Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1525 E. 2023/749 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1525
KARAR NO: 2023/749
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2019
ESAS NO: 2019/31
KARAR NO: 2019/1385
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/02/2019
KARAR TARİHİ: 10/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 18.01.2015 tarihli 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan karar gereğince borçluya ait ödenmeyen üye aidat alacağının şifai taleplerine rağmen ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine İst. And. … İcra Müd. … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ilgili icra takibine borçlunun (davalının) itiraz ettiğini belirterek yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davanın, daireyi davacıya satan … inşaat firmasına ihbarını talep ettiğini, davacının kooperatife üye olmadığını, davacının konut kredisini kullanarak dava dışı … inşaattan daire satın aldığını, daireyi 128.000.-TL. bedelle aldığını, davacının ortaklık başvurusu dilekçesinin düzenlenmediğini, davacının 25.03.2008 tarihli, 337 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortak yapıldığını, davacının düzenlenen hazirun cetvellerinde isminin bulunmasına karşın genel kurul toplantılarına katılmadığını, 2014 yılı genel kurulu için düzenlenen hazirun cetvelinin 64. sırasında, isminin karşısında atılan imzanın davacıya ait olmadığını, imzanın sahte olduğunu, üç yıl genel kurul yapmayan, ferdileşmenin üzerinden 15 yıl geçen davacı kooperatifin münfesih olduğunu, davanın reddi gerektiğini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir. Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen İst. And. … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın cari hesap alacağına istinaden 22/08/2017 tarihinde 23.295,14 TL alacaklarının tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalı …’ nın davacı kooperatife uye olup olmadığı ve davacı kooperatifin genel kurul kararı ile aldığı iddia edilen aidat alacağından sorumlu ise miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Dosyada mübrez bilirkişi raporlarında özetle; yapılan incelemeler sonucunda davalının davacı kooperatifin ortağı sıfatına sahip olduğu, bu sıfata dayalı olarak ferdileşme işlemi yoluyla kendisine davacı kooperatif tarafından taşınmaz mal intikal ettirildiği, 18.01.2015 tarihli genel kurul kararına dayalı olarak 17.112.00TL. aidat, 6.183.14 TL. faiz olmak üzere toplam 23.295.14 TL davalının davacı kooperatife borcunun bulunduğu bildirilmiştir. Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; davacının 22.08.2000 tarih … yevmiye nolu Üsküdar … Noterliğince düzenelenen karar defterine göre 25.03.2008 tarih 2008/337 YK kararı ile … Blok …kat. … nolu dairenin davalıya tahsis edildiği, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 tarihli faaliyet yılları için yapılan 18.01.2015 tarihli Olağan Genel Kurul toplantılarında hazirun cetvellerinde adının bulunduğu, taşınmazın 30.11.2007/… yevmiye nosu ile tapu kütüğüne Ferdileşme açıklaması ile davalı adına tescil edildiği, bu şekli ile taşınmaz ferdileşme yolu ile ortak sıfatı ile yapılan bir devir işlemi olduğu, davalının 05.07.2012 tarihi itibarı ile dairesini 89.000,00 TL satış bedeli ile …a sattığı ancak kooperatifteki hissesini devretmediği, dosyada mevcut 18.01.2015 tarihli genel kurulda 13. Günden maddesinde kooperatifin tasfiyesi için 4 ret oyuna karşılık 40 kabul oyu ile pay başına ödenmesi gereken bedelin tespit edildiği ve bu konuda davalı tarafından genel Kurul kararının iptaline ilişkin bir dava açılmadığı,davalı kooperatif üyesinin belirlenen bu bedelden sorumluluğu bulunduğu bu miktar olan 17.112,00 TL ile bu miktara Genel Kurul Kararının 14. Maddesi gereğince yıllık % 18 gecikme zammı olarak hesaplanan 6.183,14 Tl faiz olmak üzere 23.295,14 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına takip tarihinden itibaren asıl alacak 17.112,00 TL ye yıllık % 18 faiz ugulanmasına ve davalının İİK 67/2 maddesi gereğince inkar edilen ve likit bulunan 17.112,00 TL nin % 20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine karar karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla taşınmazı … İnşaattan aldığına dair delillerin değerlendirilmediğini beyan ederek ”İktisap Tarihi İtibariyle Kooperatif Üyesi Olmayan Müvekkile Yapılan İntikal Ferdileşme Olarak Kabul Edilemez;Kanunun 8. Maddesine göre üyelik kaydı için yazılı başvuru şartı bulunmasına rağmen davacı kooperatif müvekkilin başvurusu olmaksızın, daire satışından 6 ay sonra 25.3.2008 tarihinde tek taraflı olarak müvekkile bir bildirim yapmaksızın üyelik kararı vermiştir. Ferdileşme, Gündemi Ferdileşme Olan Bir Genel Kurul Kararı İle Noterden Kura Çekilerek Tüm Üyelere Aynı Zamanda Yapılmalıdır; Davacı kooperatif, gerçek bir ferdileşmeye gittiğine dair genel kurul kararı, noter kurası ve tüm üyelerine aynı kuraya istinaden daire intikali yaptığına dair hiçbir belge sunamamış olup, ferdileşme iddiasını tapudaki kayıt dışında ispat edememektedir. Ferdileşme bedelsiz olur, Yapı Kooperatifleri ferdileşmeyi bedelsiz yaparlar. Halbuki, olayımızda müvekkil daireyi 128.000,00 TL. bedelle satın almış olup, bunun 105.400,00 TL. sini konut kredisi ile ödediği, tapudaki intikal sırasında müvekkilin satın aldığı bağımsız bölüm üzerine ipotek tesis edildiği açıktır. Davacı Kooperatif Konut Kredisi Nedeniyle Aldığı Bloke Çeki Cirolayıp Daireyi Müvekkile Satan … İnşaat Vermiş Ve Bankaya Talimat Yazarak Çek Bedelinin … İnşaat’a Ödenmesini Talep Etmiştir; Cevap dilekçesi ekinde sunduğumuz çek görseli ve ödeme talimatı ile sabit olduğu üzere kredi mukabili satıcı gözüken davacıya verilen çek, davacı tarafından cirolanıp gerçek malik olan Bulut İnşaat firmasına verilmiş ve bedeli bu firmanın tahsili sağlanmıştır. Ferdileşme Tasfiye Öncesi Son İşlem Olup, 15 Yıl Geçmesine Rağmen Tasfiye Tamamlanmamıştır; cevap dilekçemizde de belirttiğimiz üzere davacı kooperatif kötüniyetli kimselerin eline geçmiş olup, yüzlerce vatandaşı mağdur etmektedir. Söz konusu aidat tahsilatları keyfi olarak şahsi imkanlarına kullanılmakta, ferdileşme iddiasından itibaren yaklaşık 15 yıl geçmesine rağmen tasfiye yapılmamaktadır. Bu sebeple intihar vakası dahi olduğu ifade edilmektedir. müvekkil üye olmadığı gibi üyelik anlamına gelebilecek davranışta da bulunmamıştır; 2014 yılında yapılan genel kurul tutanağında müvekkilin imzası bulunmaktaysa da sahtedir. Bu durum dosyasına bildirilmiş ve emsal imza örnekleri sunularak imza incelemesi talep edilmiştir. Daire bedelinin kooperatif kayıtlarına alınmaksızın dava dışı bulut inşaat’a niçin ödendiği izah edilmemiştir; Davacı kooperatif, dair bedelini niçin doğrudan Bulut İnşaat’a aktardığını izah edememekte, bu ilişkiye dair fatura ve muhasebe kayıtlarını sunamamaktadır. Davaya dayanak genel kurul kararının geçerlilik değerlendirmesi yapılmamıştır; Davaya konu aidat alacağı kararı verilen genel kurul gerçekte yapılmamış olup, kayden sahte imzalarla yapılmış gibi gösterilmiştir. Davacı kooperatif yöneticilerinin bu konuda kötüniyetli olduğu izah edilmiştir. Üyelerin katılmamasına rağmen sahte imzalar ile toplantı nisabı sağlanmakta ve aidat kararı alınmakta, kendilerini de ibra etmektedirler. Bu durumu müvekkilin imzasının sahte atıldığı 2014 genel kurul tutanağı ile tespit edebilmekteyiz. Bu sebeple Ticaret Odasından davacı kooperatife ait tüm kayıtların celbi ile davacı kooperatiften gerekli belgelerin ibrazı sağlanmalı ve genel kurul kararının geçerliliği denetlenmelidir. Bu yönü ile de şeklen yapılan denetim genel kurul kararının gerçek olduğu anlamına gelmemekte olup, üyelerinin alınan karardan bihaber olması nedeniyle karar iptali için dava açılmammış olmasının da geçerlilik açısından bir önemi bulunmamaktadır. ” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif genel kurulunca toplanmasına karar verilen aidat borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın 18/01/2015 tarihli 2014 yılı olağan genel kurul kararı gereği ödenmesi gereken 2015 Mart- 2015 Aralık ve 2016 Ocak, 2016 Şubat ye aidat bedeline istinaden 22/08/2017 tarihinde 17.112,00 aidat alacağı ve 6.183,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.295,14 TL alacaklarının tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı kooperatif, davalı hakkında, üyelik ilişkisinden kaynaklanan aidat borçları nedeniyle, davacı hakkında yukarıda belirtilen icra takibini başlatmış, davalı ise taşınmazı kooperatiften değil, dava dışı bir üçüncü şahıstan satın aldığını, davacı kooperatifin üyesi olmadığını, kooperatife herhangi bir üyelik başvurusunda bulunmadığını belirterek, aidat borcunun da olamayacağını ileri sürmüştür. Bu durumda aradaki temel uyuşmazlık, davalının davacı kooperatife üye olup olmadığı ve buna bağlı olarak takip konusu üyelik aidatları nedeniyle kooperatifin alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı kooperatifin, genel kurul kararına dayalı aidat ödemelerinin tahsilini davalıdan talep edilmesi için öncelikle, davalının davacı kooperatifin ortağı olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. ” Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının bu hususta alacağı açık bir kararla gerçekleşebileceği gİbi, bu hususta açık bir karar olmasa bile kooperatifin bu kişi ile üyesi sıfatıyla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli bir miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsis ve teslim etmesi ve tadilata izin verilmesi şeklinde somut ilişkiler ile zımnen de gerçekleşebilir.” ( Yargıtay 23. HD. 15/11/2013, 5241/7129) Davacı kooperatifin 22.08.2000 tarih … yevmiye nolu Üsküdar … Noterliğince düzenelenen karar defterine göre; 25.03.2008 tarih 2008/337 numaralı Yönetim Kurulu kararı ile … Blok …kat. … nolu dairenin davalıya tahsis edildiği, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 tarihli faaliyet yılları için yapılan 18.01.2015 tarihli Olağan Genel Kurul toplantılarında hazirun cetvellerinde davalının adının bulunduğu, dosyada mevcut tapu sicil kaydına göre, …Blok. …kat … nolu bağımsız bölümün kat irtifakı tesisi suretiyle 18.07.2005 tarih … yevmiye nosuyla davacı kooperatif adına tescil edildiği, daha sonra 30.11.2007 tarih 31660 yevmiye nosuyla davalı adına “ferdileşme” açıklamasıyla tescil edildiği, davalının da bu taşınmazı 05.04.2012 tarihinde dava dışı … isimli bir şahsa sattığı ve tapuda devrettiği görülmektedir. Söz konusu taşınmazın dava dışı … İnşaat Şti.’ye ait olduğuna dair tapuda bir kayıt mevcut değildir. Bu durumda davacı kooperatif, tapuda münhasıran kendi üzerine kayıtlı bu daireyi, ancak ortak adına tapuda tescil edebileceğinden, nitekim, somut olayda da buna uygun şekilde dairenin davalı tarafça tapu kaydına göre bizzat kooperatiften devraldığından, fiilen davalının ortaklık sıfatının oluştuğunun kabulü gerekmektedir. Fiili durum karşısında artık davalıyla ilgili olarak ayrıca üyelik başvuru belgesine gerek olmayacaktır. Takibe dayanak davacı kooperatifin 18.01.2015 tafihli olağan genel kurul toplantısının 13.gündem maddesine göre; “Kooperatif borç ve alacakları görüşülerek kooperatifin amacına ulaşması, tasfiye olması ve bu doğrultuda 2015 yıtında yapıtacak faaliyet ve işler için hazırlanan tahmini bütçe görüşüldü. Pay başına; 1 Mart 2015 tarihine kadar 14.505.168 Tı. peşin olarak veya 15.Şubat 2015 tarihinden itibaren 12 x 1,426.00 toplam 17.117.00TL ödeme yapılması 4 ret oyuna karşın 40 kabul oyu ile oy çokluğu ile kabul edildi. ” şeklinde; 14. Maddesine göre ”ödemelerini zamanında yapmayan üyeler için gecikme oranı aylık %3 olarak oy birliği ile kabul edilmiştir” şeklinde karar alındığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar genel kurul kararının iptaline ilişkin bir dava açılmamış ise de, davalı taraf genel kurul toplantısına katılmadığı halde hazirun cetvelinde isminin yer aldığını, imzasının sahte olduğunu iddia etmektedir. Mahkemece genel kurul toplantı tutanakları, hazirun cetveli, üye kayıt defteri getirtilerek toplantı yeter sayısı oluşmuş mu denetleyip, davalının oyu yeter sayısına etki etmiş ise imza incelemesi yapılması gerekmektedir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, eksik incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nin 353-(1).a.6. maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2019/31 Esas, 2019/1385 Karar sayılı ve 0312/2019 tarihli kararının HMK’nin 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine iadesine, 4- Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 5- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/05/2023