Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1501 E. 2020/123 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1501
KARAR NO : 2020/123
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI : 2019/52 Esas – 2019/954 Karar
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ: 30/01/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müflis şirketten müvekkilinin alacaklı olduğunu, alacak kaydının bulunduğunu, müflis şirketten alacaklı olanların belirlendiği sıra cetvelinin ilanın tebliğ işleminin taraflarına yapıldığını ancak davalı bankanın alacağının 74.889.302,46 TL üzerinden kabul olunduğu, davalı bankanın rüçhanlı böyle bir alacağının bulunmadığını, yapılan yanlış kaydın müvekkiline ait alacağın tahsilini engellediğini, bankanın alacağının ekranlarında dahi 4.327.000,00 TL alacaklı olduğunun değişik iş incelemesi ile kesinlik kazandığını, bu nedenle öncelikle davalının alacağının tamamının ya da belirlenen gerçek alacak dışında kalan bedelin iflas masasından terkinini, sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesini, müvekkilin kabul edilmeyen 305.650,00 EURO (1.030.560,10 TL) alacağının sıra cetveli gereği davalı alacaklıya ödenmesi öngörülen payla ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı … Bankası AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra ve İflas Kanunu 236.maddesine göre iflas masasına geç kayıt bildiriminde bulunanların daha önce ilan edilen ve kesinleşen sıra cetveline itiraz edemeyeceklerini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07/07/1994 Tarih, 1994/4547 Esas ve 1994/7432 Karar sayılı ilamında alacağını sonradan masaya kaydettirmiş olan alacaklının daha önce alacağı sıra cetveline geçmiş olan alacaklara itiraz edemeyeceğini, İcra ve İflas Kanunu açık hükmü ve Yargıtay Hukuk Dairelerinin yerleşmiş içtihatlarına göre, geç alacak bildirimde bulunanın kendinden önceki alacaklara itiraz etme hakkının mevcut olmadığını, bu nedenle davanın esasına girilmeden reddi gerektiğini, müvekkili bankanın ipotek alacaklısı olup, ipotek alacağına ilişkin icra takibinin yargı aşamasından geçerek kesinleştiğini, müteselsil kefaleti ile …San A.Ş lehine yabancı para işletme kredisi ve T.P. gayri nakdi kredi tesis edilerek kullandırıldığını, bir alacaklının başka bir alacaklının alacağı hakkında terkin davasını açabilmesi için kendi alacağının kabulü ya da reddedilen alacağı için kayıt kabul davası açmış olması gerektiğini, müvekkili banka ipotek alacaklısı olduğundan ipotek sözleşmesi dahilinde rüçhanlı alacaklarını iflas masasına kayıt kabul talebinde bulunmasında ve masaya rüçhanlı alacaklı olarak kaydedilmesinde yasaya aykırılık olmadığını, masa mal varlığına dahil ve müvekkil bankaya ipotekli taşınmazların ihalesinin yapıldığı tarihte, müvekkili bankanın rüçhanlı alacağının 34.503,000,00 TL olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği 74.889.302,46 TL’nin olmadığını, İstanbul …. İflas Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından hazırlanan sıra cetveli kesinleştiğinden davacının itirazlarının yerinde olmadığını, müvekkil bankanın alacağının varlığının yargılama konusu yapıldığını müvekkil bankanın takip talebinde belirtilen miktar kadar alacaklı olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğunu, müflis şirketin müvekkil banka lehine tesis ettiği ipoteklerin limit ipoteği olduğunu, sıra cetvelinde limit dahilinde bulunan alacak ve faizlerin rüçhanlı kabul edildiğini, sözleşmelerin üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmesi için resmi şekilde yapılmalarının mevzuat gereği olduğunu, iş bu huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…İİK m.236/f.5 ve m.235/f.2 hükümleri dikkate alındığından iflas idaresi tarafından geç başvuruda bulunan alacaklının alacağının reddine dair karar oluşturulduğu takdirde sıra cetveli düzeltilmiş olmadığından ilanı da söz konusu olamayacaktır.İİK m.234/f.2 hükmü uyarınca iflas idaresi geç olarak başvuruda bulunan alacaklıya,alacağın tamamen ret olunduğunu bildirdikten sonra geç başvuran ve alacağın tamamı ret olunan alacaklıya yapılan tebligattan itibaren onbeş gün içinde iflas idaresine karşı kayıt kabul davası açma iradesine haizdir.Ne var ki Yargıtay’ın yerleşik uygulanmasında da kabul olunduğu üzere bu alacaklının, daha önceki alacaklılar toplantısında alınan kararlar ve işlemler ile bağlılığı söz konusu olup bunlara itiraz edebilmesi mümkün değildir.(Yargıtay 19.H.D 07/07/1994 t. 4547E.7432K.sayılı ilamı) O halde iflas masasına başvuran alacaklının kanunda belirtilen şikayet ve itiraz süreleri geçmek suretiyle kesinleşen ve daha önce iflas idaresi tarafından düzenlenmiş olan, sıra cetveline karşı şikayet ve itiraz yoluna başvurabilmesi mümkün değildir.Daha önce düzenlenmiş olan sıra cetveline karşı şikayet ve itiraz yoluna başvurulmasının mümkün olmaması ile ilgili usuli nitelendirmenin ayrıca irdelenmesi gerekir.Yargıtay 21.Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere “Sıfat, dava konusu subjektif hak(dava …) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleri ile ilgili olduğu halde, taraf sıfatı (husumet) dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Dava dilekçesinde davacı ile davalı olarak gösterilen (nitelendirilen) kişiler, şeklen (biçimsel açısından) o davanın taraflardır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez. Dava sıfat (husumet) yokluğundan reddedilir.” (Prof. Dr. Baki Kuru-Hukuk Muhakemeleri Usulü-Altıncı Baskı-Cilt 1-2011-Sayfa 1157)Bu çerçevede somut olay açısından davacı olan alacaklının,daha önce düzenlenmiş ve kesinleşmiş olan sıra cetveline karşı itiraz niteliğinde olmak üzere terkin ve/veya kayıt kabul talebinde bulunabilmesi için öncelikle ve gerçekten davacı sıfatının bulunması,bir başka deyişle davacının iddia etmiş olduğu hakkı mevcut maddi hukuk hükümlerine göre ileri sürebilmesi gerekir.Oysaki yukarıda açıklanan hükümler karşısında davacının dava dilekçesinde belirtilen hususlar ile ilgili dava açma yoluna gitmesi mümkün değildir.Nitekim Yargıtay kararlarında da geç kayıt talebinde bulunan davacının daha önce düzenlenen ve kesinleşen sıra cetveline itiraz edemeyeceği de vurgulanmıştır.Esasen geç başvuran alacaklının alacağı iflas idaresi tarafından kabul edilmiş ise alacaklı, daha önce kararlaştırılmış ve fakat henüz yapılmamış olan ikinci alacaklılar toplantısına katılabilir.(Prof.Dr.Baki Kuru,İcra İflas Hukuku El kitabı ,2006,s.1143)Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde dosyamız davacının 04/11/2016 tarihi itibariyle geç kayıt masrafını yatırdığı,14/11/2016 tarihi itibariyle kayıt dilekçesiyle alacağının iflas masasına kaydına talep ettiği, dayanak iflas kararının 03/05/2012 tarihi itibariyle kesinleştiği, davalı banka alacağının 21/05/2014 tarihi itibariyle düzenlenen sıra cetvelinde yer alıp sıra cetvelinin 04/04/2016 tarihi itibariyle ilan olunduğu, pay dağıtım cetvelinin düzenlemesi aşamasına gelindiği sabittir. Artık geç başvuran alacaklının, daha önce düzenlenmiş olan ve yasal sürelerin geçmesi nedeniyle kesinleşmiş bulunan sıra cetveline yönelik olmak üzere davalı banka alacağı ile ilgili terkin talebinde bulunabilmesi ve davacının iddia etmiş olduğu alacak miktarının, davalı bankaya ödenmesi öngörülen pay ile ödenmesini talep edebilmesi noktasında aktif sıfatı bulunmamaktadır. Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının aktif sıfat yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davacı vekiline 24/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili 03/02/2020 tarihinde süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 39. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2011 gün 2011/148 esas sayılı dosyasından iflasına karar verilen Müflis … San. A.Ş.’nin iflas tasfiye işlemlerine karar verilip tasfiye işlemleri İİK 218 maddesi gereğince basit tasfiye şeklinde açılmasına 19/12/2011 günü karar verilerek alacak kayıtlarına başlandığını daha sonra müflis malvarlığı göz önünde bulundurularak 12/01/2012 tarihinde müdürlük kararı ile tasfiyenin İİK 219 maddesi gereğince adi tasfiye şeklinde açılmasına ve 1. Alacaklılar toplantısının 01/02/2012 günü yapılmasına karar verildiğini, adi tasfiyenin açılması ilanı yapılarak tüm alacaklılara bildirildiğini, 01/02/2012 tarihinde yapılan 1. Alacaklılar toplantısında 2. Alacaklılar toplantısına kadar tasfiye işlemlerinin re’sen iflas müdürlüğü tarafından yürütülmesine karar alındığını, bu tarihten itibaren iflas tasfiye işlemlerinin re’sen iflas müdürlüğü tarafından yürütülmeye başlandığını, 21/06/2016 günü 2. Alacaklılar toplantısına karar verildiğini, 2. Alacaklılar toplantısı ilan edilerek tüm alacaklılara bildirildiğin ve aynı gün toplantı yapıldığını, yine iflas tasfiye işlemlerinin re’sen yürütülmesine müflis malvarlığının açık arttırma ile satışına oy birliği ile karar verildiğini, müflis malvarlığına dair ihalenin feshine sebep ilgili müflise ait taşınmazın kıymet takdirinin talimat yolu ile Kahramanmaraş İcra Müdürlüğü’ne yaptırıldığını, kıymet takdirine yapılan itiraz üzerine Kahramanmaraş İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/508 – 2015/398 sayılı kararı ile 1026 parsel üzerindeki fabrika makina ve tesisata 66.253.281,00 TL, 1027 parsel’e 180.325,00 TL değer takdir edilerek, belirlenen günde taşınmazın ihalesi yapılarak satış işleminin gerçekleştiğini, satış işleminden sonra müdürlük tarafından 27/11/2018 tarihinde ek sıra cetveli yapalarak alacaklılara bilgi verildiğini, müvekkilinin alacaklı kaydının 230. Sırada olduğunu, müflis şirketten alacaklı konumdakilerin alacağının belirlendiği EK sıra cetvelinin tebliğinin 18/01/2019 tarihinde yapıldığını, tebliğ üzerine yapılan inceleme neticesinde davalı bankanın alacağının ipotekli / rüçhanlı olarak 74,889,302,46 TL üzerinden kabul edildiğinin görüldüğünü, davalı bankanın rüçhanlı olarak böyle bir alacağı olmadığını, olmayan bir alacak sebebi ile yapılan yanlış kaydın müvekkilinin alacağının tahsilini engellediğini, alacaklı görünen bankanın, borçlunun müflis olmasından yararlanarak alacak kayıtlarını muvazaalı olarak düzenlediğini, bu nedenle sıra cetvelinden terkini gerektiğini, bankanın alacağının belirlenmesi amacıyla Adana 8. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/37 D.İş sayılı dosyasında yaptırılan tespitte belirlenen banka alacağının ekranlarında 4,327,000,00 TL olduğunun kesinlik kazandığını, belirlenen bu alacağın da gerçekte müflis şirketin borcu olmadığını, söz konusu ipoteğin limit ipoteği olup, önceki ödemeler ile tahsil edildiğini, bu nedenlerle davalı alacaklının muvazaalı alacağının sıra cetvelinden terkini ve söz konusu miktarın yerine müvekkilinin alacağı için müvekkiline ödenmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek saymış olduğu gerekçeler ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davalının alacağının tamamının yada belirlenen gerçek alacağı dışında kalan bedelin iflas masasından terkinine, sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine, müvekkilinin kabul edilmeyen 305,650,00 Euro / 1,030,560,10 TL alacağının sıra cetveli gereği davalı alacaklıya ödenmesi öngörülen payla ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, İİK 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul .. İflas Müdürlüğünün 2011/11 İflas sayılı dosyası üzerinden vermiş olduğu 25/09/2019 tarihli cevabı yazısında, ilk sıra cetvelinin 21/05/2014 tarihli olup 04/06/2014 tarihinde … Gazetesinde yayımlandığı, davacının alacak kaydı talebi ile 07/11/2016 tarihinde masaya başvurduğu ve 04/12/2018 tarihinde düzenlenen ek sıra cetvelinin ise 06/12/2018 tarihinde … Gazetesinde yayımlandığı, davacının geç kayıt yaptıran konumunda olduğu, bu nedenle ilk sıra cetvelinde yer almadığı, alacağın tamamının reddine karar verildiği, davacı tarafça başvuru sırasında masrafların yatırıldığı ve ek sıra cetvelinin davacı vekiline 18/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiştir. Davacı tarafından tebligat masraf avansı yatırıldığından 15 günlük yasal sürenin tebliğ tarihinden itibaren hesaplanması gerekmektedir. Davanın 30/01/2019 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir. Müflis …AŞ’nin İstanbul 39. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/148 E, 2011/35 K sayılı ve 26/10/2011 tarihli kararı ile iflasına karar verildiği, kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2012/2526 E, 2012/4455 K sayılı 28/06/2012 tarihli ilamı ile onandığı, yine aynı dairenin 2012/5882 E, 2013/1181 K sayılı ve 28/02/2013 tarihli ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi üzerine kesinleştiği anlaşılmıştır. Müflis şirkete ilişkin tasfiye işlemleri İstanbul …. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında yürütülmekte olup, davalı banka 19/01/2012 tarihinde alacak kayıt talebinde bulunmuş, sıra cetveli 21/05/2014 tarihinde düzenlenerek davalı bankanın alacağının 22.291.000,00 TL’si (ipotekli alacak) rüçhanlı alacak kaydının, 65.075,00 TL’sinin (bakiye alacak) ise 4. sıraya kaydının yapılmasına karar verilmiştir. Davacı tarafından 21/05/2014 tarihinde düzenlenen sıra cetvelinden önce masaya kayıt talebi bulunulmadığı, bu nedenle sıra cetvelinde yer almadığı, 07/11/2016 tarihinde masaya müflis şirket ile iflas tarihinden önceye dayalı danışmanlık hizmet sözleşmeleri, satış protokolleri gereğince alacaklı olduğu belirttiği 1.030.560,10 TL için başvurduğu ve 04/12/2018 tarihinde düzenlenen ek sıra cetvelinde alacağının tamamının reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacının bu başvurusu İİK 236.maddesinde düzenlenen geç başvuru mahiyetindedir. İİK 236.maddesinde “Vaktinde deftere kaydettirilmiyen alacaklar iflasın kapanmasına kadar kabul olunur. Geç kalmadan ileri gelen masraflar alacaklıya aittir. Alacaklı bu masrafları peşin vermeğe cebrolunabilir. Müracaattan evvel kararlaştırılmış paylaşmıya alacaklının iştirak hakkı yoktur. İflas idaresi alacağı kabul ederse alacaklılar sıra cetvelini düzeltir ve bunu ilan ile alacaklılara bildirir. 235 inci madde hükmü burada da caridir.” düzenlemesi yer almaktadır. Geç başvuran alacaklı, alacağının istediği sıraya yazılmaması halinde sıra cetveline karşı şikayet yoluna başvurabilir. Alacağının kısmen yada tamamen red edilmesi halinde ise sıra cetvelinin tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde iflas masasına karşı sıra cetveline itiraz davası açabilir. Buna karşılık sıra cetveline geç başvuran alacaklı, daha önce sıra cetveline kabul edilmiş alacaklılara karşı kayıt terkin davası açamaz. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07/07/1994 tarih, 4547/7432 sayılı “…alacağını sonradan (geç) masaya kaydettirmiş olan alacaklı, daha önce alacağı sıra cetveline geçmiş olan alacaklara itiraz edemez…”, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/03/2020 tarih, 2016/7634 E, 2020/1648 K “…Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ek sıra cetvelinde ismi olan alacaklıların kendi alacaklarının olduğu ek sıra cetvelinden önce düzenlenmiş önceki sıra cetvellerine karşı sıra cetveline itiraz davası açamayacağı bunun yanı sıra hak düşürücü sürenin de dolmuş olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir…”)Davacının geç kayıt talebinde bulunduğu, bu nedenle daha önce düzenlenmiş olan sıra cetvelindeki alacaklılara karşı kayıt terkin davası açma hakkı olmadığı anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.l bendi gereğince REDDİNE,2-Harçlar Kanunun gereğince alınması gereken148,60 TL başvuru harcı ile istinaf karar harcı 54,40 TL olmak üzere toplam 203,00 TL harcın Hazineye gelir kaydına,3-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-Kararın yerel mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1.b.1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/10/2020