Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1522 E. 2020/140 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1522
KARAR NO: 2020/140
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/818
KARAR NO: 2019/1105
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
DAVA: KAYIT KABUL
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Bakırköy 4. ATM’nin 2010/510 E sayılı dosyasından davacı … A.Ş.’nin iflasına karar verildiği, iflas tasfiyesinin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı iflas dosyasından yürütüldüğünü, İstanbul 50. ATM’nin 2012/98 E-183 K sayılı 07/08/2012 tarihli ilamıyla da davalı müflis … Ltd. Şti’nin iflasına karar verildiğini ve iflas tasfiyesinin de İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı iflas dosyasından yürütüldüğünü, davacı müflisin, iflas tarihinden önce, davalı müflis şirketten 7,794.830,40 TL alacaklı olduğunu, bu alacaklar için İstanbul … İcra Müdürlüğünün …, …, … E sayılı dosyaları üzerinden icra takibi yapıldığını, borçlu şirketin iflasına karar verilmesi üzerine iflas masasına 616 nolu alacak kaydının yaptırıldığını, iflas idaresince 28/06/2016 tarihli kararla kayıt başvurusunun reddedildiğini belirterek 7.794.830,48 TL alacağın davalı müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının aynı alacak için 2013 ve 2018 yıllarında 606 ve 616 kayıt numaraları ile başvuruda bulunduğunu, 2013 yılındaki 606 sayılı kayıt talebinin reddedilmesi üzerine İstanbul 3. ATM (Kapatılan 43. ATM)’de kayıt kabul davası açıldığını, davanın takip edilmemesi nedeniyle anılan mahkemece 2014/996 E-233 K sayılı kararıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, daha sonra 616 nolu kayıt talebiyle aynı alacak için tekrar başvuru yapmasının yasaya aykırı bulunduğunu, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini belirtmiş, esas yönünden de, müflis şirketin iki merkezli bir şirket olup, davacı tarafından, KKTC’de bulunan tasfiye memurluğuna alacak kaydı yaptırıp yaptırmadığının tespiti gerektiği, bunun dışında Türkiye’de bulunan defterlerin hasılat defterleri olup, iflas dosyasında yerinde incelenebileceğini, davacının alacağının olmadığını belirterek haksız davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” İİK 219. maddesi uyarınca, iflas alacaklıları ile istihkak iddiasında bulunacak olanlara bu haklarını kullanabilmeleri için adi tasfiye usulünde ilandan itibaren bir aylık süre tanınmıştır. Ancak tanınan bu sürede masaya başvuru yaparak kayıt talebinde bulunmayanların iflasın kapanmasına kadar iflas masasına başvurma hakları bulunmaktadır. Bu kayıt talebi geç kalınan alacak olarak tanımlanmaktadır. İİK 236. maddesinde, geç kalan müracaatlar düzenlenmiş ve vaktinde deftere kaydettirilmeyen alacakların iflasın kapanmasına kadar kabul olunacağı, geç kalmadan ileri gelen masrafların alacaklılara ait olduğu belirtilmiştir. İflas idaresi geç bildirilen bu alacaklılar hakkında müflisin beyanına alarak bir inceleme yaptırdıktan sonra kabulüne karar verilirse sıra cetvelini düzeltecek ve ilan ile alacaklılara bildirilecektir, bu husus İİK 236/4. maddesinde açıkça ifade edilmiştir ve bu ek sıra cetveline karşı da İİK 235. maddesi uyarınca kayıt kabul davası açılabilmesi mümkündür. Geç bildirmenin sonucu İİK 236/3. maddesinde belirtilmiş ve süresinde müracaat etmeyen alacaklının evvelce kararlaştırılmış paylaşmaya iştirak edemeyeceği belirtilmiştir. Masaya alacağını geç bildiren alacaklının önceki alacaklılar toplantısında alınan kararlar ve işlemlerle bağlı olup, bunlara itiraz etmesi mümkün değildir. Daha önce düzenlenen sıra cetveli kesinleşmiş ise o sıra cetveline karşı itiraz davası açılması da mümkün görülmemektedir. Ek sıra cetveli geç kalan alacaklılar için düzenlenebilecek niteliktedir. Davacı tarafından, iflas idaresince düzenlenen birinci ek sıra cetvelinde yer almak için yapılan başvurunun reddedilmesinden sonra açılan kayıt kabul davasının takip edilmediği ve artık birinci ek sıra cetvelinin kesinleştiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı taraf, aynı alacak için ikinci ek sıra cetveli içinde başvuru yapmış ve bu kayıt talebinin de reddedilmesi üzerine ret kararının tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde bu davayı açmışsa da, ek sıra cetvellerinin geç kalan alacaklar yönünden düzenlenebileceği, davacının, ilk ek sıra cetveline başvuru yaptığı, bu talebinin reddedilmesi üzerine açtığı davayı takip etmediği ve ilk sıra cetvelinin davacı açısından bu şekilde kesinleştiği, artık davacı alacağının geç kalan alacaklılar statüsünde değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla, dava açma bakımından yeni bir sürenin başlamasının temin edilmesi amacıyla daha önce reddedilmiş ve ret kararının kesinleşmiş olmasına rağmen ikinci kez yaptığı başvurunun reddi üzerine açtığı bu davanın dinlenebilir olmadığı kanaatine varılarak davanın usulden reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; mahkemece verilen bu karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, nitekim tarafımızca mükerrer kayıt yaptırılmadığını, kaydın mükerrer olarak tanımlanabilmesi için önceki alacak kaydının kabul edilmiş olması gerektiği, bu nedenle kayıt mükerrer olmamakla birlikte aynı borca dayandığını, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi kesin hüküm sonuçlarını doğurmayacağını, yani aynı konuda yeniden bir dava daha açılabileceğini, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak, mahkeme tarafından verilen kararlar, mahkemenin dosyadan el çekmesi sonucu doğurması nedeniyle usule ilişkin nihai kararlar olup bu kararlar şekli anlamda kesin hüküm oluştursalar bile, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözmedikleri için, maddi anlamda bir kesin hüküm teşkil etmediğini, bu bağlamda aynı davanın kesin hüküm (şekli ve maddi anlamda kesin hüküm) sebebi ile tekrar açılamaması prensibi, davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde söz konusu olmayacağını, bîr başka ifade ile aynı davanın tekrar açılabileceğini, bu nedenle kesin hükmün sonuçlarını doğurmayan önceki dava nedeniyle mükerrerlik iddiası dinlenemeyeceğinden huzurdaki davanın süre-dava şartı yönünden reddine karar verilmesi hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. İİK 236 madde, vaktinde deftere kaydettirilmeyen alacakların, sıra cetvelinin düzenlenmesinden sonra da, İİK 254. maddede belirtilen iflasın kapanmasına kadar masaya iflas alacağının yazdırılmasını düzenlemektedir. Yani İİK 219.madde gereğince iflas idaresinin ilanı üzerine 1 aylık süre içinde iflas masasına başvur(a)mayan alacaklıya, İİK 236.md ile bir imkan tanınmış ve iflas kapanıncaya kadar alacağını masaya bildirmesi mümkün kılınmıştır. Bu durumda geç bildirilen alacak iflas idaresi tarafından yapılacak inceleme sonucunda alacağın kabulü halinde sıra cetveli bu alacak yönünden değiştirilebilecektir. Sıra cetvelinin bu şekilde değiştirilmesi durumunda ise, yine İİK 235. maddede belirtilen ilanların yapılması, ya da masraf yatırılmış veya adres bildirilmiş ise, alacaklıya iflas idaresi kararının tebliği gerekecek, ilan ya da, tebliğ süresinden itibaren, dava açmak için 15 günlük hak düşürücü süre şartı devam edecektir. Öte yandan Yargıtay uygulamasına göre, İİK 236. Maddesi uyarınca iflasın kapatılmasına kadar masaya alacak yazdırmanın mümkün olduğu ( 13. Hukuk Dairesinin 03/11/1997 tarih 7440/8622 E/K, 19. Hukuk Dairesinin 09/03/2011 tarih 666/3028 E/K, 19. Hukuk Dairesinin 24/06/2004 tarih 2003/9164 E, 2004/7618 K, 23. Hukuk Dairesinin 26/09/2014 tarih 1500/6007,), masaya kayıt davası açılabilmesi için iflas idaresine başvuru yapılmasının bir ön şart olmadığı kabul edilmekte ise de, burada da masaya başvurunun hiç yapılmamış olması gerekmektedir. Oysa somut olayda, davalı şirketin iflasına karar verilmesinden sonra davacı tarafından 607 sıra no ile huzurdaki bu davaya konu edilen alacak yönünden masaya başvuru yapıldığı, alacağın tamamı reddedildiği, buna göre düzenlenen ek sıra cetveli yukarıda da açıklandığı üzere 21/01/2014 tarihinde Milliyet gazetesinde, 22/01/2014 tarihinde de ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, alacaklı vekili tarafından İİK 233. Maddesi uyarınca tebliğ avansı yatırılmamış ise de iflas idaresince verilen red kararı alacaklı vekiline 27/01/2014 tarihinde tebliğ edildiği, verilen red kararı üzerine yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde 07/02/2014 tarihinde İstanbul 3. ATM’nin 2014/996 Esasına kayıtlı kabul davası açıldığı, davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği ve kararın kesinleşmesi sonrasında davacının bu kez aynı alacak için masaya 616 sıra no ile kayıt başvurusunda bulunduğu ve iflas idaresince 28/09/2018 tarihli ikinci ek sıra cetvelinde yer almak için yapılan bu başvuru reddedildiği, verilen ret kararının 13/09/2018 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, huzurdaki bu davanın da 14/09/2018 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Huzurdaki bu davanın konusu, açılmamış sayılma kararı verilen İstanbul 3. ATM’nin anılan davasına konu alacak ile aynı alacak olduğu konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmaktadır. Buna göre daha önceye masaya başvuru yapılmış olması nedeniyle İİK 236 maddesine göre davacının alacağının geç kalan alacaklılar statüsünde değerlendirilemeyeceği, İİK 236/son fıkrasındaki ” 235. Madde hükmü burada da caridir ” hükmü uyarınca kayıt kabul davasının açılması gereken 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararın usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1-b.1 bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Başvuru tarihinde Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcının Hazineye irat kaydına, 3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı davacı taraftan peşin alındığından Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 /1-b.1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.