Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/141 E. 2021/205 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/141
KARAR NO: 2021/205
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/119 Esas
KARAR NO: 2017/700
KARAR TARİHİ: 17/10/2017
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin müvekkili … Ltd Şti’nin asistans hizmeti sunan ve diğer müvekkilinin reasürör sıfatı ile yer aldığı, 01/05/2014 tarihli “Seyahat Sigortalarında Reasürans Sözleşmesi”nin taraflar arasında imzalandığı, müvekkilinin sözleşme süresince edimini yerine getirdiği ve davalıya reasürans hizmeti verdiğini, davalının ise aldığı hizmet bedelini ödemediğinden ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen ödeme yapmadığından yasal takibe geçildiğini, haksız ve dayanaksız itirazı ile takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 den az olmamak üzere inkar tazmanıta ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesi sunmamış, duruşmaya da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Taraflar arasında bağıtlanan 01/05/2014 tarihli “Seyahat Sigortalarında Reasürans Sözleşmesi ” kapsamında davacılar tarafından davalıya reasürans hizmeti sunulduğu, hizmet bedelinin ödenmemesi üzerine e-mail yoluyla davalıya gönderilen hesap muavin bakiyesinin davalının kabulünde ve mutabık oldukları konusunda davalı şirket adına … tarafından gönderilen 26/12/2016 tarihli yazışma örneğine göre, dava konusu alacağın davalının kabulünde olduğu, HMK’nun 222/5.maddesi hükmüne uygun şekilde davalıya uyarılı tebligat yapılmasına rağmen ticari defterlerini incelemede hazır bulundurmadığından davacı iddiasını kabul etmiş sayılması gerektiği ve buna göre, takip tarihi itibariyle, davacıların davalıdan verilen hizmet karşılığında toplam 443.460,44 TL tutarında alacaklı olduğu belirlendiği gerekçesiyle” davanın kabulü ile davalının itirazının iptali ve takibin devamına, davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğundan İ.İ.K.nun 67/2. maddesi hükmü gereğince takdiren tespit edilen miktarın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde, müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmediğini, tebligatlar usulüne göre yapılmamış olup, davacının ibraz ettiği email kayıtlarına göre karar verildiğini, eksik incelemeye dayalı kararın iptali gerektiğini ayrıca davacıların ödemesi gereken bir kısım hasar bedelleri davacılar tarafından ödenmeyip müvekkil şirket tarafından ödendiği yine 2016 temmuzdan sonra gerçekleşen poliçe iptallerinden kaynaklanan prim iadeleri oluştuğu, bu sebeple müvekkil şirket tarafından ödenen hasar bedelleri (8.059,00 TL) ile prim iptal iadelerinin cari hesap kayıtlarına göre prim tutarından mahsup edilmesi gerektiğini, alacak tutarı likit olmayıp yargılamayı gerektiren bir alacak olması nedeniyle icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 20. maddesine istinaden Başbakan Yardımcılığı Makamının 07.08.2015 tarihli ve 24316 sayılı onayı ile …AŞ’nin tüm branşlardaki ruhsatları iptal edildiğini ve yönetim kuruluna Hazine Müsteşarlığı tarafından yeni yönetim kurulu üyeleri atandığını, yine Sigortacılık Kanunu’na göre şirketin tüm malvarlıklarına Hazine Müsteşarlığı tarafından bloke konulduğunu, müvekkil sigorta şirketinin 07.08.2015 tarihinde poliçe tanzim etme ruhsatları iptal edilmesi nedeniyle 07.08.2015 tarihinden itibaren poliçe üretimi yapılmadığını ve yürürlükte olan poliçelerinin vadeleri 07.08.2016 tarihinde sona erdiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava taraflar arasındaki Reasürans Hizmet Sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacılar tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı 443.460,44 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre; taraflar arasında, davalı ….’nin hizmet alan, davacı … Ltd. Şti.’nin asistan hizmeti sunan ve … Limited’in reasürans sıfatıyla yer aldığı 01/05/2014 tarihli seyahat sigortalarında reasürans sözleşmesi imzalandığı görülmüştür. Davacılar, sözleşme süresi boyunca davalı tarafa gereken reasürans hizmetini sunduklarını ancak sözleşme uyarınca ödenmesi gereken hizmet bedelinin ödenmediğini bu nedenle cari hesaptan doğan güncel borç bedeli olarak 443.460,44 TL alacağın tahsilini talep etmişlerdir. Davacılar vekili, 28/03/2017 tarihli delil beyan listesinde ve 16/05/2017 tarihli duruşmada, dava konusu sözleşmeden doğan alacağının ispatı yönünden tek delil olarak münhasıran davalının ticari defterlerine dayandıklarını, bilirkişi aracılığı ile defterler üzerinde inceleme yapılabilmesi için davalıya HMK 222/5 maddesi ihtiratlı davetiye çıkartılmasını talep etmiş olup, mahkemece16/05/2017 tarihli celsede davalının 2014/2016 yılı ticari defter ve kayıtları üzerinde 19/06/2017 günü saat 13.30 da bilirkişi incelemesi yapılmasına, HMK 222/5 maddesi uyarınca, davacı taraf, davalının ticari defterlerindeki kayıtların münhasır delil olarak dayandığından bu konuda davalı şirkete 2014-2016 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının inceleme günü hazır bulundurmadığı takdirde davacı tarafın iddiasını ispat etmiş sayılacağını belirtir ihtarlı tebligat çıkartılmasına karar verildiği, duruşma zaptı ekli HMK 222/5 maddesi şerhli inceleme gününü bildirir ihtarlı davetiyenin 30/05/2017 günü aynı adreste çalışan davalının daimi çalışanı …’e usulüne uygun tebliğ edildiği, inceleme günü davalının ticari defterlerini ibraz etmediği görülmüş olmakla davalı vekilinin tebligatın usulüne uygun yapılmadığı yönündeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.HMK’nun 222/5.maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu maddeye göre münhasıran karşı tarafın ticari defterlerine dayanıldığının kabul edilebilmesi için, kanıt yükü üzerine düşen taraf kendisi tacir olmasa bile diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini açıkça belirtir, ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacaktır. Bu maddenin uygulanabilmesi için, kanıt yükü üzerine düşen tarafın diğer delillerden vazgeçmek suretiyle tek başına iddiasını ispatı bakımından karşı tarafın ticari defterlerine dayanması ve delillerini karşı taraf ticari defterlerine özgülemesi gerekmektedir. ” HMK 222/5 m. uyarınca bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak buna dayanmasına bağlıdır”(Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 23.06.2020 tarihli 2019/2622 esas ,2020/1203 karar sayılı emsal kararı). Somut olayda davacılar vekili mahkemeye sundukları 28/03/2017 tarihli delil beyan listesinde açıkça tek delil olarak münhasıran davalının ticari defterlerine dayandığı, davalıya usulüne uygun ihtarlı davetiye çıkartılmasına rağmen davalı ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı bu itibarla HMK 222/5 maddesi uyarınca davacıların iddiasını ispatladığı kabul edilmiştir. Bu sebeple mahkemece, davalının takip dosyasına yaptığı itirazın reddine, davaya konu edilen alacağın baştan bilinebilir (likit, muayyen, belirlenebilir) nitelikte bulunduğu gözetilerek İK 67/2. maddesine uyarınca icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı vekilinin diğer bir istinaf itirazı, davacıların ödemesi gereken bir kısım hasar bedelleri davacılar tarafından ödenmeyip müvekkil şirket tarafından ödendiği yine 2016 temmuzdan sonra gerçekleşen poliçe iptallerinden kaynaklanan prim iadeleri oluştuğu, bu sebeple müvekkil şirket tarafından ödenen hasar bedelleri (8.059,00 TL) ile prim iptal iadelerinin cari hesap kayıtlarına göre prim tutarından mahsup edilmesi gerektiği şeklindedir. Ancak davalı cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmaya da katılmadığından bu husus yargılama sırasında ileri sürülmemiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi, “inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir” yine; HMK’nun 357. maddesi ise “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu itibarla HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, yargılama sırasında ileri sürülmeyen husus istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceğinden davalının bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen kararın dosya içerisinde mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar karar verilmesi gerektiği kanaatindeyim.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 30.292,78 TL istinaf nispi karar harcından, davalı tarafından yatırılan 7.574,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 22.718,78 TL’ nin istinaf eden davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davalı yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/02/2021