Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1401 E. 2023/849 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1401
KARAR NO: 2023/849
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/24
KARAR NO: 2019/545
KARAR TARİHİ: 24/09/2019
BİRLEŞEN İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2018/718 ESAS
DAVA: Tazminat (Asıl Dava)
İtirazın İptali ( Birleşen Dava)
KARAR TARİHİ: 31/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA (Asıl dava dosyasında) Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket hidroelektrik santralleri (HES) işleten bir şirket olduğunu, davacı şirkete ait Osmaniye ili Kadirli ilçesi Kösepınar köyünde kurulu bulunan Köroğlu HES ve Regülatörü davalı sigorta şirketinin … Sahrayı cedit Şubesi acentesi tarafından 28/01/2015 tarih ve … poliçe nolu kapsamlı işyeri Sigorta poliçesi İle sigortalandığını, poliçede, teminat kapsamındaki riskler sebebiyle davacının uğrayacağı kar kaybının 2.500.000,00 TL teminat limiti ile sigortalandığını, bahsi geçen Köroğlu HES ve Regülatöründe kurulu bulunan; 2 nolu ünitede 11/02/2015 günü saat 09.18’de tribün jeneratöründe arıza meydana geldiğini ve üretimin durduğunu, bu ünitede arızanın 21/04/2015 tarihinde giderilmiş ve ünite üretime başlandığını, 1 nolu ünitede ise 22/02/2015 tarihinde tribün jeneratör arızası meydana geldiğini ve üretimin durduğunu, bu ünitedeki arızanın ise 05/03/2015 tarihinde giderilmek suretiyle Ünite 1’in yeniden üretime başlandığını, davacının hasarlarının daha evvel telefon ile ve 12/03/2015 tarihinde de e-posta yolu ile davalı şirkete bildirdiğini, davalı sigorta şirketinin hasar bildirimlerine ilişkin olarak … nolu ve … nolu hasar dosyalarının açıldığını davacıya bildirildiğini, hasara uğrayan makinelerin satın alınmasına ilişkin 11.10.2011 tarihli sözleşmede garanti süresinin makinelerin kabul tarihinden itibaren 12 ay veya yükleme için hazır olmasından itibaren 14 ay olarak belirlendiği, hasara uğrayan makinelerin kabulünün ithalatından çok önce yapılmış olduğu gibi makinelerin ithalatına ilişkin ithalat gümrük beyannamesinin tarihinin 15/05/2013 olduğu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL zararın 26.04.2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. (Birleşen dosya) 2 no.lu Ünitede 11.02.2015 günü saat 09:18’de, tribün jeneratöründe arıza meydana geldiğini ve üretimin durduğunu, arızanın 21.04.2015 tarihinde giderilebilecek üretime başlandığını, 1 no.lu Ünitede ise 22/02/2015 tarihinde tribün jeneratör arızası meydana geldiğini üretimin durduğunu, bu arızanın ise 05.03.2015 tarihinde giderilerek üretime başlandığını, İstanbul 7 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/24 E. sayılı dosyasında dava konusu yapılan alacağı dışındaki bakiye alacak miktarının 246.783,31 TL olduğunu değerlendirerek, itirazın iptali davasını açtığını belirterek; davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında başlatılmış olan icra takibine davalının vaki itirazının 246.783,31 TL asıl alacak ve bu alacağa işlemiş 39.789,59 TL takip öncesi faiz olmak üzere cem’an 286.572,90 TL alacak ve takip giderleri üzerinden iptaline, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere bir miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve masraflan ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline,mahkememiz huzurunda açılan dava dosyasının aynı konuda daha evvel açılmış olan İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/24 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın birleştirilen dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen poliçede yer alan “Muafiyet” başlığı altında, her bir makine kırılması hasarında, tirbün jeneratör, altanatör, trafo için hasarın %10’nu minimum 50.000,00 USD tenzili muafiyet uygulanacağının belirtildiğini, yine aynı başlık altında makine kırılması kar kaybı hasarlarında her bir hasarda 21 gün muafiyet uygulanacağının hükme bağlanacağını, müvekkil şirkete yapılan ihbar üzerine, davalı şirket nezdinde … ve … sayılı hasar dosyaları açılmış olup, 5664 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesi gereği bağımsız ve uzman eksper tayin edilerek hasarın miktarı ve niteliği yönünden incelemeler yapıldığını, muafiyetin her tirbün hasarında, hasarın %10’nun minimum 50.000,00 USD olduğundan; 1 USD yaklaşık 2,70 TL kabul edilirse, 50.00×2,70= 135,000 TL her bir hasarda uygulanması gereken minimum miktar olduğunu, müvekkil şirket ile davacı arasında akdedilen 212150185/1 nolu poliçede yer alan “Kloz618-makine kırılmasına bağlı kar kaybı özel şartı” gereğince kar kaybı taleplerinin teminat dışı kaldığını, 618 numaralı klozun “istisnalar” başlığı altında yer alan düzenlemede 3. maddede bakım anlaşmaları kapsamında meydana gelen hasarlarının teminat dışı kaldığının düzenlendiğini, 3.7. maddede ispat yükünün sigortalıya yüklendiğini, 21 günlük muafiyet bulunduğunu, talebin fahiş olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Asıl davanın konusunun, davacı şirketin iş yerinde meydana gelen tribün jeneratör arızası sonucu yaşanan üretim kaybı ve buna bağlı olarak oluşan kar kaybının davalı sigorta şirketinden taraflar arasında düzenlenen poliçe doğrultusunda tazmini talebi olduğu görülmektedir. Birleşen davada ise; davacı taraf dosyamız kapsamında alınan bilirkişi raporunu dikkate alarak dosyamıza konu alacak dışındaki bakiye alacak miktarını ve işlemiş faizi icra takibine konu etmiş, davalının itirazı üzerine dosyamız ile birleşen itirazın iptali davasını açmıştır. Davalı savunmasında; dava konusu makine hasarının muafiyet bedelinin altında kaldığını, ayrıca kar kaybına ilişkin talebin teminat dışı olduğunu iddia etmektedir. Davalının dayanağı, poliçede yer alan 618 numaralı makine kırılmasına bağlı kar kaybı özel şartı başlıklı klozun “istisnalar” başlığı altında yer alan 3. maddesidir. Bu maddeye göre ‘gerek yasalar gerekse bir sözleşme uyarınca bir tedarikçinin, yüklenicinin veya onarımcının sorumlu olduğu ziya veya hasarlar’ teminat dışıdır denilmekle bakım anlaşmaları kapsamında meydana gelen hasarların teminat dışı kaldığı ileri sürülmektedir. 6102 sayılı TTK’nin 1401/1 maddesinde sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi yükümlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. 6102 sayılı TTK’nin 1409/1 maddesi gereğince sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Bir başka ifadeyle, sözleşmede kararlaştırılan rizikonun gerçekleştiği durumlarda sigorta şirketinin tazminat sorumluluğu doğacaktır. Aynı maddenin 2. fıkrası gereği sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.Taraflar arasında düzenlenen poliçede; kar kaybı teminatından bahsedebilmek için öncelikle makine kırılması hasarının varlığı gerekmekte olup, dava konusu olayda bu hasar mevcuttur. Meydana gelen hasarın poliçede belirtilen 50.000,00 USD muafiyet sınırının altında kalması ile makine kırılmasına bağlı kar kaybı teminatının uygulanması arasında olumsuz bir ilişki söz konusu değildir. Hasarın teminat dışı kalıp kalmadığının incelenmesine gelince; meydana gelen hasar tarihleri, 11/02/2015 ve 22/02/2015 tarihleridir. 21/12/2011 tarihli tedarik sözleşmesi ile satın alınan tribünler için genel garanti süresi, kabul tarihinden 12 ay veya yükleme için hazır olmasından itibaren 14 ay (hangisi önce gelirse) olarak belirlenmiştir. Erenköy Gümrük Müdürlüğüne verilen gümrük beyannamesi tarihi 15/03/2013 tarihidir. Buna göre 14 aylık garanti süresi sonu, 15/05/2014 tarihidir. Kabul tarihinden itibaren 12 ay süre süre ise Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının geçici kabul tutanağına göre 20/06/2014 tarihidir. Bu kabul tarihine göre ise garanti süresi sonu 20/06/2015 tarihidir. Tedarik sözleşmesinde hangisi daha önce gelirse açıklaması dikkate alındığında 15/05/2014 tarihi önceki tarih olmakla, garanti süresinin dolmasından sonra hasar meydana gelmiştir. Bu bağlamda davalının hasarın, garanti ve bakım süresinde meydana gelmesi sebebi ile teminat dışı olduğu savunmasına itibar edilmeyerek davacının uğradığı kar kaybının poliçe kapsamında olduğu kabul edilerek davacının tazminat talebinde haklı olduğu kanaatine varılmıştır. 6102 sayılı TTK’nin 1472/2 maddesindeki ‘sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteaki ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinde sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her halde 1446. Maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur’ ve yine 1427/4 maddesindeki ‘ Borç muaccel olunca, sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer’ düzenlemeleri gereği, hasar ihbar tarihi olan 12/03/2015 tarihinden itibaren 45 gün ilavesi ile 26/04/2015 tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir. Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda; dava konusu dönem itibari ile ve 21 günlük muafiyet süresi de dikkate alınarak 48 günlük iş kaybı karşılığı hasılat kaybı toplam tutarı hesaplanmış, hesaplamada davalı tarafın sunduğu ekspertiz raporu esas alınarak davacı tarafça talep edilebilecek kar kaybı tazminatının 296.783,31 TL olduğu bildirilmiştir. Davacı asıl davada haklarını saklı tutarak 50.000,00 TL tazminat talep etmiş, daha sonra bakiye tazminat alacağı için icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilen itirazın iptali davası açmıştır. Mahkememizce yukarıda açıklanan gerekçeler ile davacının tazminat talebinde haklı olduğu kanaatine varılarak her iki davanın da kabulüne karar verilmiş, ayrıca dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da itirazında haksız olduğundan kabul edilen asıl alacak miktarlarının %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Asıl dava yönünden; 1-Davanın KABULÜ ile; 50.000,00TL tazminatın 26/04/2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, B-Birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/718 Esas 2018/867 Karar sayılı dosyası yönünden; 1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin 246.783,31TL asıl alacak ve 38.809,21TL işlemiş faiz yönünden devamına, 2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, meydana gelen hasarın muafiyet bedelinin altında kaldığı ve kar kaybı taleplerinin teminat dışında kaldığı belirtilerek yeniden yargılama yapılması talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nin 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasında düzenlenen sigorta sözleşmesine dayalı olarak tribün jeneratöründe meydana gelen 2 adet arızanın meydana gelme ve giderilme dönemi arasında oluştuğu iddia olunana kar kaybının tahsili istemiyle açılan alacak ve itirazın iptali davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında ”26.04.2015 faiz başlangıç tarihli 377.036 TL tutarındaki (28.01.2015 tarih ve … no lu kapsamlı işyeri sigorta poliçesi kapsamında Köroğlu HES ve regülatöründe 11.02.2015 ve 22.02.2015 tarihlerinde meydana gelen arıza sebebiyle uğranılan ve 11.06.2015 tarihli yazıyla bildirilen, hasar (Kar/üretim kaybı )bedelidir. Bu miktar İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/24 E. sayılı dosyasında talep edilen miktara ilave miktardır.) açıklamasıyla 377.036 TL asıl alacak, 60.790,60 TL reeskont-iskonto faizi olmak üzere toplam 437.826,60 TL’nin tahsiline yönelik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 14/02/2017 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu şirket vekilinin 16/02/2017 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, borçlu tarafından yapılan ödeme emrine ilişkin itiraz dilekçesinin … Şti. vekili Av. …’a 15.02. 2018 tarihinde tebliğ edildiği ve 01.08.2018 tarihinde takibe yönelik itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasında 01.02.2015/2016 tarihlerini kapsayan, … numaralı Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi imzalanmış olup, sigorta teminatları kısmında; -kar kaybı (deprem hariç) 2.500.000,00 TL -kar kaybı (deprem) 2.500.000,00 TL -makine kırılması 6.050.000,00 TL -makine kırılmasına bağlı kar kaybı 2.500.00,00 TL belirtilmiştir. Bu sigorta poliçesinin makine kırılması muafiyetleri başlığı adı altında her bir makine kırılması hasarında, türbin, jeneratör ,alternatör ,trafo için hasarın %10’u min. 50.000,00 USD, diğer her bir hasar da hasarın %10’u 10.000,00-USD olmak üzere tenzile muafiyet uygulanacağı makine kırılması kar kaybı hasarlarında her bir hasarda 21 gün muafiyet uygulanacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Davaya konu somut olayda, davacının hidroelektrik santrali (HES) işleten bir şirket olduğu ve davacının Osmaniye ili Kadirli İlçesi Kösepınar Köyünde kurulu bulunan Köroğlu HES ve regülatörünün davalı şirketin 28.01.2015 tarih ve … poliçe numaralı kapsamlı işyeri sigorta poliçesiyle sigortalandığı, 2 ünite de 11.02.2015 günü saat:09:18 de, tribün jeneratöründe arıza meydana geldiği ve üretimin durduğu, bu arızanın 21.04.2015 tarihinde giderildiği ve ünitenin üretime başladığı, 1 nolu ünitede ise 22.02.2015 tarihinde tribün jeneratör arızası meydana geldiği ve üretimin durduğu bu ünitedeki arızanın da 05.03.2015 tarihinde giderildiği ve üretime başlanıldığı belirtilerek 11.02.2015 ve 22.02.2015 tarihlerinde ENH sisteminden kaynaklanan yüksek voltaj sebebiyle 2 de ait jenatörlerin hasara uğraması ve devre dışı kalmaları sebebiyle hasar süreçte boyunca yapılamayan üretime ait kar kaybı talep edilmiştir. Yukarıda belirtilen hasarlara ilişkin olarak davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen hasar dosyanın incelenmesinde: …-… no’lu hasar dosyalarında; Ünite 2- 11.02.2015 ve ünite 1-22.02.2015 tarihinde hasarın meydana geldiği ve hasar nedeninin voltaj dalgalanması-koruyucu voltaj regülatörü hasarı olduğu, … no’lu hasarın muafiyet altında, 16/440598 no lu hasarda kar kaybının 260.559 TL olduğu, Hidroelektrik santralinin 1. ve 2. Üniteleri jeneratöründe farklı tarihlerde BOTAŞ dalgalanmasına bağlı hasarlar oluştuğunun … A.Ş.’nin 11.06.2016 tarihli yazısında da görüldüğü, Köroğlu HES in haziran 2014 yılında devreye girdiği ve 3 adet-3.020 KW türbin jeneratör ile yapıldığı, Ortalama verimin % 80 olduğu,
-yıllık kapasitenin 3 adetx24 saatx3.20 KWx 350 gün x %80 verim 60.888.200 kWh/yıl, -baraj suyu ihtiyacının ise üretimin 1,2 katı olarak verildiği, 60.883.200 x1,2=73.060. 000 m3 olduğu, hasarlarının giderilmesi için yapılan harcamaların ünite1 ve ünite 2 için devre dışı bulundukları zamanda yapabilecekleri üretim ve karşılığında yapabilecekleri KDV bedeli hariç hasılat olduğu ve üretim kaybının KDV hasılat kaybı 427.036 x0,18 =76.866,46 TL olduğu ve toplam hasılat miktarının 503.902,48 TL tespit edildiği belirtilmiştir. Hasar dosyasında aynı zamanda 11.02.2015 günü saat 09:18 de tribün jeneratöründe arızanın meydana geldiği ve üretimin durduğu, sorunun aynı gün içerisinde uzaktan bağlantı ile giderilmeye çalışıldığı ancak halledilemediği, sahada yapılan incelemede test sırasında ünite 1 de arızanın oluştuğu ve ünite1 ile ünite 2’nin devre dışı kaldığı, 25.02.2015 tarihinde sistemin yüklenicisi, satıcısı, jeneratör satıcısı ile toplantılar yapıldığı, 05.03.2015 tarihinde Köroğlu HES de yapılan 2 günlük çalışma sonrasında ünite 1 in devreye alındığı, 19.04.2015 tarihinde WWS servis elemanları tarafından ünite 2 jeneratörünün montajının yapıldığı ve 21.04.2015 tarihinde ünite 2’nin jeneratörünün çalıştırıldığı gerekli testlerin yapılarak devreye alındığı, ENH Sisteminden kaynaklanan yüksek voltaj sebebiyle 2 üniteye ait jeneratörlerin hasar gördüğü ve devre dışı kaldığı belirtilmiştir.
Makine Kırılması Genel Şartları:Madde 1: ”sigortacı, bu poliçe ile poliçenin ayrılmaz cüzünü teşkil eden ekli envanter cetvelinde sayıları, imalat yılları, nitelikleri ve değerleri yazılı makine ve tesisleri deneme devresinden sonra normal çalışır halde iken da aynı işyerinde temizleme, revizyon veya değiştirme esnasında veya dururken ani ve beklenmedik her türlü sebepten ve ezcümle a) işletme kazalarında, b)modelin, imalatın, montajın, malzemenin, kalıbın, dökümün ve işçiliğin kusurlu olmasından c) yağlama kusurlarından, d)elektrik enerjisinin doğrudan doğruya tesiri neticesi kısa devre, şerare ,voltaj yükselmesi ile izolasyon hatası ve atmosferik elektrikiyetin dolaylı etkilerinden e) tıkanma ,yabancı maddelerin girmesinden I) istisna edilmeyen diğer hallerden, kusur ile gelen maddi zarar ve hasarlarının gerektirdiği tamirat ve ikame masraflarını temin eder.” hükümleri yer almaktadır. Teminat dışında kalan haller 3. maddede belirtilmiştir. Düzenlemenin 3/e maddesine göre hangi sebepten husule gelirse gelsin her türlü kar kaybı ve mali mesuliyet nereden doğarsa doğsun talepler teminat kapsamı dışında sayılmıştır. Poliçede istisnalar başlığı altında doğrudan veya dolaylı yoldan aşağıdaki nedenlerden birine atfedilen iş durulması veya engellenmesi sonucunda maruz kalınan ziya veya hasarların teminat kapsamına alınmayacağı belirtilmiştir. Teminat kapsamı altında olmayan haller arasında gerek yasalar gerekse bir sözleşme uyarınca bir tedarikçinin ,yüklenicinin veya onarımcının sorumlu olduğu ziya veya hasarların teminat kapsamı dışında olduğu ifade edilmiştir. Yine aynı maddenin devamı maddelerinde sigortacıların 3.-7. İstisna hükümleri nedeniyle bir hasarın bu poliçe kapsamında teminat altında olmadığını iddia ettikleri herhangi bir davada veya diğer hukuki işlemde, bu hasarın teminat altında olduğunu ispatlama külfetinin sigortalıya ait olduğu belirtilmiştir. Sigorta hukukçu …, Elektrik mühendisi …, Bilirkişi Prof. Dr. …, mali müşavir … ve jeoloji mühendisi … 08/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu dönem itibarıyla ve 21 günlük muafiyet süresi de dikkate alınmak suretiyle 43 günlük iş kaybı karşılığı hasılat kaybı toplam tutarı net olarak 296.783,31 TL olarak hesaplandığı, dava konusu poliçe çerçevesinde tazmini talep edilebilecek tutarın ise kâr kaybı olup, poliçe hükümlerine göre bu tutarın brüt satış kârı kadar olabileceği, şüphesiz bu çerçevede ilgili zaman aralığına ilişkin brüt satış kârlılığının, dava konusu üniteler bazında tespiti önem taşımakta olup, bu çerçevede esas alınabilecek verinin ise, davalı şirket vekilince dava dosyasına 02.05.2017 tarihli yazıları ekinde sunulu 21.07.2015 tarihli “Makine Kırılması ve Kâr Kaybı Ekspertiz Raporu’nda yer aldığı, buna göre hesaplamada %68,331 oranındaki brüt satış karlılık oranı esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre kâr kaybı tutarın 202.795,00TL kadar olacağı, teknik İncelemede Hasılat Kaybı Olarak Hesaplanan Net Tutarın 296.783,31 TL olduğu, davacı şirketçe talep edilebilecek kar kaybı tutarının 202.795.00 TL olduğu, davacı şirketin 2013-2014-2015-2016 yıllarına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yasal sürelerde yaptırıldığı, 2013-2014-2015-2016 yılları dönemine ait defterlerin usulüne uygun tutulduğu bu sebeplerle davacının ticari defterlerinin HMK. m. 222 çerçevesinde davacı lehine delil teşkil edeceği, … numaralı Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesinin incelendiği, poliçenin 01.02.2015-2016 vadeli olarak düzenlendiği, poliçede Bina, Demirbaş Sabit Cihazlar, Makine, Cam kırılması, Sabit Makineler ve taşınabilir cihazlarla ilgili olarak değerleri poliçede belirlenmiş şekliyle teminat verildiği, ayrıca Brüt kar 2.500.000,00 TL, kar kaybı 2.500.000,00 TL olarak poliçede teminat verilmiş olup, “makine kırılmasına bağlı kar kaybı” teminatının poliçeye kloz olarak eklendiği, Osmaniye İli Kadirli ilçesi Kösepınar köyünde kurulu bulunan Köroğlu HES ve Regülatörü adresinde bulunan işletmede kurulu 2 nolu ünitede 11/02/2015 günü saat 09.18’de, tribün jeneratöründe arıza oluştuğu, üretimin durduğu, 21/04/2015 tarihinde arızanın giderilerek üretime başlandığı, 1 nolu ünitede ise 22/02/2015 tarihinde tribün jeneratör arızası meydana geldiği, üretimin durduğu, ünitedeki arızanın 05/03/2015 tarihinde giderilmek üzere yeniden üretime başlandığı, arızanın voltaj dalgalanmasından kaynaklandığı, meydana gelen jeneratör arızasının Makine Kırılması genel şartları A.l/d. Md. belirtildiği üzere, makine kırılması poliçesi kapsamında riziko olduğu, meydana gelen zararın 42.234,54 TL olarak tespit edildiği,, meydana gelen zararın 42.234,54 TL olarak tespit edildiği, poliçede belirtilen zararın %10 her halükarda minimum 50.000 USD muafiyet sınırında kalması nedeniyle davacı sigortalı uhdesinde kalacağı, davaya konu edilen alacağın “makine kırılmasına bağlı kar kaybı klozu” kapsamından işletmenin üretiminin durduğu süre içinde oluşan kar kaybına ilişkin olduğu, kloz düzenlemesinin belirleyici olacağı, davalı sigorta şirketinin savunmasında ileri sürdüğü klozun 3. Md. yer alan istisna hükmünün dava konusu olay yönünden varlığının tespit edilemediği, tribünler ile ilgili garanti süresi olan yüklemeden itibaren 14 aylık sürenin 15.05.2014 tarihinde sona erdiği, meydana gelen hasarın (makine kırılması) garanti süresi sonrasında oluştuğu, “Makine Kırılmasına Bağlı Kar Kaybı Klozu” hükümleri gereğince davacı işletmenin zararının 21 günlük muafiyet süresinin düşülmesinden sonra 202.795,00 TL olarak hesaplandığı, TTK 1427. madde düzenlemesine göre davalının temerrüt tarihinin 26.04.2015 tarihi olduğu, avans faizi talep edilebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 19/06/2019 tarihli ek raporunda özetle; 01/02/2015 – 2016 vadeli olarak davalı … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen … numaralı Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesinde “Makine Kırılmasına Bağlı Kar Kaybı” klozu ile 2.500,00TL limitle kar kaybı teminatı verildiği, 21 gün için muafiyet bulunduğu, Osmaniye İli Kadirli İlçesi Kösepınar köyünde kurulu bulunan Köroğlu HES ve Regülatörü adresinde bulunan işletmede kurulu 2 nolu ünitede 11/02/2015 günü saat 09:18’de tribün jeneratöründe arıza oluştuğu, üretimin durduğu, 21/04/2015 tarihinde tribün jeneratör arızası meydana geldiği, üretimin durduğu, ünitedeki arızanın 05/03/2015 tarihine giderilerek yeniden üretime başlandığı, arızanın voltaj dalgalanmasından kaynaklandığı, Makine Kırılması Genel Şartları kapsamında rizikonun gerçekleştiği, Jeneratör arızası sebebiyle oluşan zararın poliçede yer alan minimum 50.000,00 USD muafiyet sınırında kalması nedeniyle davacı sigortalı uhdesinde kaldığı, esasen onarım bedelinin dava edilmediği, poliçede yer alan “Makine Kırılmasına Bağlı Kar Kaybı” klozu özel şartları ve istisna edilen 3. maddede belirtilen durumun davaya konu olayda söz konusu olamayacağı, sigortalı tribünlerin garanti süresinin 15/05/2015 tarihinde sona erdiği, kök raporda “Makine Kırılmasına Bağlı Kar Kaybı Klozu” hükümleri gereğince davacı işletmenin zararının 21 günlük muafiyet süresinin düşülmesinden sonra 202.795,00TL olarak hesaplanmış ise de gerekçesi teknik yönden açıklandığı üzere 21 günlük muafiyet süresinin düşülmesinden sonra kalan 48 günlük kar kaybı tazminatının 296.783,31TL olarak hesaplandığı, TTK 1427. maddenin düzenlenmesine göre davalının temerrüt tarihinin 26/04/2015 tarihi olduğu, görülmekte olan davada talep edilen 50.000,00 TL için sigorta tazminat davası olarak açılmış olması dikkate alınarak 50.000,00 TL için 26/04/2015 temerrüt tarihinden itibaren talep ettiği gibi avans faizi talep edebileceği, birleşen davanın itirazın iptali davası olduğu, ilamsız icra takibinde davacı alacaklı tarafından %8.75 oranında reeskont faizi talep edildiği, dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre 246.783,31TL asıl alacak ve 35.809,21TL (26.04.2015 temerrüt tarihi 10.02.2017 takip tarihi talep %8.75 oranında) işlemiş faiz olmak ü zere toplam 285.592,52 TL takip tarihi itibariyle talep edilebilecek alacak miktarı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Davaya konu somut olayda 01.02.2015 /2016 dönemlerini kapsayan şekilde düzenlenen … numaralı Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi’nde ”makine kırılmasına bağlı kar kaybı” klozu ile 2.500.000,00 TL limitli kar kaybı teminatının verildiği ve 21 gün için muafiyet kaydının yer aldığı, Köroğlu HES işletmesinde kurulu 2 ayrı ünitede tribün jeneratör arızasının meydana geldiği, 2 no’lu üniteden 11.02.2015 günü saat 09:18 de arızanın oluştuğu ve üretimin durduğu ve iş bu arızanın 21.04.2015 tarihinde giderildiği, 1 no’lu ünitede ise 22.02.2015 tarihinde meydana gelen arızanın 05.03.2015 tarihinde giderildiği, işbu arızaların voltaj dalgalanmasından kaynaklandığı ve rizikonun makine kırılması genel şartları kapsamında gerçekleştiği tespit edilmiştir. Davalı taraf vekilince sunulan istinaf yasa yolu başvuru dilekçesinde; makine kırılmasına bağlı kar kaybına özel şart gereğince teminat dışı olduğu, hasarın muafiyet bedelinin altında kaldığı belirtilmiştir. Yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere, gerek yasalar gerekse bir sözleşme uyarınca bir tedarikçinin ,yüklenicinin veya onarıcının sorumlu olduğu ziya veya hasarların teminat kapsamı dışında olduğu ifade edilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen 08.05.2018 tarihli kök raporda 21.12.2011 tarihli tedarik sözleşmesi ile satın alınan Trubinler İçin Genel Garanti Süresi’nin kabul tarihinden 12 ay veya yükleme için hazır olmasından itibaren 14 ay olarak belirlendiği Erenköy Gümrük Müdürlüğüne verilen Gümrük Beyannamesi tarihinin 15.03.2013 tarihi olduğu, bu haliyle 14 aylık garanti süresinin sonunun 15. 05.2014 olduğu ve kabul tarihinden itibaren 12 aylık sürenin ise Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının geçici kabul tarihine göre 20.06.2014 tarih olduğu ve bu kabul tarihine göre garanti süresinin 20.06.2015 tarih olduğu, tedarik sözleşmesinin ”hangisi daha önce gelirse” açıklaması dikkate alındığında 15.05.2014 tarihinin önceki bir tarih olmakla birlikte garanti süresi dolmasından sonra hasarın meydana geldiği ve bu haliyle yükleme tarihi dikkate alınarak tespit edilen 14 aylık garanti süresi kapsamı dışında kalan sürede oluşan zarardan söz edilebileceğinden, istisnai durumun uyuşmazlığa konu olayda uygulanamayacağı ve meydana gelen zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığı görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Davacı tarafın hasar gören 2 jeneratöre ilişkin olarak 37.627,77 TL +KDV masraf yaptığı, taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinde makine kırılması muafiyetleri bölümünde herhangi bir makine kırılması hasarında, türbin, jeneratör, alternatör, trafo için hasarın %10’u min. 50.000,00 USD, diğer her bir hasar da hasarın %10’u 10.000,00 USD olmak üzere tenzili muafiyet uygulanacağının belirtildiği bir jeneratör hasarı için ödenen bedelin poliçe kapsamında 50.000,00 USD muafiyet limitinin altında kaldığı belirtilmiş olup, davaya konu uyuşmazlıkta davacının hasar süresince yapılan üretime ait kar kaybının tazmini talebinde bulunulduğu açıktır. İş bu nedenle, dava konusu olayla ilgili türbin ünitelerinde meydana gelen hasarın muafiyet bedelinin altında kaldığı yönündeki istinaf sebebinin davaya konu somut olayda uygulanamayacağı açıktır. Davanın süresi içerisinde açılmadığı yönündeki itirazın incelenmesinde ise, bilindiği üzere itirazın iptali davaları, alacaklının itirazın kendisine tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde yani hak düşürücü süre içerisinde açılmalıdır. Sürenin hesaplanması İİK’nin 19. maddesine göre yapılmaktadır. Alacaklının, ”itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde ,borçlunun itiraz ettiği alacağın tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava ”itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bir yıllık süre hak düşürücü sürelidir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. (Mahmut Coşkun, İtirazın İptali Menfi Tespit ve İstirdat Tasarrufun İptali Davaları, 6. Baskı, s: 64) Davaya konu somut olayda ise; birleşen dava dosyasına konu edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında borçlu tarafından yapılan ödeme emrine ilişkin itiraz dilekçesinin … Şti. vekili Av. …’a 15.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve 01.08.2018 tarihinde takibe yönelik itirazın iptali davası açıldığı nazara alındığında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmakla aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığına karar verilmiştir. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun asıl ve birleşen dava yönünden 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen dava yönünden davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 242,60 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen dava yönünden davalı tarafından ayrı ayrı alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 5.731,09 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 5.371,29‬‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 361/1. fıkrası gereğince asıl dava yönünden kesin, birleşen dava yönünden kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi. 31/05/2023
MUHALEFET ŞERHİ 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olduğu” belirtilmiştir. Harçlar Kanunu Genel Tebliği, (1) Sayılı Tarife Yargı Harçlarının III- karar ve ilam harcı başlıklı 1/a maddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”, 1/e maddesinde “(değişik:5235/m. 52) yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı” belirtilmektedir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.12.2021 tarih ve 2021/9035 E 2021/7367 K sayılı ilamında da ”… Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nın 344 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen muhtıra kapsamında 1 haftalık kesin süre içerisinde gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nin 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344/1 maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen 05/11/2021 tarihli ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nin 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi 05/11/2021 tarihli ek kararının onanmasına” dair karar verildiği nazara alındığında; nisbi değere tabi bulunan davalarda, davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle , sayın çoğunluğun bu konuya ilişkin görüşüne katılmamaktayım.