Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1345 E. 2023/1315 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1345
KARAR NO: 2023/1315
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2019
ESAS NO: 2016/462
KARAR NO: 2019/1130
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 15/04/2016
KARAR TARİHİ: 27/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekilince sunulan dava dilekçesini özetle; Taraflar arasında 18/12/2012 tarihinde sözleşme düzenlendiği, iş bu sözleşme ile herhangi bir okula ilişkin olarak enerji ve yerel ağ network alt yapı ve benzeri işler söz konusu olduğu takdirde davacının davalıya içeriği konusunda mutabık kalacakları satın alma sözleşmesi vereceği, sözleşmenin 18/12/2013 tarihinde kendinden sona ereceği belirlenmiş olup, sözleşme süresi içerisinde davacı tarafından davalıya herhangi bir okula ilişkin olarak satın alma siparişi verilmediği, ancak davalının davacı aleyhine icra takibi başlattığı ve bu takipte dayanak olarak gösterilen 03/03/2014 tarihli faturanın hiç bir zaman davacıya tebliğe edilmediği belirtilerek, Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyasıyla takibe konulan 7.894,08 TL’lik asıl alacak ve ferilerinin mevcut olmadığının tespitine ve %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 18/12/2012 tarihli sözleşme düzenlendiği, bu sözleşme kapsamında Adile Mermerci Anadolu Lisesi’nin Fatih projesi işi için sözleşme yapıldığı, davacı şirkete ödenmesi gereken faturanın ibraz edildiği, ancak ödenmemesi nedeniyle takip başlatıldığı belirtilerek davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “Mahkememizce …’nun şirket adına temsile haiz yetkisinin araştırılması için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlügüne yazı yazılmış ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ekleri mahkememize gönderilmiş ve yapılan incelemede …’nun davacı şirkette temsil yetkisine haiz olmadığı anlaşılmıştır. Nitekim davaya konu ve Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında , takibe konu edilen 03/03/2014 tarihli 7.516,60 TL tutarlı faturanında hükme esas alınan mali müşavir bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı şirket ticari defter kayıtlarında bulunmadığı ve iş bu faturanın davacı tarafa tebliğ edildiğine dair yazılı bir belgede sunulmadığı anlaşılmakla, davalının bu yöndeki iddiiasını da ispatlayamadığı anlaşılmıştır.Davalı taraf her ne kadar işin eksiksiz şekilde alındığına dair belgeyi davacı şirket adına imzalayan …’nun isticvabını talep etmişsede , HMK 169 maddesinde ”Mahkemece , kendinden veya talep üzerine taraflardan her birinin isticvabına karar verilebilir” hükmü gereğince dava dışı 3. Kişini isticvabına karar verilmesi yönündeki talebin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde davalı tarafça davacı aleyhine 03/03/2014 tarih ve 7516,60 TL tutarlı faturadan kaynaklı toplamda 7.894,08 TL alacağa yönelik takip başlatılmıştır.Yukarıdaki bilgiler ışığında mahkememizce tüm deliller incelenmekle takibe konu faturadan kaynaklı olarak davacının borçlu olmadığı anlaşılarak toplamda 7.894,08 TL miktarla davacının borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmayan kötü niyet tazminat taleplerininde reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı müvekkil tarafından yapılan işi, davacı şirket adına teslim alan …, istinaf konusu kararda belirtilenin aksine, dava konusu olaydan bi haber olan, sıradan bir şahıs değildir. Bu şahıs, davacı şirketin hali hazır yetkilisi ve ortağı olan …’nun öz kardeşi’dir. Davacı şirket aile şirketidir. Esasen, sözleşmeye konu iş ve işlemlerle ilgili hususların, …’a verilen işlerden olduğu tespiti yerinde ve doğrudur. Buna göre, dava konusu proje ile ilgili işlemler ve yüklenici silsilesi şu şekildedir; – … A.Ş., yüklenicisi … Tic. A.Ş.’ye – … Tic. A.Ş. ise, … İnşaat Ltd. Şti.’ye, – … İnşaat Ltd. Şti. ise, davacı … San. ve Tic. A.Ş.’ye – Davacı … San. ve Tic. A.Ş. ise, davalı müvekkil … Tic. Ltd. Şti.’ye, dava konusu işi tevdi etmiştir. Sözü geçen firmalara, İstanbul Adile Mermerci Anadolu Lisesi, Fatih Projesi ile ilgili iş ve işlem dosyaları ve yapılan işlemler konusunda müzekkere yazılması talep edilmişse de, yerel mahkeme, bu talebimizi de hiç bir şekilde dikkate almamış; maddi gerçeğe ulaşmaktansa, bir çok eksik bilgi ve belge ile dolu davayı, bir nevi elinden çıkarmak istemiştir. Verilen karara, bu noktadan da, tümü ile itiraz ediyoruz. Esasen davalı müvekkil, sözü geçen faturayı davacı şirkete PTT kanalı ile tebliğ etmiştir; ancak buna ilişkin, davalı şirket nezdinde, tanık delili dışında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu hususla ilgili tanıklarımızın, yerel mahkeme huzurunda dinlenilmesi gerekmişse ve ayrıca, PTT Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, davalı firma tarafından, davacı şirkete gönderilen bir posta bulunup bulunmadığının tespiti talep edilmişse de, yerel mahkeme, bu talebimizi de hiç bir şekilde dikkate almamıştır. Davacı taraf, kendilerine ulaştırdığımız faturayı, kasıtlı olarak defterine işlememiş veya başka firmalara ciro etmiş olabilir. Sözleşme konusu işin başka bir firma tarafından yapılmış olduğu şeklinde herhangi bir savunma ve beyan olmadığına ve bu işin, bir şekilde yapılıp tamamlanarak, noksansız bir şekilde, ilgili makama teslim edildiğine göre, bu işten dolayı alacaklı konumuna geçtiğimiz kesinlik kazanmaktadır. Tarafımızca yapılan işlerin tesbiti bakımından, mahallinde keşif yapılması ve tanıkların dinlenilmesi gerektiği yerel mahkemeye defalarca bildirilmişse de, bu husus da yine dikkate alınmamış ve eksik incelemeye dayalı ve yetersiz belgeler üzerinden, iş bu hukuka aykırı karar meydana getirilmiştir. Nitekim, tarafımızdan dosyaya bildirilen tanıklardan biri, dava konusu işi, davacı şirket adına kontrol edip, teslim alan şirket ortağının akrabası … olup, diğer tanık ise, dava konusu projenin yapılıp, tamamladığı okulun Müdür’üdür. Şunu da önemle belirtmek isteriz ki, davacı şirket yetkilisi …, müvekkil şirkete, ”…@yahoo.com.tr” uzantılı e-mail adresinden, taraflar arasında düzenlenen sözleşme tarihinden (sözleşme tarihi: 18.12.2012) 2 gün sonra, yani 20.12.2012 tarih, saat: 13:31’de e-mail göndermiş olup, bu e-mailde, firmamıza, dava konusu faturaya dayanak teşkil eden akıllı tahta projesi hakkında bir kısım hususlar hakkında açıklama yapılmıştır. ” şeklinde beyanda bulunarak kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davalının başlatığı icra takibinden dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı tarafça davacı aleyhine 03/03/2014 tarih ve 7516,60 TL tutarlı … projesi (91 data uç) açıklamalı faturadan kaynaklı toplamda 7.894,08 TL alacağa yönelik takip başlatılmıştır. Davacı taraf, sözleşme süresi içerisinde davalıya herhangi bir okula ilişkin olarak hiçbir satın alma siparişi verilmediğini, davalının sunduğu fatura ve tutanağa konu okula ilişkin proje kapsamında kendilerinin hiç bir hizmet vermediklerini, davalıya hiç bir sipariş talebinde bulunmadıklarını iddia etmektedir.
Taraflar arasında 18/12/2012 tarihinde düzenlenen sözleşmede davalı yüklenici sıfatındadır. Sözleşmenin ilgili maddeleri şu şekilde düzenlenmiştir; ”1. Tanımlar; ”Satın alma siparişi: ekli listede yer alan okul binalarına, ek başka binalar için de yüklenici tarafından hizmetlerin verilmesinin … tarafından talep edilmesi halinde, … tarafından yükleniciye sözleşme kapsamında gönderilebilecek olan hangi bina için hangi hizmetlerin verileceğini, bu bağlamda hizmet kapsamının ve ticari detayların içeriğinde olduğu, yüklenici tarafından yerine getirilecek yükümleri içeren tarafların üzerinde mutabık kalacağı sipariş anlamına gelecektir.” 2.İşbu Sözleşme’nin konusu, Yüklenici’nin …’ya işbu Sözleşme’de ekinde yer alan Teknik EK’de, ilgili her türlü mevzuatta, tüm resmi ve /veya idari kurumlar ile yerel/resmi otoritelerin kabul ettiği Proje’ye ilişkin şartnamelerde belirtilen hususlara, yapısal altyapılarla ilgili ve … tarafından bildirilecek standartlara uygun olarak, ayrıntıları Teknik EK’de belirtilen Proje kapsamındaki enerji ve yerel ağ network altyapı işlerine dair Hizmetleri kendilerine verilen binalarda vermesine ilişkin usul ve esasların ve bu kapsamda Taraflar’ın karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesinden ibarettir. Sözleşme süresi içerisinde … tarafından kendilerine verilen binalara ek olarak başka binalar için de bu sözleşme konusu hizmetlerin verilmesinin yüklenicden talep edilmesi halinde, sözleşmeye ek olmak üzere satın alma siparişleri ve … tarafından yükleniceye gönderilecektir.İşbu sözleşmenin akdedilmesi, …nın sözleşme kapsamında belli zamanlarda ve/veya belli bedellerde satın alma siparişlerini yükleniciye gönderme yükümlülüğü olduğu şeklinde yorumlanmayacaktır. 3.1 Yüklenicinin hak ve yükümlülüğü; Yüklenici, Sözleşme ekinde yer alan Teknik Ek’e uygun olarak ve Sözleşme süresi içerisinde … tarafından ek Satın Alma Sipariş(leri)i çıkılması ve ekinde Teknik Ek gönderilmesi halinde söz konusu Satın Alma Siparişi ve ekindeki Teknik Ek’e uygun olarak Hizmetleri ilgili ekte isim ve adres listesi belirtilen binalarda verecek ve teslim edecektir. Yüklenici, işbu Sözleşme konusu Hizmetleri ifa ederken; … tarafından belirtilen standartlara uygun olarak, yöne aynı şekilde Türkiye’de geçerli ilgili Genel Teknik şartnameler, fenni şartlar ve yürürlükte olan her türlü mevzuata uygun olarak, eksiksiz ve her türlü ayıptan ari olarak ifa etmek zorundadır. 4.Hizmetlerin Kapsamı; Detayları Teknik Ek’de belirtilecek olan ekte isim ve adres listesi yer alan binalarda Proje kapsamındaki enerji ve yerel ağ network altyapı işleri dahil tüm hizmetlerdir. Sözleşme süresi içerisinde …’nın Hizmetlerin başka binalar için de verilmesini talep etmesi halinde Yüklenici’ye göndereceği Satın Alma Siparişlerine ve ekindeki Teknik EK(ler)e istinaden Yüklenici söz konusu binalar için de Hizmetleri ifa edecektir. 5.Kabul; Yüklenici tarafından Hizmetlerin Sözleşme ve eklerine uygun bir şekilde ifa ve teslim edilmesi üzerine ve … tarafından ayrıca Müşteri kabulünün de alınması ile Kabul verilmesinin uygun bulunduğu durumlarda Müşteri Sözleşmesi kapsamında Müşteri tarafından yapılacak ve … tarafından Yüklenici’ye bildirilecek olan Müşteri kabulünü müteakip … söz konusu Hizmetler’in Teknik Ek’de belirtilen Kabul Kriterlerini karşıladığını yazılı olarak doğrulaması durumunda Kabul etmiş olacaktır. 6.Ücret, faturalandırma, ödeme şekli ve vergiler; 6.1. Hizmetlerin bedeli her bir bina başına olacak şekilde ilgili Satın Alma Sipariş(ler)inde belirtilecektir. 6.2. Satın Alma Sipariş(ler)inde belirtilen bedel(ler)in ödeme vadesi ve ödenecek para birimi ile ilgili olarak; 6.2.1. … tarafından Hizmetler Kabul edildikten sonra ve fatura içeriğinin öncesinde … tarafından onaylanmış olması ve Yüklenici’nin Proje Dosyasını ve autocad çizimlerini, … sertifikasyon test raporlarını ve Hizmetlerin ifa edildiği binalarda kullanılan malzemelere ve işçiliğe ait sonuç raporlarını ve detayları Teknik ek’te belirtilen bilgi ve belgeleri …’ya sunmuş olması kaydıyla Yüklenici tarafından Sözleşme ve ekleri hükümlerine uygun olarak …’ya fatura kesilecektir. …, ilgili fatura tutarını faturanın …’ya tebliğ tarihinden itibaren 25-30 gün içinde Yüklenici’ye ödeyecektir. 8.Sözleşmenin süresi, fesih ve feshin sonuçları 8.1. İşbu Sözleşme imza tarihinden itibaren yürürlüğe girecek ve imza tarihinden itibaren 2 ay süre ile yürürlükte kalacak olup, 2 aylık süre dolmadan bir hafta öncesinden … tarafından Sözleşme’nin sona erdirilmesi yönünde Yüklenici’ye bildirimde bulunulmaması halinde Sözleşme kendiliğinden 2 ay daha uzayacaktır. Bu durum devam eden 2 aylık dönemler için de geçerlidir. Sözleşme herhalükarda imza tarihinden itibaren 1 yıllık süre sonunda Tarafların Sözleşme’nin uzaması yönünde yazılı bir mutabakatı olmaması halinde kendiliğinden sona erecektir.Sözleşmenin eki niteliğinde olan, okulların belirtildiği liste dosyada mevcut değildir. Sözleşmenin alt kısmında Tek Elektrik ve … şirketinin kaşesinin ve sözleşmede davacı şirket müdürü olarak …’nun isminin bulunduğu ve davalı şirket müdürü olarak ise … isminin yer aldığı ve iş bu sözleşmenin imzalandığı dosyada mübrez sözleşme örneğinden anlaşılmaktadır.Davalı tarafça sunulan ”tutanaktır” başlıklı tarihsiz belgede ”27/04/2013 tarihinde Adile Mermerci Anadolu Lisesi’nin Fatih Projesiyle ilgili kontroller yapılmış olup, etiketleme dışında herhangi bir eksik kalmamıştır” ibaresinin bulunduğu ve iş bu belgede teslim eden yüklenici kısmında … Şirketi adına …’in isminin yer aldığı, teslim alan işveren kısmında ise … adına … isminin yazılı olduğu ve imzaların olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafça sunulan 29/04/2013 tarihli hasarsızlık raporunda yüklenici olarak davalı şirket belirtilmiştir ve ” 01/04/2013-28/04/2013 tarihleri arasında okulumuzda yapılan kablolama çalışmalarının sonucunda yukarıda sıralanan hasarların okulumuz binalarında oluşmadığını onaylıyorum” ifadesinin altında Adile Mermerci Anadolu Lisesi Müdürü …’nın imzasının ve mührün bulunduğu görülmektedir.Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik Eğitim ve Teknoloji Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevap ile Fatih Projesi 1. Faz Yerel Ağı işinin ihalesini alan firmalarla imzalanmış sözleşme metinleri ile firma ve alt yükleniciler arasında imzalanmış sözleşme metinleri ibraz edilmiştir. Belgelerin incelenmesinde dava konusu faturaya konu hizmetin yapıldığı okulun bulunduğu bölgeye ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı ve … A.ş İle Fatih Projesi 1. Faz çalışmaları kapsamında yerel alan ağı pasif üyeler ve aktif cihazların kurulumu işi için sözleşme yapıldığı, … A.ş nin de bu iş için … A.ş ile sözleşme yaptığı anlaşılmaktadır. Yapılacak işlere ilişkin okul listeleri ibraz edilen belgeler arasında mevcut değildir. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle ; Taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca davacı şirket adına düzenlenen faturanın davacı tarafa tebliğ edildiğine dair dosyada bilgi ve belgenin bulunmadığı, 27/03/2013 tarihinde yapılan işin faturasının 1 yıl sonra 03/03/2014 tarihinde düzenlendiği, işin teslim tutanağında imzası bulunan …’ nun şirketin yetkilisi veya çalışanı olmadığı ve şirket adına hareket edebilecek yetkisi verilen bir belgeye de rastlanılmadığı, bu haliyle faturanın davacı şirket defterleri kaydında bulunmaması göz önüne alınarak fatura bedelinin davacı şirketin sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir. Mahkemece tutanakta imzası bulunan …’nun şirket adına temsile haiz olup olmadığının araştırılması için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlügüne yazı yazılmış, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ekleri gönderilmiş ve yapılan incelemede; 20/09/2012 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde şirket ortaklarının 07/09/2012 tarihli kararı ile …’nun hisselerinin …’na devredildiğinin ilan edildiği, 14/04/2014 tarihli gazetede ise 28/03/2014 tarihli toplantıda …’nun 10 yıl için münferit imza ile yetkili kılındığı tespit edilmiştir. Taraflar arasında 18.12.2012 tarihinde imzalanan iki ay süreli sözleşmenin, bazı okullarda gerçekleştirilecek projeler kapsamında davacı şirket tarafından talep edilebilecek hizmetlere ilişkin olduğu, hizmet ilişkisinin başlaması için öncelikle davacı şirket tarafından satın alma siparişinin davalı şirkete gönderileceği buna göre işin detaylarının belirleneceği bununla birlikle işe başlanacağı hususlarında anlaşılmıştır. Menfi tespit davasında, kural olarak ispat yükü takip alacaklısı davalıya aittir. Somut olayda; davalı taraf sözleşme gereği davacı tarafından düzenlenmesi gereken satın alma siparişlerini sunmamıştır. Takibe konu fatura davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi davalı tarafça davacıya tebliğ edildiğine ilişkin belge de ibraz edilememiştir. Davalının sunduğu fatura ve tutanağa konu hizmete ilişkin projeye davacının dahil olduğuna ilişkin bilgi ve belge de mevcut değildir. Sunulan teslim tutanağında imzası bulunun …’nun davacı şirket yetkilisi olmadığı da sabittir. Davacı dava dilekçesinde belirtiği iddialarını kanıtlamıştır. Her ne kadar davalı taraf, tanıklarının dinlenmediğini, tahkikat aşamasında sunduğu mail yazışmalarında davacı yetkilisinin dava konusu işe yönelik yazışma yaptığını iddia etmekte ise de; davalı taraf, cevap dilekçesinde delil olarak sadece teslim tutanağı ve hasarsızlık tutanağını bildirmiş, tanık, keşif, taraflar arasındaki yazışmalara dayanmamıştır. Mahkemece ön inceleme tensip tutanağında taraflara dilekçelerinde belirttikleri delillerini sunmaları için süre verilmiş, davalı taraf delil listesinde tanık olarak …, … ve …’ı bildirmiş, mail yazışmasını bildirmemiş, keşif deliline de dayanmamıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde “Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri”nin gösterilmesi gerektiği düzenlendiği gibi “Cevap dilekçesinin içeriği” başlıklı 129. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde de “Davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri”nin ,e) Savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.” nin bulunması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere davacı dava dilekçesinde talep sonucunu haklı göstermeye yarayan yani davanın temelini oluşturan maddi vakıaları yazmak zorundadır. Aynı ilke uyarınca davalı da cevap dilekçesinde savunmasının dayanağını oluşturan vakıaları sunmak zorundadır. Böylece davacı iddiasını, davalı da savunmasını somutlaştırmış olacaktır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 317. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, basit yargılama usulünde, dava ve cevap dilekçesi dışında cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi verilemez. Bu çerçevede, taraflar dilekçeleriyle birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de, bunların bulunabilmesini sağlayacak bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadırlar (m. 318). Dilekçe sayısı, bu usulde görülecek işlerin basit olması ve kısa sürede karara bağlanmasını sağlamak amacıyla sınırlandırıldığından, birer defa dilekçe vermek durumunda olan tarafların daha dikkatli davranmaları gerekmektedir.Basit yargılama usulünde iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı, yazılı yargılama usulünden farklı olarak dava açılmasıyla ve cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar (m.319). Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 322. maddesi atfı ile basit yargılama usulünde de uygulama alanı bulan HMK’nın “Ön İnceleme duruşması” başlıklı 140. maddesinin 5. fıkra; “139 uncu madde uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Burada vurgulanması gereken husus özellikle 140. maddede “dilekçelerinde gösterdikleri” ibaresinin kullanılmış olmasıdır. HMK’nın 140. maddesinin gerekçesinde belirtildiği üzere taraflar, delil olarak dayandıkları belgeleri dilekçelerine ekleyerek vermek ya da başka yerden getirilecekse, bunu belirtmek zorundadırlar. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas no: 2020/(22)9-700 Karar no: 2022/207, 24.02.2022) Davalı taraf, faturaya konu hizmeti verdiğini ileri sürmektedir. Fatura düzenlenmesi, hizmetin ifa edildiği anlamına gelmemektedir. HMK 129. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi gereği davalının savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirtmesi, bildirmesi, ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemesi ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de, bunların bulunabilmesini sağlayacak bilgilere dilekçelerinde yer vermeleri bir zorunluluktur.(m. 318). Bu bağlamda; davalının cevap dilekçesinde hizmeti verdiğine dair delillerini sunması gerekmektedir. Basit yargılama usulüne tabi yargılamada davalının cevap dilekçesinde belirtmediği ve sunmadığı tanık, keşif ve e-posta yazışmaları gibi dellileri hizmet verdiğini kanıtlamak üzere tahkikat aşamasında sunması yasal olarak mümkün değildir. Mahkemece iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında bu belgelere itibar edilmemesi doğru olmuştur ancak davalının delil olarak sunduğu tutanakta imzası bulunan …, usulüne uygun davetiye ile duruşmaya davet edilmeli, gelmediği takdirde zorla getirme kararı çıkartılarak tutanakla ilgili beyanı alınmalı ve daha sonra tüm deliller değerlendirildikten sonra sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu hususlar giderilmeden eksik inceleme ile hüküm verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan hususlar kapsamında mahkemece inceleme ve değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/462 E. 2019/1130 K. Sayılı 02/10/2019 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davalı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından yatırılan 128,36 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/09/2023