Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1361 E. 2022/1125 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1361
KARAR NO: 2022/1125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/614
KARAR NO: 2019/928
DAVA TARİHİ: 05/07/2017
KARAR TARİHİ: 01/10/2019
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının … ünvanlı işyerinde … Bayisi olarak hizmet vererek … ürünlerini sattığı, ayrıca … ürünlerinin tamir ve bakımını yapan teknik servis olarak hizmet verdiği, davacının teknik servis olarak yeni inşaatlara toplu satılan … ankastre, fırın, davlumbaz, klima montajını yaptığı, davalı tarafın savcılığa şikayetinden sonra yaklaşık 20 ay daha davacı ile çalışmaya devam ettiği, davalı tarafın en son Beyoğlu … Noterliğinden gönderilen 03/03/2017 tarih … sayılı ihtarname ile Ağır Ceza Mahkemesindeki davayı gerekçe göstererek Servis Hizmeti Sözleşmesini fesih ettiği, davalı tarafın savcılığa şikayetinden sonra davacıya cari hesap mutabakatı gönderdiği, 30/06/2016 tarihli yazı ile davacının borç rakamının 745,00 TL olarak beyan edildiği ve en son 31/12/2016 tarihli yazı ile borcun 298,00 TL’ye indiğinin bildirildiği, müvekkilinin ise borç rakamını kabul etmediği ve 263.629,00 TL alacaklı olduğunu beyan ettiği, tarafların cari hesap dökümündeki uyuşmazlık konusu olan kısımların iki unsurdan oluştuğu, bunlardan birincisinin 30/09/2015 düzenleme tarihli 12 adet faturadan kaynaklandığı, … Ticaret A.Ş. tarafından kesilen faturaların Bağcılar PTT Müdürlüğünden 07/10/2015 tarihinde … barkot no ile ve 12/10/2015 tarihinde … barkot no ile taahhütlü olarak … Ticaret A.Ş.’ye iade edildiği, ikinci uyuşmazlık konusunun … Ticaret A.Ş. nezdinde …’e ait hesap özetinde 09/04/2014 tarihinde … firmasına ait 188.268,28 TL lik borcun virman yolu ile … Teknik’in cari hesabına borç olarak kaydedilmesinden kaynaklandığı, … nezdinde … Ticaret A.Ş.’ye ait hesap özetinde işbu virman kaydının görünmediği, ayrıntısı ile belirtilen bu iki kalemin toplamı 75.566,71+188.268,28 = 263.834,99 TL yönünden davacı …’ın davalı şirketten alacaklı olduğu iddiası ile fazlaya dair her türlü hak ve alacakları saklı kalmak kaydı 263.629,00 TL cari hesap alacağının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının bilgisi ve talebi dahilinde faturaya konu ürünlerin dava dışı diğer kişi yada kurumlara iletildiği, davacının sürekli devam eden hukuki ve ticari ilişki kapsamında bu işlemlere itiraz etmediği, aynı şekilde başka kişi yada kurumlar adına fatura tanzim edilen ürünlerin kendisine bedelsiz olarak gönderilmesine de itiraz etmediği aksine bu işlemlerden ötürü haksız menfaat sağladığı, müvekkili şirketin operasyonlarının takibi için muhasebe ile entegre olarak kullandığı sistem (SAP) üzerinden Proje ve Otel İnşaatlarına toplu satış yapılan… satış ekibinin ortak kullandığı “inşaat” kullanıcı adı ile belli başlı müşteriler veya bölüm çalışanları adına konsinye siparişler oluşturulduğu, bu siparişlere istinaden aynı müşteriler veya münferit olarak başka kişilere süreklilik arz edecek şekilde mal şevki sağlandığının tespit edildiği, … satış kanalı üzerinden konsinye siparişi açılmak suretiyle sevk edilen ancak 28/02/2015 itibari ile faturası düzenlenmemiş dolayısıyla şirket tarafından bedeli tahsil edilmemiş ürünlerin 1.923.273,00 TL bedel ile 3.572 adet olduğu, faturalanmamış sevkiyatlardan süreklilik arz eden haksız yere menfaat sağlandığı kanaatine varılanların tablo halinde gösterildiği, … satış kanalı müşterisi olan davacı yanın ticari ilişkisi sürecinde müvekkili şirketten aldığı ürünleri ağırlıklı olarak inşaat müşterilerine sattığı aynı zamanda … satış kanalının diğer müşterilerine servis ve kurulum hizmeti de verdiği, sevki sağlanmış ancak faturası düzenlenmemiş 75.203,00 TL tutarında 103 adet konsinye ürün gözüktüğü, davacı yanın müvekkili şirkete verdiği beyanda uhdesinde konsinye ürün olduğunu ancak bu kadar olmaması gerektiğini ifade ettiği, müvekkilinin uhdesinde yapılan denetim çalışması kapsamında söz konusu açık konsinyelerin 77 adedinin akıbetinin araştırıldığı, 45.942,00 TL tutarında 54 adedinin …’a sevk edildiğinin görüldüğü, geri kalan 23 adet ürünün ise tabloda belirtilen 3.kişilere sevk edildiği, siparişi davacı yerine … veya başka müşteriler adına açılan ancak davacıya sevk edildiği ve henüz faturalanmadığı yani açık konsinye listesinde yer alan 30.008,00 TL tutarında 83 adet ürün olduğunun tespit edildiği, yine aynı şekilde sevkiyatı davacıya bedelsiz yapılan ancak karşılığında faturası %100 iskontolu yani bedelsiz olarak düzenlenen 615 adet 480.202,00 TL değerinde ürün tespit edildiği, Siparişi davacıya açılmış farklı kişilere sevk edilmiş ancak bedelsiz olarak faturalanmış veya karşılığında insiyatif faturası alınmış 98.876,00 TL tutarında 114 sipariş olduğu, müvekkili şirket tarafından davacı ve müvekkili şirketin eski müdürü hakkında usulsüz işlemleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu, müvekkili şirketin bu usulsüz işlemler nedeniyle zarar gördüğü, müvekkili şirket tarafından yapılan iç denetimlerde proje otel inşaat kanal satış eski müdürü …nun … ve davacıya bedeli tahsil edilmeksizin sevkiyatlar yaptığı, firmalarda sevki sağlanmış ancak faturası düzenlenmemiş ürünlerin bulunduğu, sevki yapılmış ancak karşılığında %100 iskontolu çok sayıda ürün bulunduğu, siparişi firma adına açılan ancak farklı kişilere sevk edilen bedelsiz olarak faturalandığı veya karşılığında insiyatif faturası alınmış siparişler olduğu, firmaların söz konusu sevkiyatlardan haberdar oldukları, … ürünlerinin spot piyasaya akışına sebebiyet verilerek usulsüz olarak kişilere menfaat sağlandığının tespit edildiğini beyan ederek; Bakırköy 17.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/232 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Davacının huzurdaki davaya, davalı tarafından düzenlenen ve davacı kabulünde olmayan 12 adette 75.566,71-TL lik fatura tutarı ile davalı tarafından haksız şekilde davacı hesabına virman edildiği iddia edilen dava dışı şirketin borcu olan 188.268,28-TL lik tutarı konu ettiği, yani davalının bu iki kalemde yapmış olduğu borçlandırıcı işlemleri kabul etmediği, davalı tarafından davacı hesabına borç kaydedilen 12 kalemde toplam 75.556,71-TL.lik faturalardaki malların davalı tarafından davacıya teslim edildiğinin dosya münderecatına göre ispata muhtaç olduğu, Yine davalı tarafından 09/04/2014 tarihinde “… … Bakiyesinin Talimatla … Hesaba …” açıklaması ile dava dışı firma borcunun davacı hesabına virman edilmiş olduğu, ancak bu virman işlemi için davacı tarafından davalıya verilmiş bir talimata rastlanılmadığından, dosya mevcuduna göre davalının bu virman işleminin de ispata muhtaç olduğu, kanaatine varılmış olmakla davacının davalıdan ticari defterlerine göre 263.130,35-TL alacaklı durumda olduğu saptanmıştır. Tüm bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile 263.130,35-TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde ileri sürdüğü savunmaları tekrar ederek, Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/232 Esas sayılı dosyası kapsamında başlatılan yargılamanın istinaf sürecinin devam ettiğini, bu nedenle ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı tarafından ürünlerin teslim edildiği ve dava konusu faturanın düzenlendiği tarihten 2 yılı aşkın süre geçmişken söz konusu malların kendisine teslim edilmediğinden bahisle bedel iadesi talebiyle açılan eldeki davanın haksız olduğunu, davacının bilgisi ve talebi dahilinde faturaya konu ürünlerin dava dışı diğer kişi ya da kurumlara iletildiğini, sürekli devam eden hukuki ve ticari ilişki kapsamında davacının bu işlemlere itiraz etmediği gibi aynı şekilde başka kişi ya da kurumlar adına fatura tanzim edilen ürünlerin kendisine bedelsiz olarak gönderilmesine de bir itirazı olmadığını, tarafların ortak iradesi ile tanzim ettiği hesap mutabakatına rağmen karara mesnet raporlarda bu hususların gözardı edildiğini, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/73 Talimat sayılı dosyası aracılığıyla alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olup yeni rapor alınması gerektiği yönündeki beyanlarının mahkemede kabul görmediğini, davacı onay ve rızasıyla yapılan virman işleminden sonra (30/09/2014 tarihinde) davacı ile yazılı hesap mutabakatı yapıldığını ve davacının bu işlemi kabul ettiğini, bilirkişi raporunda dava konusu 12 adet fatura muhteviyatı ürünlerin teslim alınıp alınmadığı konusunda somut bir belge olmadığı yazmakta ise de talimat dosyasında inceleme yapan bilirkişiye müvekkili şirket yetkilileri tarafından temin edilen ve dosyada mübrez beyan dilekçesi ekinde yer alan 3 adet irsaliye teslim edildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, taraflar arasında imzalanan Yetkili Servis Sözleşmesi kapsamında cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkindir.Dava konusu uyuşmazlık, davacı adına düzenlenen 12 adet fatura ve dava dışı … firmasına ait borcun virman yolu ile davacı cari hesabına borç olarak kaydedilmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı vekili tarafından keşide edilen Beyoğlu … Noterliği’nin 03/03/2017 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile; davacının sözleşmeye aykırı hareket ettiği, Bakırköy C. Başsavcılığı’nın 2015/64363 sorş. no.lu dosyasında tanzim edilen iddianamede açık şekilde ortaya konulduğu gibi müvekkili şirketin zararına sebebiyet verdiği, davacının eylemleri nedeniyle yetkili servis sözleşmesinin tek taraflı fesih hakkının veren 9.maddesindeki koşulların oluştuğu beyan edilerek yetkili servis sözleşmesinin feshedildiği bildirilmiştir. Davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlarda yapılan inceleme neticesinde tanzim olunan 14/06/2019 tarihli raporda özetle; Davalı …’nin 2014-2015-2016-2017 yıllarına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, yevmiye defteri kayıtları ile kebir defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davalı şirketin yasal defterlerine göre davacıdan dava tarihi itibariyle 298,82 TL tutarında alacak bakiyesi bulunduğu, -Davacının ilk talebi olan 75.566,71 TL tutarındaki 12 adet fatura yönünden yapılan incelemede; davalı tarafından düzenlenmiş bulunan 12 adet faturanın davacı …’a hangi tarihte tebliğ edildiği konusunda dava dosyasında mevcut somut bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan Posta Alındı Fotokopilerine göre davacı tarafından davalının adresine iki adet posta gönderildiği, davacının yasal süresi içerisinde iade ettiğini iddia ettiği 75.566,71 TL tutarındaki 12 adet fatura iadelerini gösteren muhasebe kayıtlarının davalının yasal defterlerinde mevcut olmadığı, bu durumda gerek dava dosyası gerekse davalının yasal defterleri kapsamında yapılan incelemelerde işbu faturaların 6102 sayılı TTK’nun 21/2.maddesine istinaden yasal süresi içerisinde iade edilip edilmediği konusunda herhangi bir tespit yapılmadığı, davacının kabulünde olmayan 75.566,71 TL tutarındaki 12 adet fatura muhteviyatı malın davacıya teslim edilip edilmediği ile ilgili davalıdan somut belge talep edildiği, davalı tarafından işbu fatura muhteviyatlarının davacıya teslim edildiğini gösterir SAP programından alınan bir rapor ile düzenlenen faturaların muhasebe fişleri ile birlikte ibraz edildiği, davalı tarafından düzenlenen işbu faturaların irsaliyeli fatura olarak düzenlendiği, işbu irsaliyeli faturaların hiçbirinde malı teslim alan ve teslim eden bilgilerinin bulunmadığı, davalı tarafından işbu 12 adet irsaliyeli faturaya istinaden 3 adet sevk irsaliyesi ibraz edildiği, 30/09/2015 tarih … no.lu faturaya istinaden ibraz edilen 29/01/2013 tarihli sevk irsaliyesine göre teslim alan bilgilerinde … isim ve imzasının bulunduğu, 30/09/2015 tarih .. no.lu faturaya istinaden ibraz edilen … tarihli sevk irsaliyesine göre teslim alan bilgilerinde … isim ve imzasının bulunduğu, … numaralı sevk irsaliyesinin sunulduğu ancak bu sevk irsaliyesinin hangi fatura ile ilişkilendirildiğinin tespit edilemediği ve teslim alan bölümünde … isim ve imzasının bulunduğu, sevk irsaliyelerinde yer alan imzaların ise bu şahıslara ait olup olmadığının uzmanlık alanı dışında olması sebebi ile tespit edilemediği, 213 sayılı VUK’nun 231/5.maddesi hükmü gereği bir faturanın malın teslimi tarihinden itibaren azami 7 gün içinde düzenlenmesi gerektiği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağının belirtildiği ancak dava dosyası kapsamında yapılan incelemelerde işbu mal teslimlerinin faturaların düzenlenme tarihinden çok önceki tarihleri ihtiva ettiği (örneğin; fatura tarihi 30/09/2015 olmasına rağmen bu faturayla ilişkili olduğunu iddia edilen ve irsaliyenin 29/01/2013 tarihi olduğu), ayrıca sevk irsaliyesi muhteviyatı malın önceki yıllarda faturalandırılıp faturalandırılmadığının tespitinin mümkün olamayacağı, davalı tarafından 75.566,71 TL tutarındaki 12 adet fatura muhteviyatı malın davacıya teslim edildiği iddia edilse de dava dosyası kapsamında yapılan incelemeler neticesinde işbu fatura muhteviyatlarının davacı tarafından teslim alınıp alınmadığı konusunda somut bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, bu durumda faturayı düzenleyen olarak davalının işbu fatura muhteviyatı malları davacıya teslim ettiğini somut belgelerle kanıtlaması gerektiği, bunun yanında davalı tarafından işbu fatura muhteviyatlarının davacı adına nihai tüketicilere teslim edildiği iddia edilmekle adları belirtilen nihai tüketicilerin davacı ile bir ilgisinin olup olmadığının dava dosyası kapsamında tespit edilmesinin mümkün olmadığı, ürünlerin teslimi yani kurulum anında nihai tüketiciye servis tarafından kaşeli ve imzalı garanti belgesi ve servis formu verildiği düşünüldüğünde mahkemenin gerekli görmesi halinde konusunda uzman bir teknik bilirkişi vasıtası ile ürünlerin kurulumları anındaki teknik servis kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacının davalı tarafından teslim alındığını iddia ettiği durumun gerçekliğinin tespit edilebileceği, -Davacının ikinci talebi olan 188.268,28 TL tutarınca borç tahakkuku yönünden yapılan incelemede; davalı tarafından 09/04/2014 tarih … yevmiye numaralı muhasebe fişi ile davacı …’ın cari hesabına 188.268,28 TL tutarında borç kaydı tahakkuk ettirildiği, ilgili muhasebe fişi üzerinde yapılan incelemelerde işbu virman işleminde “… … Bakiyesinin Talimatla … Hesaba …” açıklaması bulunduğu, davalı şirket yetkililerine işbu virman işlemi ile ilgili sunabilecekleri somut bir belge olup olmadığının sorulduğu, ancak böyle bir temlik yazısının mevcut olmadığının beyan edildiği, dava dışı … Yatırım İşlt. A.Ş. firmasının davacı … ile ne gibi bir ilişkisi olduğu ve dava dışı firmanın borç bakiyesinin davacının cari hesabına hangi amaçla borç kaydı olarak tahakkuk ettirildiği konusunda dava dosyasında somut bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, işbu borçlandırma işleminin davacı yasal defterlerinde kayıtlı olmadığının kabul edilmesi durumunda davalı tarafın işbu virman işlemine dayanak somut belgeyi ibraz etmesi gerektiği yönünde görüş sunulmuştur. Davacı ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde tanzim olunan 20/08/2019 tarihli raporda özetle; davacının ticari defterlerine göre dava tarihi itibariyle davalıdan 263.130,35 TL alacaklı durumda olduğu, talimat yoluyla alınan raporda ise davalının kendi defterlerinde davacıdan dava tarihi itibarıyla 298,82 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, 12 adet fatura yönünden faturaların Malı Teslim Eden ve Malı Teslim Alan kısımlarının boş olduğu, bazı faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin bulunduğu iddia edilmiş ise de bu sevk irsaliyelerinin söz konusu faturalara ilişkin olup olmadığı anlaşılmadığından söz konusu faturalara konu malların davalı tarafından davacıya teslim edilip edilmediğinin ispata muhtaç olduğu, davacı ticati defterlerinde söz konusu faturalara ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davacının faturaları kabul etmeyerek davalıya iade ettiği, buna ilişkin dosyaya 07/10/2015 tarihli PTT Posta Gönderi Belgesinin sunulduğu, gönderinin açıklama kısmında “fatura numaraları ile fatura iadeleri..” ibaresinin bulunduğu ve 15/10/2015 tatihinde … şahsın imzasına teslim edildiği, davalı tarafından davacı hesabına borç kaydedilen 12 kalemde toplam 75.556,71 TL’lik faturalardaki malların davalı tarafından davacıya teslim edildiğinin dosya kapsamına göre ispata muhtaç olduğu, davalı defterlerinde 09/04/2014 tarihinde “… … Bakiyesinin Talimatla … Hesaba Virman..” açıklamalı bir kayıt ile davacının 188.268,28 TL borçlandırıldığı, virman kelimesinin anlamının banka hesabında bulunan parayı/mevduatı kişinin kendisine ait başka bit hesaba aktarması olduğu, muhasebede ise bir hesaptan başka bit hesaba yapılan aktarımlara virman denildiği, davacı defterlerinde söz konusu virman işlemine ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmadığı, yine virman kaydının yapıldığı dava dışı şirket ile davacı arasında 2014 yılı ticari defterlerinde herhangi bir ticari ilişkiye rastlanılmadığı, davacı tarafından davalıya verilen bir talimat yada belgenin de bulunmadığı, davalının söz konusu işlemi ne amaçla yaptığına ilişkin bir açıklamanın olmadığı, virman işleminin ispata muhtaç olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarihli 2016/232 E. 2019/311 K. sayılı kararı incelendiğinde; şüpheli …’nun, şikayetçi … Ticaret A.Ş’de 01/07/2011 tarihinden 31/03/2015 tarihine kadar firmanın Proje İnşaat-Otel Satış Müdürlüğünde, Otel İnşaat Satış Müdürü olarak görev yaptığı ve bu süre içerisinde konsinye siparişler adı altında toplam değeri 2.557.392 TL olan 3.083 adet TV buzdolabı vs beyaz eşyayı diğer şüpheliler …, …, …, … ve …’na bedelsiz olarak gönderdiği, bu cihazların spot piyasalarda satıldığı, şikayetçinin toplam 2.965.553,00 TL zarar etmesine sebep oldukları iddiası ile dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde sanık … yönünden “eylemini hizmet ilişkisinden doğan katılan şirketin mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak kendisine tevdi ve teslim edilmiş olan mallar hakkında işlediği, iddianamede anlatılan eyleme göre suç vasfının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuna uyduğu” gerekçesiyle bu suçtan cezalandırılmasına karar verildiği, diğer sanıklar yönünden ise; “Her ne kadar sanıklar …, …, …, … ve … hakkında katılan şirkete yönelik olarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmışsa da; 11.03.2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği üzere bu sanıklara ilişkin yapılan incelemede firmaların defterlerinde var olan tespitlerin ticari hayatın olağan akışına uygun olduğu, sanık … ile ilgili, gerek katılan şirket tarafından sanık … adına düzenlenmiş ve gerekse sanık … tarafından katılan şirket adına düzenlenmiş bir belgenin kayıtlarda bulunmaması nedeniyle ticari ilişkilerinin varlığına dair tespitin yapılmadığı, dosya kapsamında kağıt ve bilgisayar oramında var olan bilgi ve belgelerin incelenmesinden sanıklar …, …, …, …, … ile katılan şirket arasında ticari bir anlaşmazlık olarak değerlendirildiği, bu sanıkların üzerlerine atılı suça ilişkin katılan şirketin yetkili imzalı belgeleri olmadan ticari hayatın olağan akışı dışında ve olağan olmayan yöntemlerle herhangi bir ürünün sanıkların firmalarına teslim edildiğine dair dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı dikkate alındığında, sanıklar …, …, …, … ve …’in üzerlerine atılı suçu işledikleri sabit olmadığı…” gerekçesiyle CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği anlaşılmıştır. Karar karşı sanıklar …, … (…) …, …, … ve … hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik dosyada katılan olarak yer alan … Ticaret AŞ vekilinin, vekalet ücreti yönünden ise sanıklar … ve … müdafilerinin istinaf yoluna başvurması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi’nin 14/04/2022 tarihli 2019/3493 E. 2022/1116 K. sayılı kararı ile “Hüküm fıkrasına, yargılama giderleri ilgili ibarelerden sonra gelmek üzere; “Sanıklar … ve …’un beraatine karar verildiği ve sanıkların kendisini seçilmiş müdafii ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre 5.450 TL maktu vekalet ücretinin Hazineden alınarak, bu sanıklara ayrı ayrı verilmesine” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün CMK.nın 280/1-a ve 303/1 maddeleri uyarınca düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine” karar verildiği, diğer sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik, bu sanık müdafii ile katılan vekilinin istinaf başvuruları bakımından ise hükümden sonra yürürlüğe giren düzenleme ile hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu uzlaşmaya tabi hale getirildiğinden uzlaşma işlemi yapılması gerektiği, kabule göre ise zincirleme suç hükümleri kapsamında cezadan TCK’nın 43/1 maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiği ifade edilerek hükmün CMK’nın 280/1-f maddesi uyarınca bozulmasına, bozulan hüküm yönünden yeniden incelenmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nun 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır… Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesi kapsamında cari hesap ilişkisi bulunduğu, davalı şirket satış müdürü ile davacının da aralarında bulunduğu kişilerin, davalı … usulsüz işlemler nedeniyle zarara uğrattıkları iddiasıyla davalı şirket tarafından 31/03/2015 tarihinde savcılığa şikayet başvurusunda bulunulduğu, bu başvuruya rağmen taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin Beyoğlu … Noterliği’nin 03/03/2017 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile sözleşmenin davalı tarafça feshedildiği tarihe kadar devam ettiği, taraflar arasındaki ihtilafın davalı şirket tarafından düzenlenen 12 adet fatura nedeniyle 75.556,71 TL bakiye alacak ve 188.268,28 TL davacıyı borçlandırıcı virman işleminden kaynaklandığı, dava konusu 12 adet faturanın 30/09/2015 tarihinde düzenlendiği, her ne kadar davacıya tebliğine dair kayıtlar mevcut değil ise de faturaların Bağcılar PTT Müdürlüğünden 07/10/2015 tarihinde … barkot no ile ve 12/10/2015 tarihinde … barkot no ile taahhütlü olarak … A.Ş.’ye iade edildiği, bu durumda mal tesliminin davalı tarafından kanıtlanması gerektiği, faturaların malı teslim eden ve malı teslim alan kısımlarının boş olduğu, talimat yoluyla davalı defterlerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde faturalara konu malların davalıya teslimine dair bir kayda rastlanmadığı, fatura tarihleri 30/09/2015 olmasına rağmen bu faturalara dayalı olarak ürün teslimine ilişkin 2013 yılına ait bir kısım sevk irsaliyesi ibraz edildiği, sevk irsaliyelerinin bir tanesinde davacı isim ve imzasının yer aldığı, sevk irsaliyelerinin faturada belirtilen mallarla ilişkilendirilemediği, ayrıca sevk irsaliyesi muhteviyatı malın önceki yıllarda faturalandırılıp faturalandırılmadığının tespitinin mümkün olmadığı, yine davalı defterlerinde 09/04/2014 tarihinde dava dışı … şirketinin 188.268,28 TL borç bakiyesi davacı hesabına virman işlemi yapılarak bu miktar itibariyle davacı borçlandırılmış ise de, bu işlemin hangi gerekçeyle yapıldığına dair bir kayıt sunulamadığı, davacı hakkında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davası neticesinde Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarihli 2016/232 E. 2019/311 K. sayılı kararı ile beraatine karar verilerek, istinaf isteminin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi’nin 14/04/2022 tarihli 2019/3493 E. 2022/1116 K sayılı kararı ile esastan reddedildiği anlaşılmakla; Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygun olup davacının ticari defterleri itibariyle davalıdan 263.130,35 TL alacaklı olduğu yönündeki kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 4.493,65 TL’den mahsubu ile bakiye 4.412,95 TL’nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/10/2022