Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1551 E. 2020/99 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1551
KARAR NO: 2020/99
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/351 Esas
KARAR NO: 2019/1175
KARAR TARİHİ: 06/12/2019
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)
KARAR TARİHİ: 14/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müflis şirketten, iflasın açıldığı 26.12.2018 tarihli itibariyle 350.000,000 TL olan alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasına 04.04.2019 tarihli dilekçe ile müvekkili … adına alacak kaydı için başvuru yapıldığını, talebinin 24.05.2019 tarihinde “alacaklı tarafından sunulan belgeler, bakiye alacağı kesin olarak tesvik eder nitelikte olmadığı ve alacağın tespitinin yargılamayı gerektirdiği…” gerekçesiyle reddedildiğini, iş bu masa kararı E-tebligat yolu ile 28.05.2019’da tebliğ edildiğini, işbu nedenle ilgili madde uyarınca yasal süreler içerisinde alacağın tespit edilerek masaya kayıt kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında görülmekte olan İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1070 Esas sayılı dosyasından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali davası olduğu, iş bu davanın reddine karar verildiği, istinaf incelemesi aşamasında olduğunu, görülmekte olan dava ile aynı alacağa konu olduğunu ve derdestlik itirazında bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1070 esas sayılı dava dosyasının taraflarının, hukuki sebebinin ve konusunun aynı olduğu, dolayısıyla daha evvel açılan İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1070 esas sayılı dosyasının işbu dava bakımından derdestlik oluşturduğundan davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1070 E. sayılı dosyasından görülen davanın davalı şirket aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davası olduğu, istinaf edilen işbu dava dosyası ise; İİK 235 maddesi uyarınca açılan kayıt kabul davası olduğu, yerleşik yargıtay içtihatlarında öngörülen derdestlik; tarafları, dava sebebi ( vakıaları ) ve dava konusu ( talep sonucu ) aynı olan bir davanın görülmekte iken ikinci kez açılmış olması olduğu, açıkça görüldüğü üzere, tarafımızca açılan davaların her ne kadar tarafları aynı olsa bile sebep ve konu unsurları birbirinden farklı olup alacak kaydının reddine ilişkin tek itiraz yolu, İİK 235 maddesi uyarınca, asliye ticaret mahkemelerinde kayıt kabul davası açmak olduğundan mahkemenin derdestliğe ilişkin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 12.06.2019 tarihli cevabı yazıda, müflis … A.Ş hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/624 Esas sayılı dosyasından 26.12.2018 günü iflas kararı verildiği, davacının 350.000,00 TL alacak kayıt talebinde bulunduğu, talebin tamamının reddedildiği, tebliğ gideri depo edildiğinden sıra cetveli ilanı ve masa kararı davacı alacaklıya 02/06/2019 günü elektronik posta ile tebliğ edildiği, ayrıca sıra cetveli 29/05/2019 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi ve Milli Gazete’de ilan edildiği, davanın 31/05/2019 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1070 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, müflis … A.Ş aleyhine işbu davadaki temlike konu alacağın tahsili için başlattığı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip takip dosyasına yapılan itirazın iptali talep edildiği, yargılama sürecinde 26.12.2018 günü borçlu şirketin iflasına karar verildiği görülmüştür. Müflisin davalı olduğu davalarda iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken, ( md. 230 vd) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı, ikinci alacaklılar toplanması verir. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra (müflis yerine) davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir. Yargıtay 19. HD’nin 25.11.1999 tarih ve 7032 E, 7129 K; 11. HD’nin 22.08.2007 tarih ve 2005/13761 E, 2007/624 K; 02.11.2007 tarih ve 8826 E, 11712 K. ve Yargıtay 23. HD’nin 02.12.2013 tarih ve 6042 E., 7639 K. sayılı ilamlarında açıklandığı üzere bir hukuk davasının kayıt-kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı dava sırasında iflas eden, aleyhine iflastan önce açılan ve İİK’nın 194. madde hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan mahkemece; asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplanmasında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına kararı verilmesi, masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 18/12/2014 tarih 2014/3781 Esas 2014/825 Karar sayılı ilamı) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun dava şartları başlıklı 114/1-ı maddesinde, davanın derdest olmaması dava şartlarından sayılmıştır. Derdestlik, tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir dava ikinci kez açılırsa, ikinci davada bu husus re’sen veya talep üzerine dikkate alınır ve ikinci dava, dava şartları yokluğundan esasa girilmeksizin reddedilir. Bu nedenle aynı yasanın 115/1. maddesine göre mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak durumundadır. Bir davada derdestliğin kabul edilebilmesi için varlığı gerekli üç koşul birlikte aranır. 1-)Bu davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olması; 2-)Davanın görülmekte ( derdest ) olması; 3-)Daha önce açılmış ve görülmekte olan o dava ile ikinci davanın yani bu davanın aynı olması koşullarıdır. Birinci davanın halen görülmekte olmasından, ikinci davanın açıldığı tarihte birinci davanın henüz karara bağlanmamış bulunması veya karara bağlanmış bulunmakla beraber verilmiş olan kararın henüz şekli anlamda kesinlik kazanmamış olması anlaşılmaktadır. Birinci ve ikinci davanın aynı dava sayılabilmesi için gerekli ilk şart her iki davanın taraflarının aynı kişiler olmasıdır. Tarafların aynı sayılması, tarafların her iki davada da aynı sıfatla, yani davacı ve davalı sıfatıyla hareket etmiş olmaları gerekmez. Birinci davada; davacı olan taraf, ikinci davada, davalı olabileceği gibi, tam tersi de söz konusu olabilir. Davaların aynı dava sayılabilmesinin bir diğer şartı her iki davanın sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebinin aynı olmasından kasıt hukuki sebepler değil, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Son şart ise; davaların konularının aynı olmasıdır. Dava konularının aynı olup olmadığını tespit edebilmek için davaların ilkinde verilebilecek kararın, ikinci davada verilebilecek kararı gereksiz hale getirip getirmeyeceği, ya da ikinci davada verilebilecek kararla aynı sonuçların sağlanıp sağlanamayacağına bakılmalıdır. (Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 20.6.2016 tarihli, 2016/5999 Esas – 2016/10149 Karar sayılı ilamı Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; Davacı, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1070 Esas sayılı sayılı dosyasında aynı vakıa ve talep sonucu ile alacağın tahsilini talep ettiği, davalının, karar henüz kesinleşmeden yargılama sürecinde iflas ettiğinden alacak talebinin, kayıt kabul davasına dönüştüğü, iflas kararının verilmesi ile birlikte davalı şirketin taraf ehliyeti kalmadığı, müflis şirketin, iflas idaresi oluşturuluncaya kadar tüm hak ve yetkileri iflas masasına geçtiği, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1070 Esas sayılı dosyasının henüz kesinleşmediği bu sebeple vakıa ve talep sonucu ile tarafları aynı olan İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1070 Esas sayılı sayısı dosyası derdest olduğundan mahkeme kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde olmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 353/1-b.1 bendi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Başvuru tarihinde Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli olan 83,50 TL istinaf yoluna başvurma harcının HAZİNEYE irat kaydına, 3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar kanunu gereğince alınması gerekli olan istinaf karar harcı peşin alındığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 /1-b.1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi ve İİK 164 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/10/2020