Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1540 E. 2023/852 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1540
KARAR NO: 2023/852
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1190
KARAR NO: 2019/524
KARAR TARİHİ: 18/06/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 29/01/2016 tarihli Değerleme Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme gereği Sarıyer ilçesi Zekeriyaköyde yer alan arsalar için mevcut imar durumuna göre inşa edilebilecek fonksiyonlara ilişkin pazar araştırması yapılarak en yüksek verimliliği sağlayan projenin net bugünkü değerinin tespit edilmesi ve UDS ‘ye göre raporlanması hizmeti karşılığında davalı tarafından 24.000,00 TL + KDV ödenmesi kabul ve beyan edildiğini, ödenmesi gereken 12.000,00 TL’lik kısmını peşin ödendiğini, kalan kısmın davalı tarafından iade faturası gönderilerek ödenmediğini, kalan alacak için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalının takibe itiraz ettiğini belirterek İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline sözleşmeye uygun sözleşmede belirlenen kapsam ve içeriği ihtiva eder doğru eksiksiz bir raporu süresinde hazırlayıp sunmadığını, tam aksine süresinden sonra ve eksik hatalı ve çelişkili bir rapor sunduğunu, kendi edimini ifa edemeyen tarafın diğer taraftan edimin ifası talebinde bulunamayacağını, davacı karşı davalının iş bu davasına konu taleplerde bulunamayacağını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, ayrıca karşı davalarının da ikame edilmek üzere davacı karşı davalının gereği gibi ifa etmediği borç ve yükümlülüklerini ihlal ettiği sözleşmeye istinaden müvekkilinin peşinen tahsil etmiş olduğu 12.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… davacının dava ve takip konusu alacağın mevcut olduğu yasal ve yeterli delillerle kanıtlandığı İstanbul ili Sarıyer ilçesi zekeriyaköyde bulunan arsalar için Ulusal ve Uluslararası standartlara uygun rapor düzenlenerek davalı tarafa taşınmazın raporuna ilişkin özet bildirimde bulunulduğu gerekli çalışmaların bizzat saha yerinde yapıldığı, davacının usulüne uygun olarak düzenleyip davalıya tebliğ ettiği faturaya ilişkin yasal süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığı daha sonra davalı tarafından tanzim edilen faturanın davacı tarafından itiraz edilerek iade edildiği, davacının hizmet kusuru bulunmadığı davacının gecikmesi iddiasına ilişkin somut delil ve belge bulunmadığı gibi temerrüd koşullarının oluştuğuna ilişkin bir ihbar veya ihtarın kanıtlanamadığı raporun teslim süresinin sözleşme koşulları içerisinde makur ve süresinde olduğunu benimsenen bilirkişi raporundan da tespit edildiği anlaşılmakla asıl davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, karşı davadaki ödenen peşinatın iadesi isteminin yerinde olmadığına kanaat getirilerek karşı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Alacağın sözleşme ile kararlaştırılmış faturaya dayalı likit nitelikte alacak olduğu gözetilerek yasal koşulları bulunan icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı/karşı davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; asım dava dosyası yönünden davacı tarafça düzenlenen 28.320,00 TL tutarlı faturayı ilişkin itiraz edilerek iade faturasının düzenlendiği, sözleşme uyarınca eksiksiz bir şekilde teslim edilmesi gereken raporda çelişki ve hataların olduğu, bu hatalara ilişkin e posta karşı tarafa gönderildiği, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacı tarafça edimin gereği gibi yerine getirilmesi hususunda itirazlarının ileri sürüldüğü, raporun özenli ve profesyonel olmadığı ve yüzeysel, uzmanlıktan uzak bir raporun düzenlendiği, karşı dava yönünden ise 14.03.2016 tarihli e-postada rapora yönelik itirazların yine 25.03.2016 tarihli yazışmada da rapordaki eksikliklerin karşı tarafa bildirildiği, proje konsepti, satış fiyatları, doluluk oranı gibi hususların raporda istatistiksel olarak yer aldığı ancak bilgilerin değerlendirilmediği, bölgede satış hızını etkileyen faktörlerin irdelenmediği, davalının yeterince bilgilendirilmediği, raporda ”Zekeriyaköy Bölgesi Konut Projeleri” tablosunda bu projeye ait herhangi bir mimari veri ya da projenin lokasyonunun verilmediği, sağlık tesisleri eğitim tesisleri gibi konuların yüzeysel incelendiği, bilirkişi raporuna karşı sunulan itirazların değerlendirilmediği, çevre projelere ait bilgilerin eksik ve hatalı olduğu, bilirkişi raporunu son derece hatalı değerlendirme mahsulü olduğu gibi hususlar belirtilerek gerek asıl dava ve gerekse karşı dava yönünden mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Asıl dava, taraflar arasında düzenlenen 29.01.2016 tarihli Değerleme/Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi’nden kaynaklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine, Karşı dava ise; taraflar arasında düzenlenen sözleşme nedeniyle davalının, davacıya peşin ödediği ancak sözleşmeye aykırılık sebebiyle davalıya iadesi gerektiği iddia olunan 12.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesi talebine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine ”Değerleme Hizmet Sözleşmesinden kaynaklı … no’lu 31.03.2016 tarihli fatura” dayalı olarak toplam 16.320,00 TL alacağın tahsiline yönelik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 02/06/2016 tarihinde tebliğ olduğu, davalının 06/06/2016 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.Takibe konu 31.03.2016 tarihli ve davacı tarafça düzenlenen e-faturanın toplam 28.320,00 TL bedelli ve … açıklamasıyla düzenlendiği tespit edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen Değerleme/Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin İstanbul ili Sarıyer ilçesi Zekeriyaköy’de yer alan arsalar için mevcut İmar durumuna göre inşa edilebilecek fonksiyonlara ilişkin pazar araştırmasını yaparak, en yüksek verimliliği sağlayan projenin ”net bugünkü değeri”nin tespit edilmesi ve uluslararası değerleme standartlarına (UDS) göre raporlanması çalışması olduğu, rapor kapsamında ayrıca mimari proje yön vermek amacıyla daire büyüklükleri ve dağılımları konusunda pazar araştırması sonuçları doğrultusunda öngörülerin sunulacağı, hizmeti kapsamının – yer ziyaret ve gerekli yasal araştırmaların yapılarak gayrimenkullerin incelenmesi,-piyasa etütleri yapılarak değere konu altyapının oluşturulması,-uluslararası kabul görmüş yöntemlerin kullanılarak herhangi bir kısıtlayıcı etki ve baskı olmaksızın değerleme konusu varlıkların satılabileceği pazardaki peşin satış bedeli ”pazar değeri” takdirinin yapılması ve projenin ”net bugünkü değeri”nin tespit edilmesi,-yapılan çalışmaların rapor olarak sunulmasını kapsadığı, 7. maddede ücret ve ödeme koşullarına lendi buna göre iş bu teklif uyanınca temin edilen hizmetlerin karşılığı olarak talep edilen hizmet bedelinin 24.000,00 TL +% 18 KDV olduğu, Müşterinin (… A.Ş.) yükümlülüklerinin belirtildiği 4. maddesinde ise -gayrimenkul ile ilgili bilgiler ,açık adres ,gayrimenkulün mülkiyet bilgileri (il/ilçe, ada, pafta-parsel, hisse ve /veya bölge ), tapu fotokopisi -gayrimenkulün ziyaret edilmesi esnasında maksimum seviyede yardımın sağlanması ve mevcut gayrimenkulün ve mevcut vergilerin gösterilmesi, -gayrimenkul maliki tarafından … çalışanların lehine düzenlenmiş olan ve tapu sicil müdürlüğü ve resmi makam soruşturmaları için yetki mektubu/belgesinin verilmesi olup, teklif konusu olan değer tespit raporlarının Türkçe olarak hazırlanacağı ve 2’şer nüsha basılı olarak teslim edileceği arz edilmesi durumunda ise raporların pdf olarak bilgisayar ortamında tesliminin mümkün olduğu bir şirketin özel bir yazılım kullandığı için çalışmaların excel formatlarının paylaşamayacağı belirtilmiştir. Tanık Beyanları: Davacı tanığı … duruşmada alınan beyanında ”çalışmayı kendi aramızda yapmış olduğumuz sözleşme kapsamında başladık, 20 iş günü olan rapor çalışma süremizde 11 martta toplantıya gittik, raporumuzu sunmaya gittik, kendi profesyol görüşlerimizi içeren raporu sunduk, müşterimizin rapor sunumunda bizden talep ettiği ekstra alternatif satılabilir inşaat alanının revize edilmesi ile ilgili talepte bulundular, görüşlerini ilettiler, profesyonel görüşümüzün yanında müşterimiz olan davalının görüşleri doğrultusunda raporumuza ilave bir alternatif ekledik, onuda ertesi gün iş günü olmamasına rağmen cumartesi günü olduğu halde yolladık, sözleşme süremize sabit kaldık, müşterimize sunuma gittik, daha sonra kendilerinin revize talebi oldu, bizde bunları makul ölçüde yerine getirip tekrar yolladık, genel müdür ve genel müdür yardımcısı seviyesinde daha geniş katılımlı bir organize edebileceğimizi söyledik, kendilerinden böyle bir talep gelmedi, kendilerinin iddiası da saha ziyaretinin yapılmadığı iddiasıdır, ancak biz saha ziyareti yapıldığını hem araç kayıt sistemleri dış görev formları ve o güne ait fotoğraf ve videoların çekilmiş olduğu belgelerle ispatlayabiliriz, müşterimiz sahaya kendilerinin de gelmek istediğini söylemişti, ancak saha ziyaretini müşterimize şugün yapacak giderseniz eşlik edebilirsiniz diye söyledik, müşterimizin o gün uygun olmaması nedeniyle saha ziyaretimizi biz kendimiz yaptık, saha ziyareti yapılmadığı iddiası doğru değildir, biz bu çalışma uluslar arası değerleme sırasına göre arazinin mevcut imar durumuna göre en iyi kullanma çalışmasını yapıyoruz, dolayısıyla elimizde olan veriler üzerinden alan hesaplarını yaptık, elimizde parsellere ilişkin resmi bir imar durumu bulunmamaktadır, biz eldeki veriler doğrultusunda kendi profesyonel görüşümüzü piyasa koşulları doğrultusunda en etkili ve en verimli kullanım analizi raporunu sunduk, raporumuzu pdf formatında mail ortamında paylaşıldı, karşı taraf iade faturası kesti, raporu ıslah imzalı olarak istemedi, biz kendilerine yeniden toplantı yapabileceğimizi mail olarak bildirdik, sözleşme kapsamında olmamasına rağmen yeniden toplantı yapabiliriz, revize edebiliriz dedik, ancak müşteriden geri dönüş olmadı, arazi değerlendirmesi yapılırken uluslararası standartlara göre boş olarak farzedilir ve imar hakları doğrultusunda en iyi kullanım çalışması yapılır, arazi üzerindeki metruk betonerme bina raporda değerlendirilmedi, kapsam dışı bırakıldı, davalı müşteri temsilcisi olarak kimlerle görüşme yapıldığını hatırlamıyorum, sadece yasemin hanımla mail ortamında sürekli görüşülüyordu, … ve … isimli kişileri tanımıyorum, birçok site ile ilgili daha önce pazar araştırması yapılmıştı, yer almaktadır, biz profesyonel görüşümüz doğrultusunda en iyi kullanım halinde projeyi sunduk, müşterinin sorduğu siteler projeye benzer nitelikte ve benzer ünitelere sahip olmadığını düşünmekteyiz, proje alanına uygun olmadığını düşünmekteyiz, buna da raporumuzda detaylı olarak yer verdik, nitelikli bazı ağaçlar ve metruk bina yok gibi düşünüyoruz, bu nedenle raporda yer vermedik” Davacı tanığı … duruşmada alınan beyanında 2016 yılı ocak ayında müşteri olan davalıdan bize bir talep geldi, Zekeriköyde bulunan arazileri için bir çalışma yapmamızı istedikler, en etkin ve verimli kullanım analizi çalışmasıydı, aslında müşterinin amacı bu arazi üzerinde ne tip bir proje geliştirilmesi konusunda danışmanlık alma isteğiydi, bizde bu kapsamda teklif ve sözleşme düzenledik, çalışmalarımıza 2016 şubat ayında başladık, sözlemeye 20 iş günü süresi vardı, bu süre zarfında da raporumuzu teslim ettik, sözleşme kapsamında bulunmamasına rağmen raporun teslim edileceği gün müşteri bizden sunum yapmamızı talep etti, buna istinaden sunum yapıldı, sunumda bir takım revizyon talepleri oldu, bu revizyonları da yaparak 11 Mart 2016 Cuma günü sunum yapıldı, revizyon taleplerini tekrar değerlendirdik ilaveler yaptık, bu ilaveler ile birlikte raporumuzu 12 mart cumartesi günü iş günü olmamasına rağmen iyi niyetle teslim ettik, bir kaç gün sonra 11 maddelik yeni bir revize talebi olduğu, bu maddelerde rapor içerisinde ilgili yerleri değiştirerek revize raporumuzu müşteri ile tekrar paylaştık, biz sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerimizi yerine getirdiğimizi düşünüyoruz, biz bütün çalışmalarımızda saha ziyareti yapıyoruz, bu çalışmada da saha ziyareti yapıldı, kayıtlarımız mevcut, araçlarımız ve cps var, sahada çekilen fotoğraflar ve videolar var, yer ziyaretinin yapılması noktasında bir problem yok, davalının revize edilmesini istediği hususlar baştan olmayan eksik olduğu belirtilen hususlar olmayıp ilave bir takım yorumlar istenilen hususlardı, örneğim m2 anlamında bir hesaplama yaptık 26500 m2 üzerinden çalışmayı gerçekleştirdik, müşterinin 35000 m2 üzerinden çalışmanın gerçekleştirilmesi olduğundan buna ilave olarak rapora ekledik, uluslararası değerleme standartlarına göre araziyi boşmuş gibi bir çalışma yapılır, üzerindeki yapıların arazi değerine bir etkisi yoktur, burada arsa arazi değerlendirmesi yapılmıştır, üzerindeki yapılarla ilgili onların olmadığını sayılarak çalışmayı gerçekleştirdik, rapor çalışmaları sırasında davalı müşterinin yetkilisi olarak yasemin hanım ve … bey ile irtibata geçtik, … ve … isimli şahısları tanımıyorum, ilk raporda çevre yollarına olan ulaşım mesafesi dikkate alınması gerekir, ancak hastane okul gibi sosyal tesislere yakınlık gibi hususlar arazi değerini hususlar değildir, daha çok imar ve inşaat hakları arazi değerini etkiler, ilk raporda bunlara dikkate alınmadı, sadece azönce de söylediğim gibi çevre yollarına olan ulaşım mesafesi ile imar ve inşaat hakları dikkate alınarak rapor düzenlendi, müşterinin revize edilmesini istediği 11 maddenin tamamı ilk raporda dikkate alınması gerekli hususlar olmayıp ilave hususlardır, revize edilmesi talep edilen konular arazinin değerini etkileyen hususlar olmayıp sonuç olarak raporu etkilememiştir” Davalı Tanığı … duruşmada alınan beyanında: ”ben … de 3 senedir yönetici asistanı olarak görev yapıyorum, Zekeriyaköydeki projemizin şirketimiz açısından çok önemli olduğunu, …’in kritik bir süreçteyken çıkış yapabileceği bir projeydi, maliyeti yüksekti, benim yöneticilerle yaptığım toplantıda danışmanlık hizmeti aldığımız firmadan bize gecikmeli olarak bu hizmetin geldiği ve eksik olarak geldiği bilgisini aldım, sonrasında yöneticilerimizi eksikliklerle ilgili revize edilmesi talebinde bulundular, ancak bu revize olarak verilen hizmetinde %100 eksiksiz olmadığı bilgisini bana verdikler, teknik olarak hiçbir bilgim yok, süreç olarak firmamızı maddi ve manevi kayıplara soktuğu konusunda bilgi sahibiyim, benim davacı firma ile bu raporlama sürecinde iletişimim olmadı, verilen hizmet eksik olduğu için otomatikman hızlı bir şekilde yeni bir firma arayışına girmiştik, o firmadan destek aldık sonrasında” Davalı tanığı … duruşmada alınan beyanında ”Apekta yaklışk 11 yıldır çalışıyorum, bahsedilen projenin kurulacağı arazinin alımından sonraki bütün süreci dolaylı olarak şahit oldum, bu proje … açısından çok önemliydi, yaklaşık 100 150 milyon dolar civarında bir ciro hedeflenen bir projeydi, bu projenin başarısız olması ihtimalinde … iflas edebilir, bizim için okadar önemli bir proje, bu tip projelerde profesyonel firmalardan danışmanlık hizmeti alınır, yapılacak projenin özelliklerini önceden belirlenmesi için danışmanlık firmaları rapor hazırlar, buna istidan … firması ile anlaşma yapıldı, biz küçük bir ofis ortamında çalışıyoruz, yaklaşık 15 20 kişilik ortalamamız var, … ile yapılan görüşmelere bu ofiste şahit oldum rapor birçok yönden problem içermekteydi, ofis içerisinde de bu sorunlar konuşuluyordu, arazinin üzerinde bir yapı olmadığına dair ifadeler var raporda, fakat bende araziye defalarca gittim, üzerinde birden fazla betonerme yapı var, aynı zamanda proje üzerinde belirtilmesi gereken nitelikle ağaçlar veya çevresinde cazbe merkezler okul hastan projeleri bizim yapacağımız projede baz almadılar, hatırladığımı kadarıyla etrafındaki sosyal donatıda eksikti, hastane okul market gibi bilgiler yani arsa etrafında ne var ne yok gösterilmemiş, bu arsanın değerinin biçecek unsurlardı, raporu okudum ama baya oldu, sözleşmeyi görmedim, ne zaman teslim edilmesi gerektiğini bilmiyorum, ama arkadaşlardan teslimde gecikme yaşandığını duydum 11/03/2016 tarihli sunumda ben bulunmadım, bildiklerim bu kadardır,” belirtmiştir. Hukuk Öğr.Üy. Doç. Dr. …, İnş. Müh. Değerleme Uzmanı … ve muhasebe finans uzmanı … tarafından düzenlenen 01.10.2018 tarihli raporda özetle; davacı şirkete ait 2016 yılı ticari defterlerden envanter defteri açılış noter tasdikinin zamanında ve usule uygun yaptırılmış olduğu, yevmiye defteri ve defteri kebir e-defter beratlarının mevcut olduğu, davalı şirkete ait 2016 yılı ticari defterlerden envanter defteri açılış noter tasdikinin 2015 yılı Aralık ayı içerisinde yaptırılmamış olması sebebiyle 2016 yılı envanter defteri açılış noter tasdikinin zamanında yapılmamış olduğu, yevmiye defteri ve defteri kebir e-defter beratlarının mevcut olduğu, taraflar arasında akdedilen 29/01/2016 tarihli Değerlendirme/Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi’nin davacının hizmet veren şirket ve davalının hizmet verilen şirket sıfatı ile imzalanmış olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 16.320,00-TL alacaklı durumda olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacı şirketin cari hesap bakiyesi bulunmadığı, takibe konu 31/03/2016 tarihi 28.320,00-TL tutarlı e-faturanın elektronik ortamda davalı şirkete iletilmiş olduğu, yasal süre içerisinde bu faturaya davalı tarafından yapılan herhangi bir itiraza dosya kapsamında rastlanılmadığı, davacı şirket tarafından keşide edilen Beyoğlu … Noterliği’nin 29/04/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafından tanzim edilmiş olan 21/04/2016 tarihli 16.320,00-TL tutarlı e-faturaya itiraz edilerek, ihtarname ekinde davalı şi değerlendirme yapılmış ve UYAP sisteminde 11.11.2019 havale tarihli istinaf yasa yolu başvuru dilekçesinin süresinde sunulduğu anlaşılmıştır. İspat; 6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir faşi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Asıl dava yönünden yapılan incelemede; taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacının ticari defterlerinde 120.01.00777 no lu hesap kodu altında takip edilmekte olduğu, davalı şirket adına tanzim edilen faturanın bu hesabın borcuna kaydedildiği ve davacı şirket tarafından yapılan ödemenin de bu hesabın alacağına kaydettiği, davacı şirketin kendi ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalı şirketten 16.320,00 TL alacaklı durumda olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibariyle davacı şirket cari hesap bakiyesinin sıfır (0) olduğu ve buna göre davalı şirketin ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacı şirketin cari hesap bakiyesi bulunmadığı, tarafların içindeki sözleşme uyarınca davalı tarafça davacıya 08.02.2016 tarihinde 12.000,00 TL ödeme yapıldığı, sözleşme ile belirlenen hizmet bedelini istinaden davacı tarafından 31.03.2016 tarihli 28.320 TL bedelli e-faturanın tanzim edildiği ve takip talebinde fatura bakiyesinin talep edildiği, davalı tarafça 21.04.2016 tarihli 16.320,00 TL bedelli e-fatura muhatabının davacı olduğu ve davacının Beyoğlu … Noterliği vasıtasıyla 29.04.2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ve faturanın davalı şirkete iade edildiği, bilirkişi heyeti raporunda takibe konu 31.03.2016 tarihli e-faturanın elektronik ortamda davalı şirkete iletildiği ve yasal süre içerisinde bu faturaya ilişkin olarak davalı tarafça itiraz edildiğine dair herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığının tespit edildiği , iş bu nedenle somut uyuşmazlıkta davacı şirket inşaat defter kayıtlarına göre 31.03.2016 tarihli takibe konu edilen e-fatura bakiyesi olan 16.320,00 TL bedelin takip tarihi itibariyle davalıdan talep edilebileceği ve mahkemece davanın kabulüne dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Karşı dava yönünden yapılan incelemede: davalı vekili tarafından sunulan karşı dava dilekçesinde, davacı tarafça sözleşme çerçevesinde 12.000,00 TL avans ödemesi yapıldığı, ancak işbu bedelin davalıya iadesinin gerektiği, zira sözleşmeye konu borç ve yükümlülüklerin ihlal edildiği, belirlenen kapsam ve içerikte raporun davalıya süresinde teslim edilmediği, sunulan raporların ihtiva ettiği çelişkiler, hatalar ve eksiklikler nazara alınarak karşı davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda, teknik olarak Uluslararası Değerleme Standartları açısından davacı tarafça sözleşme gereği davalıya sunulan raporun incelenmesi sonucunda raporun içerdiği varsayımlar ve kullanılan yöntemler açısından UDS na uygun olduğu, değerleme ekspertiz hizmet raporunun revize edildiği, ilk raporda yer alan olumsuzlukların 2. raporda düzeltildiği tespit edilmiştir. Nitekim bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek raporda ”sözleşme içeriğinde “En etkin ve Verimli Kullanım Analizi”başlığı ile İstanbul ili Sarıyer ilçesi Zekeriyaköy’de yer alan arsalar için mevcut imar durumuna göre inşa edilebilecek fonksiyonlara ilişkin pazar araştırmasının yapılarak, en yüksek verimliliği sağlayan projenin net bugünkü değeri’nin tespit edilmesi ve Uluslararası Değerleme Standartlarına (UDS) göre raporlanması çalışması olduğu, rapor kapsamında mimari projeye yön vermek amacıyla daire büyüklükleri ve dağılımları konusunda pazar araştırması sonuçları doğrultusunda öngörüler sunulması şeklinde tanımlandığı, yapılan çalışmaların raporun” Proje Alanında Üretilecek Konutların Mimarı Konseptine İlişkin Çıkarımlar” başlığı altında incelendiği …. En Etkin ve Verimli Kullanım Analizi ile ilgili olarak; değerlemenin tanımı ve içeriği şirket ve müşteri bilgileri değer tanımları, gayrimenkul ile ilgili bilgiler (Genel piyasa değerlendirmesi, gayrimenkulün özellikleri) Pazar araştırması (Bölge genel durumu bilgileri, mevcut imar durumuna istinaden ilgili sektörlerin piyasa araştırması bahsedilen sektörler açısından bölgenin gelişimi, çevredeki benzer mevcut inşaatı devam eden projelerin incelenmesi, mülkün değer takdirine konu diğer araştırmalar mülkün fiyatını etkileyen pozitif ve negatif özellikler mülkün … analizi, mülk üzerinde yapılması öngörülen alternatif projelerin modelleme ve analiz çalışması) olarak belirtildiği, gayrimenkulün en verimli kullanımına yönelik takdir edilen “proje değeri ve eklerinin raporda bulunduğu ancak benzer projelerin analiz çalışmasının yatırımcı bilgilendirme açısından detaylandırılabileceği,” belirtilmiştir. Davalı tarafça sunulan 25.03.2016 tarihli e-posta da, örnekleme projelerin doğru seçilerek karşılaştırma verilerinin tekrar değerlendirmesi gerektiği, bölgedeki butik projelerinin değil güncel olarak satışı devam eden orta ve büyük açılımlı projelerin izlenmesi gerektiği, konuyla ilgili davacı firmasının profesyonel görüşünün rapora özellikle eklenmesini, son gönderilen sunum içinde davacı firmanın profesyonel görüşünün bulunamadığını, ayrıca bölgedeki güncel projelerin satış ,konsept ve başarı öykülerinin incelenerek sonucu gelinmesi gerektiği yönündeki eleştirilerin davacı tarafça köy, ormana da ve henüz herhangi bir proje bilgisine ulaşılamayan insanlar grubunun Terrace Zen projesi baz alınarak ekleme yapılmasında anlaşılamadığı ifade edilmiştir. Bilirkişi heyet raporunda, uyuşmazlığa konu davada, davacı tarafça düzenlenen raporun içerdiği varsayım ve kullanılan yöntemler açısından UDS na uygun olduğu tespit edilmiş ise de, davalı /karşı davacı vekili tarafından bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen kök raporuna yönelik 22.10.2018 havale tarihli itiraz dilekçesinde ileri sürülen hususların (Rapordaki incelemelerin özensiz ve yetersiz işlendiği, sosyal tesis organizasyonu için yapılan rapor içi senaryoların birbiriyle çeliştiği, raporda yer verilen çevre proje bilgilerin eksik ve hatalı olduğu, raporda emsal dışı alan kazanımı cümlesinden bodrum, çatı ve otopark alan kullanımları değerlendirilmediği ve bu alanlar hakkında davalının bilgilendirilmediği, darft, revize ve nihai raporun ıslak imzalı olarak teslim edilmediği, sözleşme uyarınca geniş bakış açısı ile benzer bir rakip projelerin kira -satış fiyatları ,satış hızları ve özellikleri, bölge yapılaşma kalitesi, yapılaşma tipolojisi, özellikle talep gören projeler de neden talep gördükleri konularının raporda yer alması gerekirken bu konuda hiç uzman görüşünün sunulmadığı gibi) değerlendirilmesi ve Uluslararası Değerleme Standartlarına ya da Ulusal Değerleme Standartlarına uyup/uymadığı, sunulan edimin davalı/karşı davacının işini görüp/görmeyeceği konularının raporda tartışılması gerekmektedir. İş bu nedenle öncelikle istinaf yasa yoluna başvuran davalı/karşı davacı vekili tarafından ileri sürülen itirazların karşılanarak yeniden rapor tanzim edilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor alınması gerekmektedir. Varılan sonuç itibariyle, asıl dava yönünden sair husular bu aşamada incelenmeksizin, karşı dava yönünden ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı/karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2016/1190 Esas ve 2019/524 Karar sayılı ve 18/06/2019 tarihli kararının HMK’nin 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine iadesine,4-Harçlar Kanunu gereğince davalı/karşı davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davalı/karşı davacıya İADESİNE, 5-Davalı/karşı davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/05/2023