Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1496 E. 2023/679 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1496
KARAR NO: 2023/679
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2019
ESAS NO: 2018/478
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/04/2018
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketle davalı arasında uzun bir süredir devam eden ticari ilişki olduğunu, ancak davalının bakiye 13.257.00 TL borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, ancak itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamı ve % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, dava dilekçesi tebliğ edilmiş, ancak davalı şirket yetkilileri davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir. Davacının ; İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile 13.257,00 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibine başladığı ,davalının süresinde itiraz ettiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacının 2016 yılında, davalıya 95.247.00 TL tutarında yurt dışı faturası kestiği,davalıdan 81.990.00 TL tahsil ettiği, davacının davalıdan (95.247 – 81.990) = 13.257 TL alacağı olduğu, bu durumda davacının, 2015 yılında kestiği 3.800 TL ve 2016 yılında kestiği fatura içeriği bilet satışı/vize hizmetlerini kanıtlaması gerektiği, Toplam 95.247.00 TL bedelli faturalar dosyaya sunulmuştur. Davacı taraıfndan düzenlenen işbu faturaların, uçak bilet/vize bedeline ilişkin olduğu görülmektedir. Davacının, yurtdışı uçak bileti hizmetini davalıya verdiği iddia edildiğine davalı da böyle bir borcunun olmadığını, buna ilişkin belgelerin dosyaya sunulmadığını itiraz dilekçesinde belirttiğine göre sadece faturaların düzenlenmiş olması ve fatura üzerine “yurt dışı uçak bilet bedeli” açıklamasının yazılması, o hizmetin davalı şirkete verildiği anlamına gelmeyecektir. Zira; bilet satışının yapıldığının kabul edilebilmesi için, davalının, davacıya bu hususta bilet satış isteminde(siparişinde) bulunması, biletin, hangi ülkeler kesildiğinin açıklanması ve böylelikle, bilet satışının gerçekleştirildiğinin, kesilen bilet suretleri ve bu biletlerin davalıya teslimine ilişkin belgenin sunulması yoluyla olması gerekecektir. Somut olayda davacı, 2016 yılında davalı şirkete 95.247.00 TL bedelli (36) adet satış faturası kesmiştir. İlk bakışta, 36 adet faturaya konu bilet satışının İspat edilmesi gibi bir durum söz konusu olmuş ise de, davalının cari hesabı incelendiğinde, 10.08.2016tarihi itibariyle davacının davalıya bakiye 5.913.37 TL borçlu olduğu, bu tarihten sonra davacının, kendisini alacaklı hale getiren toplam 55.170.37 TL tutarlı (15) adet fatura kestiği görülmektedir. Bu durumda davacı 15 adet fatura içeriği hizmeti verdiğini somut belgelerle kanıtlaması gerekmektedir, ancak ispat yükü kendisinde olan davacının alacağın varlığını yazılı belge ile ispat edemediği, yemin delilini de kullanmadığı görülmekle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; ”Öncelikle üzerinde ‘yurtdışı uçak bileti’ açıklamasının yazılması o hizmetin davalı şirkete verildiği anlamına gelmeyecektir diyerek davamızı kanıtlayamadığımızı iddia edilse de daha sonra tarafınıza sunulan beyan dilekçesinde kesilen bilet suretleri bu biletlerin hangi ülkelere hangi yolcular adına kesildiği ayrıntılı bir şekilde açıklanmış olup deliller de sayın mahkemeye sunulmuştur. Sunduğumuz delillerin yetersiz olduğu iddiasıyla hatta gerekçeli karar incelendiğinde hiç sunulmadığından bahisle davamız reddedilmiştir. Fakat elimizde mahkemenin bahsettiği hangi yolcu adına hangi ülkeye bilet kesildiğine dair belgeler tarafımızca sunulmuşsa da bunların somut görülmeyerek davanın reddedilmesi hukuka ve yasaya aykırı olmuştur. Kaldı ki sayın mahkemenin amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak olmalıyken müvekkil şirketi bu denli hak kaybına uğratması hakkaniyete de son derece aykırıdır. Kesinlikle kabul etmemekle birlikte tarafımızca faturaya ilişkin deliller dava dilekçesiyle sunulmasına rağmen yeterli görülmediyse de , amaç maddi gerçeği ortaya çıkarmaksa ayrıntılı yolcu listesi uçak biletleri gerektiğinde havayolu şirketinden de istenilmeliydi. sayın mahkemenin delillerin toplanılmasına fırsat bile vermeden karar vermesi adil yargılanmaya aykırı olup bozma sebebidir.” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” kuralı nazara alınmıştır. Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi taleplidir. Davaya konu Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının davalı aleyhine 13.257,00TL cari hesap alacağının tahsili için takip başlatığı, davalının süresi içinde cari hesabın ne olduğu, hangi alacak kalemlerini ihtiva ettiği bilgilerini içermeyen ödeme emrine, borca ve ferilerine itiraz ettiğini beyan ederek takibe itiraz ettiği, davacının yasal süresi içinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili, dava dilekçesinde delil olarak icra dosyası, ticari defter ve kayıtlar, cari hesap ekstresi, faturalar ve yemin delillerine dayanmıştır. Mahkemece 07/02/2019 tarihli duruşmada, davacı vekiline cari hesap dayanağı fatura ve irsaliyeleri hasretmesi için iki hafta kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı tarafça yerinde inceleme yetkisi talep edilmiştir. Mahkemece davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için Ankara Ticaret Mahkemelerine talimat yazılmış, alınan bilirkişi raporunda; Davacı (Alacaklı) defterlerinde davalıya (Borçlu) ait hizmet satım işlemlerini 36 adet hizmet faturası (yurtdışı uçak bilet bedeli açıklamalı) ile 2016 yılı itibariyle 120.17 Alıcılar hesabının borç kalanının toplam:95.247,00-TL olduğu Ticari defter kayıtlarından tespit edilmiştir.Davacı ( alacaklı) tarafından, Davalıdan (borçlu ) … bankası yoluyla 2016 Yılında toplam 67.990,00-TL tahsilat yaptığı tespit edilmiştir. Davacı (Alacaklı) davalıya (borçlu) 2016 Yılında hizmet satışından dolayı, davacının (alacaklı) 120.17 Alıcılar Hesabının Borç Kalanının tıcarı defterlere kaydedilen şeklı ıle 95.247,00-67.990,00=27.257,00TL bakiyesi olduğu, Davacının (alacaklı) 2017 yılında herhangi bir hizmet satışının olmadığı ve 120.17 Alıcılar Hesabının Borç Kalanı toplam 27.257,00-TL olduğu ve ticari defterlerine kaydedildiği tespit edilmistir. Davacı (alacaklı) tarafından, Davalıdan (borçlu) … bankası yoluyla 2017 Yılında toplam 14.000,00-TL tahsilat yaptığı tespit edilmiştir. Davacı (alacaklı ) Davalıdan (borçlu) tahsilatlarından sonra 27.257,00-14.000,00=13.257,00-TL alacağının kaldığı ticari defter kayıtlarından tespit edilmiştir. Mahkemece davalının ticari defterlerinin incelenmesi için alınan bilirkişi raporunda; davalı taraf defterlerini sunmadığı için inceleme yapılamamıştır. Raporda; Toplam 95.247.00 TL bedelli faturalar dosyaya sunulmuştur. Davaci tarafından davalı adına düzenlenen işbu faturaların, uçak bilet/vize bedeline ilişkin olduğu görülmektedir. Davacının, yurtdışı uçak bileti hizmetini davalıya verdiği iddia edild ğine, davalı da böyle bir borcunun olmadığını, buna ilişkin belgelerin dosyaya sunulmadığını savunduğuna göre, sadece faturaların düzenlenmiş olması ve fatura üzerine “yurt| dışı uçak bilet bedeli” açıklamasının yazılması, O hizmetin davalı şirkete verildiği anlamına gelmeyecektir. Zira; bilet satışının yapıldığının kabul edilebilmesi için, davalının, davacıya bu hususta bilet satış isteminde(siparişinde) bulunması, biletin, hangi ülkeler için ve kimin adına kesildiğinin açıklanması ve böylelikle, bilet satışının gerçekleştirildiğinin, kesilen bilet suretleri ve bu biletlerin davalıya teslimine ilişkin belgenin sunulması yoluyla olması gerekecektir. Ne var ki, davacı delilleri arasında, saydığımız bu belgeleri, sipariş formlarını, bilet satışlarına ilişkin yazışmaları, yolcu isim ve listelerini görememekteyiz. Somut olayda davacı, 2016 yılında davalı şirkete 95.247.00 TL bedelli (36) adet satış faturası kesmiştir. İlk bakışta, 36 adet faturaya konu bilet satışının ispat edilmesi gibi bir durum söz konusu olmuş ise de, davalının cari hesabi incelendiğinde, 10.08.2016 tarihi itibariyle davacının davalıya bakiye 5.913.37 TL borçlu olduğu, bu tarihten sonra davacının, kendisini alacaklı hale getiren; Toplam 55.170.37 TL tutarlı (15) adet fatura kestiği, yani davalıyı, yukarıdaki 15 adet bilet satış hizmetlerinin borçlandırdığı görülmektedir. Bu durumda davacı, yukarıda gösterilen 15 adet fatura içeriği hizmeti, davalı şirkete verdiğini somut belgelerle kanıtlaması halinde, davacı talep ettiği alacağa kavuşması mümkün olabilecektir. Az önce de belirttiğimiz gibi, davacının delilleri arasında, yukarıda saydığımız unsurların hiçbirisi bulunmamaktadır. Davacının ticari defterleri, (talimat raporunda delil niteliğinde olduğu belirtilmiş ise de), 2015-2016-2017 yılı ENVANTER defterlerini ibraz etmemesi sebebiyle, delil vasfı olma niteliğini yitirdiği. de yüce mahkemenin takdirinde bulunmaktadır.Açıklanan bu durumlar karşısında davacı, bilet satışlarını ve buna ilişkin vize hizmetlerini, somut belgelerle ispat edemediğinden alacağın tespitine varılamamaktadır.” şeklinde mütalaa olunmuştur. Davacı vekili, rapora karşı beyan dilekçesinde, defterlerin yerinde incelenmesi için talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir. Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “… Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir…” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyette olup, mahkemece yapılacak yargılamada belirtilen bilgiler doğrultusunda davacının alacağını ispatla yükümlü olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, davalı taraf davaya cevap vermemiş, ihtara rağmen defterlerini ibraz etmemiştir. Mahkemece davacının ticari defterlerinin incelenmesi için talimat yazılmış ise de; yazılan talimatta hangi dönemleri içeren hangi dönemlere ilişkin ticari defter ve kayıtların incelenmesi konusunda açıklık bulunmamaktadır. Mahkemece davacı şirketin merkezinin bulunduğu Ankara Nöbetçi Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak usulüne uygun ve hangi dönemleri içren hangi dönem/dönemlere ilişkin ticari defterlerinin incelenmesi konusunda açık ve belirli şekilde ara karar ihdas edilmesi, talep halinde mali müşavir bilirkişisine HMK 278/4 maddesi uyarınca yerinde inceleme yetkisi verilmesi, akabinde davacının şirket merkezinde ticari defter ve kayıtlar üzerinde kök rapor sunan bilirkişiden ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan sebeplerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine dair karar verilmesi kanaatiyle aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/478 E. 2019/1171 K. Sayılı 05/12/2019 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/05/2023