Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1423 E. 2023/494 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1423
KARAR NO: 2023/494
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/12/2019
ESAS NO: 2018/106
KARAR NO: 2019/1099
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/08/2018
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Müvekkili şirket ile davalı arasında hizmet alım satımı kapsamında ticari ilişki olduğunu, bu kapsamda davalı ve davalı şirkete devrolan … Turizm Ltd. Şti arasında yazılım bakım ve destek sözleşmelerinin imzalandığını, müvekkilinin sözleşme kapsamında üstlendiği tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ve yerine getirdiği hizmetlere karşılık fatura düzenleyerek davalıya tebliğ ettiğini, davalı tarafın söz konusu fatura bedellerini ödemediğini, faturaya konu malların davalı tarafından teslim alındığını, müvekkili tarafından davalıya borcun en geç 3 gün içerisinde ödenmesi ihtarını içerir ihtarname gönderilmiş ise de borcun ödenmediğini, bu nedenle müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı şirketten hizmet almadığını, davacı tarafça gönderilen faturaların noter ihtarnamesiyle iade edildiğini, icra takibin haksız olarak başlatıldığını, müvekkili tarafından gönderilen yazılar ile taraflar arasındaki sözleşmelerin sonlandırıldığını, davacı şirket tarafından bilgi işlem ve iletişim ağlarının kapatıldığını ve müvekkiline iptal tarihleri itibariyle başkaca hiçbir hizmet verilmediğini ancak davacı tarafından sözleşmelerin feshi ile ilgili süreler nazara alınarak hizmet verilmese dahi sözleşmenin yenilendiği gerekçesiyle faturalar düzenlendiğini, müvekkilinden almadığı bir hizmetin bedelinin talep edildiğini beyanla davanın reddine davacı aleyhine alacağın %20si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında 26/03/2013, 20/11/2014, 11/09/2006, 28/06/2013, 25/07/2013 ve 28/07/2010 tarihli yazılım bakım ve destek sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşmelerin konusunun davalının, sözleşme ekinde belirtilen yazılımlarının bakım, eğitim ve/veya destek hizmetlerinin verilmesine ilişkin olduğu, davacının sözleşme ekinde yer alan yazılımlar için 365 gün 24 saat prensibi ile telefon desteği vermek, acil servis çağrısı aldığında en geç 2 saat içerisinde yetkili bir uzmanı ile telefonla ya da uzaktan bağlantı ile müdahale ederek destek vermek ve gerekirse soruna yerinde müdahale ile destek vererek çözmekle yükümlü olduğu, sözleşmenin her birinde aylık yazılım, bakım ve destek bedelinin belirtildiği, bilirkişi raporunda davacının kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre en son olarak 09/03/2016 tarihinde davalı tarafından destek talebi kaydının açıldığı ve davacı tarafından bu talebe karşılık hizmetin verildiğinin, yine fatura konusu dönemlerde de alınan destek talepleri üzerine davacı tarafından hizmetin verildiğinin tespit edildiği, her ne kadar davacı taraf sözleşmelerinin feshedildiği ve hizmetin verilmediği iddiasında bulunmuş ise de, son destek hizmeti tarihinin fatura tarihleri ile uyuştuğu ve hizmetin verildiği kanaatine varılmış olup, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından ve iade faturaları da faturaya itiraz süresi olan 8 günlük süreden sonra düzenlenerek davacı tarafça da kayıtlarına alınmadığından hizmet faturalarına ilişkin alacağın kabulüne, mal teslimine ilişkin faturadaki alacağın ise …’ın davalı çalışanı olmadığı ve fatura konusundaki malın davalı veya çalışanına teslim edildiği ispat edilemediğinden(680.02TL) reddine karar verilmiş, kabul edilen alacak miktarı likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile takibe itirazın 18.482TL yönünden iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen kısım yönünden kabul kararı verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava hizmet sözleşmesinden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 19.162,02 TL alacak üzerinden takibe geçildiği, takibe dayanak olarak sözleşmeler, sözleşmeye dayalı faturalar, hesap ekstreleri ve ihtarname gösterildiği, davalının takibe borçlu olunmadığı, hizmet verilmeyen döneme ilişkin fatura kesildiğinden bahisle süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş olup davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuş, davacı taraf da reddedilen 680,02TL kısım yönünden katılma yoluyla istinaf itirazlarını sunmuştur. Davacının katılma yoluyla istinaf itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2. maddesinde “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.”, aynı yasanın “Parasal sınırların artırılması” üst başlığı ile Ek Madde 1’de, “(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz. (2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükümleri yer almaktadır. İstinaf incelemesine konu kararın verildiği tarih 04/12/2019 olup mahkemece davanın 680,02 TL yönünden reddine karar verilmiştir. Kararın verildiği tarih itibariyle istinaf kanun yoluna başvuru için parasal sınır 4.400,00 TL olarak belirlenmiştir. Yani bu miktarın altında olan kararlar kesin olup, istinafa konu kararın verildiği tarih itibariyle kesin olduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1.b maddesi gereğince, istinaf mahkemesince karar verilir. Açıklanan yasal düzenlemeler gereğince, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir. Davalının istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Taraflar arasında 26/03/2013, 20/11/2014, 11/09/2006, 28/06/2013, 25/07/2013 ve 28/07/2010 tarihli yazılım bakım ve destek sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşmelerin konusunun davalının, sözleşme ekinde belirtilen yazılımlarının bakım, eğitim ve/veya destek hizmetlerinin verilmesine ilişkin olduğu, davacının sözleşme ekinde yer alan yazılımlar için 365 gün 24 saat prensibi ile telefon desteği vermek, acil servis çağrısı aldığında en geç 2 saat içerisinde yetkili bir uzmanı ile telefonla ya da uzaktan bağlantı ile müdahale ederek destek vermek ve gerekirse soruna yerinde müdahale ile destek vererek çözmekle yükümlü olduğu, sözleşmenin her birinde aylık yazılım, bakım ve destek bedelinin belirtildiği görülmektedir.Mahkemece mali müşavir bilirkişi ile bilgisayar mühendisi bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; taraflar arasında 6 adet yazılım bakım ve destek sözleşmesi imzalandığını, sözleşme bedellerinin her bir sözleşmede belirtildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler gereği verilecek destek için davalı tarafından www…com.tr isimli internet sitesi üzerinden açılan servis kayıtlarının davacının sistemine düştüğünü, işin sistem üzerinden takip edildiğini ve tamamlandığını, davalı tarafından telefonla bildirilen servis kayıtlarının ise davacı personeli tarafından sisteme kaydedilerek işin sistem üzerinden takip edildiğini ve tamamlandığını, davacının sistemi üzerinde en sonuncusu 09/03/2016 tarihinde olmak üzere destek hizmeti verdiğine dair kayıtların olduğunu, teknik destek hususunun davalının talebine bağlı olduğunu ve davalı tarafından herhangi bir servis çağrısı açılması halinde davacının teknik destek vermesi gerektiğini, bu nedenle hizmetin her gün için aynı kapsamda verilmesinin mümkün olmadığını, davacının aylık ücreti hakedebilmesi için herhangi bir teknik destek sınırı olmadığını, davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacı tarafından düzenlenen faturaların defterlerde kayıtlı olduğunu ve takip tarihi itibariyle davacının kendi kayıtlarına göre davalıdan 19.162,02 TL alacaklı olduğunu, davalının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacı tarafından düzenlenen faturaların, 20/08/2015 tarihli ve 680,02 TL bedelli olan hariç olmak üzere, defterlerde kayıtlı olduklarını ancak davalı tarafından 29/12/2017 tarihinde aynı bedelli iade faturaları düzenlenerek cari hesaptan düşüldüğünü ve davalının kendi kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacıya borçlu olmadığını, davalı tarafından düzenlenen iade faturaların davacının kayıtlarında yer almadığını, davalının kayıtlarında yer almayan 680,02 TL tutarlı faturanın içeriğinin mal olduğunu ve sevk irsaliyesine göre söz konusu malın … imzasına teslim edildiğini, davalının iade faturalarının davacının faturalarından yaklaşık 1 yıl sonra düzenlendiğini tespit ve beyan etmiştir. 6102 sayılı TTK’nin 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “… Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nin m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır… borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nin 222. (6762 sayılı TTK’nin 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Davaya konu somut uyuşmazlıkta, bilirkişi raporu ile fatura konusu dönemlerde alınan destek talepleri üzerine davacı tarafından hizmetin verildiğinin tespit edildiği, son destek hizmeti tarihinin fatura tarihleri ile uyuştuğu ve hizmetin verildiği, davacı tarafça düzenlenen hizmet faturalarının davalı tarafça ticari defterlerine kayıt edildiği, 1 yıl sonra davalı tarafça dava konusu faturalara yönelik iade faturaları düzenlediği, davalı tarafça faturalara 8 günlük sürede itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı, bu bağlamda; Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere alacaklının HMK’nin 222. (6762 sayılı TTK’nin 84. ve 85.) maddesi uyarınca hizmet faturalarına yönelik alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılarak mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca reddine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca REDDİNE 3-Harçlar Kanunu gereğince istinafa başvuranlar tarafından yatırılan başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,5 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 315,62 TL’nin mahsubu ile bakiye 135,72 TL’nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuranlar üzerinde bırakılmasına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın istinafa başvuranlara ilk derece mahkemesince iadesine, 8-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/03/2023