Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1378 E. 2023/622 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1378
KARAR NO: 2023/622
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2019
ESAS NO: 2018/547
KARAR NO: 2019/629
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/12/2018
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında uzun süreli bir ticari ilişkinin olduğunu, 2018 tarihi itibariyle sözleşmelerin yenilenmediğini , ancak zorunlu olarak var olan yük liftleri ile ilgili hizmetlerin verildiğini ve bazı parçaların değiştirilmek zorunda kaldığını, 30.01.2018 tarihli 32,80 tutarlı, 05.02.2018 tarihli 4.083,98 TL tutarlı, 28.02.2018 tarihli 297,36 TL tutarlı, 09.04.2018 tarihli 236 TL tutarlı, 31.05.2018 tarihli 405,92 TL tutarlı, 31.05.2018 tarihli 236 TL tutarlı, 31.05.2018 tarihli 4.083,98 TL tutarlı faturaların ödemelerinin yapılmadığını, davalının iş bu hizmetleri ve ürünleri almasına karşın karşılığını ödemekten imtina ettiğini, müvekkilini icra takibine zorladığını ve akabinde kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, bu nedenlerle borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla borçlunun takip konusu borcun, takip dosyasında belirtilen işlemiş yasal faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davalının şirket isminin … A.Ş olarak belirtildiğini , ancak ticari ünvanının … A.Ş olduğunu, müvekkil şirket ile davacı arasındaki ticari ilişki boyunca müvekkil şirketin aldığı hizmetlerin karşılığını tam ve zamanında ödemiş yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini , fakat davacı tarafça gerek müvekkil şirket yetkilisinin onayı alınmadan hizmet verilmesinin gerek garanti kapsamında olan hizmetlere ilişkin faturalandırma yapılması gibi gerekçelerle müvekkil şirketçe iade faturasının oluşturulduğunu , müvekkil şirketin davacı taraf ile ticari ilişkisinin 2018 yılında devam ettiğinden ticari ilişkisinin sekteye uğramaması nedeniyle iyi niyetli olarak tüm fatura bedellerini ödediğini, davacı tarafın müvekkil aleyhine ilamsız icra yoluyla icra takibi başlattığını, müvekkil şirketin davacı tarafa hiçbir borcunun olmadığını, bu nedenlerle davanın husumet yokluğu sebebiyle usulden ve tümden reddine, davacının başlattığı icra takibinin haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle alacak miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu çekişmesizdir.Uyuşmazlık davaya konu fatura bedellerin ödenip ödenmediği hususunda toplanmaktadır.Bilirkişi marifetiyle davacı ve davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda takibe konu 7 adet faturanın iki tarafın da defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş ve davalının ödeme yaptığına ilişkin bilgi belge bulunmadığı anlaşılmıştır. HMK 222. Maddesinde ise “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Şeklinde düzenlenmiştir Bilirkişi marifetiyle davacı ve davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davaya konu faturaların iki tarafın da defterlerinde bulunması sebebiyle davacı lehine delil teşkil edeceği kuşkusuzdur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/19-295E., 2006/341 K. Sayılı 07.06.2006 tarihli kararında itirazın iptali hakkında kısmen kabul kısmen red kararı verilmesinin icra-inkar tazminatına hükmedilmesini engellemeyeceğini ,her uyuşmazlığın kendi şartları içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ve mahkememizce yapılan yargılamada 7 adet faturanın davalının ticari defterlerinde yer aldığı ve bu sebeple davalının ne miktarda borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olduğu anlaşıldığından ,davanın kabul edilen kısmı açısından yuzde 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. İstanbul Anadolu Adliyesi …İcra müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinde davacı tarafın işlemiş faizi de takibe konu ettiği anlaşılmakla icra takibinden önce davalının temerrrüde düşürüldüğüne ilişkin belge bulunmadığından takibe konu işlemiş faiz alacak talebi reddedilmiştir.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 9.376,04 TL’lik kısmının iptali ile 9.376,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9.376,04 TL’lik alacağa icra takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacının fazlaya ilişkin itirazının reddine, asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; “davanın öncelikle husumet yokluğu nedeni ile usulden reddi gerekmekteydi. Zira Sayın Mahkemeniz nezdinde açılmış huzurdaki davaya ilişkin dava dilekçesinde davalı ‘’ … A.Ş. ‘’ olarak belirtilmiş olup, müvekkil işverenliğin ticari unvanı dilekçemize ekli vekaletnamemizden de görüleceği üzere ‘’… A.Ş.’’dir. San. Ve Tic. A.Ş. İle müvekkil şirket arasında zorunlu olarak var olan yük liftleri ile ilgili çeşitli hizmetler verilmesine ilişkin ticari ilişki mevcuttur. Davacı taraftan alınan hizmetlere ilişkin oluşturulan faturaların tümünün bedelleri müvekkil şirketçe ödenmiş olup müvekkil şirketin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmamaktadır. Davacı yan tarafından oluşturulan … numaralı 31.05.2018 tarihli 4.083,98 TL bedelli fatura ve … numaralı 31.05.2018 tarihli (işbu fatura … numaralı 09.04.2018 tarihli 236,00 TL bedelli faturaya müvekkil şirketçe … numaralı iade faturası oluşturulmuş bu faturaya karşı ise davacı tarafça 31.05.2018 tarihli fatura oluşturulmuştur.) 236,00 TL bedelli faturaların karşılığı ekte sunmuş olduğumuz dekonttan görüleceği üzere 23.07.2018 tarihinde müvekkil şirketçe 4,319.98 TL toplam bedelle ödenmiştir. Fakat davacı tarafça yanıltıcı olarak dava dilekçesinde ve yine haksız olarak girişilen icra takibinde hem 09.04.2018 tarihli ve 31.05.2018 tarihli aynı bedelli 236,00 TL tutarlı faturalar farklı iki hizmete ilişkinmiş gibi talep edilmiş olup hatalı hesaplama yapılmıştır. Cevap dilekçemiz ekinde sunulmuş olan dekontlarda görülen toplu ödemelerden anlaşılacağı üzere müvekkil şirket ile davacı şirket cari hesap usulünde çalışmakta olup müvekkil şirket dönem dönem yaptığı toplu ödemelerle borcunu ödemiştir. Müvekkil şirketin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmamaktadır.Davacı tarafından oluşturulan … numaralı 05.02.2018 tarihli 4.083,98 TL bedelli fatura karşılığı cari hesap usulüne uygun olarak diğer borçlarla birlikte 19.02.2018 tarihinde 240,219.68 TL bedelle ödenmiştir. Aynı şekilde … numaralı 28.02.2018 tarihli 297,36 TL bedelli fatura da diğer borç tutarlarıyla birlikte 24.04.2018 tarihinde 4,114.66 TL olarak ödenmiştir. Gerek davacı yan tarafından oluşturulan faturalar gerek tarafımızca yapılan tüm ödemeler ticari kayıtlarımıza işlenmiştir. Müvekkil şirket ile davacı yan arasındaki ticari ilişkide haksız ve hukuka aykırı olarak kesilen faturaları müvekkil şirket aradaki ticari ilişkiyi sekteye uğratmamak adına iade yada itiraz etmemiştir. Bilirkişi raporunda da belirtilen faturaların müvekkil şirketin ticari defterlerinden kayıtlı olduğu müvekkil şirketin söz konusu faturaları iade ettiğine ya da kabul etmediğine dair herhangi bir kayda ve belgeye rastlanmadığı, belirtilmişse de müvekkil şirket bu faturaları kayıtlarına işlese de onay alınmayan iş, servis kapsamında olan iş olmalara gerekçesiyle iade faturası oluşturulmuştur. Bu faturalar da davacı tarafından ticari defter kayıtlarına işlenmiştir. Yerel mahkeme tarafından sunulan faturalar ve faturaların iade gerekçeleri değerlendirilmeden eksik ve usule aykırı olarak karar verilmiştir. Davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Her ne kadar davalı taraf, istinaf itirazında ticari ünvanın dava dilekçesinde yanlış belirtildiğini, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; yargılama aşamasında bu maddi hata düzeltilmiştir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından 30.01.2018 tarihli faturanın ödenmemiş 32,80 tutarlı kısmı, 05.02.2018 tarihli 4.083,98 TL tutarlı , fatura 28.02.2018 tarihli 297,36 TL tutarlı, 09.04.2018 tarihli 236 TL tutarlı fatura, 31.05.2018 tarihli 405,92 TL tutarlı fatura , 31.05.2018 tarihli 236 TL tutarlı fatura , 31.05.2018 tarihli 4.083,98 TL tutarlı faturalar dayanak yapılarak 9.376,04 asıl alacak ve 466,4 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.842,44 TL alacağın yasal faiz ile birlikte tahsili istemiyle takip başlatıldığı, davalı tarafça takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın İİK 67.maddesi uyarınca yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, tanzim olunan raporda; davacı/alacaklı … Tic.A.Ş’ye ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacının takip tarihi (26.10.2018) itibariyle davalı/borçlu … A.Ş den 9.376,28 TL alacaklı olduğu, davalı/borçlu … A.Ş’ye ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu , takip tarihi (26.10.2018) tarihi itibari ile davacı … San ve Tic.A.Ş nin 10.148,00 TL alacaklı olduğu takip konusu faturaların (7) adet davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaların iade edildiğine veya kabul edilmediğine dair herhangi bir kaydı ve belgeye rastlanmadığı” yönünde görüş bildirilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır… Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Somut olayda takip konusu 7 adet faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaların davalının iade ettiği faturalardan olmadığı, bu faturaların iade edildiğine veya kabul edilmediğine dair herhangi bir kayıt ve belgeye rastlanmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın işlemiş faiz talebi dışında asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı anlaşılmış, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığından ayrıca kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekillinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 160,11 TL’nin mahsubu ile bakiye 19,79 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/04/2023