Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1583 E. 2023/939 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1583
KARAR NO: 2023/939
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/685 Esas
KARAR NO: 2019/1400
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin, davalı şirketle “…” markasının kullanımına ilişkin hak ve yükümlüklerin düzenlenmesine ilişkin 03.01.2006 tarihinde Marka Lisans Sözleşmesi yaptığını, taraflar arasında 01.07.2008 ve 01.07.2010 tarihlerinde aynı şeklide sözleşmeler yapıldığını, müvekkili şirket … markasını kullanarak faaliyetini sürdürürken davalı şirket aynı zamanda müvekkili şirket Müdürü Dr. … ile Beyoğlu … Noterliğinin 29.07.2008 tarihli … yevmiye nolu Mesul Müdürlük Sözleşmesi yaparak Dr. …’i Sağlık Bakanlığına kadrolu pratisyen hekim olarak bildirdiğini, müvekkili medikal estetik faaliyetine devam ederken klinikte dış ekipler de saç ekimi yapmakta olduklarını, müvekkili en son medikal estetik için 7.000,00-TL, saç ekimi için 7.000,00-TL’yi davalıya taraflar arasındaki anlaşma gereği ödemekte olduğunu, daha sonra müvekkili davalı ile müvekkile ait … Kiliğinde saç ekimi yapılması hususunda anlaştığını ve saç ekimi yapılması için gerekli şartların da düzenlendiği 01.11.2013 tarihli sözleşme taraflar arasında imzalanmış olduğunu, … İth. İhr. Tic. Ltd. Şti’ne ait olan … Kliniğinde 4 adet odayı tüm demirbaş, ekipman, projelendirme, inşaat malzemeleri, tıbbi cihaz ve malzemeler kendisi tarafından sağlanmak koşuluyla tadil ve tefriş ederek saç ekim odası haline getirecek olduğunu, bunun karşılığında da … estetik ve saç ekimi için …’a aylık 15.000,00-TL (bir önceki sözleşme ile medikal estetik sabit bedeli 7.000,00-TL ve saç ekimi 7.000,00-TL olmak üzere toplam ödenen bedel 14.000,00-TL idi) ödeyeceğini, sadece medikal estetik için ödenen bedel 7.000,00-TL iken saç ekimi de eklenerek 15.000,00-TL olarak artırıldığını, yenilenen yenilenen sözleşme ile saç ekim hastalarından elde edilecek gelirin %50’si ve dış ekibe, kiralama yapılması durumunda ise elde edilecek gelirin %60’ını yine …, …’e ödeyeceğini, ancak sözleşme 01.11.2013 tarihinde imzalanmasına rağmen … Mart 2014’e kadar hiçbir tadilat yapmadığını, saç ekim odalırını hazırlamadığını, hazırlaması gereken odalardan ikisini Mart 2014’te kısmen tadil ve tefriş ettiğini, bu işlem de taraflar arasındaki sözleşmesinin gereklerini yerine getirmeye yeterli olmadığını, davalı hiçbir reklam ve tanımı faaliyetinde bulunmadığını, yönlendimede bulunmadığını, …’e hiçbir hasta göndermediğini, müvekkili şirket 2 adet hemşire işe başlattığını, ayrıca Mart 2014’te bir estetik cerrah ile bir hemşire daha işe aldığını, personelden kaynaklanan ücret, SGK ve vergi giderleri ile işletme giderleri yüksek oranda arttığını, müvekkili şirket bir yandan merkezin aylık 7.500 USD + KDV olan kirasını ve işletme giderlerini ödediğini, taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle istihdat ettiği personelin masrafını karşılamak için borçlandığını, sözleşme devam ederken, işbu sözleşme davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde Beyoğlu … Noterliğinin 08.01.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesiyle feshedildiğini, davalı yan ayrıca Beyoğlu … Noterliğinin 08.01.2015 tarih ve … nolu ihtarnamesini gönderdiğini, müvekkilinin 219.357,00 + KDV tutarında kendilerine borcu olduğunu bildirdiğini, ihtarnamelere karşılık Beyoğlu … Noterliğinin 19.01.2015 tarih … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile cevap verildiğini, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığının söylendiğini, bunun üzerine davalı yan icra takibi başlattığını ve ardından itirazın iptali davası açtıklarını, oluşan zararlarının tazmini için davalı şirkete Beyoğlu … Noterliğinin 18.12.2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini, menfi ve müspet zararlarının tazminini talep ettiklerini, ancak davalı şirket Beşiktaş … Noterliğinin 03.02.2016 tarih … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile taleplerinin kabul edilmediği taraflarına bildirlidiğini, yukarıda belirtilen ve resen nazara alınarak nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, menfi zararlarının tazmini için 10.000,00-TL tazminatın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini, müspet zararın tazmini için 10.000,00-TL tazminatın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birliket taraflarına ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava etmiştir. Mahkemece, davalıya harcın tamamlanması için süre verilmesi üzerine davacı vekili, 18/11/2016 tarihli dilekçe ile, tüm ek dava açma ve ıslah hakları saklı kalmak üzere 100.000,00 TL menfi zarar, 100.000,00 TL müspet zarar olmak üzere dava değerini 200.000-TL. olarak belirlemiş ve bu miktar üzerinden harç ikmal edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davayı davasını belirli hale getirmek ve harcı tamamlamak üzere kesin süre verilmesi gerektiğini, dava konusu ihtilafta davacı zararının belirlediğini, davacı Beyoğlu … Noterliğinin 19.01.2015 tarih ve … numaralı ihtarnamesi ile zararını belirlediğini ve müvekkile gönderdiği ihtar ile 300.000,00-TL menfi zarar, 350.000,00-TL müspet zararını talep ettiğini, ihtarname ile davacının alacağını belirlediği sabit olduğunu, davacı bu davayı az harç ödemek nedeni ile belirsiz ikame ettidiğini, davacının temerrüdü söz kousu olduğundan haksız fesihten bahsedilemez olduğunu, müvekkili hastane kendisine müraccat edecek hastalara “… Hastanesi” çatışı altında medikal estetik konusunda hizmeti sunmak amacı ile davalı/borçlu şirket ile anlaştığını, bu kapsamda müvekkili hastane medikal estetik biriminin “… Kliniği” adı altında davacı tarafından kendisine ait personel ile işletilmesine dair 01.08.2008 tarihli Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflar karşılıklı hizmet alımına başladığını, devam eden süreçte davacının 01.07.2008 tarihli Hizmet Sözleşmesinden doğan brçlarının yapılandırımsa ve taksitlendirilmesine yönelik 01.03.2009 tarihli Ödeme Protokolü imza edildiğini, sonrasında taraflar yine aralarındaki sözleşmeyi güncelleyerek medikal estetik hizmetlerini 01.07.2010 tarihli Hizmet Sözleşmesi kapsamında yürütmeye devam ettiklerini, 2013 yılında davacı “…”nde medakil estetiğin yanı sıra saç ekim hizmetlerini de sunmayı talep ettiklerini, saç ekim hizmetlerinin de eklenmesi hususunda taraflar karşılıklı mutabakata vardıklarını, klinik alanında saç ekimine yönelik projelendirme, inşaat, demirbaş, medikal sarf malzelemesini karşılamayı müvekkili üstlendiğini, bu kapsamda tarafla arasında en son tarihli olan 01.11.2013 tarihli Hizmet Sözleşmesi tanzim ve imza ettiklerini, taraflar gelir bölümümünün de 01.11.2013 tarihli Hizmet Sözleşmesiin “Mali Hükümler” başlıklı 4. Maddesine göre yapılması hususunda mutabakata varmış olduklarını, müvekkilinin sözleşme kapsamında her ay 15.000,00-TL işletme bedeli adı altında sabit hak edişinin yanı sıra, davacı tarafından sunulan saç ekimi hizmetlerinden de gelir bölümüşünden kaynaklı hak ve alacağı söz konusu olduğunu, bu husus dava dilekçesi içeriği ile sabit olduğunu, müvekkili hastanenin davacı ile olan 03.01.2013-28.02.2015 arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamındaki toplam alacağı 207.080,08-TL olduğunu, müvekkili hastane alacak bedelini davacıya gönderdiği Beyoğlu … Noterliğinin 08.01.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile talep ettiğini, ihtarnameye rağmen borç ödenmediğinden icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe haksız ve hukuka aykırı şekilde itiraz ettiklerini, buna ilişkin müvekkili hastane tarafından İstanbul 4. ATM’nin 2015/788 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açılmış olduğunu, davacı basiretli bir tacir olduğunu, 2008 yılından bu yana faaliyet göstermekte olduğunu, 2013 yılında da sözleşmeyi kendi iradesi ile yenilediğini, bizzat tacir olarak imzaladığı ve ödemeyi taahhüt ettiği bir tutarı fazla geldiğine dair beyanlarının dinlenmeksizin reddine karar verilmesini, davacı sözleşme maddesi kapsamında gelir paylaşımı şeklinde çalışmayı kabul etmiş ise de, kendisine müracaat eden bir kısım hastayı müvekkili hastaneden saklayarak sözleşmeyi ihlal ettiklerini, fesih sözleşmeye uygun olarak yapıldığını, basiretli bir tacir olan davacının davasının reddi gerektiğini, müvekkili hastanenin davacıya reklam ve tanıtım hizmeti ile sayıda hasta yönlendirme taahhüdü söz konusu olmadığını, reklam ve tanıtım hizmetleri için bir bütçe ayrılması şeklinde bir yükümlülüğü söz konusu olmadığını, müvekkili hastane reklam broşürleri için matbaaya yaptığı 9.849,97-TL’lik ödemenin faturalarını dilekçenin ekinde sunduklarını, reklamların internet üzerinden de yapıldığını, müveklli hastane saç ekim odalarının tadilat ve tefrişatını yaptıdığını, bu hususta müveklili hastanenin yaptığı masraf 94.580,54-TL olduğunu, faturayı dilekçe ekinde sunduklarını, müvekkilinin tadilat konusunda süre bakımından herhangi bir taahhüdü söz konusu olmadığını, bu amaçla söz konusu zaranın tazmini için davacı aleyhine İstanbul 9. ATM’nin 2015/1058 nolu dosyasında dava açılmış olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle, davacıya davasını belirli hale getirip harcını tamamlamak üzere kesin süre verilmesini, davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, davacının, davalıya cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödememesi nedeniyle temerrüde düştüğü, davalının sözleşmenin 6.3.maddesi hükmüne uygun olarak sözleşmeyi feshetmiş olduğu ve davalı tarafından yapılan fesih bildiriminini haklı olduğu, dolayısıyla davacının sözleşmenin feshinden kaynaklı olarak tazminat talebinde bulunamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davalının, Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi’nde yer alan emredici nitelikte, dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, dava dilekçesinde belirtilen sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğini, feshin haksız olduğunu bu nedenle müvekkilinin sözleşmeden doğan menfi ve müspet zararların tazmin edilmesi gerektiği beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin tek taraflı feshi nedeniyle menfi ve müspet zararların tazmini istemine ilişkindir.Dosya kapsamına göre; taraflar arasında, davalı hastanenin çatısı altında medikal estetik hizmeti verilmesi konusunda 01/08/2008 tarihli hizmet sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 2010 yılında yenilendiği, 01/11/2013 tarihinde medikal estetiğin yanında saç ekim hizmetlerinin de eklenmesi konusunda yeni bir sözleşme imzalandığı, davalının, Beyoğlu …Noterliği’nin, 08/01/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sonlandırıldığı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, taraflar arasında mevcut 01/11/2013 tarihli hizmet sözleşmesinin, davalı tarafından haklı nedenle fesih edilip edilmediği ve buna bağlı olarak, davacının menfi ve müspet tazminat hakkının olup olmadığı noktasındadır. Taraflar arasında imzalanan 01/11/2013 tarihli hizmet sözleşmesinin 6.3. maddesinde, “… bir ay evvelinden feshi ihtar etmek kaydıyla, Sözleşmeyi, neden göstermeksizin tazminatsız fesih hakkına sahiptir” hükmü kararlaştırılmış olup, söz konusu hüküm ile her iki tarafa da, bir ay önceden ihbar etmek kaydıyla, her zaman sözleşmeyi feshetme hakkı tanınmış ise de 4721 sayılı TMK’nun 2. maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü ile hak ve borçların kullanımı ve ifasında da dürüstlük kurallarına uyulması gerektiğine işaret edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/15206 E. 2016/4748 K. 27/04/2016 tarihli ilamı “…Genel olarak kişiler, özel hukuk alanında diğer kişilerle olan ilişkilerini hukuk düzeni içinde kalmak şartıyla diledikleri gibi düzenler, diledikleri konuda, diledikleri kişiler ile sözleşme yapabilirler. Bu olanak, Borçlar Kanunu’nda öngörülen sözleşme özgürlüğü ilkesinin bir sonucudur ve Anayasa’nın 48. maddesi ile de teminat altına alınmıştır. Sözleşme özgürlüğü, sözleşmeyi yapma, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini düzenleme ya da değiştirme, sözleşmenin tabi olacağı şekli belirleme ve nihayet sözleşme ile bağlı kalmama, yani sözleşmeyi sona erdirme özgürlüğünü de içerir. Var olan bir sözleşmeyi sona erdirmenin yollarından birisi de, sözleşmenin feshidir. Dolayısıyla sözleşme özgürlüğü, sözleşmenin tek taraflı tasfiyesine yönelik olarak sona erdirilmesini amaçlayan fesih hakkını da içermektedir. Görüldüğü üzere, kural olarak kişinin sözleşmenin feshi yoluna gitme konusunda irade özerkliği sonucu takdir hakkı bulunmakla birlikte, feshin haksız olması halinde, karşı tarafın bundan doğan zararlarından sorumluluğunun da bulunacağı tabiidir. Dairemizin 22/10/2014 tarih, 2014/7542 E – 2014/16209 K. ilamında da belirtildiği üzere sözleşmede herhangi bir sebep gösterilmeksizin fesih hakkının bulunduğuna dair bir hüküm olması halinde dahi, sözleşmenin feshi için haklı bir sebebin bulunması gerekmektedir…” şeklindedir. Davacı taraf, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, davalı ise, davacının mali yükümülükler konusunda temerrüde düştüğünden sözleşmenin feshedildiğini ile sürmüştür.Taraflar arasında imzalanan 01/11/2013 tarihli sözleşmenin “Tarafların Hak ve Yükümlülükleri” başlıklı 3. Maddesinin 2. Bendi “… bünyesinde çalışan hekimler, kendi branşlarının izin verdiği yaklaşımları tıbbi gerek ve hasta talebi ile olduğu takdirde yapabilirler. … bu konuda reklam ve tanıtım faaliyeti gerçekleştirebilir. ” 6. Bendi “… medikal estetik ve saç ekimi konusunda hastane direktörlüğünün bilgisi ve onayı dâhilinde medya iletişimi, tanıtım, pazarlama, uluslararası pazarlama, lojistik, destek konularında …’e hizmet vermekle yükümlüdür. Reklam çalışmalarının bütçeli olması durumunda bütçe çalışması önceden … tarafından onaylanacaktır. ” şeklindedir. Madde metninden anlaşıldığı üzere davalının, reklam ve tanıtım faaliyeti konusundaki edimi zorunlu bir yükümlülük olmayıp davalının isteğine bırakıldığı, yine davalının belirli sayıda hasta yönlendirme taahhüdünün bulunmadığı, kaldı ki dosyaya sunulan belgelerden, davalının saç ekimi hizmetlerinin tanıtımı için görsel ve yazılı basında reklamların yapıldığı, renkli el broşürlerin bastırıldığı, bu broşürler için matbaya yapılan ödeme için 9.849,97 TL’lik faturanın düzenlendiği anlaşılmıştır.Davacı yan, davalının yerine getirmediği diğer bir yükümlülük olarak, saç ekim odalarının hazırlanmadığı, tadilat ve tefrişatın yapılmadığını ileri sürmüştür. Söz konusu sözleşmenin 2. Maddesi, …’e gelen ve … tarafından …’ne yönlendirilen hastaların medikal estetik ve saç ekimi hizmetlerinin yürütülmesi için, …’e ait bulunan … katında … tarafından projelendirme yapılması, ekipman temini ve … tarafından hizmet verilmesi kararlaştırıldığı, tarafların hak ve yükümlülükleri başlıklı 3. Maddenin 8. Bendinde, yeni yapılandırılan saç ekimi bölümü için projelendirme, inşaat ve giderler, her türlü medikal demirbaşlar, medikal saflar ve ilaçlar Memorial tarafından karşılanacağı düzenlenmiştir. Davalı tarafından, saç ekim odalarının tadilat ve tefrişatına ilişkin yapmış olduğu masraflara ilişkin 94.580,54 TL tutarında fatura ibraz edilmiştir. Sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar saç ekim odasının tamamlanmadığına, gerekli tadilat ve tefrişatın yapılmadığına ilişkin davacı tarafından, davalıya gönderilmiş olan herhangi bir ihtar ve uyarıya ve bu hususlardan kaynaklı olarak işlerin aksadığına ilişkin dair somut delil sunulmadığı gibi, davacının, bu alanda saç ekim hizmetini sunmaya başladığı, ayrıca davalı tarafından 01/11/2013 tarihli sözleşmenin 2. Maddesi “…Memorial tarafından projelendirme yapılması ekipman temini….” hükmüne binaen yapmış olduğu masrafları davacıya fatura ettiği ve davacının faturaya itirazı üzerine, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından davacı aleyhine ilamsız icra takibi yaptığı, davacının itiraz ettiği ve davalı tarafından İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1058 nolu dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, davalı tarafından gönderilen Beyoğlu … Noterliğinin 08/01/2015 tarihli ihtarı ile, davacının, sözleşmeden kaynaklı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden daha evvel Beyoğlu … Noterliğinin 10/10/2014 tarihli ihtarı tebliğ edildiğini, anılan tarihten bu yana ödeme olmadığından tekrar ihtar göndermek lüzumu doğduğu belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere toplam 219.357 TL borcun 3 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ” taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca 03/01/2013-28/02/2015 tarihleri cari hesap ilişkisi kapsamında davacının ticari defterlerine göre toplam 207.080,08 TL, davalının ticari defterlerine göre toplam 108.042,17 TL davacı alacağı bulunduğu, davacının kendi defterlerinde de davalıya borçlu olduğunun tespit edildiği, davacının cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödememesi nedeniyle temerrüte düştüğü, bu bakımdan davalı tarafından yapılan fesih bildiriminini haklı olduğu, dolayısıyla davacının sözleşmenin feshinden kaynaklı olarak tazminat talebinde bulunamayacağı, davacının sözleşmenin ihlaline ilişkin diğer iddialarının ispata muhtaç olduğu…” tespiti yapılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar ve emsal Yargıtay ilamı doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davalının sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirmediği ve sözleşmenin haksız olarak feshedildiği iddiasının yerinde görülmediği, süre gelen cari hesap ilişkisi kapsımında borcun ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’nin istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL’ davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/06/2023