Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1464 E. 2023/769 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1464
KARAR NO: 2023/769
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/360 Esas
KARAR NO: 2019/962 Karar
KARAR TARİHİ: 08/10/2019
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile;” Müvekkilinin alıcı ve sovtaj değeri oluşturmak isteyen taraflar arasında elektrik ortamda ihale ilan platformu ile aracılık sağlayan bir şirket olduğunu, davalı yan ile işbu platformda hizmet sunmak ve karşılığında davalı yanın vereceği teklif ile ihaleyi alması neticesinde ödenecek sovtaj bedeli konusunda hak ve yükümlülüklerin düzenlendiği bir ihale hizmet sözleşmesi imzalandığını, ancak davalı yanca sözleşme hükümlerine aykırı davranıldığı için müvekkil firma zarara uğradığını, sözleşmeye göre alıcı olan davalının kendisine verilen alıcı şifresini kullanarak verilen tekliflerden sorumlu olduğunu, yine sözleşme gereği alıcının Autogong platformuna teklif verdiği aracı 45 gün içinde almakla yükümlü olduğunu, sovtaj bedelini yatırıp araç devrini almak zorunda olduğunu, ilgili bedelin belirlenen süre içinde yatırılmaması halinde alt teklif sahibine dönülerek ilgili aracın verileceğini veya yeniden ihale edilip arada oluşacak farkın alıcının teminatından kesileceğini, teminatın yetmemesi durumunda aradaki farkı da alıcının karşılayacağı belirlenerek davalı ile sözleşme imzalandığını, sözleşme karşılığı davalı tarafından … ve … plaka sayılı araçlar için teklif verilmiş olmasına rağmen daha sonra teklifin değerlendirilmediğini, davalının teklif verdiği araçlar için belirlenen süre içinde davalının ödeme yapmadığını, sovtaj bedelini ödemeyen davalı yanın ödemekle yükümlü olduğu araç bedeli arasındaki fark olan 18.592,00-TL nin tahsili amacı ile davalı borçlu yana başvurulduğunu ancak yapılan görüşmeler sonuçsuz kalınca İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davalı taraf, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili 26/04/2019 tarihli duruşmadaki beyanında, dava konusu icra dosyasına itirazda bulunduklarını, itirazlarını tekrar ettiklerini, davacı tarafa borçlarının olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Huzurdaki davada davacının alıcı ve sovtaj değeri oluşturmak isteyen taraflar arasında ihale ilan platform ile aracılık yapan bir şirket olduğu anlaşılmaktadır. Bu anlamda davalı ile hizmet sözleşmesi imzalamış, sözleşmeye göre alıcı olan davalının kendisine verilen alıcı şifresini kullanarak verilen tekliflerden sorumlu olduğu. Yine sözleşme gereği alıcının Autogong platformuna teklif verdiği aracı 45 gün içinde almakla yükümlü olduğu. Sovtaj bedelini yatırıp araç devrini almak zorunda olduğu. İlgili bedelin belirlenen süre içinde yatırılmaması halinde alt teklif sahibine dönülerek ilgili aracın verileceğini, veya yeniden ihale edilip arada oluşacak farkın alıcının teminatından kesileceğinin kararlaştırıldığı. Sözleşme gereği teminatın yetmemesi durumunda aradaki farkı da alıcının karşılayacağı belirlenerek davalı ile sözleşme imzalandığı yanlar arasında ihtilafsızdır. Dava konusu … plaka sayılı araç 2015 model, … marka … tipinde otodur. Davacı … Hizmetleri Ltd.Şti. tarafından söz konusu hasarlı araç 07.12.2015 tarihli noter satış sözleşmesi ile 34.200,-TL bedel ile satın alınmıştır. Dosya içindeki 20.10.2015 tarihli ihale bilgilerinde, davalı … tarafından en yüksek teklif 34.200-TL olarak verilmiş olduğu, davacı tarafın da bu bedel ile aracın satın alınmış olduğu görülmektedir. İhaldeki ikinci teklif 29.200-TL dır. Davacı tarafından söz konusu araç 14.12.2015 tarihinde 27.800.-TL bedel ile satılmıştır. Bu satış durumda davacının zararı 34.200 – 27.808 = 6.392.-TL olmuştur. Dava konusu 2. Araç … plaka sayılı 2015 model, … marka, … tipinde otodur. Dava konusu araç davacı tarafından 26. U.2015 tarihli noter satış sözleşmesi ile 75.000.-TL bedel ile satın alınmıştır. Söz konusu araç ile ilgili yapılan ihale işleminde en yüksek teklif davacı tarafından 75.000.-TL olarak verilmiş, araç davacı tarafından bu bedel ile satın alınmıştır. Daha sonra verilen yüksek teklif 66.850.-TL dır. Davacı tarafından araç 17.12.2015 tarihinde bir başka alıcıya 62,800.-TL bedel ile satılmıştır. Davacının bu satış nedeni ile zararı; 75.000 – 62.800 = 12.200,-TL olmuştur. Bu durumda davacının her iki aracın satışından dolayı zararı: 6,392 + 12.200 = 18.592,-TL olduğu belirlenmiştir. Taraflar arasından yapılan sözleşmenin 3.9 maddesinde, ” birinci teklif sahibinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, alıcı ikinci, üçüncü veya daha alt sıralamada teklif sahibi olduğu halde aracı vermiş olduğu teklif bedelinden bu süre içine almakla yükümlü olduğu, belirtilmektedir. Bu durumda davalının teklif edinimini yerine getirmemiş olması halinde sorumlu olduğu tutarın bir sonraki teklif bedeli ile arasındaki fark olması gerekmektedir. Aracın daha alt bedelden satılmasından davalı sorumlu olmayacaktır. Bu durumda davalının sorumlu olduğu tutarlar, … plaka sayılı araç için ikinci teklif 29.200-TL olduğundan ve davacı tarafından 34,200.-TL teklif verildiğinden fark; 34.200 – 29.200 = 5.000-TL dir. … plaka sayılı araç için ikinci teklif 66.850-TL olup davacı tarafından 75.000-Tl teklif edildiğinden aradaki fark; 75.000- 66.850 = 8.150.-TL olduğundan davalının toplam sorumluluğu; 5.000 +8.150-13.150-TL olarak bulunmuştur. ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 13.150,-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine, %20 icra inkar tazminatı tutarı alacak likit olmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiğini, davacı tarafından yatırılan teminat senedinin geri alınması sözleşmenin feshedildiğini açıkça gösterdiğini, ayrıca davacı tarafça ileri sürülen belgelerin gerçek olup olmadığı araştırılmadan hükme esas alınması hukuka aykırı olduğu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, ihale hizmet sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğranılan zararın tazmini amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının sözleşmeden kaynaklı uğranılan zarara istinaden 18.592,00 TL asıl alacak, 487,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.079,87 TL alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, taraflar arasında imzalanan ihale hizmet sözleşmesi uyarınca en yüksek teklifte bulunan davalının teklifi üzerine ihaleye konu … ve … plakalı araçları davacı tarafından satın alındığı, ancak ihale bedeli davalı tarafça yatırılmadığından davacının söz konusu her iki aracın satışından dolayı toplam 18.592,00 TL zarar ettiği, davacının uğradığı zarardan, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.9 maddesi uyarınca ” davalının teklif edinimini yerine getirmemiş olması nedeniyle bir sonraki teklif bedeli ile arasındaki farktan kaynaklanan toplam 13.150,00 TL kısmından sorumlu olduğu görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiğini, davacı tarafından yatırılan teminat senedinin geri alınması sözleşmenin feshedildiğini açıkça gösterdiğini savunmuş ise de teminat senedinin iade edilmiş olması sözleşmenin feshedildiği anlamına gelmediği gibi sözleşmenin karşılıklı feshedildiği davalı tarafça ispata elverişli yasal delillerle ispatlanamadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin diğer bir istinaf nedeni; davacı tarafça ileri sürülen belgelerin gerçek olup olmadığı araştırılmadan hükme esas alınması hukuka aykırı olduğu ileri sürmüş ise de davacının zararın dayanağını oluşturan ve dosyaya ibraz edilen noterlikçe düzenlenen araç satış sözlemeleri ile ihale teklif bedelleri dava dilekçesini ekinde dosya sunulduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda söz konusu belgeler incelerek, belgeler üzerinde davacının zararı hesaplandığı, davalı vekilinin söz konusu belgelere ve bilirkişi raporuna itirazı bulunmadığı görülmüştür. Bu itibarla HMK 357. Maddesi uyarıncaa bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar istinaf inceleme konusu yapılamayacağından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi değerlendirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar harcından, davalı tarafından yatırılan 225,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 45,10 TL’ nin istemi halinde davalı tarafa iadesine,4-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/05/2023