Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1440 E. 2021/166 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1440
KARAR NO : 2021/166
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/83 Esas
KARAR NO : 2019/1167
KARAR TARİHİ: 31/10/2019
DAVA: TAZMİNAT (İşyeri Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 17/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Mah. … Cad. … Sitesi … AG/PK:34235 adresinde bulunan … San. Ltd. Şti. müvekkil şirket nezdinde … no’lu “Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olduğunu, 31.08.2015 tarihinde; sigortalı işyerinin bulunduğu işyerinde depo tavanında floresan lambasından şase/ark yapması sonucu alev çıkması ve altında bulunan ipliklere sirayeti sonucu sigortalı işyerinde maddi hasar meydana geldiğini, dava dışı sigortalının davalı ile arasında kira sözleşmesi düzenlendiği, davaya konu haksiz fiil sonucu düzenlenen ekspertiz raporunda; meydana gelen hasarın toplam 147.186,16 TL tutarında olduğunun belirlendiğini, söz konusu hasar tazminatının …. San. Ltd. Şti. hesabına 147.186,16 TL 12.10.2015 tarihinde müvekkil şirket tarafından ödendiğini, müvekkil şirketin TTK’nun 1472. Maddesi gereği sigortalının haklarına halef olduğunu beyanla 147.186,16 TL’nın ödeme tarihi olan 12.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; yangının dava dışı sigorta ettirenin yanlış istifleme ve aydınlatma akşamının bakımsızlığından kaynaklı ihmal ve ihtiyatsızlık ile meydana geldiğini, dava dışı sigorta ettirenin tam kusurlu olduğunu, dava dışı firma ile müvekkili şirketin arasında kira sözleşmesinin 2. Maddesine göre “kim sözleşmesi devam ettiği müddetçe mecur ve eklentilerinde meydana gelebilecek her pü hasar ve arızalar kiracı tarafından giderilecek olup, bu hususlardan dolayı hiçbir nam ve miktisda kiralayandan talep ve rücuda bulunamaz” ifadesinin yer aldığını, yangının floresan lambanın şase/ark yapmış olmasından meydana geldiğinin sabit olduğunu, müvekkilinin de dava dışı firmanın kullanımında olan mecurdaki floresan lambaların kontrol ve bakım sorumluluğu yukarıda zikredilen kira sözleşmesi gereği bulunmadığına göre müvekkili şirketten ödenen tazminatın rücuen hukuken tahsil edilemeyeceğini beyanla davanın reddinin savunduğu anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Davacı … şirketinin sigortalısının kullanımında olan işyeri “Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olup, 31.08.2015 tarihinde; sigortalı işyerinin bulunduğu işyerinde yangın çıkması sonucu sigortalı işyerinde maddi hasar meydana gelmiş, davacının sunduğu ekspertiz raporunda meydana gelen hasarın toplam 147.186,16 TL tutarında olduğunun belirlenmiştir. Davacı … şirketi hasar bedelini sigortalısına ödedikten sonra, TTK’nun 1472. Maddesi gereği sigortalının haklarına halef olduğunu beyanla ödediği hasar tazminatının davalılara rücu edilerek tahsilini talep etmiştir. Taraflar arsındaki uyuşmazlık konularında bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporda vaki yangın sonucu ortaya çıkan zararda sorumlulukların belirlenebilmesi bakımından; sigortalı işyerine ait onaylı elektrik tesisat projesinin dava dosyasına tevdii sonrası nihai değerlendirmenin ek raporda yapılabileceği kanaati bildirilmiş, mahkememizce taraf vekillerince bildirildiği şekelde … müzekkereler yazılmışsa da sigortalı işyerine ait onaylı elektrik tesisat projesi temin edilemediğinden, dosyanın geldiği aşama itibariyle mevcut delillere göre ve tarafların ispat yükümlülüklerine göre önceki ara kararlar doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak ek rapor hazırlanması için dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş, bilirkişi heyetinden alınan 2.ek raporda sonuç olarak; dosyadaki mevcut belge ve bilgiler birlikte irdelenip değerlendirildiğinde, depoyu kiralayan kooperatif yönetiminin yangının meydana gelmesinde her hangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, kiracının depoyu boş teslim aldığı tüm dekorasyon ve demirbaşlarının kendi kullanımına göre dizayn ettirdiği belirlendiğinden, davalının yangının çıkmasında her hangi bir sorumluluğu ve kusurunun bulunmadığı kanaati bildirilmiştir. Mahkememizce hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporuna itibar edilerek, davalının kusurunun ispatlanamadığı anlaşılmakla, davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içide sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hüküm altına alınan kararın eksik inceleme ile kurulduğu, , bilirkişi raporuna yapılan itirazların değerlendirilmediği, kusurun belirlenebilmesi için elektrik tesisatının kim tarafından yapıldığının açıklığa kavuşturulması gerektiği, binaya ilişkin elektrik tesisatının proje bilgilerinin ilgili belediyeden sorulması gerektiği bina maliki olan SS. Tekstilkent… Kooperatifinin de TBK 69 maddesi uyarınca sorumlu olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, “ İş yeri Sigorta Poliçesi” kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava dışı sigortalı …San Ltd Şti ile davalı arasında 20.10.2013 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği, kira kontratının 2. Maddeside ” kira sözleşmesi devam ettiği müddetçe mecur ve eklentilerinde meydana gelebilecek her türlü hasar ve arızalar kiracı tarafından giderilecek olup, bu hususlardan dolayı hiçbir nam ve miktarda kiralayandan talep ve rücuda bulunamaz ” hükmünün yer almaktadır.Davaya konu (GD3/zemin/bağımsız bölüm 10) taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde; tam hisse ile dava dışı … adına kayıtlı olduğu belirtilmektedir.Mahkemece davaya konu hasar ve bu hasar ile ilgili olarak tarafların kusur durum ve oranının araştırılmasına yönelik bilirkişi heyeti oluşturulmuş olup düzenlenen kök ve ek raporlarda yangının depodaki diğer emtialara sirayet etmesinde ve hasarın artmasında, dava dışı sigortalının ilgililerince itfaiye ye geç haber verilmesinin etkili olduğu, vaki yangın sonucu ortaya çıkan zararda sorumlulukların belirlenebilmesi bakımından, sigortalı iş yerine ait onaylı elektrik tesisat projesinin tevdiinden sonra değerlendirme yapılabileceği belirtilmiş, bu hususta mahkemece… A.Ş. Ye yazılan müzekkereye verilen cevapta ise onaylı elektrik tesisat projesinin temin edilemediği yönünde bilginin yer aldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetince düzenlenen 2. Ek raporda ise depoyu kiralayan kooperatif yönetiminin yangının meydana gelmesinde herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı , kiracının depoyu boş teslim aldığı tüm dekorasyon ve demirbaşların kendi kullanımına göre dizayn ettirdiği belirlendiğinden davalının yangının çıkmasında herhangi bir sorumluluğu ve kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir. Tarafların sıfatı, poliçenin niteliği, halefiyet ilkesinin özellikleri de göz önünde bulundurularak, öncelikle mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının incelenmesi gerekmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.6100 Sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup re’sen dikkate alınmalıdır. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Esas NO: 2017/983 Karar NO: 2019/9857 sayılı kararı) Somut olayda; davacı, 31.082015 tarihinde dava dışı sigortalı iş yerinin bulunduğu deponun tavan kısmında yer alan florasan lambadan şase/ark yapması sonucu alev çıktığı, altında yer alan ipliklere alevlerin sirayet ettiği ve yangına sebebiyet verildiği , iş yerinde meydana gelen hasar nedeniyle yapılan ödemenin tazmini TBK madde 69 uyarınca yapımdaki bozukluktan dolayı zararın meydana geldiği iddiasına dayanmış olup, dava dışı sigortalı ile davalı arasında 20.10.2013 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlenmiştir.6100 Sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de kira sözleşmelerinden kaynaklı uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmekle; , bu davaya bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle sair husular incelenmeksizin kabulü ile, HMK 353.1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf talebinin esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜ ile, HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2016/83 Esas, 2019/1167 Karar ve 31/10/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,2-HMK’nun 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca görevsizlik (davanın usulden reddi) kararı verilerek dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi kararı verilmek üzere mahkemesine İADESİNE 3- Davacı tarafça başvuru tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca yatırmış olduğu istinaf başvuru harcının HAZİNEYE irat kaydına, 4-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından talep halinde kendisine iadesine,5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,7-HMK’nun 362/1-c maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17/02/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.