Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1354 E. 2023/410 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1354
KARAR NO: 2023/410
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2019
ESAS NO: 2016/245
KARAR NO: 2019/791
DAVA: Menfi Tespit- İstirdat
DAVA TARİHİ: 23/05/2014
KARAR TARİHİ: 15/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalının Şişli … İcra Müdürlüğü ‘nün ( İstanbul … İcra Müdürlüğü) … esas sayılı dosyası ile aidat borcu ve ferileri için takip başlattığını, itiraz üzerine Şişli 3. İcra hukuk hakimliğince 2008/321 esas 2010/764 karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline karar verildiği, faize ilişkin bir hüküm kurulmadığı, davalının icra takibinde aylık %15 faiz talebine devam ettiğini, itirazın iptali davası açmış olduğunu, işletilmek istenen yıllık %180 faizin, kamu düzenine ve ahlak kurallarına aykırı olduğunu ve aşırı ifa güçlüğü doğurduğunu beyan ederek icra edilen aylık %15 faize dayalı ve hatalı 77.742,42 TL ‘lik borcu faiz cephesi itibarıyla artan kısmının hukuka ve yasalara aykırı olduğundan icra takibine konu borç hergün değişmekte olduğundan 6100 sayılı yasanın 107 maddesine göre şimdilik 10.000 TL ‘lik kısmının fahiş faiz olarak tesbiti ve iptalini ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmektedir. Davacı vekili tarafından sunulan 31/01/2017 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; İcra Mahkemesinde yargılama devam etmekte iken satış baskısı nedeni ile bakiye dosya borcu olarak görünen 32.455,15 TL ‘nin 29/11/2016 tarihinde ödendiğini, 13/12/2016 tarihinde ise masraf olarak 4.862,25 TL ‘de ihale katılım teminat bedelinden alındığını, bu nedenle toplamda 37.317,40 TL ‘nin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Menfi tespit davasının şartlarının oluşmadığını, İcra Hukuk Mahkemesi kararına esas bilirkişi raporunda %15 aylık faiz oranının tespitinin yapıldığı ve kooperatif kararlarına atıf yapıldığını, işletilen faiz oranı ve hesaplanan faiz tutarına dayanarak aşırı ifa güçlüğü yarattığının ileri sürülebilmesi için gerekli koşulların sağlanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, davacı hakkında %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece Dava; İcra edilen aylık %15 faize dayalı ve hatalı 77.742,42 TL ‘lik borcu faiz cephesi şimdilik 10.000 TL ‘lik kısmının fahiş faiz olarak tesbiti ve iptali talepli menfi tespit davasıdır. Davalı yanca İstanbul Şişli … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında 45.662.74 TL için, İstanbul Şişli … İcra Müdürlüğü ‘nde … esas sayılı dosyasında 21.245,87 TL kesinleşen alacak miktarı ile masraf harçlarını kapsayan hesaplama yapılmış olduğu, Evraklar, belgeler ve bilgisayar kayıtlarının incelemesinde, davacının 2001 yılında kooperatife üye olduğu, evini … ‘ndan aldığı, Davalı tarafın 2001 yılından 2007 yılı sonuna kadar olan süreçte aidat borç bakiyesinin 43.033,75 TL olduğu, ferdileşme ve gecikme cezasının 2.485,80 TL , yol yapım bedelinin 50,00 TL, abonman bedelinin 25,97 TL olmak üzere toplam 45.595,52 TL olduğu, Davacı …’in, davalı … Site işletme Kooperatifinin üyesi olduğu ve aidat borçları nedeniyle … sayılı dosya ile 02/11/2007 tarihinde icra takibi başlatıldığı tespit edilmiştir. 6.655,00 -TL aidat, 67,50.-TL ek ödeme, 50,00 TL yol asfalt hesabı, 264,00 TL ferdileşme hissesi borcu, 25,97 TL elektrik sözleşmesi borcu ve 38.600,00 TL aylık %15 gecikme faizi olmak üzere toplam 45.662,47 TL tutar üzerinden yapılan icra takibine davacı tarafından 12.11.2017 tarihinde itiraz edilmiştir. Şişli 3. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde 13/07/2010 tarihli karar ile 2.140,00 TL aidat, 67,50 TL istinat duvarı ek ödemesi, 4.081,50 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 6.289,00 TL tutar üzerinden takibin devamına, 2.207,50 TL asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davacı tarafından davalı kooperatife ödenmesine karar verilmiştir. Yine aynı kararda davalı kooperatif tarafından fazla olarak takibe konu olan 4.854,97 TL asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatının davalı kooperatif tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin toplamı 561,90 TL ‘nin de davacı tarafından davalı kooperatife ödenmesine karar verilmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü tarafından borçlu davacıya gönderilen 10.02.2012 tarihli muhtırada borç miktarı 58.756,48 TL olarak yazılmış ve ekinde bulunan dosya kapak hesabında 6.289,00 TL asıl alacak, 249,04 TL tahsil harcı, 754,68 TL vekalet ücreti, 48.358,96 TL gecikme faizi, 3.104,80 TL masraf olmak üzere toplam 58,756,48 TL bakiye borç miktarı hesaplaması gösterilmiştir. 3.104,80 TL masraf tutarının içerisinde 2.515,60 TL %40 icra inkar tazminatı bulunduğu görülmekte olup, bu tutar asıl alacak üzerinden değil gecikme faizi dahil toplam 6.289,00 TL tutar üzerinden hesaplandığı için hatalıdır. Nitekim borçlu davacı vekilinin 2007/19927 sayılı dosyada yapılan hesaplamaya itiraz ederek, hesaplamanın mahkeme kararı doğrultusunda düzeltilmesini talep ettiği ve 16/02/2012 tarihinde dosya borcuna mahsuben 2.500,00 TL icra müdürlüğüne yatırdığı görülmektedir. Yatırılan tutara ilişkin reddiyat 05/04/2012 tarihinde yapılarak davalı kooperatif vekiline ödendiği görülmektedir. İcra müdürlüğü tarafından 16/02/2012 tarihli kapak hesabında icra inkar tazminatı tutarı hesaplaması yeniden yapılarak düzeltilmiştir. 10/02/2012 tarihli kapak hesabında 48.358,96 TL olarak görülen toplam faiz miktarı 16/02/2012 tarihli kapak hesabında 17.039,78 TL olarak hesaplandığı görülmektedir.Yine … sayılı icra dosyasında mevcut 14/11/2013 tarihli dosya kapak hesabında bakiye toplam borç miktarı 77.742,42 TL olarak gösterilmiş olup, davacı borçlu vekilinin bu hesaplamaya dair 03/12/2013 tarihinde icra müdürlüğüne yaptığı itiraz ve yeniden hesaplama yapılması talebi icra müdürlüğü tarafından uygun görülmemiştir. Davacı borçlunun şikayet başvurusu üzerine İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1150 Esas dosyası ve 30/12/2016 tarih ve 2016/1243 sayılı kararı ile dava konusu olayda temerrüt faizi oranının yıllık %18 olarak uygulanmasına karar verilmiştir. Mahkememizce alınan 12/06/2019 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda “Davalı S.S. Güm-San Site İşletme Kooperatifinin, 2.207,50 TL asıl alacağı bulunduğu, Asıl alacak tutarına aidat borçlarının kesinleştiği tarihten, takip tarihine kadar yıllık %18 yasal faiz oranına göre toplam 422,09 TL temerrüt faizi hesaplanmasının mümkün olduğu ve dava konusu olayda aylık %15 oranı üzerinden hesaplanan 4.081,50 TL faiz tutarının çok fazla fahiş olduğu, 2.207,50 TL asıl alacak tutarı üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık %18 oranında yasal faiz hesaplanması gerektiği, Davacı borçlunun 26/09/2016 tarihinde 3.653,79 TL, 29/11/2016 tarihinde 32.455,15 TL ve 12/12/2016 tarihinde 4.862,25 TL olmak üzere toplam 40.971,19 TL tutarında borcundan fazla ödeme yaptığı, bu fazla ödemenin yersiz/hatalı hesaplanan fazla ödemeye dair istirdat talebinin davacı tarafa iade edilmesi gereken tutar üzerinden ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz hesaplanmasının mümkün olduğu” tespit edilmiş olup, davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulü ile davacının davalıya 37.317,40 TL borçlu bulunmadığının tespitine, 32.455,15 TL ‘nin 29/11/2016, 4.862,25 TL ‘nin 12/12/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; menfi tespit konusu ettikleri alacak kalemlerinin kaynağı, davacının aidata konu söz konusu taşınmazı devraldıktan 8 ay sonra gerçekleştirilen Kooperatif Genel Kurulu Kararıdır. davacının da katılımı ve veya her türlü itiraz hakkının bulunduğu kararda “zamanında ödenmeyen aidat borçlarına aylık %15 oranında faiz işletileceği” mezkur dönemde oy birliği ile karara bağlanmıştır.Davacı taraf, bu genel kurul kararı aleyhinde itiraz ve dava haklarını kullanmadığı gibi 2007 yılında bu yana borçlarını ödemekten imtina etmiş ve neden sonra, mesele icra takibi konusu edilince huzurdaki davayı ikame etmekte bir beis görmemiştir. Hiçbir zaman kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için kooperatif genel kurulunda alınan karara itibar edilemeyeceği düşünülse dahi, kat mülkiyeti kanunu madde 20. ışığında davacının davasının yine de kabule şayan olmayacağı izahtan varestedir.Davalı Kooperatifin mahiyeti ve görevi, Davacının maliki bulunduğu taşınmazın bulunduğu alanda ve ortak alanlarda faydalandığı hizmetler değerlendirilerek öncelikle KMK 20 (c) maddesinin uygulanması ve burada gösterilen aylık %5 oranın %100 fazlası üzerinden hesaplama cihetine gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurmak isabetli değildir. ” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, kooperatif aidat borcuna uygulanan faizden kaynaklanan istirdat davasıdır. Davalı kooperatifin 28/04/2002 tarihli genel kurulu 6. Maddesi ” aidatların zamanında ödenmeyen üyelerden aylık %15 gecikme cezası alınması, mevcut aidatların bugüne kadar ödemeleri ve ayrıca ana para bakiyesi tutarı kadar ileriye dönük de ödemeleri durumunda gecikme cezası alınmamasına, 15/06/2002 tarihinden sonra aidatlarını ödemeyen ortakların cari hesaplarına yapacağı ödemelerden öncelikle faiz borcu mahsup edildikten sonra kalan kısmın aidata mahsup edilmesi, oy çokluğu ile kabul edilmiştir.” şeklindedir. Şişli … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı (İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas) takip dosyasının incelenmesinde; davalı kooperatifin davacı aleyhine başlattığı 02/11/2007 tarihli icra takibinde 6.655,00TL aidat ana borcu, 67,50TL ek ödeme borcu, 50TL yol asfalt hesabı borcu, 264TL ferdileşme hissesi borcu, 25,97TL elektrik sözleşmesi borcu, 38.600,00TL aylık %15 gecikme faizi olmak üzere toplam 45.662,47 TL ve asıl alacağa %15 faiz talep edildiği, davacının süresinde takibe itiraz ettiği, davalı kooperatifin Şişli 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/321 esas 2010/764 karar sayılı dosyasında itirazın kaldırılması davası açtığı, mahkemece 13/07/2010 tarihli karar ile bilirkişi hesaplamasına göre davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek 2.140,00 TL aidat, 67,50 TL istinat duvarı ek ödemesi, 4.081,50 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 6.289,00 TL tutar üzerinden takibin devamına, 2.207,50 TL asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davacı tarafından davalı kooperatife ödenmesine karar verilmiştir. Yine aynı kararda davalı kooperatif tarafından fazla olarak takibe konu olan 4.854,97 TL asıl alacak üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatının davalı kooperatifçe davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Davaya konu icra dosyasında davacıya ait tapu kaydına 23/12/2014 tarihinde 45.662,47 TL alacak için haciz şerhi işlenmiştir. Davacı taraf, itirazın kaldırılması kararında faize yönelik talebin reddedilmesine rağmen icra takibinde aylık %15 faiz talebine devam edildiğini, işletilmek istenen yıllık %180 faizin, kamu düzenine ve ahlak kurallarına aykırı olduğunu, aşırı ifa güçlüğü oluşturduğunu beyan ederek icra edilen aylık %15 faize dayalı ve hatalı borç yönünden menfi tespit davası açmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğü tarafından borçlu davacıya gönderilen 10.02.2012 tarihli muhtırada borç miktarı 58.756,48 TL olarak yazılmış ve ekinde bulunan dosya kapak hesabında 6.289,00 TL asıl alacak, 249,04 TL tahsil harcı, 754,68 TL vekalet ücreti, 48.358,96 TL gecikme faizi, 3.104,80 TL masraf olmak üzere toplam 58,756,48 TL bakiye borç miktarı hesaplaması gösterilmiştir. İcra müdürlüğü tarafında yapılan 16/02/2012 tarihli kapak hesabında icra inkar tazminatı tutarı hesaplaması yeniden yapılarak düzeltilmiştir. 10/02/2012 tarihli kapak hesabında 48.358,96 TL olarak görülen toplam faiz miktarı 16/02/2012 tarihli kapak hesabında 17.039,78 TL olarak hesaplandığı görülmektedir. Yine 2007/19927 sayılı icra dosyasında mevcut 14/11/2013 tarihli dosya kapak hesabında bakiye toplam borç miktarı 77.742,42 TL olarak gösterilmiş olup, davacı borçlu vekilinin bu hesaplamaya dair 03/12/2013 tarihinde icra müdürlüğüne yaptığı itiraz ve yeniden hesaplama yapılması talebi icra müdürlüğü tarafından uygun görülmemiştir.Davacı vekili, yargılama sırasında açtığı İstanbul 13. İcra hukuk mahkemesinin 2016/1150 esas 2016/1243 karar sayılı dosyasında; ”İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında BK’nun 120 ve 3095 sayılı Kanunun 2/1 ve 1.maddeleri gereğince hesaplama yapılmasının talep edildiğini, ana para için emredici hükümlere göre uygulanacak olan faizin yıllık yasal faizin iki katı olamayacağından azami %18 faiz üzerinden yapılan hesaplamada 15.121,00-TL borç bakiyesi hesap edildiğini, müvekkili tarafından bu tutarın yatırıldığını, hacizlerin fekki taleplerinin ret edildiğini, %180 faiz işletilmesinin emredici kanun hükümlerine aykırı olduğunu belirterek müdürlük işleminin iptali ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, 08.12.2016 tarihli dilekçesi ile de dosya borcunun satış baskısı nedeni ile ödendiğini, haczin kaldırılması talebinin konusuz kaldığını, faize ilişkin taleplerinin devam ettiğini, icra müdürlüğünün yapmış olduğu 15.121,00-TL hesabın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; ”Somut olayda, takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı, 6098 sayılı TBK’nun 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davalı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağından temerrüt faizinin yıllık %18 olarak kabulüne karar verilmesi gerekmiş, haczin kaldırılması talebi konusuz kaldığından” gerekçesi ile konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında 31/01/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile satış baskısı nedeni ile bakiye dosya borcu olarak görünen 32.455,15 TL ‘nin 29/11/2016 tarihinde ödendiğini, 13/12/2016 tarihinde ise masraf olarak 4.862,25 TL ‘de ihale katılım teminat bedelinden alındığını, bu nedenle toplamda 37.317,40 TL ‘nin istirdatına karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını yatırmıştır. Mahkemece mail müşavir bilirkişisinden alınan raporda; Asıl Alacak Yönünden Değerlendirme: Tarafımca dava dosyası üzerinde yapılan incelemede davacı borçlunun, davalı kooperatife olan asıl alacak borç tutarının 2.140,00.-TL aldat ve 67,50.-TL istinat duvarı ek ödemesi olmak üzere toplam 2.207,50TL olduğu tespit edilmiştir. Asıl alacak tutarı 04/05/2010 tarihli bilirkişi taporu ile de tespit edilmiş olup Şişli 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 13/07/2010 tarihli 2010/764 sayılı karan ile karara bağlanmıştır.Temerrüt Faizi Açısından Değerlendirme: …. Her ne kadar davalı kooperatifin 28/04/2002 tarihli genel kurulunda “aidatlarını zamanında ödemeyen üyelerden aylık %15 gecikme cezası alınması” yönünde karar alınmış olsa da 6093 sayılı TBK ve 6101 sayılı Kanunun amir hükümleri çerçeveşinde süresinde ödenmeyen aidatlar için uygulanabilecek temerrüt faiz oranının, ilgili dönemdeki yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşmaması gereklidir. Dava konusu takip tarihi 02/11/2007 itibariyle yasal faiz oramı yıllık % 9 olarak belirlenmiş olup, asıl alacak tutarına uygulanması gereken yasal faiz oranı yıllık %18 olmalıdır. Tabloda görüleceği üzere davalı kooperatifin, davacı üyesinden talep edebileceği asıl alacak toplamı 2.207,50.-TL ve bu tutara aidat borcunun kesinleştiği tarihten icra takip tarihine kadar işletilebilecek temerrüt faiz tutarı 422,09.-TL olmaktadır. İcra takibi sırasında 422,09.-TL tutarındaki temerrüt tutanı için yeniden temerrüt faizi hesaplanması yerinde olmayacaktır. Yasal takip tarihi 02/1 1/2007 tarihinden başlamak üzere asıl alacak tutarı 2.207,50.-TL için yıllık 18 oranı üzerinden temerrüt faizi hesaplamak mümkündür. Davacı Borçlunun Yaptığı Ödemeler Açısından Değerlendirme: Davacı borçlu dava konusu olay kapsamında icra müdürlükleri vasıtasıyla ödemeler gerçekleştirildiğini belirtmektedir. Dava dosyasının incelenmesi sonucunda, davacı borçlunun 16/02/2012 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğüne 2.500,00.-TL tutarında ödeme yapmış olduğu tespit edilmiştir. Davacı borçlunun dilekçelerinde beyan ettiği 26/06/2016 tarihli 15.120,27.-TL, 29/11/2016 tarihli 32.455,15.-TL ve 13/12/2016 tarihli 4.862,25.-TL tutarlarındaki ödemelere dair dava dosyası içerisinde herhangi bir belge görülmemiştir. Davacı tarafından talep edilen, hesaplamadan fazla ödemeye dair istirdat talebinin yerinde görülmesi halinde İcra Müdürlüğü marifetiyle yeniden hesaplama yapılmak suretiyle davacı tarafa iade edilmesi gereken tutarın ve bu tutar üzerinden hesaplanacak yasal faiz tutarının tespitinin mümkün olduğu” mütalaa olunmuştur. 04/10/2018 tarihli ek raporda; Davalı Kooperatifi’nin, davacı …’ten aidat karşılığında 2.207,50.-TL asıl alacağı bulunduğu, Asıl alacak tutarına aidat borçlarımın kesinleştiği tarihten, takip tarihine kadar yıllık %18 yasat faiz oranına göre toplam 422,09.-7L temerrüt faizi hesaplarımasının mümkün olduğu ve dava konusu olayda aylık %15 oranı üzerinden hesaplanan 4.081,50.-TL faiz tutarının çok fazla (fahiş) olduğu, Dava konusu olayda asıl alacak tutarı 2.207,50.-TL ve takip tarihine kadar işletilebilecek faiz tutarı 422,09.-TL olarak hesaplarmaktadır. Bu tutarlara göre 23/09/2016 tarihinde İstanbul … İcra Dairesi tarafından yapılan hesaplamada asıl alacağa işleyen faiz tutarının 4,081,50-TL olarak hesaplamaya dahil edildiği görülmektedir. Bu hesaptama sonucunda bakiye borç mikları 15.120,27.-TL olarak tespil edilmiş ve davacı borçlu tarafından 26.09.2016 tarihinde 15.121,00.-TL ödeme yapılmıştır. Temerrüt faizi tutarı ın düzeltilmesi neticesinde ödeme tarihi ulan 26/09/2016 itibariyle dosya hesabı şu şekilde olmalıdır. Takibe konu alacak, 2.629,59TL (2.207,50+422,09) + Tahsil harcı 443,80 +Vekalet Ücreti 754,68 +Toplam Faiz 3.539,14+ Masraf miktarı 6.600 =13.967,21 TL ‘dir. Davacı borçlunun 26/09/2016 tarihinde 3.653.79.-TL ve 29/11/2016 tarihinde 32.455,15.-TI. Olmak üzere toplam 36.108,94.-TL tutarında borcundan fazla ödeme yaptığı, bu fazla ödemenin yersiz/hatalı hesaplanan faiz lutarlarına isabet elliği ve davacının fazla ödemeye dair istirdat talebinin Sayın Başkanlığınız tarafından yerinde görülmesi halinde davacı tarafa iade edilmesi gereken tutar Üzerinden ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz hesaplanmasının mümkün olduğu” mütalaa olunmuştur. 10/06/2019 tarihli ikinci ek raporda; Davalı Kooperatifi’nin, davacı …’ten aidat karşılığında 2.207,50.-TL asıl alacağı bulunduğu, |Asıl alacak tutarına atdat borçlarının kesinleştiği tarihten, tqkip tarihine kadar yıllık %18 yasal faiz oranına göre toplam 422,09.-TL temerrüt faizi hesaplanmasının mümkün olduğu ve dava konusu olayda aylık %15 oranı üzerinden hesaplanan 4.081,50.-TL faliz tutarının çok fazla (fahiş) olduğu, 2.207,50.-TL asıl alacak tutarı üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık %18 oranında yasal faiz hesaplanması gerektiği, dava konusu olaydaki icra takiplerinde hesaplamaya esas alınan aylık % 15 faiz oranının çok fazla (fahiş) olduğu, Davacı borçlunun 26/09/2016 tarihinde 3.653,79.-TL, 29/11/2016 tarihinde 32.455,15-TL ve 12/12/2016 tarihinde 4.862,25.-TL olmak üzere toplam 40.971,19.-TL tutarında borcundan fazla ödeme yaptığı, bu fazla ödemenin yersiz/hatalı hesaplanan faiz tutarlarına isabet ettiği ve davacının fazla ödemeye dair istirdat talebinin Sayın Başkanlığınız tarafından yerinde görülmesi halinde davacı tarafa iade edilmesi gereken tutar üzerinden ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz hesaplanmasının mümkün olduğu” mütalaa olunmuştur. Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek 6093 sayılı TBK’nun 120. ve 6101 sayılı kanunun 7. Maddesi gereğince; asıl alacak tutarına aidat borçlarının kesinleştiği tarihten, takip tarihine kadar yıllık %18 yasal faiz oranına göre toplam 422,09.-TL temerrüt faizi hesaplanması gerektiği, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %18 oranında yasal faiz hesaplanması gerektiği gerekçesi ile davacının borcunun 13.96,7,21-TL |hesaplanması gerektiği, davacının davalıya 37.317,40 TL fazla ödeme yaptığı, bu miktarda borçlu bulunmadığının tespitine, davacının yaptığı ödemelerin 32.455,15 TL ‘nin 29/11/2016, 4.862,25 TL ‘nin 12/12/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, icra takip tarihinden dava tarihine kadar olan dönemde uygulanacak faiz oranının belirlenmesinde aynı Kanunun 120/2. maddesindeki sınırlamanın mı uygulanması gerektiği yoksa davalı kooperatif genel kurulu tarafından belirlenen aylık %15 faiz oranının 01.07.2012 tarihine kadar mı uygulanması gerektiği noktasında toplanmaktadır. 6098 sayılı TBK’nın “Faiz” başlıklı 88. maddesi;“Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmüne haizdir. Aynı Kanun’un “Temerrüt Faizi” başlıklı 120. maddesi ise; “…Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur” düzenlemesini içermektedir. Değinilmesi gereken diğer iki düzenleme ise Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun’un (Yürürlük Yasası) 1. ve 7. maddeleridir. Bu Kanunun “geçmişe etkili olmama kuralı” başlıklı 1. maddesi;“Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir” hükmünü içermektedir. Aynı Kanun’un 7. maddesi;“Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı, faize ilişkin 88’inci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138’inci maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır” şeklinde düzenlenmiştir. İlgili kanuni düzenlemeler dikkate alındığında; her ne kadar davalı kooperatifin 28/04/2002 tarihli genel kurulunda “aidatlarını zamanında ödemeyen üyelerden aylık %15 gecikme cezası alınması” yönünde karar alınmış olsa da 6098 sayılı TBK ve 6101 sayılı Kanunun amir hükümleri çerçeveşinde, süresinde ödenmeyen aidatlar için uygulanabilecek temerrüt faiz oranının, ilgili dönemdeki yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşmaması gereklidir. Dava konusu takip tarihi 02/11/2007 itibariyle yasal faiz oramı yıllık % 9 olarak belirlenmiş olup, asıl alacak tutarına uygulanması gereken yasal faiz oranı yıllık %18 olmalıdır. Mahkemece bu ilke esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK’nın 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 637,28 TL’nin mahsubu ile bakiye 457,38 TL istemi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/03/2023