Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1382 E. 2023/695 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1382
KARAR NO: 2023/695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/592
KARAR NO: 2018/694
DAVA TARİHİ: 03/07/2017
KARAR TARİHİ: 25/06/2018
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili kooperatifin 4016 nolu ortağı olup kooperatif aidat bedellerini ödemediğini, ödenmeyen işbu aidat bedellerinin tahsili amacıyla müvekkili tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kooperatif yönetiminin alacağı talep etme yetki ve görevi olmadığını, site yönetimine aidat giderlerini belirlemesi ve toplaması hususunda yetki verilmesine ilişkin geçerli bir genel kurul kararı bulunmadığını, gelinen zamana dek alınan genel kurul kararlarının mahkeme kararıyla iptal edildiğini, bu sebeple aidatların bu zamana kadar belirlenmediğini, hizmetlerin gereği gibi gerine getirilmediğini, bu hususta yöneltilen taleplerin cevapsız bırakıldığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Davacının davalıdan tahsili talep ettiği alacak nevinin site İşletme aidatı olduğu, Davalı üyeye tahsis edilen taşınmazın ( İşyeri tipinin) “işhanı blok ” olduğu ve 86 m2 den ibaret bulunduğu,Kooperatife üye olan davalı ve diğer bağımsız bölüm sakinlerine farklı bir uygulama yapılarak üyelerden üyelik gereği ödeme alınmaması konusunda genel kurul kararı mevcut değildir. O halde, davalı da kooperatif üyeliği devam ettiği müddetçe üyelerden tahsiline karar verilen tüm ödemelerden 1163 sayılı kanunun 23.maddesinde tanımlanan eşitlik prensibi gereği sorumludur. İcra takibi ile tahsili talep edilen dava konusu alacak dayanağının kooperatifin 18.06.2011 tarihinde yapılan 2010 hesap yılı, 29.12.2012 tarihinde yapılan 2011 hesap yılı ve 22.02.2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurullarında tahmini bütçe gündeminde kabul edilen kararlara dayanarak bir alacak olduğu görülmektedir. Kooperatif üyesi bulunan davalı da az yukarıda bahsi geçen eşitlik ilkesi gereği bu ödemeden sorumludur. Her ne kadar davalı kendisine ait bağımsız bölümün yer aldığı, taşınmazda yönetiminin temizlik, bakım, güvenlik ve onarım gibi genel hizmetleri verdiği, kendisinin herhangi bir hizmet almadığı yönünde itirazda bulunmuş olsa da davalı bu itirazlarını kooperatif genel kurulunda yapmalı ve talepleri doğrultusunda genel kurul kararının oluşmasını sağlamak için genel kurul gündem maddesinde bu hususların görüşülmesine yönelik müspet bir davranışta bulunmalı veya eşitliğe aykırı şekilde alındığını iddia ettiği genel kurul kararlarının iptali için dava açmalıdır. Ancak somut olayda davalı bahsi geçen bu durumların gerçekleştiğine ilişkin olarak davalı herhangi bir delil ve belge sunmamıştır. Davalı tarafından sunulan mahkeme dosyalarında aidatlarla ilgili dorudan doğruya açılmış bir dava olmadığı görülmüştür. Davalı icra takibine yönelik itirazında davacı kooperatife borcu olmadığını beyan etmiş ise de genel kurul kararlarına istinaden yapmış olduğu ödemeleri belgelendirmemiş ödemenin yapıldığını ispat edememiştir. Davalı ayrıca söz konusu genel kurul kararlarının iptal edildiği bu nedenle kesinleşmediği yönünde iddiada bulunmuş ise de bu İddiasını ispat edecek kesinleşmiş mahkeme kararını dosyaya ibraz etmediğinden dosya kapsamı çerçevesinde genel kurul kararı ile kararlaştırılan ve üyelerden tahsiline karar verilen işletme aidatı alacaklarını davalıdan tahsilini talep edebileceği anlaşılmış olup Davalının davacı kooperatife 13.06.2011 tarihinde yapılan 2010 hesap yılı, 29.12.2012 tarihinde yapılan 2011 hesap yılı ve 22.02.2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulunda tahmini bütçe gündeminde kabul edilen kararlara dayanarak olan ödemesi gereken aidat ve diğer ödemelere ilişkin tutarın 5.656,04 TL olduğu, bu alacağa tekabül eden faiz miktarının da 2.849.82TL olduğu, dosya kapsamındaki belgelerden ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Şu halde, kooperatif üyesi olan davalının dosyaya dayanak icra takibine itiraz etmekte haklı olmadığı…” gerekçesiyle, “1-Davanın KABULÜNE, 2-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden (8.505,86 TL) aynen devamına, 3-Hüküm altına alınan asıl alacağa (5.656,04 TL’ye) takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde aylık %1.5 oranını aşmayacak şekilde faiz uygulanmasına, 4-Hüküm altına alınan asıl alacak (5.656,04 TL’ye) üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece yapılan yargılama sırasında itirazlarının dikkate alınmadığını, delilleri toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, kooperatif yönetim kurulunun aidatları tahsil etmeye yetkili olmadığını, muhtelif tarihli genel kurul kararlarının iptali hakkında derdest davaların bulunduğunu, birtakım genel kurul kararları hakkında iptal kararı verilmiş ise de henüz kesinleşmediğini, bildirilen dosyaların celp edilmediğini, bilirkişi raporunda ve hükümde yer verilen “..davacı kooperatifin 2015 yılında yeterli nisap sağlanamaması nedeniyle aidatlara ilişkin bir karar alınmadığı görülmüş ise de, daha önce alınmış genel kurul kararları doğrultusunda üyeler tahsil edilebileceği..” şeklindeki kabulün fahiş hata niteliğinde olup herhangi bir genel kurul kararına konu olmayan aidatların üyelerden/ortaklardan tahsil edilmesinin hukuka ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, aidatın tahsili bakımından kesinleşmiş genel kurul kararının bulunması gerektiğini, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda, “..davacı kooperatifin 2012, 2014, 2015, 2016 yıllarına ilişkin genel kurul tutanakları dosyaya ibraz edilmediği…” tespitine yer verilmesine rağmen olmayan delil değerlendirilerek hükme esas alındığını, faiz isteminin kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davacı tarafından 19/01/2017 tarihinde 2011 yılı Şubat ayından 2016 yılı Aralık ayı dahil kooperatif işletme aidatı olan 5.656,04 TL asıl alacak, 2.849,82 TL işlemiş faiz toplam 8.505,86 TL aidat alacağının, asıl alacağa aylık % 1,5 oranında işleyecek faizi ile birlikte tahsili için başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin 31/03/2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından 07/04/2017 tarihinde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, davanın İİK’nın 67.maddesi uyarınca yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Karşılıklı hak ve yükümlük doğuran ortaklık ilişkisi, kooperatif amacına ulaşıncaya kadar süreklilik gerektiren bir niteliğe sahiptir. Bu kapsamda, ortağın aidat yükümlülüğünü yerine getirmesi son derece önemlidir. Ortaklardan alınacak aidatlar kooperatif genel kurul kararları ile belirlenmekte olup genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğindedir. Davalı tarafça, davacı kooperatif yönetim kurulunun bütçe yapma yetkisi bulunmadığı, üyelerden aidat isteyemeyeceği ileri sürülmüş ise de davaya dayanak yapılan aidat yada işletme giderini ilişkin genel kurul kararları iptal edilmediği sürece tüm ortakları bağlayıcı niteliktedir. Öte yandan Yargıtay emsal kararlarında ifade edildiği gibi önceki yıllarda geciken ödemeler yönünden genel kurulca alınmış gecikme faizi kararının, takip eden genel kurullarda değiştirilmediği veya açıkça kaldırılmadığı müddetçe bu tarihten sonra genel kurulca ödenmesi karar altına alınan tüm aidatlara uygulanması gerekmektedir. 6098 sayılı TBK’nın 120/2.maddesi, 3095 sayılı yasanın 1/1. ve 2/1.maddesi, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 01/10/2018 tarihli 2017/2240 E. 2018/4371 K sayılı ilamı da nazara alındığında, uygulanacak azami faiz aylık % 1,5 oranındadır. Takip dosyasında da asıl alacağa aylık % 1,5 oranında faiz işletilmiş ve takip tarihinden sonra da % 1,5 oranında faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. Davalıya ait işyerinin “işhanı blok vasfında 86 m2” olduğu bildirilmiştir. Kooperatife ait genel kurul kararları incelendiğinde; Takip talebinde 2011 yılı Şubat ayından itibaren oluşan aidat alacaklarının tahsili talep edilmiş ise de 2011 yılı Şubat-Temmuz aylarında aidat miktarını gösteren genel kurul kararı dosya kapsamında bulunmamaktadır. 18/06/2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında ortaklardan işletme aidatı olarak 01/07/2011-30/06/2012 tarihleri arasında işhanı, çarşı ve ara blokta bulunan işyerlerinden aylık 0,42 TL X m2 aidat alınmasına karar verilmiştir. Davalıya ait işyeri 86 m2 olduğu için 0,42 TL X 86 m2 = 36,12 TL aylık aidat miktarıdır. İcra takibinde genel kurul kararı doğrultusunda Temmuz ayından sonra aylık 36,12 TL olarak talep edilmiştir.29/09/2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 01/07/2012-30/06/2013 tarihleri arasında işhanı, çarşı ve ara blokta bulunan işyerlerinden aylık 1,285 TL X m2 aidat alınmasına karar verilmiştir. Davalıya ait işyeri 86 m2 olduğu için 1,285 TL X 86 m2 = 110,51 TL aylık aidat miktarı olup, icra takibinde 2012 yılı Temmuz ayından, 2014 yılı Şubat ayı dahil 110,00 TL aylık olarak talep edilmiştir. 25/05/2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında yeterli nisap sağlanamadığından gündem maddeleri görüşülememiştir. İcra takibinde aidat bedeli 2014 yılı Şubat ayı dahil önceki genel kurulda belirlenen 110,00 TL aylık olarak talep edilmiştir. 22/02/2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında ise 01/03/2014 tarihine kadar eski aidat miktarı üzerinden devam edilmesine ve 01/03/2014 tarihinden itibaren aidat miktarının % 25 düşürülerek ödenmesine oy birliği ile karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 01/03/2014 tarihinden itibaren ödenecek aidat tutarı 83,00 TL (1,285 TL’nin %25’i = 0,321 olup 1,285-0,321 = 0,964 olduğundan 0,964 X 86 m2 = 82,90 TL) olup icra takibinde bu miktar talep edilmiştir. 06/06/2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında ve 03/04/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında aidatlar yönünden bir karar alınmadığı anlaşılmıştır.Davalı tarafça, kooperatif genel kurul toplantılarında alınan kararların iptal edildiği ileri sürülmüş olup mahkemece bir kısım dosyalar UYAP sisteminden getirtilmiş, fiziki olarak dosya kapsamına alınmadığından UYAP sistemi üzerinden incelenmiştir. İlk derece mahkemesi kararında “Davalı tarafından sunulan mahkeme dosyalarında aidatlarla ilgili dorudan doğruya açılmış bir dava olmadığı görülmüştür.” gerekçesine yer verilmiş ise de, davalı tarafça bildirilen dosyalar arasında Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/438 E. sayılı dosyası da mevcuttur. Ancak Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/438 E. sayılı dosyası işbu dosya kapsamına alınmadığından ve UYAP sisteminde bulunmadığından Dairemizce incelenmemiştir. Ancak Dairemizin 2020/789 E. 2022/822 K. sayılı dosyasında davacı kooperatif tarafından, başka bir üyenin aidat borcunun tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle açılan itirazın iptali davasında; “…Davacı, takip talebinde, alacağını 2007 Eylül-2016 Aralık tarihleri arasındaki işletme gideri ve faizine dayandırmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2009 Temmuz-2016 Aralık dönemine ait işletme gideri ve faiz miktarı hesaplanmış ise de 25/03/2013 tarihli Genel Kurulda yeterli nisap olmadığından maddelerin görüşülemediği dolayısıyla ortaklardan aidat veya site işletme aidatının tahsil edilmesine yönelik karar alınmamasına rağmen bu döneme ait aidat giderleri ile Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/438 esas 2014/2 K. Sayılı ilamı, 01/07/2011-30/06/2012 dönemine ait aidat bedeline ilişkin kooperatifin 18/06/2011 tarihli genel kurul kararının 8. Maddesinin yoklukla batıl olduğunun tespitine ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamı uyarınca bu döneme ait aidat giderlerinin dahil edilerek ayrıca 2015 ve 2016 dönemine ait genel kurul kararları getirtilmeden 2015- 2016 dönemleri aidat giderlerinin 01/03/2014 tarihli genel kurulda belirlenen aidat miktarına göre hesaplanması hatalı olmuştur. O halde mahkemece, davacı kooperatifin 25/03/2013 tarihli Genel Kurulda ortaklardan aidat veya site işletme aidatının tahsil edilmesine yönelik karar alınmadığından bu dönem ile 01/07/2011-30/06/2012 dönemine ait aidat bedeline ilişkin kooperatifin 18/06/2011 tarihli genel kurul kararının kesinleşmiş mahkeme kararı uyarınca yoklukla batıl olduğuna karar verildiğinden bu dönemler hesaba katılmaksızın 2015-2016 dönemine ait genel kurul kararları getirtilerek bilirkişiden alınacak ek rapor ile bu dönemler için varsa aidat miktarına göre davacının asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı hesaplattırılarak karar verilmesi gerekmektedir…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İşbu dosya kapsamında bulunmayan ancak Dairemizin yukarıda ifade edilen emsal kararında incelenen Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/438 E. sayılı dosyasında aidat alınmasına yönelik kararın yoklukla batıl olduğunun tespit edildiği ifade edilmiştir. Bu nedenle anılan dosyanın, işbu dosya kapsamına alınarak incelenmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 12/03/2015 tarihli 2015/1312 E. 2015/1577 K. sayılı kararında; “…Dava, aidat alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, alacağa konu aidat borcuna dayanak olan 15.05.2011 tarihli genel kurulda alınan 7 no’lu kararın iptali için dava dışı kooperatif üyesi tarafından açılan ve Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/190 esas sayılı dosyası ile görülen davanın kabul edildiği ve Dairemizin 2012/4319 esas, 2012/6340 karar sayılı ilamı ile hükmün onandığı, Dairemizin 2013/1673 esas, 2013/5184 karar sayılı ilamı ile de karar düzeltme isteminin reddolunduğu, böylelikle iptale ilişkin hükmün kesinleştiği, anlaşılmaktadır. Açıklanan olgular ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53/son maddesinde genel kurul kararının iptal edilmesinin bütün ortaklar için hüküm ifade edeceğinin belirtilmiş olması karşısında, davanın reddine kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle verdiği bozma kararında, aidat alınmasına yönelik genel kurul kararının iptal edilmesi halinde, bu genel kurula dayalı aidat isteminin reddi gerekeceğine işaret edilmiştir. Yine 2011 yılı Şubat-Temmuz aylarında aidat alınmasına yönelik genel kurul kararları dosya kapsamına alınmalı, diğer yıllara yönelik genel kurul kararına dayanmayan aidat talepleri hesaplama dışı bırakılmalı ve işlemiş faiz istemi ise denetime açık olarak hesaplatılmalıdır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece eksiklikler ikmal edildikten sonra yeniden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/592 E. 2018/694 K. sayılı 25/06/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/05/2023