Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1565 E. 2020/202 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1565
KARAR NO: 2020/202
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2020
NUMARASI: 2018/704 esas, 2020/60 karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 23/07/2018
KARAR TARİHİ: 04/11/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Ticaret Sicilinde … ticaret sicil numarası ile işlem gören … A.Ş.’nin 30/06/2018 tarihi itibariyle tescilli sermayesinin 5.000.000,00 olup ortakların sermaye taahhütlerinden dolayı borçları bulunmadığının tespit edildiğini, konkordato talep eden müvekkili şirketin faaliyet konusu ticaret sicil kayıtlarında; “Otel vb. konaklama yerlerinin faaliyetleri (günlük temizlik ve yatak yapma hizmeti sağlanan yerlerin faaliyetleri) (kendi müşterilerine restoran hizmetlerinin verilmesi” şeklinde olduğunu, Müvekkili şirketin Bahçelievler Yenibosna da … markalı ve Çobançeşmede .. markalı olmak üzere 2 adet oteli bulunduğunu, şirket münhasıran söz konusu otellerin işletilmesi işi ile iştigal ettiğini, Bahçelievler Yenibosna daki … markalı otelin mülkiyetinin şirkete ait olduğunu, Çobançeşmedeki … markalı otelde ise kiracı konumunda olduğunu, müvekkili şirketin hakim ortağı olan … turizm sektöründe 20 yılı aşkın süredir faaliyette bulunduğunu, turizm sektöründe önemli ölçüde entelektüel sermaye birikimine sahip olduğunu, müvekkili şirketin ortakları sektördeki canlanma ve firmanın mali yapısının ıslah edilebilir olduğu görüşüyle bir konkordato projesi çerçevesinde borçlarını belli bir vadeye yayarak ödemek suretiyle (vade konkordatosu) bu darboğazı aşacağı inancında olduğunu, müvekkili şirketin içinde bulunduğu finansal krizin sebeplerinin kurların ve faiz oranlarının yükselmesinin kredi maliyetleri üzerindeki olumsuz etkisi, turizm sektöründe geçmişte yaşanan krizin olumsuz etkisi, 15 temmuz darbe girişimi nedeniyle otelin açılış 3 ay geciktiği, otel inşaat maliyetlerinin ( inşaat malzemeleri ve demir fiyatlarının) artması ve … marka standartlarının maliyetleri ortalama % 30 arttırması, Maslak’ta mukim … markalı otelinin iflasının firmalarını üzerindeki olumsuz etkileri, www…com WEB sitesinin Türkiye de yasaklanmasının sebep olduğu rezervasyon kayıplarının olumsuz etkileri, kontrolsüz hızlı büyüme, yeni müşterilere maliyetine yada zarar edilerek satış yapılması, finansman planlamasında yapılan hataların olumsuzlukların üst üste gelmesi olduğunu, müvekkili şirket tüm alacaklılara tek bir teklif sunmakta olduğunu vade konkordatosu talep ettiğini, müvekkili şirketin 30/06/2018 tarihli mali duruma göre TTK 376/3 çerçevesinde borca batık durumda olmadığını, konkordato tekliflerine göre 30/06/2018 tarihi itibariyle borçlarından herhangi bir iskonto yapılmadan 1 yıl geri ödemesiz sonraki 4 yılda eşit paylı ödeme şeklinde borçlarının ödeneceğini, borçları için ilave faiz ödenmeyeceğini, konkordato sürecinde müvekkili şirket tarafından alacaklılara ilk yıl (2018 ve 2019 yılı ilk 6 ayı) herhangi bir borç ödemesi yapılmayacak sonraki 4 yılda yıllık borç ödemesi o yıl ödenmesi planlanan borç tutarının 3’e bölünmesi suretiyle ve her yıl 30 Haziran, 30 Eylül ve 31 Aralık tarihlerinde yerine getirileceğini, müvekkili şirketçe konkordato sürecinde aktife kayıtlı tesis ve cihazlardan herhangi bir satış gerçekleştirilmeyeceğini, müvekkili şirket aktifine kayıtlı otel satılarak elde edilen nakit tutarının öncelikle alacaklı bankaların ipotekli kredi borçlarının ödenmesinde kullanılacağını, Müvekkili şirketin faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılarına ödemelerini yapabilmesi için mali kaynaklarının; mevcut yada yeni ortaklarca 5 yılda toplam 7.500.000,00 tutarında nakit sermaye artışı yapılması, Şirket ortaklarının kendi şahsi gayrımenkullerini satarak şirketin özellikle banka kredi borçlarının ödenmesinin sağlanması, ortakların bu şekilde oluşan alacağından vazgeçmesi, Şirket aktifine kayıtlı gayrımenkullerin satılarak elde edilen nakitlerin öncelikle borç ödemelerinde ve şirketin ticari faaliyetlerinin finansmanında kullanılması, şirkette gerektiğinde kar paylaşımı esasına dayalı ortaklıklar kurulması, 2018 ve 2019 yılı ilk 6 ay içinde alacaklılara borç ödemesi yapılmayarak işletme sermayesi birikimi sağlanması, bir kısım tedarikçilerle vadeli olarak yiyecek içecek ve otel mefruşatı konusunda anlaşma yapılması nedeniyle birçok malzemenin vadeli alım yapılmak suretiyle temin edileceği, maliyet ve giderlerde yapılacak ciddi tasarruflarla önemli tutarda kaynak çıkışının önlenmesi vb. şeklinde olduğunu, müvekkili şirketin mevcut varlık yapısıyla ve finansman yönünde ortaya çıkan zorluklar nedeniyle, elde edilen fonların tümüyle borçların bir anda ödenmesi mümkün olmadığını, uygulamaya geçtikleri konkordato projesi çerçevesinde sağlanan yeni yapılanmaları ile söz konusu borçların konkordato teklifine uygun olarak bir plan ve disiplin içerisinde yapılandırılmak suretiyle ödenmesinin mümkün olduğunu, 287. maddesinde belirtilen 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesini, İİK 287/2 gereği geçici komiser tayini kararı verilmesini, davacı şirketin İİK’nın 297/2. maddesinin doğrultusunda, malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına karar verilmesini, İİK. 288/1 maddesine göre geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından mühlet içinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hangi nedene dayanırsa dayansın davacı şirket aleyhine her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza işlemleri dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucu bir yıllık kesin mühlet verilmesini, İcra İflas Kanununda belirlenen kesin süre içinde yapılacak yargılama sonucu konkordatonun tasdikini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/704 E 2020/60 K sayılı ve 27/01/2020 tarihli kararı ile; “…İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince,adi konkordatoda teklif edilen tutar, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olmalıdır.Anılan fıkranın (b) bendinde ise teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması şartı düzenlenmiştir. Bu iki bentteki amaç konkordatonun, alacaklıları iflâstan daha kötü bir noktaya taşımamasıdır. Borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçecek meblağ, konkordato teklifinden daha fazla olacak ise konkordato tasdik edilmeyecektir. Mahkeme bu hususu denetlemelidir. Çünkü alacaklılar konkordatoyla bağlı olduklarından, kabul oyu kullanmayan veya alacaklı olduğunu bildirmeyen alacaklıların korunması gereklidir. Bu bentler uyarınca değerlendirme yapılırken alacaklıların menfaatleri en iyi şekilde korunmalıdır. Bu değerlendirme yapılırken konkordatonun, iflâstan daha avantajlı olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. İflâs hâlinde alacaklıların eline geçebilecek miktar tam ve doğru bir şekilde belirlenemediğinden mahkemece, alacaklıların konkordato sonucunda eline geçecek tutarın iflâs tasfiyesi sonucunda ellerine geçecek tutardan daha fazla olacağının kural olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Aksinin herhangi bir alacaklı tarafından iddia edilmesi halinde ise bu iddiayı ileri süren alacaklının, iflâsın alacaklılar bakımından konkordatoya nazaran daha avantajlı olduğunu ispat etmesi gerekir. Yine teklif edilen oranın borçlunun malvarlığı ile orantılı olup olmadığının da denetlenmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme yapılırken borçlunun tüm aktif ve pasifinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkememize sunulan gerekçeli komiser heyeti raporu ile bilirkişi raporuna göre, konkordatonun,alacaklılar açısından, iflastan daha avantajlı olduğu belirlenmiş ve bunun aksinin herhangi bir alacaklı tarafından iddia edilmediği gibi buna ilişkin herhangi bir delilde dosyaya sunulmadığından konkordatonun alacaklılar açısından iflâsa nazaran daha avntajlı olduğu, teklif edilen oranın borçlunun malvarlığı ile orantılı olduğu anlaşıldığından İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki koşulların gerçekleştiği anlaşılmıştır. Konkordatonun tasdiki için konkordato projesinin 302 nci maddede belirtilen çoğunlukla kabul edilmiş olması gerekli olup komiser heyeti raporu,toplantı tutanağı ve bilirkişi raporu incelendiğinde, projenin hem alacaklıların,hem de alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edildiği, aynı şekilde projenin hem alacaklıların dörtte birini, hem de alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunlukla kabul edildiği, buna göre İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki koşulun gerçekleştiği anlaşılmıştır. Konkordatonun tasdik edilebilmesi için gerekli olan bir diğer koşul ise borçlunun bazı alacaklıların alacaklarını güvence altına almak için teminat göstermek zorundadır. İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, 206 nci maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklılar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. Konkordato komiser heyetinin gerekçeli raporu incelendiğinde, borçlu şirketin anılan borçları tam olarak ve zamanında ödediği bu nedenle teminat koşuluna gerek bulunmadığı bildirildiğinden, İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki koşulun gerçekleştiği anlaşılmıştır. Konkordatonun tasdik edilmesi için gerekli olan şartlardan sonuncusu ise konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olmasıdır. Borçlu tarafından mahkememizce belirlenen yargılama gideri ile harcın tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edildiğinden, İİK’nın 305 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki koşulun gerçekleştiği anlaşılmıştır. Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, borçlu şirketin İİK’nın 305 nci maddesinde belirtilen tüm koşulları yerine getirdiği ve konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu anlaşıldığından borçlunun konkordato talebinin kabulü ile konkordatonun tasdikine, borçlu şirket tarafından borçların Ocak 2020 tarihinden başlamak üzere 48 ay içerisinde borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine, borçlu şirket tarafından dosyaya sunulan ödeme takviminin kararın eki olduğunun bildirilmesine, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kengiliğinden kalktığının tespitine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” gerekçesiyle; 1-Borçlu şirket tarafından sunulan konkordato projesi ve revize projenin uygulanabilir olduğu, komiser heyetinin gerekçeli raporu, bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden konkordatonun başarıya ulaşacağı anlaşıldığından, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı borçlu … Anonim Şirketi’nin konkordato talebinin KABULÜ ile; konkordatonun İİK’nın 306 nci maddesi uyarınca TASDİKİNE, borçlu şirket tarafından borçların Ocak 2020 tarihinden başlamak üzere 48 ay içerisinde borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ÖDENMESİNE, borçlu şirket tarafından dosyaya sunulan ödeme takviminin kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının TESPİTİNE, 2-İİK’nın 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hâle geldiğinin karar altına ALINMASINA, 3- İİK’nın 308/d maddesi uyarınca borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğunun BELİRTİLMESİNE, 4-Borçlu şirket tarafından sunulan ödeme planı,alacaklı sayısı ve dosya içerisindeki diğer belgeler ile borçlu şirketin mali yapısı değerlendirildiğinde İİK’nın 306/2 nci maddesi uyarınca borçlu şirkete kayyım tayinine YER OLMADIĞINA, 5-İİK’nın 308/b maddesinin birinci fıkrası uyarınca alacakları itiraza uğramış alacaklıların,tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilecekleri hususunun İHTARINA, anılan maddenin ikinci fıkrası uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın borçlu tarafından bankaya yatırılmasına YER OLMADIĞINA, 6-Konkordatonun tasdiki ile konkordato bağlayıcı hâle geldiğinden İİK’nın 308/ç maddesi uyarınca geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin hükümden düştüğünün TESPİTİNE, 7-Borçlunun talebi bulunmadığından İİK’nın 307 nci maddesi uyarınca rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesine YER OLMADIĞINA, 8-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE, 9-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA, 10-İİK’nın 306/son maddesi uyarınca tasdik kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE, 11-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE, 12-İİK’nın 308/f maddesi uyarınca konkordatonun tamamen feshi hâlinde borçlunun İİK’nın 308 nci maddesi gereğince iflâsına karar verilebileceği hususu gözönüne alınarak borçlu tarafından yatırılan iflâs avansının bu aşamada iadesine YER OLMADIĞINA, iflâs avansının ödeme takviminde belirtilen tüm borçlar ödendikten sonra borçlu şirkete İADESİNE,” karar verilmiştir. Tasdik Kararı, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında 03/02/2020 tarihinde ilan edilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Alacaklı SGK Başkanlığı vekili 10/02/2020 tarihli istinaf dilekçesinde; davacı şirketin Bağcılar SGM’nde işlem gören … sicil numaralı iş yerinin 06/02/2020 tarihi itibariyle 2017/10. ayına ait 8.515,09 TL, 2017/11. ayına ait 10.921,07 TL, … sicil numaralı iş yerinin 2019/12. ayına ait 26.871,91 TL, … sicil numaralı iş yerinin 2019/2. ayına ait 1.347,61 TL, 2019/12. ayına ait 874,00 TL borcu olduğunu, bu borçlardan … sicil numaralı iş yerinin 2017/10. ayına ait 8.515,09 TL, 2017/11. ayına ait 10.921,07 TL olmak üzere toplam 19.436,16 TL ve … sicil numaralı iş yerinin 2019/2. ayına ait 1.347,61 TL borcunun vadesinin geçtiğini, kamu alacakları konkordatoya tabi olmadığından, ödeme planında kurum alacaklarının İİK 206.maddesindeki sıra gözetilmek koşuluyla tüm adi alacaklardan önce ödenmesi esasının dikkate alınması, kurum alacağı tamamen ödenmeden adi alacakların ödenmesine geçilmemesi, kurum alacağının tüm adi alacaklardan önce hangi tarihte ve ne miktarda ödeneceğinin planda açık ve kesin bir şekilde yer alması ve mahkemenin tasdik kararının bir unsuru niteliği kazanması gerektiğini, bu hususlar gözetilmeden verilen tasdik kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 26/02/2020 tarihli dilekçesinde ise istinaf talebinden feragat etmek üzere Kurumun Hukuk Müşavirliği ile yazışma yapıldığını belirterek, yapılacak yazışmanın beklenmesini ve istinaf talebi hakkında karar verilmemesini talep etmiş, 09/03/2020 tarihli dilekçe ile Hukuk Müşavirliğinin, İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne gönderdiği 02/03/2020 tarih ve 3764624 sayılı yazısı ile “istinaf talebimizden feragat edilmesine ilişkin yazımızda belirtilen gerekçeler dikkate alındığında … AŞ tarafından Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/704 Esasına kayden açılan dava neticesinde verilen 27/01/2020 tarih ve 2020/60 K sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurmada kurumumuzun hukuki bir menfaati bulunmadığı anlaşıldığından mezkur kararın istinaf talebinden vazgeçilmesi Yönetim Kurulunun 28/05/2009 tarih ve 2009/202 sayılı yetki devrine ilişkin kararı uyarınca Müdürlüğümüz görüşü doğrultusunda uygun görüldüğü” bildirildiğinden, Hukuk Müşavirliğinin 02/03/2020 tarih ve 3764624 sayılı talimatı doğrultusunda istinaf talebinden feragat ettiğini beyan etmiştir. Alacaklı … A.Ş. vekili 20/02/2020 tarihli istinaf dilekçesinde; Borçlu şirket tarafından sunulan ödeme takviminin kararın eki olarak tebliğ ve ilan edilmediğinden, müvekkili şirketin dayanağı olan tüm bilgi ve belgeler ile birlikte dosyaya bildirilen alacağı olan 985.464,52 EURO karşılığı olarak tasdik edilen konkordato projesi kapsamında sadece 5.131.027,68 TL ödeme yapılacağından, borçlu şirket tarafından gönderilen ekteki yazı ile haberdar olunduğunu, alacağın tamamı mühlet kararından önce doğduğundan ve söz konusu çekler mühlet kararından önce taraflarına teslim edildiğinden, müvekkili şirket alacağının borçlu şirketin konkordato sürecine girdiği tarihteki kur dikkate alınarak hesaplanmasının ve bazı alacakların mühlet kararından sonra doğduğu gerekçeleri ile kabul edilmemesinin hatalı olduğunu ayrıca ödemelerin TL olarak yapılmasına karar verildiğinden alacağın ne kadarlık kısmının kabul edilmediği hususunda da bir açıklık bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkide alacak EURO olduğundan, konkordato sürecine girdiği tarihteki kur baz alınarak alacağın TL’ye çevrilmesinin kabul edilemeyeceğini, konkordato projesinde ve ödeme takviminde taraflar arasındaki anlaşmalara uygun olarak proje kapsamındaki ödemelerin EURO olarak yapılması gerektiğini aksi halde müvekkili şirketin telafisi imkansız zararlar ile karşı karşıya kalacağını, borçlu şirket ile 12/05/2018 tarihinde yapılan hesaplaşmanın konkordato komiserlerine 27/03/2019 tarihinde sunulduğunu, bu tarih itibariyle dahi TC Merkez Bankası Efektif Satış Kuru 1 Euro=6,2367 TL olup karşılığının projede yer alan 5.131.027,68 TL’den daha fazla 6.146.046,57 TL olduğunu, bu hususlar gözetilmeden verilen tasdik kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin konkordatonun tasdikine ilişkin 27/01/2010 tarih 2018/704 E ve 2020/60 K sayılı kararının bozulmasını masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir. Alacaklı … Bankası AŞ vekili 10/04/2020 tarihli istinafa cevap dilekçesinde; Davalı/borçlu şirketin konkordato süreci boyunca mali incelemelerinin ve denetimlerinin yapılması için görevlendirilen Konkordato Komiserliği tarafından 07/03/2019 tarihlinde davacı/borçlu şirketten alacaklı bulunan alacaklıların, alacaklarına esas olan hesap dökümü, sözleşme ve diğer delil niteliğinde evrak ve kayıtlarla birlikte alacak miktarlarının beyan edilmesi konusunda Basın İlan Kurumunda ilan yapılması akabinde Müvekkili Bankanın alacağını oluşturan 24/11/2014 Tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi kapsamında davacı/borçlu şirketin müvekkili Bankadan kullanmış olduğu kredi ürünleri nedeniyle 19/03/2019 tarihi itibariyle 146.447,34 TL nakit alacak ve toplam 50 adet çek dolayısıyla 101.550,00 TL gayri nakit alacak olmak üzere toplam 247.997,34 TL müvekkili Bankanın davacı/borçlu şirketten alacağı bulunduğunun, alacağa esas oluşturan ilgili evrak ve kayıtlarla beraber alacak bildirim beyanı ile Konkordato Komiserliğine sunulduğunu, sunulan alacak bildirim beyanına ilişkin olarak davacı/borçlu şirket tarafından 20/09/2019 tarihinde yapılan itiraz nedeniyle dilekçe ekinde yer alan 20/09/2019 tarihli borçlunun beyanını içerir tutanağın Konkordato Komiserliği tarafından müvekkili Bankaya tebliğ edildiğini, Davacı/borçlu şirketin geçici mühlete giriş tarihi olan 26/07/2018 tarihi baz alındığında 130.000,00 TL kabul, kalan 16.447,34 TL’lik alacak kısmını ve 101.550,00 TL gayri nakdi risk beyanını da reddettiğini beyan etmesi üzerine Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/704 E. Sayılı dosyasından verilen ara kararı ile müvekkili Banka alacağı dahil bir kısım çekişmeli alacak kapsamına giren müdahil alacakları ile birlikte bilirkişi incelemesi yapılması konusunda karar verildiğini, yapılan inceleme neticesinde 26/11/2019 tarihli ara kararı ile müvekkili Banka alacağının 130.000,00 TL olarak Konkordato nisabına dahil edilmesi yönünde kesin olarak karar verildiğini ancak yapılan incelemenin yetersiz ve gerekçesiz olarak Mahkemeye sunulması nedeniyle müvekkili Bankanın önemli bir şekilde zarara uğradığını, eksik, yetersiz ve yanlı bilirkişi raporu dikkate alınarak bu denli yüksek miktarlı alacağın reddedilmesinin gerek Konkordato hükümlerine gerekse de diğer yasal mevzuatlar ile sağlanan adalet kavramına uygun olmadığını, 07/12/2019 tarihinde gerçekleşen alacaklılar toplantısında bu yönde beyanda bulunularak Konkordato Projesinin kabul edilmediğinin bildirildiğini, işbu istinaf cevap dilekçesi ile alacak bildiriminde yazılı ve yasal olarak belirli alacak miktarının Konkordato Tasdik kararı ile kabul edilen Konkordato Projesine dahil edilmesi ve belirtilen miktar ile nisaba katılması gerektiği yönündeki taleplerini sunma zaruretinin hasıl olduğunu, konkordato hükümleri ile borçların proje ile tekrardan yapılandırılması ve borçluların ticari hayatlarına devam edebilmesini amaçlanmışken davacı/borçlu şirketin bu amaç doğrultusunda hareket etmediğini, kötüniyetli olarak söz konusu kanun hükümlerinden faydalanmak istediğini, Konkordato Komiserliğine sunulan alacak bildirim beyanınında müvekkili Banka alacağına esas olan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi fiziken dosyaya sunulmuşken davacı/borçlu şirketin söz konusu sözleşme hükümlerini görmezden gelerek yasal olan müvekkili Banka alacağını kabul etmemesinin iyiniyetli bir yaklaşım olmadığını belirterek izah edilen sebepler ile resen nazara alınacak nedenlere binaen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/01/2010 tarih 2018/704 E ve 2020/60 K sayılı kararına ilişkin olarak istinaf cevap dilekçesinde belirtilen hususlar doğrultusunda söz konusu kararın bozulmasını, Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/704 E. Sayılı dosyasından verilen Konkordato Projesinin Tasdik kararına ilişkin olarak Müvekkili Banka alacağının “Çekişmeli Alacak” kapsamında olması itibariyle Müvekkili Banka Alacağının 247.997,34 TL olarak nisaba katılması talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Talep, İİK’nun 285. ve devamındaki maddeler uyarınca konkordato istemine ilişkindir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. Konkordato yapılış biçimine göre tenzilat konkordatosu, vade konkordatosu ve karma konkordato olarak üçe ayrılmaktadır. İmtiyazsız alacaklıların, kanunda öngörülen usule göre borçludan olan alacaklarının belli bir yüzdesinden feragat etmeleri halinde tenzilat konkordatosu, alacaklıların alacaklarından feragat etmeksizin, borçların vadesinin yeniden düzenlenmesi suretiyle daha sonraki bir tarihe ertelenmesi veya ödemenin taksitlere bağlanması durumunda vade konkordatosu, hem borçtan indirim yapılması hem de vadeye bağlanması halinde ise karma konkordato gündeme gelir. 2004 sayılı İİK’nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154.maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154.maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu Yenibosna … Mah. … Sokak No:… Bahçelievler/İstanbul adresindeki asliye ticaret mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1.f bendinde vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması dava şartları arasında sayılmış, 6098 sayılı TBK nun 504. maddesinde vekaletin kapsamı düzenlenmiş ve TBK 504/3 bendinde “Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez…” düzenlemesine yer verilmiştir. Yine davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren haller 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde düzenlenmiş olup anılan yasal düzenleme uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. Borçlu şirket vekili tarafından İİK 286.maddesi uyarınca gerekli belgeler eklenmek suretiyle 23/07/2018 tarihinde konkordato talebinde bulunulmuş, mahkemenin 24/07/2018 tarihli tensip kararı ile konkordato gider avansının bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılmasına karar verilmiş, İİK 285/4 maddesi uyarınca kesin süre içerisinde gider avansı ikmal edilmiş ve 26/07/2018 tarihinde ise İİK 287/1 maddesi uyarınca üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilerek borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli tedbirler alınmış, geçici konkordato komiser heyeti atanmasına karar verilerek geçici komiser heyetinin yapacağı işlemler, sunacağı raporlar, verilen yetkiler belirlenmiş ve diğer usulü işlemlere ilişkin karar oluşturulmuştur. Geçici mühlet süresinin sona ereceği tarih de göz önünde bulundurularak 23/10/2018 tarihi duruşma tarihi olarak belirlenmiştir. Konkordato geçici komiserleri Dr. …, … ve … tarafından sunulan 08/10/2018 tarihli geçici komiser ön raporunda özetle; borçlu şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediği, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğu, faaliyetlerine devam ettiği, şirket defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, 2015, 2016, 2017 ve 2018 hesap yılı defter ve belgelerinin lehine delil vasfının bulunduğu, şirketin kaydi değerleri uyarınca sermayesinin 5.000.000,00 TL olduğu, şirketin kaydi değerlere göre özvarlığının 11.635.560,47 TL olduğu, 30/06/2018 tarihli personele ödenmemiş 210.553,89 TL maaş borcu, devlet dairelerine ise toplamda 221.261,06 TL borcu olduğu, şirketin 2018/6 ay itibariyle kaydi değerlerle 118.206.964,69 TL maddi duran varlıklarının bulunduğu, incelenen konkordato projesinin içerdiği mali verilerin, geçmiş dönem verilerine ve tespit edilen mevcut durumuna göre uyumlu hususları içerdiği ancak konkordato projesinde ticari borçların ödenmesine yönelik sermaye artışının yerine getirilmesi önleminin tek başına yeterlilik sağlamayacak olup, proforma gelirleri de gerçekleştirebileceği değerlendirilmekle birlikte, mevcut giderlerde tasarrufunun ne şekilde olacağı, finansman giderinde tasarruf söz konusu olamayacağından diğer tasarrufların hizmet sektörü içerisinde olan şirket tarafından hangi kalemlerde ne kadar miktarda olacağı hususuna yer verilmemesinin fınansal planlamanın temel bir öğesini eksik bıraktığı, projede öngörülen ödeme takviminin esasen davacı şirketin durumunun tamamen iyileşmesini sağlayacak bir husus olduğu ve projede belirtilen 1 yıl ödemesiz geçecek süre nakit çıkışının sınırlı tutulmasını sağlayacağından finansal planlama olarak doğru bir yaklaşım olduğu ancak daha sonraki süreçteki ödeme vadelerinin tekrar gözden geçirilmesinin yerinde olacağı, böyle bir revizyonun alacaklılar yönünden de bir denge oluşturacağı ve projenin uygulanabilirliğinin güçlendirmesini sağlayacağı, belirtilen hususların gözden geçirilmesi halinde faal olan davacı şirketin konkordato talebinin başarıya ulaşmasının mümkün görüldüğü bildirilmiştir. Borçlu vekilinin 15/10/2018 tarihli dilekçesi ile geçici mühletin 2 ay süre ile uzatılması isteminde bulunması üzerine, İİK 287/4 maddesi gereğince uzatma talebi yönünden geçici komiser heyetinin görüşü alınarak, 19/10/2018 tarihli geçici komiser heyetinin olumlu raporu üzerine 23/10/2018 tarihli celsede İİK 287/4 maddesi gereğince geçici mühlet süresinin 26/10/2018 tarihinden itibaren iki ay süre ile uzatılmasına ve geçici mühletin uzatma süreci bitmeden kesin mühlet şartlarının değerlendirilmesi gerektiğinden duruşmanın 20/12/2018 tarihine ertelenmesine karar verilmiştir. Konkordato geçici komiserleri tarafından sunulan 18/12/2018 tarihli kesin mühlet değerlendirme raporunda özetle; Konkordato talep eden şirketin iki adet otelinin 106 adet çalışanı ile ticari faaliyetlerine devam ettiği, şirketin konkordato projesinde yer alan satış ve karlılık öngörüleri ve mali durumunda incelenen dönem içerisinde projeyi olumsuz etkilecek bir gelişme kayıtlanmadığı, rapor içerisinde ayrıştırılan imtiyazlı alacaklılar dışındaki borçlar ile ilgili yapılacak sermaye artışı ile oluşturulacak nakit kaynak kapsamında piyasa koşulları önemli ölçüde değişmediği durumda mali açıdan iyileşme sağlanarak otel faaliyetlerinden elde edilecek kazanç ile birlikte konkordato projesinin sonuçlandırılabilmesinin ve gerçekleştirilebilmesinin mümkün olduğu ancak yine kök raporda belirtilen projenin ödeme ile ilgili takviminde alacaklıların ödemelerinin yıl içersinde 3’e bölünerek yapılmasının revize gerektirebilecek bir husus olduğu, keza imtiyazlı alacaklılar ile ilgili alınacak sonuçların da önemlilik arz ettiği, işbu raporda açıklanan hususlar çerçevesinde borçlu şirketin konkordato süreci içerisinde borçlarını ödemesinin mümkün gözüktüğü, buna mukabil belirtilen revizyonların da kesin mühlet sürecinde giderilmesi gerektiği aksi takdirde kesin mühlet içerisinde konkordatonun başarıya ulaşmayacağı anlaşılır ise İİK m. 292/b uyarınca Mahkemece borçlunun iflasına resen karar verilebileceği, borçlu şirketin 5 yıldızlı bir otelini, iflas veya ipoteğin paraya çevrilmesi sürecine nazaran daha yüksek bir fiyat ile kendisinin satabilmesi durumunda, bu sonucun alacaklıların da lehine olacağı, nihai olarak mevcut şartlar altında konkordatonun başarıya ulaşması mümkün olduğundan borçlu şirkete kesin mühlet verilebileceği görüş ve kanaatlerine varıldığı bildirilmiştir. Mahkemece 20/12/2018 tarihli duruşmada İİK’nın 289/3.fıkrasının birinci cümlesi uyarınca 20/12/2018 tarihinden itibaren bir yıl süre ile kesin mühlet verilmesine karar verilerek, geçici konkordato komiser heyetinin görevlerine devam etmesine, İİK’nın 289/3.fıkrasının son cümlesi uyarınca dosyanın komiser heyetine tevdiine, İİK’nın 289/4.fıkrasının birinci cümlesi uyarınca kesin mühlet içerisinde uygun görülecek bir zamanda alacaklılar kurulu oluşturulmasına, borçlunun mal varlığının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına, İİK’nın 304/1 maddesi uyarınca dosya komiser heyeti tarafından Mahkemeye tevdi edildikten sonra yeni duruşma gününün belirlenmesine ve İİK’nın 288.maddesi uyarınca ilanına karar verilmiştir. Konkordato geçici komiserleri tarafından sunulan 21/11/2019 tarihli çekişmeli alacakların değerlendirilmesine ilişkin raporda; … Bankası AŞ vekilinin talebi yönünden yapılan incelemede şirketin kayıtlarında … Metro Kart hesabında 130.000,00 TL tutar söz konusu olduğu, kayıt dilekçesi ile birlikte 146.447,34 TL bildirilmiş ise de bu tutarın oluşumunu gösteren hesap hareketi, faiz alacağı mevcut ise akdi faiz oranı dayanakları, şirketin temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir ihtar sunulmadığı, gayri nakdi olarak bildirilen 101.550,00 TL yönünden herhangi bir ödeme yapıldığı ve riskin gerçekleştiği hususunda bilgi verilmediği, dolayısıyla henüz gerçekleşmemiş risk alacağı olduğu konkordato oylamasında dikkate alınacak tutarın belirsizliği sebebiyle takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiş, … AŞ vekilinin talebi yönünden yapılan incelemede … AŞ tarafından Konkordato Komiserliklerine 12/03/2019 kayıt tarihli 13.717,06 TL alacağın bildirildiği, borçlu tarafından 3.632,86 TL kısmının kabul edildiği, yapılan inceleme, tespit ve değerlemeler sonucunda alacaklı şirketin 26/07/2018 tedbir tarihi itibarı ile borçlu şirketten 8.160,14 TL alacaklı bulunduğunun dikkate alınmasının uygun olacağı belirtilmiş, … AG vekilinin talebi yönünden yapılan incelemede, davacı şirketin iki otelinden, sattığı otelin eski Franchise vereni … AG’nin çeşitli ücret talepleri mevcut olduğu, bu taleplerinden kabul edilebilecek unsurun “marka lisans bedeli” olduğu, marka lisans sözleşmesindeki 5.1 maddesi gereğince lisans bedelinin yapılan hesaplamaya göre 111.811,45 TL olduğu, bu bedelin oylamada dikkate alınabileceği belirtilmiştir. Mahkemenin 26/11/2019 tarihli ara kararı ile … Bankası AŞ’nin konkordato nisabında alacağının 130.000,00 TL üzerinden dikkate alınmasına, … AŞ’nin konkordato nisabında alacağının 8.160,14 TL üzerinden dikkate alınmasına, … AG’nin konkordato nisabında alacağının 111.811,45 TL üzerinden dikkate alınmasına karar verilmiştir. Konkordato geçici komiser heyetince 07/12/2019 tarihinde alacaklılar toplantısı yapılmıştır. Borçlu şirketin toplam alacaklı sayısı 27 olup, toplam alacak miktarı 31.964.921,35 TL’dir. Toplantıya katılan 9 alacaklıdan 6 alacaklının olumlu, 2 alacaklının olumsuz oy kullanmış, alacaklı … AŞ vekilinin ise iltihak süresi içerisinde beyan sunacağını belirterek toplantıda oy kullanmamış ve iltihak süresi içerisinde sunmuş olduğu beyan ile konkordato projesini kabul etmiştir. Yine bir kısım alacakları temlik alan alacaklılar iltihak süresi içerisinde olumlu oy vermişlerdir.Komiser heyetince birden çok alacaklının alacağını temlik alan ve oylamada olumlu oy veren tek kişi oylamada da tek kişi olarak kabul edilmiş ve bu durumda toplam alacaklı sayısı 15 olarak hesap edilmiştir. İİK 302/3 bendinde konkordato projesinin kaydedilmiş alacaklıların ve alacakların yarısı veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır hükmü gereğince; toplam alacaklı sayısının 15 olması sebebiyle alacaklıların yarısını aşan çoğunluğun 8 olduğu, kabul eden alacaklı sayısının ise 10 olduğu, toplam alacak miktarı 31.964.921,35 TL olup alacakların toplamının yarısını aşan miktarın 15.982.461,00 TL olduğu, kabul eden alacaklıların alacak miktarının ise 26.359.352,38 TL olduğu, yasal düzenleme uyarınca gerekli çoğunluğun sağlandığı anlaşılmıştır. Konkordato geçici komiserleri tarafından sunulan 17/12/2019 tarihli kesin mühlet değerlendirme raporunda özetle; alacaklılar toplantısının 07/12/2019 tarihinde yapıldığı ve iltihak süresinin de tamamlandığı, konkordatonun tasdiki hakkında gerekçeli raporun yazma aşamasına gelindiği, raporu sunmak için son tarih 23/12/2019 olmasına rağmen kesin mühletin 20/12/2019 tarihinde sona ereceği, konkordato sürecinin son aşamalarına gelindiği ve borçlu vekilinin de kesin mühletin 45 gün süre ile uzatılmasını talep ettiği belirtilerek İİK 289/5 hükmü kapsamında kesin mühletin 45 gün uzatılmasının uygun olacağını bildirilmiştir. Mahkemece 20/12/2019 tarihli ara karar ile kesin mühletin 45 gün süre ile uzatılmasına karar verilmiştir. Konkordato geçici komiserleri tarafından sunulan 20/12/2019 tarihli konkordatonun tasdiki hakkındaki gerekçeli raporda özetle; Borçlu şirketin Komiserlikçe yaptırılan kıymet takdiri raporları ve ticari defterleri üzerinde gerçekleştirilen inceleme sonucunda 14.900.479,31 TL net aktifi olduğu, konkordatoya tabi borçlarının ise 31.964.921,35 TL olduğu, bu durumda aktifin pasifi karşılama oranında (-) % 53 eksik kaldığı, Konkordato projesinde 2020 yılı için 1.000.000 TL sermaye artışı taahhüdüne ilişkin 2019 yılında gerçekleşen satış ve karlılık öngörülerindeki gerçekleşmeyen kısım sebebiyle 2020 yılında başlayacak ödemelerin aksatılmaması için 12/12/2019 günü şirket ortaklarının 500.000 TL tutarda 1/4’e tekabül eden tutarı yatırarak 16/12/2019 günlü Olağanüstü Genel Kurulda şirket ortakları tarafından 2.000.000 TL sermaye artışı yapıldığı, Şirket tarafından sunulan konkordato projesi içeriğinde ödemeler için alacaklıların alacaklarının tamamının 4 yıllık vadede ödenmesinin teklif edildiği, iskonto ve benzeri bir husus teklif edilmediği, muhtemel bir iflas halinde ise alacaklıların şirketin borca batık olması sebebiyle alacaklarını % 53 eksiği ile atabilme ihtimali olduğu, dolayısıyla alacaklıların muhtemel bir iflas halinde alacaklarını teklif edilen miktardan fazla alma ihtimallerinin bulunmadığı, ortaya çıkan yeni mali koşullar dikkate alınarak, Konkordato Komiserliğince, şirketin gelirlerine nazaran … AŞ’ye yapılacak aylık ödeme miktarlarının yüksek olmasına dönük tereddütlerini borçluya aktarması üzerine, borçlunun ödemelerini uzun süreli olarak aksatmadan yapabilmek gayesiyle … AŞ’den yeni bir ödeme planı talep ettiği, nihayetinde de … AŞ’nin borçlu lehine bir ön ödeme planı sunduğu, alacaklı tarafından imzalı bir ödeme planı, rapor tarihiyle heyetin eline ulaşmamasına rağmen, borçlu şirket tarafından ödeme raporun sunulmasından sonra 1 hafta içerisinde genel müdürlük seviyesinde imzasının tamamlanacağını beyan ettiği, banka tarafından yetkili kurullarının onayına sunulan yapılacak ödemeler ile ilgili “Revize Edilmiş Ödeme Tablosu” incelendiğinde; Bankaya 28/01/2020 tarihinde başlayacak 4 yıl eşit şekilde yapılacak ödeme tutarlarının bu defa alacaklılar lehine 4 yıllık eşit taksit olarak değil, Borç Tasfiye Sözleşmesindeki tutarlardan 1. Yıl için % 43 oranda eksiği ile aylık ödeme ve devam eden 2. Ve 3. Yıllarda da % 33 ve % 24 eksiği ile aylık ödeme ve 4. yıl ödemelerinin %14 fazlası ile yapılması ve toplam borç tutarının kalan % 24 ‘lük kısmının 4. Yılın son taksidinde ödenmesinin söz konusu olacağı, en büyük alacaklı olan ve aylık ödemelerin % 80 ‘lik kısmını oluşturan banka borcunun ilk yılda revize plandaki gibi yapılması neticesinde şirketin diğer borçları ile birlikte yapacağı ödemelerin toplam borcun 1. yılına tekabül eden kısmında % 35 düşüş sağlayacağı, şirketin % 80 kısmına tekabül eden bankaya olan borcunun ağırlıklı 4. Yılda ödemesinin yapılacak olması diğer alacaklıların lehine de sonuç doğuracağı, bu sonuç karşısında borçlunun projedeki ödeme teklifinin iflasa nazaran alacaklılar açısından daha avantajlı olduğu ayrıca, revize proje kapsamında satış ve karlılık hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi ve sermaye artışı taahhütlerinin yerine getirilmesine bağlı olarak teklif edilen tutarın, borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, konkordato projesinin gerek alacaklı gerekse alacak yönünden yasada öngörülen çoğunluğu sağladığı, İİK m. 206 birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılara ilişkin borçlunun ödemediği bir borcun tespit edilmediği, mühlet içerisinde komiserin onayı ile doğmuş borçların, şirketin aylık sabit giderlerinden ibaret olduğu, bu olağan işletme giderlerinin ifası bakımından şirketin mevcut mali durumunun yeterli olduğu ve ödemelerin her ay düzenli olarak yapıldığı, İİK m. 305/d bendine ilişkin şirketin yerine getiremediği bir koşulun söz konusu olmadığı, konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden Harçlar Kanunu m. 51 hükmü gereğince binde 2,27 oranında konkordato tasdik harcı yatırılması gerektiği, şirket yetkilisi …’ın harç bedelinin ve yargılama giderlerinin karşılığının hazır olarak beklediğini, ödenecek rakam tam olarak hesaplandıktan sonra bu bedelin şirket tarafından derhal yatırılacağını belirttiği, tüm bu hususlar değerlendirildiğinde; Konkordato harcı yatırmak şartıyla ayrıca … AŞ’nin şubesinden alınan taahhüdün Genel Müdürlükçe onaylanması koşuluyla konkordatonun tasdiki için İİK m. 305’te öngörülen tüm koşulların gerçekleştiği, bu koşullar altında konkordato komiser heyeti olarak konkordatonun tasdiki konusunda görüşlerinin olumlu olduğu bildirilmiştir. Konkordato geçici komiserleri tarafından sunulan 14/01/2020 tarihli konkordatonun tasdiki hakkındaki ilave raporda özetle; 20/12/2019 tarikli gerekçeli raporda … AŞ yönünden belirtilen hususlara ilişkin, ilgili banka yönetiminin onayının alınmış olduğu, yine raporda belirtilen sermaye artısının 30/12/2019 tarihli TTSG’de tescil edildiği, şirket yönetimine mali durumun güçlendirilmesinin gelecek senelerde yapılacak olan taksit ödemelerinin aksamaması için yararlı olacağının yeniden bildirilmesi üzerine şirket ortağı … tarafından 2022 ve 2023 yıllarında şirkete 3.000.000,00 TL daha sermaye taahhüdünde bulunularak 15/06/2022 vadeli 1.500.000,00 TL bedelli ve 15/06/2023 vadeli 1.500.000,00 TL bedelli bonoların düzenlendiği, şirket alacak hesabına girişinin yapıldığı, toplam borç miktarı 31.964.921,35 TL üzerinden binde 2,27 oranında hesap edilen alınması gereken konkordato tasdik harcının 72.560,37 TL olup, şirketin ödemeye hazır olduğu kök raporda belirtildiği gibi konkordato komiser heyeti olarak konkordatonun tasdiki konusunda görüşlerinin olumlu olduğu bildirilmiştir. Mahkemece bilirkişi …’den alınan 27/01/2020 tarihli bilirkişi raporunu özetle; İİK’nın 305’inci maddesi kapsammda tasdik şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin Komiser Heyeti tarafından borçlu şirket hakkında düzenlenen raporun denetlenmesi amacıyla teslim edilen dava dosyasında yer alan belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 30/09/2019 tarihli bilançoya göre şirketin aktifleri 14.900.479,31 TL, pasifleri 34.115.262,66 TL olduğu, rayiç değerlere göre öz varlığı (-) 19.214.783,35 TL olup, şirketin rayiç değerlere göre borca batık olduğu, şirket tarafından sunulan konkordato projesi içeriğinde ödemeler için alacaklıların alacaklarının tamamının 4 yıllık vadede ödenmesi teklif edilerek iskonto ve benzeri bir husus teklif edilmediği, muhtemel bir iflas halinde ise alacaklıların şirketin borca batık olması sebebiyle alacaklarını (14.900.479,31 TL / 34.115.262,66 TL) % 43 eksiği ile atabilme ihtimali mevcut olduğu bu nedenle teklif edilen tutarın borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu, en büyük alacaklı olan … AŞ’ye yapılacak ödemeye ilişkin revize ödeme planının, banka tarafından kabul edilmesi neticesine, bankaya olan borcun ağırlıklı 4.yılda ödemesinin diğer alacaklılar lehine de sonuç doğuracağı, ayrıca revize proje kapsamında satış ve karlılık hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi ve sermaye artışı taahhütlerinin yerine getirilmesine bağlı olarak teklif edilen tutarın, borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, hazirun cetvelinde yer alan alacaklı sayısı 27 olup, temliklerle 14’e düştüğü, toplam borç tutarı 31.964.921,35 TL, red oyu veren 5 kişi, kabul oyu veren 9 kişi, kabul oyu verenlerin alacak toplamı 25.407.607,51 TL olduğu, bu durumda alacaklı ve alacak toplamının yarısı çoğunluğun sağlandığı, yine alacaklıların 1/4’ini, alacakların 2/3’sini aşan çoğunluğun da sağlandığı yani konkordato projesinin İİK 302’nci maddede öngörülen her iki çoğunlukla kabul edildiği, İİK’nın 305/d maddesi kapsamında ifa edilmemiş bir yükümlülük bulunmadığı, bir başka ifade ile konkordatonun tasdiki için İİK’mn 305/d maddesi ile hükme bağlanan şartların yerine getirildiği (imtiyazlı alacakların tam olarak ödenmesi, mühlet içinde komiser izniyle akdedilmiş borçların ifası, teminat), konkordatonun tasdiki için İİK’nın 305/e maddesi kapsamında 20/01/2020 tarihinde 5.000,00 TL yargılama gideri ile 21/01/2020 tarihinde 72.560,37 TL harcın borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödendiği, alacaklılar tarafından tasdik edilen revize ön projeye göre konkordatoya tabi borçların tamamının faiz vb. ödemeden 0cak/2020 döneminden başlamak üzere 48 ayda ve eşit taksitlerde ödeneceği, ödeme planının aynı bölümde tablo halinde gösterildiği, konkordatonun tasdikine ilişkin Komiser Heyeti tarafından düzenlenen raporların yerinde olduğu, kabul edilen projenin tasdiki için İİK’nın 305’inci maddesinde öngörülen şartların oluştuğu, yükümlülüklerin yerine getirildiği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.İİK 287.maddesinde, borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı” kavramı altında ifade edilmiştir. İİK 289. maddesinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği düzenlenmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme olasılığına sahip olmasıdır. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku – Av. Sümer Altay, sayfa 112, 1.Cilt). İİK’nın 286/1-a maddesinde “borçlunun talebiyle birlikte borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje ibraz etmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Konkordatonun amacı borçluyu borçlarından ve eğer iflas şartlarını taşıyorsa muhtemel bir iflastan kurtarmak, alacaklıların da belirli bir vadede ve/veya indirimle alacaklarını tahsil etmelerini sağlamaktır. Bu yapılırken özellikle alacaklıların sürece dahil edilmesi, alacaklıların, komiserin ve mahkemenin katılımı ile nihai projenin oluşturulması ve konkordatonun başarıya ulaşması için iş birliğine gidilmesi gerekir. Projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığının değerlendirilebilmesi yönünden, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalıdır. Borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ile konkordato amacına ulaşacaktır. İİK 305.maddesine göre konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartlar sayılmıştır. Somut olayda borçlu şirket tarafından sunulan ön proje, komiser heyetinin tavsiyeleri, bu kapsamda yapılan değişiklikler, revize proje bir arada değerlendirildiğinde; yasal düzenleme uyarınca alacaklılar yönünden teklif edilen tutarın, iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordato projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması koşullarının tamamı gerçekleşmiş olup mahkemenin konkordatonun tasdiki kararı yerindedir. İstinaf talepleri yönünden değerlendirme; Alacaklı … AŞ ve alacaklı … Bankası AŞ’nin istinaf talebi yönünden; 15/03/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 37 maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemesi ile itiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri düzenlenmiştir. Konkordato tasdik kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında 03/02/2020 tarihinde ilan edilmiştir. Yasal düzenleme gereğince itiraz eden alacaklıların istinaf yoluna başvurabileceği son tarih 13/02/2020 tarihidir. Alacaklı … AŞ vekili 20/02/2020 tarihinde, alacaklı … Bankası AŞ vekili ise 10/04/2020 tarihinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.Süresinden sonra yapılan istinaf istemleri hakkında, HMK’nın 346/1. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince karar verileceği gibi, aynı Kanunun 352/1.c madde hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebileceği düzenlenmiştir. Alacaklı … A.Ş. vekili ile alacaklı … Bankası AŞ vekilinin istinaf başvuruları süresinde olmadığından, istinaf istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Alacaklı SGK Başkanlığının istinaf talebi yönünden; alacaklı vekili ilk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde 10/02/2020 tarihli dilekçe ile istinaf yoluna başvurmuş ise de, 26/02/2020 tarihli dilekçesinde istinaf talebinden feragat etmek üzere Kurumun Hukuk Müşavirliği ile yazışma yapıldığını belirttiği, 09/03/2020 tarihli dilekçesinde ise Hukuk Müşavirliğinin, İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne gönderdiği 02/03/2020 tarih ve 3764624 sayılı talimatı doğrultusunda istinaf talebinden feragat ettiğini beyan ettiğinden, alacaklı SGK Başkanlığı yönünden istinaf talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ise de; konkordato tasdiki yargılamasına ilişkin İİK 285 vd maddelerinde belirlenen prosedür gereğince üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanı mevcut olmayıp, ancak anılan usul gereğince hareket etme olanağı bulunmaktadır. Yani konkordatonun tasdiki yargılaması bir “çekişmesiz yargı işi” olduğundan, bu yargılamaya alacaklıların müdahil olarak katılması mümkün değildir. Mahkemenin yargılama aşamasında, alacaklıları asli müdahil olarak kabulü ve gerekçeli karar başlığında asli müdahil olarak göstermesi yerinde olmadığından bu husus eleştiri konusu yapılmıştır. Açıklanan nedenlerle; alacaklı … AŞ vekili ile alacaklı … Bankası AŞ vekilinin istinaf başvurusu süresinde olmadığından ayrıca resen yapılan incelemede ise ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden 6100 sayılı HMK 352/1.c maddesi gereğince istinaf başvurularının reddine, alacaklı SGK Başkanlığının istinaf başvurusunun ise feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Alacaklı SGK Başkanlığının istinaf başvurusunun feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Alacaklı … AŞ vekili ile alacaklı … Bankası AŞ vekilinin istinaf başvurusu süresinde olmadığından 6100 sayılı HMK 352/1.c maddesi gereğince REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 148,60 TL başvuru harcının Hazineye irad kaydedilmesine 4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcının Hazineye irad kaydına 5-Alacaklı SGK Başkanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 6-İstinaf yargılaması için yapılan yargılama giderinin istinaf yoluna başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK 308/a maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/11/2020