Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1467
KARAR NO: 2021/382
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/438
KARAR NO: 2019/404
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
DAVA: Hayat Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’in 31/01/2018 tarihinde … A.Ş. Caddebostan Şubesinden toplam 50.000,00 TL tutarında ihtiyaç kredisi kullandığını, kredi işlemleri sırasında davalı … A.Ş.’ye ait … başlıklı Kredi Grup Hayat Sigortası Sertifikası yaptırıldığını, müteveffa …’in kendisine tahsis olunan kredi tutarını, sigorta prim tutarının kesilmiş haliyle kullandığını, …’in 24/05/2018 tarihinde vefatı sonrasında davacı müvekkillerin kendisine ait tüm borçları tasfiye ettiğini, bu kapsamda …’in …’a ait bakiye kredi borcunu da tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla 48.873,27 TL olmak üzere ödediğini, akabinde davalıya başvuruda bulunduklarını, ancak davalı tarafından müteveffanın 19/09/2015 tarihinde ‘Aterosklerotik Kalp Hastalığı’ tanısı aldığı, ölüm nedeni ile bu hastalığı arasında tıbbi açıdan illiyet bağı bulunduğu, müteveffanın ölümü sırasında hastalığından bahsetmediği bu nedenlerle vefat tazminatının ödenmeyeceğinin bildirildiğini beyanla; davanın kabulü ile davalının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı müvekkillerine müştereken 50.000,00 TL vefat tazminatı ödemesine, ödenecek bu tutara vefat tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizin işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … A.Ş. ile müteveffa arasında imzalanan davaya konu sigorta poliçesi bulunduğunu, … poliçe numaralı dosyanın Kredi Grup Hayat Sigortası Formunda ‘Lehtar Bilgileri’ başlığı altında … A.Ş. Caddebostan şubesi Dain-i Mertehin olarak tanımlandığını, bu sebeple davanın bankadan izin alınmadan açılmasının usule aykırı olduğunu, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, … no’lu poliçe uyarınca müteveffa poliçe tanziminden önce var olan ve ölümüne sebebiyet veren hastalığını müvekkil şirkete sigorta sözleşmesi kurulmadan önce veya sigorta süresi içerisinde beyan etmediğini beyanla; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/438 E. 2019/404 K. sayılı 16/10/2019 tarihli kararı ile; “…davacılar ile davalı arasındaki davaya konu hukuki ilişki hayat sigorta poliçesine dayandığından, hayat sigorta ilişkisinin tüketici işlemi niteliğinde olduğundan, tüketici işlemlerinden doğan davalara bakma görevi Tüketici mahkemelerine ait olduğu…” gerekçesiyle davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, kredim güvende hayat sigorta sertifikası kapsamında murisin kredi borcundan kaynaklanan sigorta teminatının sigorta şirketinden tahsili istemidir. Sigortalı muris …’in dava dışı … A.Ş.’den ihtiyaç kredisi kullandığı, sigortalı murisin kullandığı kredi nedeniyle, davalı tarafından 31/01/2018-28/02/2022 tarihleri arasında geçerli tüketici kredisi grup hayat sözleşmesi sertifikası düzenlendiği, … Bankası A.Ş.’nin dain mürtehin olarak yer aldığı poliçede vefat teminatının her yıl için ayrı ayrı belirlendiği anlaşılmıştır. Sigortalının 24/05/2018 tarihinde vefatı nedeniyle davalı sigorta şirketine yapılan başvuru reddedildiğinden, sigortalının yasal mirasçıları tarafından vefat tazminatının ödenmesi istemiyle dava açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde düzenlenmiş, 3. maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, tüketici işlemi ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 73/1 bendinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 73/4 bendinde tüketici mahkemelerinde görülecek davalarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Altıncı Kısmında yer alan basit yargılama usulüne göre yürütüleceği belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engelleyemeyeceğine işaret edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, murisin kullandığı kredi tüketici kredisi olduğu için görevli mahkeme tüketici mahkemesi olup İlk Derece Mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur. Davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde olmadığından 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15.04.2021