Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1538 E. 2023/994 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1538
KARAR NO: 2023/994
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2019
ESAS NO: 2016/868
KARAR NO: 2019/1129
DAVA: Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ: 31/08/2016
KARAR TARİHİ: 14/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili, müvekkilinin … isimli iş merkezi projesini sigortaladığını, 30/01/2016 günü inşaatta konteynır ofislerinde meydana gelen hırsızlık eylemi neticesinde elektronik cihazların çalındığını, yapılan ekspertiz incelemesinde tespit edilen zararın dava dışı sigortalıya 12/04/2016 tarihinde ödendiğini, olayın meydana gelmesinde sigortalı ile davalı arasındaki güvenlik hizmet sözleşmesi kapsamında davalı güvenlik firmasının ihmal ve kusurunun bulunuduğunu belirterek sigortalıya ödenen 26.512,67 TL tazminatın TTK’nın 1472. maddesi uyarınca halefiyet tarihi 12/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili, dava dışı sigortalı ile müvekkili arasında TBK’nın 561. maddesi anlamında saklama sözleşmesi bulunmadığını, ayrıca herhangi bir savcılık soruşturması da olmadığını, çalınma olgusu kabul edilse bile kusur ve ihmalin ispata muhtaç olduğunu, ortada olmayan emtiyalar için değerin neye göre biçildiğinin belli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Dava hukuksal niteliği itibariyle, TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tazminat istemine ilişkindir. İlk çözülmesi gereken uyuşmazlık dava dışı sigortalı tarafından davacı sigortacıya bildirilen miktar ve türden malın mevcut olup olmadığı, sigortalının ticari defter kayıtlarında çalındığı iddia olunan emtiaların kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise ödenen tazminatın zarar ile uyumlu ve kadri maruf olup olmadığı hususudur. SMM Bilirkişi tarafından dava dışı sigortalı şirketin ilgili yıllara ait defter giriş çıkış kayıtları incelendiğinde beyan edilen emtiaların defterde kayıtlı olduğu, giriş çıkış kayıtlarının mevcut olduğu, kaydi değer toplamının 72.561,00 TL olduğu, teknik bilgisayar mühendisi incelemesi neticesinde piyasa rayicine göre amortisman bedeli de düşülmek suretiyle bedelin 71.109,78 TL olduğu, sigortacı tarafından gerçek zararın çok altında ödeme yapıldığı, tespit edilen zararın kadri maruf ve gerçek zararla uyumlu olduğu, hatır ödemesinin söz konusu olmadığı kanaatine varılmıştır. Halefiyete ve ödemeye dayanak teşkil edilen davacı tarafından tanzim edilmiş All Risk İnşaat poliçesi uyarınca özel şartlardaki şantiyede ve inşaat sahasında bulunan her türlü eşyanın çalınması durumunda (güvenlik bulundurmak şartıyla) oluşacak zararın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan eksper incelemesi neticesinde 12/04/2016 tarihinde davacı tarafından sigortalının zararını tazmin ettiği ve alacağa halef olduğu çekişmesizdir. Bir diğer uyuşmazlık ise, hırsızlık ve çalıntı olayın gerçekleşmesinde davalı şirketin dava dışı … Şirketi ile yapmış olduğu güvenlik hizmet sözleşmesi kapsamında ihmal ve kusurunun bulunup bulunmadığı konusudur. Davalının görevlendirdiği güvenlik personelinin olay günü saat 23:00 sıralarında şantiyeye ait ofis binasının kapılarını ve pencerelerini kilitlediği, sonrasında sabah saat 07:30 sıralarında tekrardan kontrole gittiği, yapılan kontrol neticesinde binanın pencelerinin zorlanarak açıldığının fark edildiği anlaşılmaktadır. Yani saat 23:00’dan sabah 07:30’a değin inşaat sahasında devriye görevinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hırsızlığı gerçekleştiren ve çok sayıda elektronik eşya çalan meçhul şahısların şantiyeye ne şekilde ne zaman girdiği anlaşılamamaktadır. Şantiyede ve inşaat sahasında can ve mal emniyetini sağlamakla mükellef olan davalının ilgili güvenlik personelinin yeterli sıklıkta devriye görevini ifa etmemesi ve çok sayıda eşyanın çalınmasına sebebiyet vermesi neticesinde zararın oluştuğu ve arttığı aşikardır. Bu nedenle davalı şirketin TBK’nın 116. maddesi uyarınca ifa yardımcısı kişilerin kusuru nedeniyle sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davalı vekili itirazında kendilerince aldırılmış olan risk analiz raporunun gözardı edildiğini ileri sürmüş ise de, söz konusu rapor tek taraflı olarak düzenlenmiş olup, subjektif nitelik taşımaktadır. Kanuni bağlayıcılığı söz konusu değildir. Ancak diğer yandan kamera sisteminin de inşaat sahasında bulunmadığı dosyaya yansımaktadır. Kamera sisteminin bulunmaması sonucunda suçlunun tespit edilememesi ve çok sayıda eşyanın çalınmasına sebebiyet verilmesi karşısında sigortalının da zararın artmasına sebebiyet vererek TBK’nın 52. maddesi uyarınca müterafık kusurunun varlığı sabittir. Sektörel bilirkişi tarafından tüm bu doneler, sözleşme hükümleri ve ilgili mevzuata uygun olarak tartışılmıştır. Dava dışı sigortalı işverenin özel güvenlik şirketinden hizmet satın almasına karşın fiziki tedbirlerle ilgili alması gereken önlemleri almadığı, gerek devriyelerin aksatılması gerekse kameraların bulunmaması karşısında denetim görevini ihmal ettiği anlaşıldığından bilirkişi raporunda %25 kusurlu olduğunun tespitinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Mahkememizce alınan ilk raporda davalı güvenlik firmasında tam kusur verilmiş ise de, o rapordaki ilgili bilirkişinin bu alanda uzmanlık sabihi olmadığı anlaşıldığndan kusur oranları arasında çelişkinin de söz konusu olacağından bahsedilemez.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 19.884,45-TL rücuen tazminat tutarının ödeme tarihi 12/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ”Müvekkil ile … firması arasında saklama sözleşmesi bulunmadığından muhafaza yükümlülüğü olmayan müvekkilimizin hiçbir sorumluluğunun da bulunmayacağı açıktır. Hangi mallar müvekkilimin muhafazasına verilmiştir? Dava dışı Firmanın müvekkilime hırsızlığa uğradığını iddia edilen malları teslim ettiğine ilişkin teslim tesellüm tutanağı mevcut mudur? Yine davacı yanın davaya konu emtiaların çalındığına ilişkin iddiaları da ispata muhtaçtır. Kaldı ki bir an için emtiaların çalındığı iddialarını kabul etsek bile … firmasının çalınma da ağır ihmali ve kusuru varsa bundan müvekkilimin sorumlu olmayacağı aşikârdır. Bu nedenlerle davacının beyan etmiş olduğu hırsızlık olayına ilişkin şikâyet üzerine başlatılan soruşturma veya kovuşturma aşamasındaki dosyanın bekletici mesele yapılması gerekmektedir. Risk Analiz raporlarındaki eksikliklerin yerine getirilmemiş olması Özel Güvenlik firmalarının görevlerinin icrasından kaynaklı tüm sorumluluklarını ortadan kaldırmaktadır.Bu husus Sayın Mahkemece hiç dikkate alınmamıştır. Sayın Mahkemenin kararına dayanak aldığı 27.08.2019 tarihli Bilirkişi raporunda “Güvenlik Uzmanı” olarak dosyaya atadığı … isimli Bilirkişinin uzmanlık alanı “Özel Güvenlik ” olmayıp Trafik bilirkişisidir. Dosyada bilgisayar konusunda uzman iki bilirkişinin, dava dışı firmanın envanter defterinde vergiden daha çok muaf olmak adına şişirdiği rakamları gerçek rakam olarak telaffuz etmeleri bile hatalıdır.Ürünler ikinci el koşullarına göre değerlendirildiğinde ürünlerin fiyatının asla 26.512,67TL olmadığı açıkça görülecektir. Hiç ortada olmayan modeli ve model yılı asla belli olmayan , ne durumda olduğu da belli olmayan emtialar için dava dışı firmanın envanter defterine göre değer biçilmesi hayali bir durum olup kabulü hiçbir şekilde mümkün değildir.Bu nedenle Sayın Mahkemenin ikinci el bilgisayar piyasasını iyice incelemeden sadece dava dışı firmanın envanter defterine bakarak bir zarar belirlenmesi hatalı olmuştur” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir..
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde;Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği güvenlik şirketi olan davalıdan 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısı … İnşaat Turizm AŞ adına, … numaralı İnşaat Tüm Risk Sigorta Poliçesi 31.01.2013-20.07.2015 vadeli olarak düzenlenen ancak bilahare düzenlenen zeyilname ile 20.07.2015-2016 vadeli inşaat, 20.07.2016-20.07.2018 Bakım Devresi olmak üzere düzenlenmiş olduğu poliçede riziko adresi olarak “… pafta … ada … parsel-Şişli- Mecidiyeköy/İSTANBUL” adresinin belirtildiği, Hırsızlık Rizikosu için 5.000 USD muafiyet ile teminat verildiği, poliçede İşveren sıfatıyla … İnş. Ve Turizm AŞ ve yüklenici sıfatıyla .. İnşaat ve Turizm AŞ ile ve/veya Tali müteahhit ve taşeronlarının sigortalı olarak sayıldığı düzenlenmiş, dava konusu olan şantiyedeki ofisteki cihazların çalınması olayı 30/01/2016 tarihinde meydana gelmiş ve davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 12/04/2016 tarihinde 26.512,67 TL ödeme yapılmıştır.Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu hırsızlık olayından kaynaklanan zarardan, sigortalı ile aralarında güvenlik sözleşmesi bulunan davalının sorumlu olup olmadığı ve zarar miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Davacı taraf delil olarak sigortalının personel zimmet formlarını ve çalınan eşyalara ilişkin faturaları ve davalı ile imzalanan güvenlik hizmet sözleşmesini sunmuştur. Davalı … Ltd. Şti. İle dava dışı sigortalı … İnşaat Turizm AŞ arasında 25.06.2014 -31.12.2014 tarihleri için geçerli olmak üzere, 1 yıl süreli olarak yapılan güvenlik sözleşmesinin 20. maddesinde taraflarca 1 ay öncesinde sözleşmenin feshi istenmediği takdirde 1 yıl süreli uzayacağının düzenlenmiş olduğu, olay tarihi olan 30.01.2016 tarihi dikkate alındığında sözleşmenin 3.dönem uzatıldığı, bu dönemde rizikonun gerçekleştiği anlaşılmıştır. Güvenlik hizmetleri sözleşmesinin 1. Maddesinde sözleşmenin amacı ile ilgili tanımlamada “ Teknolojik gelişmelere uygun olarak çağdaş ve modern iş hayatı kuralları içerisinde, özel uzmanlığa dayanan ve 5188 sayılı kanunda yazılı yeterlikte personel vasıtasıyla işverenin ve çalışanlarının can ve mal güvenliğinin sağlanması için bu anlaşma taraflar arasında akdedilmiştir.” şeklinde açıklanmıştır. Sözleşmenin 4.maddesinde “… Turizm AŞ’nin işyerinde …’in 5188 sayılı kanun esaslarına uygun nitelikte seçeceği güvenlik elemanları ile giriş ve çıkış kontrol ve denetimleri ile gerekli kayıtların tutulması ve korunacak işyerinin her türü güvenliğinin sağlanması” sözleşmenin konusu olarak açıklanmıştır. Maddenin devamında ”… Mah. … Sok. No,… Şişli, İstanbul, … Pafta, … ada … parsel adresinde 6 Güvenlik Personeli ile haftanın 7 günü 24 saat kesintisiz, 12/24 Vardiya Düzeninde, her vardiyada 2 Güvenlik Personeli ile koruyacak ve güvenliğini sağlayacaktır. Mesai değişimleri Sabah 8:00 ve Akşam 20:00 de yapılacaktır. Hizmet personelleri mesailerine düzenli ve tam saatinde geleceklerdir. Güvenlik elemanı sayısının yeterli gelmediğinin anlaşılması halinde … eleman sayısının arttırılmasını talep edebilir. Bu talepler 5188 sayılı kanunda yazılı esaslara ugun olarak yapılır ve yerine getirilir.’ hükmü yer almaktadır. Sözleşmenin 11. Maddesinde, Güvenlik şirketinin Güvenlik elemanları vasıtasıyla yerine getireceği güvenlik hizmetinin işleyişi açıklanmış aynı madde içeriğinde “oluşabilecek hırsızlık, gasp gibi olayları önleyeceklerdir” şeklinde özellikle hırsızlık için koruma yükümlülüğünden bahsedilmiş, devamı maddede “… işbu sözleşmeden, bahsi geçen adresteki korunacak işyerinde meydana gelecek … levent şantiyenin İnşaat all risk Sigortası kapsamı dışında bırakılan/çıkan/kalan güvenlik zafiyetlerinden kaynaklı emniyeti sulistimal, hırsızlık, gasp, darp vb olaylarda zararın temini ile ilgili sorumluluk aldığını peşinen kabul ve taahhüt eder.” Düzenlemesi ile güvenlik zafiyetinden kaynaklanan zararların sorumluluğunun akdi olarak da üstlenmiştir. Aynı maddede *her nöbet değişiminde güvenlik elemanı iş yerini kontrol edecek*güvenlik elemanı, giriş ve çıkışı kontrol edecek, şüpheli şahısları içeri almayacaktır. Giren çıkan sahıs ve araçların kaydını tutacaktır.” Madde 16- … kule levent şantiye’nin …’e karşı vecibeleri: Genel hususlar; … tesisin risk analizini yaparak … ŞANTİYE’ye sunacaktır. Analizde detaylandırılan hususlarda mutabık kalınması halinde yapılan tavsiyelere uyma ve önerileri karşılama sorumluluğu … ŞANTİYE’ye at olacaktır. Risk analizi ile sabitlenmiş kusur ve eksikliklerin yerine getlrilmemesi sebebiyle oluşan zararlardan … sorumlu olmayacaktır. … LEVENT ŞANTİYE, …’in yapacağı İşleri, … yönetlmine yazılı olarak tebliğ edecektir. Sözlü tebliğler; ancak acil durumlar çin geçerlidir. Aksi takdirde sözleşme dışı tutulacaktır.” şeklinde düzenlemeler de mevcuttur. Şişli Emniyet Müdürlüğünün düzenlediği 30/01/2016 tarihli olay yeri inceleme raporunda” bahse konu yerin şantiyede bulunan konteyner ofis olduğu, ofisin giriş kapısında herhangi bir zorlama izinin olmadığı, herhangi bir iz ve bulguya rastlanmadığı tespit edilmiştir. Cd izleme tutanağında şüpheli şahıs yada şahıslara rastlanmadığı belirtilmiştir. Güvenlik görevlisi …’ın polis tarafından alınan ifadesinde; ”29/01/2016 tarihinde 23.00 sıralarında şantiyeye ait ofis binasının kapılarını ve pencerelerini kilitledim, 30/01/2016 günü saat 07,30 sıralarında tekrar kontrole gittiğimde ofis binasının penceresinin zorlanarak açıldığını gördüm, polisi aradım, polis geldikten sonra mesaim bittiği için oradan ayrıldım” şeklinde beyanda bulunmuştur. Ekspertiz raporu; yapılan incelemede 2. Kat sol tarafta bulunan oda pencere pvc doğrama üzerinde kanırtma izleri ve denizlik üzerinde ayak izi olduğu, muhtemelen sundurma üzerine çıkılarak ofislere girildiği tespit edilmiştir. Kamera kaydı olmadığı bildirilmiştir. Yan plaza güvenlik amiri ile yapılan görüşmede kamera kayıtlarının incelendiği ancak o bölgede herhangi bir durum gözlemlenmediği öğrenilmiştir. Poliçe özel şartları 24. Madde “şantiye tesisinin 24 saat özel güvenlik ekibi tarafından korunması (sigorta ettiren 5188 sayılı özel güvenlik hizmetlerine dair kanun kapsamında çalışan özel güvenlik elemanı bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğe aykırılık sebebiyle gerçekleşen hırsızlık hasarlarının, poliçe teminatı kapsamı dışında bırakılacağı taraflarca kabul edilmiştir.) ve etrafının çit veya perde ile çevrili olması ön şartı. İnşaat malzemeleri şantiye sahasında inşaat yapılması haricinde kilit altında tutulacaktır.” Gereğince malzemelerin kilit altında olduğu, şantiye çevresinin panellerle çevrili olduğu ve temin edilen güvenlik sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin 5188 sayılı kanun kapsamında tanımlanan özel güvenlik sözleşmesi olduğu belirlendiğinden hasarın teminatta olduğu kanaatine varılmıştır. Yapılan incelemeler sonucu, elektronik cihazların çalınmış olduktarı anlaşılmıştır. Yapılan görüşmede ve çalınan malzeme listesi incelendiğinde dizüstü bilgisayar, mouse, çanta ve swichlerin çalınmış olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda malzeme ilk alım faturaları talep edilmiştir. Tarafımıza iletilen ilk alım faturaları ve zimmet takip formları üzerinde yapmış olduğumuz incelemeler neticesi çalındığı beyan edilen cihazların şantiye alanında olduğu belirlenmiştir. Asus marka laptopların üst düzey yöneticilere ait olduğu bellrtilerek zimmet formları düzenlenmediği öğrenilmiştir. Ancak ifade tutanaklarında masaüstü PC, sistem DVD, mouse ve çanta çalındığı belirtilmediğinden hesaplamada dikkate alınmamıştır. Tarafımıza iletilen faturalar üzerinden alım tarihleri doğrultusunda %10-%30 oranında eskime tenzil edilerek hasar hesaplaması yapılmıştır. Bedeller KDV’li olmamasına karşılık sigortalı KDV’li bedel olarak düşünmüş ve bedeller üzerinden kdv düşmüştür. Bedellerin kdvsiz olduğu anlaşılmış ve hesaplamada dikkate alınmıştır. Hırsızlık hasarlarında 5.000,00 USD muafiyet uygulanır.(29/01/2016 tarihi döviz satış kuru 1 usd 2.9662tl) Toplam hasar 41.343,67TL, muafiyet tenzili sonrası son tespit tutarı 26.512,67 TL olarak hesaplanmıştır.” şeklindedir. Mahkemece sigorta uzmanı, mali müşavir ve iki bilgisayar mühendisi bilirkişisinden oluşan heyetten alınan raporda ”30.01.2016 tarihinde şantiyede ofis binasında bulunan cihazların çalınması dolayısıyla oluşan hasarın poliçede belirtilen hırsızlık rizikosu teminatı kapsamında olacağı, ödeme nedeniyle TTK 1472. Md. belirtilen yasal halefiyetin oluştuğu, ibranamedeki temlik beyanı dikkate alındığında sigorta şirfketinin temlik alacaklısı sıfatıyla da davacı husumetine sahip olacağı, Dava dışı sigortalı şirketin 2013 – 2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin tam olduğu, ticari defterlerin düzenli, usulüne ve yasaya uygun tutulduğundan sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı, Hırsızlık konusu olayla ilgili davacının sigortalısının zararının ekspertiz raporu ile muafiyet tenzilinden sonra 26.512,60 TL olarak tespit edildiği, 12.04.2016 tarihinde sigortalısına ödendiği, … Turizm AŞ kayıtlarında yapılan incelemede çalıntıya konu edilen cihazların defter kayıtlarında yer aldığı, kaydi değerlerinin 72.561,00 TL olarak belirlendiği, kullanılmış olmaları dikkate alınarak %20 amortisman düşüldüğünde, 71.109,78 TL değerde olacağı kanaatine varıldığı, inşaat sahasında çalışan personel listesi ve personele zimmetli ürünler listesinin sigortalı tarafından sigorta şirketi eksperine zarar tespiti sırasında ibraz edildiği, dava dosyasına da sunulduğu, Yapılan ödemenin hatır ödemesi olmadığı, gerçek zarar miktarının çok altında olduğu, çalıntıya konu edilen cihazların değerlerinin piyasa rayiçlerine uygun bulunduğu, Davalı … Ltd. Şti. ile … AŞ arasında 25.06.2014 -31.12.2014 tarihleri arası için geçerli olmak üzere, 1 yıl süreli olarak yapılan güvenlik sözleşmesinin, 20. Md. düzenlemesine uygun olarak uzatıldığı, sözleşmenin 3.dönemi içinde rizikonun meydana geldiği davalının sözleşme gereğince yeterli güvenlik, koruyucu önleyici tedbirlerin alınması konusunda güvenlik görevlilerinin ihmalinden dolayı meydana gelen zarardan, akdi sorumluluğunun yanısıra, TBK 66. Md. gereğince adam çalıştıranın sorumluluğu çerçevesinde sorumluluğundan bahsedilebileceği, sorumluluğun nihai takdir ve değerlendirmesinin sayın mahkemeye ait olacağı” mütalaa olunmuştur. Davalı taraf, 04/07/2019 tarihinde cevap dilekçesinde delil olarak dayandığı davacının sigortalısına 09/11/2015 tarihinde teslim edilen 03/11/2015 tarihli Risk analiz raporunu sunmuştur. Raporun içeriği şu şekildedir: 1.2.4. Aydınlatma,Şantiye Alanı’ nin çevre aydınlatması genel olarak yeterli olamadığı görülmüştür..1.2.5. Güvenlik Bölümü ;Şantiye Alanı’ nda toplam 6 Bay Güvenlik Görevlisi; 12 / 24 vardiya sisteminde her vardiyada 2 personel ile Ön Kapı bölgesinde görev yapmaktadır. 1.2.6. CCTV (Kapalı Devre Kamera Sistemi) Sistemi; Şantiye Alanında CCTV odasının olmadığı, herhangi bir olay sonrasında seyredilmek üzere sadece Şantiye Yetkilinizin kontrol ettiği bir kamera kayıt sistemi mevcuttur. Kamera sayınızın yetersiz olduğu Şantiye Alanı çevresi ve İdari Bina dahil bir çok bölgenin takip edilmediği görülmüştür. 2. Şantiye alanı çevresi ile ilgili tespitler tavsiyeler: Şantiye Alanı’ nin sınır duvarlarının yüksekliğinin yetersiz olduğu ve Şantiye Alanına kontrolsüz geçişlere imkan sağlayan boşluklar olduğu görülmüştür. Şantiye alanının illegal girişlere kapatılması için çevre duvarlarının yükseltilmesi ve üstüne tel çit çekilmeli ve çit üzerlerinin de jiletli ya da dikenli tel ile kapatılması önerilmektedir.3. Giriş- çıkış uygulamaları ile ilgili tespit ve tavsiyeler: Gelen Ziyaretçiler ve Taşeron Firma çalışanları Şantiye Alanı’ nin Ön Giriş kapısını kullanmaktadır. Ön Giriş kapısında X-RAY Cihazı ve MDK (Metal Dedektörlü Kapı) mevcut değildir. Güvenlik Görevlisi tüm ziyaretçilerin yada Tşeron Firma personellerinin çantalarını gözlem yapmak sureti ile takip etmektedir. Sadece şüpheli gördüğü durumlarda el arama detektörü ile çanta ya da kişiler aranmaktadır. Güvenlik Görevlisi tarafından karşılanan ziyaretçiler, hangi amaçla geldikleri ve görüşmek istedikleri kişi öğrenildikten sonra gelen ziyaretçilerden kimlik alıp, giriş kaydını yaptıktan sonra görüşmek istedikleri yönetici veya Taşeron Firma Yetkilisinir onayı ile yönlendirmektedir. Bu nedenle turnike sisteminin bir an önce devreye alınması ve kartlı geçiş sisteminin aktif olarak kullanımı sağlanmalıdır. Özellikle Taşeron Firma çalışanlarının giriş ve çıkışları esnasında aranması önerilmektedir. 4. Güvenlik bölümü ile ilgili tespitler ve tavsiyeler: Güvenlik Bölümü ile ilgili mevcut durum 1.2.11 maddesinde tespit edilmiştir. Aşağıda Güvenlik bölümünün çalışma sistemi, görevleri ve tavsiyeler belirtilmiştir. Güvelik personelleri 08.00 ile 20.00 saatleri arasında sadece ön kapıda görev yapmakta, 20.00 ile 08.00 saatleri arasında ise hem ön kapı hemde arka kapıda görev yapmaktadır. Bu nedenle Gündüz vardiyasında arka kapı kontrol dışı bırakılmakta ve Güvenlik Personelleri Herhangi bir malzeme yada araç girişi olacağı esnada arka kapıya geçmektedir. Gece vardiyasında ise personellerin sabit nokta görevi yapması nedeni ile devriye atılamaması ve Giriş noktalarında kamera kayıtlarının takip edilememesi nedeni ile Şantiye Alanı kontrolsüz kalmaktadır. Bu nedenle kadro artışı yapılması ve Ön ve Arka giriş noktalarında 24 saat kesintisiz personel görevlendirilmesi ve özellikle gece vardiyasında devriye personeli bulundurulması önerilmektedir. 5. Cctv’ile ilgili tespitler ve tavsiyeler: Şantiye Alanındaki CCTV sisteminin ve güvenlik kameralarının IP kameralar ile değiştirilmesi, Şantiye Alanı çevresi ve İdari Binanın takip edilebileceği şekilde kamera sayısının arttırılması ve CCTV odası düzenlenerek Güvenlik Personellerince 24 saat kesintisiz izleme imkanı sağlanması önerilmektedir. Şantiye alanında görevli personeller, taşeron firmalar: Şantiye Alanında görevli tüm personellerimizin, taşeronların her yıl çift sorgulu sabıka kaydı, ikametgâh belgesi, nüfus cüzdan sureti, sağlık raporu alınmalı ve tüm görevlilerin GBT’ leri (Güvenlik Bilgi Taraması) yapılmalıdır. Şantiye Alanında taşeron ve üstlenici firma ve personel görevlendirilmesi durumunda güncel listelerinin güvenlik birimine mutlaka teslim edilmesi önerilmektedir. Şantiye Alanında çalışacak olan Taşeron firma çalışanlarının Şantiye Alanı içerisinde kontrolsüz bir şekilde girmelerine müsaade edilmemektedir. Giriş ve çıkışları esnasında kontrol yapılmalıdır. 6. İdari bina ve kamp bölgesi; İdari Bina giriş kapısı ve dış bölgeye bakan pencereler Güvenlik personellerinin görev noktalarından göremedikleri tespit edilmiştir. Bu nedenle binaya yapılan giriş ve çıkışlar takip edilememektedir. Ayrıca 100 civarında işçinin kaldığı Kamp Alanı ile İdari Bina arasında herhangi bir engel bulunmadığı, işçilerin de kontrolsüz bir şekilde İdari Binaya girebilmektedir. İdari Binada görev yapan Üst düzey yöneticilerin odalarına kolay ulaşılabilecek gizli noktalara panik butonları yapılmalı ve bu butonların CCTV Odası’ na bağlanması sağlanmalıdır. Herhangi bir acil durumda butonlar kullanılarak güvenlik görevlilerinden yardım talebinde bulunulmalıdır. İdari Bina giriş noktalarının Güvenlik Personelleri tarafından fiziki olarak takip edilememesi ve kamera görüntü takibinin yapılamaması nedeni ile İdari Bina giriş kapısının ve personel odalarının mesai saatleri sonrasında kilitli tutulması, binanın 2 cephesinin çevre sınır duvarları ile birleşik olması nedeni İle dış cepheye bakan tüm pencere ve önemli odalara ALARM Sistemi kurulması önerilmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığından Emekli 1.Sınıf Emniyet Müdürü ve Polis Başmüfettişi Güvenlik Uzmanı bilirkişiden alınan 27/08/2019 tarihli raporda; ”dava konusu hırsızlık olayının gerçekleştiği ve Güvenlik Hizmet Sözleşmesinde Şantiye girişine gereken en yüksek önem verileceği, giriş yapan herkesin görüleceği, belirlenen giriş çıkış saatleri dışında Şantiye gelen müşterilere giriş için izin verilmeyeceği, Şantiye giriş yapmak isteyenlerin kimlik ve araç ruhsatı ve araç içerisindeki mal kontrolünün yapılacağı, Şantiye içerisinde şüpheli görülen araç ve şahısların kontrol edileceği, gerekirse Şantiye dışına çıkarılacağı, belirtilmesine rağmen Güvenlik Sözleşmesine uyulmadığı ve çalınan mal miktarı esas alındığında; hırsızlık amacıyla Şantiyeye giren kişi ya da kişilerin ne şekilde şantiyeye gitdikleri belli olmasa da, iş yerinin kapısının açılması, yüklenmesi ve çalınan malın taşınacağı aracın hareket etmesine kadar nasıl taşınırsa taşınsın taşımanın zaman alacağı ve bu şekildeki hırsızlığın fark edilmesi gerektiği, hırsızlık olayının mesai saatleri dışında gerçekleştiği, tanık ifadelerine göre saat:23.00′ dan sabah 07.30’kadar olay yerine gitmeyerek devriye görevinin aksatıldığı bunun dışında hırsızlığı gerçekleştiren ve bu kadar fazla elektronik eşyayı çalarak olay yerinden ayrılan aracın Şantiyeye ne şekilde ve ne zaman girdiğinin anlaşılamadığı, bu durumda, Şantiye alanı içerisindeki can ve mal emniyetini sağlamakla yükümlü olmasına rağmen, görev alanında suç işlenmesini engelleyici tedbirlerin yeterince alınmaması ve dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi, özen yükümlülüğüne uymayarak, dava komusu hırsızlığın gerçekleştiği, görev alanı içinde kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyette koruma ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu olduğu halde, hırsızlık olayının meydana gelmesine engel olunamadığı anlaşıldığından, … Güvenlik Limited Şirketinin; meydana gelen olayda %75 oranında kusurlu olduğu; dava dışı sigortalının, Şantiye alanının emniyet ve güvenliğinin tam olarak sağlanabilmesi için fiziki tedbirlerin tam olarak işveren Şirket Yönetimi tarafından alınması gerektiği, … Güvenlik Limited Şirketi ile aralarında imzaladıkları Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin denetim başlıklı 14.Maddesine göre özel güvenlik şirketi, İşverenin, talepleri doğrultusunda ve yönetiminde görev yaptığından, İşverenin özel güvenlik şirketini ve yapılan işi denetleme ve kontrol etme yükümlülüğü bulunduğu, koruma ve güvenlik hizmetinin tam olarak yerine getirilip getirilmediğinin sürekli denetlenmesi gerektiği, dosya muhteviyatına göre, olay esnasında ve 30.01.2016 tarihinde olay yerinde müşteki ve şikayetçi …’in Sigorta Eksperine olan beyanında, “kamera kayıtlarının olmadığı komşu plazalardan temin edilen kamera kayıtlarında da herhangi bir durum tespit edilemediğinin beyan edildiği” bu durumda , İşveren olarak, Özel Güvenlik Şirketinden hizmet satın alınmış olsa da; bu şekilde fiziki tedbirlerle ilgili gerekliliklerinin yapılmamış olmasından kaynaklanan güvenlik zafiyetleri ile incelenen hırsızlık olayı arasında illiyet bulunduğu ve Sözleşmenin 14.maddesinde yer alan ve yukarıya çıkarılan hüküm gereği özel güvenlik şirketinin yürüttüğü görevle ilgili aksaklıkları ve genel olarak özel güvenlik şirketinin çalışmalarını denetlemesi gerektiği, özel güvenlik şirketinin denetlenmesi ve fiziki tedbirlerin tam alınmasında özen yükümlülüğüne uyulmadığı anlaşıldığından, meydana gelen olayda dava dışı … İnşaat Turizm A.Ş. nin, %25 oranında kusurlu olduğu” mütalaa olunmuştur. Mahkemece dosya kapsamında mevcut raporlara itibar edilip, tespit edilen zarardan kusur oranına göre davalı sorumlu tutularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Uyuşmazlık, hırsızlık olayında davalının kusuru olup olmadığı, zarardan sorumlu olup olmayacağı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davalı taraf, davacının sigortalısına risk analiz raporları sunulduğunu, gerekli tedbirlerin alınmamasından sigortalının sorumlu olduğunu iddia etmektedir. İlk derece mahkemesince ”söz konusu rapor tek taraflı olarak düzenlenmiş olup, subjektif nitelik taşımaktadır. Kanuni bağlayıcılığı söz konusu değildir.” gerekçesi ile davalı deliline itibar edilmemiş ise de ilgili raporu düzenlemek, sözleşmenin 16. Maddesi gereğince davalının yükümlülüğünde olup davalı taraf yükümlülüğünü yerine getirmiş ve raporu davacının sigortalısına teslim etmiştir. Bu itibarla, iş bu raporun da hükme esas alınması gerekmektedir. Davalının risk analiz raporunda belirttiği eksikliklerin ve kusurların sigortalı tarafından yerine getirilmemesi sebebi ile hırsızlık olayının ve zararın meydana geldiği tüm dosya kapsamı ile sabittir. Sözleşmenin 16. Maddesinde düzenlenen ”…, tesisin risk analizini yaparak … Şantiye’ye sunacaktır. Analizde detaylandırılan hususlarda mutabık kalınması halinde yapılan tavsiyelere uyma ve önerileri karşılama sorumluluğu … Şantiye’ye at olacaktır. Risk analizi ile sabitlenmiş kusur ve eksikliklerin yerine getirilmemesi sebebiyle oluşan zararlardan … sorumlu olmayacaktır.” hükmü dikkate alındığında; davalının sorumluluğu söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin istinaf itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/868 E. 2019/1129 K. Sayılı 13/11/2019 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,2- Davanın REDDİNE,3-İlk derece mahkemesi yargılama giderleri yönünden,a-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 452,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 272,88 TL’nin istemi halinde davacı tarafa iadesine, b-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Dairemizin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, d-HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,3-İstinaf İncelemesi Yönünden;a-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 339,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 159,70 TL’nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, c-Davalı tarafça sarf edilen 522,50 TL (istinaf harç ve posta masrafı) istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,ç-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iade edilmesine,d-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, e-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/06/2023