Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/159 E. 2021/59 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/159
KARAR NO: 2021/59
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1224
KARAR NO: 2017/795
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil kooperatifçe, davalı borçlu şirket hakkında Bursa … Noterliğinin 03/02/2016 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 01/01/2012 ve 31/12/2015 tarihleri arasında kooperatif genel kurul kararlarınca alınan aidat ödemelerini ve faizini ödemesinin ihtar edildiği, davalı tarafa ihtarnamenin 08/02/2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen borcunu ödememesi üzerine Bursa … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 20/04/2016 tarihinde İcra takibine geçildiği, borçlu tarafça icra takibine başlanıldığı tarihten sonra 26/04/2016 tarihinde 27.050,00-TL’nin kooperatife ait hesaba yatırıldığı ve 03/05/2016 tarihinde de icra dosyasına 4.587,68-TL yatırılarak takipte talep edilen faize itiraz edilmiş ise de; BK 100. maddesi gereğince yatırılan bedellerin öncelikle faiz ve fer’ilerine mahsubu nedeni ile icra takibinde ana para alacaklarının mevcut bulunduğunu davalı tarafça yapılan itirazın kooperatif genel kurullarında alınan kararlara açıkça aykırılık teşkil ettiğini, ana para borcunu ödeyen davalı borçlunun işlemiş faize itirazının yerinde olmadığından yapılan itirazın iptaline, borçlu aleyhine alacağın % 20 sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin Bursa … Noterliğinin 04/06/2008 tarihli … Yevmiye numaralı Kooperatif Üyeliği Devir Sözleşmesi ile dava dışı …’ya ait hisse ve bu hisseye isabet eden … Mah. … Sitesi … Blok Daire:…’de kayıtlı bulunan bağımsız bölümün mülkiyetini devir aldığı ancak dava dışı …’nun ortaklık payını müvekkili şirkete satmasına rağmen bu durumu davacı kooperatife bildirmeyip ortaklık payını bu kez dava dışı …’a devretmesi nedeniyle müvekkili tarafından bu kez davacı kooperatifin üyesi olduğunun tespiti için dava açılmış olup, Bursa 1. ATM’nin 2009/634 esas, 2012/366 Karar sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama ile “davanın kabulü ile müvekkilinin SS Bursa Ceyhun Yapı Kooperatifi … Sitesi … Blok, … Kat, … Nolu Daire yönünden kooperatif üyesi olduğunun tespitine ” dair karar verilmiş olup, kararın Yargıtay aşamalarından geçerek kesinleştiği, kararın Yargıtay tarafından onanması ile davacı tarafa Bursa … Noterliğinin 29/08/2013 tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderilerek müvekkili şirketin kooperatif üyesi olarak tescilinin yapılmasının talep edildiği, ancak davacı tarafça kooperatif üyeliğine tescil edilmeyip, davacı kooperatifin 19/03/2016 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile ” müvekkilinin … Blok … Nolu daire sahibi olarak kooperatife üye olmasına ” oy birliği ile karar verildiği, müvekkilinin kooperatif üyeliğinin kooperatif defter ve kayıtlarına işlendiği bu tarihten sonra müvekkilinin üyelikten kaynaklı yükümlülüklerinin doğmuş olduğu, müvekkilinin de bu aidat borcuna ilişkin olarak 27.050,00-TL tutarındaki ana parayı davacı kooperatifin hesabına yatırdığı, ayrıca bu ana paraya tekabül eden fer’ilerine ilişkin ücret ve harç ile ilgili tüm bedellerin de 4.587,68-TL olarak icra dosyası banka hesabına yatırılmış olduğunu, bundan başka müvekkilinin davacı kooperatife başkaca bir ödeme yükümlülüğü bulunmayıp, davacı tarafın faiz talebinin de yerinde olmadığını, aidat talep edilen 2012 yılı ocak ayına ilişkin dönemde müvekkilinin kooperatif üyesi olarak kabul edilmemiş, o tarihteki genel kurullara da katılmamış olduğunu, davacı tarafça faiz talep edilecek ise dahi faiz başlangıcının müvekkilinin kooperatifine üyeliğine kabul edildiği, yönetim kurulu kararının alındığı tarih olan 19/03/2016 tarihinin esas alınması gerekeceği dolayısı ile davacı tarafın talep etmiş olduğu, faiz başlangıç tarihinin, faiz tutarının ve oranının kabul edilmesinin mümkün olamayacağı, icra takibinde faize faiz işletilmesinin de uygun olmayacağı, yargılamayı gerektiren hususlar ile ilgili icra İnkar tazminat taleplerinin de yerinde olmadığı, İcra takibinin kötü niyetli olarak yapıldığı iddiası ile açılan davanın reddine davacı taraf icra takibinde kötü niyetli olduğundan aleyhine % 20’den aşağı olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Davacı tarafça her ne kadar başlatılan icra takibi ile aidat alacaklarının tabi olduğu 2012 Yılı Ocak ayından 2016 Yılı Mart ayına kadar Genel Kurul Kararları ile belirlenen Aylık % 5 gecikme faiz oranı hesabı ile Toplam; 14.820,00-TL işlemiş faizin davalıdan alınmasını talep etmiş ise de: davalı şirketin anılan dönemler itibariyle kooperatife üyeliği yapılmadığı gibi davalının kooperatif üyeliği Bursa 1 ATM’nin 2009/634 esas 2012/366 karar sayılı 25/09/2012 tarihli kararının 16/05/2013 tarihinde Yargıtay ilgili dairesince onanması suretiyle kesinleştiği ve kooperatif tarafından kooperatif üyeliğinin ancak 19/03/2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiği anlaşılmakla, bundan önceki bir tarihe ilişkin davalının aidat ödeme yükümlülüğünden söz edilemeyeceği gibi bu dönemlere ilişkin bir temerrüdünün de oluşmayacağı muhakkaktır. Bu nedenle faiz talebinin ancak 19/03/2016 tarihinden 20/04/2016 icra takip tarihine kadar işletilebileceği ve aylık % 5 gecikme faiz oranlarının genel kurulca kabul edilmiş ise de; TBK 120/1-2 maddelerine uygun bulunmadığı nedeniyle dosya bilirkişiye tevdii edilerek belirtilen dönemlere ilişkin faiz hesabı yapılması istenmiş, TBK 120/1-2. maddeleri uyarınca yıllık yasal faiz olan % 9’un % 100’ü oranında % 18 oranında talep edebileceği, faizinin anılan dönemler için yalnızca 332,00-TL olabileceği belirtilmiş olup, davalı borçlunun icra takibindeki işlemiş faize kısmi itirazının bu tutar üzerinden iptal edilebileceği sonucuna varılmakla, davanın kısmen kabulüne, taraflarca her ne kadar icra inkar tazminatı ve haksız takip tazminatı talep edilmiş ise de; iddialar yargılamayı gerektirdiğinden yasal koşulları oluşmayan karşılıklı tazminat taleplerinin de reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Bursa 1. Asliye Ticare Mahkemesi 2009/634 e-2012/366 K. sayılı dosyası, davalının almış olduğu kooperatif hissesini zamanında müvekkil kooperatife bildirmemesi sebebiyle kendi kusuru ve ihmali sebebiyle açıldığını, davalı bu dosya kesinleşmeden yani 24/02/2014 tarihinden önce 28/09/2013 tarihinde müracaat ederek üyeliğinin tescilini talep ettiğini, dosyada kesinleşme şerhi almadan müvekkil kooperatife müracaat ettiğini, kesinleşme şerhi dahi 15/01/2016 tarihinde tarafımızca işletildiğini ve davalının üyeliği 19/03/2016 tarihinde davalının müracaatı olmadan yapıldığını, bu nedenle önemli olan davalının üyelik tarihi olmadığını, çünkü davalı koperatife ödemesi gereken aidat olduğunu bildiğini, 27.050,00 TL asıl alacağın, davalının 01.12.2012-20.04.2016 tarihleri arasında ödemediği üyelik aidatı bedeli olup, davalı bu rakamı kabul ettiğinden herhangi bir itirazı olmadan ödeme yaptığını, kendi kusurlu ve ihmali davranışları sebebiyle müvekkilin çabalarıyla kooperatife üyeliği 19/03/2016 tarihinde yapıldığından bu tarihin faiz başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi hatalı olduğunu, davalıya, tarafımızca Bursa … Noterliği 03.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 01.01.2012-31.12.2015 tarihleri arasında Kooperatif Genel Kurul Kararlarınca alınan aidat ödemelerini ve faizini ödemesi ihtar edildiğini ancak davalı takibe geçilmesinden sonra ödeme yaparak faize itiraz ettiğini, davalının bu kusurlu ve ihmali davranışları mahkeme tarafından kimse kendi kusurundan hak ve menfaat elde edemez ilkesi ihlal edilerek ödüllendirildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif aidat alacağının ve gecikme faizini tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki kısmı itirazın iptali istemine ilişkindir. Bursa … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; davacı kooperatif tarafından davalı borçlu şirket aleyhine 2012 Yılı Ocak ve 2016 Yılı Mart ayları arası ödenmeyen aidat alacakları ile ilgili 27.050,00-TL asıl alacak ve 14.820,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.870,00-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 25/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu şirket tarafından icra takibi asıl borç tutarı olan 27.050,00-TL nin 26/04/2016 tarihinde davacı kooperatifin banka hesabına ödendiği, icra dosyası içerisine ibraz edilen 02/05/2016 tarihli itiraz dilekçesi ile işlemiş faiz ve fer’ilerine itiraz edildiği, ödenen asıl borç tutarı ile ilgili harç, masraf ve fer’ilerine ilişkin 4.587,68-TL ‘nin de icra dosyasına ayrıca ödendiği bu nedenle icra takibinin işlemiş faiz yönünden durduğu, davacı vekilince icra takibine yapılan kısmi itirazın kaldırılması için 14.820,00-TL tutarlı itirazın iptali davasının yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür. Dosya kapsamına göre; davalı şirketin, davacı kooperatifin üyesi olan dava dışı …’ya ait hisseyi Bursa … Noterliğinin 04/06/2008 tarih ve … Yevmiye numaralı Kooperatif Üyeliği Devir Sözleşmesi ile devraldığı ancak dava dışı …’nun ortaklık payını bu defa dava dışı …’a devrederek bu devrin kooperatife bildirdiği ve üyelik kaydının adı geçen kişi ile ilgili olarak yapılması nedeniyle davalı şirket tarafından Bursa 1 ATM’nin 2009/634 esas sayılı dosyası ile kooperatif üyeliğinin tespiti davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 25/09/2012 tarih ve 2012/366 karar sayılı kararı ile davalı şirkete yapılan ilk devrin geçerli olduğu, ikinci devir tarihinde ortada devir edilecek bir payın bulunmaması nedeni ile ikinci devrin geçersiz sayılarak davacı şirkete yapılan ilk Kooperatif hisse devir sözleşmesinin geçerliliği nedeni ile davacının kooperatife üyeliği için ayrıca bir yönetim kurulu kararı alınmasına da gerek bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile davacı şirketin davalı SS Bursa Ceyhun Yapı Kooperatifi … Sitesi … Blok … Kat … Nolu Konut yönünden Davalı Kooperatife üye olduğunun tespitine karar verilildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 16/05/2013 tarih 2013/1044 esas, 2013/3241 Karar sayılı kararı ile onandığı, 24/02/2014 tarih 2013/6350 Esas 2014/1288 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği, 15/01/2016 tarihli kesinleşme şerhi hükmün 24/02/2014 tarihinde kesinleştiği tasdik olunduğu, kesinleşme şerhinin düzenlenmesi üzerine davalının kooperatif üyeliğinin, kooperatif tarafından 19/03/2016 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile kabul edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda uyuşmazlık; kooperatif üyeliğine kabul edilen davalı şirketin üyelikten kaynaklı birikmiş aidat alacağına hangi tarihten itibaren hangi oranda faiz işletileceğine ilişkindir. Davacı tarafça başlatılan icra takibi ile aidat alacaklarının tabi olduğu 2012 Yılı Ocak ayından 2016 Yılı Mart ayına kadar genel kurul kararları ile belirlenen aylık % 5 gecikme faiz oranı hesabı ile toplam 14.820,00-TL gecikme faizi talep edilmiştir. Mahkemenin gerekçesinde de belirtildiği üzere davalının kooperatif üyeliği, Bursa 1 ATM’nin 2009/634 esas 2012/366 karar sayılı 25/09/2012 tarihli üyeliğinin tespiti kararın, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2014 tarihli karar düzeltme talebinin reddi kararı ile kesinleşmesi üzerine mahkemece 15/01/2016 tarihinde düzenlenen kesinleşme şerhinine istinaden kooperatif tarafından 19/03/2016 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile kabul edildiği anlaşılmakla davalının üyeliğe kabul edildiği 19/03/2016 tarihinden önceki dönemlere ilişkin temerrüdünün de gerçekleşmediği görülmüştür. Kaldı ki henüz kooperatif üyesi olarak kabul edilmeyen davalının, aidat borcunun doğduğduğundan da söz edilemez. Davalının temerrüdünün başlangıcı için öncelikle borcun doğması gerekir. Borcun doğduğu tarih de, davalının üyeliğe kabul edildiği tarihtir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde her ne kadar, üyeliğinin tespitine ilişkin açılan davada, davalının kesinleşme şerhli karar ile müvekkil kooperatife müracaat etmediğini, kesinleşme şerhi dahi 15/01/2016 tarihinde tarafımızca işletildiğini ve davalının üyeliği 19/03/2016 tarihinde davalının müracaatı olmadan yapıldığını, davalının kendi kusurlu ve ihmali davranışları sebebiyle müvekkilin çabalarıyla kooperatife üyeliği 19/03/2016 tarihinde yapıldığından bu tarihin faiz başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi hatalı olduğunu iddia etmiş ise de; işbu davada açılan üyeliğin tespiti davasında davacı kooperatifin de taraf olduğu, kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2014 tarihli karar düzeltme talebinin reddi kararı kesinleştiği bu nedenle bu tarihten itibaren kesinleşme şerhli karar beklenmeksizin davacı kooperatifçe, davalının üyeliğe kabul işleminin yapılmasında bir engel görülmediği anlaşılmakla davacının savunması yerinde görülmemiştir. Gecikme faizi oranı yönünden yapılan değerlendirme de 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu’nun 7. maddesi yollamasiyle somut olayda da uygulanması zorunlu olan 6098 sayılı TBK’nın 120. maddesi ile temerrüt faizi, temerrüt faizinin üst sınırı ve yürürlüğü düzenlenmiştir. ” Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir.Davaya konu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiği ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan ve kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranıdır. Dolayısıyla davacı kooperatif genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır. ” ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/02/2015 tarih 2014/7422 E. 2015/766 K. Sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle; mahkemece faiz talebinin, davalının kooperatif üyeliğine kabul edildiği 19/03/2016 tarihinden icra takibinin başladığı 20/04/2016 tarihine kadar 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlama dikkate alınarak hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sonuç olarak ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL.’ nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.27/01/2021