Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/14 E. 2020/11 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/14
KARAR NO : 2020/11
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2017
NUMARASI : 2014/458 Esas – 2017/478 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; İstanbul ….İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, faturadan doğan alacak nedeniyle, davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca yetkiye ve faize itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını çünkü şirketin tebligat adersinin Kasımpaşa/Beyoğlu/İstanbul olup icra takibinin ve davanın yetkili mahkeme de açıldığını belirterek itirazın iptaline takibin devamının %20 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacının 30/11/2012 tarih ve 14.725,15 TL bedelli 31/12/2012 tarih ve 5.668,02 TL bedelli iki adet faturaya dayanarak 17.856,42 TL üzerinden icra takibine başladığını ve huzurdaki davayı açtığını, müvekkili tarafından 28/02/2013 tarih ve … seri numaralı 16.727,04 TL bedelli faturanın Büyükçekmece….Noterliği’nin … yevmiye numarası ile davacıya iade edildiğini, davacının bu faturayı muhasebe kaydına almayarak icra takibine başladığını, taraflar arasındaki sözlü anlaşma gereği istihdam edilen personelin sosyal güvenlik prim tutarının davacı tarafından ödendiğini ve davalı müvekkiline fatura edildiğini, 2012 yılı Eylül, ekim, kasım, aralık SGK primlerinin ödendiğini gösterir herhangi bir belgenin müvekkiline sunulmadığını bu nedenle 4 aylık SGK prim tutarı için müvekkilince iade faturası düzenlendiğini ancak davacının bunu muhasebesine almadığını belirterek, haksız ve dayanaksız davanın reddine, %20’den az olmak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :Mahkemece; Davanın İİK’nın 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalı vekilince icra takip dosyasında yetki itirazında bulunulmuş ise de, 23/012014 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı vekilinin yetkiye ilişkin itirazından feragat ettiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde tarafların arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı tarafça düzenlenen 28/02/2013 tarih ve 16.727,04 TL bedelli faturanın iptal edilmesi gerektiği, davacının 2012 yılına ait eylül, ekim, kasım aylarına ait SGK primlerini geçte olsa 31/12/2012 tarihinde banka aracılığı ile ödemesini yaptığı, ödemenin 14.725,15 TL olduğu, bu miktara geç ödemeden dolayı 1.246,08 TL ek bedel çıktığı, bu nedenle toplam tutarın 15.531,12 TL olacağı, davacının davalıdan bu miktar üzerinden alacaklı bulunduğu tespit edildiğinden, davacı tarafından 2012 yılı eylül, ekim, kasım ve aralık aylarına ait SGK primlerinin ödenmesine dair belge sunulmadığı için davalı tarafça 16.727,04 TL’lik iade faturası düzenlenerek ticari defterlere göre davacıdan alacaklı hale gelmiş ise de; incelenen ticari defter kayıtları ve BABS formları ve SGK kayıtları banka kayıtlarına göre davacının 2012 yılı eylül, ekim, kasım aralık aylarına ait SGK primlerini yatırdığı sabit olmakla davalının iade faturası düzenlemesinin yersiz olduğu, davacının 15.531,12 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davalı vekiline 22/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili 05/10/2017 tarihinde süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin çalıştırılan işçilere ilişkin SGK primlerini yatırıp belgeleri davalı şirkete ibraz ile yükümlü olduğunu, davacı tarafından 2012 yılı eylül, ekim, kasım, aralık aylarına ilişkin SGK primlerinin ödendiğine dair kayıt sunulmadığından ödemezlik defini ileri sürdüklerini, davacı tarafından Beyoğlu …. Noterliğinin 15/02/2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile dava konusu faturaların da dahil olduğu 4 adet fatura gönderilerek ödenmesi talep edilmiş ide de, faturalara SGK primleri dahil edildiğinden, müvekkili şirket tarafından Büyükçekmece …. Noterliğinin 05/03/2016 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile faturalara itiraz edildiğini, davacıdan 2012 yılı eylül, ekim, kasım, aralık aylarına ilişkin ödeme makbuzu, vergi dairesi ve SGK’dan alınacak borcu yoktur yazılarının müteaddit defa talep edilmesine rağmen bu belgelerin müvekkili şirkete gönderilmediğini, SGK’dan gelen kayıtlara göre davacının 2012 yılı aralık ayına ilişkin prim borcunu ödemediğini, bu nedenle dava konusu faturanın var olmayan bir alacağa ilişkin olduğunu, davacının takip tarihi itibariyle bir alacağının olmaması sebebiyle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, alacağın tespitinin yargılamayı gerektirir mahiyette olması sebebiyle likit olmadığını bu nedenle icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını, dava kısmen kabul kısmen reddedilmiş olmasına rağmen, reddedilen miktar yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/458 Esas, 2017/748 Karar sayılı kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için davacı şirket tarafından başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Davacı şirket tarafından, davalı şirketin ek personel ihtiyacını karşılamak üzere geçici istihdam sağlandığı, verilen bu hizmet kaşılığında davacı şirket tarafından fatura düzenlenerek davalı şirkete gönderildiği, takibe konu … seri numaralı 30/11/2012 tarihli 14.724,15 TL bedelli fatura ile … seri numaralı 31/12/2012 tarihli 5.668,02 TL bedelli fatura yönünden ödenmeyen bakiye 17.806,42 TL asıl alacak ve 149,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.955,70 TL üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakta ise de; davacı şirket tarafından personel teminine ilişkin hizmetin verildiği ihtilafsız olup, yine hizmet bedeli yönünden de taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf konusu ise davacı şirketin çalıştırılan işçilere ilişkin SGK prim tutarlarını ödeyip ödemediği, SGK prim tutarları davacı şirket tarafından ödenmemiş ise faturaya dahil ettiği SGK prim bedelleri yönünden davalı şirketin borçlu olup olmadığı, hizmet bedelinin ödenmesi için davacı şirketin SGK prim bedellerini ödediğine ilişkin kayıtları davalı şirkete ibraz zorunluluğu olup olmadığı, ödenmeyen prim borçları varsa davalı şirketin ödemezlik definde bulunup bulunamayacağı, takibe konu olan alacağın istenebilir olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.Davalı şirket vekili, davalı şirketin çalıştırılan işçilerin SGK primlerini yatırıp belgeleri davalı şirkete ibraz ile yükümlü olduğunu iddia etmiş ise de, tarafların bu koşul ile anlaştıklarına dair bir kayıt sunmadığı, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığından hizmet bedelinin ödenmesinin bir koşula bağlanmadığı belirlenmiştir. Yani davacı şirket tarafından hizmetin verilmesi akabinde hizmet bedelinin ödenmesi gerekmektedir. Prim borçları davacı şirketin sorumluğundadır. Davalı şirket işinde çalıştırılan işçilerle ilgili olarak davalı şirkete bir rücu olursa ayrıca değerlendirilecek bir konu olup, dosya kapsamında ise davacı şirketin alacağa hak kazanması SGK ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmesi şartına bağlanmadığından davalı yanın bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davalı vekili, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit olması ve borçlunun kötüniyetli olması şartlarının oluşması gerektiğinden bahisle mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinin ve davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğundan bahisle kararı istinaf etmiştir. İİK 67/2.maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almaktadır. İlk Derece Mahkemesince kabul edilen alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Alacak faturaya dayalı ve likit olduğundan ayrıca İİK 67/2.maddesi gereğince borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi için borçlunun kötüniyetli olması değil itirazının haksızlığına karar verilmesi gerektiğinden mahkemece icra inkar tazminatı takdirinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddedilmesine rağmen, yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına, reddedilen dava değeri yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi ise usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HMK’nın 353/1-b.2 bendi gereğince hükmün düzeltilmesi suretiyle aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/458 E. 2017/478 K. sayılı 12/06/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,3- Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,a) İstanbul … İcra müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında 15.531,12 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline takibin devamına, fazla istemin reddine,b) 15.531,12 TL ye takip tarihinden itibaren takip koşullarında yasal faiz yürütülmesine, c) 15.531,12 TL nin %20 si oranında hesaplanan 3.106,22 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,d) Davacı tarafından yatırılan 216,95 TL peşin harcın mahsubuna eksik 843,98 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,e) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.980,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,f) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince davanın reddedilen kısmı üzerinden hesap olunan 2.424,58 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,g) Davacı tarafından yapılan toplam 917,00 TL (başvurma harcı peşin harç vekalet harcı,müzekkere gideri,tebligat gideri) yargılama giderinin kabul red oranına göre 788, 62 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,h) HMK nun 333. Maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından artan 28,00 TL nin davacıya, hüküm kesinleştiğinde iadesine, 4-İstinaf incelemesi yönünden; a-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın, davalı tarafça yatırılmış olan toplam 350,93 TL’den mahsubu ile bakiye 118,83 TL harcın davalıya İADESİNE,b-Davalının istinaf yargılaması aşamasında yapmış olduğu 232,10 TL istinaf harcı ve 41,000 TL posta giderinden oluşan toplam 273,10 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,c-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.2 bendi ile aynı kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/09/2020