olmadığını, taleple bağlılık ve taraflarca getirilme ilkesi uyarınca davacının temlike yönelik talebi, delil ve beyanı olmadığını, bilirkişi raporunda gerçek zarar miktarının hesaplanmadığını, rapora yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini, davacı tarafın patlayan temiz su hattından yağmur gibi havaya yükselen suların çatıdan içeriye girerek emtiaya zarar verdiği iddia iddiasının vakıanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, olay günü idare ekiplerince su kaçağı arıza tamiri yapılmış ise de arızaya bağlı herhangi bir hasar ihbarı bulunmadığını, çatı ve benzeri yerlerde çatı yapılması çatı yoksa gereken izolasyonun yapılması gerektiğini, dava konusu olayda kusur ve sorumluluğun bina çatısında harici su baskınlarını önleyecek tedbirleri almayan, çatıda yağmur suyuna karşı dahi izolasyonu yapmayan bina sahibine/sigortalıya ait olduğunu ancak bilirkişi raporunda bu savunmalarının değerlendirilmediğini, bilirkişi heyetinin sadece davacı yanın iddialarını değerlendirmiş olmasının hukuki dinlenilme haklarını ihlal ettiğini, fen ve sanat kurallarına imar mevzuatına uygun olmayan yapılarda meydana gelen hasarlardan idarenin sorumlu olmayacağını, zararı meydana gelen sebeplerin ve kusur durumunun tespit için binaya ait yapı ruhsatı ve projelerin getirtilmesi, binanın projesine uygun olup olmadığı ve gerekli izinlerin alınıp alınmadığının tespiti gerekirken bu değerlendirmelerin yapılmadığını, zararın bina dış cephe izolasyonunun inşaat tekniğine aykırı olması ve drenaj sisteminin bulunmamasından kaynaklandığını belirterek, yerinde keşfen inceleme yapılarak itirazlarının da değerlendirildiği bilirkişi raporu alınması gerektiğinden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalı kurumdan 6102 Sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı sigortalı … Tic. Ve San. A.Ş.’ye ait işyeri için 01/04/2016-2017 tarihlerini kapsayan Yangın Sınai İşletme Sigorta Poliçesi düzenlendiği,dava konusu hasarın 02/07/2016 tarihinde meydana geldiği ve davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 03/01/2017 tarihinde 54.663,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Davacı tarafından halefiyet gereği eldeki dava açılmış olup ayrıca “İbra, Mutabakat, Temlik, Tazminat Makbuzu” başlıklı, sigortalı … Tic. Ve San. A.Ş.’nin kaşe ve imzasının yer aldığı, mutabık kalınan 54.663,00 TL tazminat tutarının sigorta şirketinden defaten alındığı ve olay nedeniyle 3.kişilere karşı rücu, dava ve takip haklarının ödenen tazminat miktarı kadar davacı sigorta şirketine temlik edildiği beyanını içeren belge ibraz edilmiştir. İtfaiye tutanağı; Avrupa Yakası İtfaiye Müdürlüğü’nün 02/07/2016 tarihli Görgü Zaptı Tutanağında; … Mahalle … Cad. No: … Gaziosmanpaşa İstanbul adresinde bulunan … ve Tic. A.Ş. ye ait işyerinde su baskını olayının meydana geldiğinin bildirildiği, bahse konu adrese gidildiğinde ana yol üzerindeki şebeke borusunun patlaması sonucu işyerini su bastığı, işyeri içinde bulunan iplik ve kumaş boyama makineleri ve motorları, elektrik panoları, makinelerin bulunduğu kuyulara sular dolduğu, top halindeki kumaşlar, makaralı iplikler, istiflenmiş ve paketlenmiş çeşitli imalat ürünleribib tamamen ıslanarak zarar gördüğü belirtilmiştir. Ekspertiz raporu; Sigortalı tesisin önündeki kavşak içinde ve yolun altında bulunan İSKİ su isale hattının patlaması sonucu fışkıran suların fabrikanın çatısından yağmurlama sonucu ve yoldan su baskını sonucu işletme içine girmesiyle tesiste bina, makine-tesisat ve emtiada dahili su ve selyap hasarları oluştuğu, Sigortalı işyerinde kumaş, elyaf, iplik terbiye ve boya işleri yapıldığı, tesiste ht boya kazanları, santrifüj makineleri, kabin tipi kurutma makineleri, rf kurutma makineleri ve aktarma makineleri gibi üretim makineleri ile sert ve yumuşak su üniteleri, buhar kazanı, basınçlı hava üniteleri gibi yardımcı makineler bulunduğu, çatıdan işletme içine giren suların 2 adet aktarma makinesinin üzerine akarak bu makinelerin, buhar kazanı panosunun, brülörün ıslanmasına neden olduğu, işyeri kapılarından içeriye giren sel sularının boya makineleri çukurları ile hidrofor ve su üniteleri çukurlarını doldurduğu, bu çukurlarda pompalar ve otomasyon ünitelerinin sular altında kaldığı, tesis içine giren sular nedeniyle kumaş hammaddeleri ve malzemelerin ıslanarak zarar gördüğü, çatıdan giren bu suların aydınlatma armatürlerinin bir bölümünün de kısa devreler sonucu kullanılamaz duruma gelmesine sebep olduğu, buhar kazanının elektrik panosuna ve kazan brülörüne zarar verdiği, pano içine giren suların kısa devrelere sebep olduğu, panonun kullanılamaz duruma geldiği ve yenilendiği, brülörün tamir edildiği, çukurlara dolan suların pompaların motorlarının ıslanmasına veya kısa devreler sonucu yanmasına sebep olduğu, elektronik ve elektromekanik teçhizatların sular altında kalarak kısmen kullanılamaz duruma geldiği, sevkiyat bölümündeki bilgisayar adaptörlerinin ıslanarak kısa devre sonucu kullanılamaz duruma geldiği ve yenilendiği, zemin kantarının yük hücresinin sular altında kalarak bozulduğu ve yenilendiği, sigortalı işyerinde meydana gelen hasarın; dahili su hasarı 15.769,38 TL (makine-tesisat ve demirbaş hasarı 12.795,75 TL + temizlik işçilikleri 3.073,63 TL – sovtaj 100,00 TL), selyap hasarı 38.893,67 TL (kumaş emtiası 32.500,00 TL + iplik emtiası 19.500,00 TL + boya emtiası 2.271,75 TL + selyap muafiyet miktarı 15.378,08 TL) olmak üzere toplam 15.769,38 TL + 38.893,67 TL = 54.662,05 TL olduğu, olay nedeniyle İSKİ’ye rücu imkanı bulunduğu belirtilmiştir.İSKİ cevabı; İSKİ Avrupa Su İsale ve Dağıtım Dairesi Başkanlığı’nın 10/07/2017 tarihli yazısında; 02/07/2016 tarihinde Avrupa Su İsale Şube Müdürlüğü elemanları tarafından Gaziosmanpaşa ilçesi … Caddesi ile … Bulvarı kesişimi Silahtar-Küçükköy isale hattında su kaçağı arızası tamiri yapıldığı, söz konusu tarihte ve akabinde herhangi bir hasar ihbarı olmadığı, bu nedenle arızaya bağlı hasar tespit incelemesi yapılmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporu; Mahkemece keşfen inceleme yapılarak inşaat mühendisi Olcay Şenel ile sigorta uzmanı …, tekstil mühendisi Prof. Dr. Osman …, makine mühendisi Prof. Dr. … ve elektrik mühendisi …’dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; tazminat hesabı açısından ekspertiz firmasının yaptığı tespitlerin piyasa rayicinde olduğu, meydana gelen su baskını neticesinde, sigortalı işyerinde meydana gelen hasar bedelinin koasürans ve muafiyet sonrası 54.663,05 TL olduğu, -Olay günü sigortalı fabrika binasına yaklaşık 50-60 mt. mesafedeki İSKİ’ye ait isale hattının patlaması sonucu fabrikaya suyun iki yoldan girdiği, ilk olarak patlayan su borusundan fışkıran suların yağmur şeklinde yağarak fabrikaya dolduğu, ikinci olarak ise fabrika çevresindeki yollarda sel şekline dönüşen suların tesisin sevkıyat kapısından işletme içine girdiği, fabrikaya dolan bu suların fabrika içinde 50 cm.’ye yükseldiği, hasarlanan emtianın bulunduğu fabrika binasının ruhsat ve yapı kullanma izin belgesinin mevcut olduğu, tek katlı olan fabrika binasının çelik çatısının bir kısmının cam bir kısmının eternit ile kaplı olduğu, İSKİ su isale hattının patlaması sonucu büyük bir basınçla fışkıran suyun çatıdan ve sel haline gelerek fabrikanın iki kapısından girmesi şeklinde meydana gelen olayda İSKİ’nin sorumlu olduğu, -Yangın Sigortası Genel Şartlarında “Sel veya Su Baskını” klozunda “Teminat Dışında Kalan Haller arasında “Bina içindeki veya dışındaki su borularının patlaması, depolarının patlaması veya taşması sonucu meydana gelen zararlar”ın yer aldığı, -İtfaiye Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda hasarın yol üzerindeki şebeke borusunun patlaması sonucu oluştuğu tespit edildiğinden, yukarıda belirtilen madde uyarınca hasarın teminat kapsamında bulunmadığı, bu nedenle sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin hatır ödemesi olduğu ancak sigortalı … şirketinin ”İbra, Mutabakat, Temlik, Tazminat Makbuzu” başlıklı belge ile ödenen tazminat miktarına kadar haklarını … Sigorta A.Ş’ne temlik ettiğinden davacının TBK 183 ve devamı maddelerine göre temlik alacaklısı (akdi halef) sıfatı ile aktif husumet ehliyetine sahip olduğu, davacı sigorta şirketi davalıya gönderdiği 06/03/2017 günlü ihtarda 54.663,00 TL’nin tebliğinden itibaren on gün içinde ödenmesini ihtar ettiği ve davalıya 08/03/2017 günü tebliğ edildiği için davalının 18/03/2017 günü temerrüde düştüğü yönünde görüş bildirilmiştir. 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanununun 2.maddesinde İSKİ’nin görev ve yetkileri düzenlenmiş, a bendinde “İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek”, b bendinde “Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek”, d bendinde ise “Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak” İSKİ’nin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Somut olayın İSKİ’ye ait şebeke borusunun patlaması neticesinde meydana geldiği itfaiye raporu, ekspertiz raporu, hasar dosyası kapsamında yer alan beyanlar, bilirkişi raporu ile sabit hale gelmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 69. maddesi uyarınca, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, TBK’nın 69.maddesindeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu sorumlulukta zarar gören, yapı malikinin (somut olayda davalı İSKİ’nin) kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Yapı maliki ise, kusurun bulunmadığı savunmasının ötesinde uygun illiyet bağının kesildiğini kanıtlamalıdır. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması, üçüncü bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması şartlarından birini gerçekleşmesi gerekmektedir. Ancak, imal olunan şey malikinin ek kusuru varsa, illiyet bağının kesilmesi malikin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Söz konusu olayda patlayan ve hasara sebebiyet veren boru, davalının sorumluluğunda olan ve maddede açıklanan “imal olunan şey” kavramına dahildir, davalı ise bu boruların kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan kusursuz sorumlu olup sisteminin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamakla yükümlüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/2031 Esas, 2019/10321 Karar sayılı ve 2018/5489 Esas, 2020/3698 Karar ilamları). Dosya kapsamına göre, sigortalı iş yerinde meydana gelen hasarın, İSKİ’ye ait şebeke borusunun patlaması sonucunda meydana geldiği, bu sebeple yapı maliki olan ve yasa uyarınca kusursuz sorumluluğu bulunan davalı eylemi ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunduğu, davalının savunmasının aksine binanın ruhsat ve yapı kullanma izin belgesinin mevcut olduğu, ayrıca yargısal uygulamalara göre iş yerinin bulunduğu binanın iskan ruhsatının olmaması, uygun illiyet bağını kesmeyeceği gibi hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre illiyet bağını kesecek bir olgunun bulunmadığı anlaşılmakla davalının, kusur ve illiyet bağına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01/12/2022 tarihli 2021/(17)4-235 E. 2022/1634 K. sayılı kararında açıklandığı üzere; “…Sigortacı tarafından sigortalısına, poliçe hükümlerine uygun olmayan bir ödeme yapılması durumu ise öğreti ve uygulamada “ex gratia ödeme” yani “hatır ödemesi” olarak adlandırılmaktadır. Poliçe hükümlerine aykırı bir ödeme yapıldığında sigortacı, TTK 1301. maddesinde düzenlenen halefiyet hakkını kazanamaz. Sigortacının açtığı rücu davasında halefiyet şartları gerçekleşmemiş olup da sigortacı ödeme yaptığı sigortalısından zarar sorumlusuna karşı olan dava hakkını alacağın temliki yoluyla devralmışsa, bu takdirde davacı davacılık sıfatını 6762 sayılı TTK’nın 1301. maddesinden değil, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 162 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan alacağın devri hükümlerinden almış olacak ve sigortaca rücu davası şeklinde açılan dava ret olunmayarak, genel hükümler çerçevesinde çözüme kavuşturulacaktır (Ulaş, s. 264). Tüm bu hususlar mahkemece re’sen araştırılmalıdır…”Dava her ne kadar TTK 1472.maddesi uyarınca halefiyet gereği açılmış ve bilirkişi incelemesi neticesinde, ödenen bedelin hatır ödemesi olduğu tespit edilmiş ise de, dava dilekçesi ekinde ayrıca “İbra, Mutabakat, Temlik, Tazminat Makbuzu” başlıklı belgenin de ibraz edildiği, sigortalının bu belgeyle dava konusu olay nedeniyle tazminat haklarını kendisine ödenen bedel nispetinde davacı sigorta şirketine temlik ettiği, bu durumda 6098 sayılı TBK’nın 183.vd maddeleri uyarınca eldeki dava yönünden davacı sigorta şirketinin aktif husumetinin bulunduğu tespit edildiğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin de reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçelerle yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 934,00 TL’den mahsubu ile fazla yatan 754,10 TL’nin istemi halinde davalı tarafa ilk derece mahkemesince iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/05/2023