Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/138 E. 2020/369 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/138
KARAR NO : 2020/369
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/88
KARAR NO : 2017/1006
KARAR TARİHİ: 25/12/2017
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya vermiş olduğu hizmet karşılığında düzenlenen faturaların davalıya teslim edildiğini, takibe konu 27.714,80 TL bakiyenin tüm taleplere rağmen ödenmediğini ve icra takibi başlattıklarını ancak Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında yapılan icra takibine itiraz ettiğini davalı yanca yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı yan davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece” Dava yazılı yargılama usulüne tabi itirazın iptali davasıdır. Davacı yan davalıya verdiği hizmetin bedeli 3 fatura için takibe girişmiştir. Davalı süresinde davaya cevap vermemiş 20/02/2017 tarihli oturumda verilen kesin sürede (süre hafta sonu bitmekle ilk iş gününde) delil listesi sunmuştur, davacı yanda dava dilekçesi ekinde delillerini bildirmiş ancak 20/02/2017 tarihli oturumda bir nolu ara kararla açıkça HMK 194 gereği delil dayanağını bildirmediğinden kesin sürede HMK 194 gereğince hangi tanığı ne için dinlenileceği açıklanmadığından daha sonra talep ettiği bu delil için işlem yapılmamıştır. Dosyaya alınan 02/10/2017 tarihli bilirkişi raporu ile yanlar arasında ticari ilişki bulunduğu 22/08/2015 tarihli mutabakat esnasında davacı alacağının 1606,24 lira olduğu, dava konusu alacağın dayanağı 3 faturanın davalı defterlerinden yer olmadığı teslime ilişkin belge bulunmadığı, ispatın varlığı halinde alacağın 27.714,80 lira olacağı tesbit edilmiştir. Davacı yan teslim olgusunun ihtarname ile sağlandığını, bu yerinde sayılmazsa teslime ilişkin olarak tanıklarının dinlenmesini talep etmiş ise de; hizmetin verildiği ve faturaların teslim edildiğinin ihtarname ile sağlandığı iddiası yerinde bulunmamış, süresinde tanık deliline ilişkin işlem bulunmadığından da bu delil toplanmamıştır. Ancak davacı yan delilleri arasında açıkça yemin deliline de dayandığından davalı şirket yetkilisine yemin eda ettirilmiştir. Buna göre sonuca gidilmiştir. Tüm dosya içeriğinden yanlar arasında ticari ilişki bulunduğu; davacının açık hesap alacağı için takibe giriştiği; fatura dayanakları yemek hizmetinin verildiği ispatlayamadığı, faturaların tesliminin sabit olunmadığı, davalı defterlerinde de kayıtlı olmadığı, davalı şirket yetkilisinin hizmet alınmadığı yönünden yemin ettiği davacı yanca hizmetin ispatı için tanık deliline başvurulmuş ise de; bu delil için 20/02/2017 tarihinde verilen kesin süre açık olup HMK 194 gereği yerine getirilmediğinden bu delilin toplanamayacağı tesbit edilmiş davanın reddine ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davalının takibe konu borcu bildiren ihtarnameye her hangi bir cevap vermediği , mal ve hizmetin teslim edilmediği iddiasında bulunmadığı, ön inceleme duruşmasında uyulmazlık konusunun tespit edilemediği, davalı ticari defterlerine göre de 3 adet fatura dışında 1.606,24 TL davacının alacaklı olduğunun tespit edildiği, malların teslimine ilişkin tanık delilin toplanmadığı, belirtilerek mahkeme kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, davalıya verildiği iddia oluna hizmet nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Bakırköy … İcra dairesinin … E sayılı takip dosyası örneğimin incelenmesinde; 27.714,80 TL asıl alacak 143,51 TL işlemiş faiz ve 166,00 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 28.024,31 TL alacağın tazmini amacıyla 27.714,80 TL bedelli faturadan kaynaklı takip başlatıldığı ve yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair karar verildiği, davanın da süresi içerisinde açıldığı yapılan incelenmesinde anlaşılmıştır.Bilirkişi raporunda özetle, taraflar arasında 2015 yılında başlayan ticari ilişkinin Ağustos ayına kadar sorunsuz devam ettiği, 22.08.2015 tarihli tarafalar arasında düzenlenen cari hesap mutabakatını mevcut olduğu, bu tarihteki davalı taraf borcu 1:606,24 TL olup her iki tarafın defter kayıtları ile teyit edildiği, bu tarihten sonra kesilen 3 adet toplamda 26.108,56 TL lik faturanın defter kayıtlarında mevcut olmadığı, davalının iş bu hizmeti almadığı yönünde iddiasın da bulunduğu,, imzalı bir hesap mutabakatının da olmadığı belirtilerek ; davacının mal ve hizmet verdiği iddiasının mahkemece kabul görmesi halinde anapara alacağının 27.714,80 TL olduğu, ancak fatura ve mal ve hizmetin davalıya verildiği husunda yazılı bir belge bulunmadığı göz önüne alındığında takip tarihine kadar anapara alacağının 1.606,24 TL olarak hesap ediliği belirtilmiştir.Mahkemece davacının tanıkları dinlenmemiş olup, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olması nazara alınmak suretiyle yemin metnini sunmak üzere davacı tarafa süre verilmiş ve 25.12.2017 tarihli celse de davalı şirket yetkilisince yemin eda edilmesi göz önüne alınarak davanın reddine dair karar verilmiştir.31.10.2016 ve 20.02.2017 tarihli celselerin ön inceleme duruşması olarak yapıldığı ancak davaya konu uyuşmazlığın mahkeme tarafından tespiti işlemin yapılmadığı ve 20.02.2017 tarihli celsede ”-Her iki yana 2 haftalık kesin süre içerisinde tüm delillerini yazılı olarak sunmak karşı tarafa tebliğ ettirmek ve HMK 194 ve devamı uyarınca delillerinin dayanaklarını yazılı olarak açıkça belirtmek üzere ayrı ayrı her iki yana 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içinde delillerinin dayanaklarını açıkça ibraz etmedikleri takdirde delil bildirilmemiş sayılacaklarının bilinmesine, ” ve 24.04.2017 tarihli celsede ”oturum arasında davalı yanca sunulan 06/03/2017 tarihli delil listesi kesin sürede verilmiş olmakla birlikte HMK 194 koşullarını taşımadığından davalı yanın tanık delilinin toplanmasına yer olmadığına,” dair ara karar oluşturulmuştur.Mahkemece yapılan yargılamada, tahkikata esas teşkil etmek üzre taraflar arasındaki çekişmeli husular belirlenmeden taraflardan tanık listesi sunması beklenemez. Bu bakımdan 20.02.107 tarihli celse verilen 1 no lu ara karar hukuki olarak taraflar yönünden sonuç doğurmayacaktır. Taraflar, somutlaştırma yükü çerçevesinde, dilekçelerinde hangi delillere dayandıklarını bildirmek zorunda olduklarından, tanık deliline dayanmak isteyen taraf bu hususu dava , cevap dilekçelerinde belirtmek zorundadır. Ancak, taraflar tanıkların isim ve adresinden oluşan tanık listesini ise bu dilekçelerinde vermek zorunda değildirler. Tanık listesi, tahkikat aşamasında hakim tarafından taraflar tanınacak süre içerisinde mahkemeye sunulmalıdır. Zira, hangi vakıaların ispatının gerekli olduğu ön inceleme aşamasında belirlenip mahkemece bu vakıalardan hangilerinin tanıkla ispatının caiz olduğu konusunda bir karar verildikten sonra tanık listesi sunulabilir. Bu hususu ön inceleme aşamasında açıklığa kavuşturulduktan sonra, tahkikat aşamasında, mahkemece tanık dinlenilmesine karar verildikten sonra, taraflara, tanık listesi sunmak üzere kesin süre verilmelidir.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.01.2013 tarih 2012/14324 E 2013/1831 K sayılı ilamında, mahkemece davacı vekiline, gösterdikleri tanıkların ad ve soy adı ile adreslerini hangi tanığın hangi vakıaya ilişkin olduğunu içeren dilekçe vermesi için mehil verilmeden davanın neticeye bağlanması doğru olmadığı belirtilmiştir.Tarafların sunduğu dilekçelerinde yemin deliline açıkça dayanması halinde ise önce diğer deliller incelenmeli ve toplanmalıdır. Zira ileri sürülen iddia diğer delillerle ispatlanması halinde yemin deliline başvurulması gereken bir durum hasıl olmayacaktır. Bu haliyle yemin, en son çare olarak başvurulan bir delildir. Başka bir deyişle, yemin deliline başvurabilmek için öncesinde yemin delili dışında ileri sürülen diğer deliller incelenmeli ve bunların yeterli olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.Davaya konu somut olayda, ön inceleme duruşmasının usulüne uygun olarak icrası göz önünde bulundurularak, davaya konu uyuşmazlığın belirlenerek, davacının tanık deliline dayanmış olması göz önünde bulundurularak tanık listesi sunmak üzere kesin süre verildikten sonra oluşacak duruma göre tanıkları dinlenmeli ve yemin delili göz önüne alınmalıdır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine dair karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/88 Esas, 2017/1006 Karar ve 25/12/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/12/2020