Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/1342 E. 2020/103 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1342
KARAR NO : 2020/103
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1258 ESAS
KARAR NO : 2019/911
KARAR TARİHİ: 10/07/2019
DAVA: Tazminat (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 30/04/2013 tarihli sözleşme akdedildiğini, davalının hak edişleri düzenlerken sadece sayacı okuduğunu, faturası tahakhuk bağlanmış abonelerin iş bedellerini ödediğini, bir kısım hizmet bedellerinin ise davalı tarafından dikkate alınmadığını, bu kısım işler için hizmet bedellerinin ödenmediğini belirtmiş, ifa edildiği halde hizmet bedeli ödenmeyen iş ve iş bedellerinin tespiti ile şimdilik 50.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının alacak iddiasının zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve teknik şartnamede ödemenin tahakkuk şartına bağlandığını, davacının edimini gereği gibi ifa etmediğini, hak edişlerin davacı tarafından kabul edilerek imza altına alındığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “…Tüm dosya kapsamı, davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde belirtilen yetkisizlik iddiası ve taraflar arasında düzenlenen 30/04/2013 tarihli sözleşme imzalandığını, incelenmesinde İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmıştır.HMK 17 maddesinde, tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık halinde, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabileceği ve taraflar aksi kararlaştırılmadıkça, davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılabileceği açık hükme bağlanmıştır.Yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 37. maddesi nazara alındığında, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, yetkisizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” gerekçesi ile;”Mahkememizin HMK 17 ve 19. maddeleri gereğince YETKİSİZLİĞİNE,Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın yetkili İSTANBUL ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; yetki sözleşmesine uyularak davanın açıldığını, davalının adresinin ”Rüzgarlı Bahçe Mah… Kavacık Beykoz{İstanbul ”olduğunu, sözleşmedeki İstanbul belirlemesinin İstanbul [Anadolu] yerine İstanbul olarak değerlendirilmesinin yerinde olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Davalı taraf, cevap dilekçesi ile usulüne uygun yetki ilk itirazında bulunmuş olup mahkemece HMK 17. maddesi uyarınca yetkili mahkeme İstanbul Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 17. maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin 37. maddesinde bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde Gümüşhane , Trabzon ve İstanbul Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Söz konusu HMK’da yetki sözleşmesi başlıklı 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin, sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğu takdirde yetki sözleşmesi geçerli olacaktır. Tarafların tacir olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı istinaf dilekçesinde yetki sözleşmesine riayet edildiğini, sözleşmede belirlenen üç il arasından İstanbul tercih edildiğini, davalının yerleşim yeri Beykoz olması sebebiyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açıldığını, davalının merkezi itibari ile mahkemenin yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de İstanbul il sınırları içinde İstanbul Merkez (Çağlayan), İstanbul Anadolu mahkemeleri dahil toplam 11 adet yargı çevresi bulunmaktadır. Bütün mahkemelerin yetkili olduğu kabulü yetki sözleşmesinin içeriğine aykırıdır. Kaldı ki yetki sözleşmesi ile yetkili mahkemenin belirlenebilir olması gerekir. Somut olayda, uyuşmazlığın çözümü için Gümüşhane, Trabzon ve İstanbul Mahkemeleri belirlenmiş olup İstanbul Mahkemeleri olarak aksi belirtilmediği sürece Merkez İstanbul (Çağlayan) Adliyesi olarak kabulü gerektiğinden mahkemenin kararında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Başvuru tarihine göre alınması gereken 121,30 TL istinaf harcının HAZİNEYE irat kaydına, 3-Hüküm tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcının peşin yatırılan 44,40 TL mahsubu ile 10,00 TL bakiye harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/10/2020 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.