Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/156 E. 2020/368 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/156
KARAR NO : 2020/368
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/655
KARAR NO : 2017/1008
KARAR TARİHİ: 29/11/2017
DAVA: ALACAK
KARAR TARİHİ: 23/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA Davacı tarafından sunulan 06/12/2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketi nezdinde … no’ lu sigorta poliçesi tahtında … maliki bulunduğu Silivri, … Köyü, Yolu No:… adresinde kâin 4.000 m2 fabrika binasının 3.000.000.-TL sigorta bedelli olarak yangın ve poliçede kaydedilen rizikolarına karşı sigortalandığını, sigortalı bina, davalı kiracının kullanımında iken 05.02.2009 tarihinde meydana gelen yangın sonucu hasarlandığını, yangının davalının işletmesinden çıktığını, Yangın Raporu ve Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2009/239 D.İş dosyasından alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davalı tarafın binada hâsıl olan zararı Borçlar Kanunu Hükümleri gereğince tazmin etmekle yükümlü ve sorumlu olduğunu, söz konusu yangın hasarının tespiti için sigorta eksperi görevlendirildiğini, 28.04.2010 tarihli yangın ekspertiz raporunda, binadaki yangın hasarının 255.886,20 TL olarak tespit edildiğini, hasar tespit çalışmalarının devam ettiği süre içerisinde, sigortalı bina malikine sigorta ekspertiz hasar tespitine mahsuben 30.12.2009 tarihinde 150.000.-TL, 24.03.2010 tarihinde ise 25.000.-TL olmak üzere toplam 175.000.-TL ödendiğini ve ödenen miktar kadarıyla TTK’ nın 1301. Madde hükmü ve ibraname kapsamında kanuni halefiyete hak kazandıklarını, ancak, sigortalısının yangın ekspertiz raporuna göre bakiye hasar tazminatı 80.886,20 TL’ yi kabul etmediğini ve bakiye hasar tazminatının 161.720,28 TL olduğu talep ve iddiası ile İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2010/446 E. Dosyasından davacı sigorta şirketine karşı dava açtığını, davacı şirket tarafından ödenecek bakiye hasar tazminat miktarının belirlenmesi ve kanuni halefiyetin doğması, bu dosyadan verilecek karar ve bu karara ilişkin ödeme ile tesis edileceğini, bu bakımdan davacı sigorta şirketinin rücu hakkının herhangi bir hak kaybına uğramaması ve/veya zamanaşımı def’ini bertaraf etmek bakımından, davalarının sigorta ekspertiz raporu ile tespit edilen hasar miktarı üzerinden açtıklarını, bu nedenle taraflarınca ödenecek bakiye hasar tazminat miktarının belirlenmesi ve kanuni halefiyetin tesisi bakımından İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2010/446 E. Sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, yukarıda arz ve izah ettikleri şekilde meydana gelen hasar tazminatının rücuen tahsili için davalının mali sorumluluk sigortasını deruhte eden … A.Ş.’ ye yaptıkları talep ve başvuru sonucu, davalının sigortacısı tarafından poliçe şartları içinde taraflarına 90.630.-TL ödeme yapıldığını, hasar bedeli 255.886,20 TL’ den tenzil edildiğinde dava konusu taleplerinin 165.236,20 TL olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davalı ile … Sigorta şirketi ile 04.06.2009 başlangıç ve 04.06.2010 bitiş tarihli İşyerim Paket Sigortası Poliçesi imzalandığını, bu çerçevede aleyhlerine açılmış işbu davanın, davalı şirket sigortacısı … sigorta şirketine ihbar edilmesini talep ettiklerini, davalı şirket aleyhine açılmış bulunan davanın rücuen tazminat talebi içerdiğini, bu talebin dayanağının ise, davaya konu olayda meydana gelen hasarla alakalı olduğunu, bu aşamada davalı şirketin, yangına sebebiyet verdiğine ya da bu konuda ihmal ve kusurunun olduğuna dair hiçbir net bilgi ve belgenin bulunmadığını ve tahminlere dayalı olarak yapılan tespitlerle (İtfaiye Raporu dâhil) davalı şirketin sonuna kadar sorumlu ve kusurlu kabul edilip bu öngörü ile hareket edildiğini ve davanın ikame edildiğini, davalı şirketin olayın vuku bulduğu mahalde kiracı olarak bulunduğunu, kiranın başlangıç tarihinin 01.05.2009 olduğunu ve yangının vuku bulduğu tarihin ise 05.12.2009 olduğunu, bu iki tarih arasında geçen sürenin 7 ay olduğunu, ekspertiz raporunun itfaiye raporunu esas alarak hazırlandığını ve raporda besleme kablosunda zamanla meydana gelen deformasyon neticesinde oluşan kısa devreden bahsedildiğini, bu kadar kısa süre içerisinde böyle bir kabloda deformasyon oluşacağını kabul etmenin mümkün olmadığını, yangının bu sebepten çıktığı kabul edilse bile, davalı şirketin bu kadar kısa süre içerisinde ortaya çıkacak bir deformasyonda kusurlu ve ihmalkâr davrandığını kabul etmenin, hayatın olağan akışına uygun olmadığını, gerek itfaiye raporunda ve gerekse bu rapor doğrultusunda hazırlanmış ekspertiz raporlarında yangın nedeninin kesin, net ve tam olarak ortaya konulamadığını, tahmin edildiği ibaresi kullanılarak neticeye gidildiğini, bu sebeplerle, yangında ihmal ve kusurları olduğunu ve davalı şirketin sorumluluğu kapsamında yangın oluştuğu iddialarını kabul etmediklerini, yangın mahallinin kira ilişkisi ile davalı şirketin kullanımında olduğunu, dolayısıyla kiralayan durumundaki mal sahibinin, bakım ve gözetim sorumluluğunun olduğunu, davanın ilerleyen aşamalarında yapılacak inceleme ve değerlendirmelerde, verilen raporlardaki belirsizlikler de nazara alınarak, kiralayanın sorumluluğu hususunun dikkate alınmasını, bu konuda sigorta hukuku ve yangın konularında uzmanlaşmış bilirkişilerce inceleme yapılmasının zaruri olduğunu, B.K. m. 58’ de öngörülen sorumlulukta, söz konusu yapı eserinin yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden bir zarar doğması gerektiğini, yukarıdaki açıklamaları doğrultusunda, yangının kesin çıkış nedeni ile, kiralayan durumundaki mal sahibinin sorumluluğunun da tespitinin zorunlu olduğunu düşündüklerini, dava miktarını da kabul etmediklerini, dava dilekçesinde yapılan açıklamaya göre davacı tarafın şu ana kadar 175.000.-TL ödeme yaptığını ve müvekkili şirketin sigortacısı …’ dan da 90.630.-TL tahsil ettiğini, bu durumda tahsil edemediği tutar olarak görünen rakamın 84.370.-TL olduğunu, oysa davanın 255.866,20 TL tutarlı ekepertiz raporuna dayanılarak ve bu rakam esas alınarak ödemenin yapıldığı kabul edilerek açıldığını, bu nedenle davanın 165.236,20 TL olarak açılmasının da yerinde olmadığını, fahiş olması sebebi ile dava miktarını ve buna bağlı olarak istenen avans faizi ve diğer talepleri kabul etmediklerini, davalı şirketin peşinen kusurlu ve yangının sorumlusu olarak gören ve taleplerini buna göre sıralayan bu iddiaları kabul etmediklerini ve davanın reddini talep ettiklerini, davacı sigortacısının, hasar tazminatına yönelik itirazları doğrultusunda açtığı davanın, huzurdaki dava için bekletici mesele yapılmasının da yerinde olmadığı düşüncesinde olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”….Dosya kapsamı, davacı ve davalı tarafın beyanları, bilirkişi raporu göz önüne alındığında yukarıda özetlenen dava dilekçesi itibariyle Davacı sigorta şirketi sigorta poliçesi tahtında …’ in maliki bulunduğu Silivri de bulunan fabrika binasının yangın ve poliçede kaydedilen rizikolarına karşı sigortalandığını, sigortalı bina, davalı kiracının kullanımında iken 05.02.2009 tarihinde meydana gelen yangın sonucu hasarlandığını, yangının davalının işletmesinden çıktığını, Yangın Raporu ve Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2009/239 D.İş dosyasından alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, belirterek rücuen zararın giderilmesini talep ettiği görülmektedir. İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/446 esas sayılı dosyası kapsamında meydana gelen olay sebebiyle davacı sigortaya karşı açılan dava dosyası mahkememizce bekletici mesele yapılmış ve oluşan karar itibariyle zarar miktarları 126.922,12 TL olduğu belirlenmiş olduğu görülmektedir. Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 175.000.TL ödeme yapıldığı da görülmektedir. Tüm dosya kapsamı itibariyle davacı sigorta şirketinin sigortalısına ait bina da davalının kullanmakta olduğu bölümde davalıdan kaynaklanan ve sorumluluğunda olacak şekilde yangın olayı sebebiyle zararın oluştuğu, zarardan davalının sorumlu olduğu anlaşılmış olmakla toplam zarar itibariyle 175.000 + 126922 olmak üzere 301.922 TL zararın oluştuğu, davalının sigortası tarafından yapılan ödeme olan 90.630 TL düşüldükten sonra bakiye zararın 211.292 TL olduğu ve davalının sorumlu olduğu kabul edilerek bu miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen ( sigortanın poliçe limiti kadar sınırlı olmak üzere) tahsiline karar verilmesi gerektiği kanaati gelmiş olmakla Davacının davasının KABULÜ ile;211.292,00.-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ( davalı …sigorta yönünden poliçe limitleri ile sınırlı olarak ) davacı tarafa verilmesine,” dair hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle;”- Faiz başlangıç tarihinin ödeme tarihi olarak alınmasının ,ihbar olunan sigorta şirketi hakkında hüküm kurulmasının, dava dışı sigortalının davacı sigorta şirketine karşı açtığı davanın sonucunun beklenmesinin( iş bu dava da tazminat miktarının, davacının sigortalısına yaptığı ödemeyi iade alıp almayacağı, ekstra tespit edileceği dosya kesinleşmeden hüküm kurulmasının), dava dışı sigortalının kusur durumunun değerlendirilmeden bilirkişi raporunun hazırlanmasının, ödenen hasar miktarınına KDV nin dahil edilip edilmediğinin çözüme kavuşturulmadan, hasar konusunda ekspertiz raporu ile bilirkişi raporu arasında belirlenen bedel konusunda çelişki giderilmeden hüküm kurumasının dosya kapsamına uygun olmadığı belirtilmiş ve mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir.
İhbar olunan tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle ;ihbar olunan aleyhine hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davanın ihbarı ile taraf sıfatı kazanılamayacağı belirtilerek mahkeme kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, poliçe kapsamında sigortalıya yapılan ödemenin TTK’nun 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı ve ihbar olunan tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesi ile davanın kendi sigortacısı olan … sigortaya davanın ihbarına karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı sigorta şirketi nezdinde dava dışı sigortalı … in maliki bulunduğu fabrika binasının 08.10.2009-2010 dönemlerini kapsar şekilde düzenlenen3.0000.000,00 TL bedelli olarak yangın ve poliçede yer alan rizikolara karşı sigortalandığı, davalı kiracının kullanımında iken çıkan yangın sonucu hasarlanması nedeniyle Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/239 D.İş dosyası ile delil tespiti yapıldığı, hasar tespit işlemleri yapılırken davacı sigorta şirketince toplam 175.000,00 TL hasar tazminat ödemesi yapıldığı ve iş bu davanın da halefiyet ilkeleri uyarınca ödenen tazminat bedelinin tazmini amacıyla açıldığı anlaşılmaktadır.Ekspertiz raporunda; fabrika imalat bölümünde strafor kesim makinesine ait rezidans besleme kablosunda zamanla meydana gelen deformasyon sonucunda kısa devre sonucu çıkan şerarelerin strafor parçaları üzerine düşerek yangın oluştuğu ve hızla gelişerek fabrikaya yayıldığı, söz konusu yangının bitişik komşu …. Şti firmasının sorumluluğunda gerçekleştiği belirtilmiştir.Mahkemece tazminat miktarının belirlenmesi amacıyla bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Davacı vekilince İstanbul 7. ATM nin 2010/446 E sayılı dava dosyasında hüküm altına alınan miktar nazara alınmak suretiyle ödenmesi gereken mablağın 301.922 TL olarak belirlendiği, sigorta şirketi aleyhine başlatılan icra takipleri neticesinde işi bu miktarın dava dışı sigortalıya ödendiği davalının sigortacısı … sigorta tarafından 90.630 TL lik ödemenin tenzili ile oluşan 211.292TL miktar nazara alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi talepli ıslah dilekçesi sunulmuştur. İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/446 Esas 2011/349 karar sayılı dosya arasına alınan ilamının incelenmesinde; sigortalı … tarafından davacı sigorta şirketine karşı açılan dava ile hasar tazminat ödemesi olarak 175.000,00 TL lik ödemenin dışında ayrıca uğranılan zararların ödenmediği , faturalarla tespit edilen tamirat, tadilat ve alım nedeniyle bakiye 161.720,28 TL nin faiziyle birlikte tahsili talep edilmiştir. Anılan dava dosyasında mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, 126.922,17 TL nin 07.01.2010 tarihinden işleyecek reeskont faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş , Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 2013/6888 E 2013/10486 K sayılı ilam uyarınca hasar bedelinin belirlenmesi suretiyle davalının ödemesi gereken bakiye bir bedel olup olmadığının tespiti sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına dair karar verilmiş ve mahkemece verilen direnme kararında nedeniyle dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulun incelenmesinde olduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. İstinafa konu edilen iş bu dava dosyasında mahkemece anılan dava dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmiş ise de 08.02.2017 tarihli celsede arar karardan dönülmesine dair karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, … A.ş. nin poliçe limitleri dahilinde sorumlu olması kaydıyla 211.292,00 TL nin ticari avans faiziyle tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, dosyadaki bilgi ve belgelerde mahkemenin gerekçeli karar başlığından da anlaşılacağı üzere iş bu dava dosyasında …. Şti davalı sıfatı olarak yer almaktadır. … A.Ş. İse davalı sıfatına haiz olmayıp, ihbar olunandır. Bu haliyle davada ihbar olunan konumunda olduğu halde, mahkeme kararında davalı olarak gösterilmek suretiyle hakkında hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup her ne kadar taraf sıfatına haiz olmasa dahi ,aleyhine hüküm tesisi edilmiş olması nedeniyle istinaf hakkı bulunduğu anlaşılarak, ihbar olunan … A.Ş. yönünden kararın kaldırılması gerekmiştir. Mahkemece yargılama aşamasında her ne kadar İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/446 Esas 2011/349 karar sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılması yönünde verilen ara karardan dönülerek hüküm tesisi yoluna gidilmiş ise de ; her iki dava dosyasında aynı haksız fiilin dava konusunu oluşturduğu, iş bu dava dosyasında tazmini gereken hasar miktarının saptanması yoluna gidilirken nihai zararın tespiti amacıyla dava dışı sigortalı tarafından açılan tazminat davasının sonucunu HMK 166. Maddesi uyarınca beklenmesi gerektiği de göz ardı edilmiştir. Davaya konu somut olayda, ihbar olunan … A.Ş. Ve davalı taraf vekilince süresinde sunulan istinaf sebepleri incelenerek yukarıdaki bilgiler ışığında ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK 3531/a6 maddesi uyarınca kaldırılması na karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı ve ihbar tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 2014/655 Esas, 2017/1008 Karar ve 29/11/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Harçlar Kanunu gereğince davalı … San ve Tic. Ltd Şti tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 3.609,00 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, İhbar olunan… A.Ş. tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ve 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/12/2020 tarihinde HMK’nın ve 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.