Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1413 E. 2023/720 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1413
KARAR NO: 2023/720
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1371 Esas
KARAR NO: 2017/1340
KARAR TARİHİ: 08/11/2017
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; temlik eden davacı banka ile müflis şirket arasında 18/11/2015 tarihli ve 13.300.000 Euro bedelli GKS imzalandığını ve müflis şirketin davacı bankadan kredi kullandığını, ancak GKS’nden doğan yükümlülüklerine müflis şirketin uygun davranmadığını ve kredi borcunu ödemediğini, davacı tarafından müflis şirkete kullandırılan kredinin Beşiktaş … Noterliği’nin 27/10/2008 tarih ve … yevmiye numaralı kredi kat ihtarnamesi ile kat edildiğini ve müflisin de 4/11/2008 tarihinde temerrüde düştüğünü, ancak İstanbul 10. ATM’nin 2007/907 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 13/12/2007 tarihli tedbir kararı dolayısıyla müflise karşı takibe geçilemediğini, müflisin 14/04/2014 tarihinde iflas etmesi sonucu davacının alacağını müflisin iflas masasına bildirdiğini, şirketin iflas tarihi itibariyle müflis şirketten 3.592.224,04 Euro (iflas tarihindeki TCMB efektif satış kuru 2.9516 üzerinden) karşılığı 10.602.808,48 TL + 51.673,09 TL(BSMV) olmak üzere toplam 10.654.481,57 TL alacağı bulunduğunu, iflas idaresinin 03/10/2015 tarihli kararı ile davacı tarafından müflisin iflas masasına bildirilmiş olan alacağın reddine karar verildiğini, öncelikle davacı bankanın iflas idaresince reddedilen 10.654.481,57TL alacağı ile ilgili olarak müflis şirket 2. Alacaklılar toplantısına katılması yönünde karar verilmesini ve akabinde yapılacak yargılama sonucu davacı bankanın fazlaya ilişkin her türlü hakkı saklı kalmak kaydıyla iflas idaresince reddedilen 10.654.481,57 TL alacağının kabulü ile müflis şirket iflas masasına kaydının yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı iflas idaresi vekili cevap dilekçesi ile; davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği hususların iflas idaresinin red kararı göz önüne alındığında yerinde olmadığını, Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin Türkçe ve İngilizce versiyonu olarak tanzim edilmiş ise de matbu şekilde tanzim edilen kredi sözleşmesinin İngilizce versiyonunun doldurulduğunu, Türkçe versiyonunun çizilerek boş bırakıldığını, dolayısıyla da bu hali ile sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edilemeyeceğini, zira sözleşmenin 60. Maddesinde Türkçe versiyonun esas alınacağı belirtilmiş olmakla, Türkçe versiyonunda herhangi bir isim ve kredi miktarı belirtilmediğinin açık olduğunu, bu nedenle de sözleşmenin borçlu şirketi bağlayıcı bir özelliği olmadığını belirterek haksız ve yersiz açılan işbu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalı müflis şirketin temlik eden davacı bankadan kullanmış olduğu krediyi geri ödememesi sebebiyle hesabın kat edildiği, iflas tarihi itibariyle temlik eden davacı bankanın davalı müflis şirketten 10.048.235,70TL alacaklı durumda olduğu, bu alacağın iflas masasına kaydı gerektiği, yargılama devam ederken temlik eden davacı banka tarafından söz konusu alacağın dava dışı temlik alan …’ye alacağın temlik edildiği, bu itibarla HMKnun 125/2 mad uyarınca temlik alanın davacı yerine geçtiği ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün 2014/7 sırasında tasfiye işlemleri yürütülen müflis … Ticaret A.Ş’nin 1 kayıt kabul nosu ile alacak başvurusunda bulunan temlik eden … yerine temlik alan … A.Ş’nin müflis şirketten 10.048.235,70TL alacaklı olduğu anlaşıldığından söz konusu alacağın iflas masasına alacak olarak kayıt ve kabulüne, kalan kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı iflas idaresi vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; mevzuatta Türkçe kullanmanın 805 sayılı Kanun uyarınca bir zorunluluk olduğu, dava konusu olayda genel kredi sözleşmesinin Türkçe ve İngilizce olarak düzenlenmesine karşın, kredi sözleşmesinin İngilizce versiyonunun doldurulduğunu, Türkçe versiyonunun çizilerek boş bırakıldığını bu nedenle sözleşmenin ve gönderilen hesap katının bu haliyle geçerli kabul edilemeyeceğini ve müflis şirketi bağlayıcılığı bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul … İcra İflas Dairesi’nin … İflas sayılı dosyası üzerinden gönderilen 25/11/2014 tarihli cevabı yazıda; davalı … Tic. A.Ş.’ hakkında İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/134 E. sayılı dosyasından 14/04/2014 tarihinde iflas kararı verildiği, davacı tarafından müflis şirket masasına (1) kayıt numarası ile 10.654.481,57 TL alacak kaydı yaptırıldığı, iflas idaresince alacağın tamamı reddedildiği, tanzim edilen sıra cetvelinin 30/10/2014 tarihinde … Gazetesinde ve 04/11/2014 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlandığı, masrafı yatırıldığından sıra cetveli ilanı ve masa kararı davacı vekiline 24/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği, 15 günlük hak düşürücü sürenin son günü son günü 8/11/2014 günü cumartesi günü haftasonu tatiline denk gelmesi nedeniyle işbu davanın 10/11/2014 günü yasal süresi içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Temlik eden davacı banka ile ile müflis şirket arasındaki ticari ilişkinin belirlenmesi ve iflas tarihi itibariyle davacının alacağının tespiti noktasında bankacı, mali müşavir ve hukukçu bilirkişinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 14/07/2017 tarihli raporda ” …Temlik eden davacı banka İstanbul Merkez Şubesi’nde yerinde inceleme yapılarak banka kayıtları incelendiği, banka ile davalı müflis şirket arasında 18 Kasım 2005 tarihinde 13.300.000 Euro limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin tip sözleşme olduğu, ancak her bir sayfasının ayrılmış 2 sütun halinde, sol sütun Türkçe, sağ sütun İngilizce olarak düzenlendiği, sözleşmenin maktu olarak düzenlenmiş olan her iki bölümünde de tarafları ve limit tutarlarını gösteren kısımların boş bırakıldığı, boş bırakılan bu kısımların Türkçe bölümünde çizildiği, İngilizce bölümünün ise el yazısıyla doldurulduğu, sözleşmenin tüm sayfalarının alt kısmında mülfi şirketin kaşesi ve yetkilisi imzalarının bulunduğu, söz konusu sözleşmeye ve müflis şirketin 12/12/2007 tarihli talep yazısına istinaden, davacı banka tarafından müflis şirket lehine daha önce kullanıdrılmış bulunan ihracata hazırlık kredisinin 1.800.000 Euroluk kısmının vadesinin yenilendiği, vadesi yenilerek kullandırılan bu kredinin, yıllık Eurobor+%3 faizli olduğu, yani Eurobor faizlerinin üzerine %3 ilavesiyle bulunacak oran üzerinden faiz işletileceği,Müflis şirketin, kredi sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia eden davacı banka tarafından, Beşiktaş … Noterliği marifetiyle çekilen, 27.10.2008 tarihli ihtarname ile ile müflis şirketin kredi hesabı kat edildiği, ihtarnamenin, müflis şirkete 03/10/2008 tarihinde tebliğ edildiği, ihtar edilen 24 saatlik süre sonunda ödeme yapılmadığı için 05/10/2008 tarihi itibariyle temerrüt oluştuğu, gerek dava ve icra dosyasında bulunan belgeler üzerinde, gerekse 06/06/2017 tarihinde davacı bankanın şubesinde yapılan incelemede, hesap kat ihtarından sonra dava ve iflas tarihine kadar, müflis şirketin kredi borcuna istinaden herhangi bir ödemede bulunulmadığı, davacı bankaca uygulanmış akdi faiz oranı, sözleşmeye uygun tespit edildiği, iflas tarihi itibariyle; 1.785.000 Euro asıl alacak, 2.603,12 Euro işlemiş akdi faiz, 1.527.860,83 Euro işlemiş temerrüt faizi, 76.523,20 Euro BSMV olmak üzere toplam borç miktarı 3.391.987,15 Euro olarak hesaplandığı, bu alacağın, iflas tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru olan 2,9516 kuru üzerinden TL’ye çevrilmesiyle 10.011.789,27 TL banka alacağı oluştuğu, bu tutara kat ihtarında belirtilmiş ve tahsil edilememiş olan, 20.900,64 TL faiz, 145,50 TL faizin gecikme cezası, 12.627,47 TL BSMV ve Kambiyo Muamele Vergisi ile 2.772,87 TL, bu vergilerin gecikme cezası olmak üzere toplam 36.446.48 TL’nin de eklenmesiyle iflas tarihi itibariyle davacı banka alacağı toplam 10.048.235,75 TL olduğu, dava dilekçesinde, 39.045,62 TL. masraf bildirilmiş olup, sözkonusu masraflara ilişkin masraf belgeleri dosyada bulunmadığı, dosyada masraf belgesi olarak, 2011-2013 yıllarına ilişkin, toplam 28.893,70 TL. tutarında, 17 adet, avukatlık serbest meslek makbuzu ibraz edildiği, avukatlık ve danışmanlık hizmetleri de bir masraf kalemi olmasına karşın, sözkonusu davaya ilişkin mahkemece bir vekalet ücreti takdirinde bulunulacağından, davacı banka ile danışmanlık aldığı hukuk firması arasındaki hizmet ilişkisine dayanan ücret ödemelerinin bu davada masraf kalemi olarak bildirilmesinin uygun olmadığı kanısıyla bu masraf kalemler davacı banka alacağına dahil edilmediği, sonuç itibariyle davacı bankanın iflas tarihi itibariyle müflis şirketten toplam 10.048.235,75TL alacağının olduğunun tespit edildiğini, bu tutarın üzerinde kalan davacı taleplerinin uygun bulunmadığı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.Davalı iflas idaresi vekili, mevzuatta Türkçe kullanmanın 805 sayılı Kanun uyarınca bir zorunluluk olduğu, dava konusu olayda genel kredi sözleşmesinin Türkçe ve İngilizce olarak düzenlenmesine karşın, kredi sözleşmesinin İngilizce versiyonunun doldurulduğu, Türkçe versiyonunun çizilerek boş bırakıldığı, dolayısıyla bu haliyle sözleşmenin geçerli kabul edilemeyeceğini savunmuştur. 805 Sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanunun;” Madde 1 – Türk tabiiyetindeki her nevi şirket ve müesseseler,Türkiye dahilindeki her nevi muamele, mukavele, muhabere, hesap ve defterlerini Türkçe tutmağa mecburdurlar.Madde 2 – Ecnebi Şirket ve müesseseler için bu mecburiyet Türk müessesatı ile ve Türkiye tebaasından olan efrat ile muhabere, muamele ve temaslarına ve devair ve memurini Devletten birine ibraz mecburiyetinde bulundukları evrak ve defterlerine hasredilmiştir.Madde 3 – İkinci maddede mezkür şirket ve müesseseler muamelatında Türkçeden başka bir lisanı dahi ilaveten kullanabilirlerse de asıl olan Türkçe olup mesul imzaların Türkçe metin zirine vaz’ı mecburidir. Bu memnuiyete rağmen imza diğer lisanla yazılmış kısım veya nüshanın altına mevzu olsa dahi Türkçesi muteberdir.” hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda temlik eden davacı banka yabancı şirket ise de Türk tabiiyetinde bulunduğundan 805 Sayılı yasaya tabi olduğu, yabancı şirket olması sebebiyle yasanın 3.maddesi uyarınca sözleşmenin Türkçe ve İngilizce olarak düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, hatta imzanın diğer lisan ile yazılmış kısma atılsa dahi Türkçesinin muteber olacağı düzenlenmiştir. Dosya kapsamından taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin maktu tip sözleşme olduğu, ayrı ayrı hazırlanmış iki farklı sözleşme olmadığı, aynı sayfa içerisinde her sayfasının ayrılmış 2 sütun halinde, sol sütun Türkçe, sağ sütün İngilizce olarak düzenlendiği, sözleşmenin tüm sayfalarının alt kısmında müflis şirketinin kaşesi ve yetkili imzaların bulunduğu, sadece boşluk şeklinde bırakılan sözleşmenin tarafları, limit tutarı ve tarih kısmını gösteren sayfanın Türkçe bölümün çizildiği, İngilizce bölümünün ise el yazısı ile doldurulduğu görülmüştür. Dolayısıyla ortada Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış tek bir sözleme bulunmaktadır. Kaldı ki 805. Sayılı Yasanın 3 maddesine uygun şekilde sözleşmenin 60. Maddesi, “Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış ve her iki versiyonu da taraflarca kabul edilerek imzalanmıştır. Bununla birlikte, sözleşmenin Türkçe ve İngilizce metinleri arasında herhangi bir uyumsuzluk ve çelişki olması halinde, Türkçe versiyonu esas alınacaktır.” İfadesi ile sözleşmenin yalnızca İngilizce kısmının değil Türkçe kısmınında taraflarca kabul edildiği, bir uyumsuzluk yada çelişki halinde Türkçe versiyonun esas alınacağı kararlaştırılmış olmakla düzenlenen sözleşmenin 805 sayılı Yasaya aykırılığın söz konusu olmadığı, müflis şirketin, temlik eden bankadan kullanmış olduğu krediden dolayı davacının iflas tarihi itibariyle alacağın hesaplanması hususunda bilirkişi heyetinden alınan raporun denetime açık, kapsamlı hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğundan davalı iflas idaresi vekilinin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi..03/05/2023